Türkiye'nin Muhasebe Rehberi   I  Yayınlanan En Son Mevzuatlar  I  2011 Vergi Takvimi  I   2011 Muhasebe Uygulamaları  I  Beyanname Rehberi  
Ana sayfa Yasal Uyarı Künye Danışma Hattı Güncel Bilgi Arşivi

      Çalışma Hayatı Rehberi

 MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   10 MART 2011

  2011 Çalışmaları 

  Mükellef Rehberi 
  Pratik Bilgiler 
  Staj - Stajyer Rehberi
  Maliye Rehberi
  BEŞ DAKİKA ARA !...
  Makale Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi  

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

 

 
 

Tam mükellef gerçek kişilerce 2010 takvim yılında elde edilen gelirlerin beyanı

Bilindiği üzere; mart ayı vergi mükellefi gerçek kişiler için, bir önceki yıl elde etmiş oldukları gelirlerin beyan edileceği aydır. Geçen haftaki yazımızda da belirtildiği üzere, beyan edilecek gelirleri olanlar mart ayının 25. günü akşamına kadar beyannamelerini verecekler ve ödemeleri gereken gelir vergisini mart ve temmuz ayında 2 eşit taksitte ödeyeceklerdir. Geçen haftaki yazımızda gelirlerin beyanı ile ilgili genel konularda açıklamalar yapılmış olup, bu yazımızda, hangi tür gelirlerin ne şekilde beyan edileceği konusu ele alınacak ve özellikle menkul sermaye iratlarına ( mevduat faizleri, kar payı, repo gelirleri, devlet tahvili ve hazine bonosu faizleri gibi) ilişkin açıklamalarımıza yer verilecektir. Kira gelirleri ile ilgili ayrıntılı açıklamalarımız ise bir sonraki yazımızda yapılacaktır.

I- Gelirlerin toplanması ve yıllık beyannameyle beyanı

Gelir Vergisi Kanunu'nun 85. maddesi hükmü uyarınca; mükelleflerin, GVK'nın 2. maddesinde yazılı kaynaklardan (Ticari kazançlar, zirai kazançlar, serbest meslek kazançları, ücretler, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları, diğer kazanç ve iratlar) bir takvim yılı içinde gerek Türkiye içinde gerekse yurt dışında elde ettikleri kazanç ve iratları için, kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname vermeleri ve beyanı gereken gelirleri yıllık beyannamede toplamaları zorunludur.

Defter tutmak zorunda olan ve gerçek usulde vergilendirilen, tacirler ile çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zırai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile, yıllık beyanname vermek zorundadırlar. Tasfiye halinde bulunanlar da dahil olmak üzere, kollektif şirket ortakları ile komandit şirketlerin komandite ortaklarının kazançları için de tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname verilecektir.

Gerçek kişilerin elde ettikleri gelirlerin vergilendirilmesinde yukarıda belirtildiği gibi, tüm gelirlerin yıllık beyannamede toplanarak beyan edilmesi esas olmakla birlikte, Gelir Vergisi Kanunu'nun 86. maddesinde hüküm altına alındığı üzere, bazı gelirler için yıllık beyanname verilmez ve/veya diğer gelirler nedeniyle beyanname verilmesi halinde bu gelirler yıllık beyannameye dahil edilmez.

Buna göre; tam mükellef gerçek kişilerin 2010 yılında elde ettiği aşağıdaki gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler nedeniyle yıllık beyanname veriliyor olsa bile bu gelirler anılan beyannameye dahil edilmez. Başka bir deyişle, bu gelirler hiç beyan edilmez:

a) Gerçek usulde (defter tutmak suretiyle) vergilendirilmeyen zirai kazançlar (zirai kazançlar esas itibariyle, stopaj suretiyle vergilendirilir ve ekili alan, ağaç sayısı, metre kare büyüklük, adet gibi kanunda belirtilen belli büyüklüklerin altında kalındığı takdirde, bu kazançlar için defter tutulmaz ve ayrıca beyanname verilmez),

b) Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından

i. 10 yıl süreyle prim, aidat veya katkı payı ödemeden ayrılanlara yapılan ödemeler,

ii. 10 yıl süreyle katkı payı ödemiş olmakla beraber bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlar ile diğer sandık ve sigortalardan on yıl süreyle prim ve aidat ödeyenlere ve vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemeler,

ii. Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemeler,

c) Kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısımları,

d) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler, (birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi halinde birden sonraki işverenlerden elde edilen ücretlerin toplamı 22.000 Türk Lirası'nı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil)

e) Vergiye tabi gelir toplamının ((a), (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilenler hariç) 22.000 Türk Lirası'nı aşmaması koşuluyla, Türkiye'de tevkifata tabi tutulmuş olan
- birden fazla işverenden elde edilen ücretler,

- menkul sermaye iratları,

- gayrimenkul sermaye iratları,

f) Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 1.090 Türk Lirası'nı aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları,

II- Tam mükellef gerçek kişilerin beyan etmeleri gereken gelirlerin belirlenmesinde dikkate alınacak unsurlar

Beyan edilecek gelirlerin belirlenmesinde dikkate alınacak bazı hususlar, aşağıda, gelir unsurları itibariyle ayrı ayrı özetlenmektedir:

1-Gerçek usulde vergilendirilen ticari ve zirai kazançlarla serbest meslek kazançları

Yukarıda (I) nolu bölümde de açıklandığı üzere, defter tutulmak suretiyle gerçek usulde tespit edilen bu kazançlar için, bu faaliyetlerden zarar doğmuş olsa dahi beyanname verilmesi zorunludur.

2- Ücret Kazançları :

Tam mükellef gerçek kişiler tevkif yoluyla vergilendirilmiş, tek işverenden alınan ücretleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyeceklerdir. Birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi durumunda, birden sonraki işverenden alınan ücretlerin toplamının, 2010 yılı gelirleri için 22.000 TL'yi aşması halinde birinci işverenden alınan da dahil olmak üzere, ücret gelirlerinin tamamı beyan edilecektir.

Birden fazla işverenden ücret alınması halinde, birinci işverenden alınan ücretin hangisi olacağı serbestçe belirlenebilecektir.

Tevkifata tabi tutulmamış ücret gelirleri (Gelir Vergisi Kanununun 64 üncü maddesinde yer alan diğer ücretler hariç) için tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname verilecektir.

3- Gayrimenkul sermaye iratları (Kira gelirleri)

Gelir Vergisi Kanunu'nun 70'inci maddesinde yazılı mal ve hakların (Arazi,

bina, haklar, motorlu taşıtlar vs.) kiraya verilmesinden elde edilen gelirler

"gayrimenkul sermaye iradı" olarak adlandırılmakta olup, bunların beyan ve vergilendirilmesine ilişkin daha ayrıntılı açıklamalarımız bir sonraki yazımızda yapılacaktır.

4- Menkul sermaye iratları

Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile

temsil edilen değerlerden oluşan sermaye dolayısıyla elde edilen kar payı, faiz,

kira ve benzeri iratlar "menkul sermaye iradı"dır.

2010 yılında elde edilen menkul sermaye iratlarının bir kısmı tutarı ne olursa olsun, bir kısmı ise elde edilen gelirin belirli bir tutarı aşmaması halinde yıllık beyanname ile beyan edilmeyecektir.

4.1. Tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecek menkul sermaye iratları

Aşağıda belirtilen gelirler tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecek olup, diğer gelirler nedeniyle verilen beyannameye de dahil edilmeyecektir.

1. Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 67. maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tutulmuş olan,

- Mevduat faizleri,

- Özel finans kurumlarınca kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları,

- Repo gelirleri,

2. 07/10/2001 tarihinden itibaren düzenlenen şahıs sigorta poliçeleri dolayısıyla elde edilen ve yukarıdaki (I) nolu bölümün (b) bendinde sayılan menkul sermaye iratları(bireysel emeklilikle ilgili menkul sermaye iratları).

3. Kurumlar vergisi mükelleflerinin 31/12/1998 ve daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde ettikleri kazançlarının dağıtımı halinde, gerçek kişilerce elde edilen kar payları.

4. Kurumların karlarını sermayeye eklemek suretiyle gerçekleştirdikleri kar dağıtım işlemlerinde gerçek kişi ortaklarca elde edilen kar payları.

5. Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 67. maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tutulmuş olan 01.01.2006 tarihinden sonra ihraç edilmiş devlet tahvili, hazine bonosu faiz gelirleri. (Eurobondlar ise GVK geçici 67. madde kapsamına girmediği için, bunlardan elde edilen faiz gelirleri 22.000 TL'lik sınırı aşmışsa beyan edilecektir.)

4.2. Belirli bir tutarı aşmaması halinde beyan edilmeyecek olan menkul sermaye iratları

A- 22.000 TL'yi aşmaması halinde beyan edilmeyecek menkul sermaye iratları

Türkiye'de tevkif yoluyla vergilendirilmiş olan(kesinti oranı sıfır olarak belirlenmiş olanlar dahil) ve 22.000 Türk Lirası'nı aşmayan aşağıda belirtilen menkul sermaye iratları için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.

- 01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresi'nce çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler.

- Tam mükellef kurumlardan elde edilen kar payları.

Elde edilen gelirin 22.000 Türk Lirası'nı aşması halinde bu gelirlerin tamamı yıllık beyanname ile beyan edilecektir.

Menkul sermaye iratları toplamının 22.000 TL'yi aşıp aşmadığının tespitinde; indirim oranı uygulanabilecek menkul sermaye iratlarının, indirim oranı uygulandıktan sonra kalan kısımlarının dikkate alınması, bu iratların beyan edilmesinin gerektiği durumlarda ise indirim oranı uygulandıktan sonra kalan kısımlarının beyan edilmesi gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen gelirlerden, 01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri (Dövize, altına veya başka bir değere endeksli olanlar ile döviz cinsinden ihraç edilenler hariç) %93.4 indirim oranı uygulamasından yararlanmaktadır. Bu gelirlerden indirim düşülecek ve kalan tutar, başka gelir yoksa, 22 bin TL'yi aşıyor ise beyan edilecektir. Bu durumda, başkaca beyanı gereken gelirlerin bulunmaması halinde, indirim oranı uygulamasından yararlanabilecek menkul sermaye iradından, gayri safi tutarları toplamı 333.333.33 TL'yi aşmayan tutarlar için yıllık beyanname verilmeyecektir.
Bilindiği üzere, gerçek kişilerce, tam mükellef kurumlardan elde edilen kar paylarının yarısı gelir vergisinden istisna olup, kalan tutar vergiye tabi gelir olarak dikkate alınacaktır. Beyana tabi başka gelirlerin bulunmaması halinde, istisna düşüldükten sonra kalan gelir 22 bin TL'yi aşıyor ise beyan edilecektir.

Beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, kurum bünyesinde karın dağıtımı aşamasında yapılan vergi kesintisinin tamamı mahsup edilecektir.

Öte yandan, tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecek olan ve yukarda 4.1. bölümde belirtilen menkul sermaye iratları, beyan sınırı olan 22 bin TL'lik haddin hesabında dikkate alınmayacaktır.

Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 1.090 TL'yi aşmayan, tevkifat ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul sermaye iratları için de yıllık beyanname verilmeyecektir.

Vergi tevkifatına tabi tutulmuş menkul sermaye iratları ile tevkifata tabi tutulmamış menkul sermaye iratlarının birlikte elde edilmesi halinde, 22 bin TL'lik haddin hesabında toplam tutar dikkate alınacaktır.

5- Diğer kazanç ve iratlar

Diğer kazanç ve iratlar Gelir Vergisi Kanunu'nda "değer artış kazançları" ve "arızı kazançlar" olarak iki gruba ayrılmıştır.

Tam mükellef gerçek kişiler, istisna tutarını geçen diğer kazanç ve iratlarını yıllık beyanname ile beyan etmek zorundadırlar. 2010 yılına ilişkin istisna tutarı değer artışı kazançları için 7.700 TL (menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar için bu istisna uygulanmaz), arızi kazançlar için 18.000 TL'dir.

- Türkiye'de kurulu menkul kıymet borsalarında işlem gören hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren 1 yıl geçtikten sonra, tam mükellef diğer kurumlara ait olan hisse senetlerinin ise iktisap tarihinden itibaren 2 yıl geçtikten sonra satılması halinde elde edilecek gelir vergiye tabi değildir. Hisse senetlerinin iktisaptan evvel ya da İMKB'de işlem görenlerde iktisap tarihinden itibaren 1 yıl içinde, tam mükellef diğer kurumlara ait olanlarda ise iktisap tarihinden itibaren 2 yıl içinde satılması halinde ise oluşacak kazanç değer artış kazancı olarak vergilenecektir.

(İMKB'de işlem gören hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren bir yıl içinde satılması halinde elde edilen gelir üzerinden işleme aracılık eden kurum tarafından vergi tevkifatı yapılmakta olup, bu gelirler daha sonra tekrar beyan edilmeyecek ya da başka gelirler nedeniyle verilecek beyannamelere dahil edilmeyecektir.)

Ancak, ivazsız olarak elde edilmiş hisse senetleri (borsada işlem görsün görmesin) ise ne zaman satılırsa satılsın, elde edilen kazanç vergiye tabi değildir.

- İvazsız olarak iktisap edilen menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçları hariç, diğer menkul kıymetlerin elden çıkarılması halinde (elden çıkarma ne zaman olursa olsun) doğan kazançlar değer artışı kazancı olarak vergilenecektir. Ancak, GVK'nın geçici 67. maddesi kapsamında üzerinden vergi tevkifatı yapılmış olan (sıfır oranda tevkifat yapılmış olsa bile) menkul kıymet satış kazançları ayrıca beyan edilmeyecek veya diğer gelirler nedeniyle verilecek beyannameye dahil edilmeyecektir.

- İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) gayrimenkullerin ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak beş yıl (01.01.2007 tarihinden önce iktisap edilmiş olanlar için dört yıl) içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar vergiye tabidir.

- Menkul malların elden çıkarılmasından doğan değer artışı kazançlarının tespitinde iktisap bedeli esastır. Ancak iktisap bedeli, diğer mal ve hakların elden çıkarılmasında olduğu gibi, elden çıkarılan ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsü'nce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında arttırılarak tespit edilir. Ancak, bu artışın yapılabilmesi için artış oranının %10 veya üzerinde olması gerekir.

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK / Verginin Gündemi
akif.akarca@alfaymm.com

 
Yasal Uyarı
 

 
 

 

 
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)

Copyrıght  © 2005-2011 www.muhasebenet.net www.muhasebenet.com. Her hakkı saklıdır.