Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE MAKALELER :   10 Mart  2009

  Ana sayfa

  2009 Yılı Çalışmaları

  Pratik Bilgiler

  Staj - Stajyer Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

  Muhasebe Bilgi Rehberi 

 Tekdüzen Hesap Planı

 

 

 


Hikmet Güneş

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

hikmetgunes@turmob.org.tr
Gaziantep

 

KREDİ KARTI İLE FATURADAKİ İSMİN FARKLI OLMASI

 

Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu olan 5464 sayılı kanunun 17. maddesi ‘ Üye işyerleri, kart hamillerinin yapmış oldukları mal ve hizmet alımlarının bedelini banka kartı ya da kredi kartı ile ödeme taleplerini kabul etmek zorundadır. Bu zorunluluk indirim dönemlerinde de geçerlidir. Üye işyerleri, kart hamilinden kartın kullanılması dolayısıyla komisyon veya benzeri bir isim altında ilave bir ödemede bulunmasını isteyemez. Bu hükme aykırı davranılması halinde, üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar tarafından üye işyeri sözleşmesi feshedilir ve bir yıl süreyle yeni bir sözleşme yapılamaz. Üye işyerleri, mal ve hizmet bedeli karşılığını banka kartı veya kredi kartı ile ödemek isteyen kişilerin imza gerektiren işlemlerde imza kontrolünü yapmak, kartın tahrifata uğrayıp uğramadığını kontrol etmek ve üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlarca kendilerine ulaştırılan bilgiler çerçevesinde kartın geçerliliğini tespit etmekle yükümlü olup, gerekli durumlarda kart üzerinde yer alan bilgilerle kimlik belgesi üzerinde yer alan bilgileri karşılaştırmak üzere geçerli bir kimlik belgesi ibrazını talep etmek ve harcama belgesi üzerindeki bilgilerle kredi kartı üzerindeki bilgileri karşılaştırarak kontrol etmekle yükümlüdür. Bu kontrollerin yapılmamasından doğan zararlardan üye işyerleri sorumludur’. Yani; bu kanun maddesi ile kredi kartındaki isim ile fatura üzerindeki isim aynı olması gerekmektedir diye bir şart bulunmamaktadır. Bunun esas amacı ise hırsızlık-çalınma kaybolma gibi durumlarda kart sahibinin zararı oluştuğunda( Tabiî ki bankayı bildirmesi şartı ile), kart sahibinin kimliğini kontrol etmemekten dolayı doğacak zararlarda üye işyerleri sorumlu bulunmaktadır
3065 sayılı Katma Değer Vergisi kanunun 2.maddesinin 1.fıkrası TESLİM,” Teslim,bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce,alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir.Bir malın alıcıya veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmündedir.Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde,malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci veya sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimidir.” diyerek tarif etmektedir.4.maddesi ise HİZMET’i ” Hizmet,Teslim ve Teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerdir.Bu işlemler,bir şeyi yapmak,işlemek,meydana getirmek,imal etmek,onarmak,temizlemek,muhafaza etmek,hazırlamak,değerlendirmek,kiralamak,
bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebilir.” şeklinde tarif etmektedir.
213 sayılı Vergi usul kanunun 229.maddesi ise Faturanın tarifini ”Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”diye açıklamıştır. Aynı yasanın 230/3.maddesi uyarınca fatura üzerinde “Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası”nın yazılması zorunludur.
Ayrıca yasal düzenleme gereği olarak “fatura düzenlemek zorunda olanlar, müşterinin adı ve soyadı ile bağlı bulunduğu vergi dairesi ve hesap numarasının doğruluğundan sorumludurlar.”
Müşterinin nihai tüketici konumunda olması halinde onun vergi mükellefiyet numarasının fatura üzerinde bulunup bulunmaması önem arz etmemektedir. Burada esas olan Faturanın gerçek olarak alıcı kim ise onun adına düzenlenmiş olması önemlidir
Müşterinin borçlandığı miktarı ise nasıl ve hangi araçlar ile ödeyeceğini belirtmemiştir. Kaldı ki gerek Borçlar Kanunun 83.maddesi ve gerekse 6183 sayılı amme alacakları tahsil usulü hakkındaki kanunun 41.maddesinde de ödemenin hangi araçlarla yapılacağı hakkında belirleyici bir hüküm bulunmamaktadır.
Herhangi bir esnaftan emtia alan müşteri,aldığı emtiaya ait borçlandığı miktarı nakit,çek-senet veya Bankalarca verilen kendine ait Kredi kartlarıyla ödeyebildiği gibi,eşine,çocuğuna veya yakınlarından birine ait kredi kartıyla da ödeyebilmektedir.Kredi kartı ile yapılan bu ödemelerde fatura bedelini bir defada kredi kartıyla defaten ödemede sorun olmamakla beraber fatura bedelini taksitlendirip ve bu taksitleri de her defasında kendine veya eşine ve çocuklarına ait kredi kartıyla ödeme aşamasında sorun çıkmaktadır.Vergi Daireleri bu kredi kartıyla yapılan taksit ödemelerinin tutarı kadar sanki yeni satış yapılmış gibi değerlendirerek mükelleflere (satıcılara)fatura kestirmekte.Bu uygulama mükellefin emtia stokunda uyumsuzluğa neden olabileceği gibi,Gelir ve Katma Değer Vergisi matrahlarında da artışlara neden olacaktır.Dolayısıyla,mükellef fazladan vergi ve ceza ile karşı karşıya kalacaktır.Ticari hayatta sıkça uygulanan kredi kartı ile yapılan taksit ödemelerinin yukarıda belirtilen olumsuz sonuçlarını ortadan kaldırmak için yapılması gereken işlemlerde tereddüde düşülmektedir.Bu durum meslek mensuplarımızı da zor duruma düşürmektedir.
Yine artık yaşamış olduğumuz toplumda insanlar artık ceplerinde para bulundurmamaktadır. Plastik para taşımaktadırlar. Plastik para hem daha güvenli hem de taşıma kolaylığı bulunmaktadır. Her türlü alışverişlerimizde kredi kartı kullanmaktayız. Büyük firmalarımızda ekonominin gereği olarak artık müşterilerinden daha önceleri çek-senet alırlarken alacaklarına karşılık artık kredi kartı istemekte ve tahsilatlarını gerçekleştirmektedirler . Zira; çek-senet alıyorlar, ancak karşılığı çıkmıyor, ancak kredi kartı kesin tahsilat olarak gözükmektedir. Firmalar borçlu olan muhataplarını bulduklarında alacaklarını tahsil etme derdi ile kredi kartı kimin olursa olsun yeter ki kredi kartı sahibinin onayı alınmış olsun o zaman kredi kartı ile hemen tahsil yoluna gidilmektedir. Zaten başka türlüde tahsilatını gerçekleştirememektedir
Aynı zamanda bir arkadaşımızın bir dostumuzun veya bir yakınımızın kredi kartını kullanarak mal veya hizmet alışverişinde bulunmaktayız.
Vergi Daireleri, kredi kartındaki isim ile faturadaki ismin aynı olması şartını koşmakta, isimlerin farklı olması durumunda 2 farklı satışmış gibi görerek fatura kesilmesini istemektedir. Ülkemizde sosyal ilişkiler diğer ülkelerden çok farklıdır. Dost ahbap ilişkileri bulunmakta ve bu yadsınamaz bir gerçektir.
Ancak; ne olursa olsun, işin esas gerçek mahiyeti esas alınması gerekmektedir. İşin gerçek mahiyeti de, malı A şahsı almakta kredi kartı B şahsınındır, onunla ödeme gerçekleşmekte ve kredi kartı ödeme zamanı geldiğinde ödemeyi yine B adına A yapmaktadır.İşin Özü budur.
İlişkide bulunduğumuz dostumuzun arkadaşımızın kredi kartını ne zaman istersek kullanabilmekteyiz , ülkemizin sosyal gerçeklerinden birisidir.
Maliye bakanlığı; baktığı pencereden haklıdır. Zira ;peşin satılmış bir malın tahsilat işlemini, kredi kartı ile satılmış ama fatura kesilmemiş olan tahsilatla bağlıyorsunuz demektedir. Haklıda olabilir ve haklı olduğu hususlardan birisidir. O zaman bunun ispat yükümlülüğü kendisine ait olmalıdır. Faturayı zaten şu darboğazda bulunan mükelleflere kesmemelidir mükellefi zor durumda bırakmamalıdır.
Maliye bakanlığı bu uygulamadaki aksaklıkları düzeltmelidir. Aksi takdirde mükellefler alacaklarını alamazlar ise; ödemelerini bu vesile ile yapamayacak dişlinin zaten dönmeyen dişlileri kırılmaya başlayacaktır, ve ülkemizin ekonomisini biraz daha zora sokacaktır. Mükelleflerin bu mağduriyetlerinin ortadan kaldırılması için gerekli düzeltmeler yapılmalıdır.

Hikmet Güneş

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

hikmetgunes@turmob.org.tr
Gaziantep

10.03.2009

 

Diğer makaleleri

SERMAYE ŞİRKETLERİNDE 1.TERTİP YASAL YEDEK AKÇELER (13.05.2008)

Ödenmeyen SSK primlerin gider yazılmaması ve çelişkiler (01.04.2008)

 
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2008  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.