Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE MAKALELER :   25 Mayıs 2009

  Ana sayfa

  2009 Yılı Çalışmaları

  Pratik Bilgiler

  Staj - Stajyer Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

  Muhasebe Bilgi Rehberi 

 Tekdüzen Hesap Planı

 

 

 


Ramazan AKTAŞ

Vergi Denetmeni
ramazan.aktas@vergianaliz.net

 

Serbest Meslek Erbabı,

 Bilânço Usulünde Defter Tutabilir mi?
 

Vergi kanunlarında, defter tutma usullerine yakından bakıldığında genel anlamda üç ana yöntem belirlenmiştir. Bunlar, bilânço usulü, İşletme Hesabı Esası ile Serbest Meslek Kazanç Defteridir. Söz konusu üç defter tutma yöntemlerinden biri diğerlerine göre farklı bir amaca hizmet eder.

213 sayılı VUK ile 193 sayılı Gelir Vergisi kanununa göre Bilânço usulü ile işletme hesabına göre defter tutanlar ticari kazanç elde edenlerce uygulanan kayıt tutma yöntemleridir. Diğer usul ise sadece mesleki faaliyette bulunan mükellefler tarafından uygulanan yöntemdir. Serbest Meslek Kazanç Defteri, her ne kadar mesleki faaliyette bulunanlar tarafından tutulsa da, ikinci sınıf tüccarların yani ticari faaliyet gösteren mükelleflerin tuttukları İşletme Hesabı Esasındaki Defter ile benzerdir. Farklılık sadece isimlerden kaynaklanmaktadır.

213 sayılı VUK ile 193 sayılı Gelir Vergisi kanunu incelediğimizde mesleki faaliyet gösteren mükelleflerin Serbest Meslek Kazanç Defterinden başka bir defteri tutamayacağı anlaşılmaktadır. Söz konusu durum ile ilgili olarak da 213 sayılı VUK’ un 210. maddesi şöyle demektedir:

“ Serbest meslek erbabı bir (Kazanç defteri) tutarlar.
Bu defterin bir tarafına giderler, diğer tarafına da hâsılat kaydolunur.
Defterin gider tarafına, yapılan giderlerin ney’i ile yapıldığı tarih ve hâsılat tarafına ise ücretin alındığı tarih ve miktarı ile kimden alındığı yazılır.
Hekimler diledikleri takdirde, yukarıda yazılı malumatı protokol defterinde göstermek şartıyla ayrı kazanç defteri tutmayabilirler. ”

Ayrıca, 193 sayılı Gelir Vergisi kanunumuzda, yukarıda belirtilen madde hükümlerine paralel olarak 67. maddesinde kazançlarını serbest meslek kazanç defteri üzerinden tespit edeceğini belirtir.

Söz konusu madde hükmündeki zorunluluğu 67. madde de aşağıdaki gibi açıklamıştır:
“Serbest meslek erbabı, mesleki kazançlarını Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tuttukları "Serbest meslek kazanç defteri"ne istinaden tespit ederler
65'inci maddenin son fıkrasında yazılı şirketler de mesleki kazançlarını "Serbest meslek kazanç defteri" üzerinden tespit ederler. Bu şirketlerin bilânço esasına göre tuttukları defterler serbest meslek kazancı defteri yerine geçer.”

Yukarıda açıklanan madde hükmünde ilginç olan bir durum ise mesleki faaliyette bulunan bazı şirketlerin bilânço usulünde tuttukları defterlerin serbest meslek kazancı defteri yerine geçtiğini belirtmesidir. Yani her ne kadar bilânço usulünde defter tutulmuş olsa da artık o defterler “ serbest meslek kazanç defteri” olarak kabul edilecektir. Madde geçen söz konusu şirketler ise, kollektif, adi komandit ve adi şirketlerdir.

Öte yandan, 213 sayılı VUK’ un 177. maddesinde; “İhtiyari olarak bilânço esasına göre defter tutmayı tercih edenler ” ibaresinin işaret ettiği üzere, her ne şekilde olursa olsun, bilânço usulünde defter tutanlar birinci sınıf tüccar olarak kabul edilecektir.

Mesleki faaliyette bulunan mükelleflerin ihtiyaca binaen artık bilânço usulünde defter tuttukları görülmektedir. Bu noktada, bilânço usulünde defter tutan serbest meslek erbapları artık birinci sınıf tüccar konumuna gelmektedir. Hâlbuki serbest meslek erbapları, her ne kadar bilânço usulünde defter tutsalar da mesleki faaliyette bulunmaya devam etmektedirler. Yani ticari faaliyette bulunmaları söz konusu değildir.

Vergi Usul kanunumuzun 1960 yıllarda yürürlüğü girmesi ve ilgili tarihlerdeki sosyo-ekonomik yapının günümüz şartlarına göre bir hayli geride olması sebebiyle, defter tutma usulündeki bu üçlü ayırım anlaşılır ve kabul edilebilirdir. Ancak günümüz sosyoekonomik şartların 1960 yıllara oranla çok büyük farklılıkları arz etmesi nedeniyle, vergi usul kanununda köklü değişimler yapılması zorunlu görünmektedir.

Dolayısıyla, günümüz şartları ve mükelleflerin ihtiyaçları karşılama konusunda sıkıntı oluşturmaya başlayan 213 sayılı VUK’ un bazı maddelerinde değişiklik yapılması gerekmektedir. Bu nedenle, özellikle de, mesleki faaliyet gösteren mükelleflerle ticari faaliyet gösterenleri, farklı defter tutma yöntemini uygulamaya zorlamaktan ziyade mükelleflerden dileyenlere bilânço usulünde defter tutma imkânının getirilmesi daha akılcı görünmektedir.
 

Ramazan AKTAŞ

Vergi Denetmeni
ramazan.aktas@vergianaliz.net

25.05.2009

www.muhsebenet.net

-Uzlaşma sonrası ikinci kez resen tarhiyat mümkün müdür?

-Serbest meslek erbabı ve banka hesap hareketleri (23.03.2009)

-Değer artış kazançları ve vergilendirme (16.03.2009)

-Diğer makaleleri için tıklayınız

 

 

 
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2008  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.