Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   06.02.2008
    

  Ana Sayfa 

  Muhasebe Forum 

  2008 Çalışmaları

  Asgari Geçim İndirimi Rehberi

  Transfer Fiyatlandırması Reh.

  Staj-Stajyer Rehberi

  2008 Pratik Bilgiler

 MuhasebeNet Yasal Uyarı

 

 

 


 

Vadeli çekleri reeskonta tabi tutmak

mümkün değil

 

Çek her an nakde dönüştürülmesi mümkün olar bir ödeme aracı olarak kullanılıyor. Danıştay Vergi Daireleri Genel Kurulu'nun kararına göre de vadeli düzenlenmiş olsa bile çeklerin reeskonta tabi tutulması mümkün olmuyor.

ÇEK DE REESKONT
SORU: Geniş çaplı pazarlama işiyle uğraştığımız için satışlarımızı çoğunlukla çek karşılığı yapıyoruz. Aldığımız çekler genellikle iki-üç ay vadeli oluyor. Bu çeklerin bir kısmını ciro ediyoruz. Ancak bir kısmı dönem sonu itibariyle elimizde kalıyor.
Envanter çalışmalarında Tek Düzen Hesap Planında da yer aldığı üzere aktifimizde yer alan çekleri reeskonta tabi tutmamız mümkün mü?
Vadeli çeklerde bizim alacaklarımızı oluşturmuyor mu?

YANIT: Türk Ticaret Kanunu'nun 709. maddesi uyarınca "Çek görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir." Dolayısıyla çek her an nakde dönüştürülmesi mümkün olan bir ödeme aracıdır.
Diğer yandan vergi idaresi vadeli çekler için reeskont yapılmayacağı yönünde açık bir düzenleme yapmamıştır. Buna karşılık uygulamada idare vadeli çeklerin reeskonta tabi tutulamayacağı yönünde görüş vermiştir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu'nun 07.04.2000 tarih ve E.1999/448, K.2000/145 sayılı Kararı uyarınca vadeli çeklerin reeskonta tabi tutulması aşağıdaki gerekçe ile mümkün değildir.
"Vergi Usul Kanunu'nun 281 ve 285. maddelerinde; iktisadi işletmelere dahil alacak ve borçların mukayyet değerleriyle değerlenmesi esası benimsenmiş ve değerleme günü itibariyle vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçların reeskonta tabi tutulabileceği belirtilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu'nun üçüncü kısmında "çek" ile ilgili hükümlere yer verilmiş, çekin unsurları belirtilerek, 698. maddesinde çekte münderiç herhangi bir faiz şartının yazılmamış hükmünde olduğu, 707. maddesinde, çekin görüldüğünde ödeneceği, buna aykırı herhangi bir kaydın yazılmamış hükmünde olacağı, keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çekin ibraz günü ödeneceği kurala bağlanmış, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun da Ticaret Kanunu'ndaki düzenlemelere paralel hükümler getirerek 4. maddesinde, çekle işleyen hesabın bulunduğu banka şubesinin, ibraz edildiği anda karşılığı bulunan çeki ödemek mecburiyetinde olduğu, 16. maddesinde de, ibraz süresi içinde veya üzerinde yazılı keşide tarihinden önce, 4. maddeye göre ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen dahi olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler hakkında uygulanacak müeyyideler düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunu'nda kambiyo senetleri arasında yer almakla birlikte, çekin yasal olarak vade ve faiz kaydı taşımasının mümkün olmaması, muhatap tarafından görüldüğü anda karşılığının ödenmesinin zorunlu bulunması nedeniyle bono ve poliçeden farklı nitelik taşıdığı ve sadece nakit ödeme aracı olarak işlem görmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Uygulamada çekin çeşitli sebeplerle vadeli düzenlenmiş olması, adına çek düzenlenen yükümlünün ancak değerleme gününde vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar için uygulanması öngörülen Vergi Usul Yasası'nın 281. maddesindeki düzenlemeden yararlandırılmasına olanak vermeyeceğinden söz konusu vadeli çeklerin reeskonta tabi tutulması mümkün değildir. (V. Seviğ)

ARSA SATIŞINDA KATMA DEĞER VERGİSİ
SORU: Şirketimizin aktifinde 22 yıldır bulunan ve hali hazırda TIR parkı olarak kullanılan araziyi satmak üzere alıcısı ile protokol yapmış bulunuyoruz. Söz konusu TIR parkı üzerinde bulunan bazı taahhütlerimizi kaldırdıktan sonra söz konusu araziyi hukuken temiz olarak alıcısına teslim edeceğiz.
Söz konusu TIR Parkının alıcısına satışını devir yoluyla gerçekleştirirken bu iş için fatura düzenlemek zorundayız. Söz konusu TIR Parkı arsasının satış işlemi için düzenlenen faturada Katma Değer Vergisi hesaplanması gerekir mi?
YANIT: Katma Değer Vergisi Yasası'nın 17. maddesinin 4. fıkrasının (r) bendi uyarınca "Kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile gayrimenkullerin satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık gayrimenkul ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimleri" Katma Değer Vergisi'nden istisnadır.
Mevcut yasal düzenleme çerçevesinde yasa maddesinde yer alan istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları gayrimenkul ve iştirak hisselerinin teslimleri istisna kapsamı dışındadır.
Dolayısıyla sizin satışını gerçekleştirmek üzere olduğunuz TIR Parkı eğer gayrimenkul ticareti ile iştigal etmiyorsanız, Katma Değer Vergisi istisnasına tabi olacaktır.
Söz konusu istisnanın Kurumlar Vergisi Yasası'nda yer alan gayrimenkul ve iştirak hissesi'nin satışına yönelik olarak tespit edilecek istisna ile ilgisi bulunmamaktadır. (V. Seviğ)

VADELİ SATIŞLARDA KURUN ETKİSİ
SORU: 2006 yılında dolar üzerinden bedeli belirlenmiş bulunan gayrimenkulümüzü bedeli iki yılda aylık taksitler halinde ödenmek üzere satmıştık. Söz konusu satış karşılığında gayrimenkulü satın alanla aramızda yapmış olduğumuz protokol gereğince aylık taksitler her ayın 10.günü akşamına kadar ilgili banka şubesine yatırılmaktadır.
Söz konusu gayrimenkul ticari işletmemize kayıtlı olduğundan alacağımız bilançonun aktifinde görülmekte olup, taksitler tahsil edildikçe alacak miktarı da düşmektedir. Bu durumda Dolar kurunda ortaya çıkan değer kaybı nedeniyle hesaplanacak zararı kayıtlarımıza intikal ettirebilir miyiz? Ayrıca 2006 yılında ortaya çıkan iştirak kazancı istisnası, alacağımızın toplam değeri Türk Lirası karşılığında azalacağından bu durum sorun yaratır mı? 2008 yılının Haziran ayında satış dolayısıyla alacaklarımızın tamamı ödenmiş olacaktır.
YANIT: Söz konusu satışlardan dolayı aylık taksitler halinde tahsil etmekte olduğunuz satış bedeli nedeniyle halihazırda kayıtlarınızda mevcut olup taksit tarihleri itibariyle tespit edilmiş kurlara göre yapmış olduğunuz düzeltme sonucunda yer alan Türk Lirası karşılığı taksit tutarlarında bu taksitlerin tahsili sırasında kur farkından bir zarar ortaya çıkarsa bu farkları da giderleştirebilirsiniz.
Diğer yandan konuya ilişkin olarak Kurumlar Vergisi (1) sayılı Tebliği'nin 5.6.2.4.5 bölümünde yapılan açıklamalar uyarınca bu tür satışlar da satış kazancı, satış işlemi ile birlikte oluşacağından istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır. İstisna kapsamındaki değerlerin satışından kaynaklanan alacaklar için alınan faiz, komisyon ve benzeri gelirler, istisna kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır. Aynı şekilde, satış bedelinin döviz cinsinden belirlenmesi durumunda ortaya çıkan kur farklarının da istisna kazancın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Döviz üzerinden veya vadeli olarak gerçekleşen satışlarda, yabancı paraların ya da alacakların değerlenmesinden kaynaklanan unsurlar vergi matrahının tespitinde gelir veya gider unsuru olarak dikkate alınacaktır. (V. Seviğ)

YARGI KARARLARINDA İSPAT

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E.2004/235 K.2005/162 T.17.6.2005
Bakır ticareti yapan davacı hakkında, 2001 yılında emtia alımlarını gerçeğe aykırı faturalarla belgelendirdiğinden bahisle KDV indirimleri kabul edilmeyerek cezalı tarhiyat yapılmıştır. VUK'nun 3/2. ve 134. maddeleri ile 3065 sayılı KDV Kanunu'nun 29/1(a) maddesi hükümleri gereğince, gerçek usulde vergiye tabi ve mükellefiyet kaydı bulun bir tacirin düzenlediği faturaların gerçeği yansıtmadığı, dolayısıyla söz konusu faturalarda yer alan KDV'nin indirim konusu yapılamayacağı sonucuna ulaşılabilmesi için, fatura muhteviyatı teslim edilmediği veya hizmetin gerçekten yerine getirilmediği konusunda yeterli tespitin bulunması gerektiğinden ve ayrıca yükümlüye fatura düzenleyen şirketlerin gerçek usulde vergi mükellefi olduğu ve bir kısmının ilgili dönem KDV beyannamelerini verdikleri ancak borçlarını ödemediği, bir kısmının vergi ödevlerini yerine getirmediği anlaşılmış olup, davacı şirketin bunlardan aldığı faturalar nedeniyle KDV ödemediği veya bu faturaların gerçek mal alışlarını yansıtmadığı yolunda dava dosyasında başkaca somut bir tespit bulunmadığından, alışlarının gerçek olduğu inceleme elemanınca da kabul edilerek kurumlar vergisi yönünden eleştirilmediği anlaşılan yükümlü hakkında yapılan tarhiyatta isabet yoktur.

Danıştay 7. Dairesi E.2004/738 K.2005/908 T.4.5.2005
Akaryakıt istasyonu işleten davacının adına, kredi kartı ile yaptığı bir kısım satışını kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle tarhiyat yapılmış olup, davacı şirketçe günlük nakit gereksinimlerinin, gerek şirket yetkililerine, gerekse bu kişilerin arkadaşlarına ait kredi kartlarının POS cihazından geçirilerek karşılandığı, bu tutarların mal satımına ilişkin olmadığı ileri sürülmüşse de; kayıt dışı hasılatın saptanması esnasında, şirket ortaklarına ait kredi kart tutarlarının dikkate alındığının anlaşılması ve POS cihazından geçirilen diğer kartlara ilişkin tutarların mal satımına ilişkin tutarlar olduğunun kabulünün normal, mutat ve icaplara uygun bulunması sebepleriyle, yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık yoktur.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E.2005/26 K.2005/94 T.22.4.2005
Bir kısım hasılatını el defterinde takip etmek suretiyle kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle davacı adına cezalı tarhiyat yapılmıştır. Her ne kadar Yerel Mahkemece verilen kararda, davacının eski çalışanı tarafından vergi denetmenliğine verilen el defterinden hareketle yapılan vergi incelemesi neticesinde, Asliye Ceza Mahkemesinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu söz konusu el defterinde yazılı bilgilerin davacının veya muhasebecinin eli ürünü olmadığının saptanması sebebiyle, el defterindeki bilgilerden hareketle hesaplanan matrahın dayanağı bulunmadığı ve el defterinin davacıya ait olduğunun kesin olarak ortaya konulmadığı gerekçesiyle, davacı hakkında yapılan tarhiyat kaldırılmışsa da; vergi inceleme raporunun ekini oluşturan 18.12.1998 tarihli tutanakta el defterinin yükümlünün sekreteri tarafından tutulduğu, tutanağa ekli listelerde de aylar itibariyle eksik düzenlenen belge adedi ve tutarı ile tam düzenlenen belge adedi ve tutarı ile tarihlerin belirlenmiş olması ve yükümlü tarafından bu listelerin ve tutanağın ihtirazi kayıt konulmaksızın imzalanmış olması sebepleriyle, belirtilen şekilde el defterinden hareketle hesaplanan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık yoktur.
 

 

Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz

Referans / 06.02.2008

 

 


Copyrıght © 2005 -2008  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.