Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   16.08.2007
    

                                           Ana Sayfa 

                             Muhasebe Forum 

                                      SSK Mevzuat

                                    Danışma Hattı 

                      2007 Yılı Uygulamaları

                         Staj-Stajyer Rehberi

                     2007 Yılı Pratik Bilgiler

 

 

 


 

Ücretler üzerindeki vergi yükü nasıl azaltılabilir?

Bilindiği gibi mal ve hizmet üretiminde üç önemli faktör sermaye, emek ve toprak olarak sayılır. Bu faktörlere dördüncü bir unsur olarak müteşebbis de eklenir. Günümüzün globalleşen dünyasında rekabet gerek yurtiçi gerekse yurtdışı ticarette gözönünde tutulması gereken önemli bir faktör durumundadır. Bu nedenle her üretim faktörünün fiyatı rekabet gücüne etkileri çerçevesinde değerlendirilir hale gelmiştir. Emeğin fiyatı olan ücret seviyesi de rekabet gücü yönünden yapılan değerlendirmelerde üzerinde çok durulan bir konudur.

Ücret seviyesini etkileyen önemli iki unsur bilindiği gibi, vergiler ve sigorta primleridir. Ülkemizde ücretler üzerinden alınan gelir vergisi önemli bir yük oluşturmaktadır. Türkiye'de gelir üzerinden alınan vergilerin yarıdan fazlası ücret gelirlerinden alınmaktadır. Sosyal sigorta primleri de gelir vergisi gibi emeğin maliyetini artırmaktadır.

Gelir vergisi ve sosyal sigorta primleri ücretlinin gelirinden yapılan iki önemli kesintidir. Vergi takozu olarak tanımlanan bu ödemeler artıkça ülkelerdeki büyüme, rekabet edebilirlik ve fiyat istikrarı olumsuz etkilenmektedir. Özellikle yeni kurulan ve küçük ölçekli firmalarda ücret üzerinden devletçe alınan vergi ve primler onların finansman yeteneğini daraltmakta ve rekabet imkanlarını sınırlamaktadır.

Rekabet baskısını üzerlerinde hisseden firmalar, ortamın da elverişli olması nedeniyle mal ve hizmet fiyatları içinde önemli yer tutan vergi ve sosyal güvenlik primleri yükünden kurtulmak için kayıtdışı istihdam yada ücretlerin gerçek miktarının altında kayda alınması yolunu seçebilmektedirler. Böylece hiç gelir vergisi ve sigorta primi ödenmemesi yada çok düşük ödemeler söz konusu olmaktadır. Ancak bu yola başvurulması bir yandan mükellefleri vergi cezası ve gecikme faizi riski ile karşı karşıya bırakmaktadır. Öte yandan kayıtların gerçeğe uygun olmaması yüzünden firmanın mali gücünü doğru olarak görememektedirler. Ücretlerin defterlerinde gerçek durumu yansıtacak şekilde yer alması halinde ticari kazancın yada kurum kazancının belirlenmesinde gider yazılabilmesi nedeniyle, başlangıçta ücretler üzerinden gelir vergisi ödenmekle beraber, yıllık beyannamelerle beyan edilen gelirler dolayısıyla ödenecek gelir veya kurumlar vergisi daha düşük kalacaktır. Sonuçta bir miktar fazla vergi ödenmiş olsa dahi aradaki fark vergi inceleme riski ve geleceği görememe tehlikesine katlanmaya değmez bir seviyede kalabilir.

Vergi kanunlarımız bazı tür ücret ödemelerinin vergiden istisna olmasına imkan sağlamıştır. Çalışanlar lehine yapılan bazı harcamaların da vergiye tabi tutulacak ücret tutarının belirlenmesinde indirim olarak dikkate alınması mümkündür. Vergi planlaması çerçevesinde bütün imkanlardan yararlanılabilir. Çalışanlara ücret ve diğer menfaatlerin sağlanmasında vergiye tabi olmayan seçenekler tercih edilebilir. Bu suretle ödenecek vergi miktarı azaltılabilir

Ücret ve vergiye tabi olmayan ücret ödemeleri

Gelir Vergisi Kanunu'nda ücret, iş verene tabi ve belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmıştır.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı, tahsisat zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya ortalık münasebeti niteliğinde olmamak şartıyla kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

Vergiden istisna ücret niteliğinde ödemeler;

Yukarıdaki tanımdan da anlaşılacağı üzere, işverenlerce çalışanlara pekçok ad altında ödemeler yapılmaktadır. Bu ödemelerin bir bölümü Gelir Vergisi Kanunu ve diğer bazı kanunlarla vergiden istisna edilmiştir. Bu yazımızda vergiden istisna tutulan ödemelerden devamlı nitelik taşıyabilen ödemeler yada sağlanan menfaatler üzerinde duracağız.

Çalışana verilen yemek bedelleri

İşverenlerce, hizmet erbabına iş yerinde yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler GVK'nın 23/8. maddesi uyarınca gelir vergisine tabi değildir. İşverenlerce iş yerinde yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 8.80 YTL'si (ayda 22 işgünü olduğu varsayılırsa aylık 193,60 YTL'si) vergiye tabi değildir. Ancak bunlara ilişkin ödemelerin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması gerekir. Çalışanların hizmetten yararlanılmasını kolaylaştırmak amacıyla kupon, kart yada bilet sağlayan ayrı şirketler kurulmuş ve bütün araçlar yaygın bir kullanma alanı ve imkanı bulmuştur. Hizmet erbabına verilen yemek, hizmet karşılığında ayın şeklinde yapılan bu tür ödemeler ücretin bir unsurudur. Sosyal amaçlar gözönünde tutularak 1950 den beri işyerinde yemek verilmesi vergi dışı tutulmuştur. İşyeri dışında yemek sağlanması ise son yıllarda yaygınlık kazanan bir uygulamadır. Yemek bedelleri SSK prim hesabında da dikkate alınmadığından işverene ek bir maliyet getirmemektedir.

Çalışana konut tahsisi

Mülkiyeti işverene ait, brüt alanı 100 metrekareyi aşmayan konutların hizmet erbabına mesken olarak tahsisi suretiyle sağlanan menfaatler (Bu konutların 100 m2'yi aşması halinde, aşan kısma isabet eden menfaatler için istisna uygulanmaz) vergiye tabi değildir.

Maden işletmelerinde ve fabrikalarda çalışan işçilere ve özel kanunlarına göre barındırılması gereken memurlarla müstahdemlere konut tedariki ve bunların aydınlatılması, ısıtılması ve suyunun temini suretiyle sağlanan menfaatler de vergiden müstesnadır. Bu ikinci halde konut mülkiyetinin işverene ait olması şart değildir. Kiralanmış konutların çalışana tahsisi mümkündür.

Çalışana tahsis edilen konutlar nedeniyle sigorta primi hesaplanması da söz konusu değildir.

Ulaşım giderleri

Avrupa Birliği ülkelerinin birçoğunda hizmet erbabının evinden işyerine gitmek için yaptığı yol giderlerinin ücretin safi tutarının tespitinde matrahtan (kısmen yada tümüyle) indirilmesi kabul edilmektedir. Ülkemizde ise çalışan şahsın yaptığı bu tür giderler vergi matrahının tespitinde indirilmez. Ancak servis sağlanmak suretiyle yol giderlerinin işveren tarafından ödenmesi halinde ücretin bir parçası sayılan bu ödeme vergiye tabi olmamaktadır. Ayrıca işverenin bu ödemeleri ticari kazancın yada kurum kazancının belirlenmesinde gider yazabileceği tabidir.

Vergiye tabi olmayan diğer ödemeler

Yemek yardımı ve konut tahsisi gibi devamlılık niteliği bulunmayan, ancak vergi planlamasından yararlanılabilecek, vergiden istisna edilmiş çok sayıda ödeme türü söz konusudur. Çalışana yapılan bu ödemeler genellikle SSK primine de tabi değildir. Başlıcaları aşağıdaki şekilde sıralanabilir;

- Evlenme veya doğum yardımı (2 maaşa kadar),

- Sakatlık ve hastalık nedeniyle verilen tazminatlar,

- Çocuk parası veya tahsil yardımı (belli sınırlar dahilinde),

- Havlu, sabun vs. yardımı,

- Yiyecek, yakacak gibi bir kısım ayni yardımlar gelir vergisine tabi olmakla beraber, SSK prim hesabında dikkate alınmaz.

Ücret, stopaj matrahından indirilebilecek ödemeler

Personelce veya personel lehine yaptırılan şahıs sigortası primleri

Hizmet erbabı tarafından kendisine, eşine veya küçük çocuklarına ait olarak hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigortaları için ödenen primler vergi matrahının tespitinde ücretin gayri safi tutarından indirilir. Aşağıdaki şartlara uyulması gerekir.

- Sigorta sözleşmeleri (poliçeler) Türkiye'de yerleşik ve merkezi Türkiye de bulunan bir şirket nezdinde akdedilmelidir.

- Sigorta primi, ödendiği ayda elde edilen ücretin yüzde 5'ini, toplam olarak asgari ücretin brüt yıllık tutarını geçmemelidir.

Şahıs sigortalarının hizmet erbabınca yaptırılması yanında işverenlerce grup sigortaları yaptırılabilmektedir. Bu durum da işverence ödenen primler ücretin bir unsuru sayılmakta ve yukarıda belirttiğimiz sınırlar içinde kalması halinde stopaj suretiyle yapılan vergilemede vergi matrahından indirilebilmektedir. İşverence ödenen bu primler kurum kazancı veya işletme kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmaktadır. Bu ödemeler sosyal sigorta primi hesabına da dahil edilmez.

Bireysel emeklilik katkı payları

Ücretin safi tutarının tespitinde yukarıda açıklanan şahıs sigorta primi yanında, bireysel emeklilik sistemi için ödenen katkı payları da indirilebilir. Bu indirimin uygulanabilmesi için aşağıdaki sınırlara uyulmalıdır.

- Emeklilik sözleşmesi, Türkiye de kain ve merkezi Türkiye de bulunan emeklilik şirketi nezdinde akdedilmelidir.

- Katkı payı tutarı, ödendiği ayda elde edilen ücretin yüzde 10'unu ve asgari ücretin bir yıllık tutarını aşmamalıdır.

Ayrıca, işveren tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları, işverenlerce gider yazılır; ücret sayılan bu ödeme yukarıda belirtilen şartları taşırsa ücretlinin vergi matrahından indirilir. (Gerek işverenler gerekse ücretliler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen ve vergi matrahının hesabında indirim konusu yapılan katkı paylarının toplamı yukarıdaki oran ve miktar sınırını aşmamalıdır).

Çalışanlarca yapılan eğitim ve sağlık harcamaları indirilebilmelidir

Gelirlerini yıllık beyanname ile bildiren gelir vergisi mükellefleri GVK'nın 89. maddesine göre, gelirin yüzde 10'unun aşmaması, Türkiye'de yapılması ve gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle belgelendirilmesi şartıyla mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamalarını vergi matrahının tespiti sırasında indirim konusu yapabilmektedirler.

Yıllık beyanname veren mükelleflere tanınan bu imkan çalışanlara da, yapılacak kanun değişiklikleri ile sağlanmalıdır. Bu tür indirimler Avrupa Birliği ülkelerinde belirli sınırlar dahilinde uygulanmaktadır.

Çalışanlara getirilecek bu imkan, eleştirilere konu olan ücretlilere vergi iadesi uygulamasının kaldırılmasının yarattığı kaybı da bir ölçüde azaltacaktır. En az geçim indiriminin sağladığı sınırlı vergi avantajına katkı yapacaktır.

 

Akif Akarca

akif.akarca@alfaymm.com

Dr.Mehmet Şafak

mehmetsafak@alfaymm.com

16.08.2007

 

 


Copyrıght © 2005 -2007  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.