Muhasebe Rehberi sayfasına gitmek için tıklayınız

Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

   MAKALELER                

ara

 Ana Sayfa 

Vergi  Rehberi 

Makaleler 

Danışma Hattı 

İş Hayatının Provası Staj 

           Güncel Bilgi Arşivi

          2006 Uygulamaları


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hüseyin BOZKURT

Yeminli Mali Müşavir

huseyinbozkurt@firatymm.com

09.09.2006

VERGİ ADALETİ NEDEN SAĞLANAMIYOR ?
 

Ülkemizde toplanan vergilerin vatandaştan adil ve eşit toplanmadığı bilinen bir gerçek olduğu gibi herkeste bu adaletsizlikten şikayetçidir.

Önce verginin neye göre adil olup olmadığını, hangi kıstaslara göre alınması gerektiğini açıklayıp, daha sonra adaletsizliğin sebepleri ile çözüm yollarına değineceğiz.

Vergi, Devletin vatandaştan hükümranlık hakkına dayanarak, kişilerin mali güçleri ile orantılı olarak yasalara dayanarak zorla aldığı bir paradır. Burada zor kelimesi mecburiyeti(yükümlü olmayı) ifade etmektedir. Bu tanımı Anayasa’mızın 73 üncü maddesindeki hükme dayanarak yapmaktayız. Tabi ki her şeyde olduğu gibi verginin de hukuka uygun alınması esastır. Vergi Ödevi ile ilgili madde hükmü aşağıya aynen alınmıştır.

MADDE 73 - Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
 

Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.

Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.
 

Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.

Gel gelelim ki bu yasalar çıkarken hep normal, olumlu,standart, bilinçli,yasalara saygılı kişilere göre çıkmaktadır. Hatta vergi yasalarının çoğunu Avrupa’dan (Almanya vs.) ithal ediyoruz. Esaslarını oradan alıp, birkaç değişiklikle uygulamaya sokuyoruz.
Aslında yasalar doğru. Burada bir sorun yok. Sorun uygulamada ve yasaların toplum yapımıza uymamasında. Avrupa insanının yapısı ve standardı oturmuş, her şey kayıt altında, Devlet zengin,toplum bilinçli, ekonomik alt yapısı oturmuş,Devletin sosyal uygulamaları vatandaşa güven veriyor. Bizde ise bunlardan bahsetmek şu an için mümkün değil. Güzel bir elbise alıyoruz. Kimimize bol geliyor, kimisine dar geliyor. Herkes bir yerden yırtıyor. Devlet vergi yasalarına yama yapma ile uğraşıyor. Ağır önlemler alıyor. Bu önlemler uyanıkları caydırmak için derken garibanları yıkıyor. Uyanık zaten tedbirini alıyor. Sonuçta olan dürüst, yasalara saygılı ve Devletine bağlı vatandaşlara oluyor.

Vergi adaletsizliğinin ana nedenlerinden biri kayıt dışı ekonomidir. Kayıt dışı ekonomiyi besleyen de vergi oranlarının yüksek oluşu, sık yapılan vergi afları, uygulamadaki ve yasalardaki boşluklar, denetimsizlik vb.dir.

Günümüzde gelişmiş ülkelerde; kayıt dışı ekonomi %10 lar seviyesindedir. Türkiye maalesef bu konuda Nijerya, Mısır ve Tunus’un hemen yanındadır. Son yıllarda yapılan çalışmalarla bu rakam biraz küçülmüş olabilir. Bu oran %45 ler civarında tahmin edilmektedir. Bilinen o ki; ülkemizde halen ciddi bir kayıt dışı ekonominin varlığıdır.

Batılı ülkelerde ki kayıt dışılıkla bizimkisi farklı cereyan etmektedir. Batıda kayıt dışı denildiği zaman silah, uyuşturucu vb. gibi yasa dışı (yer altı faaliyetleri) işler akla gelmektedir. Bizde ise yasal işlerimizde de büyük oranda kayıt dışı söz konusudur.

Kayıt dışılığı körükleyen bir sebep de ekonomik krizlerdir. Kriz dönemlerinde maliyetleri düşürmek için satışlarda, alışlarda, istihdam da kayıt dışına yönelmektedir.

Öte yandan ülkemizde teknolojik gelişmeler nedeniyle işgücü yerine makineler çalışmakta olup, işgücü işsiz kaldığından kayıt dışına yönelmektedir. Gerek kriz gerek teknolojik gelişmeler sonucu olsun işsiz kalan insanlar ya sigortasız çalışmakta ya da kayıt dışı işler yapmaya yönelmektedirler.

Sermayenin devamlı el değiştirmesi, iktidarların yaptıkları yada neden oldukları sermaye transferi de kayıt içinde olan işlemlerinde kayıt dışına çıktığını göstermektedir. Bu da kayıt dışılığı körüklemektedir. Zira siyasi iktidarların güven vermeyen yaklaşım ve politikaları da kayıt dışılığı beslemektedir.

Enflasyonist ortamlar da kayıt dışı işlemleri yaratırlar.

Yine vergi uygulamalarının yetersizliği, denetimin azlığı, muhasebe ve müşavirlik hizmetlerinin yetersizliği gibi sebepler de hem kayıt dışı işlemleri çoğaltmakta hem de vergi adaletsizliğini beraberinde getirmektedir.

Toplum yapısı ve bulunduğumuz ülke konumumuz gereği sınırda kaçakçılık ve bunun oluşturduğu alt piyasa işlemleri de kayıt dışılığı arttırmaktadır.

Kayıt dışılığın çok olması, vergi oranlarının yüksek oluşu, vergi afları, güvensiz hükümet politikaları vs. sonucunda vergiye tabi işlemler kayıt dışı kaldığı için, gün geçtikçe gelir ve kurumlar vergisi gibi dolaysız vergilerin tutarı düşmektedir. Bu tür vergiler kazanç üzerinden alındığı için az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınır. Dolaysıyla bu vergilerde vergi adaleti daha fazladır. Çünkü kazançla orantılı alınır.
Ama ülkemizde son yıllarda Dolaylı Vergiler (KDV, ÖTV, tekel vergileri,akaryakıt tüketim vergisi ve diğer tüketim vergileri gibi) tutar olarak çok yükselmektedir. Bu durum vergi adaletini yok etmektedir. Dolaylı vergiler harcama üzerinden alınırlar. 1 paket sigara, 1 şişe rakı, 1 lt. benzini kim kullanırsa kullansın vergiyi eşit şekilde öder. Trilyoner bir iş adamı veya 10 larca gayrimenkul ve geliri olan da; sigara içerken aynı vergiyi, ekmek bulamayan garibanda sigara içerken aynı vergiyi öder. Vergi mali güç ile orantılı alınmak zorundadır. Burada bir haksızlık vardır. Ama dolaylı vergileri toplamak çok kolaydır. Hükümetler, dolaysız vergiyi iyi takip edemediği için hemen sıcak paraya dönebilen ve daha yaygın kitlelerden alınabilecek dolaylı vergileri tercih etmektedirler. Bu tercih her geçen gün vergi adaletini bozmaktadır.

2005 yılı Maliye Bakanlığı verilerine göre yaklaşık olarak Dolaylı Vergilerin oranı %73’e çıkmış, dolaysız vergilerin oranı ise %27’lere inmiştir. Bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde %35 ile %65 gibidir. Bir ülkede Dolaysız vergilerin tutarı ve vergi gelirleri içindeki payı arttıkça vergi adaletinden bahsetmek mümkün hale gelir. Aksi taktirde vergi adaletinden gittikçe uzaklaşılır. Toplumsal ve ekonomik sıkıntılar ortadan kalkmaz.

Vergi adaleti nasıl sağlanır, bunun için kayıt dışı ekonomi nasıl azaltılır, alınması gereken önlemler ve toplum olarak bizim yapmamız gerekenler gelecek haftaki yazımızın konusu olacaktır.

Daha adil bir vergi gelirine kavuşmak, adil gelirlerle kuracağımız aydınlık geleceğimizi sağlam temellere inşa etmek, adaleti sağlamak ana görevi olan Devletimizin daha adil vergi toplaması ve toplum olarak bizlerinde buna inanarak Devlete yardımcı olmamız dileklerimle, hoşça kalın.

Hüseyin BOZKURT

Yeminli Mali Müşavir

huseyinbozkurt@firatymm.com

Fırat YMM Gaziantep

 

 

 

Copyrıght © 2005-2006  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.