Muhasebe Rehberi sayfasına gitmek için tıklayınız

Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

   MAKALELER                

ara

 Ana Sayfa 

Vergi  Rehberi 

Makaleler 

Danışma Hattı 

İş Hayatının Provası Staj 

           Güncel Bilgi Arşivi

          2006 Uygulamaları


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlker ERSERİM

ilkerserim@firatymm.com

Fırat YMM Denetçisi 

04.12.2006

 

BANKACILIK SEKTÖRÜNDE YABANCI SERMAYE ARTIŞ RİSKİ
 

Basit bir anlatımla Yabancı ait olmayandır. Hepimizin bildiği gibi zor anlarda, mutlu anlarda, acılarda, kayıplarda ve kazançlarda yoktu çünkü yabancı, sonradan geldi o, her zaman dışarıdaydı. Sabit olanın belki de hakli bir korumacılık güdüsüne, sabit olanın kendi emeğine karşı duyduğu himayecilik ve korumacılık hissinin ürünü olan pek nazik olmayan tavırlara maruz kalmak zorundadır.

Elif Şafak 'Araf' romanında yabancı hakkında: 'Kim gerçek yabancı “ bir ülkede yaşayıp başka bir yere ait olduğunu bilen mi, yoksa kendi ülkesinde yabancı hayati sürüp, ait olacak başka bir yeri olmayan mı?” demiştir.

Evet, mevcut problem dışardan gelen yabancılar mı yoksa içimizdekiler mi önce içimizdekinin halledelim dememiz gerekiyor ama dışarıdan gelen tehdit her geçen gün büyüyor. Yabancı sermaye hegemonyası tatlı yüzünden dolayı ülkeye artık rahat bir şekilde girebilmektedir.

Türkiye’deki mevcut yabancı sermaye üzerinde konuşmak gerekirse tehlikenin boyutu sektörsel anlamda kendini iyice hissettirmektedir. Şöyle ki; Fabrikalarımız yabancılara satılırken kıyamet koparılırken neden bankalar yabancılara satılırken kimse en ufak tepki göstermemektedir.

Fabrikanın ne yaptığı bellidir, mal üretir hizmet yaratır, ama banka ne yapar Türk halkı bunu pek düşünmez çünkü gelişmekte olan ülkeler için en büyük sorun bankacılık sistemindedir. Halk bankacılığa problem olarak bakmaktadır. Aslında bakmaktadır kelimesi bu durumu tam olarak karşılamaz halka problem teşkil eden, sürekli batan, hortumcular için vurgun kaynağı, güvensizlik abidesidir bankalar o yüzdendir ki bankalarımızın kime satıldığı kimlerle ortaklık yaptığıyla ilgilenilmez. Sadece ekonomi sayfalarında hızla geçilen sayfaların arasında kaybolup gider.

Türk bankacılık sistemi halkın gözleri diğer taraflara çevrilmiş olsa dahi atlanacak bir olgu değildir. Çok net olarak karşımızda duran yabancı sermaye sıcak para ilişkisi bankalarımızı fazlasıyla tehdit etmektedir.

Neden yabancı sermaye tehdit unsuru oluşturmaktadır

Daha reel daha sade bir örnekle anlatırsak Türk yaylalarında beslenen inek, koyun ve keçinin bu topraklara kurulmuş Hollanda Tesisi tarafından peyniri, sütü, yoğurdu üretilmektedir. Bu Hollanda firmasından maaş alan Türk vatandaşı üretilen peyniri, sütü, yoğurdu satın aldığında maaşını Hollanda firmasına geri vermektedir. Bu verilen Türk paralarının Hollanda’ya her an göç edebilir durumda bulunması anlamına gelmektedir. Yabancı sermaye sayesinde Türk ekonomisi canlanmakta mıdır? Evet, canlanmaktadır, uyurken uyuyan bir insana su dökersek de canlanmaktadır. Ama geçici bir canlanmadır tekrar uykuya dalması an meselesidir.

Mutlak ki yabancı sermayenin ülkeye girişi çok önemli ekonomik ve sosyal katkılar yapmaktadır. Yabancı sermaye yerine ve uygulanışına göre büyük bir nimet veya büyük bir musibettir. Parasal kaynaklar üretilen malın veya yaratılan bir hizmetin neticesidir. Mal veya hizmet yok ise yoksa para da olmaz. Yatırımı yapan veya yapacak olan yabacı şirketler hammadde, ucuz emek ve kendilerine sağlanan kolaylıklardan elbette ki faydalanmayı hedeflemektedir.

Bu yararlandığı olanaklar neticesinde yatırım yaptığı ülkenin o iş kolunda kalifiye eleman yetişmesi, rekabet gücü, piyasada hareketlilik, yan sanayinin gelişmesi ve bunların yerli sermayeye etkisi gibi getirileri söz konusudur. Yabancı sermayeye inanmamak kadar sonsuz bir inanış içinde olmakta son derece yanlıştır. Olmayan sektörleri ülkemize davet etmek iyi olduğumuz sektörlerde başarabileceğimiz noktalarda çalışmak onlara ihtiyaç duymadığımız hissettirmek; akilli ve yeri geldiğinde pragmatik olmak kuraldır. Yabancı sermaye güvenli değildir her zaman risk taşır.

Bankalarımızdaki Yabancı Sermaye

Para tek başına yarar değildir yarar olan bir bütün olarak paranın önüne geçen ülke çıkar ve menfaatleridir. İşte tam bu noktada gündemi oldukça meşgul etmesi gereken bankalarımızdaki yabancı sermaye payının artışına gelmek istiyorum. Türk bankacılık sektöründe yabancı sermaye payının Mayıs 2006 itibariyle yüzde 32.19 seviyelerinde. Bu tam anlamıyla büyük bir riske doğru yürüdüğümüzün göstergesidir.

Son iki yıl içinde yapılan yabancı ortaklıkları kısaca hatırlatmak gerekirse;

Dışbank, Fortis’e

Demirbank HSBC’ye

TMSF elindeki Sitebank Yunan Novabank'a .
TEB'in yüzde 50'sini Fransız BNP'ye

Yapı Kredi, TMSF tarafından Unicredito-Koç ortaklığına
Finansbank, Yunan NBG'ye

Garanti Bankası' nın kontrol hissesinin yarısı GE Finance'a

Adabank, bir Kuveyt finans kuruluşuna
Tekfenbank, Yunan EFG'ye
Denizbank, Dexia'ya satıldı

Bu şu an içinde tesip edebildiğimiz satışlar Oyakbank, Ziraat Bankası, Halk bank ve Vakıf bankında satılacak olduğu söylentileri yukarıdaki 32;,19>ülkemizin bankacılık sektörünün lokomotifi durumundaki bu bankaların da satışı ile yabancı sermaye oranının yüzde 60;>üzerine çıkması bekleniyor. Peki bu oran normal mi ?

Avrupa Birliği Ülkelerindeki Bankalarda Yabancı Sermaye Oranı

Almanya’da yüzde 5, İtalya’da yüzde 8, İspanya’da yüzde 10, Hollanda’da yüzde 11, Danimarka’da yüzde 17, Avusturya ve Fransa’da yüzde 19, Yunanistan’da ise yüzde 20 görüldüğü gibi mevcut durum bile bu ülkelerin çok üzerinde seyrediyor.

IMF ye Bağlı Ülkelerdeki Bankalarda Yabancı Sermaye Oranı

Estonya’da yüzde 100, Çek Cumhuriyeti’nde yüzde 95, Slovakya’da yüzde 93, Meksika’da yüzde 82, Macaristan ve Polonya’da yüzde 65, Arjantin’de yüzde 48, Peru’da yüzde 47 oranlarına sahip.

Sonuç olarak yukarıdaki tablolara ve rakamlara bakarak nereye doğru gittiğimizi anlamak bile bizim için büyük bir gelişme olacaktır. Hiçbir şey yapmamak durumdan haberdar olmamak demek değildir en azından bu acı tabloyu bilelim. Çünkü yapabilecek çok da bir şeyimiz kalmadı.
 

İlker ERSERİM

ilkerserim@firatymm.com

Fırat YMM Denetçisi 

 

 

 

Copyrıght © 2005-2006  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.