Muhasebe Rehberi sayfasına gitmek için tıklayınız

Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

   MAKALELER                

ara

 Ana Sayfa 

Vergi  Rehberi 

Makaleler 

Danışma Hattı 

İş Hayatının Provası Staj 

           Güncel Bilgi Arşivi

          2006 Uygulamaları


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlker ERSERİM

ilkerserim@firatymm.com

Fırat YMM Denetçisi 

20.12.2006

 

 BİR YANLIŞ BİN DOĞRUYU, BİR DOĞRU BİN YANLIŞI… (MESLEKİ ETİK)

 

      Değişmiş gözüken modern yüzümüzün ak çıkması yerine her geçen gün karaya batan resimler görmekteyiz. Bu hafta, bir genç arkadaşınızın mesleki hayatta nelere şahit olduğunu aslında neler yaşanması gerektiğini yazacağım. Nelerde yanlış yaptığımızı, niçin yanlış yaptığımızı ve en azından mesleki açıdan doğruların neler olduğunu anlatacağım. Sahip olduğumuz düşünme ve uygulama yeteneğimizi “mesleki etik” açısından değerlendireceğim.  

    Yunancada bir canlının sığındığı yer, alışkanlık, töre gelenek,  anlamındaki ethos kelimesinden gelen etik kavramını Aristoteles felsefeye kazandırmıştır 'Ne yapmam gerekir' sorusuna cevaptır etik. İnsanların yaptıkları her işte kendilerini sorumluluk sahibi hissetmeleri ve empati kurduktan sonra, kendi vicdanlarının da sesini dinleyerek bir harekette bulunmalarıdır. Ve etik hayattaki en önemli olgulardan biridir. Hatta çok rahat söyleyebilirim ki, insanı ve toplumları etik kurtarır.    

    Etik bir ütopya değildir ama her insanin etiksel davranacağını beklemek maalesef ütopyadır. Etik ile ahlak arasında çok ince farklılıklar mevcuttur şöyle ki; Etiğe insani ahlak denilebilir, fakat buradaki ahlak kavramı milli değil de evrensel nitelik taşır. Rüşvet, bazı ülkelerde yasal bir özellikte olup suç olmadığı halde bazı ülkelerde yasa dışı olup suç olarak nitelendirilir. Bu anlamda rüşvet etik kavramına örnek olamaz; fakat hırsızlık bütün milletlerde suç olarak kabul edilir bu yüzden hırsızlık etik kapsamına girer Belki karşılaştığımız olaylar bu kadar net çizgi ile ayrılmış değildir. Ancak etik giderek kendini kaybettirmekte, suçluluk duygusunun yerini paranın itibarına ve gücüne bırakmaktadır. 

     Bir Yanlış Bütün Doğruları Götürüyor  

    Kendine ve dünyaya saygısından dolayı işlerini ve hayatlarını dürüstlük, güvenilirlik ve tarafsızlık içinde sürdürenler sadece mesleki anlamda doğru adım atmakla kalmazlar. Ayrıca insanlara yol gösteren bir konuma gelirler. Peki, ülkemizde mesleki anlamda etik davrananlar gerçekten hak ettikleri değeri alabiliyorlar mı?

    Bu soruya net bir şekilde cevap vermek inanın çok güçtür. Çünkü Türkiye ‘de yaşanan örnekler aslında bizim mesleki etik anlayışa sahip olmadığımızı aksine paraya güce tapan bir toplum olduğumuzu gözler önüne seriyor. Örneğin işini çok iyi yapan, dürüst vergi kaçırmayan bir mükellefi ve defterlerini aynı hassaslık içerisinde tutan bir muhasebeci arkadaşımızı düşünelim. Mesleki hayatı boyunca bir defa bile ceza almamış her işi düzen ve intizam içerisinde işlerken bir anlık dalgınlık sonucu yatırmadığı bir borcu veya mükerrer işlediği bir belge yüzünden vergi kaçıran, hırsız pozisyonuna düşürülebilmektedir.  Başının ne kadar derde girebildiğine yaptığı onca doğrunun devlet ve millet tarafından nasıl bir kalemde kolayca silinebildiğine üzülerek şahit olmaktayız.  Bu noktadan hareketle meslek etiğine bu kadar sahip bir insanın çalışma şevkinin eskisi gibi olması mümkün değildir. Çünkü bu süreçte mesleki anlamda yaptığınız bir yanlış maalesef ki sizin adınıza mesleki itibarınıza gölge düşürebilecektir. Daha açık bir ifadeyle yanlışlar ilköğretimde liselerde girdiğimiz sınavlardaki gibi doğruları götürmektedir. Ve o zamandaki gibi biraz daha esnek değil aksine daha acımasızca 1 yanlışımız tüm doğruları götürmektedir.

       Bir Doğru Bin Yanlışı…

      Tam tersinden bakacak olursak, üniversitede teorik anlamda öğretilenlerle uygulamada ters düştüğünü düşündüğünüz bir durumda, piyasa koşullarına alışmış ve sizden bu öğretilenlere ters düşmenizi isteyen bir müşteri isteğini machiavellist (amaca giden her yol mubahtır) anlayışla projelendirmek meslek etiğinden bütünüyle uzak olmanın göstergesidir. Ancak mesleki etiği hiçe sayarak, bu projeden trilyonlar kazanmak yaptığınız o kadar yanlışı bir hamlede doğru saymanızı sağlayacaktır.   

      Yıllar yılı vergi kaçıranlara af çıkarıp baş tacı yapan zihniyet! Ödeyenleri ödüllendirmeyen onore etmeyen aksine yakasına yapışan vergi üstüne vergi borcu yükleyen aynı anlayışın ürünü değil midir? Milletçe mesleki etik kurallarına sonuna kadar bağlı kişilere enayi muamelesi yapmıyor musunuz? Sen mi kaldın bu mesleği kurtaracak demiyor muyuz?

      Mesleki etik anlayışına sığmayan yanlışlar o kadar fazla iken bu durumdan zengin olmak tek amaç olarak kalmaktadır.  Çevrenizdekilerin size bakışları o parayı kazanmanıza endeksli iken o an aklınızın ucuna gelmeyen tek şey mesleki etiktir. Para tüm yanlışları bir anda örtebilmektedir.  Siz ülkenin en çok kazanan, en büyük işadamları arasına girdiğinizde mesleğinde başarılı olarak lanse edilebilirsiniz ama hiç bir zaman üzerinizden mesleğe verdiğiniz zararı atamazsınız. Tüm bu bilgilerin ışığında kendimce hazırladığım üç seçenek var önümde:

 1.Seçenek: Mesleki etik kurallarını hiçe sayanlara dahil olmak

2.Seçenek: Bu durumu izleyenlerden olmak

3.Seçenek: Etik anlayışa sonuna kadar bağlı her şart her koşulda bu durumun takipçisi olmak 

    Bu 3 seçenekten ben birini seçtim…  Sizinde mesleğe ve size uygun bir şıkkı seçmeniz ümidiyle…

  

İlker ERSERİM

ilkerserim@firatymm.com

Fırat YMM Denetçisi 

20.12.2006

 

 

 

Copyrıght © 2005-2006  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.