Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı
: 2005/8
Karar Sayısı :
2006/2
Karar Günü :
5.1.2006
İPTAL DAVASINI AÇAN:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri
Ali TOPUZ, Kemal KILIÇDAROĞLU ve 122
Milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU:
4.11.2004 günlü, 5253 sayılı
Dernekler Kanunu’nun 27. maddesinin
üçüncü fıkrasının son tümcesinin
Anayasa’nın 2., 11., 13. ve 33.
maddelerine aykırılığı savıyla
iptali ve yürürlüğünün durdurulması
istemidir.
I
- İPTAL VE YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI
İSTEMLERİNİN GEREKÇESİ
İptal ve yürürlüğün
durdurulması istemlerini içeren dava
dilekçesinin gerekçe bölümü
şöyledir:
“04.11.2004 tarih ve
5253 sayılı Dernekler Kanununun 27
nci
Maddesinin Üçüncü Fıkrasının Son
Cümlesinin Anayasa’ya Aykırılığı
5253 sayılı Dernekler
Kanunu’nun yürürlükten kaldırdığı
2908 sayılı Dernekler Kanunu’nun 71
inci maddesinin birinci ve ikinci
fıkraları 30.3.2000 gün ve 4552
sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle
değiştirilmişti. Yapılan
değişiklikle, Bakanlar Kurulu,
Türkiye Kızılay Derneği ve Türk Hava
Kurumunun denetlemeye yetkili
mercilerin raporları üzerine,
organlarının görevlerine son vermeye
ve bunların görevlerini yerine
getirmek üzere geçici kurullar
oluşturmaya, tüzüklerini
değiştirmeye, yürürlükten kaldırmaya
ve yeniden düzenlemeye yetkili
kılınmıştı.
Danıştay Onuncu
Dairesi, Türkiye Kızılay Derneği
Genel Merkez Kurulu, Merkez Yönetim
Kurulu ve Genel Merkez Denetçiler
Kurulu üyelerinin görevlerine son
verilmesine ve bu organların
görevlerini yerine getirmek üzere
geçici kurulların oluşturulmasına
ilişkin 13.10.2003 günlü, 2003/6256
sayılı Bakanlar Kurulu kararının
iptali istemiyle açılan davada
itiraz konusu kuralın, Anayasa’ya
aykırılık iddiasını ciddi bularak
Anayasa Mahkemesine iptali için
başvurmuştu.
Ayrıca, Türk Hava
Kurumu Tüzüğü ile 21.5.2000
tarihinde yapılan genel kurul
toplantısında alınan kararın iptali
için açılan davada verilen kararın
temyiz edilmesi sırasında Anayasa’ya
aykırılık savını ciddi bulan
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ile
6.4.2000 günlü, 2000/481 sayılı
Bakanlar Kurulu kararının ve bu
kararla yürürlüğe konulan “Türk Hava
Kurumu Tüzüğü”nün iptali için açılan
davada Anayasa’ya aykırılık savını
ciddi bulan Danıştay Onuncu
Daire’si, itiraz konusu kuralların
iptalleri için Anayasa Mahkemesi’ne
başvurmuşlardı.
Anayasa Mahkemesi, bu
iki başvuru ile ilgili E.2002/43,
K.2003/103 sayılı ve E.2004/52,
K.2004/94 sayılı kararları
oluşturmuştur. Anayasa Mahkemesi,
Dernekler Kanununda değişiklik yapan
bu düzenlemenin Anayasa’ya aykırı
olduğuna ve iptaline karar
vermiştir. Anayasa Mahkemesi’nin söz
konusu kararlarında özetle şöyle
denilmekte idi:
“İtiraz konusu
kurallarla Türk Hava Kurumu’nun
yetkili organlarının iradeleri
dışında bu organların görevlerine
son vermeye ve bunların görevlerini
yerine getirmek üzere geçici
kurullar oluşturmaya, tüzüklerini
değiştirmeye, yürürlükten kaldırmaya
ve yeniden düzenlemeye yürütmenin
yetkili kılınması ve organların
görevlerine son verilmesi,
Anayasa’nın 33 üncü maddesinin
güvence altına aldığı dernek kurma
özgürlüğü alanına yapılmış açık bir
müdahale niteliğindedir. Açıklanan
nedenlerle, itiraz konusu kurallar
Anayasa’nın 13 üncü ve 33 üncü
maddelerine aykırıdır ve iptalleri
gerekir.”
Kısaca ifade etmek
gerekirse, 2908 sayılı Dernekler
Kanunu’nun 4552 sayılı Kanunla
değiştirilmesiyle, Bakanlar Kurulu,
Türkiye Kızılay Derneği ve Türk Hava
Kurumunun denetlemeye yetkili
mercilerin raporları üzerine,
organlarının görevlerine son vermeye
ve bunların görevlerini yerine
getirmek üzere geçici kurullar
oluşturmaya, tüzüklerini
değiştirmeye, yürürlükten kaldırmaya
ve yeniden düzenlemeye yetkili
kılınmış ancak bu düzenleme Anayasa
Mahkemesince iptal
edilmiştir.
Şimdi, 5253 sayılı
Dernekler Kanununun 27
nci
maddesiyle, sadece Türk Hava Kurumu
ve Türkiye Kızılay Derneği için
değil, tüm kamuya yararlı dernekler
hakkında düzenleme yapılmıştır.
Fakat, bu düzenleme daha önceki
düzenlemeden nitelik olarak
farklıdır.
5253 sayılı Yasa ile
getirilen düzenlemede, Anayasa
Mahkemesinin iptal kararı verdiği
düzenlemede olduğu gibi, yetkili
organların görevlerine son
verilmemekte, ağır hapis veya ağır
para cezası verilmesini gerektiren
suçların işlendiğinin tespit
edilmesi halinde kamu yararına
çalışan derneklerin organlarında
görev alan üyeler veya görevli
personel geçici olarak görevden
uzaklaştırılmaktadır.
Ağır hapis veya ağır
para cezası verilmesini gerektiren
suçların işlendiğinin tespit
edilmesi halinde kamu yararına
çalışan derneklerin organlarında
görev alan üyelerin veya görevli
personelin geçici olarak görevden
uzaklaştırılması kamu yararı ile
açıklanabilir. Ancak, bunların
yerlerine görevlendirme yapmak için
de İçişleri Bakanlığı’nın yetkili
olması, temel hak ve hürriyetlerin
kullanılmasını sınırlandırmakta ve
dernek kurma hürriyetinin özüne
dokunmaktadır.
5253 sayılı Dernekler
Yasasının 4 üncü maddesinde her
derneğin bir tüzüğünün bulunacağı
hükme bağlandıktan sonra, maddenin
ilgili bentlerinde bu tüzükte
belirtilmesi gereken hususlar tek
tek
belirlenmiştir.
5253 sayılı Dernekler
Yasasının 4 üncü maddesin (f)
bendine göre, “yönetim ve denetim
kurullarının, görev ve yetkileri, ne
suretle seçileceği, asıl ve yedek
üye sayısı” her derneğin tüzüğünde
belirtilecektir.
Derneklerin nasıl
kurulacağı, dernek kurma
hürriyetinin hangi sebeplerle ve ne
şekilde sınırlanabileceği Anayasanın
33 üncü maddesinde hükme bağlanmış
olup, derneklerin, Kanunun öngördüğü
hallerde hakim kararıyla
kapatılabileceği veya faaliyetten
alıkonulabileceği, ancak, milli
güvenliğin, kamu düzeninin, suç
işlenmesini veya suçun devamını
önlemenin yahut yakalamanın
gerektirdiği hallerde gecikmede
sakınca varsa, kanunla, bir merciin,
derneği faaliyetten men ile
yetkilendirilebileceği, bu merciin
kararının yirmi dört saat içinde
görevli hakimin onayına sunulacağı,
hakimin kararını kırk sekiz saat
içinde açıklamaması halinde bu idari
kararın kendiliğinden yürürlükten
kalkacağı öngörülmüştür.
Türk Medeni Kanununun
56 ncı
maddesine göre, dernekler, gerçek
veya tüzel en az yedi kişinin kazanç
paylaşma dışında belirli ve ortak
bir amacı gerçekleştirmek üzere,
bilgi ve çalışmalarını sürekli
olarak birleştirmek suretiyle
oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip
kişi topluluklarıdır.
Tüzel kişiliğe sahip
olan ve Dernekler Kanununda
belirtilen hususları tüzüklerinde
göstermeleri zorunlu olan
derneklerin; tüzüklerinde
belirlenmiş yetkilerini
kullanmalarına 5253 sayılı Yasa ile
sınırlama getirilmiştir. 5253 sayılı
Yasa’nın 27 nci
maddesinin üçüncü fıkrasının son
cümlesiyle getirilen kısıtlama,
kamuya yararlı derneklerin
organlarının bir kararı olmadan;
onların iradeleri dışında İçişleri
Bakanlığının dernek kurma
hürriyetine müdahale etmesi sonucunu
doğurmaktadır.
Dernek organlarında
görev alanların yerlerinin herhangi
bir suretle geçici veya devamlı
olarak boşalması halinde boşalan
yerler için nasıl seçim yapılacağı
her derneğin tüzüğünde düzenlenmesi
gereken bir husustur ve zaten bu
gereklilik 5253 sayılı Kanunun 4
üncü maddesinin (f) bendinde de
belirtilmiştir.
İtiraz konusu kuralla,
yetkili organlarının bir kararı
olmadan; onların iradeleri dışında
İçişleri Bakanlığının bazı şartlarda
dernek organlarında görevlendirme
yapmak için yetkili kılınması
Anayasa’nın 33 üncü maddesinin
güvence altına aldığı dernek kurma
özgürlüğü alanına yapılmış açık bir
müdahale niteliğindedir.
“Anayasa’nın “Dernek
kurma hürriyeti” başlığını taşıyan
33 üncü maddesinde, herkesin önceden
izin almaksızın dernek kurma ve
bunlara üye olma
ya da
üyelikten çıkma hürriyetine sahip
olduğu, hiç kimsenin bir derneğe üye
olmaya ve dernekte üye kalmaya
zorlanamayacağı, dernek kurma
hürriyetinin ancak, millî güvenlik,
kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve genel
ahlâk ile başkalarının
hürriyetlerinin korunması
sebepleriyle ve kanunla
sınırlanabileceği, dernek kurma
hürriyetinin kullanılmasında
uygulanacak şekil, şart ve usullerin
kanunda gösterileceği, derneklerin
kanunun öngördüğü hallerde hâkim
kararıyla kapatılabileceği veya
faaliyetten alıkonulabileceği,
ancak, millî güvenliğin, kamu
düzeninin, suçun işlenmesini veya
suçun devamını önlemenin yahut
yakalamanın gerektirdiği hallerde
gecikmede sakınca bulunması halinde
kanunla bir merciin derneği
faaliyetten men ile
yetkilendirilebileceği, bu merciin
kararının yirmi dört saat içinde,
görevli hâkimin onayına sunulacağı,
hâkimin kararını kırk sekiz saat
içinde açıklayacağı, aksi halde, bu
idari kararın kendiliğinden
yürürlükten kalkacağı
öngörülmüştür.
Dernek kurma özgürlüğü,
derneğin kuruluş sözleşmesi
niteliğindeki tüzüğünü kendisinin
oluşturması, değiştirmesi,
organlarını belirleyebilmesi,
organlarının iradeleri dışında ancak
mahkeme kararıyla kapatılabilmesi
gibi güvenceleri
kapsamaktadır.
Nitekim, 5253 sayılı
“Dernekler Kanunu”nun 4 üncü
maddesinde her derneğin bir tüzüğü
olacağı ve bu tüzükte, genel kurul,
yönetim kurulu ile denetleme
kurulunun görev ve yetkilerinin,
karar alma usul ve şekillerinin,
yönetim kurulu ile denetleme
kurulunun nasıl seçileceğinin, asıl
ve yedek üyelerin sayısının tüzükte
belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Derneğin tüzüğünde
belirtilen usullere göre görevden
uzaklaştırılan üyelerin yerine
tüzükle gösterilen usullerle
yenisinin belirlenmesi gerekirken,
öncelikle dernek üyelerinden olmak
üzere İçişleri Bakanınca
görevlendirme yapılması, İçişleri
Bakanının dernek işlerine ve
dolayısı ile dernek kurma
özgürlüğüne açıkça müdahale etmesi
anlamını taşımaktadır.
Bu bakımdan söz konusu
iptali istenen cümle, Anayasanın 33
üncü maddesinde düzenlenmiş bulunan
dernek kurma özgürlüğüne aykırıdır.
Diğer yandan, İçişleri
Bakanına böyle bir yetki verilmesi
aynı zamanda dernek kurma
özgürlüğünü sınırlandırmak anlamına
da gelmektedir.
Anayasa’nın 13 üncü
maddesinde, temel hak ve
hürriyetlerin, özlerine
dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın
ilgili maddelerinde belirtilen
sebeplere bağlı olarak ve ancak
kanunla sınırlanabileceği, bu
sınırlamanın Anayasa’nın sözüne ve
ruhuna, demokratik toplum düzeninin
ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve
ölçülülük ilkesine aykırı
olamayacağı belirtilmiştir.
İptali istenen
düzenleme ise boş olan yerler için
derneklerinin tüzüklerinde
belirtilen usullere göre ve kendi
iradeleri doğrultusunda üye seçmek
olanağını ortadan kaldırarak, dernek
kurma özgürlüğünü özünden
zedelemekte ve ölçüsüzce
sınırlandırmaktadır. Böyle bir
sınırlandırmanın ise Anayasanın 13
üncü maddesinde sıralanan ilkelere
aykırı düşeceği ortadır.
Cumhuriyetin
nitelikleri arasında yer alan hukuk
devleti, bütün işlem ve eylemlerinin
hukuk kurallarına uygunluğunu
başlıca geçerlik koşulu sayan, her
alanda adaletli bir hukuk düzeni
kurmayı amaçlayan ve bunu
geliştirerek sürdüren, hukuku tüm
devlet organlarına egemen kılan,
Anayasa’ya aykırı durum ve
tutumlardan kaçınan, insan haklarına
saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri
koruyup güçlendiren, Anayasa ve
hukuk kurallarına bağlılığa özen
gösteren, yargı denetimine açık
olan, yasaların üstünde yasa
koyucunun da uymak zorunda olduğu
temel hukuk ilkeleri ile Anayasa’nın
bulunduğu bilinci olan devlettir.
Bu bağlamda yasaların
Anayasa’ya uygun olmaları
zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa’nın herhangi bir
kuralına aykırı olan yasa kuralları
doğal olarak Anayasanın 2
nci
maddesinde belirtilen hukuk devleti
ilkesine ve Anayasanın 11 inci
maddesindeki Anayasanın
bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesin
de aykırı düşerler.
Yukarıda açıklanan
nedenlerle; 5253 sayılı Dernekler
Kanunun 27 nci
maddesinin üçüncü fıkrasının son
cümlesi, Anayasa’nın 13 üncü
maddesindeki temel hak ve
özgürlüklerin özüne dokunulmaması ve
ölçülülük ilkesine; 33 üncü
maddesindeki dernek kurma
hürriyetine, 2
nci maddesindeki hukuk
devleti ilkesine ve Anayasa’nın 11
inci maddesindeki Anayasa’nın
üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesine
aykırı olup, iptali gerekir.
IV. YÜRÜRLÜĞÜ DURDURMA
İSTEMİNİN GEREKÇESİ
04.11.2004 tarih ve
5253 sayılı Dernekler Kanununun,
yukarıda açıklanan gerekçelerle
açıkça Anayasaya aykırı olan, 27
nci
maddesinin üçüncü fıkrasının son
cümlesinin uygulanması halinde,
giderilmesi olanaksız durum ve
zararlar doğacaktır.
Bu durum ve zararları
önleyebilmek için, söz konusu
hükümlerin yürürlüklerinin
durdurulması gerekmektedir
V. SONUÇ VE İSTEM
Yukarıda açıklanan
gerekçelerle:
1. 04.11.2004 tarih ve
5253 sayılı Dernekler Kanununun 27
nci
maddesinin üçüncü fıkrasının son
cümlesinin, Anayasa’nın 2, 11, 13 ve
33 üncü maddelerine aykırı olduğu
için iptaline,
2. 04.11.2004 tarih ve
5253 sayılı Dernekler Kanununun 27
nci
maddesinin üçüncü fıkrasının son
cümlesi açıkça Anayasa’ya aykırı
olduğu ve uygulanması halinde
giderilmesi olanaksız zarar ve
durumlar doğacağı için, iptal davası
sonuçlanıncaya kadar yürürlüğünün
durdurulmasına karar verilmesine
ilişkin istemimizi saygı ile arz
ederiz. 19.01.2005”
II - İPTALİ İSTENEN YASA KURALI
4.11.2004 günlü, 5253
sayılı Dernekler Kanunu’nun iptali
istenen kuralı da içeren 27. maddesi
şöyledir:
“MADDE 27.- Kamu
yararına çalışan dernekler, ilgili
bakanlıkların ve Maliye Bakanlığının
görüşü üzerine, İçişleri
Bakanlığının teklifi ve Bakanlar
Kurulu kararıyla tespit edilir. Bir
derneğin kamu yararına çalışan
derneklerden sayılabilmesi için, en
az bir yıldan beri faaliyette
bulunması ve derneğin amacı ve bu
amacı gerçekleştirmek üzere
giriştiği faaliyetlerin topluma
yararlı sonuçlar verecek nitelikte
ve ölçüde olması şarttır.
Kamu yararına çalışan
dernek statüsünün kazanılması,
kaybedilmesi ve gerekli belgeler ile
diğer esas ve usuller yönetmelikte
düzenlenir.
Kamu yararına çalışan dernekler en
az iki yılda bir denetlenir. Yapılan
denetimler sonucunda düzenlenen
raporlar üzerine, kamu yararına
çalışan derneklerin organlarında
görev alan üyeler veya ilgili
personel, ağır hapis veya ağır para
cezası verilmesini gerektiren
suçların işlendiğinin tespit
edilmesi halinde, geçici bir tedbir
olarak İçişleri Bakanınca görevden
uzaklaştırılabilir.
Görevden
uzaklaştırılanların yerlerine, kesin
hükme kadar, öncelikle dernek
üyelerinden olmak üzere
görevlendirme yapılır.
Kamu yararına
çalıştıklarına karar verilen
dernekler, denetimler sonunda bu
niteliklerini kaybettikleri tespit
edilirse, birinci fıkrada öngörülen
usulle haklarında alınan kamu
yararına çalışan derneklerden
sayılma kararı kaldırılır.
Türkiye Kızılay Derneği
ve Türk Hava Kurumunun tüzüklerini
onaylamaya Bakanlar Kurulu
yetkilidir.
Kamu yararına çalışan
derneklerin mallarına karşı suç
işleyenler Devlet malına karşı suç
işlemiş gibi cezalandırılır.”
III - İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi
İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince,
Mustafa BUMİN,
Haşim KILIÇ,
Sacit
ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Tülay
TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN,
Mustafa YILDIRIM, Fazıl SAĞLAM, A.
Necmi
ÖZLER ve Serdar
ÖZGÜLDÜR’ün katılmalarıyla
1.2.2005 gününde yapılan ilk
inceleme toplantısında, dosyada
eksiklik bulunmadığından işin
esasının incelenmesine, yürürlüğü
durdurma isteminin bu konudaki
raporun hazırlanmasından sonra
karara bağlanmasına oybirliğiyle
karar verilmiştir.
IV -
ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçesi ve
ekleri, işin esasına ilişkin rapor,
iptali istenen yasa kuralı,
dayanılan Anayasa kuralları ve
bunların gerekçeleri ile diğer
yasama belgeleri okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp
düşünüldü:
Dava dilekçesinde, ağır
hapis veya ağır para cezası
verilmesini gerektiren suçların
işlendiğinin belirlenmesi halinde,
kamu yararına çalışan derneklerin
organlarında görev alan üyelerin
veya görevli personelin yerine
görevlendirme yapmak için İçişleri
Bakanlığı’nın yetkili kılınmasının
temel hak ve hürriyetlerin
kullanılmasının sınırlandırılması ve
dernek kurma hürriyetinin özüne
dokunmak anlamına geldiği, dernek
organlarında görev alanların
yerlerinin herhangi bir biçimde
geçici veya sürekli olarak boşalması
halinde, boşalan yerler için nasıl
seçim yapılacağının her derneğin
kendi tüzüğünde düzenlenmesi gereken
bir husus olduğu, derneklerin
yetkili organlarının kararı olmadan
iradeleri dışında görevlendirme
yapmak için İçişleri Bakanlığı’nın
yetkili kılınmasının, dernek kurma
özgürlüğü alanına yapılmış açık bir
müdahale olduğu, böylece, dernek
kurma özgürlüğünün zedelendiği ve
ölçüsüzce sınırlandırıldığı, Anayasa
Mahkemesi’nin daha önce Türkiye
Kızılay Derneği ve Türk Hava Kurumu
ile ilgili verdiği kararların benzer
nitelikte olduğu, bu nedenlerle dava
konusu düzenlemenin Anayasa’nın 2.,
11., 13. ve 33. maddesinde yer alan
ilkelere aykırı bulunduğu ileri
sürülmüştür.
Yasa’nın 27. maddesinin
üçüncü fıkrasının 1. tümcesinde
kamu yararına çalışan derneklerin
organlarında görev alanların, ağır
hapis veya ağır para cezasının
verilmesini gerektiren suçlar
işlendiğinin tespit edilmesi
halinde, geçici bir tedbir olarak
İçişleri Bakanı’nca görevden
uzaklaştırılabileceği ve iptali
istenen ikinci tümcede de görevden
uzaklaştırılanların yerlerine kesin
hükme kadar öncelikle dernek
üyelerinden olmak üzere
görevlendirme yapılacağı
öngörülmüştür.
Anayasa’nın “Dernek
kurma hürriyeti” başlığını taşıyan
33. maddesinde, herkesin önceden
izin almaksızın dernek kurma ve
bunlara üye olma
ya da
üyelikten çıkma hürriyetine sahip
olduğu, hiç kimsenin bir derneğe üye
olmaya ve dernekte üye kalmaya
zorlanamayacağı, dernek kurma
hürriyetinin ancak, millî güvenlik,
kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve genel
ahlâk ile başkalarının
hürriyetlerinin korunması
sebepleriyle ve kanunla
sınırlanabileceği, dernek kurma
hürriyetinin kullanılmasında
uygulanacak şekil, şart ve usullerin
kanunda gösterileceği, derneklerin
kanunun öngördüğü hallerde hâkim
kararıyla kapatılabileceği veya
faaliyetten alıkonulabileceği,
ancak, millî güvenliğin, kamu
düzeninin, suçun işlenmesini veya
suçun devamını önlemenin yahut
yakalamanın gerektirdiği hallerde
gecikmede sakınca bulunması halinde,
kanunla bir merciin derneği
faaliyetten men ile
yetkilendirilebileceği, bu merciin
kararının yirmi dört saat içinde,
görevli hâkimin onayına sunulacağı,
hâkimin kararını
kırksekiz
saat içinde açıklayacağı, aksi
halde, bu idari kararın
kendiliğinden yürürlükten kalkacağı
öngörülmüştür.
Öte yandan, Anayasa’nın
13. maddesinde, temel hak ve
hürriyetlerin, özlerine
dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın
ilgili maddelerinde belirtilen
sebeplere bağlı olarak ve ancak
kanunla sınırlanabileceği, bu
sınırlamanın Anayasa’nın sözüne ve
ruhuna, demokratik toplum düzeninin
ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve
ölçülülük ilkesine aykırı
olamayacağı belirtilmiştir.
Dernek tüzelkişiliğinin
kurucu unsurlarının derneğin tüzük
ve organları olduğu, derneklerin,
kuruluş sözleşmesi niteliğindeki
tüzüklerini kendilerinin
oluşturabilecekleri,
değiştirebilecekleri, organlarını
belirleyebilecekleri, organlarının
iradeleri dışında ancak mahkeme
kararı ile kapatılabilecekleri,
dernek kurma özgürlüğünün kapsamı
içinde bulunmaktadır.
Derneklerin
organlarında görev alan üye veya
ilgili personelin herhangi bir
nedenle görevlerinden ayrılmaları
halinde yerlerine hangi usûlle seçim
yapılacağının her derneğin kendi
tüzüğünde belirlenmesi, dernek kurma
özgürlüğünün doğal sonucudur.
İptali istenen kuralla,
dernek organlarındaki görevlerinden
uzaklaştırılan üyeler veya diğer
ilgili personelin yerine, kesin
hükme kadar öncelikle dernek
üyelerinden olmak üzere, İçişleri
Bakanı’nca görevlendirme yapılması
dernek kurma özgürlüğüne Anayasa’nın
33. maddesinde öngörülmeyen bir
müdahale oluşturmaktadır.
Açıklanan nedenlerle
dava konusu kural, Anayasa’nın 13.
ve 33. maddelerine aykırıdır. İptali
gerekir.
Anayasa’nın 13. ve 33.
maddelerine aykırı bulunarak iptal
edilen Kural’ın, ayrıca 2. ve 11.
maddeler yönünden de incelenmesine
gerek görülmemiştir.
V -
YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
4.11.2004 günlü, 5253 sayılı
Dernekler Kanunu’nun 27. maddesinin
üçüncü fıkrasının son tümcesi
5.1.2006 günlü, E.2005/8, K.2006/2
sayılı kararla iptal edildiğinden,
bu tümcenin uygulanmasından doğacak
sonradan giderilmesi güç veya
olanaksız durum ve zararların
önlenmesi ve iptal kararının
sonuçsuz kalmaması için kararın
Resmi Gazete’de yayımlanacağı güne
kadar YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASINA
5.1.2006 gününde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
VI - SONUÇ
4.11.2004 günlü, 5253
sayılı “Dernekler Kanunu”nun 27.
maddesinin üçüncü fıkrasının son
tümcesinin Anayasa’ya aykırı
olduğuna ve İPTALİNE, 5.1.2006
gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Tülay TUĞCU |
Başkanvekili
Haşim
KILIÇ |
Üye
Sacit
ADALI |
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN |
Üye
Mehmet ERTEN |
Üye
A.
Necmi ÖZLER |
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR |
Üye
Şevket APALAK |
Üye
Serruh
KALELİ |
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT |
|