Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  TÜRKİYE'NİN MUHASEBE REHBERİ :   MAKALE 

ara

 Ana Sayfa 

Muhasebe Forum 

Makaleler 

Danışma Hattı 

Hakkımızda 

Beş Dakika Ara 

          2008 Uygulamaları


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hüseyin BOZKURT

Yeminli Mali Müşavir

huseyinbozkurt@firatymm.com

31 Temmuz 2008

 

ŞARTLAR
 

Yaşantımızda sahip olduğumuz imkanlara, durumlara ve koşullara genelde şartlarımız deriz. Olması, başka bir olayın gerçekleşmesine yarayan şey ya da koşula şart denir. Şartlar ise bu tür koşulların tamamına verilen isimdir.

Günlük hayatta; sınav şartları, işe giriş şartları, ekonomik şartlar, apartmanda yaşama koşulları, havuza girme koşulları, cezaevi koşulları, hastane koşulları, köyde kentte yaşam koşulları, gece kondu da yaşam koşulları, hayat şartları, eğitim şartları, hava şartları, şartname gibi terimlerde kullanırız şart kelimesini.

İnsanlar; ayrı aile, mahalle, şehir ve ülkelerde doğup büyüdüğü, ayrı zekalara sahip olduğu, ayrı ekonomik koşullara sahip olduğu, ayrı şartlarda yetiştiği ve ayrı kişilerce yönlendirildiği için ayrı şartlara sahip olurlar. Öyle ki; aynı evde büyüyen iki kardeş bile farklı yetişir, farklı koşullara sahip olur.

Bazı koşulları elde etmek elimizde olmazken, bazılarını kendimiz elde ederiz. Kendi çabalarımızla yaratırız. Örneğin bir sınavın şartlarını biz oluştururuz. Bazı koşulları anne ve babamız sağlar. Bazılarına ise yaşadığımız yer, doğa ve çevre yardımcı olur. Kendi insiyatifimiz dışındaki şartlara çok etki edemeyiz. Ama bazı şartlar var ki, onu bizler çalışarak yaratırız.

Aslında insanlık hep kendi şartlarını oluşturur. Kişi, aile, mahalle, şehir ve ülke kendi şartlarını oluşturabilmektedir. Öncelikle birey olarak şartlarımızla ilgili ne biliyoruz ? Şartlarımızı iyileştirmek için neler yapıyoruz? Yeterince şartlarımızı ve şansımızı yaratmak için çaba gösteriyor muyuz? Yoksa oturup şartlarım kötü diyerek sızlanıyor muyuz?

Şartları sadece ekonomik şartlar, sınav ve iş şartları olarak görmemek lazım. Eş seçerken, iş seçerken, okul seçerken, dost seçerken gereği gibi seçim yapıyor muyuz? Yahut seçimimizi yaptıktan sonra her konuda üzerimize düşen görevi tam manasıyla yerine getiriyor muyuz? Tüm bunlar önemlidir.

Öncelikle, herkesin eşit fiziki, aile, ekonomik ve zeka şartlarında olmadığını kabul etmemiz lazım. Belki ekonomik şartların eşit olmasını isteyebiliriz ama hayatın gerçeği o ki böyle bir eşitlik yer yüzünde yok gibi. Mutlak farklılıklar vardır. Ama çalışarak birkaç yıl sonra şartları bizden iyi olan birini geçebiliriz. Derste ve sınavda geçebiliriz, ekonomik şartlarda geçebiliriz. Yeter ki çalışalım.

Şartlarımıza kahrederek bir yere varmak imkânsız. Kahretmek sorunu çözmez. Sorunların bir çoğunu çözen şey; bizim çalışmamız, sebat etmemiz, aklımızı çalıştırmamız ve de çevre ile kurduğumuz diyaloglardır.

Bir iş yerinde aynı yıl içinde işe başlayan iki gençten bir diğerine göre birkaç yıl sonra daha iyi imkânlara sahip olabilir. İstisna durumları saymazsak çalışan, farkında olan, zekâsını işine katan, geleceğini planlayan bir genç daha yükselecek ve yaşam koşullarını da diğerine göre yükseltecektir.

Bazen şanssızlıklar olabilir, ama şanssızlık var diye hiçbir şeyden vazgeçmemeliyiz. Mücadeleye, çalışmaya devam etmeliyiz. Bazen de hatalar yaparız. Hatalı sevgiler, hatalı evlilikler, hatalı okul ve iş tercihleri, hatta hatalı arkadaş tercihleri insan hayatını ve koşullarını olumsuza sevk edebilmektedir. Örneğin sevmeye yeri, sevilmeye zamanı olmayan birini sevmek ya da dengimiz olmayan birini sevmek hatadır. Zira bu şartlarda birini seven mutlaka aradığını bulamaz ve acı çeker. Böyle bir hata yapanın, şikâyet etmemesi lazım. Zira bu tercihi kendi yapmıştır. Bu şartları bir anlamda başta yanlış karar vererek kendi oluşturmuştur. Bu sonuca katlanacaktır ama bundan ders de almalıdır. Olumsuz ve kötü şartlarımıza üzülmek yerine, bunlardan ders alarak olumlu fırsatlar yaratmalıyız. Her zaman farklı çözümler olduğunu düşünmeliyiz. Bazen daha iyi alternatifler ve seçenekler olduğunu unutmamalıyız. Tabi ki her konuda aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Bazen iş işten geçmiş de olabilir. Göz gördü gönül sevdi deyip kendimizi haklı çıkarmamalıyız. Bir şeyi baştan düşünmeliyiz. Bazen hatalarımızdan ders çıkarırken, şartlarımızı iyileştirmek için çaba sarfetmemize rağmen kaderimize de boyun eğmemiz çözümün kendisi olabilir. Hep şartlara göre hareket etmeliyiz. Kadercilik doğru olmamakla birlikte bazen boyun eğmek toplumsal şartlar gereği olabilmektedir. Tıpkı Malatya'lı Hasan DURAK'ın yazıp okuduğu ve son zamanlarda Meltem Cumbul'un Gaziantep Otogarında bir parkta söylediği Arguvan türküsü gibi:

etek sarı sen etekten sarısın
kurban olam beydağının karısın
sordum sual ettim kimin yarısın
ben sormadan dolu gibi döküyü

bir köynek diktirdim kolu düğmeli
herkes kaderine boyun eğmeli
deli gönlüm çirkine bel bağlama
sevdiğin yar malatya'yı değmeli

Hayatın zorluklarını ve müstakbel eşinin durumunu pek araştırmayan bir eş, gün gelir toz pembe yaptığı evlilik şartlarından memnun olmayabilir. Özellikle eş adayları bir iş ortağı gibi gözden geçirilmeli ve hayat şartlarına alışkın, girişken, duyarlı, çalışkan birini tercih etmek lazım. Aksi takdirde mutsuz oluruz. Kararlarımızı alırken sonuç odaklı düşünmeliyiz. Alacağımız karar bana ne kazandırır? Ne kaybettirir? Alternatif bir karar alınabilir mi? Gibi soruları sormalıyız kendimize. Sonra da aldığımız kararlara sahip çıkmalı ve etkin bir şekilde uygulamalıyız. İki gün sonra karar değiştirmemeliyiz. Yanlış okul tercihi ya da ders çalışmadığımızdan dolayı, daha iyi bir okula gidemeyişimiz de yanlışlarımıza ve gereği kadar emek vermediğimize bir örnektir. Okul yıllarında gününde ders çalışmayan öğrenci olumsuz koşullarını kendi oluşturuyordur.

Günümüz gençliğinin daha çok okul, eş ve iş seçiminde hatalar yaptığı ve bunun doğal sonucu olarak, şartlarımız kötü diye de yakındığını görmek mümkün. Önemli olan sahip olduğumuz şartların içinde çaba göstererek, bu şartları iyiye yönelik geliştirmektir. Hayatta az hata yaparak, daha çok çalışarak, daha çok düşünerek şartlarımızı iyileştirebiliriz. Şartlarımızdan şikayet etmek yerine, olumsuz şartlar bize çalışma azmi ve hırsı vermelidir.

Etrafınızda başarılı kişileri bir araştırın mutlaka altına yüklü bir çaba ve emek olduğunu görebilirsiniz. Hiçbir emek ve çaba boşa gitmez. Mutlaka kişiye bir artı olarak döner ama bu gün olmasa da yarın mutlaka. Herkese iyi şanslar, şartlar ve çalışma gücü diliyorum.

Hüseyin Bozkurt

Yeminli Mali Müşavir

Fırat YMM Gaziantep

31.07.2008
 

Yazarın diğer makalelerini okumak için tıklayınız

 

 

 

Copyrıght © 2005-2008  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.