|
Ortak giderlerden kim sorumlu?
Toplumdaki her bireyin
küçük de olsa bir hukuki problemi var. Gelişmekte
olan bir ülke olduğumuz için bu geçiş sürecinin
sancılarını daha fazla hissediyoruz.
Güncel olan bu problemlerin başında da ya
kiracı-kiralayan ilişkilerinden ya da miras
hukukundan kaynaklananlar geliyor. Neredeyse bütün
konut veya işyeri sahiplerinin kiracıyla bir sorunu
var. Mirasçılar ise miras bırakanın kendilerinden
mal kaçıracağı endişesini her zaman taşıyorlar ve
bunun önüne nasıl geçebileceklerini araştırıyorlar.
Anlayacağınız herkesin bir derdi var.
Özellikle kiracı-kiralayan arasındaki
anlaşmazlıklar, hayatımızın bir parçası haline
geldi. Ancak konu, göründüğü kadar basit değil.
İhtilafın boyutuna göre bazı hassas noktalara dikkat
edilmesi gerekiyor.
Bugün kat malikinin payına düşecek gider ve avans
borcundan, kiracının ne boyutta sorumlu tutulacağı
konusunu ele alacağız.
Ortak yerlerin giderleri
Kiracı-kiralayan arasında, ortak yerlerin giderleri
konusunda bir ihtilaf ortaya çıktığında bakılacak
bir kanun var. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu. Bu
Kanun’un 20. maddesine göre; kat maliklerinden her
biri, aralarında başka bir anlaşma olmadığı sürece,
ana taşınmazın bütün ortak yerlerinin bakım, koruma
ve onarım giderleri ile ortak tesislerin işletme
giderlerine ve diğer giderler ile ilgili avansa
kendi arsa payı oranında katılıyor. Gider veya avans
payını ödemeyen kat malikini, diğer kat
maliklerinden her biri, biraz önce belirttiğimiz
kanun çerçevesinde dava edebiliyor, hatta icra
takibi de başlatabiliyor.
Kimler sorumlu?
Peki, ödenmeyen gider ve avans borcundan kimler
sorumlu olacak?
Kat malikinin payına düşecek gider ve avans
borcundan, gecikme tazminatından, bağımsız
bölümlerin birinde kira sözleşmesine, oturma hakkına
veya başka bir sebebe dayanarak devamlı olarak
faydalananlar da müştereken ve müteselsilen
(zincirleme) sorumlu oluyorlar. Ancak kiracının
sorumluluğu ödemekle yükümlü olduğu kira miktarı ile
sınırlı. Yaptığı ödeme de kira borcundan düşülüyor.
Karar
Bu konuda bir ihtilaf ortaya çıkmış ve karar
verilmiş. Konumuzun daha da pekişmesi için bu karar
önemli.(Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 30.03.2006
tarihli ve E:2006/1820, K:2006/2566 sayılı kararı)
Kararda da öncelikle kiracı-kiralayan ilişkisinin
var olup olmadığının araştırılması gerektiği, böyle
bir ilişkinin varlığı tespit edildikten sonra davacı
mülk sahibinin isteği doğrultusunda belirlenen borç
miktarından, davalı kiracının, ödemekte olduğu kira
miktarı kadar sorumlu olacağı sonucuna varılmış.
Gerçekten de çok isabetli bir karar ortaya çıkmış.
Çünkü ortak yerlerin bakım, koruma ve onarım
giderlerinde, kiracının sağlayacağı katkı payına bir
çerçeve çizilmeseydi bu konuda birçok kiracı mağdur
edilebilirdi.
Zuhal KIZILOT
Star
01.02.2007 |
|