Muhasebe Rehberi sayfasına gitmek için tıklayınız

Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  TÜRKİYE' NİN MUHASEBE REHBERİ. "GÜNCEL MALİ MEVZUATLAR, YORUM, HABER"

 

 

 

-Muhasebe, Mevzuat, Yorum, Haber-02.04.2007-

--------------------------------------------------------------------

 
 

Finans kurumları aracılığıyla ödememenin yaptırımı
 

Geçen yazımızda Maliye Bakanlığının Vergi Usul Kanununun mükerrer 257. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak yayınladığı Genel Tebliğlerle ihdas ettiği finans kurumları aracılığıyla ödeme yükümlülüğünden söz etmiştik.

Kısaca tekrar edecek olursak bu düzenlemelerle, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, kazancı basit usulde tespit edilenlere, defter tutmak zorunda olan çiftçilere, serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafa, kendi aralarında yapacakları ticari işlemler ile nihai tüketicilerden (Türkiye’de mukim olmayan yabancılar hariç) mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları 8.000 YTL'yi aşan tahsilat ve ödemelerini banka veya özel finans kurumları yahut PTT aracı kılınarak yapmaları ve bu kurumlarca düzenlenen hesap belgesi (dekont) veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsik etmeleri zorunluluğu getirilmiştir. Düzenlemelerle, tespit edilen tutarı aşan avans, pey akçesi, depozito gibi ödemelerle işletmelerin kendi ortakları ile ve diğer gerçek ve tüzel kişilerle olan ve herhangi bir ticari içeriği olmayan nakit hareketlerinin de bu kurumlarca düzenlenen belgelerle tevsiki zorunlu kılınmıştır. Bu zorunluluğun istisnalarını da geçen yazımızda aktarmıştık.

Bu yazımızda bu zorunluluğun ve uyulmama halinde verilecek cezanın tartışmasını yapmak istiyoruz.

Uymamanın yaptırımı

Vergi Usul Kanununun mükerrer 355. maddesinde, Kanunun mükerrer 257. maddesine dayanılarak getirilen tevsik zorunluluğuna uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir. Bu düzenlemeye göre söz konusu zorunluluğa uymayan;

- Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabına 1.390 YTL’den,

- İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenlere 640 YTL’den,

- Bunlar dışında kalanlara ise 300 YTL’den

az olmamak üzere işleme konu tutarın yüzde 5’i oranında özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.

Kanaatimizce çok yüksek olan bu cezaların kime kesileceğini sorgulamak gerekmektedir. Bu ceza özel hukuk açısından meşru ve muteber, vergi hukuku açısından itibar gören bir ödeme veya tahsilat yapana kesilecektir.

Yaptırımın değerlendirilmesi


Konu irdelendiğinde, Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesinde ihdas edilen cezanın, özel hukukun geçerli saydığı, vergi mevzuat ve sisteminin itibar ettiği, ancak anılan kurumlardan geçirilmemiş ödeme ve tahsilatlar için, sırf bu sebeple ihdas edildiği görülmektedir.

Vergi hukuku, kişiler arası ilişkileri kuran, değiştiren veya düzenleyen bir hukuk dalı değildir. Vergi hukuku, özel hukuk alanında kişiler arasında oluşan işlem ve eylemlerin ekonomik sonuçlarından yola çıkarak ve onları gerektiğinde anlamlandırarak, onları veri olarak kabul ederek, bir başka deyişle vergiyi doğuran olay olarak görerek vergi ilişkisini kuran ve bu ilişkiyi tüm sonuçları ile düzenleyen bir hukuk dalıdır. Örneğin, vergi hukuku alım satım akdini düzenlemez. Ancak bu akit yazılı olarak yapılırsa damga vergisi ilişkisini düzenler. Satılan gayrimenkul ise, akdin ifası aşamasındaki harçları düzenler. Mülkiyetin kimde olduğuna göre emlâk vergisi ilişkisini düzenler. Ancak vergi hukuku, maliki saptamaz. Maliki özel hukuk belirler. Bu şekilde akdin ifasının şekil, hüküm ve sonuçları da özel hukuku ilgilendirir. Bir borcun nasıl ödenebileceği de, ifasının şeklini de özel hukuk belirler. Bu konudaki maddi hukuk kuralları, ispat hukuku kuralları, özel hukukumuzda kanunlarımızla saptanmıştır.

8.000 YTL’yi aşan borçlarda veya taahhütlerde, kısaca edimlerde özel hukuk, banka veya özel finans kurumu aracılığı olmadan yapılan ödemeleri meşru kabul ediyorsa, vergi hukukunun buna saygı göstermesi gerekir. Eğer kişi 9.000 Yeni Liralık bonosunu veya mal bedelini elden ödediğinde, artık borcundan kurtuluyorsa, elinde alacaklının imzasını taşıyan meşru makbuzu varsa, alacaklı borçlu aleyhine artık meşru alacak hakkını kaybetmişse, vergi hukuku açısından kişiye bu ödeme dolayısı ile ceza verilmemesi gerekir.

Üstelik anılan kurumlar aracı kılınmadan yapılan ödemeler, vergi hukuku açısından da muteberdir. Zira vergi hukukunun muteber kabul etmemesi demek, sınırı geçen ödemelerin banka veya özel finans kurumu aracılığı olmaksızın yapılması halinde, bu ödemenin tarafların matrahlarının tespitinde nazara alınmaması demektir. Oysa ne Gelir Vergisi Kanunu'muzda, ne Kurumlar Vergisi Kanunu'nda ve ne de Vergi Usul Kanunu'muzda bu sonucu veren bir hüküm yoktur. Avukatına dava ücreti olarak 9.000 YTL’yi nakden ve elden ödeyen bir kurum, ödemeyi bankadan yapmamış olmasına rağmen, defterlerine intikal ettirerek matrahının belirlenmesinde gider olarak nazara alabilir.

Hukuk bir bütündür. Hukukun bir bölümünün kabul ettiği, meşru ve muteber gördüğü bir işlemin, hukukun öbür bölümünce suç sayılarak cezalandırılmasının mümkün olmaması gerekir. Hukuk kurallarının bütünlüğü ve uyumu açısından, böyle bir uygulamanın mümkün olmaması gerekir. Böyle bir uygulama ileride yargıdan dönerse, hiç şaşırmayın.

Kurala uymanın bedeli ve kayıtdışı ekonomi

Yukarıda bu konuda ihdas edilen yükümlülüğe uymamanın yaptırımını yazdık. Burada madalyonun öbür yüzüne de bakmak gerekir. Ödeme ve tahsilatı anılan kurumlardan yapmak, bedava değildir, yani kurala uymak paralıdır. Bankaların bu tür konularda tahsil ettikleri havale veya EFT ve benzeri hizmet bedelleri azımsanacak miktarlar değildir. Ancak bankaların hizmet bedellerinin gözden geçirilmesi veya sınırlandırılması konusu gündeme gelince, söz konusu mükellefiyeti ihdas edenler ortada görünmemektedir.

Fiş fatura toplayıp devletin vergi gelirlerine katkıda bulunmaya çalışanların elinden vergi iade gelirini alacaksınız, sonra kişilere “üstüne para ödeyerek bankadan ödeme yap” diyeceksiniz, bunların adı da kayıtdışı ekonomi ile mücadelede olacak.

Bu şekildeki bir mücadelenin başarı şansı ne olabilir ki?

Bumin Doğrusöz / Yorum

Referans / 02.04.2007

 MuhasebeNet.Net

 

                                                                                                                                              

Copyrıght © 2005-2006  www.muhasebenet.net- Türkiye'nin Muhasebe Rehberi. Her hakkı saklıdır.