|
Serbest meslek erbabının yenileme fonu oluşturması
Bilindiği gibi Gelir
Vergisi Kanunu gelir unsurlarında kazançları üç
kategoride kavramıştır. Bunlar ticari kazançlar,
zirai kazançlar ve serbest meslek kazançlarıdır.
Bunlardan birincisi ile üçüncüsü, birbirlerine çok
uzak faaliyetler olabileceği gibi, çok yakın
faaliyetleri de kapsayabilmektedir.
Serbest meslek kazancı, serbest meslek
faaliyetlerinden elde olunan kazançtır. Serbest
meslek faaliyeti ise sermayeden ziyade şahsi
mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa
dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene
tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam
ve hesabına yapılmasıdır (GVK. md. 65).
Bu tanımdaki "sermayeden ziyade şahsi mesaiye ilmi,
mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan işler"
ibaresi, ticari ve serbest meslek kazançlarını
ayıran ölçüttür. Ancak bu iki kazanç türü,
birbirlerine çok yakın olmasına rağmen, birçok vergi
avantajı ticari kazanca tanınırken, diğerinin bu
avantajlardan mahrum bırakılması, kanunun adaletsiz
yönlerinden birini oluşturmaktadır.
Bu eşitsizliklerden birisi de, ticari kazanç
sahiplerine amortismana tabi iktisadi kıymetlerini
sattıklarında yenileme fonu ayırabilme olanağı
tanınmışken, serbest meslek erbabının bu olanaktan
mahrum bırakılmasıdır.
Yenileme fonu, Vergi Usul Kanunu'nun 328. maddesinde
düzenlenmiştir. Maddeye göre, "satılan iktisadi
kıymetlerin yenilenmesi, işin mahiyetine göre zaruri
bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce
karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu
takdirde, satıştan tahassül eden kâr, yenileme
giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir
hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir. Her ne
sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış
olan kârlar üçüncü yılın vergi matrahına eklenir. Üç
yıldan önce işin terki, devri veya işletmenin
tasfiyesi halinde bu kârlar o yılın matrahına
eklenir. Bu esaslar dahilinde yeni değerlerin
iktisabında kullanılan kâr, yeni değerler üzerinden
bu kanun hükümlerine göre ayrılacak amortismanlara
mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa
edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına
devam olunur."
Vergi hukuku doktrininde genel kabul gören görüş,
maddede yer alan "envanter defteri" ve "pasifte bir
hesapta" gibi ibarelerden hareketle, serbest meslek
erbabının bu olanaktan yararlanamayacağı ve yenileme
fonu oluşturamayacağı şeklindedir.
Ancak iki kazanç unsuru arasındaki bu konudaki
eşitsizlik özelge yolu ile aşılmaya çalışılmaktadır.
Maliye Bakanlığı'nın müdahalesi sonucu Ankara
Defterdarlığı'nca verilen bir özelge ile iki kazanç
arasındaki yorumlardan kaynaklanan eşitsizlikleri
giderme yolunda önemli bir adım atılmıştır.
Duyduğumuz kadarı ile İstanbul Defterdarlığı'nın da
bu yönde özelgesi mevcutmuş.
Bu özelgeyi daha önce yayınlamış olmakla birlikte,
çok sayıda serbest meslek erbabından bu konuda soru
gelince aşağıda tekrar yayınlıyorum.
Ankara Defterdarlığı'nın web sayfasında yer alan ve
sadece sayısı (B.07.4.DEF.0.06.14/32328-) şeklinde
belirtilen tarihsiz özelge aynen şu şekildedir.
"Vergi numaralı mükellefi (...) hakkında verilen
(...) tarih ve (...) sayılı görüş yazımızın sonuç
bölümünde; serbest meslek erbabı olarak serbest
meslek kazanç defterinin envanterinde kayıtlı olan
binek otomobilin satılması halinde kâr ve zarar
hesabının çıkarılması gerekmekle birlikte yenileme
fonu sadece bilanço esasına göre defter tutan
mükellefler için geçerli olduğundan bu fondan
yararlanmasının mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Ancak görüş yazımız ile ilgili olarak Maliye
Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nden alınan (...)
tarih ve (...) sayılı yazıda; "...Vergi Usul
Kanunu'nun 328'inci maddesinde, "Amortismana tabi
iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel
ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri
arasındaki fark kâr ve zarar hesabına geçirilir.
İşletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerle
serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler bu
farkı defterlerinde hasılat veya gider kaydederler.
Amortisman ayrılmış olanların değeri ayrılmış
amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağdır.
Devir ve trampa satış hükmündedir.
Şu kadar ki, satılan iktisadi kıymetlerin
yenilenmesi, işin mahiyetine göre zaruri bulunur
veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar
verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde,
satıştan tahassül eden kâr, yenileme giderlerini
karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami
üç yıl süre ile tutulabilir. Her ne sebeple olursa
olsun bu süre içinde kullanılmamış olan kârlar
üçüncü yılın vergi matrahına eklenir. Üç yıldan önce
işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi halinde
bu kârlar o yılın matrahına eklenir." ...hükmü
bulunmaktadır.
Bu hükmün uygulanması diğer faaliyet guruplarında
olduğu gibi serbest meslek kazanç defteri tutan
serbest meslek erbabı için de aynıdır"
denilmektedir.
Buna göre, mükellefin envanterinde kayıtlı binek
otomobilini satıp, yenisini alması halinde, Vergi
Usul Kanunu'nun 328'inci maddesine göre yenileme
fonundan yararlanması mümkün bulunmaktadır."
Maliye Bakanlığı'nın müdahalesi sonucu verilen bu
özelgeyi yayınladığımız yazıda bu özelgenin, pek çok
serbest meslek erbabı mükellefi ilgilendirmesi
sebebiyle, Gelir İdaresi Başkanlığı'nca -toplu
özelge anlamında- bir sirkülere bağlanarak
açıklanmasında yarar olduğunu belirtmiştik.
Yazımızdan sonra pek çok meslek mensubu, özelgenin
yasa ile çeliştiğini haklı olarak vurgulamışlardır.
Aslında yapılması gereken, hazır Meclis'in
gündeminde Gelir Vergisi Kanunu'nda çeşitli
değişiklikler yapılmasına dair bir tasarı mevcutken,
kanunun serbest meslek kazançlarını düzenleyen
hükümlerine "Vergi Usul Kanunu'nun 328. maddesi
serbest meslek kazancının tespitinde de uygulanır"
yolunda bir hükmün bir önerge eklenmesidir.
Ancak bu yasal değişiklik yapılmadıkça, yenileme
fonu oluşturmak isteyen serbest meslek erbabına
bizim önerimiz, bu uygulamayı yapmadan önce
kendilerinin de bir özelge almalarıdır.
Dr. A. Bumin Doğrusöz
Dünya
08.02.2007 |
|