|
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01/GVK-40/2-12936
Konu : Zamanında ödenmeyen SSK primleri ile idari
para cezalarının ödenmesi halinde kurum kazancının
tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı
hk.
……………………
Beyoğlu/İSTANBUL
İlgi : ….08.2006 tarihli dilekçeniz.
İlgide kayıtlı dilekçenizde, 506 sayılı Kanununa
göre işverenlere kesilen idari para cezaları ile
süresinde kuruma ödenmeyen sigorta primlerinin
sonradan(V.U.K’na göre 5 yıllık zaman aşımını süresi
dolmadan) gerek taksitlendirilerek gerek de defaten
ödenmesi halinde ödenen primler ile gecikme
zamlarının kurum kazancının tespitinde gider olarak
dikkate alınıp alınamayacağı sorduğunuz
anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı
Resmi Gazete yayınlanan 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanunu’nun 6.maddesinin ( 01/01/2006 tarihinden
itibaren geçerli olmak üzere 21.06.2006 tarihinde
yürürlüğe giren madde) birinci fıkrasında kurumlar
vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde
elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden
hesaplanacağı belirtilmiş, ikinci fıkrasında ise
safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi
Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin
uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ayrıca bu hüküm
uyarınca tespit edilecek kurum kazancından 5520
sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8.maddesi ile
Gelir Vergisi Kanunu’nun 40.maddesinde yer alan
giderlerin indirileceği belirtilmiştir. 01/01/2006
tarihinden önceki vergilendirme dönemleri için
benzer hükümler 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun
13. maddesinde yer almaktadır.
Ticari kazançtan indirilecek giderleri düzenleyen
Gelir Vergisi Kanununun 40.maddesinin 2.bendinde;
“Safi kazancın tespit edilmesi için, aşağıdaki
giderlerin indirilmesi kabul edilir: ...
2.Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin
müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve
ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı
(Bu primlerin ve aidatın istirdat edilmemek üzere
Türkiye’de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve
yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve
yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz bulunmaları
şartıyle) 27.maddede yazılı giyim giderleri;” hükmü
yer almaktadır.
Konu ile ilgili olarak 174 Seri No.lu Gelir
VergisiGenel Tebliği’nin “SSK primlerinin Gelir ve
Kurumlar Vergisi Yönünden Gider Yazılması” başlıklı
(C) bölümünde; “ 8.12.1993 gün ve 21782 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan 3917 sayılı Kanunla 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanunu’nun bazı hükümleri
değiştirilmiştir.
506 sayılı Kanunun 3917 sayılı Kanunla değişik
80.maddesinin birinci fıkrasında, “İşveren, bir ay
içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas
tutulacak kazançlar toplamı üzerinden, bu kanun
gereğince hesaplanacak prim tutarlarını
ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim
tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi
ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur.”
denilmiş, aynı maddenin üçüncü fıkrasında da “Kuruma
ödenmeyen prim Gelir ve Kurumlar Vergisi
uygulamasında gider yazılmaz.” hükmü yer almıştır.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40.maddesinin 2
numaralı bendinde, ticari kazancın tespitinde
işverenlerce hizmet erbabı için ödenen SSK
primlerini gider olarak indirileceği hükme
bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre, SSK priminin gider olarak dikkate
alınabilmesi için, bu primlerin Sosyal Sigortalar
Kurumu’na fiilen ödenmiş olması gerekmektedir. Bu
nedenle, sigorta primleri, dönemine ve ait olduğu
yıla bakılmaksızın fiilen ödendiği tarihte gider
yazılacaktır.
Ancak, 506 sayılı Kanun’un 80.maddesi gereğince bir
aya ait sigorta primleri ertesi ayın sonuna kadar
ödenebileceğinden, Aralık ayına ait olan sigorta
primlerinin ertesi yılın Ocak ayı içinde ödenmesi
durumunda bu primler Aralık ayının gideri olarak
dikkate alınabilecektir.” şeklinde açıklamalar yer
almıştır.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanunun “Gider Kabul
Edilmeyen Ödemeler” başlıklı 41. maddesinde;
“Aşağıda yazılı ödemelerin gider olarak indirilmesi
kabul olunmaz.
...
5. Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile
teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar
(Akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen
tazminatlar, cezai mahiyette tazminat sayılmaz.)”
hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, ilgili bulunduğu döneme göre; 5422 sayılı
Kurumlar Vergisi kanunu’nun 15.maddesinin 6 numaralı
bendi ile 01.01.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe
giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun birinci
fıkrasının d bendinde bu kanuna göre hesaplanan
Kurumlar Vergisi ile her türlü para cezaları, vergi
cezaları ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkındaki Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar,
gecikme zamları ve faizlerin kurum kazancının
tespitinde indirilmesinin kabul edilmeyeceği
belirtilmiştir.
Yine; 04.03.2006 tarih ve 26098 sayılı Resmi
Gazetede yayınlanan 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim
Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun
3.maddesinin beşinci fıkrasında; “Bu Kanunun 1 inci
maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi kapsamında
borçları yeniden yapılandırılanlarca, taksitlendirme
süresinde beyanları üzerine tahakkuk eden; yıllık
gelir ya da kurumlar vergisinin süresinde veya vade
tarihlerinin rastladığı yılı takip eden yılın sonuna
kadar tamamen ödenmemesi, katma değer vergisinde bir
takvim yılında üç defadan fazla kanunî ödeme
süresinde veya vade tarihlerinin rastladığı yılı
takip eden yılın sonuna kadar ödeme
yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi, bu vergi
türleri için ikmalen, re'sen veya idarece yapılan
tarhiyatlardan, taksitlendirme süresince
kesinleşenlerin ise kanunî süresinde veya kesinleşme
tarihlerinin bulunduğu yılı takip eden yılın sonuna
kadar ödenmemiş olması ya da bu borçların 21/7/1953
tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre
taksitlendirilmemesi hallerinde, bu hususlar
işverenin bağlı olduğu vergi dairelerince Sosyal
Sigortalar Kurumuna bildirilir. Bu durumda,
borçlular bu Kanunun yeniden yapılandırma
hükümlerinden yararlanma hakkını kaybederler ve
ödedikleri tutarlar Sosyal Sigortalar Kurumunun
ilgili mevzuatı uyarınca borçlarına mahsup edilir.”
hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, SSK priminin gider
olarak dikkate alınabilmesi için, bu primlerin
Sosyal Sigortalar Kurumu’na fiilen ödenmiş olması
gerektiğinden, sigorta primleri, dönemine ve ait
olduğu yıla bakılmaksızın (taksitlendirilerek
ödenmesi halinde ödenen taksit tutarlarından prim
aslı kadarının) fiilen ödendiği tarihte gider
yazılması mümkündür. Sosyal Sigortalar Kurumuna
ödenen, idari para cezaları ile ödenen gecikme
zamlarının kurum kazancının tespitinde gider olarak
dikkate alınması mümkün değildir.
5458 sayılı Kanuna göre borçlarınızı yeniden
yapılandırmanız halinde aynı Kanunun 3. maddesinin
beşinci fıkrası hükmünü dikkate almanız gerekeceği
de tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Başkan a.
Grup Müdür V.
|
|