Dış Ticaret Müsteşarlığından:
İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine
İlişkin Tebliğ
(Tebliğ No:2006/1)
(27.01.2006)
BİRİNCİ KISIM
Genel Bilgi ve
İşlemler
Soruşturma
Madde 1 -
SASA Dupont
Sabancı Polyester Sanayi A.Ş. (SASA)
tarafından yapılan başvuru üzerine,
Hindistan, Tayland, Çin
Tayvanı
(Tayvan), Güney Kore, Malezya, Endonezya ve
Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) menşeli “78 ml/g
veya daha fazla viskozitesi olan
poli(etilen
tereftalat)”
(PET cips) için 09/12/2004 tarih ve 25665
sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta
Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2004/28
sayılı Tebliğ ile başlatılan ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı İthalat Genel Müdürlüğü
tarafından yürütülen damping soruşturması
tamamlanmıştır.
Yerli üreticinin unvanı, 01/04/2005
tarihinde “Advansa
Sasa Polyester
Sanayi A.Ş.” olarak değişmiştir.
Kapsam
Madde 2
- Bu Tebliğ,
4412 sayılı Kanunla Değişik 3577 Sayılı
İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi
Hakkında Kanun, (Kanun) 30/10/1999 tarihli
ve 23861 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi
Hakkında Karar ve İthalatta Haksız Rekabetin
Önlenmesi Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik)
ile 02/05/2002 tarihli ve 24743 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız
Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğe Ek
Madde Eklenmesine Dair Yönetmelik hükümleri
çerçevesinde yürütülen damping soruşturması
sonuçlarını içermektedir.
Bilgilerin toplanması
ve değerlendirilmesi
Madde 3
- Soruşturma açılmasını müteakip, söz konusu
ürünün bilinen yerli üreticisine,
Müsteşarlıkça tespit edilen ithalatçılarına,
Hindistan, Tayland, Çin
Tayvanı, Güney Kore, Malezya,
Endonezya ve ÇHC’de
yerleşik bilinen ihracatçılarına ve anılan
ülkelerde yerleşik diğer ihracatçılara
erişilebilmesini
teminen soruşturmaya taraf olan yedi
ülkenin Türkiye’deki Büyükelçiliklerine veya
temsilciliklerine soru formları
gönderilmiştir.
Tarafların soru formunu yanıtlamaları için
posta süresi dahil 37 gün süre tanınmıştır.
Tarafların süre uzatımı yönündeki makul
talepleri ise karşılanmıştır.
Yerli üretici, soru formuna usulüne uygun
şekilde yanıt vermiştir. Ayrıca, soruşturma
süresi boyunca Müsteşarlık ile işbirliği
içinde olmuş ve gerektiğinde talep edilen
ilave bilgi ve belgeleri temin etmiştir.
Soruşturma açılması sırasında yapılan
inceleme neticesinde, soruşturma konusu PET
cipsin, bir başka cips tipi olan tekstil
cipsi tarifesinden de ithal edildiği tespit
edildiği için, her iki ürün tipini de ithal
eden tüm ithalatçı firmalara soru formu
gönderilmiştir. Kendilerine soru formu
gönderilen 36 ithalatçı firma “ithalatçı
soru formu”na cevap vermiştir. Bu
firmalardan 15’inin soruşturma konusu PET
cipsi, soruşturmaya konu ülkelerden ithal
ettiği anlaşılmıştır.
“Üretici-ihracatçı soru formu”na cevap veren
ve soruşturma süresince işbirliği halinde
bulunan üretici-ihracatçı firmalar ülkeler
temelinde aşağıda belirtilmektedir.
a)
Hindistan: South
Asian Petrochem
Limited,
Futura Polyester
Ltd., Elque
Polyester Ltd.
b)
Tayland: Bangkok Polyester
Public
Company
Limited,
Indorama
Polymers
Public
Company Ltd.
c)
Çin Tayvanı:
Shinkong
Synthetics
Fibers
Corporation,
Nan
Ya
Plastics
Corporation, Far
Eastern
Textile Ltd.
d)
Malezya: MPI Polyester
Industries
Sdn
Bhd,
Hualon
Corporation (M)
Sdn
Bhd.
e)
Endonezya: PT SK
Keris, PT
Indorama
Synthetics Tbk.
f)
ÇHC: Far Eastern
Ind. (Shanghai)
Ltd.
Güney Kore’den
ise işbirliğine gelen üretici-ihracatçı
firma olmamıştır.
Diğer taraftan, Hindistan’da yerleşik
Reliance
Industries Ltd.
firması soruşturma
döneminde Türkiye’ye ihracat yapmamış
olmakla birlikte, zarara ilişkin olarak
değerlendirmede bulunmak istediğini ifade
etmiştir. Çin
Tayvanı’nda yerleşik ama soruşturma
döneminde Türkiye’ye ihracatı olmayan
firmalardan Tuntex
Distinct
Corporation
firması soru formuna cevap vermiş,
Hualon
Corporation
Taiwan firması
da soruşturmaya ilişkin görüşünü bir yazı
ile iletmiştir. Ayrıca, Tayland Dış Ticaret
Dairesinin, soruşturmaya ilişkin görüşleri
alınmıştır.
Diğer taraftan, Gaziantep Sanayi Odası,
soruşturma konusu ürün kullanıcılarının
soruşturmaya ilişkin görüşlerini iletmiştir.
Yerinde doğrulama
soruşturmaları
Madde 4 -
Yönetmelik’in 21 inci maddesi çerçevesinde
Adana’da yerleşik şikayetçi firma ile
Hindistan’da yerleşik South
Asian
Petrochem
Limited,
Elque Polyester
Ltd.; Tayland’da yerleşik Bangkok Polyester
Public
Company
Limited,
Indorama
Polymers
Public
Company Ltd.;
Çin Tayvanı’nda
yerleşik Nan
Ya
Plastics
Corporation, Far
Eastern
Textile Ltd.;
Malezya’da yerleşik MPI Polyester
Industries
Sdn
Bhd,
Hualon
Corporation (M)
Sdn
Bhd.;
Endonezya’da yerleşik PT SK
Keris ve PT
Indorama
Synthetics
Tbk.
üretici-ihracatçı firmaları
nezdinde yerinde
doğrulama soruşturmaları
gerçekleştirilmiştir.
İlgili tarafların
bilgilendirilmesi ve dinlenmesi
Madde 5
- Soruşturma açılmasını müteakip, soruşturma
konusu ülkelerin Büyükelçiliklerine veya
temsilciliklerine ve bilinen
üretici-ihracatçı firmalara şikayetin gizli
olmayan metni ve soruşturma açılış Tebliği
gönderilmiştir.
Ayrıca, ilgili taraflardan alınan bilgi ve
belgelerin gizli olmayan özetleri de talep
eden bütün ilgili tarafların bilgisine
sunulmuştur.
Soruşturmanın açılmasını müteakip, Ambalaj
Sanayicileri Derneği’nden (ASD) gelen talep
üzerine, anılan Dernek temsilcileri ile bir
dinleme toplantısı düzenlenmiştir.
Öte yandan,
Tayland’da yerleşik
Indorama
Polymers Public
Company Ltd.
firması ve Endonezya’da yerleşik PT
Indorama
Synthetics
Tbk. firması ile
talepleri üzerine ayrı
ayrı dinleme toplantıları
düzenlenmiştir.
Yönetmelik’in
25 inci maddesi uyarınca, soruşturmanın
ilgili taraflarına soruşturma sonucundaki
belirlemelere esas teşkil eden verileri
içeren nihai bildirimler gönderilmiş ve
karşıt görüş ve değerlendirmelerini
iletmeleri için makul bir süre tanınmıştır.
Nihai
bildirimin ilgili taraflara gönderilmesini
müteakip, tarafların görüşlerini sözlü
olarak ifade edebilmelerine imkan vermek
amacıyla dinleme toplantıları
düzenlenmiştir. Bu bağlamda, South
Asian
Petrochem
Limited,
Hualon
Corporation (M)
Sdn.
Bhd., Far
Eastern
Ind. (Shanghai)
Ltd., PT SK Keris,
PT Indorama
Synthetics
Tbk. ve
Indorama
Polymers
Public
Company Ltd.
firmaları ile dinleme toplantıları
düzenlenmiştir. Ayrıca, talep üzerine
düzenlenen toplantıda, bazı ithalatçı
firmalar ile preform
üreticilerinin nihai bildirime ilişkin
görüşleri dinlenmiştir.
Soruşturma dönemi
Madde 6 -
Damping belirlemesi için,
01/07/2003–31/03/2004 tarihleri arası
soruşturma dönemi (SD) olarak kabul
edilmiştir. Zarar belirlemesi için ise, veri
toplama ve analiz için 01/01/2001-31/03/2004
arasındaki dönem esas alınmıştır.
Tayland Dış Ticaret Dairesi’nin seçilen
SD’ye ilişkin
itirazları olmuş ve belirlenen
SD’nin Dünya
Ticaret Örgütü Anti-Damping Anlaşması
(Anlaşma) Madde 5.8 hükmüne aykırı olduğunu
iddia etmiştir. Ancak, soruşturma dönemi
Anlaşma’nın ilgili hükmü olan Madde 2.2.1,
dipnot 4 göz önüne alınarak belirlenmiştir.
Soruşturma konusu ürün
ve benzer ürün
Madde 7 -
3907.60.20.00.00 gümrük tarife istatistik
pozisyonu (GTİP) altında sınıflandırılan
soruşturma konusu PET cips,
polimerin genel yapısı
teraftalik asit (PTA) ile etilen
glikolun (MEG) esterleşmesi ile veya etilen
glikol ile dimetil
tereftalatın
reaksiyonu sonucu elde edilen
polimerlerdir.
Enjeksiyon ve çekim (ekstruzyon)
teknikleriyle kurutma, eritme, kalıplama,
gerdirme ve şişirme aşamaları sonucunda katı
ve sıvı gıda ambalajına uygun olarak
preform, şişe ve
plaka üretiminde kullanılmaktadır.
PET cips, 78 ml/g veya daha fazla
viskozitesi olan ve bu değer 0,7
dl/g veya daha
yüksek intrinsic
viscosity
numarasına tekabül eden maddedir. PET cipsin
kalitesi makromolekül
uzunluğuna göre (moleküler ağırlık)
değişmektedir. Bu değer de viskozite
numarası (VN-viskozite katsayısı) veya
intrinsic
viskozite (IV) olarak hesaplanmaktadır. VN
hesaplaması, Uluslararası Standart ISO
1628/5 ve Alman Ulusal Standardı DIN
53728’de tanımlanmıştır. Buna göre VN genel
olarak, 0,005g/ml rezin
solusyonunun
fenol/1.2-diklorobenzen
(kütle olarak 50/50) içerisinde ve 25
oC’daki
akış zamanının ölçümünü ifade etmektedir. IV
için ise uluslararası veya ulusal bir
standart bulunmamaktadır. IV sadece, sanayi
tarafından kullanılan dahili bir yöntemdir.
IV hesaplaması, yoğunluk ile nispi viskozite
fonksiyonu olan deneysel denklemle (Billmeyer)
yapılmaktadır. Bu şekilde hesaplanan VN ve
IV arasındaki deneysel korelasyona göre VN
78 ml/g, IV 0,7’ye tekabül etmektedir.
Ayrıca, polyester elyaf üretimde kullanılan
diğer bir polietilen
tereftalat türü
daha bulunmaktadır. Bu iki türün üretim
süreçleri belli bir safhaya kadar aynıdır.
Her ikisi de PTA ile
MEG’in esterleşmesi ile
üretilmektedir. İki türü birbirinden
ayıran nokta,
üretim sürecinde ortak safha olan devamlı
polimerizasyonun
(Continuous
Polymerization)
ilk aşamasında kullanılan katkı maddeleri
ile soruşturma konusu PET cipsin daha ileri
bir safha olan ve IV değerini yükselten katı
fazda işlem (Solid
State
Process-SSP)
görmesidir. Her iki tür birbirinden
vizkozite
oranlarına göre ayırt edilmekte olup,
viskozitesi 78 ml/g ya
da IV numarası 0,7 dl/g’nin
altında olan tekstil tipi
polietilen
tereftalat
3907.60.80.00.00 GTİP altında
sınıflandırılmaktadır. Dolayısıyla, IV
değeri, 0,7 dl/g’nin
ya da
viskozitesi 78 ml/g’nin
altında olan polietilen
tereftalat, bu
soruşturma kapsamı dışındadır.
Ürünün kullanıcısı durumundaki sanayiciler,
ihtiyaç duydukları PET cipsi
ya doğrudan
üreticilerden ya
da PET cips ticareti yapan aracı firmalardan
temin etmektedir. Dağıtım kanalları, yerli
ve ithal ürünler için aynıdır.
Öte yandan, Yönetmelik’in 4 üncü maddesi
çerçevesinde soruşturma konusu ülkelerden
ithal edilen ürün ile yerli üretici
tarafından üretilen ürünün benzer ürün olup
olmadığı incelenmiştir. Anılan madde
uyarınca benzer ürün, dampinge veya
sübvansiyona konu mal ile aynı özellikleri
taşıyan bir mal, böyle bir malın bulunmaması
halinde ise benzer özellikleri taşıyan başka
bir mal şeklinde tanımlanmaktadır. Bu
bağlamda, yerli ve ithal ürünlerin “benzer
ürün” olup olmadığı hususu tespit edilirken,
öncelikle aynı özelliklere sahip olup
olmadıkları, daha sonra da kullanım alanları
ve özellikleri itibariyle benzer olup
olmadığı hususu incelenmiştir. Bu incelemede
ürünlerin fiziksel özellikleri ve kullanım
alanları, birbirinin yerine
geçebilme
özellikleri, dağıtım kanalları, üretici ve
tüketicinin ürünü algılamaları ve üretim
süreci hususları değerlendirilmiştir.
Bu kapsamda yapılan değerlendirmeler
sonucunda, yerli üretici tarafından üretilen
ürünler ile soruşturmaya konu ülkeler
menşeli ürünler arasında fiziksel
özellikleri, ürün çeşitliliği ve kullanım
alanları hususlarında ayrım yaratan herhangi
bir farklılık gözlemlenmemiştir. İthalatçı
bir firma, yerli üreticinin yalnızca maliyet
açısından avantaj yaratan “fast
reheated XT
grade” maddesini
üretemediğini belirtmiştir. Ancak, yapılan
incelemede yerli üreticinin bu özellikteki
ürünü de ürettiği tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, yapılan incelemeler
neticesinde, yerli üretim dalı tarafından
üretilen PET cips ile soruşturma konusu
ülkelerden ithal edilenlerin, teknik ve
fiziki özellikleri, çeşitleri, dağıtım
kanalları ve kullanım alanları itibariyle
benzer özelliklere sahip olduğu ve
soruşturmaya konu ülkelerden ithal edilen
ürünlerin gerek birbirleriyle gerekse yerli
üretim dalının ürünüyle doğrudan rekabet
içinde olduğu, bu nedenle de benzer ürün
olarak kabul edilebileceği anlaşılmıştır.
Soruşturma konusu ürün ile ilgili
açıklamalar genel içerikli olup, uygulamaya
esas olan GTİP ve karşılığı eşya tanımıdır.
İKİNCİ KISIM
Dampinge
İlişkin Belirlemeler
Genel
Madde 8 -
Güney Kore’den
işbirliğine gelen üretici-ihracatçı firma
olmamıştır. Bu ülke için soruşturma açılış
aşamasında yer alan bilgiler kullanılmıştır.
ÇHC’den
ise sadece Far Eastern
Industries (Shanghai)
Ltd. firması işbirliğine gelmiştir. Söz
konusu firmadan, soru formuna verdiği
cevaplara ilişkin eksikliklerin yanı sıra
piyasa ekonomisi talebine ilişkin ilave
bilgi ve belgeler istenmiştir. Firmanın
piyasa ekonomisinde faaliyet gösterdiği
yönündeki iddiasının incelenmesi sonucunda,
a) SD
içerisinde yürürlükte bulunan Dış Ticaret
Kanunu’nun 9 uncu maddesi çerçevesinde,
firmanın üretim ve satışlarına ilişkin
kararlarını doğrudan etkileyecek şekilde,
ihracat ve ithalatını yapabileceği ürün
yelpazesinde sınırlama bulunduğu,
b) İlgili
mevzuattaki açık hükümler çerçevesinde,
üretimin temel girdilerinden olan işgücünün
serbest dolaşımını engelleyecek şekilde
düzenlemeler bulunduğu anlaşılmıştır. Söz
konusu değerlendirme, işgücü arz ve
talebinin piyasa koşullarında serbestçe
karşı karşıya gelmesi ve işgücü ücretlerinin
bu suretle piyasa koşullarında oluşması
açısından önem taşıdığı,
c) SD
içerisinde soruşturma konusu ürünün iç
piyasada fiyatlandırılması üzerinde devlet
kontrolünü öngören bir düzenleme bulunduğu,
tespit
edilmiştir.
Bu tespitler
ışığında, ÇHC piyasa ekonomisi uygulayan bir
ülke olarak kabul edilmemiştir. Öte yandan,
Far Eastern
Industries (Shanghai)
Ltd. firması, nihai bildirim sonrasında
kendisinin piyasa ekonomisi koşullarında
faaliyet gösterdiği iddiasını yinelemiş
ancak, söz konusu iddialar yeterli
delillerle desteklenmediğinden kabul
edilmemiştir.
BİRİNCİ BÖLÜM
Normal Değer
Madde 9 -
Yönetmelik Ek Madde 1 deki ölçütler
çerçevesinde piyasa ekonomisi koşullarının
geçerli olduğu kabul edilmediğinden,
Yönetmelik’in 7 nci
maddesi çerçevesinde, bu ülke için emsal
ülke olarak alınan Çin
Tayvanı’nda yerleşik olan
ÇHC’den
işbirliğine gelen Far
Eastern
Industries (Shanghai)
Ltd. firmasının ilişkili olduğu Far
Eastern
Textile Ltd.
firmasının aynı ürün tipine ilişkin üretim
maliyetleri esasında oluşturulan normal
değer temelinde belirlenmiştir.
Temsil testi
Madde 10 -
Yönetmelik’in 5 inci maddesi hükmü
gereğince, menşe ülkenin iç piyasasında
yapılan benzer mal satışlarının miktar
bazında Türkiye’ye satışların %5’ini veya
daha fazlasını oluşturduğu hallerde, yurt
içi satışlar normal değerin tespit edilmesi
için yeterli miktarda sayılmıştır. Bu testin
olumlu sonuçlanması halinde normal değer,
ihracatçı ülke iç piyasasında normal ticari
işlemler çerçevesinde gerçekleşen satışlar
esas alınarak belirlenmiştir. Aksi durumda
normal değer, oluşturulmuş değer esasında
belirlenmiştir.
Normal ticari işlem
testi
Madde 11 -
Yönetmelik’in 5 inci maddesi hükümleri
gereğince, soruşturmaya konu firmalardan
sağlanan bilgiler ışığında, menşe ülkenin iç
piyasasındaki satışlarının normal değer
tespitinde kullanılıp kullanılmayacağının
belirlenmesi için varsa ürün tipleri
bazında, yoksa genel olarak normal ticari
işlem testi uygulanmıştır. Buna göre;
a) Benzer
ürünün ağırlıklı ortalama net satış
fiyatının ağırlıklı ortalama birim
maliyetinin üzerinde olduğu durumlarda
normal değer;
1) Birim
maliyetin üzerindeki satışların maddenin
toplam satışlarının %80’ini veya daha
fazlasını oluşturması halinde, soruşturma
dönemi boyunca gerçekleşen tüm iç piyasa
satış işlemlerinin (kârlı
ya da kârsız)
ağırlıklı ortalaması esasında,
2) Birim
maliyetin üzerindeki satışların maddenin
toplam satışlarının %80’inden daha azını
oluşturması halinde ise soruşturma dönemi
boyunca gerçekleşen yalnızca kârlı iç piyasa
satış işlemlerinin ağırlıklı ortalaması
esasında
belirlenmiştir.
b) Benzer ürünün ağırlıklı ortalama net
satış fiyatının, ağırlıklı ortalama birim
maliyetinin altında olması halinde normal
değer, oluşturulmuş değer esasında
belirlenmiştir.
İç piyasa satışları
temelinde normal değer
Madde 12 -
Yönetmelik’in 5 inci maddesi hükmü
gereğince, iç piyasa satışlarının esas
alındığı hallerde normal değer, menşe
ülkenin iç pazarında benzer ürün için normal
ticari işlemler çerçevesinde bağımsız
alıcılar tarafından ödenmiş olan veya
ödenmesi gereken fiyatlar esasında
belirlenmiştir.
Oluşturulmuş değer
Madde 13 -
Oluşturulmuş değer, firmalardan temin edilen
maddenin imalat maliyeti ile satış, genel ve
idari (SGİ) gider rakamlarına makul oranda
bir kârın eklenmesi suretiyle
hesaplanmıştır.
Kâr Oranı
Madde 14-
Oluşturulmuş
normal değer hesaplamalarında esas alınan
kâr oranı, Yönetmelik’in 6
ncı maddesi
hükmü çerçevesinde, firmaların normal ticari
işlemler çerçevesinde benzer ürün
satışlarından elde ettikleri toplam kâr
esasında hesaplanan ağırlıklı ortalama kâr
oranıdır.
İKİNCİ BÖLÜM
İhraç Fiyatı
İhraç fiyatının
belirlenmesi
Madde 15 -
İhraç fiyatı, işbirliği yapan
üretici-ihracatçı firmaların Türkiye’ye
satışlarında fiilen ödenen fiyat esasında
belirlenmiştir. İşbirliğinde bulunan
üretici-ihracatçı firmanın olmadığı Güney
Kore için ise, soru formuna cevap veren
ithalatçı firma verilerinden
yararlanılmıştır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Damping Marjları
Fiyat karşılaştırması
Madde 16 -
Adil bir karşılaştırmanın yapılabilmesini
teminen, normal
değer ile ihraç fiyatı fabrika çıkış
aşamasına getirilerek aynı ticari aşamada
karşılaştırılmıştır.
Yönetmelik’in
10 uncu maddesi hükmü gereğince, normal
değer ile ihraç fiyatını aynı ticari aşamaya
getirme ve bu suretle adil bir karşılaştırma
yapabilmek amacıyla, ilgili taraflarca ileri
sürülen ve fiyat karşılaştırmasını etkileyen
taşıma, paketleme, sigorta, ödeme koşulları,
indirim, geri ödeme, banka masrafları vb.
gibi hususlardan belgelendirilen,
uygulanabilir ve haklı görülenler için
ayarlamalar yapılmıştır.
Damping marjları
Madde 17 -
Yönetmelik’in 11 inci maddesi hükmü
çerçevesinde damping marjları, normal değer
ile ihraç fiyatlarının ağırlıklı
ortalamalarının veya ihraç işlemlerinin az
olması durumunda işlem bazında
karşılaştırılması suretiyle hesaplanmıştır.
Ancak, ihraç fiyatının değişik alıcılar veya
zaman süreleri bakımından önemli ölçüde
farklılık gösterdiği hallerde, dampingin
büyüklüğünün tam olarak ortaya konulabilmesi
ve varsa gizli dampingin etkisiz kılınması
için ağırlıklı ortalama normal değer ile
işlem bazında ihraç fiyatı
karşılaştırılmıştır.
Yönetmelik’in
26 ncı maddesi
hükmü uyarınca, işbirliğinden kaçınmayı
önlemek amacıyla, ülkeler bazında işbirliği
yapan firmalar dışında kalanların damping
marjları, işbirliğine gelen firmalar
arasında en yüksek oranda damping tespit
edilen firma esasında belirlenmiştir.
Diğer taraftan, damping marjının
belirlenmesinde kullanılan yöntem ile
yapılan hesaplamalar, firma özel
bildirimlerinde ayrıntılı şekilde
gösterilmiştir.
Hindistan’da
yerleşik üreticiler için damping marjı
Madde 18 -
Hindistan’da yerleşik firmalar için CIF
ihraç fiyatının yüzdesi olarak hesaplanan
damping marjları aşağıda belirtilmektedir:
South Asian
Petrochem
Ltd. % 14,26
Futura
Polyester Ltd. % 18,82
Elque
Polyester Ltd. % 15,77
Diğerleri
% 18,82
South
Asian
Petrochem Ltd.
firması, nihai bildirime ilişkin yanıtında,
ihracata yönelik birim statüsü sebebiyle PET
cips bünyesinde kullanmakta olduğu
hammaddeleri gümrük vergilerini ödemeksizin
ithal edebildiğini, soruşturma konusu
maddenin Hindistan içerisinde satılması
durumunda ise PET cips bünyesinde kullanılan
hammaddelere tekabül eden gümrük vergilerini
telafi etmek amacıyla bir vergi ödemek
zorunda olduğunu ifade ederek, bu durumun iç
satış ve ihraç satışı arasında farklılığa
neden olduğunu öne sürmüş ve bir ayarlama
yapılmasını talep etmiştir.
Ancak söz
konusu iddia, iç piyasada yapılan satışlarda
ödenen gümrük vergisinin, ihraç edilen ve iç
piyasada satılan malların üretim
maliyetlerini farklılaştırıcı bir etkisinin
bulunmaması ve iki fiyat arasında yapılan
kıyaslamada anılan verginin dahil olmadığı
fabrika çıkış aşamasındaki fiyatların
kullanılması sebebiyle kabul edilmemiştir.
Diğer taraftan, Türkiye’ye ve Hindistan’a
satılan nihai malların bünyesinde ne kadar
ithal ne kadar yerli hammaddelerin
kullanıldığının tespitini tam olarak yapmak
mümkün bulunmadığı da değerlendirilmiştir.
Ayrıca, nihai
bildirimin firmaya özel kısmında ihraç
fiyatlarına ilişkin ayarlamalar bölümünde
yer alan gümrük vergisi ayarlaması (IDA)
başlığındaki ayarlamanın hesaba dahil
edilmesi konusuna itiraz edilmiştir. Söz
konusu itiraz çerçevesinde yapılan
incelemede bahse konu ayarlama
hesaplamalarda dikkate alınmadığından
herhangi bir düzeltme yapılmamıştır.
Tayland’da yerleşik
üreticiler için damping marjı
Madde 19 -
Tayland’da
yerleşik firmalar için CIF ihraç fiyatının
yüzdesi olarak hesaplanan damping marjları
aşağıda belirtilmektedir:
Bangkok Polyester
Public Company
Limited %
26,57
Indorama
Polymers
Public
Company Ltd.
% 12,77
Diğerleri
% 26,57
Indorama
Polymers
Public
Company Ltd.
firması, nihai bildirime ilişkin yanıtında
damping marjının hesaplanması ile ilgili
bazı hususlara itiraz etmiştir. Firma ilk
olarak, Türkiye’ye satışlarında ithalatçı
firma ile yaptığı anlaşma çerçevesinde,
satış kontratında yer alan fiyatların geçici
olduğunu ve satış sırasında hammadde
fiyatlarında görülen artışın satış fiyatına
sonradan yansıtıldığını belirterek, daha
sonra yapılan tahsilatların ihraç fiyatına
eklenmesini talep etmiştir. Buna karşılık
firma nezdinde
yapılan yerinde inceleme sırasında, firma
yetkililerince adı geçen anlaşma
çerçevesinde hazırlanan borç senetlerinin
geç ödemeye ilişkin olarak düzenlendiği
ifade edilmiş, yerel inceleme sonrasında öne
sürüldüğü şekilde açıklama yapılmamıştır.
Ayrıca, bu uygulamanın hammadde fiyatlarında
düşüş yaşanması halinde de yapılacağı
konusunda da yeterli bir açıklama
alınamamıştır. Dolayısıyla, yerel inceleme
sonrasında yeni geliştirilen bu iddia kabul
edilmemiştir.
Firma ikinci olarak, yurt dışı satış
işleminin, satışın yapıldığı tarihte geçerli
olan döviz kuru üzerinden
muhasebeleştirildiğini, bu nedenle yurt dışı
satışlarında elde edilen tutarın banka
hesabına yatırıldığı tarih ile satışın
yapıldığı tarih arasındaki kur farkından
kaynaklanan gerçekleşmiş kâr/zarar
olabileceğini ileri sürmüştür. Bu çerçevede,
firma Türkiye’ye satışlarında kur farkından
elde ettiği gelirin ihraç fiyatına
eklenmesini talep etmiştir. Ancak kur
farkından kaynaklanan gelirin, satışı ve
satış fiyatını etkileyen bir unsur olmaması
gerekçesiyle firmanın ayarlama talebi kabul
edilmemiştir.
Indorama
Polymers
Public
Company Ltd.
firması üçüncü iddiasında, amorf cips
tedarik ettiği Asiapet
firmasının anılan madde üretiminde
kullanılan ithal hammaddeler için gümrük
vergisi ödediğini, bunu da amorf cips satış
fiyatlarına yansıttığını ileri sürmüştür. Bu
çerçevede Indorama
Polymers
Public
Company Ltd.,
yaptığı ihraç satışları üzerinden almaya hak
kazandığı belirli oranda vergi iadesinin
satış sırasında fiyatı etkilediğini iddia
ederek, soruşturma döneminde Türkiye’ye
satışlarında elde ettiği bu tutarların ihraç
fiyatına eklenmesini talep etmiştir. Ancak,
firma tarafından iddia edilen vergi
iadesinin, yerinde inceleme sırasında
incelenen belgelerde ve firma kayıtlarında
“ihracat teşviği”
olarak yer aldığı görülmüştür. Firmanın
kendi iddiasında da belirtildiği gibi,
girdiyi yerel bir firmadan satın aldığı ve
herhangi bir gümrük vergisi ödemediği, ancak
yaptığı her ihracat için belirli oranda
ihracat teşviği
aldığı anlaşılmıştır. İhracat
teşviğinin
normal değer ve ihraç fiyatının adil
karşılaştırılmasında ayarlama gerektiren bir
unsur olmadığı ve alınan ihracat
teşviklerinin ihracatçının daha düşük fiyat
uygulamasına destek vermesi sonucunu
doğurarak haksız rekabete katkıda bulunduğu
gerekçeleriyle, firmanın talebi kabul
edilmemiştir.
Firma, PET cipsin ana girdisi amorf cipsin
tedarikçisi olan ve kendisiyle aynı üretim
tesisinde kurulu bulunan
Asiapet firması
ile ilişkisinin kan bağından ileri
gitmediğini, her iki firmanın birbirinden
bağımsız hareket ettiğini öne sürmüştür.
Ancak bu görüşün aksine, yerinde inceleme
sırasında elde edilen bilgi ve belgelerden
her iki firmanın ilişkili olduğu tespit
edilmiştir.
Firma, ayrıca,
amorf
cips tedarikçisi
Asiapet firmasından yaptığı
alımlarda, fiyatların normal piyasa
koşullarında oluştuğunu öne sürmüş ve Güney
Kore’den ithal ettiği amorf cips fiyatları
ile Asiapet
firmasından alınan amorf cips fiyatları
arasındaki farkın, ithalatta katlanılan
navlun, yurt içi taşıma,
elleçleme ve
sigorta gibi ek masraflardan kaynaklandığını
ileri sürmüştür.
Buna karşılık, yerinde inceleme sırasında
ihracatçı firma ile
Asiapet firmasının ilişkili olduğu
tespit edildiğinden, firmanın
Asiapet’ten
amorf cips alış fiyatlarının normal piyasa
koşullarında oluşup oluşmadığının tespit
edilmesi amacıyla, amorf cipsin ithal
edildiği dönemdeki söz konusu fiyatlar ile
PET cipsin ana hammaddesini oluşturan PTA ve
MEG’in dünya
fiyatlarının soruşturma dönemindeki seyri
incelenmiştir. Söz konusu inceleme
sonucunda, PTA ve MEG dünya fiyatları önemli
ölçüde artarken,
Asiapet’in amorf cips satış
fiyatlarının sabit kaldığı görülmüş ve
Asiapet’in satış
fiyatlarının normal piyasa koşullarını
yansıtmadığı anlaşılmıştır. Bunun üzerine,
firmanın hammadde maliyetlerinin normal
piyasa koşullarında ne seviyede
oluşabileceği araştırılmıştır. Bu amaçla,
amorf cips ticaretinin yaygın olmaması göz
önüne alınarak ve firmanın serbest piyasa
koşullarında anılan ürün için en uygun
fiyatı Güney Kore’de bulması nedeniyle
ithalatı bu ülkeden gerçekleştirmiş olduğu
varsayılarak, firmanın Güney Kore’den
hammadde ithal fiyatları ile
Asiapet’ten
hammadde alım fiyatlarının karşılaştırılması
uygun bulunmuştur. Ayrıca, dikkate alınan
diğer bir önemli husus da, firmanın
hammaddeyi Asiapet’ten
tedarik edememesi halinde ithal edeceği, bu
durumda da ek masraf olarak belirtilen tüm
navlun, yurt içi taşıma,
elleçleme ve
sigorta maliyetlerinin hammadde alım
fiyatına dahil olacağı gerçeğidir. Firmanın
talebi bu çerçevede reddedilmiştir.
Indorama
Polymers
Public
Company Ltd.
firması son olarak, satış, genel ve idari
giderlerin hesaplanmasında yurt içi
satışlara ilişkin maddi hatalar bulunduğunu
öne sürmüş ve gereken düzeltmelerin
yapılmasını talep etmiştir. Firmanın bu
konudaki düzeltme talebi makul karşılanarak
damping marjı yeniden hesaplanmıştır.
Çin
Tayvanı’nda
yerleşik üreticiler için damping marjı
Madde 20 -
Yönetmelik’in 27 nci
maddesi çerçevesinde, Çin
Tayvanı için
ihracatçı, ithalatçı, ürün çeşidi ve işlem
sayısının fazlalığı nedeniyle dampinge
ilişkin belirlemelerde örneklemeye
gidilmiştir. Buna göre Çin
Tayvanı’nda
Türkiye'ye yapılan ihracatta en büyük paya
sahip olan Far Eastern
Textile Ltd. ile
Nan
Ya
Plastics
Corporation
firmaları Çin
Tayvanı’ndan soruşturma döneminde
ihracat yapan tüm firmaların mutabakatları
alınarak örneklemeye dahil edilmiş,
örneklemeye dahil olan firmaların bireysel
olarak hesaplanan damping marjlarının
ağırlıklı ortalamasının işbirliğine gelen
fakat örneklemeye dahil edilmeyen
Shinkong
Synthetics
Fibers
Co. firmasına
teşmil edilmesi öngörülmüştür. Bu itibarla
CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak
hesaplanan damping marjları şu şekildedir:
Nan
Ya
Plastics
Corporation
% 11,52
Far Eastern
Textile
Ltd.
% 12,62
Shinkong
Synthetics
Fibers
Corporation
% 12,42
Diğerleri
% 12.62
Nan
Ya
Plastics
Corporation
firması nihai bildirime ilişkin yanıtında
damping marjı hesaplanırken firma
içerisindeki MEG departmanından PET
departmanına intikal eden
MEG’in transfer
fiyatının esas alınamayacağını öne sürerek
yapılan işlemlerin buna göre gözden
geçirilmesini istemiştir. Bununla beraber,
yapılan incelemede MEG ve PET
departmanlarının firma içinde birbirinden
bağımsız ve ayrı birimler olarak faaliyet
gösterdiği, ayrıca, MEG departmanının
transfer fiyatını bağımsız alıcılara satış
fiyatı paralelinde belirlediği
anlaşılmıştır. Farklı kar merkezleri olarak
faaliyet gösteren birimlerin kendi
uhdelerinde bulunan fiyatlandırma kararını
verirken yine kendi maliyetlerini esas
alması makul karşılanmalıdır. Aksi takdirde
oluşması muhtemel kar veya zararın diğer
birimlere atfı söz konusu olacaktır.
Dolayısıyla bu durum, şirket içi birimlerin
farklı kar merkezleri olarak ayrılmasını ve
mevcut maliyet muhasebesi sistemini de
anlamsız kılacaktır.
Öte yandan, PET departmanında kullanılan
MEG’in ancak
küçük bir kısmının MEG departmanındaki
üretimle karşılandığı, ilişkili diğer
firmalardan alınan
MEG’in üretimde kullanılan asıl kısmı
oluşturduğu ve şirketin bu firmalardan MEG
alış fiyatlarının da transfer fiyatından çok
daha düşük düzeyde gerçekleştiği
görülmektedir.
Yukarıda anılan nedenler ışığında, MEG
maliyetlerinin firma muhasebesinde yer
aldığı şekliyle muhafazası gerektiği
sonucuna ulaşılmıştır.
Söz konusu firma ayrıca, firma tarafından
ihracata mahsus maliyet kalemlerinin, iç
piyasa komisyon giderleri ile paketleme
giderlerinin soruşturma konusu ürünün iç
satışları üzerindeki satış ve genel idari
giderlere eklendiğini iddia ederek bu
durumun düzeltilmesini talep etmiştir.
Firmanın ilk soru formuna verdiği cevapta
yer alan Gelir-Gider cetveli üzerinde sadece
nihai bildirimle firmaya bildirilen
düzenlemeler yapılmış olup, firma iddiasında
bahsi geçen gider kalemlerinin soruşturma
konusu ürünün yurtiçi satış maliyetlerine
dahil edilmesi söz konusu değildir.
Nan
Ya
Plastics
Corporation
firması bir diğer iddiasında da kısa ve uzun
dönem yatırımların idaresinin tek bir
kaynaktan yapıldığını, bu nedenle ortaya
çıkan faizin kullanım yerine göre
ayrıştırılmasının mümkün olmadığını öne
sürerek; finansal
giderlerin, nakit akışından payı nispetinde
yatırımlara dağıtılması gerektiğini ifade
etmiştir.
Faiz giderlerinin dağıtımına ilişkin
yukarıda sözü edilen yeni iddia yerinde
doğrulama soruşturmasında incelemeye imkan
vermeyecek şekilde öne sürülmüştür. Bu
nedenle bahse konu sonradan ortaya konulan
iddianın kabulünün her halükarda mümkün
olamayacağı değerlendirilmiştir. Bununla
birlikte, mevcut belgeler üzerinde yapılan
incelemede, firma ölçeği göz önüne
alındığında ve uluslararası genel uygulamaya
paralel olarak, firma iddiasının tam aksine
faiz giderlerinin kredinin kullanım yeri ve
vadesine göre ayrı ayrı
muhasebeleştirildiği tespit edilmiştir.
Dolayısıyla faiz giderlerinin kullanım
yerine göre ayrıştırılamayacağı iddiasının
geçerlilik taşımadığı açıktır.
Firma, son olarak Genel Müdür ofisine bağlı
çalışan ve sadece firmanın uluslararası
yatırımlarından sorumlu olan bir birimin
bulunduğunu ve bu birimin genel idari
giderlerinin toplamdan düşülmesi gerektiğini
yerinde doğrulama soruşturmasında incelemeye
imkan vermeyecek şekilde gündeme
getirdiğinden, söz konusu iddianın kabulü
mümkün görülmemiştir.
Far Eastern
Textile Ltd.
firması ise nihai bildirime ilişkin
yanıtında, finansal
giderlerin dağıtımına ilişkin olarak
Nan
Ya
Plastics
Corporation
tarafından öne sürülen iddiaları aynı
ifadelerle gündeme getirmiştir. Firma ayrıca
iddianın kabul edilmemesi halinde yatırım
gelirleri ile kambiyo zararları ve diğer
giderlerin, bu giderlerde yatırımlara
ilişkin kısımlar bulunduğu gerekçesiyle
mahsup edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.
Faiz giderlerine ilişkin iddianın yukarıda
Nan
Ya
Plastics
Corporation
firması için belirtilen aynı gerekçelerle
kabulü mümkün görülmemiştir. Kambiyo
zararları ve diğer giderlere ilişkin iddia
ise gerek belgelendirilmemesi gerekse
yerinde doğrulama imkanı bulunmayacak
şekilde soruşturmanın nihai safhasında
ortaya atılması nedeniyle kabul görmemiştir.
Firma son olarak iç piyasa satışlarında
kullanılan faturanın standart formatı
nedeniyle fatura üzerinde vadenin
gösterilmediğini, vadelerin sipariş veri
tabanlarında görülebildiğini iddia etmiş, bu
itibarla vade farkına ilişkin ayarlama
yapılması gerektiği görüşünü yinelemiştir.
Ancak nihai bildirim ile firmaya da
bildirildiği üzere, ödemede tespit edilen
süreler nispetinde vade tanındığı iddiası,
fiyatlandırmada etkisini ortaya koyacak
şekilde belgelendirilemediği için kabul
görmemiştir.
Malezya’da yerleşik
üreticiler için damping marjı
Madde 21 -
Malezya’dan işbirliğine gelen firmalar için
CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak
hesaplanan damping marjları aşağıda
belirtilmektedir:
MPI Polyester
Industries
Sdn
Bhd
% 14,79
Hualon
Corporation (M)
Sdn
Bhd %
16,65
Diğerleri
% 16,65
Hualon
Corporation (M)
Sdn.
Bhd. firması
nihai bildirime ilişkin yanıtında sigorta
maliyetleri, yurt içi satışlar için ödenen
yerel nakliye ücretleri ve Türkiye’ye
yapılan satışların nakliye ücretlerine
ilişkin belgelerin daha önce sunulduğunu bu
nedenle maliyetlerin ciro
usülüne göre
dağıtılmayıp cari değerlerinin alınması
gerektiğini öne sürmüştür. Bununla beraber,
Malezya’da yapılan yerinde inceleme
sırasında firma yetkililerine izlenecek
yöntem hakkında bilgi verilmiş buna karşılık
firma yetkililerince herhangi bir itiraz
gündeme getirilmemiştir.
Firma ikinci olarak ilgili ürüne ilişkin
faiz harcamalarının SSP fabrikası için
tahakkuk eden faiz harcamaları göz önüne
alınarak dağıtılması gerektiğini öne sürmüş,
SSP öncesi üretim sürecinin diğer ürünlere
ilişkin olduğunu iddia etmiştir. Firmanın bu
görüşü SSP öncesi üretim süreci soruşturma
konusu ürünle doğrudan ilişkili bir süreç
olduğundan ve bu nedenle sadece diğer
ürünlere ilişkin bir süreç olarak kabul
edilemeyeceğinden makul görülmemiştir.
Firma ayrıca, ilgili ürünün yurtiçine ve
Türkiye’ye satışlarında söz konusu olan
banka masraflarının da cari değerlerinin
alınması gerektiğini, ciro usulünün
uygulanmaması gerektiğini öne sürmüştür.
Ancak bu iddia yerinde doğrulama imkanı
bulunmayacak şekilde soruşturmanın nihai
safhasında ortaya atılması nedeniyle kabul
görmemiştir.
Hualon
Corporation (M)
Sdn.
Bhd. firmasının
bir diğer iddiası da yurt içi satışların ve
yerli kaynaklardan tedarik edilmesi
nedeniyle hammadde alımlarının da yerel para
birimi ile yapıldığı dolayısıyla kambiyo kar
ve zararının söz konusu olmadığıdır. Ancak
firmanın daha önce ilettiği belgelere göre
Çin Tayvanı’ndan
amorf cips ithal ettiği görülmektedir. Bunun
yanısıra bu
iddialar da daha önce dile getirilmeyen,
yeni geliştirilen ve doğrulanması imkanı
olmayan veriler içerdiğinden kabul
edilmemiştir.
Firma son olarak üretim durdurma
maliyetlerine ilişkin yeni veriler öne
sürmüş, bu veriler ışığında bazı düzeltmeler
talep etmiştir. Bununla beraber söz konusu
veriler yerinde doğrulama imkanı
bulunmayacak şekilde soruşturmanın nihai
safhasında ortaya atılması nedeniyle kabul
görmemiştir.
Endonezya’da yerleşik
üreticiler için damping marjı
Madde 22 -
Endonezya’dan işbirliğine gelen firmalar
için CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak
hesaplanan damping marjları şu şekildedir:
PT SK Keris
% 6,50
PT Indorama
Synthetics
Tbk. %
10,91
Diğerleri
% 10,91
PT SK
Keris firması
nihai bildirime ilişkin yanıtında ihraç
fiyatının, ilişkili aracı ihracatçı firma
olan SK Networks’ün Türkiye’deki bağımsız
alıcıya satış fiyatları üzerinden değil, SK
Keris’in SK
Networks’e FOB satışları üzerinden
belirlenmesinin yanlış olduğunu iddia ederek
söz konusu durumun düzeltilmesini talep
etmiştir. Ancak, SK Networks üzerinden
yapılan satışlar karlı olduğundan,
Türkiye’deki ilk bağımsız alıcıya
satışlardan ayarlamalar yaparak fabrika
çıkış aşamasındaki fiyata ulaşmak yerine, SK
Keris’in SK
Networks’e ilk satışları FOB ihraç fiyatı
hesaplamasında kullanılmıştır. Firmanın
ihraç fiyatı hesabıyla ilgili öne sürdüğü
bir diğer iddia da SK
Keris’in FOB satışları üzerinden
belirlenen ihraç fiyatından ayrıca dış
navlun, dış sigorta ve banka masrafları
düşülerek yanlış hesaplama yapıldığı
hususundadır. Yapılan incelemeler sonucunda
adıgeçen
hususlar için gerekli düzeltmeler yapılarak
ihraç fiyatı tekrar hesaplanmıştır.
PT SK
Keris firması
ayrıca, doğrudan ihraç satışlarında,
ilişkili olduğu aracı ihracatçı firması (SK
Chemicals) ile
yaptığı satışta ve bağımsız aracı ihracatçı
firmalar (Vinmar
Korea ve BCF
Limited)
üzerinden satışlarında nihai bildirimde
belirtilen oranda ayarlama yapılmasının
doğru olmadığını öne sürmüş ve bu konuda
düzeltme talep etmiştir. Bunlardan, PT SK
Keris firmasının
ilişkili aracı ihracatçı firması üzerinden
yapılan satışın incelenmesi sonucunda, bu
satışın karlı bir satış olmadığı görülmüş ve
ayarlama yapılması gereği ortaya çıkmıştır.
Bu ayarlama için, SK Networks firmasına ait
veriler üzerinden, satış, genel ve idari
giderlerin satış maliyetlerine oranı esas
alınarak mevcut 2001 ve 2002 yıllarına ait
oranlar hesaplanmıştır. Bu oranlardan ise,
düşük olanı alınmıştır. Diğer taraftan, SK
Keris’in
doğrudan yaptığı satışlar ve bağımsız aracı
ihracatçı firmalar kanalıyla yaptığı
satışlar üzerinden yapılan ayarlamalar
düzeltilmiştir.
Firma son
olarak damping marjı hesabında ağırlıklı
ortalama normal değer ile işlem bazında
ihraç fiyatlarının karşılaştırmasını haklı
kılacak gerekçelerin bulunmadığını öne
sürmüştür. Buna karşılık yapılan
incelemelerde, ihraç fiyatlarının farklı
alıcı veya dönemler arasında önemli ölçüde
değişkenlik gösterdiği tespit edildiğinden,
dampingin büyüklüğünün tam olarak
belirlenebilmesi amacıyla, damping marjının
ağırlıklı ortalama normal değer ile işlem
bazında ihraç fiyatlarının karşılaştırılması
suretiyle belirlenmesi gerektiği sonucuna
ulaşılmıştır.
Endonezya’dan işbirliğine gelen diğer firma
olan PT Indorama
Synthetics
Tbk. firması da
nihai bildirime ilişkin yanıtında üretim
maliyeti hesabına itiraz etmiş ve bu
itirazlar makul görülerek üretim maliyeti
yeniden tespit edilmiştir. Bununla beraber
üretim maliyetinin, PT
Indoroma
Synthetics Tbk.
firması ağırlıklı ortalama net satış fiyatı
ile ağırlıklı ortalama üretim maliyetinin
karşılaştırıldığı ve normal ticari işlem
testinden geçtiği
için damping marjının belirlenmesinde
herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.
Firma ikinci olarak, yurt içi satışlarda
daha yüksek orandaki piyasa faiz haddi
yerine firmanın 2003 yılına ilişkin mali
tablolarından alınan daha düşük orandaki
ortalama yıllık faiz haddinin dikkate
alınmasına itiraz etmiştir. Ancak yüksek
orandaki faiz haddinin gerçekçi olmaması
nedeniyle firmanın mali tablolarında elde
edilen oran kullanılmıştır.
Firmanın diğer itirazı konteynır taşıması
için yapılan ayarlamaya ilişkin olmuştur.
Firma, itirazında söz konusu ayarlamanın iç
navlun kaleminde zaten mevcut olduğunu öne
sürmüş ve düzeltme talep etmiştir. Yapılan
inceleme sonucunda itiraz makul görülmüş ve
gerekli düzeltme yapılmıştır.
Firmanın nihai bildirime ilişkin yanıtında
üzerinde durduğu ve “diğer ayarlamalar”
bölümünde gösterdiği ton başına 52 ABD
Doları tutarındaki ayarlama talebi, söz
konusu ayarlamanın ileriye matuf olması,
ürünün fiili satış fiyatını değiştirmemesi
ve gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin fiili
satışın yapıldığı zamanda belli olmaması
nedeniyle dikkate alınmamıştır.
Firma ayrıca, işlem bazında karşılaştırma
yolu ile damping marjının belirlendiğini,
bunun dampingi tam olarak yansıtmayacağını
ve karşılaştırmada ihraç fiyatına yakın
tarihli AS-36000-830-Z ürün tipine ilişkin
düşük fiyatlı satışların da dikkate alınması
gerektiğini, ihraç edilen AS-36000-800-Z
ürün tipi ile söz konusu ürün tipi arasında
gerek üretim maliyeti gerekse tüketicilerin
ürünü algılaması ve ürünün kullanım yerleri
açısından herhangi bir farklılık olmadığını
iddia etmiştir. Bütün bunlara ek olarak
işlem bazında damping marjının belirlenmesi
yöntemi yerine hammadde fiyatlarındaki artış
nedeniyle üç aylık işlemlerin dikkate
alınarak damping marjının belirlenmesi
gerektiği öne sürülmüştür. Diğer taraftan
işlem bazında karşılaştırma yapılacaksa da
fatura tarihlerinin değil sözleşme
tarihlerinin esas alınması gerektiği ifade
edilmiştir.
Yukarıdaki iddialara ilişkin olarak yapılan
inceleme neticesinde; aynı tarihli iki ihraç
işleminin olması, soruşturma dönemi boyunca
hammadde fiyatlarının önemli oranda artması
nedeniyle, işlem bazında karşılaştırma
yönteminin damping marjını tam olarak
yansıtacağı sonucuna varılmıştır. Üç aylık
işlemlere dayanılarak damping marjının
belirlenmesi yöntemi İthalatta Haksız
Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuat
hükümleri gereğince uygun görülmemiştir.
İşlem bazında karşılaştırmada fatura tarihi
yerine sözleşme tarihinin alınması önerisi
de mevzuat hükümleri gereğince
uygulanabilir olsa da bu iddia yerinde
doğrulama imkanı bulunmayacak şekilde
soruşturmanın nihai safhasında ortaya
atılması nedeniyle kabul görmemiştir.
Son olarak ihraç fiyatına yakın tarihli
AS-36000-830-Z ürün tipine ilişkin düşük
fiyatlı satışların da dikkate alınması
gerektiği yönündeki iddianın
incelenmesinden, firmanın soru formuna
vermiş olduğu cevaplardan 78-80 IV
arasındaki ürün tiplerinin üretim maliyeti
ile 81-85 IV arasındaki ürün tiplerinin
üretim maliyetinin farklı olduğu, her ne
kadar söz konusu ürün tiplerinin kullanım
alanları ve tüketicinin ürünü algılaması
açısından bir farklılık olmasa da tespit
edilmiştir. İşlem bazında karşılaştırmada
aynı ürün tipinde aynı tarihli yoksa yakın
tarihli satışlara, o da yoksa diğer tiplere
bakılabilmektedir. Bu nedenle, aynı ürün
tipinde yakın tarihli satış
gerçekleştiğinden farklı ürün tipine ilişkin
satışlar dikkate alınmamıştır.
ÇHC’de
yerleşik üreticiler için damping marjı
Madde 23 -
ÇHC’den
işbirliğine gelen tek firma Far
Eastern
Ind (Shanghai)
Ltd. (FEIS) firması olmuştur. Bu bağlamda
CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak tespit
edilen damping marjları şunlardır:
Far Eastern
Ind. (Shangai)
Ltd. % 20,93
Diğerleri
% 20,93
Far Eastern
Ind. (Shangai)
Ltd. (FEIS) firması, nihai bildirime ilişkin
yanıtında, soruşturma konusu maddenin ilk
bağımsız alıcıya satışında geçerli olan
ihraç fiyatının alınmayıp,
FEIS’in ilişkili
firma FEPI’ye
satışlarında geçerli olan fiyatın ihraç
fiyatı olarak alınmasının, Anlaşma’ya aykırı
olduğunu ifade etmiştir. Ancak, FEPI
üzerinden yapılan satışlar karlı olduğundan,
Türkiye’deki ilk bağımsız alıcıya
satışlardan ayarlamalar yaparak fabrika
çıkış aşamasındaki fiyata ulaşmak yerine,
FEIS’in
FEPI’ye ilk
satışları ihraç fiyatı hesaplamasında
kullanılmıştır.
Güney Kore için
damping marjı
Madde 24 -
Güney Kore’den
işbirliğine gelen üretici-ihracatçı firma
olmamıştır. Güney Kore için normal değer
tespitinde, soruşturma açılış aşamasında yer
alan bilgiler kullanılmıştır.
İhraç fiyatı
belirlenmesinde ise, soru formuna cevap
veren ithalatçı verilerinden
yararlanılmıştır. Bu şekilde hesaplanan
damping marjı CIF ihraç fiyatının %
25,84’ü olarak belirlenmiştir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Zarara İlişkin
Belirlemeler
BİRİNCİ BÖLÜM
Dampingli İthalat
İthalatın hacmi ve
gelişimi
Madde 25 -
Yönetmeliğin 17 nci
maddesi çerçevesinde, soruşturma konusu
ülkeler menşeli ithalatın hacminde mutlak
anlamda ya da
Türkiye tüketimine oranla önemli ölçüde bir
artış olup olmadığı incelenmiştir. Yapılan
incelemede, şikayet konusu 3907.60.20.00.00
GTİP’si altında
yer alan PET cipslerinin, viskozitesi 78 ml/g’nin
altında olan ve tekstil ürünleri imalatında
hammadde olarak kullanılan tekstil cipsleri
GTİP’i olan
3907.60.80.00.00 numarasından da ithal
edildiği tespit edilmiştir.
SD’de iki ürün
için de ithalat yapmış olan firmalara soru
formları gönderilmiş, Devlet İstatistik
Enstitüsü verileri çerçevesinde
ithalatçılardan gelen cevaplar dikkate
alınarak veriler ayrıştırılmıştır. Bu
dönemde tespit edilen tekstil ve şişe cipsi
ithalat oranları zarar dönemine de
uygulanmıştır. Karşılaştırma yapılırken
SD’nin dokuz
aylık dönemi kapsadığı göz önünde
tutulmalıdır.
İthalatın etkisinin
toplu değerlendirilmesi
Madde 26 -
Hindistan, Tayland, Çin
Tayvanı, Güney Kore, Malezya,
Endonezya ve ÇHC’den
yapılan ithalat için hesaplanan damping
marjlarının ve soruşturmaya tabi
herbir ülkeden
yapılan ithalat miktarlarının ihmal
edilebilir oranlardan fazla olduğu ayrıca,
ilgili ülkelerin
herbirinden gerçekleşen dampingli
ithalatın SD’de
yerli üreticinin fiyatlarını bastırdığı
görülmüştür.
Yapılan incelemeler sırasında, aralarında
preform, şişe ve
plaka üreticilerinin de bulunduğu ithalatçı
firmaların, soruşturma konusu ürünü aynı
zamanda soruşturmaya konu farklı ülkelerden
ithal ettiği tespit edilmiştir. Soruşturmaya
tabi her bir ülke kaynaklı ürünün aynı
dağıtım kanalından
geçtiği ve aynı piyasaya (katı ve
sıvı gıda üretimine uygun
preform, şişe ve
plaka üreticileri) hitap ettiği
anlaşılmıştır. Bu çerçevede soruşturmaya
tabi herbir
ülkeden ithal edilen soruşturma konusu
ürünlerin kendi aralarında ve yerli benzer
ürünle rekabet ettiği sabit görülmüştür.
Bu çerçevede, Yönetmelik’in 17
nci maddesi
hükümlerine dayanarak, soruşturmaya eş
zamanlı konu olan Hindistan, Tayland, Çin
Tayvanı, Güney
Kore, Malezya, Endonezya ve
ÇHC’den yapılan
ithalatın etkilerinin toplu
değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Aşağıdaki
maddelerde yer alan zarar incelemesinde
dampingli ithalat ifadesi Hindistan,
Tayland, Çin Tayvanı,
Güney Kore, Malezya, Endonezya ve
ÇHC’den yapılan
soruşturma konusu madde ithalatının
toplamına karşılık gelmektedir.
Maddenin Genel
İthalatı
Madde 27 -
Maddenin genel ithalatı, 2001 yılı ile SD
arasında sırasıyla 21.267 ton, 26.356 ton,
35.637 ton ve 35.052 ton olarak
gerçekleşmiştir. 2001 yılı ile SD arasında
genel ithalat miktar bazında 21.267 tondan
35.052 tona çıkarak %64,82; değer bazında da
19,79 milyon ABD dolarından 32,66 milyon ABD
dolarına çıkarak %65,01 oranında artmıştır.
Dampingli İthalat
Madde 28 -
Soruşturma konusu
maddenin dampingli ithalatı 2001 yılında
18.916 ton iken 2002, 2003 yılları ve dokuz
aylık SD’de
sırasıyla 23.706 tona, 29.757 tona ve 30.799
tona yükselmiştir. Diğer bir ifade ile
dampingli ithalat 2001 yılı ile SD arasında
miktar bazında %62,82 oranında artarken,
değer bazında da %65,16 oranında artmıştır.
Aynı dönemde dampingli ithalatın genel
ithalat içindeki payı %88,95’den %87,87’ye
düşmüştür. Ancak SD’de,
2003 yılına göre miktar olarak %3,5 ve değer
olarak %8,5 oranlarında dampingli ithalatta
artış gözlenmiştir.
Maddenin Üçüncü
Ülkelerden İthalatı
Madde 29 -
Maddenin üçüncü ülkelerden ithalatı, 2001
yılı ile SD arasında miktar bazında %80,94
oranında, değer bazında ise %63,98 oranında
artmıştır. Aynı dönemde üçüncü ülkelerin
genel ithalat içindeki payı %11,05’den
%12,13’e çıkmıştır. Öte yandan, soruşturma
konusu madde ithalatı
SD’de, 2003 yılına göre miktar olarak
%27,66 ve değer olarak da %28,24 oranlarında
düşmüştür.
Dampingli İthalatın
Pazar Payındaki Değişim
Madde 30 -
Maddenin
yurtiçi tüketimi, yerli üreticinin yurtiçi
satışları ile genel ithalatın toplanması
suretiyle hesaplanmıştır. Bu çerçevede
belirlenen toplam tüketim endeks olarak 2001
yılında 100 iken 2002, 2003 yılları ve dokuz
aylık SD’de
sırasıyla 123, 156 ve 128 olmuştur.
Dampingli ithalatın
aynı dönemdeki pazar payı endeksi sırasıyla
100, 102, 101 ve 127 olarak gerçekleşmiştir.
Dampingli ithalatın
fiyatlarının gelişimi
Madde 31 -
Soruşturma konusu dampingli ithalatın
ağırlıklı ortalama birim fiyatı CIF bazda
2001 yılında 914 ABD Doları/ton iken, 2002
yılında 793 ABD Doları/ton’a düşmüş, 2003
yılında 885 ABD Doları/ton,
SD’de de 927 ABD
Doları/tona yükselmiştir. Diğer bir
ifadeyle, dampingli ithalatın ağırlıklı
ortalama CIF fiyatı 2001 yılı 100 olarak
alındığında bu rakam
SD’de 101’e yükselmiştir.
Soruşturma konusu ürünün hammadde
fiyatlarına baktığımızda ise, sadece SD
içerisinde, PTA ve MEG fiyatları %29
oranında artmıştır (ICISLOR Asya Pasifik
Spot CFR ÇHC fiyatları). Hammadde
maliyetinin toplam PET cips maliyetinin
önemli bölümünü oluşturduğu göz önünde
tutulduğunda, zarar döneminde görülen birim
fiyat artışları, sadece
SD’de yaşanan hammadde fiyat
artışlarının altında kalmaktadır.
Dampingli ithalatın
yerli üretici fiyatları üzerindeki etkisi
Madde
32 -
Fiyat kırılması analizinde, ithalatın gümrük
çıkış aşamasındaki fiyatları ile yerli
üretim dalının fabrika çıkış aşamasındaki
fiyatları karşılaştırılmıştır. Söz konusu
fiyat kırılması hesaplamalarında firmaların
SD’deki fiili
ihraç fiyatları temel alınmıştır. Ayrıca bu
fiyatlara ithalatçılardan gelen bilgiler göz
önüne alınarak KKDF masrafı, gümrük
giderleri, gümrük vergisi ve akreditif
masrafları gibi gider kalemleri eklenmiştir.
Yapılan incelemede açıkça
görülmektedir ki, dampingli ithalatın etkisi
ile yerli üretici, 2002 yılından başlayarak
ticari maliyetinin altında satış yapmaya
başlamıştır. Bu durumda, yıpranan yerli
üretici satış fiyatları göz önünde
bulundurularak fiyat kırılması yerine fiyat
bastırmasının hesaplanmasının daha yerinde
olacağı düşünülmüştür. Öte yandan,
SD’de yerli
üretim dalının ilgili üründe zarar ettiği
göz önüne alınarak, fiyat bastırmasının
belirlenmesi amacıyla 2001 yılına ait kâr
marjı temel alınmıştır.
Bununla beraber, bir
ihracatçı firma tarafından bu duruma itiraz
edilmişse de yerli üretim dalının,
maliyetlerin altında yapılan satışlar
nedeniyle zarar görmediği bir döneme ilişkin
veri kullanılabilmesini
teminen yöntem değiştirilmemiş ve
ilgili firmanın itirazı kabul edilmemiştir.
Bu şekilde, soruşturma
konusu ülkeler menşeli ithalatın gümrük
vergisi ve masrafları dahil Türkiye
piyasasına giriş fiyatı, yerli sanayinin
ticari maliyetinin üzerine 2001 yılı kâr
marjı eklenmesi ile elde edilen satış fiyatı
ile karşılaştırılmıştır. İthalat verileri
çerçevesinde hesaplanan fiyat bastırması
oranları ÇHC için %10, Endonezya için %17,
Hindistan için %12, Malezya için %17,
Tayland için %9, Çin
Tayvanı için %13 ve Güney Kore için
%10 olarak tespit edilmiştir.
İKİNCİ BÖLÜM
Yerli Üretim
Dalının Durumu
Yerli üretim dalının
ekonomik göstergeleri
Madde 33 -
Yerli üretim dalının ekonomik
göstergelerinin incelenmesinde ilgili ürüne
ait veriler esas alınmıştır. Öte yandan,
eğilimin sağlıklı bir şekilde incelenmesi
amacıyla Türk Lirası bazındaki veriler için
yıllık ortalama Toptan Eşya Fiyat Endeksi
(TEFE) kullanılarak enflasyondan
arındırılmış reel
değerler kullanılmıştır. Tayland Dış Ticaret
Dairesi yıllık verilerin dokuz aylık
verilerle karşılaştırılamayacağını ifade
etmiştir. Ancak, değerlendirme yapılırken bu
husus göz önünde tutulmuş ve ayrıca,
SD’ye ait
verilerden döneme ilişkin faaliyetler on iki
aylık olarak da endekslenmiştir.
a) Üretim
Yerli üretim dalının ilgili üründe 2001
yılında 100 olan üretim miktar endeksi, 2002
ve 2003 yıllarında sırasıyla 139 ve 176’ya
yükselmiş, SD’de
ise 133 olarak gerçekleşmiştir.
Soruşturmaya taraf olan ihracatçılardan
birisi tarafından yerli üretim dalının
üretim endeksinin 2001 ve 2003 arasındaki
dönemde sürekli artış gösterdiği, bu olumlu
göstergeye bakılarak yerli üretim dalının
zarara uğradığının öne sürülemeyeceği iddia
edilmiştir. Buna karşılık yerli üretim
dalının verileri, satış ve stok verileri ile
pazardaki büyüme beraberce ele alındığında,
PET cips piyasasında görülen büyüme
karşısında yerli üretim dalının aldığı payın
sürekli düştüğü ve stokların arttığı bu
nedenle üretimdeki artışa rağmen yerli
üretim dalının durumunun
nisbi olarak
kötüleştiği anlaşılmıştır.
b) Satışlar
Yerli üretim dalının ilgili üründe 2001
yılında 100 olan yurtiçi satış miktar
endeksi, 2002 ve 2003 yıllarında sırasıyla
123 ve 148’e yükselmiş,
SD’de ise 104 olarak gerçekleşmiştir.
Aynı dönemde satış hasılatı
reel olarak
incelendiğinde 2001 yılında 100 olan
endeksin 2002 ve 2003 yıllarında sırasıyla
99 ve 123 olarak gerçekleştiği,
SD’de ise 74’e
gerilediği görülmüştür.
Nihai bildirim sonrasında görüş bildiren bir
ihracatçı, yerli üretim dalının satış miktar
ve hasılat endekslerinde görülen artışa
dayanarak yerli üretim dalında herhangi bir
zarar belirtisi olmadığını öne sürmüştür.
Ancak, sadece satış miktar endeksine
bakılarak yapılacak değerlendirmenin
sağlıklı sonuçlar veremeyeceği açıktır.
Nitekim yukarıda üretim endeksine ilişkin
durum burada da söz konusudur. Diğer bir
ifadeyle, pazardaki büyüme ve yerli üretim
dalının PET cips piyasasındaki
nisbi konumunun
birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Satış hasılatındaki iyileşme ise özellikle
hammadde fiyatlarında meydana gelen
konjonktürel
değişikliklerin fiyatlara yansıması olarak
değerlendirilmiştir. Öte yandan,
SD’de satış
hasılatının gerek 2001 yılına gerekse bir
önceki yıla göre önemli ölçüde düştüğü de
gözlenmektedir. Ayrıca, 2001 ile 2003
yılları arasındaki dönemde satış miktar
endeksinde görülen %48 oranındaki artışa
karşılık, satış hasılatı endeksinin aynı
dönemde sadece %23 oranında bir artış
göstermesi, zararın temel nedenlerinden olan
fiyat bastırmasının bir göstergesi olduğu
anlaşılmaktadır.
c) İhracat
Yerli üretim dalının ilgili üründe 2001
yılında 100 olan ihracat miktar endeksi,
2002 ve 2003 yıllarında sırasıyla 113 ve 141
olmuş, SD’de
ise 129 olarak gerçekleşmiştir.
Yerli üretim dalının ihracat hasılatı ise
2001 yılında 100 olarak kabul edildiğinde
2002 ve 2003 yıllarında sırasıyla 88 ve 109
olarak gerçekleşmiş,
SD’de ise 94’e gerilemiştir.
Yerli üretim dalının ihracat miktar
endeksinde görülen artışın, yurt içi
piyasada kaybedilen pazar payını telafi etme
çabasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
d) Pazar Payı
Yerli üretim dalının ilgili
üründe yurtiçi pazar payı 2001 ve 2002
yıllarında %61 iken, 2003 yılında %58’e ve
SD’de %50’ye
düşmüştür.
Soruşturmaya konu ürün pazarının 2001 ile
2003 yılları arasında sürekli büyümesine
karşın, aynı dönemde yerli üretim dalının
pazar payı, üretimindeki
nisbi artışa
rağmen istikrarlı bir düşüş sergilemiştir.
e) Stoklar
Yerli üretim dalının ilgili üründeki stok
verileri incelendiğinde 2001 yılında 100
olan stok düzeyi endeksinin, 2002 ve 2003
yıllarında sırasıyla 97 ve 149 olarak
gerçekleştiği, SD’de
ise 129 olduğu gözlenmiştir.
İhracatçı firmalar tarafından stok
endeksinde görülen değişimin temel sebebinin
üretim miktarları olduğu; üretimin artış
gösterdiği yıllarda stokların da arttığı,
bir önceki yıla göre gerilediği yıllarda ise
düştüğü öne sürülmüştür. Ancak, stok
miktarlarındaki gelişmenin tek belirleyicisi
üretim düzeyi değildir. Bu amaçla satış
miktarları da dikkate alınmalıdır. Satış
miktar endeksinde görülen artışın üretim
miktar endeksinde görülen artışın altında
kaldığı gözlenmektedir. Dolayısıyla
ithalattaki artışın şikayetçi firmanın
satışlarını nisbi
olarak olumsuz etkilediği ve bu durumun da
stok seviyelerinde artışa neden olduğu
anlaşılmaktadır.
f) Kapasite ve Kapasite Kullanım Oranı (KKO)
Yerli üretim dalının 2001 yılında %49 olan
KKO’su, 2002 ve
2003 yıllarında sırasıyla %56,1 ve %70,9
olarak gerçekleşmiş,
SD’de %71,5’e çıkmıştır.
KKO’da
görülen artış da yerli üretim dalında
herhangi bir zararın oluşmadığına ilişkin
olarak öne sürülen iddialardan birisi
olmuştur. Bununla beraber
KKO’daki mutlak
artış yine piyasanın bütününde görülen ve
yukarıda açıklanan gelişmeler ışığında
değerlendirilmelidir.
g) İstihdam
Yerli üretim dalının, ilgili üründeki toplam
çalışan işçi sayısı endeksi 2001 yılında 100
kabul edildiğinde, 2002 ve 2003 yıllarında
sırasıyla 102 ve 82 olarak gerçekleşmiş
SD’de ise 80’e
düşmüştür.
h) Ücretler
Yerli üretim dalının ilgili ürün üretiminde
çalışan işçilerinin aylık giydirilmiş brüt
ücret endeksi 2001 yılında 100 olarak
alındığında, 2002 ve 2003 yıllarında
sırasıyla 98 ve 113 olarak gerçekleşmiş
SD’de ise 111
olmuştur.
i) Verimlilik
Yerli üretim dalının ilgili ürün üretiminde
çalışan işçi başına verimlilik endeksi 2001
yılında 100 iken, 2002 ve 2003 yıllarında
sırasıyla 138 ve 212 olarak gerçekleşmiş,
SD’de ise 217’ye
çıkmıştır.
İhracatçı firmalardan birisi tarafından
istihdamda görülen düşüşün nedeninin
dampingli ithalattaki artış değil verimlilik
artışı olduğu öne sürülmüştür. Bu durumun
genel bir çerçeve dahilinde
değerlendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu bağlamda, pazardaki büyüme ve
yatırımlardaki artışa bakarak dahi
istihdamda görülen düşüşün normal kabul
edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
j) Yurtiçi Fiyatlar
Yerli üreticinin ilgili üründe ağırlıklı
ortalama yurtiçi birim satış fiyatı
endeksinin, 2001 yılı verileri 100 olarak
alındığında, 2002 ve 2003 yıllarında
sırasıyla 81 ve 83 olarak gerçekleştiği,
SD’de ise 71’e
düştüğü görülmüştür.
Bir ihracatçı firma, yurtiçi fiyatlardaki
düşüşün nedeninin kendisinin yerleşik
bulunduğu ülkeden gerçekleştirilen ithalat
olamayacağını, zira söz konusu ülkenin ihraç
fiyatlarının 2002 yılı ile SD arasındaki
dönemde artış gösterdiğini öne sürmüştür.
Buna karşılık, soruşturmaya konu
herbir ülkeden
yapılan ithalatın dampingli fiyatlarla
gerçekleştiği ve bunun yerli üretim dalının
fiyatlarını bastırdığı tespit edildiğinden,
iddia edilen fiyat artışının dampingli
ithalatı ve bu ithalatın yerli üretim dalı
üzerindeki zarara neden olan olumsuz
etkilerini ortadan kaldırmayacağı
değerlendirilmiştir.
k) Maliyetler
Yerli üreticinin ilgili üründe ağırlıklı
ortalama birim ticari maliyet endeksi 2001
yılında 100 iken, 2002 ve 2003 yıllarında
sırasıyla 85 ve 88 olarak gerçekleşmiş,
SD’de ise 78’e
düşmüştür.
l) Kârlılık
Yerli üreticinin ilgili üründe ticari
maliyetleri dikkate alınarak hesaplanan
toplam kârlılık endeksi 2001 yılında 100
olarak kabul edildiğinde, 2002 ve 2003
yıllarında sırasıyla (–)27 ve (–)67 zarar
değerlerine, SD’de
ise (–)59 zarar değerine ulaşılmıştır.
Yerli üreticinin ilgili üründe ticari
maliyetleri dikkate alınarak hesaplanan
birim kârlılık verileri incelendiğinde ise
2001 yılında 100 olarak alınan endeksin,
2002 ve 2003 yıllarında sırasıyla (–)23 ve
(–)46 olarak gerçekleştiği,
SD’de ise (–)52
zarar değerine ulaştığı görülmüştür.
m) Nakit Akışı
Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri
dolayısıyla yarattığı nakit akışı endeksi
2001 yılında 100 iken, bu rakam 2002 ve 2003
yıllarında sırasıyla 176 ve 58 olarak
gerçekleşmiş, SD’de
ise 34’e gerilemiştir.
n) Özkaynakların
Kârlılığı ve Yatırım Hasılatı
Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri ile
ilgili olarak, 2001 yılı itibariyle (-)100
olan özkaynak
kârlılığı/zarar (Kâr/Özkaynak)
endeksi, 2002 ve 2003 yıllarında
sırasıyla (-) 22 ve (-)188 olarak
gerçekleşmiş, SD’yi
ise (-)105 değeriyle kapatmıştır.
Yatırım hasılatı (Kâr/Aktif Toplamı)
endeksine bakıldığında ise 2001
yılında (-) 100 olan endeksin, 2002
ve 2003 yıllarında (–)30 ve (–)235
değerlerini aldığı
SD’de ise (-) 143 olarak
gerçekleştiği görülmüştür.
o) Büyüme
Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri ile
ilgili olarak, aktif büyüklüğü
reel olarak 2001
yılında 100 iken, 2002 ve 2003 yıllarında
sırasıyla 86 ve 95 olmuş,
SD’de ise 108
olarak gerçekleşmiştir.
p) Sermaye Artışı
Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri ile
ilgili olarak, 2001 yılında 100 olan öz
sermaye endeksi, 2002 ve 2003 yıllarında
sırasıyla 116 ve 118 olarak gerçekleşmiş,
SD’de ise
reel olarak
147’ye çıkmıştır.
r) Yatırımlardaki Artış
Yerli sanayinin ilgili üründeki tevsi
yatırımları endeks olarak 2001 yılında 100
iken, 2002 yılında 382’ye çıkmış, 2003
yılında 16’ya gerilemiş ve nihayet
SD’de 0 (sıfır)
olarak gerçekleşmiştir.
İhracatçı firmalardan birisi tarafından
yatırımlardaki büyük artışın yerli üretim
dalının karlılığını düşürdüğü ve
dolayısıyla görülen zararın başlıca
nedenlerinden olduğu öne sürülmüştür.
Yatırımlardaki artışa bakarak yerli üretim
dalının pazarda görülen büyümeye
hazırlandığı söylenebilir. Nitekim, pazarın
hacminde bir genişleme görülmüştür. Bununla
beraber yukarıda da açıklandığı üzere,
dampingli ithalatın etkisiyle azalan pazar
payının sonucunda yatırım hasılatında da
önemli bir düşüş yaşandığı açıktır.
s) Damping
Marjının Büyüklüğü
Soruşturma
konusu tüm ülkeler bazında damping
marjlarının önemli oranlarda olduğu tespit
edilmiştir.
Ekonomik Göstergelerin
Değerlendirilmesi
Madde 34 -
Yerli üretim dalının, 2001-SD arasında
ekonomik göstergelerinin incelenmesi
sonucunda; pazar payının gerilediği,
stoklarının arttığı, sınai maliyetlerindeki
artışa rağmen satış fiyatının gerilediği, bu
olumsuz gelişmeler sonucunda, toplam ve
birim kârlılığının düşerek zarara dönüştüğü,
firmanın tüm faaliyetlerini kapsayan firma
nakit akışı, yatırım hasılatı ve öz kaynak
kârlılığı gibi göstergelerinde gerileme
yaşandığı tespit edilmiştir.
SD’de yurtiçi
satış fiyatlarındaki azalma, ticari
maliyetteki düşüşün 7 puan daha aşağısında
gerçekleşmiştir. Dampingli ithalat ile
rekabet edebilmek için yerli sanayi
fiyatlarını ticari maliyetinin de altına
çekmek zorunda kalmış, fiyatları
bastırılmıştır.
Öte yandan, yerli üretim dalının tüm
faaliyetlerini kapsayan firma nakit akışı,
yatırım hasılatı ve öz kaynak kârlılığı gibi
göstergelerinde görülen gerilemenin,
firmanın çok geniş bir ürün yelpazesine
sahip olması nedeniyle söz konusu dampingli
ithalat ile doğrudan ilişkilendirilmesi
doğru olmamakla birlikte, ilgili ürünün
kârlılığında görülen olumsuz gelişmenin de
firma genelinde yaşanan gerilemede payı
olduğu açıktır.
Ekonomik göstergelerinde yaşanan söz konusu
olumsuz gelişmeler ışığında, yerli üretim
dalının soruşturmaya konu ürün ile ilgili
faaliyetlerinde ciddi sorunlar ile karşı
karşıya olduğu anlaşılmaktadır.
Tayland Dış Ticaret Dairesi, yerli üretim
dalına ait verilerin çoğunun olumlu
olduğunu, Anlaşma Madde 3.4 hükmü bağlamında
yerli üretim dalında zarardan söz
edilemeyeceğini iddia etmiştir. Ancak,
yukarıda bahsedildiği gibi dampingli
ithalatın gerek hacmi gerekse değeri ve
yerli üretim dalının fiyatları üzerindeki
olumsuz etkisi dikkate alındığında yerli
üretim dalının birçok temel verisinde
olumsuzluklara yol açtığı görülmektedir.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Dampingli İthalat ile
Zarar Arasındaki Nedenselliğe İlişkin
Belirlemeler
Dampingli ithalatın
etkisi
Madde 35 -
Soruşturma dönemi dokuz aylık bir süreyi
kapsamasına rağmen 2001 yılı ile SD
arasındaki dönemde yapılan dampingli
ithalatın miktar ve değer esasında arttığı
görülmektedir. Bu nedenle, dampingli
ithalatın pazar payının arttığı
anlaşılmıştır.
Hammadde fiyatlarındaki, dolayısıyla petrol
fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı hassas
olan soruşturma konusu ürün fiyatları
2001-2002 yılları arasında düşerken, 2003
yılından sonra artış göstermeye başlamıştır.
Diğer taraftan,
SD’de
soruşturmaya konu olan ülkeler menşeli
dampingli ithalatın yerli üretim dalının
fiyatlarını önemli ölçüde bastırdığı
belirlenmiştir. 2001 yılı ile SD arasındaki
dönemde yerli üretimin satış fiyatları
reel olarak 29
puan düşmüştür.
Yerli üreticinin, dampingli ithalatın
varlığı sebebiyle, sınai maliyeti artarken
satış fiyatları gerilemiş, ancak buna rağmen
mevcut pazar payını koruyamamıştır. 2001
yılı ile SD arasındaki dönemde 18 puanlık
bir pazar payı kaybı yaşamıştır.
Bu tespitler ışığında, 2001 yılı ile SD
arasında mutlak ve nispi olarak miktar ve
değer bazında artış gösteren dampingli
ithalat nedeniyle, yerli üretim dalının
ekonomik göstergelerinde olumsuz gelişmeler
olduğu görülmüştür. Dampingli ithalatın
seyri ile yerli üretim dalında görülen
olumsuz gelişmelerin eş zamanlı olarak
ortaya çıkması sebebiyle, yerli üretim
dalında görülen zararın dampingli ithalattan
kaynaklandığı sonucuna varılmıştır.
Üçüncü ülkelerden
ithalat
Madde 36 -
Üçüncü ülkelerden yapılan ithalatta, 2001
yılı ile SD arasında birim fiyatlar %9
oranında azalmış, buna karşılık söz konusu
ithalat miktar bazında yaklaşık %81 oranında
artmıştır. Üçüncü ülkelerin ithalat içindeki
payı 2003 yılında %16 iken
SD’de %12’ye
gerilemiştir. Üçüncü ülkeler menşeli ithalat
gerek fiyatları, gerekse miktarı itibariyle
bu aşamada yerli üretime zarar verebilecek
boyutta görülmemektedir.
Yerli üretim dalının 2001 yılından
SD’ye kadar
düşüş gösteren pazar payının tek
gerekçesinin şikayet konusu ülkelerden
yapılan ithalat olamayacağı, söz konusu
dönemde diğer ülkelerden gerçekleştirilen
ithalatta da artış yaşandığı iddia
edilmiştir. Her şeyden önce şikayet konusu
olan unsur söz konusu maddenin ithal
edilmesi değil, ithalatın soruşturma konusu
ülkelerden dampingli fiyatlarla
gerçekleştirilmesi ve bahse konu dampingli
ithalatın yerli üretim dalına zarar
vermesidir. Zira dampingli ithalat haksız
rekabet koşullarının ortaya çıkmasına neden
olmaktadır. Öte yandan ilgili ülkelerden
gerçekleştirilen ithalatın hacminin
büyüklüğü yapılacak değerlendirmelerde göz
önüne alınmalıdır. Bu bağlamda, diğer
ülkelerden gerçekleştirilen ithalatın,
şikayet konusu ülkelerden gerçekleştirilen
ithalatın sadece %14’ü olduğu dikkate
alındığında, soruşturma konusu ülkelerden
gerçekleştirilen ithalattaki bir birimlik
artışla diğer ülkelerden gerçekleştirilen
ithalattaki bir birimlik artışın, piyasada
ve yerli üretim dalının pazar payında aynı
etkiyi göstermeyeceği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, Tayland Dış Ticaret Dairesi
Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD)
yapılan ithalatın, miktar ve fiyat
itibariyle yerli üretimde zarara neden
olabileceğini dile getirmiştir. Söz konusu
Daire, soruşturmada ayrımcılık yapıldığını
ve ABD ile Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin
de soruşturmaya dahil edilmesi gerektiğini
ifade etmiştir. Söz konusu iddia doğru kabul
edilse bile yerli üretim dalı tarafından
bahse konu diğer kaynaklardan dampingli
ithalat yapıldığına ve bunun zarara neden
olduğuna ilişkin herhangi bir şikayet dile
getirilmemiştir. Ayrıca, bu durum dampingli
ithalatın yerli üretime zarar verdiği
gerçeğini değiştirmemektedir.
Öte yandan, AB ülkeleri menşeli ithalatın
fiyat ve miktar olarak da yerli üretime
zarar verecek düzeyde bulunmadığı
anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, üçüncü ülkelerden yapılan
ithalatın soruşturma konusu ülkelerden
yapılan dampingli ithalat ile zarar
arasındaki illiyet bağını bozacak bir etkisi
olmadığı sonucuna varılmıştır.
BEŞİNCİ KISIM
Sonuç
Karar
Madde 37 -
Soruşturma sonucunda dampingin, yerli üretim
dalında zararın ve her ikisi arasında
illiyet bağının mevcut olduğu tespit
edildiğinden, İthalatta Haksız Rekabeti
Değerlendirme Kurulu’nun kararı ve Bakan’ın
onayı ile aşağıda tanımı ve menşe ülkeleri
belirtilen maddenin Türkiye’ye ithalatında
karşılarında belirtilen oranda dampinge
karşı önlem yürürlüğe konulmuştur.
GTİP |
Madde İsmi |
Menşe Ülke
|
Dampinge
Karşı Vergi (CIF Bedelin %'si) |
3907.60.20.00.00 |
|
Hindistan |
6,5 |
Tayland |
6,5 |
Çin Tayvanı |
6,5 |
Malezya |
6,5 |
Çin.H.Cum. |
6,5 |
Güney Kore |
6,5 |
Endonezya |
6,5 |
Uygulama
Madde 38 -
Gümrük idareleri, Karar maddesinde gümrük
tarife istatistik pozisyon numarası, tanımı
ve menşe ülkeleri belirtilen eşyanın
ithalatında, karşılarında gösterilen
tutarlarda dampinge karşı önlemi tahsil
ederler.
Yürürlük
Madde 39 -
Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 40 -
Bu Tebliğ hükümlerini Dış Ticaret
Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Bakan yürütür.
|