Maliye
Bakanlığından
TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ SERİ NO: 440
(30.01.2007)
Bilindiği
gibi, 08.04.2006 tarihli ve 26133
sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren 5479 sayılı Gelir
Vergisi Kanunu, Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Özel
Tüketim Vergisi Kanunu ve Vergi Usul
Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun ile
21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun
21 inci ve 79 uncu maddelerinde
değişiklik yapılmış ve Kanuna Geçici
9 uncu madde eklenmiştir. Söz konusu
değişiklikler 5479 sayılı Kanunun
yayımı tarihinde yürürlüğe
girmiştir.
Bu
tebliğde, 5479 sayılı Kanun ile 6183
sayılı Kanunda yapılan düzenlemelere
ve Kanunun 62 ve 64 üncü
maddelerinin uygulamasına yönelik
açıklamalar yapılmaktadır.
I- 5479 SAYILI
KANUNLA 6183 SAYILI KANUNDA YAPILAN
DÜZENLEMELER:
A) 6183 SAYILI
KANUNUN DEĞİŞEN MADDELERİ:
1- 21 inci
Maddede Yapılan Değişiklik:
5479
sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle
değiştirilen 6183 sayılı Kanunun 21
inci maddesi yeni şekliyle aşağıda
yer almaktadır.
“Amme
alacaklarında
rüçhan hakkı:
Madde 21 –
Üçüncü şahıslar tarafından
haczedilen mallar paraya çevrilmeden
evvel o mal üzerine amme alacağı
için de haciz konulursa bu alacak da
hacze iştirak eder ve aralarında
satış bedeli
garameten taksim olunur.
Genel bütçeye gelir kaydedilen
vergi, resim, harç ile vergi
cezaları ve bunlara bağlı zam ve
faizler için tatbik edilen
hacizlerde 2004 sayılı İcra ve İflas
Kanununun 268 inci maddesinin
birinci fıkrasının son cümlesi hükmü
uygulanmaz.
Rehinli
alacaklıların hakları mahfuzdur.
Ancak, gümrük resmi, bina ve arazi
vergisi gibi eşya ve
gayrimenkulün
aynından doğan amme alacakları o
eşya ve gayrimenkul bedelinden
tahsilinde rehinli alacaklardan
evvel gelir.
Borçlunun iflası, mirasın reddi ve
terekenin resmi tasfiyeye tabi
tutulması hallerinde amme alacakları
imtiyazlı alacak olarak 2004 sayılı
İcra ve İflas Kanununun 206
ncı
maddesinin üçüncü sırasında, bu
sıranın önceliğini alan alacaklar da
dahil olmak üzere tüm imtiyazlı
alacaklar ile birlikte işleme tabi
tutulur.”
Bu
maddede yapılan değişikliklere
ilişkin açıklamalar aşağıda yer
almaktadır.
Amme
alacaklarına öncelik hakkı veren bu
madde hükmü ile üçüncü şahıslar
tarafından haczedilen mallar paraya
çevrilmeden önce o mal üzerine amme
alacağı için de haciz konulduğunda
satış bedelinin ne şekilde
dağıtılacağına ilişkin düzenlemeler
yapılmış, borçlunun iflası, mirasın
reddi ve terekenin resmi tasfiyeye
tabi tutulması hallerinde amme
alacağının sırası belirlenmiştir.
a) Hacze
İştirak
Madde
hükmüne göre, üçüncü şahıslar
tarafından haczedilen mallar paraya
çevrilmeden önce o mal üzerine amme
alacağı için de haciz konulduğunda
satış bedeli alacaklılar arasında
garameten
taksim edilmektedir.
Satış
bedelinin dağılımında, amme
alacaklarından önce tesis edilmiş
olan rehinli alacakların hakları
saklı tutulmuş, ancak, eşya ve
gayrimenkulün
aynından doğan amme alacaklarına,
rehinli alacaklardan da önce tahsil
edileceğine yönelik öncelik hakkı
verilmiştir.
Diğer
taraftan, 2004 sayılı İcra ve İflas
Kanununun
4949 sayılı Kanun
ile değişik 268 inci maddesinde, 261
inci maddeye göre ihtiyaten
haczedilen malların, ihtiyati haciz
kesin hacze dönüşmeden önce diğer
bir alacaklı tarafından bu Kanuna
veya diğer kanunlara göre
haczedilmesi halinde, ihtiyati haciz
sahibi alacaklının, bu hacze 100
üncü maddedeki şartlar dairesinde
kendiliğinden ve muvakkaten iştirak
edeceği ve rehinden önce ihtiyati
veya icrai
haciz bulunması halinde amme alacağı
dahil hiçbir haczin rehinden önceki
hacze iştirak edemeyeceği hüküm
altına alınmıştır.
2004
sayılı Kanunda yapılan bu
düzenlemeler, amme alacaklarının
rüçhan
hakkını etkilemiş ve üçüncü şahıslar
tarafından haczedilmiş olan mallara,
amme alacağından önce rehin tesis
edilmiş olması halinde amme
alacağının hacze iştirak hakkı
ortadan kaldırılmıştır.
5479
sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanunun
21 inci maddesinin birinci
fıkrasının sonuna eklenen hükümle
genel bütçeye gelir kaydedilen
vergi, resim, harç ile vergi
cezaları ve bunlara bağlı zam ve
faizler için tatbik edilen
hacizlerde, 2004 sayılı İcra ve
İflas Kanununun 268 inci maddesinin
birinci fıkrasının son cümlesi
hükmünün uygulanmayacağı
belirtilerek, üçüncü şahıslar
tarafından haczedilmiş mallara,
maddede belirtilen amme alacakları
için rehinden sonra haciz konulması
halinde, rehinden önce üçüncü
şahıslar tarafından tatbik edilmiş
olan hacizlere iştirak edilmesi
imkanı sağlanmıştır.
Üçüncü
şahıslar tarafından haczedilmiş
mallar üzerinde amme alacağı için
tatbik edilmiş hacizden önce tesis
edilmiş bir rehin bulunmadığı sürece
nev’i
sınırlaması olmaksızın hacze konu
tüm amme alacaklarının ilk haciz
alacaklısı üçüncü şahsın haczine
iştirak edeceği tabiidir.
b) İflas,
Mirasın Reddi ve Terekenin Resmi
Tasfiyeye Tabi Tutulması Hallerinde
Amme Alacaklarının Sırası
6183
sayılı Kanunun 21 inci maddesinde
yapılan diğer bir değişiklikle de
yine 2004 sayılı Kanunun 4949 sayılı
Kanun ile değişik 206
ncı
maddesi dikkate alınarak, borçlunun
iflası, mirasın reddi ve terekenin
resmi tasfiyeye tabi tutulması
hallerinde amme alacakları imtiyazlı
alacak olarak tanımlanmış ve bu
alacakların 2004 sayılı Kanunun 206
ncı
maddesinin üçüncü sırasında, bu
sıranın önceliğini alan alacaklar da
dahil olmak üzere tüm imtiyazlı
alacaklar ile birlikte işleme tabi
tutulacağı hükme bağlanmıştır.
Yapılan
bu değişikliğe göre, borçlunun
iflası, mirasın reddi ve terekenin
resmi tasfiyeye tabi tutulması
hallerinde amme alacakları imtiyazlı
alacak olarak üçüncü sırada yer
alacaktır.
Üçüncü
sırada, bu sıranın önceliğini alan
bir alacağın bulunması halinde, amme
alacakları da öncelikli alacakla
aynı sırada yer alacak ve bu
alacaklar tamamen tahsil edilinceye
kadar diğer imtiyazlı alacaklara bir
pay ayrılmayacaktır. Öncelik hakkı
bulunan alacak ile amme alacağı
toplamının, bu sıraya tahsis edilen
tutardan fazla olması halinde ise
tahsis edilen tutarın
garameten
taksim edileceği tabiidir.
Öte
yandan, 2004 sayılı Kanunun 206
ncı
maddesine göre üçüncü sırada yer
alan alacaklar arasında önceliğe
sahip bir alacağın bulunmaması
halinde, amme alacağı ile bu sırada
yer alan alacaklar birlikte işleme
tabi tutularak
garameten taksim suretiyle
paylarını alacaklardır.
Ayrıca,
amme alacağının, özel kanunlarında
2004 sayılı Kanunun 206
ncı
maddesinin üçüncü sırasında
imtiyazlı alacak olarak tanımlanan
alacaklardan da önceliğinin
bulunduğuna ilişkin özel hükümlerin
yer alması halinde bu hükümlere göre
işlem yapılması gerekmektedir.
6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun bir usul kanunu
olduğundan, 5479 sayılı Kanunla, 21
inci maddesinde yapılan
değişikliğin, halen tahsil edilmemiş
olan amme alacakları ile ilgili
olarak tatbik edilmiş ancak paraya
çevrilmemiş veya satış bedeli ilgili
dairenin veznesine yatırılmamış
hacizlerde, anılan maddenin üçüncü
fıkrasındaki değişikliğin ise
kesinleşmemiş sıra cetvellerinde
dikkate alınması gerekmektedir.
2) 79 uncu
Maddede Yapılan Değişiklik:
5479
sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle
değiştirilen 6183 sayılı Kanunun 79
uncu maddesi yeni şekliyle aşağıda
yer almaktadır.
“Üçüncü
şahıslardaki menkul malların, alacak
ve hakların haczi
Madde
79.- Hamiline yazılı olmayan veya
cirosu kabil senede dayanmayan
alacaklar ile maaş, ücret, kira
vesaire gibi her türlü hakların ve
fiilen tutanak düzenlemek suretiyle
haczi kabil olmayan üçüncü
şahıslardaki menkul malların haczi,
borçlu veya
zilyed olan veyahut alacak ve
hakları ödemesi gereken gerçek ve
tüzel kişilere, kurumlara haciz
keyfiyetinin tebliği suretiyle
yapılır. Tahsil dairesi tarafından
tebliğ edilecek haciz bildirisi ile;
bundan böyle borcunu ancak tahsil
dairesine ödeyebileceği ve amme
borçlusuna yapılacak ödemenin
geçerli olmayacağı veya elinde
bulundurduğu menkul malı ancak
tahsil dairesine teslim edebileceği
ve malın amme borçlusuna verilmemesi
gerektiği, aksi takdirde amme
borçlusuna yapılan ödemeler ile
malın bedelini tahsil dairesine
ödemek zorunda kalacağı ve bu
maddenin üç, dört ve beşinci fıkra
hükümleri üçüncü şahsa bildirilir.
Tahsil dairelerince düzenlenen haciz
bildirileri, alacaklı tahsil
dairelerince ya
da alacaklı amme idaresi
vasıtasıyla, posta yerine elektronik
ortamda tebliğ edilebilir ve bu
tebligatlara elektronik ortamda
cevap verilebilir. Elektronik
ortamda yapılacak tebliğe ve
cevapların elektronik ortamda
verilebilmesine ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Maliye
Bakanlığı yetkilidir.
Tahsil
dairelerince düzenlenen haciz
bildirileri; amme borçlusunun hak ve
alacaklarının bulunabileceği
bankaların şubelerine doğrudan veya
mahallindeki tahsil dairesi
aracılığı ile tebliğ edileceği gibi
Maliye Bakanlığınca belirlenecek
tutarın üzerindeki alacaklar için
doğrudan bankaların genel
müdürlüklerine de tebliğ edilebilir.
Haciz bildirisi bankanın genel
müdürlüğüne de tebliğ edilmiş ise
tüm şubelerini kapsayacak şekilde
beyanda bulunma yükümlülüğü bankanın
genel müdürlüğüne aittir.
Haciz
bildirisi tebliğ edilen üçüncü
şahıs; borcu olmadığı veya malın
yedinde bulunmadığı veya haczin
tebliğinden önce borcun ödendiği
veya malın tüketildiği
ya da
kusuru olmaksızın telef olduğu veya
alacak borçluya veya emrettiği yere
verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise
durumu, haciz bildirisinin kendisine
tebliğinden itibaren yedi gün içinde
tahsil dairesine yazılı olarak
bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın
süresinde itiraz etmemesi halinde,
mal elinde ve borç zimmetinde
sayılır ve hakkında bu Kanun
hükümleri tatbik olunur.
Herhangi bir nedenle itiraz
süresinin geçirilmesi halinde üçüncü
şahıs, haciz bildirisinin
tebliğinden itibaren bir yıl içinde
genel mahkemelerde menfi tespit
davası açmak ve haciz bildirisinin
tebliğ edildiği tarih itibarıyla
amme borçlusuna borçlu olmadığını
veya malın elinde bulunmadığını
ispat etmek zorundadır. Menfi tespit
davası açılması halinde mahkemece bu
Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan
türden teminat karşılığında takip
işlemlerinin durdurulmasına karar
verilebilir. Teminat, alacaklı
tahsil dairesine verilir ve haciz
varakasına dayanılarak haczedilir.
Taraflar arasında teminata ilişkin
olarak çıkan anlaşmazlıklar, takip
işlemlerinin durdurulması hakkında
kararı veren mahkeme tarafından
çözümlenir. Davasında haksız çıkan
üçüncü şahıs aleyhine, haksız
çıktığı tutarın % 10'u tutarında
ayrıca inkar tazminatına hükmedilir.
Bu
Kanun uyarınca kendisine tebliğ
edilen ödeme emrine karşı dava açıp
itirazında kısmen veya tamamen
haksız çıkan üçüncü şahıs hakkında,
menfi tespit davasının lehine
sonuçlanması veya asıl amme
borçlusunun takip konusu amme
alacağını tamamen ödemiş olması
halinde, bu Kanunun 58 inci
maddesinin beşinci fıkrası hükmü
uygulanmaz.
Üçüncü
şahıs, haciz bildirisi üzerine yedi
gün içinde alacaklı tahsil dairesine
itiraz ettiği takdirde, alacaklı
amme idaresi bir yıl içinde, üçüncü
şahsın yaptığı itirazın aksini genel
mahkemelerde açacağı davada ispat
ederek, üçüncü şahsın İcra ve İflas
Kanununun 338 inci maddesinin
birinci fıkrasına göre
cezalandırılmasını ve borçlu
bulunduğu tutarın ödenmesine
hükmedilmesini isteyebilir.
Menkul
malların aynen teslimi mümkün
olmadığı takdirde değeri ödenir.
Üçüncü şahısların genel hükümler
gereğince asıl borçluya
rücu
hakları saklıdır.”
Üçüncü
şahıslardaki menkul malların, alacak
ve hakların haczine yönelik 6183
sayılı Kanunun 79 uncu maddesi yeni
müesseseler getirilmek suretiyle
yeniden düzenlenmiştir.
Hamiline yazılı olmayan veya cirosu
kabil senede dayanmayan alacaklar
ile maaş, ücret, kira vesaire gibi
her türlü haklar ve fiilen tutanak
düzenlemek suretiyle haczi kabil
olmayan üçüncü şahıslardaki menkul
mallar, madde değişikliği öncesinde
olduğu gibi borçlu veya
zilyed
olan veyahut alacak ve hakları
ödemesi gereken gerçek ve
tüzelkişilere, kurumlara haciz
keyfiyetinin tebliği suretiyle
haczedilecektir.
Tahsil
dairesi tarafından tebliğ edilecek
haciz bildirisinde; üçüncü
şahısların bundan böyle borcunu
ancak tahsil dairesine ödeyebileceği
ve amme borçlusuna yapılacak
ödemenin geçerli olmayacağı veya
elinde bulundurduğu menkul malı
ancak tahsil dairesine teslim
edeceği ve malın amme borçlusuna
verilmemesi gerektiği, aksi takdirde
amme borçlusuna yapılan ödemeler ile
malın bedelini tahsil dairesine
ödemek zorunda kalacağı hususları
ile 79 uncu maddenin üç, dört ve
beşinci fıkra hükümlerinin üçüncü
şahıslara bildirilmesi
gerekmektedir.
Haciz
bildirisini alan üçüncü şahıslarca,
amme borçlusuna borcu olmadığı veya
malın yedinde bulunmadığı veya
haczin tebliğinden önce borcun
ödendiği veya malın tüketildiği
ya da
kusuru olmaksızın telef olduğu veya
alacak borçluya veya emrettiği yere
verilmiş olduğu gibi ileri sürülecek
iddiaların haciz bildirisinin
kendilerine tebliğinden itibaren 7
gün içinde tahsil dairesine yazılı
olarak yapılması zorunlu olup bu
zorunluluğun yerine getirilmemesi
halinde mal ellerinde ve borç
zimmetlerinde sayılacak ve
haklarında 6183 sayılı Kanun
hükümleri uygulanacaktır.
Üçüncü
şahısların kendilerine tebliğ edilen
haciz bildirilerine karşılık
alacaklı tahsil dairesine yazılı
olarak verecekleri cevapları, elden
teslim etmeleri
ya da taahhütlü posta yoluyla
göndermeleri gerekmektedir. Madde
ile üçüncü şahıslara tanınan 7
günlük cevap verme süresinin
hesaplanmasında; cevapların elden
teslimi halinde alacaklı tahsil
dairesi kayıtlarına intikal ettiği
tarihin, taahhütlü postayla
gönderilmesi halinde postaya
verildiği tarihin esas alınacağı
tabiidir.
Yapılan
yeni düzenlemeyle, 6183 sayılı
Kanunun 79 uncu maddesinde tanınan 7
günlük sürede alacaklı tahsil
dairesine itirazda bulunmayan üçüncü
şahıslara yeni bir hak tanınarak,
haciz bildirisinin tebliğinden
itibaren bir yıl içinde genel
mahkemelerde menfi tespit davası
açmak ve haciz bildirisinin tebliğ
edildiği tarih itibarıyla amme
borçlusuna borçlu olmadığını veya
malın elinde bulunmadığını ispat
etmek imkanı verilmektedir.
Maddede, menfi tespit davası
açılması durumunda amme alacağının
takibinin durmayacağı ancak,
mahkemece 6183 sayılı Kanunun 10
uncu maddesinde sayılan türden
teminat karşılığında takip
işlemlerinin durdurulmasına karar
verilebileceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, üçüncü şahıslarca menfi
tespit davasının açılması, bu
şahıslar hakkında sürdürülen takibin
durdurulmasına yeterli olmayıp bu
konuda ayrıca mahkemenin takibin
durdurulmasına karar vermiş olması
gerekmektedir.
Madde
hükmüne göre, teminatlar alacaklı
tahsil dairelerince alınacak ve
haciz varakalarına istinaden
haczedilecektir. Mahkeme kararı
üzerine teminat gösterilmemiş olması
ya da
gösterilen teminatın takip konusu
alacağı karşılamaması halinde takip
muamelesi durmayacaktır. Dava konusu
tutarı karşılayacak nitelikte
teminat gösterdiğini iddia eden
üçüncü şahsın, bu iddiasını takip
işlemini durduran mahkemeye intikal
ettirmesi gerektiği tabiidir.
Açılan
menfi tespit davası sonucunda haksız
çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız
çıktığı tutarın % 10’u tutarında
ayrıca inkar tazminatına
mahkemelerce hükmedilecektir.
Mahkeme kararlarında inkar
tazminatına hükmedilmemiş olması
halinde yetkili birimlerce temyiz
yoluna başvurulması gerekmektedir.
6183
sayılı Kanunun 79 uncu maddesine
göre amme borçlusu sayılan üçüncü
şahıslar hakkında takip işlemlerine
aynı Kanun hükümlerine göre tanzim
edilecek ödeme emrinin tebliği ile
başlanılacaktır.
Üçüncü
şahıslarca tebliğ edilen ödeme
emrine idari yargı mercilerinde dava
açılması halinde yürütmeyi durdurma
kararı verilmediği, genel
mahkemelerde menfi tespit davası
açılması halinde ise mahkemece
takibin durdurulmasına karar
verilmediği sürece amme alacağının
takibine devam edilecektir.
Üçüncü
şahıslarca, tebliğ edilen ödeme
emirlerine karşı açılan davaların
aleyhlerine sonuçlanması durumunda
6183 sayılı Kanunun 58 inci
maddesine göre haksız çıkma zammı
hesaplanması ve ayrıca tahsili
gerekmektedir.
Ancak,
79 uncu maddede yapılan düzenlemeye
göre, ödeme emrine karşı dava
açmakla birlikte aynı zamanda menfi
tespit davası da açan üçüncü
şahısların, menfi tespit davasının
lehine sonuçlanması
ya da
asıl amme borçlusunun takip konusu
amme alacağını tamamen ödemiş olması
hallerinde 58 inci madde hükmüne
göre ayrıca haksız çıkma zammı
hesaplanmayacaktır.
Diğer
taraftan, üçüncü şahıslar hakkında
sürdürülen takip muamelelerinin
durdurulmasına ilişkin yargı
kararları, asıl amme borçlusu
hakkında sürdürülen takibi
durdurmayacaktır.
Takip
konusu amme alacağının asıl amme
borçlusundan tahsil edilmiş olması
ya da
üçüncü şahsın açtığı menfi tespit
davasının lehine sonuçlanması
halinde ise üçüncü şahıs hakkında
sürdürülen takip muamelesine son
verileceği tabiidir.
Maddede
düzenlenen bir diğer husus ise
üçüncü şahsın, haciz bildirisi
üzerine 7 gün içinde alacaklı tahsil
dairesine itiraz etmesi halinde,
alacaklı amme idaresinin bir yıl
içinde, üçüncü şahsın yaptığı
itirazın aksini genel mahkemelerde
açacağı davada ispat ederek, üçüncü
şahsın İcra ve İflas Kanununun 338
inci maddesinin birinci fıkrasına
göre cezalandırılmasını ve borçlu
bulunduğu tutarın ödenmesine
hükmedilmesini isteyebileceğine
yöneliktir.
Bu
hükümden hareketle alacaklı tahsil
dairelerince üçüncü şahısların
itirazının yerinde olmadığına
yönelik ispat edici bilgi ve
belgeler tespit edilmesi halinde,
üçüncü şahısların itirazının iptali
için dava açılmak üzere durum amme
idarelerinin yetkili birimlerine
intikal ettirilir ve gerekli dava
açılır.
Üçüncü
şahısların yaptığı itirazın iptali
talebi ile alacaklı amme idaresince
açılan davanın kabul edilmesi
halinde hükmedilen tutarın, üçüncü
şahıstan takip ve tahsiline
6183 sayılı Kanunun 55 inci
maddesine göre düzenlenecek ödeme
emrinin tebliği suretiyle
başlanılacaktır.
Takip
konusu amme alacağının asıl amme
borçlusundan tahsil edilmiş olması
halinde, üçüncü şahıs tarafından
yapılan itirazın iptali için
alacaklı amme idaresince genel
mahkemelerde açılmış olan davaların
sürdürülmemesini sağlamak üzere
yetkili birimlere bilgi
verilecektir.
6183
sayılı Kanunun 79 uncu maddesine
göre üçüncü şahıslar
nezdinde
yapılan takip sırasında haczedilen
menkul malların aynen teslimi mümkün
olmadığı takdirde haciz konusu malın
değerinin ödenmesi gerekmektedir. Bu
durumda üçüncü şahıs hakkında
yapılacak takibin de mal bedeli ile
sınırlı olacağı tabiidir.
Madde
ile haklarında amme borçlusu olarak
takip yapılan üçüncü şahısların
genel hükümler gereğince asıl
borçluya rücu
hakları saklı tutulmuştur.
Bankaların
Genel Müdürlüklerine Tebliğ Edilecek
Haciz Bildirileri
6183
sayılı Kanunun 79 uncu maddesinde
yapılan düzenleme ile tahsil
dairelerince düzenlenen haciz
bildirilerinin; amme borçlusunun hak
ve alacaklarının bulunabileceği
bankaların şubelerine doğrudan veya
mahallindeki tahsil dairesi
aracılığı ile tebliğ edileceği gibi
Maliye Bakanlığınca belirlenecek
tutarın üzerindeki alacaklar için
doğrudan bankaların genel
müdürlüklerine de tebliğ
edilebileceği, haciz bildirisinin
bankanın genel müdürlüğüne tebliğ
edilmiş olması halinde tüm
şubelerini kapsayacak şekilde
beyanda bulunma yükümlülüğünün
bankanın genel müdürlüğüne ait
olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu
hüküm gereğince 6183 sayılı Kanunun
13 ve 62 nci
maddelerine dayanılarak uygulanacak
haciz ve ihtiyati hacizlere yönelik
haciz bildirilerinin, amme
borçlusunun hak ve alacaklarının
bulunduğu veya bulunabileceği banka
şubesine doğrudan veya o mahaldeki
tahsil dairesi aracılığı ile tebliğ
edilmesi işlemlerine önceden olduğu
gibi devam edilecek, bankalara
tebliğ edilecek ihtiyati haciz ve
haciz bildirilerinin, amme
borçlusunun tebliğ tarihinde muhatap
banka nezdinde
mevcut olan varlıklarını
kavrayacağına ilişkin 284 Seri
No.lu
Tahsilat Genel Tebliğindeki
açıklamalara göre işlem
yapılacaktır.
Madde hükmünün
Bakanlığımıza verdiği yetkiye
istinaden; Devlete ait amme
alacakları için düzenlenecek haciz
ve ihtiyati haciz bildirilerinin,
takip konusu amme alacağının
fer’ileri
ile birlikte
50.000,-YTL
ve üzerinde, il özel idareleri ve
belediyelere ait amme alacakları
için
10.000,-YTL
ve
üzerinde olması halinde bankaların
genel müdürlüklerine tebliğ
edilmesi, uygun görülmüştür.
Bu
kapsamda posta yoluyla yapılacak
tebligatlarda;
-
Haciz bildirilerinin her
amme borçlusu için ayrı
ayrı
düzenlenmesi,
-
Haciz bildirisine konu amme
alacağı aslı ve
fer’ilerinin toplamının
dikkate alınması,
-
Haciz bildirilerinin banka
genel müdürlüklerine 7 günlük süre
içinde cevap verilmesini
engelleyecek şekilde topluca
gönderilmemesi,
gerekmektedir.
Diğer
taraftan, madde metninde tahsil
dairelerince düzenlenen haciz
bildirilerinin, alacaklı tahsil
dairelerince ya
da alacaklı amme idaresi
vasıtasıyla, posta yerine elektronik
ortamda tebliğ edilebilmesine ve bu
tebligatlara elektronik ortamda
cevap verilebilmesine imkan
verilmiş, elektronik ortamda
yapılacak tebliğe ve cevapların
elektronik ortamda verilebilmesine
ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Bakanlığımız yetkili kılınmıştır.
Bu
hükme istinaden, ayrıca bir
düzenleme yapılıncaya kadar,
alacaklı amme idarelerinin
Bakanlığımızın (Gelir İdaresi
Başkanlığının) uygun görüşünü de
almak suretiyle banka genel
müdürlükleri ile yapacakları anlaşma
çerçevesinde, elektronik imza
ya da
şifre kullanılmak suretiyle haciz
bildirilerinin elektronik ortamda
sadece bankalara tebliğ edilmesi ve
elektronik ortamda cevaplarının
alınması, elektronik ortamda tebliğ
edilecek haciz bildirilerinde
yukarıda belirlenen tutar ile
sınırlı kalınmaması, birden fazla
amme borçlusu için tebligat
yapılması ve cevaplarının alınması
uygun görülmüştür.
B) 6183 SAYILI
KANUNA EKLENEN
GEÇİCİ
MADDE:
5479
sayılı Kanunun 6
ncı
maddesiyle 6183 sayılı Kanuna
aşağıdaki Geçici 9 uncu madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ
MADDE 9- Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önce, bu Kanunun 79
uncu maddesine göre tebliğ edilen
haciz bildirisine süresinde itiraz
etmemiş olan ancak haciz
bildirisinin tebliğinden itibaren 79
uncu maddede düzenlenen bir yıllık
dava açma süresi
geçmemiş
bulunan üçüncü şahıslarca, kalan
süre içinde menfi tespit davası
açılabilir.
Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla, bu Kanun uyarınca
düzenlenen ödeme emrine itiraz etmiş
ve kısmen veya tamamen itirazı
reddolunan
üçüncü şahıslardan; menfi tespit
davası açma hakkı bulunmayanlar ile
takip konusu amme alacağının asıl
amme borçlusu tarafından ödenmiş
olması nedeniyle borçlu sıfatı sona
ermiş olanlardan, bu Kanunun 58 inci
maddesinin beşinci fıkrası uyarınca
hesaplanmış ve tahsil edilmemiş olan
haksız çıkma zammının tahsilinden
vazgeçilir.”
6183
sayılı Kanuna eklenen bu geçici
madde ile Kanunun 79 uncu maddesinde
yapılan düzenlemelere paralel olarak
geçiş
sürecinde üçüncü şahısların
haklarına yönelik düzenlemeler
yapılmıştır.
Geçici
9 uncu madde, 5479 sayılı Kanunun
yayımlandığı 08.04.2006 tarihinde
yürürlüğe girmiş olup bu tarihten
önce 6183 sayılı Kanunun 79 uncu
maddesine göre tebliğ edilen haciz
bildirisine süresinde itiraz etmemiş
olan üçüncü şahısların, haciz
bildirisinin tebliğ tarihinden
itibaren hesaplanacak bir yıllık
süreden, maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren kalan süre içinde
menfi tespit davası açma hakları
bulunmaktadır.
Diğer
taraftan, Geçici 9 uncu maddenin
yürürlüğe girdiği 08.04.2006
tarihinden önce 6183 sayılı Kanunun
79 uncu maddesi uyarınca amme
borçlusu sayılan ve anılan Kanun
hükümlerine göre kendisine ödeme
emri tebliğ edilmiş bulunan üçüncü
şahısların, ödeme emrine karşı
açtıkları davaları kısmen veya
tamamen kaybetmiş olmaları nedeniyle
aynı Kanunun 58 inci maddesine göre
hesaplanan haksız çıkma zammından bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla tahsil edilmemiş olanlar
ile ilgili olarak yapılan
düzenlemeye göre;
-
Geçici 9 uncu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla menfi
tespit davası açma hakkı bulunmayan,
- Takip
konusu amme alacağının asıl amme
borçlusu tarafından 08.04.2006
tarihi itibarıyla ödenmiş olması
nedeniyle borçlu sıfatı sona eren,
üçüncü
şahıslardan aranılan haksız çıkma
zammının tahsilinden
vazgeçilecektir.
Söz
konusu haksız çıkma zamları ile
ilgili düzenleme tahsil edilmemiş
olanlara yönelik olduğundan,
08.04.2006 tarihinden önce tahsil
edilmiş olanların ise
red ve
iade edilmeyeceği tabiidir.
II - 6183
SAYILI KANUNUN 62 VE 64 ÜNCÜ
MADDELERİNİN UYGULAMASINA İLİŞKİN
AÇIKLAMALAR:
6183
sayılı Kanunun 54 üncü maddesi ile
ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme
alacağının tahsil dairelerince
cebren tahsil olunacağı, amme
borçlusunun borcuna yetecek
miktardaki mallarının haczedilerek
paraya çevrilmesinin cebren tahsil
şekillerinden biri olduğu hükme
bağlanmıştır.
Anılan Kanunun
62 nci
maddesinde, borçlunun, mal
bildiriminde gösterilen veya tahsil
dairesince tespit edilen borçlu veya
üçüncü şahıslar elindeki menkul
malları ile
gayrimenkullerinden, alacak
ve haklarından, amme alacağına
yetecek miktarının tahsil dairesince
haczolunacağı
belirtilmiş ve maddeye 5228 sayılı
Kanunun
12 nci
maddesi ile ikinci fıkra olarak
“Maliye Bakanlığı amme alacaklarının
takibinde
haczolunacak malların tespiti
amacıyla yapılacak mal varlığı
araştırmasının şekli, alanı ve
kapsamı ile araştırma yapılacak amme
alacaklarının türü ve tutarını
belirlemeye yetkilidir. Bu yetki
alacaklı amme idaresi itibarıyla da
kullanılabilir.” hükmü eklenmiştir.
Madde
hükmünün Bakanlığımıza verdiği
yetkiye istinaden, tahsil
dairelerinin işgücü ve zaman kaybını
önlemek, kırtasiye ve posta
masraflarını azaltmak amacıyla
Devlete ait amme alacaklarının takip
ve tahsili için yapılacak mal
varlığı araştırmasının aşağıda
belirlenen usul ve esaslar
çerçevesinde yürütülmesi uygun
görülmüştür.
1-
Yurt Çapında Mal Varlığı
Araştırması Yapılacak Amme
Alacağının Türü ve Tutarı
Devlete ait olup Bakanlığımıza
ya da
Gümrük Müsteşarlığına bağlı tahsil
dairelerince takip ve tahsil edilen
amme alacakları için tür ayrımı
yapılmaksızın yurt çapında mal
varlığı araştırması yapılacaktır.
Amme borçlusunun menkul ve
gayrimenkul malları ile her türlü
hak ve alacaklarından borcuna
yetecek tutarda olan kısmının
tespiti ve haczi için yurt çapında
yapılacak mal varlığı
araştırmasının,
fer’ileri ile birlikte toplam
tutarı
5.000,-YTL
ve üzerindeki amme alacakları için
yapılması uygun görülmüştür.
Takip konusu amme alacağının
belirlenen tutarın altında olması
halinde yurt çapında mal varlığı
araştırması yapılmayacaktır.
2- Mal Varlığı Araştırmasının Alanı
ve Şekli
Yurt çapında mal varlığı
araştırmasının amme borçlusunun
haczi kabil mal varlığının tespit
edilerek haczedilmesini sağlamak
amacıyla yapıldığı dikkate alınarak;
alacaklı tahsil dairelerince
bu
araştırmaların bulundukları illerde
doğrudan veya bu konuda
görevlendirilmiş dairelerce, diğer
illerde ise aynı
nev’iden
tahsil daireleri aracılığı ile 6183
sayılı Kanunun haczin tatbik şekline
ilişkin hükümlerine göre yapılması
gerekmektedir. Alacaklı tahsil
daireleri, ivedilik arz eden
durumlarda, bulundukları illerin
dışında tespit ettikleri ve haciz
bildirisi düzenlenmek suretiyle
haczedilmesi gereken malları
doğrudan haczedebileceklerdir.
Haciz
bildirisi düzenlenmek suretiyle
haczedilecek mallara (bankalar
nezdindeki
hak ve alacaklar, tapu, trafik
siciline kayıtlı mallar v.b.)
ilişkin araştırmalar, en fazla 50
amme borçlusunun borçlarını içerecek
listeler şeklinde düzenlenmiş haciz
bildirilerinin tebliği suretiyle
yapılacaktır.
Emniyet
Genel Müdürlüğüne bağlı trafik
birimlerinin birbirleri ile
bilgisayar ağ bağlantısı
bulunduğundan, amme borçlusunun,
Karayolları Trafik Kanununa göre
trafik şube veya bürolarına kayıtlı
taşıtlarının haczi için alacaklı
tahsil dairesinin bulunduğu yerdeki
şube veya bürodan araştırma
yapılması yeterli olacaktır.
Amme
borçlusu adına kayıtlı; hava
araçlarının haczi için düzenlenen
haciz bildirileri, Ulaştırma
Bakanlığı Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğüne, deniz taşıtlarının
haczi için Uluslararası Gemi
Siciline kayıtlı deniz taşıtlarında
Denizcilik Müsteşarlığına, diğer
motorlu deniz taşıtları için
belediyelerde ve liman
başkanlıklarında ayrı
ayrı
sicil tutulduğundan, düzenlenen
haciz bildirileri ise belediye
ve/veya liman başkanlığına
gönderilecektir.
Yurt çapında mal varlığı araştırması
yapılmayacak tutardaki amme
alacakları için amme borçlusunun;
- Bağlı olduğu tahsil dairesinin
bulunduğu,
- Birden fazla tahsil dairesinde
kayıtlı olması halinde
(mükellefiyetini terk ettiği iller
dahil) bu dairelerin bulunduğu,
- Tahsil dairesince bilinen
ikametgah ve iş yeri adreslerinin
bulunduğu, ayrıca gerçek kişilerin
nüfusa kayıtlı olduğu,
- Mal varlığının bulunduğu yönünde
bilgi edinilen,
il veya illerde mal varlığının
araştırılması yukarıda belirtilen
usullerle yapılacaktır.
Mal varlığı araştırması ile ilgili
olarak bu Tebliğin yayımı tarihinden
önce başlanılmış işlemlere devam
edilecek, bu Tebliğin yayımından
itibaren bu bölümde açıklanan
şekilde işlem yapılacaktır.
Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun
64 üncü maddesine göre düzenlenen
haciz varakalarının tasdik eden
makamın mühürü
ile haciz varakasını tasdik
yetkisinin devredilmiş olması
halinde ise yetkinin devredildiği
makamın mühürü
bulunması halinde bu makamın
mühürü
ile mühürlenmesi gerekmektedir.
Tebliğ
olunur. |