Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:
VARLIKLARDA DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜNE
İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE STANDARDI (TMS 36)
HAKKINDA TEBLİĞ SIRA NO: 28
(18.3.2006)
Amaç
MADDE 1 –
(1) Bu Tebliğin amacı; varlıklarda değer düşüklüğüne
ilişkin 36 nolu Türkiye
Muhasebe Standardının yürürlüğe konulmasıdır.
(2) Adı geçen Türkiye Muhasebe Standardı
bu Tebliğ ekinde yer almıştır.
Kapsam
MADDE 2 –
(1) Varlıklarda değer düşüklüğüne ilişkin Türkiye
Muhasebe Standardının kapsamı ekli TMS 36 metninde yer
almaktadır.
Hukuki dayanak
MADDE 3 –
(1) Bu Tebliğ, 28/7/1981 tarih ve 2499 sayılı Sermaye
Piyasası Kanununun Ek-1 inci maddesi ile 24/2/2004
tarihli ve 2004/6924 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
yürürlüğe giren Türkiye Muhasebe Standartları
Kurulunun Çalışmalarına İlişkin Usul ve Esaslar
Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin (b) bendine
dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 –
(1) Bu Tebliğde geçen;
(a) TMSK ve Kurul: Türkiye Muhasebe
Standartları Kurulunu,
(b) TMS: Türkiye Muhasebe Standartlarını,
(c) TFRS: Türkiye
Finansal Raporlama Standartlarını,
ifade eder.
Yürürlük
MADDE 5 –
(1) Bu Tebliğ 31/12/2005 tarihinden sonra başlayan
hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı
tarihte yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 6 –
(1) Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe
Standartları Kurulu yürütür.
EK
Türkiye Muhasebe Standardı
(TMS 36)
Varlıklarda Değer Düşüklüğü
Amaç
1. Bu Standardın amacı; bir işletmenin,
varlıklarının geri kazanılabilir tutarından daha
yüksek bir değerden izlenmemesini sağlamak amacıyla
uygulanması gereken ilkeleri belirlemektir. Bir
varlığın defter değerinin; kullanımı
ya da satışı ile geri
kazanılacak tutarından fazla olması durumunda, ilgili
varlık geri kazanılabilir tutarından daha yüksek bir
tutardan izlenir. Eğer durum bu şekilde ise, varlık
değer düşüklüğüne uğramıştır ve Standart, işletmenin
değer düşüklüğü zararını muhasebeleştirmesini
gerektirir. Standart ayrıca, bir işletmenin değer
düşüklüğü zararını ne zaman iptal etmesi gerektiği ile
kamuoyuna yapılması gereken açıklamaları da düzenler.
Kapsam
2. Bu Standart, aşağıdakiler hariç olmak
üzere, her türlü varlığa ilişkin değer düşüklüğünün
muhasebeleştirilmesinde uygulanır:
(a) Stoklar (bakınız: TMS 2
Stoklar);
(b) İnşaat sözleşmelerinden
kaynaklanan varlıklar (bakınız: TMS 11 İnşaat
Sözleşmeleri);
(c) Ertelenmiş vergi varlıkları
(bakınız: TMS 12 Gelir Vergileri);
(d) Çalışanlara sağlanan
faydalardan kaynaklanan varlıklar (bakınız: TMS 19
Çalışanlara Sağlanan Faydalar);
(e) "TMS 39
Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçüm"
Standardı kapsamındaki finansal
varlıklar;
(f) Gerçeğe uygun değerle ölçülen
yatırım amaçlı gayrimenkuller
(bakınız: TMS 40 Yatırım Amaçlı
Gayrimenkuller);
(g) Gerçeğe uygun değerden tahmini
pazar yeri maliyetleri düşülmek suretiyle ölçülen
tarımsal faaliyetlere ilişkin canlı varlıklar
(bakınız: TMS 41 Tarımsal Faaliyetler);
(h) Ertelenen edinme maliyetleri
ve "TFRS 4 Sigorta Sözleşmeleri" Standardı kapsamında
olan sigorta poliçelerindeki sigortacının sözleşmeden
doğan haklarından kaynaklanan maddi olmayan duran
varlıklar; ve
(i) "TFRS 5 Satış Amaçlı Elde
Tutulan Maddi Duran Varlıklar ve Durdurulan
Faaliyetler" Standardı çerçevesinde satış amaçlı elde
tutulan olarak sınıflandırılan maddi duran varlıklar
(veya elden çıkarılacak varlık grupları).
3. Bu Standart, stoklara, inşaat
sözleşmelerinden kaynaklanan varlıklara, ertelenmiş
vergi varlıklarına, çalışanlara sağlanan faydalardan
kaynaklanan varlıklara veya satış amaçlı elde tutulan
olarak sınıflandırılmış varlıklara (veya satış amaçlı
elde tutulan olarak sınıflandırılmış elden çıkarılacak
varlık gruplarına) uygulanmaz; çünkü bu varlıklara
uygulanabilir konumdaki mevcut Standartlar
muhasebeleştirme ve ölçme kurallarını da içerir.
4. Bu Standart aşağıdaki şekilde
sınıflandırılan finansal
varlıklara uygulanır:
(a) "TMS 27 Konsolide ve Bireysel
Finansal Tablolar"
Standardında tanımlanan bağlı ortaklıklar;
(b) "TMS 28 İştiraklerdeki
Yatırımlar" Standardında tanımlanan iştirakler; ve
(c) "TMS 31 İş Ortaklıklarındaki
Paylar" Standardında tanımlanan iş ortaklıkları.
Diğer finansal
varlıklardaki değer düşüklüklerine ilişkin olarak TMS
39 hükümleri esas alınır.
5. Bu Standart; TMS 39 kapsamındaki
finansal varlıklara, TMS
40’a göre gerçeğe uygun değerden ölçülen yatırım
amaçlı gayrimenkullere,
TMS 41’e göre gerçeğe uygun değerden tahmini pazar
yeri maliyetleri düşülmek suretiyle ölçülen tarımsal
faaliyetlere ilişkin canlı varlıklara uygulanmaz.
Ancak, bu Standart, örneğin "TMS 16 Maddi Duran
Varlıklar" Standardında yer alan değerleme yöntemi
gibi diğer Standartlara uygun olarak değerlenmiş
tutarlardan (diğer bir deyişle gerçeğe uygun değerden)
izlenen varlıklara uygulanır. Değerlenmiş bir varlığın
değer düşüklüğüne uğrayıp uğramadığının tespiti,
gerçeğe uygun değerin tespitinde kullanılan esasa
bağlıdır:
(a) Varlığın gerçeğe uygun değeri
piyasa değeri ise, sadece varlığın gerçeğe uygun
değeri ile satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun
değeri arasındaki fark, varlığı elden çıkarmak için
oluşacak doğrudan ek maliyettir:
(i) Elden çıkarma
maliyetlerinin önemsiz düzeyde olması durumunda;
yeniden değerlenmiş varlığın geri kazanılabilir tutarı
yeniden değerlenmiş tutarına (diğer bir deyişle
gerçeğe uygun değerine) zorunlu olarak yakın
ya da söz konusu tutardan
daha büyük olacaktır. Bu durumda, yeniden değerleme
esasları uygulandıktan sonra, yeniden değerlenmiş
varlığın değer düşüklüğüne uğraması olası değildir ve
geri kazanılabilir tutarın tahmin edilmesine gerek
bulunmamaktadır.
(ii)
Elden çıkarma maliyetlerinin önemsiz düzeyde olmaması
durumunda; yeniden değerlenmiş varlığın satış
maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri, söz konusu
varlığın gerçeğe uygun değerinden zorunlu olarak daha
düşük olacaktır. Bu nedenle, yeniden değerlenmiş
varlık, kullanım değerinin yeniden değerlenmiş
tutarından (diğer bir deyişle gerçeğe uygun
değerinden) daha düşük olması durumunda değer
düşüklüğüne uğrayacaktır. Bu durumda, yeniden
değerleme esasları uygulandıktan sonra, işletme,
ilgili varlığın değer düşüklüğüne uğrayıp uğramadığını
belirlemek için bu Standardı uygular.
(b) Varlığın gerçeğe uygun
değerinin piyasa değerinden farklı bir esasa göre
belirlenmesi durumunda, söz konusu varlığın yeniden
değerlenmiş değeri (diğer bir deyişle gerçeğe uygun
değeri) geri kazanılabilir tutarından daha büyük
ya da daha düşük olabilir.
Bu nedenle, işletme, yeniden değerleme esasları
uygulandıktan sonra, ilgili varlığının değer
düşüklüğüne uğramış olup olmadığını belirlemek için bu
Standardı uygular.
Tanımlar
6. Bu Standartta yer alan terimlerin
anlamları aşağıdaki gibidir:
Aktif piyasa:
Aşağıda yer alan koşulların tamamının bulunduğu
piyasadır:
(a) Piyasada ticareti yapılan
mallar homojendir;
(b) Normalde, bu malların her zaman
için bir alıcısı ve satıcısı mevcuttur.
(c) Fiyatlar kamuoyu tarafından
öğrenilebilir.
Anlaşma tarihi:
Bir işletme birleşmesinde birleşen taraflar arasında
geçerli bir anlaşmaya varıldığı, halka açık işletmeler
açısından ise ilgili anlaşmanın kamuoyuna açıklandığı
tarihtir. Zorla ele geçirmelerde, birleşen taraflar
arasında esas itibariyle anlaşmaya varılan ilk tarih,
yeterli sayıda devralınan işletme hissedarının,
devralanın işletmeleri üzerindeki kontrolü ele geçirme
teklifini kabul ettiği tarihtir.
Defter değeri:
Bir varlığın birikmiş amortisman (itfa) ve birikmiş
değer düşüklüğü zararları indirildikten sonra
finansal tablolara
yansıtıldığı tutarıdır.
Nakit yaratan birim:
Diğer varlıklardan veya varlık gruplarından sağlanan
nakit girişlerinden büyük ölçüde bağımsız bir nakit
girişi yaratan belirlenebilir en küçük varlık
grubudur.
Şirket varlıkları:
Şerefiye hariç olmak üzere, hem bahse konu nakit
yaratan birimin hem de diğer nakit yaratan birimlerin
gelecekteki nakit akışlarına katkıda bulunan
varlıklardır.
Elden çıkarma maliyetleri:
Finansman maliyetleri ve gelir vergisi gideri hariç,
doğrudan bir varlığın veya nakit yaratan birimin elden
çıkarılması ile ilgili maliyetlerdir.
Amortismana tabi tutar:
Bir varlığın maliyetinden veya
finansal tablolarda maliyet yerine geçen diğer
tutarlardan kalıntı değerinin düşülmesiyle bulunan
tutarı ifade eder.
Amortisman (itfa):
Bir varlığın amortismana tabi tutarının, yararlı ömür
süresince sistematik olarak dağıtılmasını ifade eder.1
Satış maliyetleri düşülmüş
gerçeğe uygun değer:
Bir varlık veya nakit yaratan birimin karşılıklı
pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar
arasında gerçekleştirilen satışı sonucunda elde
edilmesi gereken tutardan, elden çıkarma
maliyetlerinin düşülmesi suretiyle bulunan değerdir.
Değer düşüklüğü zararı:
Bir varlığın veya nakit yaratan birimin defter
değerinin geri kazanılabilir tutarı aşan kısmını ifade
eder.
Geri kazanılabilir tutar:
Bir varlığın veya nakit yaratan birimin, satış
maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri ile kullanım
değerinden yüksek olanıdır.
Yararlı ömür:
(a) Bir varlığın işletme
tarafından kullanılabilmesi beklenen süreyi; veya
(b) İşletme tarafından ilgili
varlıktan elde edilmesi beklenen üretim sayısı veya
benzeri üretim birimini ifade eder.
Kullanım değeri:
Bir varlık veya nakit yaratan birimden elde edilmesi
beklenen gelecekteki nakit akışlarının bugünkü
değeridir.
Değer düşüklüğüne uğramış olması
muhtemel bir varlığın belirlenmesi
7. Paragraf 8-17 arasındaki bölüm, geri
kazanılabilir tutarın ne zaman tespit edileceğini
gösterir. Anılan koşullar "varlık" terimini, hem tek
bir varlık için hem de nakit yaratan bir birim için
kullanır. Bu Standardın geri kalan bölümü aşağıdaki
şekilde yapılandırılmıştır:
(a) Paragraf 18-57 arasındaki
bölüm, geri kazanılabilir tutarın ölçümüne ilişkin
koşulları belirler. Anılan koşullar, "varlık" terimini
hem tek bir varlık için hem de nakit yaratan bir birim
için kullanır.
(b) Paragraf 58-108 arasındaki
bölüm, değer düşüklüğü zararlarının ölçümü ve
muhasebeleştirilmesine ilişkin koşulları belirler.
Şerefiye haricindeki varlıkların değer düşüklüğü
zararlarının ölçümü ve muhasebeleştirilmesi Paragraf
58-64 arasında ele alınır. Paragraf 65-108 arasındaki
bölüm, nakit yaratan birimler ile şerefiyenin ölçümü
ve muhasebeleştirilmesine ilişkindir.
(c) Paragraf 109-116 arasındaki
bölüm, bir varlık veya nakit yaratan birim için önceki
dönemlerde muhasebeleştirilmiş bir değer düşüklüğü
zararının hangi koşullarda iptal edileceğini gösterir.
Yine, bu koşullara ilişkin hükümlerde "varlık" terimi
hem tek bir varlık hem de nakit yaratan bir birim için
kullanılmıştır. Tek bir varlığa ilişkin ek koşullara
117-121 inci Paragraflar, nakit yaratan bir birime
ilişkin ek koşullara 122-123 üncü Paragraflar ve
şerefiyeye ilişkin ek koşullara ise 124-125 inci
Paragraflar arasında yer verilmiştir.
(d) Paragraf 126-133 arasındaki
bölüm, varlıklar ve nakit yaratan birimlere ilişkin
değer düşüklüğü zararları ile değer düşüklüğü
zararlarının iptaline ilişkin olarak kamuoyuna
açıklanması gereken bilgileri belirler. Paragraf
134-137 arasındaki bölüm, değer düşüklüğü testi
çerçevesinde kendilerine şerefiye veya sınırsız
yararlı ömre sahip maddi olmayan duran varlık tahsis
edilmiş bulunan nakit yaratan birimlere ilişkin olarak
kamuoyuna yapılması gereken ilave açıklamaları
gösterir.
8. Bir varlığın defter değerinin geri
kazanılabilir tutarını aşmış olması durumunda, ilgili
varlık değer düşüklüğüne uğramıştır. 12-14 üncü
Paragraflar, değer düşüklüğü zararının oluşmuş
olabileceğine ilişkin bazı belirtileri gösterir.
Anılan belirtilerden herhangi birinin mevcut olması
durumunda, işletmeden resmi bir geri kazanılabilir
tutar tahmini yapması gerekir. Bu Standart, 10 uncu
Paragrafta yer alan hükümler haricinde, değer
düşüklüğü oluştuğuna yönelik herhangi bir belirtinin
olmadığı durumlarda, resmi bir geri kazanılabilir
tutar tahmini yapılmasını gerektirmez.
9. Her bir raporlama tarihi itibariyle,
işletme, bir varlığın değer düşüklüğüne uğramış
olabileceğini gösteren herhangi bir belirtinin bulunup
bulunmadığını değerlendirir. Böyle bir belirtinin
mevcut olması durumunda; söz konusu işletme, ilgili
varlığın geri kazanılabilir tutarını tahmin eder.
10. İşletme, herhangi bir değer düşüklüğü
belirtisinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın,
aşağıda yer alan işlemleri de uygular:
(a) Sınırsız yararlı ömre sahip
veya henüz kullanımda olmayan bir maddi olmayan duran
varlığın, defter değerini geri kazanılabilir tutarı
ile karşılaştırmak suretiyle, değer düşüklüğü
açısından yıllık olarak test eder. Her yıl aynı
zamanda yapılmak koşuluyla, söz konusu değer düşüklüğü
testi bir yıllık dönemin herhangi bir zamanında
yapılabilir. Farklı maddi olmayan duran varlıklar
değer düşüklüğü açısından farklı zamanlarda teste tabi
tutulabilirler. Ancak, bu tür bir maddi olmayan duran
varlığın cari dönemde muhasebeleştirilmiş olması
durumunda, değer düşüklüğü açısından cari yılın
bitiminden önce teste tabi tutulur.
(b) Bir işletme, şirket birleşmesi
sırasında edinilen şerefiyeyi değer düşüklüğü
açısından 80-99 uncu Paragraflar arasında yer alan
açıklamalar çerçevesinde yıllık olarak test eder.
11. Maddi olmayan bir duran varlığın gelecekte
defter değerini karşılamaya yetecek tutarda ekonomik
yarar sağlama imkanı, varlığın kullanımda olmasından
önce kullanımda olması sonrasına göre daha
belirsizdir. Bu nedenle bu Standart, işletmenin, henüz
kullanımda olmayan maddi olmayan duran varlığının
defter değerini, değer düşüklüğünün tespiti açısından
en azından yılda bir defa teste tabi tutmasını
gerektirir.
12. İşletme, varlığın değer düşüklüğüne uğramış
olabileceğini gösteren herhangi bir belirtinin bulunup
bulunmadığını değerlendirirken, en azından aşağıdaki
belirtileri dikkate alır:
İşletme dışı bilgi kaynakları
(a) Dönem içinde varlığın piyasa
fiyatı, zamanın ilerlemesinden veya normal kullanımdan
kaynaklanması beklenenden çok daha fazla azalmıştır.
(b) İşletmenin faaliyette
bulunduğu teknolojik, ekonomik veya hukuki çevre ile
pazarda veya varlığın tahsis edildiği piyasada işletme
üzerinde olumsuz etkisi olan önemli değişiklikler
dönem içerisinde gerçekleşmiş veya bu değişikliklerin
yakın gelecekte gerçekleşmesi beklenmektedir.
(c) Dönem içerisinde, faiz
oranları veya diğer yatırım kârlılığı ile ilgili
piyasa oranları artmış olup; söz konusu artışların,
varlığın kullanım değerinin hesaplanmasında kullanılan
iskonto oranını önemli
ölçüde etkilemesi ve varlığın geri kazanılabilir
tutarını büyük ölçüde azaltması muhtemeldir.
(d) İşletmenin net varlıklarının
defter değeri piyasa değerlerinden daha yüksektir.
İşletme içi bilgi kaynakları
(e) Varlığın fiziksel hasara
uğradığı veya değer yitirdiğine ilişkin kanıt
bulunmaktadır.
(f) İşletmede, varlığın mevcut
veya gelecek kullanım yöntemini etkileyecek, önemli
olumsuz değişiklikler meydana gelmiş veya bunların
yakın gelecekte meydana gelmesi beklenmektedir. Bu
değişiklikler şunları içerir; varlık kullanım dışıdır;
varlığın dahil olduğu faaliyetin sona erdirilmesi veya
yeniden yapılandırılması planları vardır; varlığın
beklenen tarihten önce elden çıkarılması
planlanmaktadır; varlığın yararlı ömrünün sınırsız
değil sınırlı olduğu sonucuna varılmıştır.2
(g) İşletme içi raporlamada,
varlığın ekonomik performansının beklenenden daha kötü
olduğu veya olacağına ilişkin kanıt mevcuttur.
13. 12 nci
Paragrafta yer alan liste, olası her türlü belirtiyi
kapsamaz. İşletme varlığın değer düşüklüğüne uğramış
olabileceğini gösteren başka belirtiler tespit
edebilir ve söz konusu belirtiler de işletmenin ilgili
varlığın geri kazanılabilir tutarını tespit etmesini
ya da şerefiyede olduğu
gibi Paragraf 80-99’da yer alan açıklamalara göre
değer düşüklüğü testi yapmasını gerektirir.
14. Varlığın değer düşüklüğüne uğramış
olabileceğini gösteren işletme içi raporlardan elde
edilen kanıtlar şunlardır:
(a) Varlığın edinimi için gerekli
nakit akışları ya da
varlığı bulundurmak veya çalıştırmak için sonradan
gerekli olan nakit, ilk başta
bütçelenenden önemli ölçüde yüksektir;
(b) Varlıktan kaynaklanan net
nakit akışları veya faaliyet kâr
ya da zararı
bütçelenenlerden önemli ölçüde kötüdür;
(c)
Bütçelenen net nakit akışlarında veya faaliyet
kârında önemli azalmalar, veya
bütçelenen zararda önemli artışlar mevcuttur;
ya da
(d) Cari dönemde gerçekleşen
tutarlar, geleceğe ilişkin
bütçelenmiş tutarlarla bir
arada
değerlendirildiğinde, varlığa ilişkin faaliyet
zararları veya net nakit çıkışları olacağı
görülmektedir.
15. 10 uncu Paragrafta belirtildiği üzere, bu
Standart sınırsız yararlı ömre sahip olan veya henüz
kullanımda olmayan maddi olmayan duran varlığın ve
şerefiyenin değer düşüklüğünün tespiti açısından en
azından yıllık olarak teste tabi tutulmalarını
gerektirir. 10 uncu Paragraf hükümlerinin uygulandığı
durumlar haricinde, bir varlığın geri kazanılabilir
tutarının tahmin edilmesinin gerekli olup olmadığı
önemlilik kavramına göre belirlenir. Örneğin; eğer
önceki hesaplamalar varlığın geri kazanılabilir
tutarının defter değerinin önemli ölçüde üstünde
olduğunu göstermişse, işletme bu farkı ortadan
kaldıracak herhangi bir olay gerçekleşmediği takdirde
varlığın geri kazanılabilir tutarının tekrar tahminine
ihtiyaç duymaz. Benzer şekilde, önceki analizler,
varlığın geri kazanılabilir değerinin 12
nci Paragrafta yer alan
belirtilerden birine (veya birden fazlasına) karşı
duyarlı olmadığını gösterebilir.
16. 15 inci Paragrafa örnek olarak; dönem
içerisinde faiz oranları veya diğer yatırım kârlılığı
ile ilgili piyasa oranlarının artmış olması durumunda,
işletmenin aşağıdaki durumlarda varlığın geri
kazanılabilir tutarı için resmi bir tahminde bulunması
gerekmez:
(a) Varlığın kullanım değerinin
hesaplanmasında kullanılan
iskonto oranının piyasa oranlarında meydana
gelen artıştan etkilenmesinin muhtemel olmaması.
Örneğin, kısa vadeli faiz oranlarındaki artış uzun bir
yararlı ömrü kalan varlık için kullanılan
iskonto oranı üzerinde
önemli bir etki yapmayabilir.
b) Varlığın kullanım değerinin
hesaplanmasında kullanılan
iskonto oranının piyasa oranlarında meydana
gelen artıştan etkilenmesinin muhtemel olması; fakat
geri kazanılabilir tutara ilişkin önceki duyarlılık
analizinin aşağıdakileri göstermesi:
(i) Gelecekteki nakit
akışlarının da artması muhtemel olduğundan geri
kazanılabilir tutarda önemli ölçüde azalma olması
olası değildir (örneğin; bazı durumlarda, işletme,
piyasa oranlarındaki herhangi bir artışı telafi etmek
için gelirlerini ayarlayabildiğini gösterebilir); veya
(ii)
Geri kazanılabilir tutardaki azalmanın önemli değer
düşüklüğü zararına sebep olması olası değildir.
17. Varlık için değer düşüklüğü zararı
muhasebeleştirilmemiş bile olsa, varlığın değer
düşüklüğüne uğramış olabileceğine ilişkin bir belirti
bulunması; söz konusu varlığın geriye kalan yararlı
ömrünün, amortisman (itfa) yönteminin ve kalıntı
değerinin bu Standarda göre gözden geçirilmesi ve
düzeltilmesine gerek olduğunu gösterebilir.
Geri kazanılabilir tutarın
ölçülmesi
18. Bu Standart geri kazanılabilir tutarı; bir
varlığın veya nakit yaratan birimin satış maliyetleri
düşülmüş gerçeğe uygun değer ile kullanım değerinden
yüksek olanı olarak tanımlar. Paragraf 19-57
arasındaki bölüm, geri kazanılabilir tutarın ölçümüne
ilişkin hükümleri içerir. Bu hükümler, "varlık"
terimini hem tek bir varlık hem de nakit yaratan bir
birim için kullanır.
19. Varlığın satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe
uygun değeri ile kullanım değerinin her ikisini birden
belirlemek her zaman gerekli değildir. Anılan
tutarlardan herhangi birinin ilgili varlığın defter
değerini aşması durumunda, söz konusu varlık değer
düşüklüğüne uğramamıştır ve diğer tutarı tahmin etmek
gerekmez.
20. Varlık aktif bir piyasada işlem görmese
bile, satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun
değerini belirlemek mümkün olabilir. Ancak, bazen
satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri
belirlemek mümkün olmayacaktır; çünkü karşılıklı
pazarlık ortamında bilinçli ve istekli taraflar
arasında yapılacak bir işlemde varlığın satışından
elde edilecek tutarı tahmin etmek için temel alınacak
bir esas yoktur. Bu durumda işletme, varlığın kullanım
değerini geri kazanılabilir tutar olarak kullanabilir.
21. Varlığın kullanım değerinin satış
maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değerini önemli
ölçüde aştığına inanılmasını gerektiren bir neden
olmaması durumunda, satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe
uygun değer geri kazanılabilir tutar olarak
kullanılabilir. Anılan durum, satış amaçlı elde
tutulan bir varlık için çoğu zaman geçerli olacaktır.
Bu husus, satış amaçlı elde tutulan bir varlığın elden
çıkarılma tarihine kadar kullanımından kaynaklanan
nakit akışları muhtemelen önemsiz bir düzeyde
olacağından; kullanım değerinin esas olarak, ilgili
varlığın elden çıkarılmasından kaynaklanan net
tahsilatlardan oluşacak olmasından kaynaklanır.
22. Varlık, diğer varlık
ya da varlık gruplarına ilişkin nakit
girişlerine büyük ölçüde bağımlı nakit girişleri
yaratmadıkça, geri kazanılabilir tutar her bir varlık
için ayrı olarak belirlenir. Varlığın, diğer varlık
ya da varlık gruplarına
büyük ölçüde bağımlı nakit girişleri yaratması
durumunda, geri kazanılabilir tutar aşağıdaki
hususlardan herhangi biri gerçekleşmedikçe, varlığın
ait olduğu nakit yaratan birim için belirlenir
(bakınız: 65-103 arası Paragraflar):
(a) Varlığın satış maliyetleri
düşülmüş gerçeğe uygun değerinin defter değerinden
daha yüksek olması; veya
(b) Varlığın kullanım değerinin,
satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değerine
yakın olduğunun tahmin edilmesi ve satış maliyetleri
düşülmüş gerçeğe uygun değeri belirlenebilir olması
durumunda.
23. Bazı durumlarda, tahminler, ortalamalar ve
kısa yoldan yapılan hesaplamalar, bu Standartta satış
maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değer veya kullanım
değerinin belirlenmesinde gösterilen detay
hesaplamalara makul yakınlıkta sonuçlar sağlayabilir.
Sınırsız yararlı
ömre sahip bir maddi olmayan duran varlığın geri
kazanılabilir tutarının ölçülmesi
24. Değer düşüklüğü olabileceği belirtisi olup
olmamasından bağımsız olarak, 10 uncu Paragraf;
sınırsız yararlı ömre sahip bir maddi olmayan duran
varlığın defter değerinin geri kazanılabilir tutarı
ile karşılaştırılarak değer düşüklüğü açısından test
edilmesini gerektirir. Ancak, bir önceki dönemde böyle
bir varlığın geri kazanılabilir tutarı için yapılan en
güncel detay hesaplama, aşağıdaki koşullar sağlandığı
takdirde, cari dönemde varlığın değer düşüklüğünü test
etmek için kullanılabilir:
(a) Maddi olmayan duran varlık,
diğer varlık veya varlık gruplarından büyük ölçüde
bağımsız, kullanımından kaynaklanan nakit girişleri
yaratmamakta ve bu nedenle değer düşüklüğü açısından,
ait olduğu nakit yaratan birimin bir parçası olarak
teste tabi tutulmakta ise; söz konusu birimi oluşturan
varlık ve borçlar en son geri kazanılabilir tutar
hesaplamasından sonra önemli ölçüde değişmemiştir;
(b) En son geri kazanılabilir
tutar hesaplaması, varlığın defter değerini önemli bir
miktarda aşan bir şekilde sonuçlanmıştır; ve
(c) En son geri kazanılabilir
tutar hesaplamasından sonra gerçekleşen olay ve
değişen koşulların değerlendirilmesi çerçevesinde,
güncel geri kazanılabilir tutarın hesaplanması
sonucunda bulunacak değerin varlığın defter değerinden
düşük çıkma olasılığı zayıftır.
Satış maliyetleri düşülmüş
gerçeğe uygun değer
25. Bir varlığın satış maliyetleri düşülmüş
gerçeğe uygun değeri için en iyi kanıt; karşılıklı
pazarlık ortamında yapılmış bağlayıcı bir satış
anlaşmasındaki fiyatın, varlığın elden çıkarılmasıyla
doğrudan ilişkilendirilebilen ek maliyetlere göre
düzeltilmesi sonucunda bulunan tutarıdır.
26. Bağlayıcı bir anlaşma yok, ancak varlık
aktif bir piyasada işlem görmekte ise; satış
maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değer ilgili
varlığın elden çıkarma maliyetleri düşülmüş piyasa
fiyatıdır. Uygun piyasa fiyatı genellikle cari teklif
fiyatıdır. Cari teklif fiyatının mevcut olmaması
durumunda, işlem tarihi ile tahminin yapıldığı tarih
arasındaki ekonomik koşullarda önemli bir değişiklik
olmadıkça, satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun
değeri tahmin etmede en son işlem fiyatı esas
alınabilir.
27. Bir varlık için, bağlayıcı bir satış
anlaşması veya aktif bir piyasa bulunmaması durumunda,
satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değer,
işletmenin elden çıkarma maliyeti düşüldükten sonra,
bilanço tarihinde, bilinçli ve istekli taraflar
arasında karşılıklı pazarlık ortamında yapılacak bir
satıştan elde edebileceği tutarı en iyi gösteren
bilgiye dayandırılır. Bu tutarı belirlerken, işletme,
aynı endüstri dalında benzer varlıklarla ilgili güncel
işlemlerin sonuçlarını dikkate alır. Satış maliyetleri
düşülmüş gerçeğe uygun değer, yönetim acil olarak
satışa zorlanmadıkça, zorunlu bir satışın sonucunu
yansıtmaz.
28. Borç olarak muhasebeleştirilenler dışındaki
elden çıkarma maliyetleri, satış maliyetleri düşülmüş
gerçeğe uygun değerin tespiti esnasında indirilir. Bu
tür maliyetlere ilişkin örnek olarak; yasal
maliyetler, damga vergisi ve benzeri işlem vergileri,
varlığın taşınma maliyetleri ile varlığı satışa hazır
hale getirmek için oluşan ilave maliyetler
gösterilebilir. Ancak, işten çıkarma tazminatları ("TMS
19 Çalışanlara Sağlanan Faydalar" Standardında
tanımlandığı şekilde) ve varlığın elden çıkarılmasını
müteakip, bir faaliyetin azaltılması
ya da yeniden
yapılandırılmasına ilişkin maliyetler, varlığın elden
çıkarılması ile doğrudan ilgili ek maliyetler
değildir.
29. Bazen, bir varlığın elden çıkarılması alıcı
tarafından bir borcun üstlenilmesini gerektirir ve
hem varlık hem de borç için tek bir satış maliyeti
düşülmüş gerçeğe uygun değer bulunabilir. 78 inci
Paragraf bu gibi durumların nasıl değerlendirileceğini
gösterir.
Kullanım değeri sh.
30. Varlığın kullanım değerinin hesaplamasında
aşağıdaki unsurlar dikkate alınır:
(a) İşletmenin varlıktan elde
etmeyi beklediği gelecekteki nakit akışlarının
tahmini;
(b) Söz konusu gelecekteki nakit
akışlarının tutarı ve zamanlamasında olabilecek
değişikliklerle ilgili beklentiler;
(c) Piyasa riski hariç tutulmuş
cari faiz oranı ile temsil edilen paranın zaman
değeri;
(d) Varlıkta yer alan belirsizliğe
katlanmanın bedeli; ve
(e) Likidite azlığı gibi, piyasa
katılımcılarının işletmenin varlıktan elde etmeyi
beklediği gelecekteki nakit akışlarının
fiyatlandırmasına yansıtacağı diğer unsurlar.
31. Varlığın kullanım değerinin tahmini
aşağıdaki adımları içerir:
(a) Varlığın kullanımı süresince
ve sonunda elden çıkarılmasından elde edilmesi
beklenen nakit giriş ve çıkışlarının tahmini; ve
(b) Söz konusu gelecekteki nakit
akışlarına uygun iskonto
oranının uygulanması.
32. Paragraf 30 (b), (d) ve (e)’de tanımlanan
unsurlar, gelecekteki nakit akışlarına
ya da
iskonto oranına düzeltme olarak
yansıtılabilirler. İşletme, gelecekteki nakit
akışlarının tutarı ve zamanlamasında olabilecek
değişikliklerle ilgili beklentilerini yansıtmak için
hangi yaklaşımı kabul ederse etsin; elde edilecek
sonuç, gelecekteki nakit akışlarının beklenen bugünkü
değerini, diğer bir deyişle, her türlü muhtemel
sonucun ağırlıklı ortalamasını yansıtır. Ek A,
varlığın kullanım değerinin ölçülmesinde, bugünkü
değer tekniklerinin kullanımına ilişkin ek bir rehber
sağlar.
Gelecekteki nakit akışlarının
tahmin edilme esası
33. Bir işletme, kullanım değerini ölçerken
aşağıdakileri uygular:
(a) Nakit akış projeksiyonlarını,
ilgili varlığın geriye kalan yararlı ömrü boyunca var
olacak ekonomik koşullara ilişkin yönetimin yaptığı en
iyi tahminleri içeren mantıklı ve desteklenebilir
varsayımlara dayandırır. İşletme dışı kanıtlara daha
fazla ağırlık verir.
(b) Nakit akış projeksiyonlarını,
yönetim tarafından onaylanan en güncel
finansal
bütçelere/tahminlere dayandırır; ancak gelecekte
gerçekleştirilecek yeniden yapılandırmalardan veya
varlığın gelecekteki performansını artırma veya
iyileştirme çalışmalarından kaynaklanan nakit giriş
ya da çıkışlarını dikkate
almaz. Bu bütçeleri/tahminleri esas alan
projeksiyonlar, daha uzun bir dönemin kullanılması
gerektiğine ilişkin haklı gerekçeler bulunmadığı
sürece, en fazla 5 yıllık dönemi kapsar.
(c) En güncel
bütçelerin/tahminlerin kapsadığı dönemin ilerisindeki
dönemler açısından nakit akış projeksiyonlarını, artan
bir oranın kullanılması gerektiğine ilişkin haklı
gerekçeler bulunmadığı sürece; takip eden yıllarda
sabit ya da azalan büyüme
oranları uygulamak suretiyle mevcut
bütçeler/tahminlere ilişkin olarak yapılan
projeksiyonlar çerçevesinde tahmin eder. Anılan büyüme
oranı, daha yüksek bir oranın kullanılması gerektiğine
ilişkin haklı gerekçeler bulunmadığı sürece,
işletmenin faaliyet gösterdiği ürünler, endüstriler,
ülke veya ülkeler ya da
varlığın kullanıldığı piyasalar için geçerli uzun
vadeli ortalama büyüme oranlarını aşmaz.
34. Yönetim, geçmişteki nakit akış
projeksiyonları ile gerçekleşen nakit akışları
arasındaki farkların sebeplerini inceleyerek, cari
nakit akış projeksiyonlarının esas aldığı
varsayımların uygunluğunu değerlendirir. Yönetim, cari
nakit akış projeksiyonlarında esas alınan
varsayımların; geçmişte nakit akışları gerçekleşirken
mevcut olmayan sonradan gerçekleşen olay ve koşulların
etkilerini de dikkate alarak, geçmişteki sonuçlarla
tutarlı olduğundan emin olur.
35. Gelecekteki nakit akışlarına ilişkin olarak
5 yıldan uzun dönemler için detaylı, kesin ve
güvenilir finansal
bütçeler/tahminler genellikle mevcut olmaz. Bu
nedenle, yönetimin gelecekteki nakit akış tahminleri,
en fazla 5 yıllık bir döneme ilişkin en güncel
bütçeleri/tahminleri esas alır. Yönetimin, söz konusu
projeksiyonların güvenilir olduğundan emin olması ve
geçmiş deneyimler dikkate alındığında daha uzun
dönemler için gelecekteki nakit akışlarını doğru
olarak tahmin edebildiğini kanıtlaması durumunda, 5
yıldan daha uzun dönem için yapılan
finansal
bütçeleri/tahminlerinde yer alan nakit akışlarını esas
alabilir.
36. Takip eden yıllar için bir büyüme oranı
kullanılmak suretiyle finansal
bütçeler/tahminler esas alınarak hazırlanan nakit akış
projeksiyonları uygulanması suretiyle varlığın yararlı
ömrünün sonuna kadar olan döneme ilişkin nakit akış
projeksiyonları tahmin edilir. Söz konusu oran,
kendisinde meydana gelen artış bir ürün veya
endüstrinin yaşam süresi ile ilgili yöntemler
hakkındaki objektif bilgilerle uyumlu olmadıkça, sabit
ya da azalan bir orandır.
Uygunsa olması durumunda, büyüme oranı sıfır
ya da negatiftir.
37. Koşullar olumlu olduğunda, rakiplerin
piyasaya girmesi ve büyümeyi sınırlaması olasıdır. Bu
nedenle, işletmeler faaliyet gösterdikleri ürünler,
endüstriler, ülke veya ülkeler ya
da varlığın kullanıldığı piyasalar için uzun vadede
(örneğin 20 yıl) ortalama tarihi büyüme oranlarını
aşmakta zorlanacaklardır.
38. İşletme, finansal
bütçelerdeki/tahminlerdeki bilgileri kullanırken,
bilginin mantıklı ve desteklenebilir varsayımları
yansıtıp yansıtmadığı ile yönetimin varlığın kalan
yararlı ömrü boyunca mevcut olacak ekonomik koşullara
ilişkin en iyi tahminlerini içerip içermediğini
dikkate alır.
Gelecekteki nakit akış
tahminlerinin içeriği
39. Gelecekteki nakit akış tahminleri
aşağıdakileri içerir:
(a) Varlıktan kullanımı süresince
elde edilecek nakit girişlerine ilişkin
projeksiyonlar;
(b) Varlığın kullanımı süresince
nakit girişi (varlığı kullanıma hazır hale getirmek
için gerekli nakit çıkışları dahil) yaratabilmek için
katlanılacak ve varlıkla doğrudan
ilişkilendirilebilecek veya mantıklı ve tutarlı bir
biçimde dağıtılabilecek nakit çıkışları ile ilgili
projeksiyonlar; ve
(c) Varlığın yararlı ömrünün
sonunda elden çıkarılması karşılığında elde edilecek (ya
da ödenecek), eğer varsa, net nakit akışları.
40. Gelecekteki nakit akış tahminleri ve
iskonto oranı, genel
enflasyondan kaynaklanan fiyat artışları ile ilgili
tutarlı varsayımları yansıtır. Bu nedenle,
iskonto oranının, genel
enflasyondan kaynaklanan fiyat artışlarının etkisini
içermesi durumunda, gelecekteki nakit akışları nominal
olarak tahmin edilir. İskonto
oranının genel enflasyondan kaynaklanan fiyat
artışlarının etkisini içermemesi durumunda,
gelecekteki nakit akışları enflasyon etkilerinden
arındırılmış gerçek değerlerinden tahmin edilir (ama
gelecekteki fiyat artışları veya azalışlarını içerir).
41. Nakit çıkış projeksiyonları, varlıkla
doğrudan ilişkilendirilebilecek veya mantıklı ve
tutarlı bir temelde dağıtılabilecek gelecekteki genel
giderlerin yanı sıra, varlığın günlük bakımı ile
ilgili nakit çıkışlarını da içerir.
42. Varlığın defter değerinin, kullanıma
ya da satışa hazır hale
getirilmesinden önce yapılacak tüm nakit çıkışlarını
henüz içermediği durumlarda, gelecekteki nakit
çıkışlarının tahmini, varlığı kullanıma
ya da satışa hazır hale
getirilmesinden önce yüklenilmesi beklenen her türlü
ilave nakit çıkışına ilişkin bir tahmin içerir.
Örneğin, inşaat halindeki bir bina veya henüz
tamamlanmamış bir geliştirme projesindeki durum bu
şekildedir.
43. Mükerrer olarak dikkate almaktan kaçınmak
için, gelecekteki nakit akışlarına ilişkin tahminler
aşağıdakileri içermez:
(a) Bahse konu varlıktan
kaynaklanan nakit girişlerinden geniş ölçüde bağımsız
olan nakit girişleri yaratan varlıkların nakit
girişleri (örneğin alacaklar gibi
finansal varlıklar); ve
(b) Borç olarak muhasebeleştirilen
yükümlülüklerle ilgili nakit çıkışları (örneğin
borçlar, emekli aylıkları ve karşılıklar).
44. Gelecekteki nakit akışları varlığın mevcut
durumu için tahmin edilir. Gelecekteki nakit akışları
ile ilgili tahminler aşağıdakilerden kaynaklanması
beklenen gelecekteki nakit giriş veya çıkışlarını
içermez:
(a) İşletmenin henüz taahhüt
etmediği gelecekteki bir yeniden yapılanma; veya
(b) Varlığın performansını artırma
veya iyileştirme.
45. Gelecekteki nakit akışları varlığın mevcut
durumuna göre tahmin edildiğinden, kullanım değeri
aşağıdakileri yansıtmaz:
(a) İşletmenin henüz taahhüt
etmediği gelecekteki bir yeniden yapılandırmadan
kaynaklanması beklenen nakit çıkışları veya maliyet
tasarrufları ya da
faydaları (örneğin personel maliyetlerindeki
azalmalar); ya da
(b) Varlığın performansını
artıracak veya iyileştirecek gelecekteki nakit
çıkışları veya bu gibi çıkışlardan kaynaklanması
beklenen nakit girişleri.
46. Yeniden yapılandırma, yönetim tarafından
planlanan ve kontrol edilen ve faaliyetin kapsamını
veya işin yürütülüş şeklini önemli ölçüde değiştiren
bir programdır. "TMS 37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar
ve Koşullu Varlıklar" Standardı, bir işletmenin ne
zaman yeniden yapılandırma taahhüdü altına girmiş
olacağını açıklayan bir rehber içerir.
47. İşletme yeniden yapılandırma taahhüdü
altına girdiğinde, bazı varlıkların bundan etkilenmesi
olasıdır. İşletme bir kez yeniden yapılandırma
taahhüdü altına girince:
(a) Kullanım değerinin tespiti
amacıyla gelecekteki nakit giriş ve çıkışları ile
ilgili tahminler, yeniden yapılandırmadan kaynaklan
maliyet tasarrufları ile diğer faydaları (yönetim
tarafından onaylanan en son
finansal bütçelere/ tahminlere göre) yansıtır;
ve
(b) Yeniden yapılandırma işlemine
ilişkin gelecekteki nakit çıkışı tahminleri, TMS 37’ye
uygun olarak yeniden yapılandırma karşılığına dahil
edilir.
Açıklayıcı Örnek 53 , gelecekteki bir
yeniden yapılandırmanın kullanım değerinin
hesaplamasındaki etkisini gösterir.
48. İşletmenin varlığın performansında artma
veya iyileşme sağlayacak nakit çıkışlarını
gerçekleştirmesine kadar, gelecekteki nakit akışı
tahminleri, nakit çıkışlarıyla ilişkili ekonomik
yararlardaki artıştan kaynaklanması beklenen nakit
girişlerini içermez (bakınız: Açıklayıcı Örnek 64).
49. Gelecekteki nakit akışlarıyla ilgili
tahminler, mevcut durumunda varlıktan elde edilmesi
beklenen ekonomik yararların düzeyini korumak için
gelecekte ihtiyaç duyulacak nakit çıkışlarını içerir.
Nakit yaratan bir birimin, tamamı birimin devam eden
faaliyetleri için gerekli farklı yararlı ömre sahip
varlıklardan oluşması durumunda, anılan birimle ilgili
gelecekteki nakit akışlarının tahmin edilmesi
sırasında, en kısa yararlı ömre sahip olan varlığın
yenilenmesi, birimin günlük bakımının bir parçası
olarak dikkate alınır. Benzer şekilde, tek bir
varlığın tahmini yararlı ömürleri farklı olan
parçalardan oluşması durumunda, varlıkla ilgili
gelecekteki nakit akışlarını tahmin edilmesi
sırasında, en kısa yararlı ömre sahip olan parçanın
yenilenmesi varlığın günlük bakımının bir parçası
olarak dikkate alınır.
50. Gelecekteki nakit akışlarına ilişkin
tahminler aşağıdakileri içermez:
(a) Finansal
faaliyetlerden kaynaklanan nakit girişleri veya
çıkışları; ya da
(b) Gelir vergisi tahsilatları
veya ödemeleri.
51. Gelecekte gerçekleşmesi tahmin edilen nakit
akışları, iskonto oranının
belirlenme yöntemiyle tutarlı bir şekilde yapılan
varsayımları yansıtır. Aksi takdirde, bazı
varsayımların etkileri iki defa dikkate alınacak veya
yok sayılacaktır. Paranın zaman değeri, gelecekte
gerçekleşmesi tahmin edilen nakit akışlarının
iskonto edilmesiyle
dikkate alındığından, bu nakit akışları
finansal faaliyetlerden
kaynaklanan nakit girişlerini veya çıkışlarını hariç
tutar. Çünkü benzer bir şekilde,
iskonto oranı vergi öncesi belirlendiğinden,
gelecekteki nakit akışları da vergi öncesi tahmin
edilir.
52. Bir varlığın yararlı ömrünün sonunda elden
çıkarılması karşılığında elde edilecek (veya ödenecek)
tahmini net nakit akışları, tahmini elden çıkarma
maliyetleri düşüldükten sonra bilinçli ve istekli
taraflar arasında karşılıklı pazarlık ortamında
yapılacak bir işlemde işletmenin varlığın elden
çıkarılmasından elde etmeyi beklediği tutardır.
53. Bir varlığın yararlı ömrünün sonunda elden
çıkarılması karşılığında elde edilecek (veya ödenecek)
tahmini net nakit akışları, aşağıda yer alan net nakit
akışlarının tahmin edilmesi haricinde, varlığın satış
maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değerinin
saptanmasına benzer bir şekilde belirlenir:
(a) İşletme, varlığın
kullanılacağı koşullara benzer koşullarda faaliyet
göstermiş ve yararlı ömrünü tamamlamış benzeri
varlıklar için tahmin tarihinde geçerli olan fiyatları
kullanır.
(b) İşletme, bu fiyatları hem
gelecekte genel enflasyondan kaynaklanacak fiyat
artışlarının, hem de gelecekteki belirli fiyat artış
veya azalışlarının etkileri açısından düzeltir. Ancak,
gelecekte varlığın sürekli kullanımından kaynaklanacak
nakit akışları ile ilgili tahminler ve
iskonto oranı genel
enflasyonun etkisini hariç tutması durumunda, işletme
bu etkiyi elden çıkarmada meydana gelecek net nakit
akışlarının tahmininde de dikkate almaz.
Gelecekteki yabancı para nakit
akışları
54. Gelecekteki nakit akışları,
gerçekleşecekleri para birimi cinsinde tahmin edilir
ve anılan para birimi için uygun olan
iskonto oranından
iskonto edilir. İşletme
bugünkü değeri, kullanım değerinin hesaplandığı
tarihteki geçerli kuru kullanarak çevirir.
İskonto
oranı
55. İskonto oranı
(oranları), aşağıda yer alanlara ilişkin cari piyasa
değerlendirmesini yansıtan vergi öncesi oran (oranlar)
olacaktır:
(a) Paranın zaman değeri; ve
(b) Gelecekteki nakit akış
tahminlerinde dikkate alınmamış olan, varlığa özgü
riskler.
56. Paranın zaman değeri ile varlığa özgü
risklere ilişkin cari piyasa değerlendirmesini
yansıtan oran; yatırımcıların tutar, zaman ve risk
profili açısından işletmenin varlıktan elde etmeyi
beklediği nakit akışlarıyla aynı düzeyde nakit
akışları yaratan bir yatırım yapmış olmaları durumunda
elde etmeyi bekleyecekleri kazançtır. Bu oran, benzeri
varlıklar için cari piyasa işlemlerindeki zımni bir
oran üzerinden veya hizmet potansiyeli ve riskleri
açısından ilgili varlığa benzer bir varlığa (veya
varlık portföyüne) sahip halka açık bir işletmenin
ağırlıklı ortalama sermaye maliyeti üzerinden tahmin
edilir. Ancak, varlığın kullanım değerini ölçmede
kullanılan iskonto oranı
(oranları), gelecekteki nakit akış tahminlerini
düzeltmede dikkate alınan riskleri yansıtmayacaktır.
Aksi takdirde, bazı varsayımların etkisi iki kez
dikkate alınmış olacaktır.
57. Varlığa özgü oran piyasada doğrudan mevcut
değilse; işletme, iskonto
oranının tahmininde yerine
geçebilecek oranları kullanır. Ek A, anılan
durumlarda iskonto
oranının tahminine ilişkin ek bir rehber sağlar.
Değer düşüklüğü zararının
ölçülmesi ve muhasebeleştirilmesi
58. Paragraf 59-64, şerefiye dışındaki bir
varlık için değer düşüklüğü zararlarının ölçümü ve
muhasebeleştirilmesi ile ilgili hükümleri içerir.
Nakit yaratan birimler ve şerefiye
için değer
düşüklüğü zararlarının ölçümü ve muhasebeleştirilmesi
ise Paragraf 65-108’de düzenlenmiştir.
59. Sadece ve sadece, bir varlığın geri
kazanılabilir tutarının defter değerinden düşük olması
durumunda, söz konusu varlığın defter değeri geri
kazanılabilir tutarına indirgenir. Anılan indirgeme,
bir değer düşüklüğü zararıdır.
60. Varlık başka bir Standarda göre (örneğin "TMS
16 Maddi Duran Varlıklar" Standardındaki yeniden
değerleme yöntemine göre) yeniden değerlenmiş tutarı
üzerinden gösterilmedikçe; değer düşüklüğü zararı
derhal kâr veya zararda muhasebeleştirilir. Yeniden
değerlenmiş bir varlığa ilişkin değer düşüklüğü
zararı, anılan diğer Standarda göre yeniden değerleme
değer azalışı olarak dikkate alınır.
61. Yeniden değerlenmemiş bir varlığa ilişkin
değer düşüklüğü zararı kâr veya zararda
muhasebeleştirilir. Ancak, yeniden değerlenmiş bir
varlığa ilişkin değer düşüklüğü zararı, aynı varlığın
yeniden değerleme fazlası tutarını aşmadığı sürece
doğrudan yeniden değerleme fazlasından düşülerek
muhasebeleştirilir.
62. Değer düşüklüğü zararına ilişkin olarak
tahmin edilen tutarın, ilişkili olduğu varlığın defter
değerini aşması durumunda, işletme, sadece ve sadece,
başka bir Standardın bunu gerektirmesi durumunda, bir
borç muhasebeleştirir.
63. Değer düşüklüğü zararının
muhasebeleştirilmesinin ardından; ilgili varlığın
kalıntı değeri (eğer varsa) düşülmüş yeni defter
değerinin kalan yararlı ömrü boyunca sistematik olarak
dağıtılmasını sağlayacak bir şekilde, varlığa ilişkin
amortisman tutarı (itfa payı) gelecek dönemlerde
düzeltilir.
64. Bir değer düşüklüğü zararının
muhasebeleştirilmesi durumunda, ilgili ertelenmiş
vergi varlık veya borçları, "TMS 12 Gelir Vergileri"
Standardına göre varlığın yeni defter değerinin
vergiye esas değeri ile karşılaştırılması suretiyle
belirlenir (bakınız: Açıklayıcı Örnek 35).
Nakit yaratan birimler ve
şerefiye
65. 66-108 inci Paragraflar, bir varlığın ait
olduğu nakit yaratan birimin tespit edilmesi ile nakit
yaratan birimler ve şerefiyenin defter değerinin
belirlenmesi ve değer düşüklüğü zararının
muhasebeleştirilmesine ilişkin hükümleri içerir.
Varlığın ait olduğu nakit
yaratan birimin belirlenmesi
66. Bir varlığın değer düşüklüğüne uğramış
olabileceğine dair herhangi bir belirtinin bulunması
durumunda, söz konusu varlığın geri kazanılabilir
tutarı tahmin edilir. Anılan varlığın geri
kazanılabilir tutarının tahmin edilmesinin mümkün
olmaması durumunda; işletme, varlığın ait olduğu nakit
yaratan birimin (ilgili varlığın nakit yaratan birimi)
geri kazanılabilir tutarını tespit eder.
67. Aşağıdaki durumlarda, varlığın geri
kazanılabilir tutarı belirlenemez:
(a) Varlığın kullanım değerinin
satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değerine
yakın olacağı tahmin edilememektedir (örneğin varlığın
kullanımından kaynaklanacak gelecekteki nakit
akışlarının önemsiz bir düzeyde olacağının tahmin
edilememesi durumunda); ve
(b) Varlık, diğer varlıklara
ilişkin nakit akışlarından büyük ölçüde bağımsız nakit
akışları yaratmamaktadır.
Bu gibi durumlarda, kullanım değeri ve
dolayısıyla geri kazanılabilir tutar, sadece varlığın
nakit yaratan birimi için belirlenebilir.
Örnek
Bir maden şirketi, madencilik faaliyetlerini
desteklemek için özel bir demiryoluna sahiptir.
Özel demiryolu sadece hurda değerinden satılabilir
ve madenin diğer varlıklarından kaynaklanan nakit
girişlerinden geniş ölçüde bağımsız nakit
girişleri yaratmamaktadır.
Özel demiryolunun geri kazanılabilir tutarını
tahmin etmek mümkün değildir; çünkü kullanım
değeri belirlenemez ve muhtemelen hurda değerinden
farklıdır. Bu nedenle işletme, özel demiryolunun
ait olduğu nakit yaratan birimin, yani bir bütün
olarak madenin, geri kazanılabilir tutarını tahmin
eder.
68. 6 ncı
Paragrafta tanımlandığı üzere, bir varlığın nakit
yaratan birimi; söz konusu varlığı içeren ve diğer
varlıkların veya varlık gruplarının nakit
girişlerinden büyük ölçüde bağımsız nakit girişleri
yaratan en küçük varlık grubudur. Bir varlığın nakit
yaratan biriminin tespit edilmesi yargıda bulunmayı
gerektirir. Bir varlık için geri kazanılabilir tutarın
belirlenememesi durumunda, işletme, büyük ölçüde
bağımsız nakit girişleri yaratan en küçük varlık
topluluğunu tespit eder.
Örnek
Bir otobüs şirketi, herhangi bir belediye ile
yaptığı ve 5 ayrı hatta asgari miktarda hizmet
verilmesini gerektiren bir sözleşme çerçevesinde
hizmet sunmaktadır. Her bir hata ayrılan varlıklar
ve her bir hattan elde edilecek nakit akışları
ayrı olarak tespit edilebilir. Hatlardan biri
önemli ölçüde zarar etmektedir.
İşletmenin herhangi bir otobüs hattından
vazgeçmesi olası olmadığından, diğer varlıkların
veya varlık gruplarının nakit girişlerinden büyük
ölçüde bağımsız belirlenebilir nakit girişlerinin
en düşüğü, söz konusu 5 ayrı hattın beraber
yarattığı nakit girişleridir. Her bir hattın nakit
yaratan birimi bir bütün olarak otobüs şirketidir.
69. Nakit girişleri işletmeye, işletme
dışındaki taraflarca yapılan nakit ve nakit benzeri
girişlerdir. Bir varlıktan (veya varlık grubundan)
kaynaklanan nakit girişlerinin diğer varlıklardan
(veya varlık gruplarından) kaynaklanan nakit
girişlerinden büyük ölçüde bağımsız olup olmadığının
belirlenmesi esnasında, işletme, yönetimin işletmenin
faaliyetlerini (ürün kolları, faaliyetleri, faaliyet
yerleri, mahalleri veya bölgeleri gibi) nasıl
izlediği, varlıklarının ve faaliyetlerinin devam
ettirilmesine veya elden çıkarılmasına yönelik
kararları nasıl verdiği gibi unsurları da dikkate
alır. Açıklayıcı Örnek 16, nakit yaratan bir birimin
tespitine yönelik örnekleri içerir.
70. Bir varlık veya varlık grubu tarafından
üretilen ürünün aktif bir piyasasının mevcut olması
durumunda; söz konusu ürünün bir kısmı
ya da tamamı işletme
içinde kullanılmakta dahi olsa, anılan varlık veya
varlık grubu nakit yaratan birim olarak
değerlendirilir. Bir varlık veya nakit yaratan birim
tarafından yaratılan nakit girişlerinin işletme içi
transfer fiyatlaması uygulamalarından etkilenmeleri
durumunda, işletme, aşağıdakileri tahmin ederken
karşılıklı pazarlık ortamında yapılacak bir işlemde
yönetimin gelecekte oluşması en muhtemel fiyat
tahminini (tahminlerini) kullanır:
(a) Varlık veya nakit yaratan
birimin kullanım değerini belirlerken kullanılan
gelecekteki nakit girişleri; ve
(b) İşletme içi transfer
fiyatlamasından etkilenen diğer varlıklar veya nakit
yaratan birimlerin kullanım değerini belirlemek için
kullanılacak gelecekteki nakit çıkışları.
71. Bir varlık veya varlık grubunun ürettiği
ürünün bir kısmı veya tamamı işletmenin diğer
birimleri (örneğin bir üretim sürecinin ortasında, ara
bir aşamadaki ürünler) tarafından kullanılıyor olsa
da, işletmenin ürünü aktif bir piyasada satabilecek
olması durumunda, bu varlık veya varlık grubu ayrı bir
nakit yaratan birim oluşturur. Bu durum, ilgili
varlığın veya varlık grubunun diğer varlıklardan veya
varlık gruplarından kaynaklanacak nakit girişlerinden
büyük ölçüde bağımsız nakit girişi yaratabilmesinden
kaynaklanmaktadır. Bir işletme, anılan tür nakit
yaratan bir birim veya işletme içi transfer
fiyatlamasından etkilenen herhangi diğer bir varlık
veya nakit yaratan birim ile ilgili
finansal
bütçelere/tahminlere dayanan bilgileri kullanırken,
işletme içi bölümler arası aktarımlardaki
fiyatlamalar, yönetimin karşılıklı pazarlık ortamında
yapılacak bir işlem gelecekte oluşması en muhtemel
fiyat tahminini yansıtmaması durumunda, söz konusu
bilgi işletme tarafından düzeltilir.
72. Değiştirilmelerine yönelik haklı sebepler
bulunmadıkça, nakit yaratan birimler, aynı varlık veya
varlık türleri için dönemden döneme tutarlı bir
şekilde tespit edilir.
73. İşletmenin, bir varlığın önceki dönemlerde
yer aldığından farklı bir nakit yaratan birime ait
olduğunu belirlemesi veya ilgili varlığın nakit
yaratan biriminde yer alan varlıkların türlerinin
değiştiğine karar vermesi durumunda, 130 uncu
Paragraf, nakit yaratan birime ilişkin
muhasebeleştirilmiş veya iptal edilmiş bir değer
düşüklüğü zararının bulunması durumunda, anılan nakit
yaratan birim hakkında kamuoyuna açıklama yapılmasını
gerektirir.
Geri kazanılabilir tutar ve
nakit yaratan birimin defter değeri
74. Nakit yaratan bir birime ilişkin geri
kazanılabilir tutar, satış maliyetleri düşülmüş
gerçeğe uygun değeri ile kullanım değerinden yüksek
olanıdır. Nakit yaratan bir birimin geri kazanılabilir
tutarını belirlemek için; 19-57
nci Paragraflar arasında bulunan açıklamalarda
yer alan ‘varlık’ terimi ‘nakit yaratan birim’ olarak
dikkate alınır.
75. Nakit yaratan bir birimin defter değerinin
tespitinde esas alınan temel, geri kazanılabilir
değerinin tespitinde kullanılan temel ile tutarlı
olmalıdır.
76. Nakit yaratan bir birimin defter değeri:
(a) Sadece, nakit yaratan birimle
doğrudan ilişkilendirilebilen veya mantıklı ve tutarlı
bir şekilde söz konusu birime dağıtılabilen ve nakit
yaratan birimin kullanım değerinin tespitinde
kullanılan gelecekteki nakit girişlerini sağlayan
varlıkların defter değerlerini içerir; ve
(b) Nakit yaratan birimin geri
kazanılabilir tutarının ilgili borç dikkate alınmadan
belirlenemediği durumlar haricinde, muhasebeleştirilen
herhangi bir borcun defter değerini içermez.
Bu durum, nakit yaratan bir birimin satış
maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri ve kullanım
değerinin, nakit yaratan birime dahil olmayan
varlıklar ve muhasebeleştirilmiş borçlar hariç
tutularak belirlenmesinden kaynaklanır. (bakınız: 28
ve 43 üncü Paragraflar).
77. Varlıklar geri kazanılabilir değerin
belirlenmesi açısından gruplandıklarında, nakit girişi
yaratan veya geçmişte yaratmış tüm varlıkların nakit
yaratan birime dahil edilmeleri önem arz eder. Aksi
takdirde, bir değer düşüklüğü zararı oluşmuş olsa
dahi, nakit yaratan birim tamamen geri
kazanılabilirmiş gibi görünebilir. Bazı durumlarda,
varlıklar bir kısmı, tahmin edilen gelecekteki nakit
akışlarına katkıda bulunsalar bile, mantıklı ve
tutarlı bir esas çerçevesinde nakit yaratan birime
dağıtılamazlar. Bu durum, şerefiye veya genel müdürlük
varlıkları gibi şirket varlıkları için geçerli
olabilir. Paragraf 80-103 arasında yer alan hükümler,
nakit yaratan birimin değer düşüklüğünün test edilmesi
sırasında bu tür varlıkların nasıl değerlendirilmesi
gerektiğini açıklar.
78. Nakit yaratan bir birimin geri
kazanılabilir tutarını belirlemek için,
muhasebeleştirilmiş birtakım borçları dikkate almak
gerekebilir. Bu tür bir durum, nakit yaratan bir
birimin elden çıkarılmasının alıcının bir borcu
üstlenmesini gerektirdiği takdirde söz konusu
olabilir. Böyle bir durumda, nakit yaratan birimin
satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri (veya
sonunda elden çıkarılmasından beklenen nakit
akışları), nakit yaratan birimin varlık ve
borçlarının, elden çıkarma maliyetleri düşüldükten
sonra tahmin edilen birlikte satış fiyatıdır. Nakit
yaratan birimin defter değeri ile geri kazanılabilir
tutarı arasında anlamlı bir karşılaştırma yapmak için;
nakit yaratan birimin hem kullanım değerinin hem de
defter değerinin belirlenmesi esnasında ilgili borcun
defter değeri düşülür.
Örnek
Bir şirket, ülke mevzuatının, maden çalışmaları
tamamlandıktan sonra iş sahibinin alanı tekrar
doldurmasını gerektirdiği bir ülkede maden
işletmektedir. Restorasyon maliyeti, madencilik
faaliyetlerine başlamadan önce yüzeyden
kaldırılması gereken toprağın geri yerine
konulmasını da içerir. Yüzey toprağı kaldırılır
kaldırılmaz, yerine koyma maliyeti için karşılık
ayrılır. Anılan tutar madenin maliyetinin bir
parçası olarak muhasebeleştirilir ve madenin
yararlı ömrü boyunca amortismana tabi tutulur.
Restorasyon maliyetleri için ayrılan karşılığın
defter değeri 500 PB7
olup, söz konusu tutar restorasyon maliyetlerinin
bugünkü değerine eşittir.
İşletme değer düşüklüğü açısından söz konusu
madeni test eder. Madenin nakit yaratan birimi,
bir bütün olarak madenin kendisidir. İşletme,
madenin 800 PB civarında bir fiyattan satın
alınmasına yönelik çeşitli teklifler almıştır. Bu
fiyat, alıcının yüzey toprağının yerine
konulmasına ilişkin yükümlülüğü kabul ettiğini
gösterir. Madeni elden çıkarma maliyetleri
önemsizdir. Madenin kullanım değeri, restorasyon
giderleri hariç olmak üzere, yaklaşık 1.200
PB’dir. Madenin defter
değeri ise 1,000 PB’dir.
Nakit yaratan birimin satış maliyetleri düşülmüş
gerçeğe uygun değeri 800
PB’dir. Bu tutar, önceden karşılık ayrılmış
restorasyon maliyetlerini de dikkate alır. Sonuç
olarak, nakit yaratan birimin restorasyon
maliyetleri dikkate alındıktan sonraki kullanım
değerinin 700 PB (1.200 PB - 500 PB) olduğu tahmin
edilir. Nakit yaratan birimin defter değeri 500 PB
olup, madenin defter değerinden (1,000 PB)
restorasyon maliyetleri için yapılan karşılığın
defter değerinin (500 PB) düşülmesiyle bulunur. Bu
nedenle, nakit yaratan birimin geri kazanılabilir
tutarı defter değerini aşar.
79. Daha
pratik olmasından ötürü, nakit yaratan bir birimin
geri kazanılabilir tutarı, bazen, nakit yaratan
birimin parçası olmayan varlıklar (örneğin alacaklar
veya diğer finansal
varlıklar) veya muhasebeleştirilen borçlar (örneğin
borçlar, emekli aylıkları ve diğer karşılıklar)
dikkate alındıktan sonra belirlenir. Bu gibi
durumlarda, nakit yaratan birimin defter değeri bu
varlıkların defter değeri ile birlikte artar ve bu
borçların defter değeri ile birlikte azalır.
Şerefiye
Şerefiyenin nakit
yaratan birimlere dağıtımı
80. Değer düşüklüğü testi için, bir işletme
birleşmesinde elde edinilen şerefiye, birleşme
tarihinden itibaren, devrolanın
diğer varlıkları veya borçlarının söz konusu birimlere
veya birim gruplarına dağıtılmış olup olmadığına
bakılmaksızın, birleşmenin yarattığı sinerjiden
faydalanması beklenen devralanın her bir nakit yaratan
birimine veya birim grubuna dağıtılır. Şerefiyenin
dağıtıldığı her bir birim veya birim grubu aşağıdaki
özellikleri taşır:
(a) İşletme içi yönetsel
amaçlarla, şerefiyenin izlendiği işletmenin en alt
seviyesini gösterir; ve
(b) İşletmenin, "TMS 14 Bölümlere
Göre Raporlama" Standardına göre belirlenen temel veya
ikincil raporlama esasına dayanan bir bölümünden daha
büyük olmaz.
81. İşletme birleşmesinde elde edilen şerefiye,
bireysel olarak tespit edilmeleri ve ayrı olarak
muhasebeleştirilmeleri imkanı olmayan varlıklardan
beklenen gelecekteki ekonomik yararlar için devralan
tarafından yapılan ödemeyi ifade eder. Şerefiye, diğer
varlıklardan veya varlık gruplarından bağımsız olan
nakit akışları yaratmaz, ve genellikle birden fazla
nakit yaratan birimin nakit akışına katkıda bulunur.
Şerefiye bazen, zorunlu olarak bireysel nakit yaratan
birimlere değil, sadece nakit yaratan birimler grubuna
dağıtılabilir. Sonuç olarak, işletme içi yönetsel
amaçlarla şerefiyenin izlendiği işletmenin en alt
seviyesi, bazen, şerefiyenin ilgili olduğu ancak
dağıtılamadığı bir grup nakit yaratan biriminden
oluşur. Paragraf 83-99 arasında yer alan bölümde
şerefiyenin dağıtıldığı nakit yaratan bir birime
yapılan atıflar, aynı zamanda, şerefiyenin dağıtıldığı
nakit yaratan birimler grubuna da yapılmış olarak
dikkate alınır.
82. 80 inci Paragraftaki hükümlerin
uygulanması, şerefiyenin değer düşüklüğü açısından,
işletmenin faaliyetlerini yürütme şeklini yansıtan ve
şerefiyenin doğal olarak ilgili olduğu bir düzeyde
test edilmesiyle sonuçlanır. Bu nedenle, genellikle,
ilave raporlama sistemlerinin geliştirilmesi gerekli
olmaz.
83. Değer düşüklüğü testi için şerefiyenin
dağıtıldığı nakit yaratan birim, şerefiyenin, yabancı
para kâr ve zararlarının ölçülmesi çerçevesinde "TMS
21 Kur Değişiminin Etkileri" Standardına göre
dağıtıldığı seviyeyle uyuşmayabilir. Örneğin, bir
işletmenin TMS 21’e göre, yabancı para kâr ve
zararlarını ölçmek için şerefiyeyi nispeten daha alt
düzeylere dağıtmasının gerekmesi durumunda, şerefiye,
işletme içi yönetsel açıdan da aynı düzeyde
izlenmedikçe, değer düşüklüğü testinin de aynı düzeyde
yapılması gerekmez.
84. İşletme birleşmesinde, şerefiyenin ilk
dağıtımı işleminin, işletme birleşmesinin geçerlilik
kazandığı yıllık dönemin bitiminden önce
tamamlanamaması durumunda, söz konusu ilk dağıtım,
elde etme tarihinden sonra başlayan ilk yıllık dönemin
bitiminden önce tamamlanır.
85. "TFRS 3 İşletme Birleşmeleri" Standardına
göre, bir işletme birleşmesinin ilk
muhasebeleştirilmesi, birleşmenin geçerlilik kazandığı
dönemin sonunda sadece geçici olarak belirlenebilmekte
ise, devralan:
(a) Söz konusu birleşmeyi anılan
geçici değerleri kullanmak suretiyle muhasebeleştirir;
ve
(b) Edinme tarihinden itibaren 12
ay içerisinde ilk muhasebeleştirme işlemlerinin
tamamlamasının bir sonucu olarak, söz konusu geçici
değerlere ilişkin her türlü düzeltmeyi
muhasebeleştirir.
Bu gibi durumlarda, birleşmenin etkin
olduğu yıllık dönemin sonundan önce, elde edilen
şerefiyenin ilk dağıtımını tamamlamak da mümkün
olmayabilir. Bu durumda işletme, 133’üncü Paragrafta
yer alan bilgiyi kamuoyuna açıklar.
86. Şerefiyenin nakit yaratan bir birime
dağıtılması ve işletmenin söz konusu birimdeki bir
faaliyetini elden çıkarması durumunda, elden çıkarılan
faaliyetle ilgili şerefiye:
(a) Elden çıkarma kâr veya zararı
belirlenirken faaliyetin defter değerine dahil edilir;
ve
(b) İşletme, elden çıkarılan
faaliyetle ilgili şerefiyeyi daha iyi yansıtan başka
yöntemler bulunduğunu göstermedikçe, elden çıkarılan
faaliyet ile, nakit yaratan birimin geriye kalan
kısmının karşılıklı değerleri esas alınarak ölçülür.
Örnek
Bir işletme, şerefiyenin dağıtıldığı nakit yaratan
birimin parçası olan bir faaliyeti 100 PB fiyatına
satar. İhtiyari olarak yapılması durumu hariç,
birime dağıtılan şerefiye, bu birimden daha alt
seviyedeki bir varlık grubu dikkate alınmak
suretiyle belirlenememekte veya böyle bir grupla
ilişkilendirilememektedir. Geriye kalan nakit
yaratan birimin geri kazanılabilir tutarı 300
PB’dir.
Nakit yaratan birime
dağıtılmış şerefiye bu birimden daha alt bir
seviyede yer alan bir varlık grubuyla ihtiyari
olarak yapılması haricinde
ilişkilendirilemediğinden, elden çıkarılan
faaliyete ilişkin şerefiye, elden çıkarılan
faaliyet ile, birimin kalan kısmı dikkate alınmak
suretiyle ölçülür. Bu nedenle, nakit yaratan
birime dağıtılan şerefiyenin %25’i, satılan
faaliyetin defter değerine dahil edilir.
87. İşletmenin, raporlama yapısını, şerefiyenin
dağıtıldığı bir veya daha fazla nakit yaratan birimin
içeriğini değiştirecek şekilde yeniden yapılandırması
durumunda, ilgili şerefiye, yeniden yapılandırma
işleminden etkilenen birimlere tekrar dağıtılır.
Anılan tekrar dağıtım işlemi; işletme, yeniden
yapılandırılan birimlerle ilgili şerefiyeyi daha iyi
yansıtan başka yöntemler bulunduğunu göstermedikçe,
nakit yaratan birimdeki bir faaliyetin elden
çıkarılmasında kullanılan yaklaşıma benzer, göreceli
bir değer yaklaşımı kullanılmak suretiyle yapılır.
Örnek
Şerefiye, daha önce, nakit yaratan A birimine
dağıtılmış bulunmaktadır. A’
ya dağıtılan şerefiye,
A’dan daha alt bir seviyede yer alan bir
varlık grubuyla, ihtiyari durumlar dışında
ilişkilendirilememektedir. A birimi, diğer üç ayrı
nakit yaratan birime; B, C ve D’ ye bölünecek ve
bunlarla ilişkilendirilecektir.
A’ya
dağıtılan şerefiye, A’dan
daha alt bir seviyede bulunan bir varlık grubu ile
ihtiyari durumlar dışında
ilişkilendirilemediğinden, söz konusu şerefiye, A
biriminin B, C ve D ile ilişkilendirilmeden önceki
üç bölümüne ait göreceli değerler esas alınmak
suretiyle B, C ve D’ye
yeniden dağıtılır.
Şerefiyeye sahip nakit yaratan
birimlerin değer düşüklüğü açısından test edilmesi
88. 81 inci Paragrafta belirtildiği üzere,
şerefiye, nakit yaratan bir birimle ilişkili ancak
henüz söz konusu birime dağıtılmamış ise, ilgili
birimin değer düşüklüğüne uğramış olabileceğine
ilişkin her ne zaman bir belirti ortaya çıkarsa, söz
konusu birim, kendisinin şerefiye hariç defter değeri
geri kazanılabilir değeri ile karşılaştırılmak
suretiyle değer düşüklüğü açısından test edilir. Değer
düşüklüğü zararı 104 üncü Paragrafa göre
muhasebeleştirilir.
89. 88 inci Paragrafta yer alan nakit yaratan
birimin defter değerine, sınırsız yararlı ömre sahip
ya da henüz kullanımda
olmayan bir maddi olmayan duran varlık da dahil ise ve
söz konusu varlık değer düşüklüğü açısından, sadece,
nakit yaratan birimin bir parçası olarak test
edilebiliyorsa, 10 uncu Paragraf, birimin değer
düşüklüğü açısından yıllık olarak da test edilmesi
gerektiğini belirtir.
90. Şerefiyenin dağıtıldığı nakit yaratan bir
birimin, değer düşüklüğü açısından yıllık olarak test
edildiği ve ilgili birimin değer düşüklüğüne uğramış
olabileceğine ilişkin her ne zaman bir belirti ortaya
çıkarsa, şerefiye dahil defter değeri ilgili birimin
geri kazanılabilir tutarı ile karşılaştırılmak
suretiyle değer düşüklüğü açısından test edilir.
Birimin geri kazanılabilir tutarının defter değerini
aşması durumunda, anılan birim ve bu birime dağıtılan
şerefiye değer düşüklüğüne uğramamış kabul edilir.
Birimin defter değerinin geri kazanılabilir tutarını
aşması durumunda, işletme, 104 üncü Paragraf uyarınca
değer düşüklüğü zararını muhasebeleştirir.
Azınlık payı
91. TFRS 3’e göre, bir işletme birleşmesinde
muhasebeleştirilen şerefiye, işletme birleşmesi
neticesinde ana ortaklık tarafından kontrol edilen
şerefiye tutarından ziyade ana ortaklığın payı
çerçevesinde elde ettiği şerefiyeyi gösterir. Bu
nedenle, azınlık payına ait şerefiye ana ortaklığın
konsolide finansal
tablolarında muhasebeleştirilmez. Dolayısıyla,
şerefiyenin dağıtıldığı nakit yaratan birimde bir
azınlık payının bulunması durumunda, söz konusu
birimin defter değeri aşağıdakilerden oluşur:
(a) Anılan birimin belirlenebilir
net varlıklarındaki ana ortaklığın ve de azınlığın
payı; ile
(b) Ana ortaklığın şerefiyedeki
payı.
Ancak, nakit yaratan birimin bu Standarda
göre tespit edilen geri kazanılabilir tutarının bir
kısmı, şerefiyedeki azınlık payına aittir.
92. Sonuçta, tamamen sahip olunmayan şerefiyeli
bir nakit yaratan birimin değer düşüklüğü açısından
test edilmesi açısından, birimin defter değeri, geri
kazanılabilir tutarı ile karşılaştırılmadan önce
nazari olarak düzeltilir. Bu durum, birime dağıtılmış
şerefiyeye ilişkin defter değerinin, azınlık payına
ait şerefiyeyi anılan defter değerine dahil etmek
suretiyle brütleştirilmesi sonucunda sağlanır. Bu
şekilde düzeltilmiş defter değeri, daha sonra, nakit
yaratan birimin değer düşüklüğüne uğramış olup
olmadığını belirlemek için ilgili birimin geri
kazanılabilir tutarı ile karşılaştırılır. Birimin
değer düşüklüğüne uğramış olması durumunda, işletme,
oluşan değer düşüklüğü zararını, ilk olarak, birime
dağıtılan şerefiyenin defter değerini azaltmak
amacıyla 104 üncü Paragrafa göre dağıtır.
93. Ancak şerefiye, sadece ana ortaklığın
payına göre muhasebeleştirildiğinden, değer düşüklüğü
zararı; ana ortaklığa ait olan ve azınlık payına ait
olan şeklinde paylaştırılır ve sadece ana ortaklığa
ait olan değer düşüklüğü, şerefiye değer düşüklüğü
zararı olarak muhasebeleştirilir.
94. Şerefiyeye ilişkin toplam değer düşüklüğü
zararının, nakit yaratan birimin nazari olarak
düzeltilmiş defter değerinin geri kazanılabilir
tutarını aşan kısmından daha az olması durumunda, 104
üncü Paragraf, aşan kısmın kalanının, birimi oluşturan
her bir varlığın defter değeri oranında birimin diğer
varlıklarına dağıtılmasını gerektirir.
95. Açıklayıcı Örnek 78, tamamen sahip
olunmayan şerefiyeli bir nakit yaratan birimin değer
düşüklüğü testini gösterir.
Değer düşüklüğü testinin
zamanlaması
96. Şerefiyenin dağıtıldığı nakit yaratan bir
birimin yıllık değer düşüklüğü testi, her yıl aynı
zamanda olmak koşuluyla, bir yıllık dönemin herhangi
bir zamanında yapılabilir. Farklı nakit yaratan
birimler, farklı zamanlarda değer düşüklüğü testine
tabi tutulabilir. Ancak, şerefiyenin bir kısmının veya
tamamının, cari yıllık dönemde gerçekleşen bir işletme
birleşmesinde elde edilen nakit yaratan bir birime
dağıtılmış olması durumunda, söz konusu birim cari
yıllık dönemin bitiminden önce değer düşüklüğü testine
tabi tutulur.
97. Şerefiyenin dağıtıldığı nakit yaratan
birimi oluşturan varlıkların değer düşüklüğü
açısından, şerefiyeyi ihtiva eden birimle aynı zamanda
test edilmeleri durumunda, şerefiyeyi ihtiva eden
birimden önce teste tabi tutulurlar. Benzer şekilde,
şerefiyenin dağıtıldığı nakit yaratan birimler grubunu
oluşturan birimlerin, değer düşüklüğü açısından
şerefiyeyi ihtiva eden birim grubu ile aynı zamanda
test edilmeleri durumunda, nakit yaratan birimler
şerefiyeyi ihtiva eden birim grubundan önce teste tabi
tutulurlar.
98. Şerefiyenin dağıtıldığı bir nakit yaratan
birimin değer düşüklüğü testinin yapılması sırasında,
şerefiyeyi ihtiva eden birimdeki bir varlığın değer
düşüklüğüne uğramış olabileceğine ilişkin bir belirti
ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda, işletme,
şerefiyeyi ihtiva eden nakit yaratan birimden önce
ilgili varlığı değer düşüklüğü açısından test eder ve
varsa, önce söz konusu varlığın değer düşüklüğü
zararını muhasebeleştirir. Benzer şekilde, şerefiyeyi
ihtiva eden bir birim grubuna dahil bulunan nakit
yaratan bir birimin değer düşüklüğüne uğramış
olabileceğine ilişkin bir belirti ortaya çıkmış
olabilir. Bu gibi durumlarda, işletme, şerefiyeyi
ihtiva eden birim grubundan önce ilgili nakit yaratan
birimi değer düşüklüğü açısından test eder ve varsa,
önce söz konusu birimin değer düşüklüğü zararını
muhasebeleştirir.
99. Aşağıdaki koşulların mevcut olması
durumunda, şerefiyenin dağıtıldığı nakit yaratan
birimin geri kazanılabilir tutarı için daha önceki bir
dönemde yapılan en son hesaplama, cari dönemde bu
birimin değer düşüklüğü testi için kullanılabilir:
(a) Gerçekleştirilen en son geri
kazanılabilir tutar hesaplamasından bu yana, birimi
oluşturan varlık ve borçlar önemli ölçüde değişikliğe
uğramamıştır;
(b) Gerçekleştirilen en son geri
kazanılabilir tutar hesaplaması, birimin defter
değerini önemli ölçüde aşan bir tutarla
sonuçlanmıştır; ve
(c) Gerçekleştirilen en son geri
kazanılabilir tutar hesaplamasından sonra gerçekleşen
olayların ve değişen durumların değerlendirilmesi
çerçevesinde; yeni bir geri kazanılabilir tutar
belirlemesi yapıldığı takdirde, sonucun, birimin cari
defter değerinden daha düşük çıkması ihtimali
düşüktür.
Şirket varlıkları
100. Şirket varlıkları, genel müdürlük veya
işletmenin bir bölümünün binası, bilgi sistemleri
donanımı veya bir araştırma merkezi gibi grup
ya da bölüm varlıklarını
içerir. Bir varlığın belirli bir nakit yaratan birim
açısından, şirket varlığı tanımına girip girmediğini
işletmenin yapısı belirler. Şirket varlıklarının ayırt
edici özellikleri; diğer varlıklardan veya varlık
gruplarından bağımsız nakit girişleri yaratmamaları
ve, defter değerlerinin bahse konu nakit yaratan
birimle tamamen ilişkilendirilememesidir.
101. Şirket varlıkları ayrı nakit girişleri
yaratmadıklarından, tek bir şirket varlığının geri
kazanılabilir tutarı, yönetim, ilgili varlığı elden
çıkarmaya karar vermediği sürece belirlenemez.
Sonuçta, bir şirket varlığının değer düşüklüğüne
uğramış olabileceğine dair ortada bir belirti
bulunması durumunda, geri kazanılabilir tutar şirket
varlığının ait olduğu nakit yaratan birim veya nakit
yaratan birimler grubu açısından belirlenir ve söz
konusu birim veya birimler grubunun defter değeri ile
karşılaştırılır. Her türlü değer düşüklüğü zararı, 104
üncü Paragrafa göre muhasebeleştirilir.
102. Nakit yaratan bir birimin değer düşüklüğü
testinde, bir işletme, bahse konu nakit yaratan
birimle ilgili tüm şirket varlıklarını belirler.
Şirket varlığının defter değerinin bir kısmının:
(a) Mantıklı ve tutarlı bir
temelde söz konusu birime dağıtılabilmesi durumunda,
işletme, bu birime dağıtılan şirket varlığının defter
değerinin ilgili kısmı da dahil olmak üzere, birimin
defter değerini geri kazanılabilir tutarı ile
karşılaştırır. Her türlü değer düşüklüğü zararını 104
üncü Paragrafa göre muhasebeleştirilir.
(b) Mantıklı ve tutarlı bir
temelde söz konusu birime dağıtılamaması durumunda
işletme:
(i) Şirket varlığı hariç
birimin defter değerini geri kazanılabilir tutarı ile
karşılaştırır ve her türlü değer düşüklüğü zararını
104 üncü Paragrafa göre muhasebeleştirilir;
(ii)
Bahse konu nakit yaratan birimi içeren ve şirket
varlığının defter değerinin ilgili kısmının mantıklı
ve tutarlı bir temelde dağıtılabileceği en küçük nakit
yaratan birimler grubunu tespit eder; ve
(iii)
Söz konusu nakit yaratan birimler grubunun, bu birim
grubuna dağıtılan şirket varlığının defter değerinin
ilgili kısmı dahil defter değerini, anılan birim
grubunun geri kazanılabilir tutarı ile karşılaştırır.
Her türlü değer düşüklüğü zararını 104 üncü Paragrafa
göre muhasebeleştirilir.
103. Açıklayıcı Örnek 89, söz konusu hükümlerin
şirket varlıklarına nasıl uygulanacağını gösterir.
Nakit yaratan bir birime ilişkin
değer düşüklüğü zararı
104. Nakit yaratan bir birime (şerefiyeye veya
bir şirket varlığının dağıtılabileceği en küçük nakit
yaratan birimler grubuna) ilişkin değer düşüklüğü
zararı, ancak ve ancak, ilgili birimin (birim
grubunun) geri kazanılabilir tutarının (birim
grubunun) defter değerinden daha düşük olması
durumunda muhasebeleştirilir. Değer düşüklüğü zararı,
ilgili birimin (birim grubunun) varlıklarının defter
değerini azaltmak için aşağıdaki sıraya göre
dağıtılır:
(a) Öncelikle, nakit yaratan
birime (birim grubuna) dağıtılmış olan şerefiyenin
defter değerini azaltacak şekilde; ve
(b) Sonrasında, ilgili birimin
(birim grubunun) diğer varlıklarına birimdeki (birim
grubundaki) her bir varlığın defter değeri oranında.
Defter değerlerinde meydana gelen söz
konusu azalışlar, ilgili varlıklarda değer düşüklüğü
zararı olarak dikkate alınır ve 60
ıncı Paragrafa göre
muhasebeleştirilir.
105. Değer düşüklüğü zararının 104 üncü Paragrafa
göre dağıtılması sırasında, işletme, bir varlığın
defter değerini aşağıdakilerden en yüksek olanının
altına düşürmez:
(a) Satış maliyetleri düşülmüş
gerçeğe uygun değeri (eğer belirlenebiliyorsa);
(b) Kullanım değeri (eğer
belirlenebiliyorsa); ve
(c) Sıfır.
Aksi takdirde varlığa dağıtılacak değer
düşüklüğü zararı, birimin (birim grubunun) diğer
varlıklarına oransal olarak dağıtılır.
106. Nakit yaratan bir birimin her bir varlığının
geri kazanılabilir tutarını tahmin etmenin mümkün
olmaması durumunda, bu Standart, değer düşüklüğü
zararının, nakit yaratan bir birimin tüm varlıklarının
beraberce çalıştığından hareketle, şerefiye hariç,
ilgili birimin varlıkları arasında ihtiyari olarak
dağıtılmasını öngörür.
107. Bir varlığın geri kazanılabilir tutarının
belirlenememesi durumunda (bakınız: 67
nci Paragraf):
(a) Varlığın defter değerinin,
satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri ile
104 ve 105 inci Paragraflarda belirtilen dağıtım
şeklinin sonuçlarının büyük olanından daha fazla
olması durumunda varlığa ilişkin değer düşüklüğü
zararı muhasebeleştirilir; ve
(b) İlgili nakit yaratan birimin
değer düşüklüğüne uğramamış olması durumunda, varlık
için değer düşüklüğü zararı muhasebeleştirilmez.
Varlığın satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun
değeri defter değerinden düşük olsa dahi bu durum
geçerlidir.
Örnek
Bir makine fiziksel hasara uğramış; ancak hasara
uğramadan önceki kadar iyi olmasa da, halen
çalışmaktadır. Söz konusu makinenin satış
maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri defter
değerinden daha düşüktür. Anılan makine, bağımsız
nakit girişleri yaratmamaktadır. Makinenin ait
olduğu üretim hattı, diğer varlıklara ilişkin
nakit girişlerinden büyük ölçüde bağımsız nakit
girişleri yaratabilen ve söz konusu makineyi
içeren en küçük saptanabilir varlıklar grubudur.
Üretim hattının geri kazanılabilir tutarı, üretim
hattı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, değer
düşüklüğüne uğramamıştır.
1 inci Varsayım: Yönetim tarafından onaylanan
bütçeler/tahminler, yönetimin makinenin
yenilenmesi yönünde bir taahhüdünü
yansıtmamaktadır.
Makinenin tek başına geri kazanılabilir tutarı
tahmin edilememektedir; çünkü makinenin kullanım
değeri:
(a)
Satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun
değerinden farklı olabilir; ve
(b)
Sadece makinenin ait olduğu nakit yaratan
birim (üretim hattı) için belirlenebilir.
Üretim hattı değer düşüklüğüne uğramamıştır. Bu
nedenle, anılan makine için değer düşüklüğü zararı
muhasebeleştirilmez. Bununla birlikte, işletme,
makine için uygulanan amortisman dönemini veya
amortisman yöntemini tekrar gözden geçirme
ihtiyacı duyabilir. Belki, söz konusu makinenin
geriye kaldığı tahmin edilen yararlı ömrünü veya
işletme tarafından ekonomik yararın kullanılacağı
tahmin edilen şekli yansıtmak amacıyla, daha kısa
bir amortisman dönemi veya daha hızlı bir
amortisman yönteminin uygulanması gerekebilir.
2 nci Varsayım:
Yönetim tarafından onaylanan bütçeler/tahminler,
yönetimin, makinenin yenilenmesi ve yakın bir
gelecekte satılması yönünde bir taahhüdünü
yansıtmaktadır. Elden çıkarma tarihine kadar
makinenin sürekli kullanımından elde edileceği
beklenen nakit akışların önemsenmeyen düzeyde
olacağı tahmin edilmektedir.
İlgili makinenin kullanım değerinin, satış
maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değerine yakın
olabileceği tahmin edilmektedir. Bu nedenle, söz
konusu makinenin geri kazanılabilir tutarı
belirlenebilir ve ait olduğu nakit yaratan birim
(yani üretim hattı) dikkate alınmaz. Makinenin
satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri
defter değerinden düşük olduğundan, anılan makine
için değer düşüklüğü zararı muhasebeleştirilir.
108. 104 ve 105 inci Paragraflarda yer alan
hükümlerin uygulanmasının ardından, ancak ve ancak
başka bir Standart tarafından gerekli kılınmış olması
durumunda, nakit yaratan bir birime ilişkin değer
düşüklüğü zararının geriye kalan her türlü kısmı için
bir borç muhasebeleştirilir.
Değer düşüklüğü zararının iptal
edilmesi
109. Paragraf 110-116, bir varlık veya nakit
yaratan birim için önceki dönemlerde
muhasebeleştirilen değer düşüklüğü zararının iptal
edilmesine ilişkin hükümleri içerir. Bu hükümler,
"varlık" terimini; hem tek bir varlık, hem de nakit
yaratan birim için kullanır. Tek bir varlık için,
Paragraf 117-121; nakit yaratan bir birim için, 122 ve
123 üncü Paragraflarda; şerefiye için ise 124 ve 125
inci Paragraflarda bazı ek hükümler yer almaktadır.
110. Bir işletme, şerefiyeden başka bir varlık
için önceki dönemlerde ayrılmış değer düşüklüğü
zararının bundan böyle mevcut olmayacağı veya azalmış
olabileceği yönünde bir belirti olup olmadığını her
raporlama tarihinde değerlendirir. Böyle bir
belirtinin olması durumunda, işletme, ilgili varlığın
geri kazanılabilir tutarını tahmin eder.
111. Şerefiyeden başka bir varlığa ilişkin olarak
önceki dönemlerde muhasebeleştirilmiş değer düşüklüğü
zararının bundan böyle mevcut olmayacağı veya azalmış
olabileceği yönünde bir belirti olup olmadığını
değerlendirirken, işletme, en azından aşağıdaki
belirtileri dikkate alır:
İşletme dışı bilgi kaynakları
(a) Varlığın piyasa fiyatı dönem
içinde önemli ölçüde artmıştır.
(b) Dönem içerisinde, işletmenin
faaliyette bulunduğu teknolojik, ekonomik veya hukuki
çevre ile pazarda veya varlığın tahsis edildiği
piyasada işletme üzerinde olumlu etkisi olan önemli
değişiklikler gerçekleşmiş veya bu değişikliklerin
yakın gelecekte gerçekleşmesi beklenmektedir.
(c) Dönem içerisinde, faiz
oranları veya diğer yatırım kârlılığı ile ilgili
piyasa oranları azalmış olup, söz konusu azalışların,
varlığın kullanım değerinin hesaplanmasında kullanılan
iskonto oranını önemli
ölçüde etkilemesi ve varlığın geri kazanılabilir
tutarının büyük ölçüde arttırması muhtemeldir.
İşletme içi bilgi kaynakları
(d) İşletmede, varlığın mevcut
veya gelecekteki kullanım yönetimini etkileyecek,
önemli olumlu değişiklikler meydana gelmiş veya
bunların yakın gelecekte meydana gelmesi
beklenmektedir. Bu değişiklikler, dönem içerisinde
varlığın performansını artırmak veya iyileştirmek
amacıyla katlanılan maliyetler veya varlığın ait
olduğu faaliyetin yeniden yapılandırılmasını içerir.
(e) İşletme içi raporlamada,
varlığın ekonomik performansının beklenenden daha iyi
olduğu veya olacağına ilişkin kanıt bulunmaktadır.
112. 111 inci Paragraftaki değer düşüklüğü
zararındaki potansiyel azalma belirtileri, temel
olarak, 12 nci
Paragraftaki potansiyel değer düşüklüğü zararı
belirtilerinin göstergesidir.
113. Şerefiye haricinde, bir varlık için
muhasebeleştirilmiş değer düşüklüğü zararının daha
fazla mevcut olmayabileceğinin veya azalmış
olabileceğinin bir belirtisinin bulunması durumunda,
varlık için hiçbir değer düşüklüğü zararı iptal
edilmese dahi, geriye kalan yararlı ömrünün,
amortisman (itfa) yönteminin veya kalıntı değerinin
ilgili varlığın tabi olduğu Standarda göre gözden
geçirilmesi ve düzeltilmesi gerektiğini gösterebilir.
114. Şerefiye haricinde, bir varlık için önceki
dönemlerde muhasebeleştirilen bir değer düşüklüğü
zararı, sadece ve sadece, anılan varlığın geri
kazanılabilir tutarının belirlenmesinde kullanılan
tahminlerde, son değer düşüklüğü zararının
muhasebeleştirilmesinden bu yana herhangi bir
değişiklik meydana gelmiş olması durumunda iptal
edilir. Durum bu şekilde ise, varlığın defter değeri
117 nci Paragrafta
tanımlanan durum haricinde geri kazanılabilir tutarına
artırılır. Söz konusu artış, bir değer düşüklüğü
zararının iptal edilmesi işlemidir.
115. Değer düşüklüğü zararının iptali işlemi,
işletmenin ilgili varlık için en son değer düşüklüğü
zararı muhasebeleştirmiş olduğu tarihten bu yana,
varlığın kullanımı ya da
satışından elde edilmesi beklenen hizmet
potansiyelindeki artışı yansıtır. 130 uncu Paragraf,
işletmenin tahmin edilen hizmet potansiyelinde artışa
sebep olan tahminlerdeki değişikliği belirlemesini
gerektirir. Tahminlerdeki değişikliklere aşağıdakiler
örnek olarak gösterilebilir:
(a) Geri kazanılabilir tutarın
dayandığı temelde bir değişiklik olması (yani; geri
kazanılabilir tutarın, satış maliyetleri düşülmüş
gerçeğe uygun değeri mi yoksa kullanım değerini mi
esas aldığı);
(b) Geri kazanılabilir tutarın
kullanım değerini esas almış olması durumunda, tahmin
edilen gelecekteki nakit akışlarının tutarı veya
zamanlamasındaki veya iskonto
oranında meydana gelen bir değişim;
ya da
(c) Geri kazanılabilir tutarın
satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri esas
almış olması durumunda, satış maliyetleri düşülmüş
gerçeğe uygun değerin bileşenleri ile ilgili tahminde
meydana gelen bir değişim.
116. Basit bir şekilde, gelecekteki nakit
girişlerinin bugünkü değeri bunların elde edilme
zamanları yakınlaştıkça artacağından, bir varlığın
kullanım değeri varlığın defter değerinden daha büyük
olabilir. Ancak, varlığın hizmet potansiyeli
artmamıştır. Bu nedenle, varlığın geri kazanılabilir
tutarı defter değerini aşan bir konuma gelse dahi,
değer düşüklüğü zararı, sadece zamanın ilerlemesi (iskontonun
değişmesi) sebebiyle iptal edilmez.
Tek bir varlığa ilişkin değer
düşüklüğü zararının iptali
117. Şerefiye haricindeki bir varlığa ilişkin
değer düşüklüğü zararının iptali nedeniyle artan
defter değeri, önceki dönemlerde söz konusu varlık
için değer düşüklüğü zararı muhasebeleştirilmemiş
olsaydı ulaşacağı (amortisman veya itfa payı dikkate
alınmaksızın) defter değerini aşmaz.
118. Şerefiye haricindeki bir varlığın defter
değerinde, önceki dönemlerde ilgili varlık için değer
düşüklüğü muhasebeleştirilmemiş olsaydı ulaşacağı
(amortisman veya itfa payı dikkate alınmaksızın)
defter değerinin üzerindeki bir artış, yeniden
değerlemedir. Böyle bir yeniden değerlemenin
muhasebeleştirilmesinde, işletme varlığın tabi olduğu
Standardı uygular.
119. Varlık, diğer bir Standarda (örneğin "TMS 16
Maddi Duran Varlıklar" Standardında yer alan yeniden
değerleme yöntemine) göre yeniden değerlenmiş bir
tutardan izlenmediği sürece, şerefiye haricindeki bir
varlığın değer düşüklüğü zararının iptali hemen kâr
veya zararda muhasebeleştirilir. Yeniden değerlenmiş
bir varlığın değer düşüklüğü zararının iptali, ilgili
diğer Standarda göre yeniden değerleme artışı olarak
dikkate alınır.
120. Yeniden değerlenmiş bir varlığın değer
düşüklüğü zararının iptali, doğrudan, yeniden
değerleme fazlası adı altında
özkaynağa alacak kaydedilir. Ancak, iptal
edilen değer düşüklüğü zararının, yine aynı yeniden
değerlenmiş varlık ile ilgili olarak daha önce kâr
veya zararda muhasebeleştirilen değer düşüklüğü
zararına isabet eden bölümü, kâr veya zararda
muhasebeleştirilir.
121. Bir değer düşüklüğü zararının iptal
edilmesinden sonra, varlığın amortisman gideri (itfa
payı), düzeltilmiş değeri ile kalıntı değeri (eğer
varsa) düşülmüş defter değerinin gelecek dönemlerde
kalan yararlı ömrüne sistematik bir çerçevede
dağıtılmasını sağlayacak şekilde düzeltilir.
Nakit yaratan bir birime ilişkin
değer düşüklüğü zararının iptali
122. Şerefiye hariç, nakit yaratan bir birime
ilişkin olarak muhasebeleştirilen değer düşüklüğü
zararının iptali; ilgili birimin varlıklarına, bu
varlıkların defter değerlerine göre oransal olarak
dağıtılır. Defter değerlerinde meydana gelen söz
konusu artışlar, her bir varlık için değer düşüklüğü
zararının iptali olarak dikkate alınır ve 119 uncu
Paragrafa göre muhasebeleştirilir.
123. Nakit yaratan bir birime ilişkin iptal
edilen değer düşüklüğü zararının 122
nci Paragrafa göre
dağıtılmasında, bir varlığın defter değeri
aşağıdakilerden düşük olanın üzerine çıkarılamaz:
(a) Geri kazanılabilir tutarının
(eğer belirlenebiliyorsa); ve
(b) Önceki dönemlerde varlık için
değer düşüklüğü zararı ayrılmamış olsaydı ulaşacağı
(amortisman veya itfa payları dikkate alınmaksızın)
defter değeri.
Aksi takdirde varlığa dağıtılacak değer
düşüklüğü zararı, birimin (birim grubunun) diğer
varlıklarına oransal olarak dağıtılır.
Şerefiyeye ilişkin değer
düşüklüğü zararının iptali
124. Şerefiyeye ilişkin olarak muhasebeleştirilen
değer düşüklüğü zararı daha sonraki bir dönemde iptal
edilmez.
125. "TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar"
Standardı, işletme içi yaratılan şerefiyenin
muhasebeleştirilmesine izin vermez. Değer düşüklüğü
zararı muhasebeleştirilmiş olan şerefiyenin geri
kazanılabilir tutarında daha sonraki dönemlerde
meydana gelen bir artışın, elde edilen şerefiyenin
değer düşüklüğü zararının iptal edilmesinden ziyade,
işletme içi yaratılan şerefiyedeki artıştan
kaynaklanması muhtemeldir.
Açıklama
126. Bir işletme, her bir varlık sınıfı için
aşağıdakileri kamuoyuna açıklar:
(a) Dönem içinde kâr veya zararda
muhasebeleştirilen değer düşüklüğü zararlarının tutarı
ile söz konusu değer düşüklüğü zararlarının dahil
edildiği ilgili gelir tablosu kalemi (kalemleri).
(b) Dönem içinde kâr veya zararda
muhasebeleştirilen iptal edilen değer düşüklüğü
zararlarının tutarı ile söz konusu değer düşüklüğü
zararlarının iptal edildiği ilgili gelir tablosu
kalemi (kalemleri).
(c) Dönem içinde doğrudan
özkaynaklarda
muhasebeleştirilen yeniden değerlenmiş varlıklar ile
ilgili değer düşüklüğü zararlarının tutarı.
(d) Dönem içinde doğrudan
özkaynaklarda
muhasebeleştirilen yeniden değerlenmiş varlıklar ile
ilgili değer düşüklüğü zarar iptallerinin tutarı.
127. Bir varlık sınıfı, bir işletmenin
faaliyetlerinde benzeri nitelik ve kullanım alanına
sahip varlık grubudur.
128. 126 ncı
Paragrafta açıklanması istenen bilgi, ilgili varlık
sınıfına ilişkin olarak kamuoyuna açıklanan diğer
bilgilerle beraber sunulabilir. Örneğin; söz konusu
bilgi, "TMS 16 Maddi Duran Varlıklar" Standardı
uyarınca yapılması gereken, maddi duran varlıkların
defter değerlerinin dönem başı ile dönem sonu
arasındaki mutabakatlarının sağlanması işlemlerine
dahil edilebilir.
129. "TMS 14 Bölümlere Göre Raporlama"
Standardına göre faaliyet alanı bilgisi raporlayan bir
işletme, temel raporlama esasına göre her bir
raporlanabilir faaliyet alanı için aşağıdakileri
kamuoyuna açıklar:
(a) Dönem içinde kâr veya zararda
ve doğrudan özkaynakta
muhasebeleştirilen değer düşüklüğü zararlarının
tutarı.
(b) Dönem içinde kâr veya zararda
ve doğrudan özkaynakta
muhasebeleştirilen değer düşüklüğü zarar iptallerinin
tutarı.
130. Bir işletme, şerefiye dahil olmak üzere, bir
varlık veya nakit yaratan birim için dönem içinde
muhasebeleştirilen veya iptal edilen önemli düzeydeki
her değer düşüklüğü zararına ilişkin olarak aşağıdaki
açıklamaları yapar:
(a) Değer düşüklüğü zararının
muhasebeleştirilmesini veya iptalini gerektiren olay
ve durumlar.
(b) Muhasebeleştirilen veya iptal
edilen değer düşüklüğü zararı tutarı.
(c) Bir varlık için:
(i) İlgili varlığın
niteliği; ve
(ii)
İşletmenin faaliyet alanı bilgisini TMS 14’e göre
raporlaması durumunda, işletmenin temel raporlama
esasına göre ilgili varlığın ait olduğu raporlanabilir
faaliyet alanı.
(d) Nakit yaratan bir birim için:
(i) Nakit yaratan birimin
tanımı (üretim hattı, fabrika, faaliyet kolu, coğrafi
alan veya TMS 14’de tanımlanan raporlanabilir bir
faaliyet alanı mı olduğu);
(ii)
Varlık sınıfı itibariyle ve, işletmenin faaliyet alanı
bilgisini TMS 14’e göre raporlaması durumunda
işletmenin temel raporlama formatına göre
raporlanabilir faaliyet alanı itibariyle,
muhasebeleştirilen veya iptal edilen değer düşüklüğü
zararı tutarı; ve
(iii)
Nakit yaratan birimin, (eğer varsa) geri kazanılabilir
tutarını belirleyen varlıkların toplamının, ilgili
nakit yaratan birimin geri kazanılabilir değerine
ilişkin yapılmış bir önceki tahminden sonra değişmiş
olması durumunda; varlıkların toplanmasında kullanılan
önceki ve şimdiki yöntemin tanımı ve ilgili nakit
yaratan birimi belirleme yönteminin değişme nedenleri.
(e) Varlığın (nakit yaratan
birimin) geri kazanılabilir tutarının satış
maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri mi yoksa
kullanım değeri mi olduğu.
(f) Geri kazanılabilir tutarın
satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değer olması
durumunda, satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun
değerin belirlenmesinde esas alınan temel (gerçeğe
uygun değerin aktif bir piyasaya yapılan referansla
belirlenip belirlenmediği gibi).
(g) Geri kazanılabilir tutarın
kullanım değeri olması durumunda, kullanım değerine
yönelik şimdiki ve önceki (eğer varsa) tahminlerde
kullanılan iskonto oranı
(oranları).
131. İşletme, dönem içindeki muhasebeleştirilen
değer düşüklüğü zararları ile değer düşüklüğü
iptallerinin toplamlarına ilişkin olarak, kendileri
için 130 uncu Paragraf çerçevesinde açıklama
yapılmamış aşağıdaki bilgileri kamuoyuna açıklar:
(a) Değer düşüklüğü zararlarından
ve iptallerinden etkilenen temel varlık sınıfları.
(b) Söz konusu değer düşüklüğü
zararlarının muhasebeleştirilmesine ve bunların
iptallerine neden olan başlıca olay ve durumlar.
132. İşletme, dönem içinde varlıkların (nakit
yaratan birimlerin) geri kazanılabilir tutarlarının
tespitinde kullanılan varsayımları kamuoyuna
açıklaması konusunda teşvik edilir. Ancak, 134 üncü
Paragraf, şerefiye veya sınırsız yararlı ömre sahip
maddi olmayan bir duran varlığın herhangi bir nakit
yaratan birimin defter değerine dahil edilmesi
durumunda, söz konusu nakit yaratan biriminin geri
kazanılabilir tutarını ölçmek için kullanılan
tahminlere ilişkin olarak kamuoyuna açıklama
yapılmasını gerektirir.
133. 84 üncü Paragrafa göre, dönem içindeki bir
işletme birleşmesinde edinilen şerefiyenin bir
kısmının raporlama tarihi itibarıyla nakit yaratan bir
birime (veya birimler grubuna) dağıtılmamış olması
durumunda, dağıtılmayan şerefiye tutarı dağıtılmama
gerekçesiyle birlikte kamuoyuna açıklanır.
Şerefiye veya sınırsız yararlı
ömre sahip maddi olmayan duran varlıklar içeren nakit
yaratan birimlerin geri kazanılabilir tutarlarının
ölçülmesinde kullanılan tahminler
134. Şerefiye veya sınırsız yararlı ömre sahip
maddi olmayan duran varlıklarının defter değerlerinin
toplamıyla karşılaştırıldığında, kendisine düşen
şerefiye veya sınırsız yararlı ömre sahip maddi
olmayan duran varlığın defter değerinin önemli
seviyede olduğu her bir nakit yaratan birim (birimler
grubu) için işletme (a)’dan (f)’ye kadar olan bölümde
yer alan bilgileri kamuoyuna açıklar:
(a) Birime (birimler grubuna)
dağıtılan şerefiyenin defter değeri.
(b) Birime (birimler grubuna)
dağıtılan sınırsız yararlı ömre sahip maddi olmayan
duran varlıkların defter değeri.
(c) Birimin (birimler grubunun)
geri kazanılabilir tutarının esas aldığı temel (yani
kullanım değer veya satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe
uygun değer).
(d) Birimin (birimler grubunun)
geri kazanılabilir tutarının, kullanım değerini esas
alması durumunda:
(i) Yönetimin, en son
bütçelerin/tahminlerin kapsadığı dönem için yapılan
nakit akış projeksiyonları için esas aldığı her bir
kilit varsayımın tanımı. Kilit varsayımlar, birimin
(birimler grubunun) geri kazanılabilir tutarının en
çok duyarlı olduğu varsayımlardır.
(ii)
Yönetimin, her bir kilit varsayımla ilişkilendirilen
değeri (değerleri) belirlemedeki yaklaşımı; bu değerin
(değerlerin) geçmiş deneyimleri yansıtıp yansıtmadığı
veya, uygun olması durumunda, işletme dışı bilgi
kaynakları ile tutarlı olup olmadığı, ve aksi halde,
neden geçmiş deneyimlerden veya işletme dışı bilgi
kaynaklarından farklı olduğu.
(iii)
Yönetimin kendi onayladığı
finansal bütçeler/tahminler çerçevesinde nakit
akışlarını planladığı dönem ve nakit yaratan bir birim
(birimler grubu) için 5 yıldan daha uzun bir dönemin
kullanıldığı durumda, söz konusu uzunca dönemin
kullanılmasını haklı çıkaran bir açıklama.
(iv) Nakit akış
projeksiyonlarını en son bütçelerin/tahminlerin
kapsadığı dönemin ötesine taşımak için kullanılan
büyüme oranı, ve işletmenin faaliyette bulunduğu ürün
kolunun, endüstrilerin, ülke veya ülkelerin veya
birimin (birimler grubunun) hizmet verdiği piyasanın
uzun vadeli ortalama büyüme oranını aşan büyüme oranı
kullanılmasının gerekçesi.
(v) Nakit akış
projeksiyonlarına uygulanan
iskonto oranı (oranları).
(e) Birimin (birimler grubunun)
geri kazanılabilir tutarının satış maliyetleri
düşülmüş gerçeğe uygun değeri esas alması durumunda,
satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri
belirlemek için kullanılan yöntem. Satış maliyetleri
düşülmüş gerçeğe uygun değerin, birime (birimler
grubuna) ilişkin olarak gözlemlenebilen bir piyasa
fiyatı kullanarak belirlenmemesi durumunda, aşağıdaki
bilgiler kamuoyuna açıklanır:
(i) Yönetimin, satış
maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri belirlemede
esas aldığı her bir kilit varsayım. Kilit varsayımlar;
birimin (birimler grubunun) geri kazanılabilir
tutarının en çok duyarlı olduğu varsayımlardır.
(ii)
Yönetimin, her bir temel varsayımla ilişkilendirilen
değeri(değerleri) belirlemedeki yaklaşımı; söz konusu
değerin(değerlerin) geçmiş deneyimleri yansıtıp
yansıtmadığı, uygun olması durumunda, işletme dışı
bilgi kaynakları ile tutarlı olup olmadığı, ve aksi
halde, neden geçmiş deneyimlerden veya işletme dışı
bilgi kaynaklarından farklı olduğu.
(f) Yönetimin, birimin (birimler
grubunun) geri kazanılabilir tutarını belirlerken esas
aldığı kilit bir varsayımdaki yeterince muhtemel bir
değişimin, ilgili birimin (birimler grubunun) defter
değerinin geri kazanılabilir tutarını aşmasına sebep
olması durumunda:
(i) İlgili birimin
(birimler grubunun) geri kazanılabilir tutarının
defter değerini aşan tutarı.
(ii)
Kilit varsayımlarla ilişkilendirilen değer.
(iii)
İlgili birimin (birimler grubunun) geri kazanılabilir
tutarını defter değerine eşitlemek için, söz konusu
değişimin geri kazanılabilir tutarı ölçmede kullanılan
diğer değişkenler üzerindeki olası etkilerini dikkate
aldıktan sonra kilit varsayıma ait değerin ne kadar
değişmesi gerektiği.
135. Şerefiyenin veya sınırsız yararlı ömre sahip
bir maddi olmayan duran varlığın defter değerinin bir
kısmı veya tamamı, çeşitli nakit yaratan birimlere
(birimler grubuna) dağıtıldığı ve her bir birime
(birimler grubuna) dağıtılan tutarın işletmenin
şerefiye veya sınırsız yararlı ömre sahip maddi
olmayan duran varlıklarının toplam defter değeriyle
karşılaştırıldığında önemli bir tutarda olmadığı
durumlarda, anılan durum, bu birimlere (birimler
grubuna) dağıtılan şerefiye veya sınırsız yararlı ömre
sahip maddi olmayan duran varlıkların toplam defter
değerleriyle birlikte kamuoyuna açıklanır. Ek olarak,
bu birimlerden (birimler grubunun) herhangi birinin
geri kazanılabilir tutarının aynı kilit varsayımı
(varsayımları) esas aldığı ve söz konusu birimlere
dağıtılan şerefiye veya sınırsız yararlı ömre sahip
maddi olmayan duran varlıkların toplam defter
değerlerinin, işletmenin şerefiye veya sınırsız
yararlı ömre sahip maddi olmayan duran varlıklarının
toplam defter değerleriyle karşılaştırıldığında önemli
bir tutar olduğu durumlarda, işletme anılan hususu
aşağıdakilerle birlikte kamuoyuna açıklar:
(a) Bu birimlere (birimler
grubuna) dağıtılan şerefiyenin toplam defter değeri.
(b) Bu birimlere (birimler
grubuna) dağıtılan sınırsız yararlı ömre sahip maddi
olmayan duran varlıkların toplam defter değeri.
(c) İlgili kilit varsayım
(varsayımlar).
(d) Yönetimin her bir kilit
varsayımla ilişkilendirilen değeri (değerleri)
belirlemedeki yaklaşımı; bu değerin (değerlerin)
geçmiş deneyimleri yansıtıp yansıtmadığı, uygun olması
durumunda, işletme dışı bilgi kaynakları ile tutarlı
olup olmadığı, ve aksi halde, neden geçmiş
deneyimlerden veya işletme dışı bilgi kaynaklarından
farklı olduğu.
(e) Kilit varsayımdaki
(varsayımlardaki) yeterince muhtemel bir değişim,
ilgili birimin (birimler grubunun) toplam defter
değerlerinin toplam geri kazanılabilir tutarlarını
aşmasına sebep olması durumunda:
(i) İlgili birimin
(birimler grubunun) geri kazanılabilir tutarının
defter değerinin toplamını aşan tutarı.
(ii)
Kilit varsayımlarla ilişkilendirilen değer.
(iii)
İlgili birimler (birimler grubu) toplamının geri
kazanılabilir tutarını toplam defter değerine
eşitlemek için, söz konusu değişimin geri
kazanılabilir tutarı ölçmede kullanılan diğer
değişkenler üzerindeki olası etkilerini dikkate
aldıktan sonra kilit varsayıma (varsayımlara) ait
değerin (değerlerin) ne kadar değişmesi gerektiği.
136. Nakit yaratan bir birimin (birimler
grubunun) geri kazanılabilir tutarına ilişkin önceki
dönemde yapılan en son detaylı hesaplama, 24 veya 99
uncu Paragraflar uyarınca, belirli kriterlerin
sağlanması durumunda, ileri doğru taşınabilir ve söz
konusu birimin (birim grubunun) değer düşüklüğünün
test edilmesi için kullanılabilir. Durum böyle
olduğunda, bu birime (birimler grubuna) ilişkin olarak
134 ve 135 inci Paragraflar çerçevesinde kamuoyuna
yapılacak açıklamalara dahil edilen bilgi, ileriye
doğru taşınan geri kazanılabilir tutarın hesaplamasına
ilişkindir.
137. Açıklayıcı Örnek 910, 134 ve 135 inci
Paragraflar çerçevesinde kamuoyuna yapılacak
açıklamaları gösterir.
Geçiş
hükümleri ve yürürlük tarihi
138. Bir işletmenin, "TFRS 3 İşletme
Birleşmeleri" Standardının 85 inci Paragrafı
çerçevesinde TFRS 3 Standardını, Paragraf 78-84’de
belirlenen yürürlülük tarihinden önceki bir tarihten
itibaren uygulamayı seçmesi durumunda, ilgili bu
Standardı da aynı tarihten başlayarak uygular.
139. Aksi takdirde, işletme bu Standardı aşağıdakilere
uygular:
(a) Sözleşme tarihi 31 Mart 2004
veya sonrası olan işletme birleşmelerinde edinilen
şerefiye ile maddi olmayan duran varlıklarına; ve
(b) 31 Mart 2004 veya daha
sonrasında başlayan yıllık dönemler itibariyle tüm
diğer varlıklarına.
140. 139 uncu Paragrafın uygulandığı işletmeler,
bu Standardın hükümlerini 139 uncu Paragrafta
belirtilen tarihlerden öncesi için de uygulamaları
konusunda teşvik edilirler. Ancak, bir işletmenin, bu
Standardı söz konusu tarihlerden öncesi için
uygulaması durumunda, ilgili işletme, aynı zamanda
TFRS 3 ve "TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar"
Standartlarını da uygular.
141. "-"
EK A
Kullanım değerinin
ölçülmesine ilişkin olarak bugünkü değer tekniklerinin
kullanılması
Bu Ek, Standardın ayrılmaz bir
parçasıdır. Kullanım değerinin ölçülmesine ilişkin
olarak bugünkü değer tekniklerinin kullanılması
konusunda yol gösterir. Bu Ek, "varlık" terimini
kullanmasına rağmen, ilgili terim, aynı zamanda, nakit
yaratan bir birimi oluşturan varlık grubunu da ifade
eder.
Bugünkü değer ölçümünün
unsurları
A1. Aşağıdaki unsurların tamamı, varlıklar
arasında oluşan ekonomik farklılıkları gösterir:
(a) İşletmenin, ilgili varlıktan
elde etmeyi planladığı gelecekteki nakit akışına veya
daha karmaşık durumlarda, gelecekteki nakit akışları
serisine ilişkin tahminler;
(b) Söz konusu nakit akışlarının
tutarında veya zamanlamasındaki muhtemel
değişikliklere ilişkin beklentiler;
(c) Mevcut piyasa riski hariç
tutulmuş faiz oranının kullanılması suretiyle
gösterilen paranın zaman değeri;
(d) Varlığın doğasında mevcut
belirsizliğe katlanma bedeli;
(e) Piyasa katılımcılarının,
işletmenin varlıktan elde etmeyi beklediği gelecekteki
nakit akışlarının fiyatlandırmasına yansıtabileceği,
bazen belirlenmeleri mümkün olmayan, diğer (likidite
eksikliği gibi) etkenler.
A2. Bu Ek, bir varlığın kullanım değerinin
hesaplanmasında, mevcut koşullara bağlı olarak her
ikisi birden kullanılabilen, bugünkü değer
hesaplamasına ilişkin iki farklı yaklaşımı
karşılaştırır. "Geleneksel" yöntemde, Paragraf A1
(b)-(e)’de belirtilen etkenlere yönelik düzeltmeler
iskonto oranının içinde
gizlidir. ‘’Beklenen nakit akışı’’ yönteminde ise;
(b), (d) ve (e)’de belirtilen etkenler, riske göre
düzeltilmiş beklenen nakit akışlarına ulaşılması
sırasında bazı düzeltmeler yapılmasına sebep olur.
İşletme, gelecekteki nakit akışlarının tutar veya
zamanlamasındaki muhtemel değişikliklerle ilgili
beklentileri yansıtmak için hangi yöntemi kullanırsa
kullansın, sonuç, gelecekteki nakit akışlarının
beklenen bugünkü değerini, başka bir deyişle, olası
her türlü sonucun ağırlıklı ortalamasını yansıtmak
olmalıdır.
Genel İlkeler
A3. Gelecekteki nakit akışlarını ve faiz
oranlarını hesaplamada kullanılacak teknikler, ilgili
varlığı çevreleyen koşullara göre değişiklik gösterir.
Ancak, aşağıdaki genel ilkeler, varlıkların bugünkü
değerinin ölçülmesine yönelik olarak uygulanan tüm
yöntemler açısından geçerlidir:
(a) Nakit akışlarının
iskonto edilmesinde
kullanılan faiz oranları, hesaplanan nakit akışlarında
dikkate alınanlarla tutarlı varsayımları
yansıtmalıdır. Aksi takdirde, bazı varsayımların
etkileri iki kez dikkate alınabilir veya tamamen göz
ardı edilebilir. Örneğin, sözleşmeye bağlı bir kredi
alacağına %12 iskonto
oranı uygulanabilir. Bu oran, belli özellikler içeren
kredilerle ilgili gelecekte karşılaşılması mümkün geri
ödenmeme risklerini yansıtır. Söz konusu %12
iskonto oranı, beklenen
nakit akışlarının iskonto
edilmesinde kullanılmamalıdır; çünkü söz konusu nakit
akışları, gelecekte karşılaşabilecek geri ödenmeme
risklerinin etkilerini zaten yansıtmaktadır.
(b) Tahmin edilen nakit akışları
ve iskonto oranları
önyargıdan ve varlıkla ilgisi olmayan etkenlerden
arındırılmış olmalıdır. Örneğin, bir varlığın
gelecekteki kârlılığını arttırmak için, nakit
akışlarının kasıtlı olarak eksik tahmin edilmesi,
gerçekleştirilen ölçüm işlemine önyargı katar.
(c) Tahmin edilen nakit akışları
ve iskonto oranları, tek
bir muhtemel asgari ya da
azami tutardan ziyade, gerçekleşmesi muhtemel olan
sonuçlara ilişkin bir aralığı yansıtmalıdır.
Bugünkü değerin hesaplanmasında
geleneksel yöntem ve beklenen nakit akışları yöntemi
Geleneksel yöntem
A4. Bugünkü değere ilişkin muhasebe
uygulamaları, geleneksel olarak, tek bir tahmini nakit
akışı seti ve genelde "riske uygun oran" olarak
tanımlanan tek bir iskonto
oranını kullanır. Geleneksel yöntem, tek bir
iskonto oranının;
gelecekteki nakit akışları ve uygun risk primleriyle
ilgili her türlü beklentiyi karşıladığını varsayar. Bu
nedenle, geleneksel yöntem, en fazla,
iskonto oranının tespit
edilmesine önem verir.
A5. Piyasada, kıyaslanabilir varlıkların
bulunmasında olduğu gibi, bazı durumlarda, geleneksel
yöntemin uygulanması nispeten daha kolaydır. Bu
uygulama, örneğin "%12 faizli
bir bono"da
olduğu gibi, nakit akışları sözleşmeye bağlı olan
varlıklar açısından, piyasa katılımcılarının
varlık tanımlamalarıyla tutarlıdır.
A6. Ancak, geleneksel yöntem,
finansal olmayan
varlıkların ölçülmesi gibi, piyasası olmayan veya
kıyaslanabilecek başka bir kalem bulunmayan varlıklar
açısından, bazı karmaşık ölçüm problemlerine ilişkin
doğru yolu gösteremeyebilir. "Risk uyumlu faiz
oranı"nın tam olarak tespit edilmesi işlemi, piyasada
mevcut gözlemlenebilir bir faiz oranı olan bir varlık
ve, daha önceden ölçülmüş bir varlık olmak üzere en az
iki ayrı kalemin analiz edilmesini gerektirir.
Ölçülmekte olan nakit akışlarına uygun faiz oranı, söz
konusu diğer varlığın gözlemlenebilir faiz oranından
tespit edilmelidir. Bu tespitin yapılabilmesi için,
diğer varlığın nakit akışları, özellikleri ölçülmüş
olan varlığınkine benzer olmalıdır. Bu nedenle, ölçüm
işlemini gerçekleştiren, aşağıdaki işlemleri yapmak
zorundadır:
(a) İskonto
edilecek nakit akışlarının tespit edilmesi;
(b) Piyasada nakit akışları benzer
özellik gösteren başka bir varlığın belirlenmesi;
(c) İki kalemin benzer olduğundan
emin olmak için, bunların nakit akışlarının
karşılaştırılması (örneğin, her iki nakit akışı birden
mi sözleşmeye bağlıdır, yoksa bir tanesi sözleşmeye
bağlı, diğeri ise tahmini nakit akışı mıdır?);
(d) Kalemlerden bir tanesinde
mevcut olup da, diğerinde olmayan bir unsur bulunup
bulunmadığının değerlendirilmesi (örneğin, kalemlerden
birisi diğerine kıyasla daha mı likittir?);
(e) Her iki nakit akışının da
değişen ekonomik koşullarda benzer şekilde hareket
etme eğiliminde olup olmadığının (yani değişip
değişmediğinin) değerlendirilmesi.
Beklenen Nakit Akışı Yöntemi
A7. Beklenen nakit akışı yöntemi, bazı
koşullarda geleneksel yöntemden daha etkili bir ölçüm
aracıdır. Bir ölçüm geliştirirken, beklenen nakit
akışı yöntemi, gerçekleşmesi en muhtemel tek bir nakit
akışı yerine, muhtemel nakit akışlarıyla ilgili tüm
beklentileri kullanır. Örneğin, bir nakit akışını
gerçekleşeceği tahmin edilen tutar; yüzde 10, yüzde 60
ve yüzde 30 olasılıkla, sırasıyla 100 PB, 200 PB veya
300 PB olabilir. Beklenen nakit akışı 220
PB’dir. Dolayısıyla,
beklenen nakit akışı yöntemi, doğrudan söz konusu
nakit akışlarının analizine odaklanması ve ölçümde
kullanılan daha açık varsayıma dayanması nedeniyle
geleneksel yöntemden farklılık arz eder.
A8. Beklenen nakit akışı yöntemi, nakit
akışlarının zamanlamasının kesin olmadığı durumlarda,
bugünkü değerin tespitine ilişkin tekniklerinin
kullanılmasına da izin verir. Örneğin, 1000
PB’lik bir nakit akışı,
bir yılda, iki yılda veya üç yılda sırasıyla yüzde 10,
yüzde 60 ve yüzde 30 olasılıkla elde edilebilecek
olabilir. Aşağıdaki örnek, böyle bir durumda, beklenen
bugünkü değerin hesaplanmasını gösterir.
1000
PB’nin
bir yılda %5’ten 952,38 PB
bugünkü değeri
Olasılık
%10 95,24 PB
1000 PB’nin iki yılda
%5,25’ten 902,73 PB
bugünkü değeri
Olasılık
%60 541,64 PB
1000 PB’nin üç yılda
%5,50’den 851,61 PB
bugünkü değeri
Olasılık
%30 255,48 PB
Beklenen
bugünkü
değer
892,36 PB
A9. Söz konusu 892.36 PB beklenen bugünkü değer
tutarı, 902,73 PB’nin en
iyi tahminine (%60 olasılık) ilişkin geleneksel
sanılardan farklıdır. Bu örneğe geleneksel bugünkü
değer hesaplama yönteminin uygulanması, nakit
akışlarına ilişkin hangi zamanlama olasılıklarının
kullanılması ve dolayısıyla hangi zamanlama
olasılıklarının yansıtılmaması gerektiğine yönelik bir
karar verilmesini gerektirir. Çünkü geleneksel bugünkü
değer hesaplamasında kullanılan
iskonto oranının, zamanlamaya ilişkin
belirsizlikleri yansıtması mümkün değildir.
A10. Beklenen nakit akışı yönteminde,
olasılıkların kullanılması esastır. Son derece
subjektif tahminler için
olasılık belirlenmesi işleminin, gerçekte olduğundan
daha fazla kesinlik gerektirip gerektirmediğine
ilişkin bazı sorular mevcuttur. Ancak, geleneksel
yöntemin doğru bir şekilde uygulanması (Paragraf A6’da
tanımlandığı gibi), beklenen nakit akışları yönteminin
sağladığı hesaplama şeffaflığını sunmamasının yanı
sıra, yine aynı tahminlerin yapılmasını ve
subjektifliğin
sağlanmasını gerektirir.
A11. Mevcut uygulamada geliştirilen birçok tahmin,
beklenen nakit akışlarına ilişkin unsurları
gayriresmî bir şekilde
zaten içermektedir. Buna ek olarak, muhasebe meslek
mensupları, sıklıkla, bir varlığı, muhtemel nakit
akışı olasılıkları hakkındaki sınırlı bilgilere göre
ölçme durumuyla karşı karşıyadırlar. Örneğin, bir
muhasebe meslek mensubu, aşağıdaki gibi bir durumla
karşı karşıya kalabilir:
a) Tahmin edilen tutar; 50 PB ile
250 PB arasında bir yere tekabül etmektedir, ancak
aralıktaki hiçbir tutarın gerçekleşme olasılığı bir
diğerine göre daha fazla değildir. Anılan sınırlı
bilgi çerçevesinde, beklenen nakit akışı 150 PB [(50 +
250)/2] olarak hesaplanır.
b) Tahmin edilen tutar; 50 PB ile
250 PB arasında bir yere tekabül etmekte ve
gerçekleşmesi en olası tutar 100 PB olarak tahmin
edilmektedir. Ancak, her bir tutarın olasılığı
bilinmemektedir. Anılan sınırlı bilgi çerçevesinde,
beklenen nakit akışı 133,33 PB [(50 + 100 + 250)/3]
olarak hesaplanır.
c) Tahmin edilen tutar; 50 PB
(%10 olasılıkla), 250 PB (%30 olasılıkla) veya 100 PB
(%60 olasılıkla)’dir.
Anılan sınırlı bilgi çerçevesinde, beklenen nakit
akışı 140 PB [(50 x 0.10) + (250 x 0.30) + (100 x
0.60)] olarak hesaplanır.
Her bir durum açısından, hesaplanan
beklenen nakit akışı tutarları, asgari, en muhtemel,
veya azami tutarların tek başına kullanıldığı durumla
kıyasla, kullanım değerine ilişkin daha iyi bir tahmin
sağlar.
A12. Beklenen nakit akışı yönteminin uygulanması,
maliyet-fayda koşullarına bağlıdır. Bazı durumlarda,
işletme, daha kapsamlı verilere ulaşabilir ve birçok
nakit akış senaryosu geliştirebilir. Diğer bazı
durumlarda ise, işletme, önemli bir maliyete
katlanması gerekmeksizin, nakit akışlarının
değişkenliğiyle ilgili genel varsayımlardan daha
fazlasını elde edemez. İşletme, ilave bilgi toplamanın
maliyetiyle, elde edilen bilginin ölçme işlemine
sağlayacağı ek güvenilirliği birbiriyle
dengelemelidir.
A13. Bazıları, beklenen nakit akışı tekniklerinin,
tek bir kalemin veya sınırlı sayıda muhtemel sonuçları
olan bir kalemin ölçülmesi için uygulanmasının doğru
olmadığını düşünür. Buna örnek olarak; sonuçlardan
birisinin, ilgili varlığın nakit akışının %90
olasılıkla 10 PB, diğerinin ise, % 10 olasılıkla 1,000
PB olarak gerçekleşmesi olduğu iki muhtemel sonucu
bulunan bir varlığı gösterirler. Söz konusu örnek
açısından, beklenen nakit akışının 109 PB olduğunu
gözlemler ve bu sonucun ödenecek nihai tutarların her
ikisini de temsil etmediğini ifade ederler.
A14. Yukarda özetlenen türde söylemler, ölçüm
işleminin amacına ilişkin uyuşmazlığı yansıtır. Amaç,
gerçekleşecek birikmiş maliyetlerin belirlenmesi ise,
beklenen nakit akışları tahmin edilen maliyete yönelik
güvenilir bir bilgi sağlamayabilir. Ancak, bu
Standart, bir varlığın geri kazanılabilir tutarının
ölçülmesiyle ilgilidir. İlgili örnekte, varlığın geri
kazanılabilir tutarı, elde edilmesi en muhtemel sonuç
olmasına rağmen 10 PB olmayacaktır. Çünkü söz konusu
10 PB, varlığın ölçülmesi işlemindeki nakit
akışlarının belirsizliğini dikkate almaz. Bunun
yerine, kesin olmayan bir nakit akışı, kesinmiş gibi
sunulur. Rasyonel hiçbir işletme, bu
özellikdeki bir varlığı 10
PB’ye satmayacaktır.
A15. İşletme, bir varlığın kullanım değerinin
ölçülmesinde hangi yöntemi kullanırsa kullansın, nakit
akışlarının iskonto
edilmesinde kullanılan faiz oranları, söz konusu nakit
akış tahminlerinin tespitinde dikkate alınan riskleri
yansıtmamalıdır. Aksi takdirde, bazı varsayımların
etkileri iki defa dikkate alınmış olur.
A16. Varlığa özgü bir oranın doğrudan piyasadan
elde edilemediği durumlarda, işletme,
iskonto oranını tahmin
etmek için onun yerine geçebilen
başka oranları kullanır. Amaç, aşağıda yer alan
etkenlere ilişkin piyasa değerlendirmelerinin mümkün
olduğunca tahmin edilmesidir:
(a) Varlığın yararlı ömrünün
sonuna kadar ki döneme ilişkin paranın zaman değeri;
ve
(b) Tahmini nakit akışlarının elde
edilmesinde dikkate alınmamış oldukları sürece,
Paragraf A1 (b), (d) ve (e)’de belirtilen etkenler.
A17. İşletme böyle bir tahminde bulunurken,
başlangıç noktası olarak aşağıdaki oranları dikkate
alabilir:
(a) Sermaye varlıkları
fiyatlandırma yöntemi gibi teknikler kullanılmak
suretiyle belirlenen, işletme sermayesinin ağırlıklı
ortalama maliyeti
(b) İşletmenin marjinal borçlanma
oranı
(c) Diğer piyasa borçlanma
oranları
A18. Ancak söz konusu oranlar:
(a) Piyasanın, varlığın beklenen
nakit akışlarıyla ilgili özel riskleri değerlendirme
şeklini yansıtmak; ve
(b) Varlıktan beklenen nakit
akışlarıyla ilişkili olmayan veya nakit akışlarının
tespitinde dikkate alınmış riskleri dikkate almamak,
için düzeltilmelidir.
Ülke riski, döviz riski ve fiyat riski
gibi de riskler göz önünde bulundurulmalıdır.
A19. İskonto oranı
işletmenin sermaye yapısından ve varlığın satın
alınmasını finanse etme yönteminden bağımsızdır, çünkü
varlıktan kaynaklanması beklenen gelecekteki nakit
akışları varlığın satın alınmasının finanse edilme
yöntemine bağlı değildir.
A20. 55 inci Paragraf, kullanılacak
iskonto oranının vergi
öncesi oran olmasını gerektirir.
İskonto oranının tahmin edilmesinin, vergi
sonrası esasa dayanması durumunda, söz konusu esas
vergi öncesi oranı yansıtacak şekilde düzeltilir.
A21. İşletme, bir varlığın kullanım değerini
tahmin ederken, normal koşullarda, tek bir
iskonto oranı kullanır.
Ancak, kullanım değerinin, ayrı dönemlerde risklerde
meydana gelecek bir farklılığa ya
da faiz oranlarının vade yapısına duyarlı olduğu
durumlarda, işletme, farklı gelecek dönemler için ayrı
iskonto oranları kullanır.
1 Maddi olmayan duran varlıklar açısından, amortisman
teriminin yerine genellikle itfa terimi kullanılır.
Söz konusu her iki terimin de anlamları aynıdır.
2 Varlığın satış amaçlı elde tutulan olarak
sınıflanmasına sebep olan koşullar bir kez
sağlandığında (ya da satış
amaçlı elde tutulan olarak sınıflandırılan elden
çıkarılacak varlık grubuna dahil edilmesi durumunda),
ilgili varlık bu Standardın kapsamından çıkarılır ve "TFRS
5 Satış Amaçlı Elde Tutulan Maddi Duran Varlıklar ve
Durdurulan Faaliyetler" Standardına göre
muhasebeleştirilir.
3 TMSK tarafından ayrıca yayınlanacaktır.
4 TMSK tarafından ayrıca yayınlanacaktır.
5 TMSK tarafından ayrıca yayınlanacaktır.
6 TMSK tarafından ayrıca yayınlanacaktır.
7 Parasal tutarlar bu Standartta "para birimi (PB)"
olarak ifade edilmiştir.
8 TMSK tarafından ayrıca yayınlanacaktır.
9 TMSK tarafından ayrıca yayınlanacaktır.
10 TMSK tarafından ayrıca yayınlanacaktır. |