Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:
SİGORTA SÖZLEŞMELERİNE
İLİŞKİN TÜRKİYE FİNANSAL RAPORLAMA STANDARDI
(TFRS 4)
HAKKINDA TEBLİĞ SIRA
NO: 30 (25.3.2006)
Amaç
MADDE 1 –
(1) Bu Tebliğin amacı; sigorta
sözleşmelerine ilişkin 4
nolu Türkiye
Finansal
Raporlama Standardının yürürlüğe
konulmasıdır.
(2) Adı geçen Türkiye
Finansal
Raporlama Standardı bu Tebliğ ekinde yer
almıştır.
Kapsam
MADDE 2 –
(1) Sigorta sözleşmelerine ilişkin Türkiye
Finansal
Raporlama Standardının kapsamı ekli TFRS 4
metninde yer almaktadır.
Hukuki dayanak
MADDE 3 –
(1) Bu Tebliğ, 28/7/1981 tarih ve 2499
sayılı Sermaye Piyasası Kanununun Ek-1 inci
maddesi ile 24/2/2004 tarihli ve 2004/6924
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe
giren Türkiye Muhasebe Standartları
Kurulunun Çalışmalarına İlişkin Usul ve
Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu
maddesinin (b) bendine dayanılarak
hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 –
(1) Bu Tebliğde geçen;
(a) TMSK ve Kurul: Türkiye
Muhasebe Standartları Kurulunu,
(b) TMS: Türkiye Muhasebe
Standartlarını,
(c) TFRS: Türkiye
Finansal
Raporlama Standartlarını,
ifade eder.
Yürürlük
MADDE 5 –
(1) Bu Tebliğ 31/12/2005 tarihinden sonra
başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak
üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 6 –
(1) Bu
Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe
Standartları Kurulu yürütür.
EK
Türkiye
Finansal
Raporlama Standardı
(TFRS 4)
Sigorta Sözleşmeleri
Amaç
1.
Bu
TFRS'nin amacı;
Kurul, sigorta sözleşmelerine ilişkin
projesinin 2 nci
bölümünü tamamlayana kadar, sigorta
sözleşmesi
düzenleyen herhangi
bir işletmenin (bu
TFRS’de sigortacı olarak tanımlanan)
sigorta sözleşmelerine ilişkin
finansal
raporlamasını belirlemektir. Bu TFRS,
özellikle aşağıdaki hususları gerekli kılar:
(a)
Sigorta sözleşmeleri
muhasebesine ilişkin sigortacıların yapması
gereken sınırlı sayıdaki iyileştirmeleri.
(b)
Sigortacının
finansal tablolarındaki sigorta
sözleşmelerinden kaynaklanan tutarları
belirleyen ve açıklayan, ve sigorta
sözleşmelerinden doğan gelecekteki nakit
akımlarının tutarını, zamanlamasını ve
belirsizliğini bu
finansal raporların kullanıcılarının
anlamasına yardımcı olan açıklamaları.
Kapsam
2.
İşletme, bu TFRS’yi
aşağıdakilere uygular:
(a)
Düzenlediği sigorta sözleşmeleri (reasürans
sözleşmeleri dahil) ve aldığı reasürans
sözleşmelerine.
(b)
İhraç ettiği isteğe bağlı katılım
özellikli
finansal
araçlara (bakınız: 35 inci Paragraf). “TMS
32 Finansal
Araçlar: Açıklamalar ve Sunum” Standardı,
bu tür özelliklere sahip olanlar da
dahil, finansal
araçlara ilişkin açıklama yapılmasını
gerekli kılar.
3. Bu
TFRS, 45 inci maddedeki
geçiş hükümleri haricinde,
sigortacılar tarafından elde tutulan
finansal
varlıkların ve sigortacılar tarafından ihraç
edilen finansal
borçların muhasebeleştirilmesi gibi
sigortacıların diğer muhasebe konularına
değinmez (bakınız:
TMS 32 ve TMS 39
Finansal Araçlar : Muhasebeleştirme
ve Ölçme).
4.
İşletme bu
TFRS’yi
aşağıdakilere uygulamaz:
(a)
Üretici, aracı veya perakendeci
tarafından doğrudan
ihraç edilen ürün sertifikaları (bakınız:
“TMS 18 Hasılat” ile “TMS 37 Karşılıklar,
Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar”
Standartları).
(b)
İşverenin
çalışanlara sağlanan faydalar kapsamındaki
varlık ve borçları
(bakınız:
TMS 19 Çalışanlara Sağlanan Faydalar ve TFRS
2 Hisse Bazılı Ödeme)
ile tanımlanmış fayda emeklilik planlarında
ifade edilmiş emeklilik fayda yükümlülükleri
(bakınız:
TMS 26 Emeklilik Sosyal Yardım Planlarında
Muhasebeleştirme ve Raporlama).
(c)
Finansal
olmayan bir kalemin kullanım hakkı veya
gelecekteki kullanım koşuluna bağlı olan,
sözleşmeye dayalı hak veya yükümlülükler
(örneğin bazı lisans ücretleri, telif
hakları, koşullu kira ödemeleri ve benzer
kalemler) ile
bir
finansal
kiralama işleminde yer alan, kiracının
garanti edilen kalıntı değeri
(bakınız: TMS 17
Kiralama İşlemleri, TMS 18 Hasılat ve TMS 38
Maddi Olmayan Duran Varlıklar),
(d)
Finansal
garanti sözleşmeleri ihraç edenin bu tür
sözleşmeleri bir sigorta sözleşmesi olarak
kabul edildiğini açık bir şekilde önceden
belirtilmemiş ve sigorta sözleşmelerine
uygulanabilir muhasebe kullanılmamış olduğu
durumda, ihraç eden bu tür
finansal
garanti sözleşmelerine
ya TMS 39 ve TMS 32’nin
ya da bu
Standardın uygulanmasını seçebilir. İhraç
eden
bu seçimi sözleşme bazında yapabilir, fakat
hiç bir sözleşmeye ilişkin seçimini sonradan
değiştiremez.
(e)
İşletme birleşmesinde borç veya
alacakların koşulluğu durumu
(bakınız: TFRS
3 İşletme Birleşmeleri)
(f)
İşletmenin taraf olduğu doğrudan
sigorta sözleşmeleri (yani,
işletmenin sigortalı olduğu doğrudan
sigorta sözleşmeleri). Ancak, sedan
işletme, bu
TFRS’ yi
reasürans sözleşmelerine uygular.
5.
Kullanım kolaylığı için, bu TFRS, hukuken
veya denetim açısından sigortacı kabul
edilsin edilmesin, sigorta sözleşmesi
düzenleyen her işletmeyi sigortacı olarak
tanımlar.
6.
Reasürans sözleşmesi sigorta sözleşmesinin
bir türüdür. Dolayısıyla, bu TFRS içindeki
sigorta sözleşmelerine ilişkin bütün
düzenlemeler aynı zamanda reasürans
sözleşmelerine de uygulanır.
Melez bir üründe saklı
türev ürünler
7. TMS 39,
işletmenin,
melez bir
üründe saklı türev ürünlerini ana
sözleşmeden ayırıp
gerçeğe uygun
değeri ile
ölçmesini
ve bunların gerçeğe
uygun değerlerindeki değişiklikleri
kâr veya zarara
dahil etmesini
gerekli kılar.
TMS 39, melez bir üründe saklı türev ürünün
kendisi bir sigorta sözleşmesi olmadıkça,
sigorta sözleşmesi içindeki melez bir üründe
saklı türev
ürünlerine
uygulanır.
8.
TMS 39’daki
düzenlemenin bir istisnası olarak;
sigortacının, uygulanacak fiyat, ana sigorta
borcunun defter değerinden farklı bile olsa,
sabit bir tutar (veya sabit bir tutara veya
bir faiz oranına dayalı tutar) karşılığında
sigortalının sigorta sözleşmesinden iştira
edilmesine olanak veren bir sözleşmenin
opsiyonunu ayrıştırmasına ve gerçeğe uygun
değerden ölçmesine gerek yoktur. Bununla
birlikte, sigorta iştira tutarının
sözleşmenin taraflarından birine özgü
olmayan finansal
olmayan bir değişken veya bir
finansal
değişkendeki (bir
hisse senedi
veya mal fiyatı veya endeks gibi) farklılığa
göre değişmesi durumunda, TMS 39’daki
düzenleme, sigorta sözleşmesi içinde saklı
nakit iştira ya
da satış opsiyonuna da
uygulanır.
Ayrıca,
sigortalının nakit
iştira ya da
satış opsiyonunu kullanma ihtimalinin bu tür
bir değişkende meydana gelen bir değişiklik
tarafından harekete geçirilmesi durumunda,
yine bu düzenleme uygulanır (örneğin borsa
endeksinin belirli bir seviyeye ulaşması
durumunda kullanılacak bir satım opsiyonu).
9. 8 inci
Paragraf isteğe bağlı katılım özelliği
içeren finansal
araçlardan iştira etme opsiyonlarına da
aynen uygulanır.
Yaşam sigortalarının
birikim unsurunun ayrıştırılması
10.
Bazı sigorta
sözleşmeleri hem sigorta unsuru, hem de
birikim unsurunu içerir.
Bazı
durumlarda,
sigortacıya bu
unsurları ayrıştırmasına izin verilir veya
sigortalı bu konuda zorunlu tutulur:
(a)
Aşağıdaki koşulların
ikisinin
birden sağlanması durumunda ayrıştırma
zorunludur:
(i)
Sigortacının, birikim unsurunu (saklı
tutulan her bir iştira seçeneği dahil) ayrı
olarak ölçebilmesi (yani, sigorta unsurunun
dikkate alınmaması).
(ii)
Aksi halde, sigortacının muhasebe
politikalarının, birikim unsurundan
kaynaklanan tüm hak ve yükümlülüklerin
muhasebeleştirilmesini gerektirmemesi.
(b)
Sigortacının (a) (i)'deki gibi
birikim unsurunu ayrı bir şekilde
ölçebilmesi fakat muhasebe politikalarının,
birikim unsurundan kaynaklanan tüm hak ve
yükümlülüklerin ölçülmesinde kullanılan
esaslara bakılmaksızın, anılan hak ve
yükümlülüklerin muhasebeleştirilmesini
gerekli kılması durumunda, ayrıştırmaya izin
verilir fakat söz konusu işlem zorunlu
tutulmaz.
(c)
Sigortacının (a) (i)’deki gibi
birikim unsurunu ayrı olarak ölçemediği
durumlarda ayrıştırmaya izin verilmez.
11.
Takip eden örnek;
sigortacının muhasebe politikalarının,
birikim unsurundan kaynaklanan tüm
yükümlülükleri
muhasebeleştirmesini
gerekli kılmadığı bir duruma örnektir. Sedan
işletme, reasürörden
hasarlarına ilişkin tazminat almıştır; fakat
buna ilişkin sözleşme sedan işletmenin,
gelecek yıllarda söz konusu tazminatı geri
ödemesini gerekli kılmaktadır. Söz konusu
yükümlülük, birikim unsurundan
kaynaklanmaktadır. Aksi halde, sedan
işletmenin muhasebe politikalarının, söz
konusu tazminatın, ortaya çıkan yükümlülük
muhasebeleştirilmeksizin gelir olarak
muhasebeleştirilmesine izin vermesi
durumunda ayrıştırma işlemi gereklidir.
12.
Bir sözleşmeyi ayrıştırmak için, sigortacı:
(a)
Sigorta unsuruna bu TFRS’ yi uygular.
(b)
Birikim unsuruna TMS 39’u uygular.
Muhasebeleştirme ve
ölçme
Diğer bazı
TFRS’lerden
geçici muafiyet
13.
“TMS 8
Muhasebe Politikaları,
Muhasebe Tahminlerinde Değişiklikler ve
Hatalar” Standardının 10-12
nci
Paragrafları,
hiçbir
TFRS’nin belli
bir kaleme özel olarak uygulanmadığı
durumlarda
işletmenin muhasebe
politikası geliştirmesinde kullanılmak üzere
çeşitli kriterler belirler. Ancak, bu TFRS
sigortacıyı, aşağıdaki hususlara ilişkin
muhasebe politikalarına anılan kriterleri
uygulamaktan muaf tutar:
(a)
Düzenlediği sigorta
sözleşmelerine (ilgili edinme maliyetleri ve
31 ve 32 nci
Paragraflarda yer alanlar gibi maddi olmayan
duran varlıklar dahil); ve
(b)
Alınan reasürans sözleşmelerine.
14.
Bununla beraber, bu TFRS, sigortacıyı TMS
8’in 10-12 nci
Paragraflardaki kriterlerin bazı
etkilerinden muaf tutmamaktadır. Özellikle,
sigortacı:
(a)
Gelecekteki olası hasarlara ilişkin
karşılıkları, eğer bu hasarlar raporlama
tarihinde var olmayan sigorta
sözleşmelerinden kaynaklanıyorsa, borç
olarak muhasebeleştirmez (afet poliçesi
karşılıkları ve denkleştirme karşılıkları
gibi).
(b)
15-19
uncu
Paragraflarda yer alan borç yeterlilik
testini uygular.
(c)
Sigorta borcunu (veya sigorta
borcunun bir kısmını) ancak ve ancak ortadan
kalktığında - yani sözleşmede belirtilen
yükümlülüğün ödenmesi veya iptal olması
ya da süresinin
dolması halinde - bilançosundan çıkartır.
(d)
Aşağıdakiler arasında
mahsup yapmaz:
(i)
Reasürans varlıklarını ilgili
reasürans
borçlarıyla; veya
(ii)
Reasürans sözleşmelerinden doğan
gelir veya gideri, ilgili sigorta
sözleşmesinden doğan gider veya gelir kalemi
ile.
(e)
Reasürans varlıklarında
değer düşüklüğünün
olup olmadığını
dikkate alır
(bakınız:
20 nci
Paragraf).
Borç
yeterlilik testi
15.
Sigortacı,
her raporlama tarihinde, sigorta
sözleşmelerinin gelecekteki nakit akışlarına
ilişkin cari tahminler kullanarak,
muhasebeleştirmiş olduğu sigorta borçlarının
yeterli olup olmadığını değerlendirir. Eğer
bu değerlendirme, gelecekteki tahmini nakit
akışlarının ışığında sigorta borçlarının
defter değerinin (31 ile 32
nci Paragrafta
belirtildiği gibi ilgili maddi olmayan
varlıkları ve ertelenmiş edinme
maliyetlerini indirmek suretiyle) yetersiz
olduğunu gösterirse, açığın tümü
kâr veya
zararda muhasebeleştirilir.
16.
Sigortacının, belirlenmiş asgari koşulları
karşılayan bir borç yeterlilik testi
uygulaması durumunda, bu TFRS
başka bir koşul ileri
sürmez.
Söz konusu asgari koşullar aşağıdaki
gibidir:
(a)
Bu test, hasar tanzim
giderleri gibi nakit
akışlarının, sözleşmeye dayalı diğer tüm
nakit akışlarının ve saklı tutulan opsiyon
ve garantilerden doğan nakit akışlarının
cari tahminlerini dikkate alır.
(b)
Söz konusu testin borçların yetersiz
olduğunu göstermesi durumunda, ilgili açığın
tümü
kâr veya
zararda muhasebeleştirir.
17.
Sigortacının muhasebe politikalarının
16
ncı Paragrafta
yer alan
asgari
koşulları karşılayan bir borç yeterlilik
testinin yapılmasını öngörmemesi durumunda,
sigortacı:
(a) İlgili sigorta
borçlarının
defter değerini, aşağıdakilerin defter
değerleri düşülmek suretiyle belirler:
(i)
Ertelenmiş edinme maliyetleri; ve
(ii)
Portföy transferi veya işletme
birleşmelerinde edinilenler gibi maddi
olmayan duran varlıkları (bakınız: 31 ve 32
nci Paragraf).
Bununla birlikte, ilgili reasürans
varlıkları, sigortacı tarafından ayrı olarak
muhasebeleştirildiklerinden dikkate alınmaz
(bakınız: 20 nci
Paragraf).
(b)
(a) fıkrasında
tanımlanan tutarın, ilgili sigorta
borçlarının “TMS 37 Karşılıklar, Koşullu
Borçlar ve Koşullu Varlıklar” Standardı
kapsamında olmuş
olması durumunda oluşması gereken defter
değerinden az olup olmadığının belirlenmesi
gerekir. Eğer daha az ise, sigortacı, tüm
farkı
kâr veya
zararda muhasebeleştirir ve ilgili
ertelenmiş edinme maliyetlerinin veya maddi
olmayan duran varlıkların defter değerini
azaltır
ya
da
sigorta borçlarının
defter değerini artırır.
18. Sigortacının
borç yeterlilik testinin 16
ncı Paragrafın
asgari koşullarını karşılaması durumunda,
söz konusu test, testin kendisinde
belirlenen toplam düzeyde uygulanır.
Eğer
sigortacının borç yeterlilik testi söz
konusu asgari koşulları karşılamıyorsa, 17
nci Paragrafta
yer verilen karşılaştırma işlemi, tek bir
portföy olarak birlikte yönetilen ve genelde
benzer risklere tabi olan sözleşmeler
portföyü düzeyinde yapılmış olmalıdır.
19.
Ancak ve ancak, 17 (a)
Paragrafında yer alan tutarın gelecek
yatırım marjlarını yansıtması durumunda, 17
(b) Paragrafında belirtilen tutar da (yani
TMS 37’nin uygulanması sonucunda), gelecek
yatırım marjlarını yansıtır (bakınız: 27-29
uncu Paragraflar).
Reasürans
varlıklarının değer düşüklüğü
20.
Sedan
işletmenin reasürans varlığında değer
düşüklüğü olması durumunda, söz konusu
işletme buna uygun olarak defter değerini
azaltır ve anılan değer düşüklüğü zararını
kâr veya
zararda muhasebeleştirir. Reasürans varlığı,
ancak ve ancak aşağıdaki koşullarda değer
düşüklüğüne uğrar:
(a)
Reasürans varlığın ilk
muhasebeleştirilmesinden sonra meydana gelen
bir olayın sonucunda,
sedan işletmenin,
sözleşme koşulları dahilinde ilgili varlığa
ilişkin tutarların tamamını
alamayabileceğine dair objektif bir kanıt
bulunması; ve
(b)
Bu olayın, sedan işletmenin
reasürörden
tahsil edeceği tutarlar üzerinde güvenilir
şekilde ölçülebilen bir etkisinin olması.
Muhasebe
politikalarındaki değişiklikler
21.
22-30 uncu Paragraflar, hem halen
TFRS’leri
uygulamakta olan sigortacının yaptığı
değişikliklere hem de
TFRS’leri ilk defa uygulayan
sigortacının yaptığı değişikliklere
uygulanır.
22.
Sigortacı, sigorta sözleşmelerine ilişkin
muhasebe politikalarını, ancak ve ancak,
ilgili değişikliğin
finansal tabloları kullanıcıların
ekonomik karar alma ihtiyaçlarına daha uygun
bir hale getirmekte ve daha az güvenilir
olmasını engellemekte
ya da daha
güvenilir yapmakta ve kullanıcıların
ihtiyaçlarına daha az uygun olmasını
engellemekte ise değiştirebilir. Sigortacı,
uygunluk ve güvenilirliğe TMS 8’de yer alan
kriterler çerçevesinde karar verir.
23.
Sigorta sözleşmelerine ilişkin muhasebe
politikalarını değiştirmenin gerekliliğini
göstermek için, sigortacı, bu değişikliğin
finansal
tablolarını TMS 8’deki kriterleri
karşılamaya daha yakınlaştırdığını gösterir,
fakat bu değişikliğin, söz konusu
kriterlerle tam bir uyum sağlamasına gerek
yoktur.
İzleyen konular
aşağıda belirtilmiştir:
(a) Cari
faiz oranları
( 24 üncü Paragraf
);
(b) Mevcut
uygulamaların devamı (25 inci Paragraf);
(c)
İhtiyatlılık (26 ncı
Paragraf);
(d)
Gelecekteki yatırım marjları (27-29 uncu
Paragraflar); ve
(e) Gölge
muhasebe (30 uncu Paragraf).
Cari piyasa faiz
oranları
24.
Sigortacının,
belirlenmiş sigorta borçlarını
cari piyasa faiz
oranları yansıtılmak suretiyle yeniden
ölçmesi ve bu borçlardaki değişiklikleri
kâr
veya zararda muhasebeleştirmesi amacıyla
muhasebe politikalarını değiştirmesine izin
verilir, fakat anılan konuda zorunlu
tutulmaz. Aynı zamanda, sigortacı,
belirlenmiş borçlarına ilişkin diğer cari
tahminleri ve varsayımları düzenleyen
muhasebe politikalarını da uygulamaya
başlayabilir. Bu Paragraftaki seçim,
sigortacıya, TMS 8 aksini öngörmesine
rağmen, belirlenmiş borçlarına ilişkin
muhasebe politikalarını tutarlı bir şekilde,
benzer tüm borçlarına uygulamaksızın, söz
konusu politikalarını değiştirmesine izin
verir. Sigortacı anılan seçimlere ilişkin
borçlarını tespit edebilmesi
durumunda,
ortadan kalkana kadar söz konusu borçlarının
tamamına cari piyasa faiz oranlarını
(uygulanabilmesi durumunda, diğer cari
tahmin ve varsayımları) tüm dönemlerde
tutarlı bir şekilde uygulamaya devam eder.
Mevcut
uygulamaların devamı
25. Sigortacı
aşağıdaki uygulamalara devam edebilir, fakat
bunlardan herhangi birini uygulamaya
başlaması 22 nci
Paragrafa uyulmuş olduğunu göstermez:
(a)
Sigorta borçlarının
iskonto
edilmemiş
bir esas üzerinden
ölçülmesi.
(b)
Gelecekteki
yatırımların yönetim ücretlerine ilişkin
sözleşmeye dayalı hakların, benzer hizmetler
dolayısıyla diğer piyasa katılımcıları
tarafından ödenen cari ücretlerle
karşılaştırılması suretiyle dolaylı olarak
belirlenen gerçeğe uygun değerini aşan bir
tutarda ölçülmesi. Bu sözleşmeye dayalı
hakların başlangıçtaki gerçeğe uygun
değerlerinin, gelecekteki yatırım yönetim
ücretleri ve ilişkili giderlerin
karşılaştırılabilir piyasanın dışına
çıkmadıkça, ödenen gerçekleşmiş giderlere
eşit olması olasıdır.
(c)
24 üncü Paragrafta izin verilen hariç,
bağlı
ortaklıkların (ve varsa ilişkili ertelenmiş
edinme maliyetleri ve ilişkili maddi olmayan
varlıklar) sigorta sözleşmelerine ilişkin
tek-düze
olmayan muhasebe politikaları
kullanması.
Eğer bu
muhasebe politikaları
tek düze
değilse, sigortacı,
bu muhasebe politikalarını, değişikliğin
muhasebe politikalarını daha çok
farklılaştırmaması ve bu
TFRS’deki diğer
düzenlemelere uyması durumunda
değiştirebilir.
İhtiyatlılık
26.
Sigortacının, sigorta sözleşmelerine ilişkin
muhasebe politikalarını aşırı ihtiyatlılığı
ortadan kaldırmak maksadıyla değiştirmesine
gerek yoktur. Bununla birlikte, eğer
sigortacı sigorta sözleşmelerini halihazırda
yeterli ihtiyatlılıkla ölçüyorsa, ek
ihtiyatlılık uygulamasına başlamaz.
Gelecekteki yatırım marjları
27.
Sigortacının, sigorta sözleşmelerine ilişkin
muhasebe politikalarını, gelecekteki yatırım
marjlarını ortadan kaldırmak maksadıyla
değiştirmesine gerek yoktur. Bununla
birlikte, eğer sigortacı, gelecekteki
yatırım marjları sözleşmeye dayalı ödemeleri
etkilemedikçe, sigorta
sözleşmelerinin ölçülmesinde
bu marjları
yansıtan bir muhasebe politikasını
uygulamaya başlarsa, sigortacının
finansal
tablolarının daha az ihtiyaca uygun ve
güvenilir
olacağına dair aksi
ispat edilene kadar hukuken geçerli bir
öngörü bulunmaktadır.
Bu marjları
yansıtan muhasebe politikalarına ilişkin iki
farklı örnek şu şekilde verilebilir :
(a)
Sigortacının varlıkları üzerindeki
tahmini getiriyi yansıtan bir
iskonto oranını
kullanması; veya
(b)
Bu varlıklar üzerindeki getirilerin
tahmini bir getiri oranı üzerinden
projeksiyonunun yapılması, projeksiyonu
yapılan bu getirilerin farklı bir orandan
iskonto
edilmesi
ve borcun ölçümündeki
sonuca dahil
edilmesi.
28.
Sigortacı,
27 nci
Paragrafta yer alan öngörüyü, ancak ve
ancak, muhasebe politikalarındaki
değişikliğin diğer unsurlarının,
finansal
tabloların ihtiyaca uygunluğu ve
güvenilirliğinde meydana getirdiği artışın,
gelecekteki yatırım marjlarının dahil
edilmesinin ihtiyaca uygunluk ve
güvenilirlikte yarattığı azalmayı aşmaya
yetecek tutarda olması durumunda ortadan
kaldırabilir.
Örneğin,
sigortacı sigorta sözleşmelerinde
uygulamakta olduğu mevcut muhasebe
politikalarında, gereğinden fazla ihtiyatlı
varsayımlar öngörmüş ve bir düzenleyici
kurum tarafından piyasa koşulları doğrudan
dikkate alınmaksızın belirlenmiş bir
iskonto oranını
kullanmış ve sözleşmede saklı olması gereken
bazı opsiyon ve garantileri ihmal etmiş
olsun. Sigortacı,
finansal tablolarını,
yaygın bir şekilde kullanılan
ve aşağıdakileri
gerektiren kapsamlı bir yatırımcı bazlı
muhasebeleştirmeye döndürmek suretiyle
ihtiyaca daha uygun
ve daha az
güvenilir olmayan bir duruma getirebilir:
(a)
Cari tahmin
ve varsayımlar;
(b)
Risk ve
belirsizliği yansıtacak makul (fakat aşırı
şekilde ihtiyatlı olmayan)
düzeltmeler;
(c)
Saklı tutulan
opsiyon ve garantilerin hem esas hem de
zaman değerini yansıtan ölçümler; ve
(d)
Sigortacının
varlıklarının tahmini getirisini yansıtmakta
olsa bile, piyasa cari
iskonto oranı.
29. Bazı
ölçüm
yaklaşımlarında,
iskonto oranı gelecekteki bir kâr
marjının şimdiki değerini belirlemek için
kullanılır. Bu kâr marjı, daha sonra bir
formül kullanarak farklı dönemlerle
ilişkilendirilir. Bu yaklaşımlarda,
iskonto oranı,
borcun ölçümünü sadece dolaylı şekilde
etkiler. Özellikle, daha az uygun bir
iskonto oranının
kullanılmasının, borcun başlangıçtaki ölçümü
üzerine hiçbir etkisi yoktur veya sınırlı
bir etkisi vardır.
Bununla birlikte,
diğer yaklaşımlarda,
iskonto oranı, borcun ölçümünü
direkt olarak belirler. Bu son durumda,
varlık bazlı bir
iskonto oranının kullanılmaya
başlanması daha önemli bir etkiye sahip
olduğu için, sigortacının Paragraf 27’de
bahsedilen karineyi çürütebilmesi
yüksek bir olasılık
değildir.
Gölge
muhasebe
30.
Bazı muhasebe
modellerinde, sigortacının varlıklarından
elde ettiği gerçekleşmiş kazanç ve
kayıplarının, (a) sigorta borçlarının, (b)
ilgili ertelenmiş edinme maliyetlerinin ve
(c) 31 ve 32 nci
Paragraflarda tanımlandığı gibi ilgili maddi
olmayan duran varlıklarının tamamının veya
bir kısmının
ölçümüne
doğrudan bir etkisi bulunmaktadır.
Sigortacının, bir varlıktan elde ettiği
muhasebeleştirilmiş fakat gerçekleşmemiş
kazanç veya kayıplarının, gerçeklemiş kazanç
veya kayıplarının
ölçümündeki
etkisine benzer bir
şekilde etkilemesi
amacıyla muhasebe politikalarını
değiştirmesine izin verilir, fakat bu konuda
zorunlu tutulmaz. Sigorta borçlarına (veya
ertelenmiş edinme maliyetleri veya maddi
olmayan duran varlıklarının) ilişkin söz
konusu düzeltmeler, ancak ve ancak
gerçekleşmemiş kazanç veya kayıpların
doğrudan özkaynaklar
içerisinde
muhasebeleştirilmiş olduğu durumlarda
özkaynaklarda
muhasebeleştirilir. Bu uygulama, bazen,
“gölge muhasebe” olarak da nitelendirilir.
Bir ticari birleşme
veya portföy devri dolayısıyla edinilen
sigorta
sözleşmeleri
31.
Sigortacı, “TFRS 3
İşletme
Birleşmeleri” Standardı
ile uyumlu olmak için,
iş birleşmesinden üstlendiği sigorta
borçlarını ve
edinmiş
olduğu
sigorta varlıklarını
edinme tarihinde
gerçeğe uygun değerde
ölçer. Bununla birlikte,
sigortacının,
edinmiş olduğu
sigorta
sözleşmelerinin söz konusu gerçeğe uygun
değerini aşağıda yer alan iki kısma bölen,
genişletilmiş bir sunum kullanmasına izin
verilir, ancak bu işlemden zorunlu tutulmaz:
(a)
Sigortacının, düzenlenen sigorta
sözleşmelerine ilişkin muhasebe
politikalarıyla uyumlu şekilde
ölçülen borcu;
ve
(b)
(i) Sözleşmeye dayalı
olarak takip edilen sigorta haklarının ve
üstlenilen sigorta borçlarının gerçeğe uygun
değeri ile (ii)
(a)’da tanımlanan tutar arasındaki farkı
gösteren maddi olmayan duran varlığı.
Bu varlığın takip eden ölçümleri, ilgili
sigorta borcunun ölçümü ile tutarlı olur.
32.
Sigorta sözleşme
portföyü edinen sigortacı, 31 inci
Paragrafta yer verilen genişletilmiş sunumu
kullanabilir.
33.
31 ve 32 inci Paragraflarda tanımlanan maddi
olmayan varlıklar, “TMS 36 Varlıklarda Değer
Düşüklüğü” ve “TMS 38 Maddi Olmayan
Duran Varlıklar” Standardı kapsamından muaf
tutulmuştur.
Bununla birlikte, TMS
36 ve TMS 38, bir portföy transferine veya
işletme birleşmesi tarihinde var olan
sözleşmeye dayalı sigorta hak ve borçlarının
parçası olmayan gelecekteki sözleşmelerin
beklentisini yansıtan müşteri listelerine ve
müşteri ilişkilerine uygulanır.
İsteğe bağlı
katılım özellikleri
Sigorta
sözleşmelerinde isteğe bağlı katılım
özellikleri
34.
Bazı sigorta
sözleşmeleri, isteğe bağlı katılım
özelliğine ilaveten garanti edilen bir unsur
da içerir. Bu tür bir sözleşmeyi ihraç eden:
(a)
Garanti edilen unsuru,
isteğe bağlı katılım özelliğinden ayrı
olarak muhasebeleştirebilir, fakat buna
gerek yoktur. İhraç edenin bunları ayrı
olarak muhasebeleştirmemesi durumunda, bütün
sözleşmelerini borç olarak sınıflandırır.
İhraç
edenin bunları ayrı olarak sınıflandırması
durumunda, garanti edilen unsur, borç olarak
sınıflandırılır.
(b)
İhraç edenin, isteğe
bağlı katılım özelliğini garanti edilen
unsurdan ayrı olarak muhasebeleştirmesi
durumunda, bu özelliği,
ya bir borç ya
da özkaynağın
ayrı bir unsuru olarak sınıflandırır. Bu
TFRS, ihraç edenin bu özelliğin borç veya
özkaynak olup
olmadığını nasıl tespit edeceğini
belirlemez. İhraç eden bu özelliği borç ve
özkaynak
unsurları şeklinde ayrıştırabilir ve bu
ayrıştırmaya ilişkin tutarlı bir muhasebe
politikası kullanır.
İhraç eden bu özelliği
ne özkaynak ne
de borç olmayan ara bir kategori olarak
sınıflandırmaz.
(c)
Alınmış olan bütün
primler, özkaynak
unsuruna ait olan herhangi bir kısmı
ayrılmaksızın, gelir olarak
muhasebeleştirilebilir. Borç olarak
sınıflandırılan isteğe bağlı katılım
özelliği kısmı ve garanti edilmiş unsurda
meydana gelen değişikliklerin sonuçları
kâr veya
zararda
muhasebeleştirilir. Eğer isteğe bağlı
katılım özelliğinin tümü veya bir kısmı
özkaynaklar
içinde sınıflandırılırsa,
kâr
veya zararın bir kısmı
bu özelliğe
yüklenebilir
(bu özelliğin
bir kısmı da benzer bir şekilde
azınlık paylarına
yüklenebilir).
İhraç eden, bir isteğe bağlı katılım
özelliğinin herhangi bir
özkaynak
unsuruna yüklenen kâr veya zarar kısmını,
gelir veya gider olarak değil, kâr veya
zararın tahsis edilmesi işlemi olarak
muhasebeleştirir.
(bakınız: TMS
1 Finansal
Tabloların Sunuluşu).
(d) Söz
konusu sözleşmenin, TMS 39’un kapsamı içine
giren melez bir üründe saklı türev ürün
içermesi durumunda, söz konusu türev ürüne
TMS 39 uygulanır.
(e)
İhraç eden, 14-20 ve
34(a)-(d) Paragraflarında yer almayan bütün
hususlarda, bu tür sözleşmelere ilişkin
mevcut muhasebe politikalarını 21-30 uncu
Paragraflarla uyumlu bir şekilde
değiştirmedikçe, anılan muhasebe
politikalarını uygulamaya devam eder.
Finansal
araçlarda isteğe bağlı katılım özellikleri
35.
34 üncü Paragrafta yer
alan düzenlemeler,
aynı zamanda,
isteğe bağlı bir
katılım özelliği içeren
finansal araçlara da uygulanır. Buna
ek olarak:
(a)
İhraç edenin, isteğe bağlı tüm
katılım özelliklerini borç olarak
sınıflandırmış olması durumunda, tüm
sözleşmeye (yani hem garanti edilmiş unsura,
hem de isteğe bağlı katılım özelliğine)
15-19 uncu Paragraflarda yer alan borç
yeterlilik testi uygulanır. İhraç edenin,
garanti edilmiş unsura TMS 39’un uygulanması
sonucunda ortaya çıkacak tutarı
belirlemesine gerek yoktur.
(b)
İhraç edenin, söz konusu özelliğin
tümünü veya bir kısmını
özkaynağın ayrı bir unsuru olarak
sınıflandırmış olması durumunda, tüm
sözleşmeye ilişkin olarak
muhasebeleştirilmiş olan borç, garanti
edilen unsura TMS 39’un uygulanmasından
ortaya çıkacak tutardan daha az olmaz.
Anılan tutar, ilgili sözleşmeden dönme
opsiyonunun
esas değerini kapsar, fakat 9 uncu
Paragrafın söz konusu opsiyonu gerçeğe uygun
değer ile ölçülmekten muaf tutması
durumunda, sözü edilen tutarın, zaman
değerini kapsamasına gerek yoktur. İhraç
edenin, garanti edilen unsura TMS 39’un
uygulanması neticesinde ortaya çıkacak
tutarı açıklamasına veya bu tutarı ayrı
olarak sunmasına gerek yoktur. Ayrıca, eğer
muhasebeleştirilen toplam borç açık bir
şekilde daha yüksekse, ihraç edenin bu
tutarı belirlemesine gerek yoktur.
(c)
Söz konusu
sözleşmeler finansal
araç olmalarına rağmen, ihraç eden, bu
sözleşmelerin primlerini gelir olarak
muhasebeleştirmeye ve
borçların
defter değerlerinde
ortaya çıkan
artışı gider olarak dikkate almaya devam
edebilir.
Açıklama
Muhasebeleştirilmiş
tutarların açıklanması
36.
Sigortacı, sigorta sözleşmelerinden
kaynaklanan tutarları tanımlayan ve gösteren
bilgileri finansal
tablolarında açıklar.
37.
36 ncı Paragraf
gereğince sigortacı, aşağıda yer alanları
kamuoyuna açıklar:
(a)
Sigorta
sözleşmelerine ilişkin muhasebe
politikalarını ve ilgili varlık, borç, gelir
ve giderleri.
(b)
Sigorta
sözleşmelerinden kaynaklanan
muhasebeleştirilen varlık, borç, gelir ve
giderleri (ve, nakit akım tablosunu direkt
metodu kullanmak suretiyle sunması
durumunda, nakit akımlarını). Ayrıca,
sigortacının bir sedan işletmesi olması
durumunda, aşağıdakiler de açıklanır:
(i)
Satın alınan reasürans nedeniyle kâr
veya zararda muhasebeleştirilmiş kazanç ve
kayıplar; ve
(ii)
Sedan işletmenin satın almış olduğu
reasüranstan kaynaklanan kazanç ve kayıpları
ertelemekte ve üzerinden amortisman
ayırmakta olması
durumunda, dönem amortismanı ve dönem başı
ve sonu itibariyle geri kalan üzerinden
amortisman ayrılmamış tutarlar.
(c)
(b)’de yer
alan muhasebeleştirilmiş tutarların
ölçümünde en büyük etkiye sahip olan
varsayımların belirlenmesine ilişkin süreç.
Mümkün olması durumunda, sigortacı bu
varsayımların miktarsal açıklamasını da
yapar.
(d)
Finansal
tablolar üzerinde önemli etkiye sahip olan
her değişikliğin etkisini ayrı olarak
göstererek sigorta varlık ve borçlarının
ölçümünde kullanılan varsayımlardaki
değişikliklerin etkilerini.
(e)
Sigorta
borçları, reasürans varlıkları ve olması
durumunda ilgili ertelenmiş edinme
maliyetlerindeki değişikliklerin mutabakatı.
Nakit akışlarının
tutarı, zamanlaması ve belirsizliği
38.
Sigortacı, finansal
tablo kullanıcılarının, sigorta
sözleşmelerinden doğan gelecekteki nakit
akışlarının tutarını, zamanlamasını ve
belirsizliğini anlamasına yardımcı olacak
bilgileri kamuoyuna açıklar.
39.
38 inci Paragraf gereğince sigortacı,
aşağıdakileri kamuoyuna açıklar:
(a)
Sigorta
sözleşmelerinden kaynaklanan risklerin
yönetilmesindeki amacını ve bu risklerin
azaltılmasına ilişkin politikalarını.
(b)
Sigortacının
gelecekteki nakit akışlarının tutarı,
zamanlaması ve belirsizliği üzerinde önemli
etkiye sahip olan sigorta sözleşmelerinin
koşul ve şartlarını
(c)
Aşağıdakiler
hakkındaki bilgiler dahil, sigorta riski
hakkındaki bilgileri (hem reasürans yoluyla
riskin azaltılmasının öncesi, hem de
sonrası):
(i)
Bunlar üzerinde önemli etkiye sahip
olan değişkenlerdeki değişikliklere ilişkin
kâr veya zarar ile
özkaynağın duyarlılığı.
(ii)
Sigorta riskinin yoğunlaşmaları.
(iii)
Gerçekleşen
hasarların geçmiş tahminlerle
karşılaştırılması (yani hasarların gelişim
süreci). Hasarların gelişimi hakkındaki
açıklamalar, bunlara ilişkin ödemelerin
tutar ve zamanlamalarına ilişkin halen bir
belirsizlik olması durumunda, herhangi
önemli bir hasarın gerçekleşmiş olduğu en
erken döneme kadar geri gidilir, fakat on
yıldan daha geriye gitmeye gerek yoktur.
Sigortacının, bir yıl
içinde normalde sonuçlandıracağı hasar
ödemelerinin tutar ve zamanlamaları
hakkındaki belirsizlik olması durumunda,
ilgili hasarlara ilişkin söz konusu bilgiyi
açıklamasına gerek yoktur.
(d)
Sigorta
sözleşmelerinin TMS 32 kapsamına girmiş
olmaları durumunda, TMS 32’nin öngörmüş
olduğu faiz oranı riski ve kredi riskine
ilişkin bilgileri.
(e)
Sigortacının
melez ürünlerde saklı türev ürünlerini
gerçeğe uygun değeri ile ölçmemiş olduğu ve
bu konu da zorunlu da tutulmamış olduğu
durumlarda, ana sigorta sözleşmesinin içinde
yer alan melez üründe saklı türev ürünler
dolayısıyla maruz kalınan faiz oranı riskine
veya piyasa riskine ilişkin bilgi.
Geçerlilik tarihi ve
geçiş
40.
41-45 inci Paragraflardaki
geçiş hükümleri,
bu TFRS’yi ilk
kez uyguladığı zaman
TFRS’leri halihazırda uygulamakta
olan işletmeler için ve
TFRS’leri ilk defa uygulayan (ilk kez
uygulayıcı) işletmeler için uygulanır.
41.
“-“
41A.
“-“
Açıklama
42.
İşletmenin, 37(a) ve (b) Paragrafında
öngörülen sigorta sözleşmelerine ilişkin
muhasebe politikaları ve muhasebeleştirilmiş
varlık, borç, gelir ve giderler (ve direkt
metodun kullanılmış olduğu durumlarda nakit
akımlarını) hakkındaki açıklamalar hariç
olmak üzere, bu TFRS’ deki açıklamaya
ilişkin düzenlemeleri 1 Ocak 2005’ten önce
başlayan yıllık dönemlere ilişkin
karşılaştırmalı bilgilere uygulamasına gerek
yoktur.
43.
Eğer 1 Ocak 2005’ten önce başlayan yıllık
dönemlere ilişkin karşılaştırmalı bilgiler
için 10-35 inci Paragrafların belirli bir
hükmünün uygulanması pratik değilse, işletme
anılan durumu açıklar.
Borç yeterlilik
testinin
(15-19 uncu Paragraflar) bu tür
karşılaştırmalı bilgilere uygulanması bazen
pratik olmayabilir, fakat bu tür
karşılaştırmalı bilgilere 10-35’nci
Paragraflarda yer alan diğer hükümlerin
uygulanmasının pratik olmaması olasılığı
oldukça düşüktür. TMS 8 “pratik olmama”
terimini açıklar.
44.
39(c) (iii)
Paragraf uygulanmasında işletmenin, bu TFRS’
yi uyguladığı ilk mali yılın sonundan önceki
beş yıldan önceki bir tarihte gerçekleşmiş
hasarların gelişim süreçleri hakkındaki
bilgileri açıklama zorunluluğu yoktur. Buna
ek olarak, işletmenin bu TFRS ile uyumlu
olarak tam karşılaştırılabilir bilgi sunduğu
en erken dönemden önceki bir dönemde
gerçekleşen hasarların gelişim süreçlerine
ilişkin bilgi vermesinin mümkün olmaması
durumunda, işletme bu durumu kamuoyuna
açıklar.
Finansal
varlıkların yeniden düzenlenmesi
45.
Sigortacının sigorta borçlarına ilişkin
muhasebe politikalarını değiştirmesi
durumunda, finansal
varlıklarının bir kısmını veya tamamını
gerçeğe uygun değeri üzerinden kâr veya
zararda muhasebeleştirmek üzere yeniden
sınıflandırmasına izin verilir, fakat bu
hususta zorunlu tutulmaz. Sigortacının bu
TFRS’yi ilk kez
uyguladığında muhasebe politikalarını
değiştirmesi ve bu değişikliğin 22
nci Paragrafta
izin verilen izlenen bir politika
değişikliği niteliğinde olması durumunda,
söz konusu yeniden sınıflandırmaya izin
verilir. Söz konusu yeniden sınıflandırma
işlemi bir muhasebe politikası
değişikliğidir ve anılan işleme TMS 8
uygulanır.
Ek A
Terimlere ilişkin
tanımlar
Bu Ek ,TFRS’nin
ayrılmaz bir parçasıdır.
Sedan
işletme |
Reasürans sözleşmesine göre
sigortalı. |
Birikim unsuru
|
TMS
39’a göre türev ürün olarak
muhasebeleştirilmeyen ve eğer ayrı
bir yatırım aracı olsaydı TMS 39
kapsamında olacak olan bir sözleşme
unsuru. |
Doğrudan
sigorta sözleşmesi |
Reasürans sözleşmesi niteliğinde
olmayan sigorta sözleşmesi. |
İsteğe bağlı
katılım özelliği
|
Garanti edilen faydalara ilaveten,
aşağıda yer alan ek faydalara sahip
olmaya yönelik sözleşmeye dayalı bir
haktır;
(a)
Sözleşmeye dayalı toplam faydaların
önemli bir kısmını teşkil etmeye
namzet;
(b)
Tutarı ve zamanlaması sözleşme
gereği ihraç edenin takdirinde olan;
ve
(c)
Sözleşme gereği aşağıdakilere dayalı
olan:
(i)
Belirli bir sözleşmeler havuzunun
veya belirli bir sözleşme türünün
performansına;
(ii)
İhraç eden tarafından elde tutulan
belirli bir varlık havuzunun
gerçekleşmiş ve/veya gerçekleşmemiş
yatırım getirilerine; veya
(iii)
Sözleşme ihraç eden şirketin, fonun
veya başka bir işletmenin kâr veya
zararına. |
Gerçeğe uygun
değer
|
Karşılıklı pazarlık ortamında,
bilgili ve istekli gruplar arasında
bir varlığın el değiştirmesi
ya da
bir borcun ödenmesi durumunda ortaya
çıkması gereken tutardır. |
Finansal
garanti sözleşmesi |
İhraç edene,
belirli bir borçlunun bir borçlanma
aracının orijinal veya tadil edilmiş
koşullarıyla uyumlu vadesi gelmiş
ödemelerini yapamaması
nedeniyle zarar sahibine oluşan
zararı karşılamak için belirli
ödemeleri yapmasını zorunlu kılan
bir sözleşmedir. |
Finansal
risk
|
Değişkeni sözleşmenin taraflarından
birine özgü olmayan
finansal
olmayan bir değişken durumunda;
belirli bir faiz oranı,
finansal
araç fiyatı, mal fiyatı, döviz kuru,
faiz veya fiyat endeksleri, kredi
notu veya kredi endeksi veya diğer
değişkenlerin bir veya daha
fazlasındaki gelecekte olası bir
değişiklik riski. |
Garanti edilen
faydalar |
Belirli bir
sigortalı
ya da
yatırımcının, ihraç edenin
sözleşmeye dayalı takdir yetkisine
bağlı olmaksızın, koşulsuz olarak
hakkı olan tahsilatlar ve diğer
faydalar. |
Garanti edilen
unsur |
İsteğe bağlı katılım özelliği içeren
bir sözleşmeye dahil edilmiş garanti
edilen faydaların ödemesine ilişkin
yükümlülük. |
Sigorta
varlığı
|
Sigorta sözleşmesine göre
sigortacının sözleşmeye dayalı net
hakları. |
Sigorta
sözleşmesi
|
Gelecekteki belirli bir kesin
olmayan olayın (sigorta konusu olay)
sigortalıyı olumsuz bir şekilde
etkilemesi halinde sigortalıya
tazminat ödemeyi kabul ederek bir
tarafın (sigortacı) diğer taraftan
(sigortalı) önemli bir sigorta
riskini kabul ettiği sözleşme (bu
tanıma ilişkin rehber için Ek
B’ye
bakınız). |
Sigorta borcu |
Sigorta sözleşmesine göre
sigortacının sözleşmeye dayalı net
yükümlülükleri. |
Sigorta riski |
Finansal
riskten başka sözleşmenin hamilinden
ihraç edene devredilen risktir. |
Sigorta konusu
olay
|
Sigorta sözleşmesi tarafından
teminat altına alınan ve sigorta
riski yaratan gelecekteki belirsiz
bir olaydır. |
Sigortacı |
Sigorta konusu olayın gerçekleşmesi
halinde, sigorta sözleşmesine göre
sigortalıya bir tazminat ödemekle
yükümlü olan taraftır. |
Borç
yeterlilik testi
|
Gelecekteki nakit akışlarının gözden
geçirilmesine dayanılarak, sigorta
borçlarının defter değerinin
arttırılmasına (veya ilgili
ertelenmiş edinme maliyetlerinin
veya maddi olmayan varlıkların
defter değerlerinin azaltılmasına)
ihtiyaç olup olmadığına ilişkin
olarak yapılan bir değerlendirmedir. |
Sigortalı
|
Sigorta konusu olayın gerçekleşmesi
halinde sigorta sözleşmesine göre
tazminat alma hakkı olan taraftır. |
Reasürans
varlıkları |
Reasürans sözleşmesine göre sedan
işletmenin sözleşmeye dayalı net
hakları. |
Reasürans
sözleşmesi |
Sedan
işletme tarafından düzenlenen bir
ya da
daha fazla sözleşmeden doğabilecek
hasarların sigortacı (reasürör)
tarafından diğer bir sigortacıya
(sedan işletme) karşılanması
amacıyla düzenlenen sigorta
sözleşmesidir. |
Reasürör |
Reasürans sözleşmesine göre sigorta
konusu olayın gerçekleşmesi halinde
sedan işletmeye tazminat ödemekle
yükümlü olan taraftır.
|
Ayrıştırma
|
Sözleşmenin unsurlarının ayrı
sözleşmelermiş gibi
muhasebeleştirilmesidir. |
Ek B
Bir sigorta
sözleşmesinin tanımı
Bu Ek,
TFRS’nin
ayrılmaz bir parçasıdır.
B1.
Bu Ek, Ek A’daki
sigorta sözleşmesinin tanımlanmasında
uygulamaya açıklık getirir. Bu Ek, aşağıdaki
konuları düzenler:
(a)
‘Gelecekteki belirsiz olay’ terimi
(B2-B4 Paragrafları);
(b)
Ayni ödemeler (B5-B7 Paragrafları);
(c)
Sigorta riski ve diğer riskler
(B8-B17 Paragrafları);
(d)
Sigorta sözleşmesi örnekleri (B18-B21
Paragrafları);
(e)
Önemli sigorta riski (B22-B28
Paragrafları); ve
(f)
Sigorta riski seviyesindeki
değişiklikler (B29 ve B30 Paragrafları).
Gelecekteki belirsiz
olay
B2.
Belirsizlik (veya risk) sigorta
sözleşmesinin esasıdır. Buradan hareketle,
sigorta sözleşmesinin başlangıcında
aşağıdakilerden en az birisi belirsizdir :
(a)
Sigorta konusu olayın gerçekleşip
gerçekleşmeyeceği;
(b)
Ne zaman gerçekleşeceği veya
(c)
Gerçekleşmesi halinde sigortacının ne
kadar ödemesi gerekeceği.
B3.
Bazı sigorta sözleşmelerinde, hasar
sözleşmenin başlangıcından önce oluşan bir
olaydan kaynaklanmış olsa bile, sigorta
konusu olay sözleşmenin süresi boyunca
ortaya çıkan hasardır. Diğer sigorta
sözleşmelerinde, hasarın sonuçlanması
sözleşme süresinden sonra tespit edilse
bile, sigorta konusu olay sözleşme süresi
içinde oluşmuş bir olaydır.
B4.
Bazı sigorta sözleşmeleri, daha önce oluşmuş
fakat finansal
etkisi hala belirsiz olan olaylara teminat
verir. Örnek olarak, sigortalı tarafından
daha önce bildirilmiş hasarların olumsuz
yönde gelişmesine karşın doğrudan
sigortacıya teminat veren reasürans
sözleşmesi gösterilebilir. Bu tür
sözleşmelerde sigorta konusu olay, bu
hasarların azami maliyetinin ortaya
çıkarılmasıdır.
Ayni ödemeler
B5.
Bazı sigorta sözleşmeleri ödemelerin ayni
olarak yapılmasını öngörür veya buna izin
verir. Örnek olarak, sigortacı sigortalıya
geri ödeme yapması yerine çalınan şeyi
doğrudan yerine koyabilir. Bir başka örnek,
sigortacının sözleşme tarafından teminat
verilen sağlık hizmetlerini sağlamak için
kendi hastanelerini ve sağlık personelini
kullanmasıdır.
B6.
Bazı ülkelerde sigorta sözleşmesi olarak
düzenlenmemiş olmasına rağmen, hizmet
seviyesi bu TFRS’deki
sigorta sözleşmesi tanımına uyan belirsiz
olaya bağlı bazı sabit ücretli hizmet
sözleşmeleri vardır. Servis
sağlayıcılarının, arızadan sonra belirli
ekipmanlarla onarmayı kabul eden bakım
sözleşmeleri buna bir örnektir. Bu sabit
hizmet ücreti, beklenen arıza sayısına göre
hesaplanır, ancak belirli bir makinenin
arıza yapıp yapmayacağı belirsizdir.
Ekipmanın arıza yapması, mal sahibini
olumsuz yönde etkiler ve bu sözleşme mal
sahibinin zararını karşılar (nakitten daha
çok, ayni olarak). Bir başka örnek olarak,
servis sağlayıcının yıllık sabit bir ücret
karşılığında, ücretsiz yol bakım hizmetleri
vermeyi ya da en
yakın tamirhaneye çekmeyi kabul ettiği
otomobil tamir hizmetlerine ilişkin bir
sözleşme gösterilebilir. En son bahsedilen
sözleşme, servis sağlayıcının parça
değiştirmesini veya tamir etmesini kabul
etmese bile, sigorta sözleşmesi tanımına
uyabilir.
B7.
Paragraf B6’da tanımlanan sözleşmelere bu
TFRS’nin
uygulanmasının, söz konusu sözleşmeler bu
TFRS’nin kapsamı
dışında kalmış olsalardı uygulanabilecek
olan TFRS’lerin
uygulanmasından daha külfetli olmaması
beklenir:
(a)
Halihazırda oluşmuş olan arıza ve
hatalara ilişkin önemli borçların olma
ihtimali zayıftır.
(b)
Eğer “TMS 18 Hasılat” Standardı
uygulansaydı, servis sağlayıcısı tamamlanma
aşamasına (ve diğer belirli kriterlere tabi)
göre hasılatı muhasebeleştirecektir. Servis
sağlayıcısının (i) 14 üncü Paragraf
tarafından yasaklanan uygulamaları
öngörmedikçe, bu sözleşmelere ilişkin mevcut
muhasebe politikalarını sürdürmesine ve (ii)
22-30 uncu Paragraflarda izin verildiği
sürece muhasebe politikalarını
geliştirmesine izin veren söz konusu
yaklaşım, aynı zamanda bu
TFRS’ye göre
kabul edilebilir.
(c)
Servis sağlayıcısı, sözleşmeye dayalı
yükümlülükleri yerine getirmek için verdiği
hizmetlerin maliyetinin, bu hizmet
karşılığında peşin alınan geliri aşıp
aşmadığını dikkate alır. Bunu yapabilmek
için, bu TFRS’nin
15-19 uncu Paragraflarında bahsedilen borç
yeterlilik testini uygular. Eğer bu TFRS söz
konusu sözleşmelere uygulanmadıysa, servis
sağlayıcısı sözleşmelerin ivazlı olup
olmadığını tespit etmek için “TMS 37
Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu
Varlıklar” Standardını uygular.
(d)
Söz konusu sözleşmeler için, bu
TFRS’deki
açıklamaya ilişkin düzenlemelerin diğer
TFRS’lerin
öngördüğü açıklamalara kayda değer ekler
getirmesi olası değildir.
Sigorta riski
ve diğer riskler arasındaki farklar
B8.
Sigorta sözleşmesinin tanımı,
finansal riskten
başka bu TFRS’nin
sigortalıdan ihraç edene devredilen riski
olarak tanımladığı sigorta riskine işaret
eder. İhraç edeni, önemli sigorta riski
olmaksızın finansal
riske maruz bırakan bir sözleşme sigorta
sözleşmesi değildir.
B9.
Ek A’daki
finansal risk
tanımı, finansal
ve finansal
olmayan değişkenlerin bir listesini içerir.
Bu liste, belirli bir bölgedeki deprem
zararları endeksi veya belirli bir şehirdeki
sıcaklık endeksi gibi sözleşmenin
taraflarından birine özgü olmayan
finansal olmayan
değişkenleri kapsar. Bu liste, bir tarafın
varlıklarına zarar veren veya yok eden bir
yangının çıkması ya
da çıkmaması gibi sözleşme taraflarından
birine özgü olan
finansal olmayan değişkenleri hariç
tutar. Ayrıca, eğer gerçeğe uygun değer bu
tür varlıkların yalnızca piyasa
fiyatlarındaki değişiklikleri (finansal
bir değişken) değil, aynı zamanda
sözleşmenin bir tarafınca elde tutulan
belirli finansal
olmayan bir varlığın durumunu da (finansal
olmayan değişken) yansıtıyorsa,
finansal olmayan
varlığın gerçeğe uygun değerindeki
değişiklik riski
finansal bir risk değildir. Örneğin,
eğer belirli bir otomobilin hurda değerinin
bir garantisi, garanti vereni otomobilin
fiziki koşullarındaki değişikliklere ilişkin
bir riske maruz bırakıyorsa, bu risk bir
finansal risk
değil, bir sigorta riskidir.
B10.
Bazı sözleşmeler ihraç edeni önemli sigorta
riskine ilaveten
finansal riske de maruz bırakır.
Örneğin, hem sigortalıya asgari bir getiri
oranını garanti eden (finansal
risk yaratan) hem de çoğu zaman sigortalının
hesap bakiyesini önemli şekilde aşan ölüme
ilişkin menfaatleri ödemeyi taahhüt eden
(ölüm riski şeklinde sigorta riski yaratan)
çoğu hayat sigorta sözleşmeleri. Bu tür
sözleşmeler sigorta sözleşmesidir.
B11.
Bazı sözleşmelere göre, sigorta konusu olay
fiyat endeksine bağlanmış bir tutarın
ödemesini başlatır. Bu tür sözleşmeler,
sigorta konusu olayın gerçekleşme şartına
bağlı ödeme önemli olduğu sürece sigorta
sözleşmesidir. Örneğin, hayat standardı
endeksine bağlanmış yaşam koşullu yıllık
gelir sigortası, ödemesi belirsiz bir
olay - gelir sigortalısının hayatta kalması
- tarafından başlatılması nedeniyle sigorta
riskini devreder. Fiyat endeksine bağlı
olma, gömülü bir türev üründür, ama aynı
zamanda sigorta riskini devreder. Eğer
devredilen sigorta riskin sonuçlanması
önemli ise, gömülü türev ürün sigorta
sözleşmesi tanımına uymuş olmaktadır, bu
durumda anılan türevin sözleşmeden
ayrılmasına ve gerçeğe uygun değerden
ölçülmesine gerek yoktur (bakınız: bu
TFRS’nin 7
nci Paragrafı).
B12.
Sigorta riskinin tanımı, sigortacının
sigortalıdan kabul ettiği riske atıfta
bulunmaktadır. Başka bir deyişle, sigorta
riski, sigortalıdan sigortacıya devredilen
önceden var olan bir risktir. Buradan
hareketle, sözleşme tarafından yaratılan
yeni bir risk, sigorta riski değildir.
B13.
Sigorta sözleşmesinin tanımı, sigortalı
aleyhinde bir etkiye atıfta bulunur. Bu
tanım sigortacı tarafından yapılacak
ödemeyi, olumsuz olayın
finansal etkisine denk gelen bir
tutarla sınırlamamaktadır. Örneğin, bu tanım
sigortalının hasar görmüş bir varlığını
yenisiyle değiştirmesine imkan veren
‘eskisinin yerine yenisi’ türündeki
teminatları hariç bırakmamaktadır. Benzer
biçimde, bu tanım, bir hayat sigortası
sözleşmesindeki ödeme tutarını,
lehdarlarının
uğradığı finansal
zararlarla sınırlamadığı gibi, önceden
belirlenmiş tutarın ödenmesi, ölüm veya kaza
nedeniyle oluşan zararın hesaplanma
işleminin yapılmasına da engel olmaz.
B14.
Bazı sözleşmeler önceden tanımlanmış
belirsiz bir olayın gerçekleşmesi halinde
bir ödeme yapmayı öngörür, ancak, ödemeye ön
koşul olarak sigortalıya olumsuz etki
yapmasını öngörmez. Hamil, temelde
yatan riske maruz kalmayı azaltmak için bu
sözleşmeyi kullansa bile, bu tür sözleşmeler
sigorta sözleşmesi değildir. Örneğin, hamili
işletmenin bir varlığından doğan nakit
akışlarıyla ilişkili olan temel bir
finansal olmayan
değişkeni riske karşı korumak için bir türev
ürün kullanması halinde, ödeme varlıktan
doğan nakit akışlarının azalmasından dolayı
hamilinin olumsuz şekilde etkilenip
etkilenmemesi koşuluna bağlı yapılmadığı
için, bu türev ürün bir sigorta poliçesi
değildir. Tam tersine bir sigorta sözleşmesi
tanımında sigortalı üzerinde olumsuz bir
etkiye sahip olan gelecekteki belirsiz bir
olaya atıfta yapılması, ödeme için
sözleşmeye göre ön koşuldur. Sözleşmedeki bu
ön koşul, sigortacının olayın gerçekten
olumsuz bir etkisinin olup olmadığını
araştırmasını gerektirmez, ancak,
sigortacının olayın olumsuz bir etkiye neden
olduğu konusunda tatmin olmaması halinde
sigortacının ödeme yapmayı reddetme izni
verir.
B15.
Yenilenmeme veya yenilememe riski (yani,
ihraç edenin sözleşmeyi fiyatlamasında
beklenildiğinden daha önce veya sonrasında
poliçeyi iptal etmeye yönelik karşı tarafa
ilişkin risk) sigorta riski değildir, çünkü
karşı tarafın ödemesi karşı tarafı olumsuz
şekilde etkileyen gelecek belirsiz bir olay
şartına bağlı değildir. Benzer şekilde,
gider riski (yani, sigorta konusu olaylarla
ilişkili maliyetlerdeki artıştan ziyade bir
hizmet sözleşmesi ile ilişkili yönetim
masraflarında beklenmedik artış riski)
sigorta riski değildir, çünkü masraflardaki
beklenmedik artış karşı tarafı olumsuz
olarak etkilemez.
B16. Bu
yüzden, ihraç edeni yenilenme riski,
yenilememe riski veya masraf riskine maruz
bırakan bir sözleşme, ihraç edeni sigorta
riskine de maruz bırakmadıkça sigorta
sözleşmesi değildir. Bununla birlikte, o
sözleşmeyi ihraç eden, riskin bir kısmını
diğer bir tarafa devretmek için ikinci bir
sözleşme kullanarak riski azaltırsa, bu
ikinci sözleşme diğer tarafı sigorta riskine
maruz bırakan hale getirir.
B17.
Sigortacı sigortalıdan ayrı bir işletme
olduğu sürece, sigortalıdan önemli bir riski
devralabilir. Mütüel
sigortacı olması durumunda; bu
mütüel işletme
her sigortalıdan gelen riski kabul eder ve
risk havuzu kurar. Sigortalılar havuzlanmış
riski, şirket sahibi olarak kapasiteleri
oranında kolektif olarak taşırlarsa bile, bu
mütüel işletme
bir sigorta sözleşmesinin özü olan riski
kabul etmiş durumdadır.
Sigorta sözleşmesi
örnekleri
B18.
Aşağıdaki sözleşmeler, devredilen risk
önemli olduğu sürece sigorta sözleşmesidir :
(a)
Malın
hırsızlığı veya hasarına karşı yapılan
sigorta.
(b)
Ürün
sorumluluğu, mesleki sorumluluk, bireysel
sorumluluk veya yasal masraflara karşı
yapılan sigorta.
(c)
Hayat
sigortası veya önceden ödenmiş cenaze
masrafları planları (her ne kadar ölüm kesin
ise de, ölümün ne zaman olacağı veya bazı
hayat sigortalarında ölümün sigorta
tarafından teminat verilen süre içinde
gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli
değildir).
(d)
Yaşam koşullu
yıllık gelir sigortası ve emeklilik
ödemeleri (yani, yıllık gelir alanın
ya da emeklinin,
aksi takdirde onun yaşamında kalmasından
olumsuz etkilenecek, bir yaşam standardının
sürdürmesinde yardım eden belirsiz bir
gelecek olay – yıllık gelir alanın
ya da emeklinin
yaşamını sürdürmesi - için tazminat sağlayan
sözleşme)
(e)
İş göremezlik
ya da tıbbi
teminatlar
(f)
Garanti
senetleri, kefalet senetleri, kati teminat
mektupları ve geçici teminat mektupları
(yani, başka bir tarafın sözleşmeden doğan
yükümlülüklerini, mesela bir bina inşaatının
yapılması gibi, yerine getirememesi halinde
tazminat ödenmesini sağlayan sözleşmeler)
(g)
Belirli bir borçlunun
bir borçlanma aracının orijinal
ya da
değiştirilmiş koşullarına göre vadesi gelmiş
borcunu ödeyememesi nedeniyle ortaya çıkan
zararın hamiline karşılamak için belirli
ödemeleri yapmasını sağlayan kredi
sigortaları. Bu sözleşmelerin, garanti,
kredi mektupların bazı türleri (akreditif
(L/C)), temerrüde karşı geliştirilen türev
ürünleri veya sigorta sözleşmeleri gibi çok
çeşitli yasal biçimleri bulunmaktadır.
Bununla birlikte, bu sözleşmeler bir sigorta
sözleşmesi tanımını karşılamasına rağmen,
bunlar aynı zamanda TMS 39’daki
finansal garanti
sözleşmesi tanımına uyuyor ve bu TFRS değil
TMS 32 ve TMS 39 un kapsamındadır. Bunun
yanında, eğer
finansal
garanti sözleşmelerini ihraç eden, bu tür
sözleşmelerin bir sigorta sözleşmesi olarak
kabul edildiğini açık bir şekilde önceden
belirtirse ve sigorta sözleşmelerine
uygulanabilir muhasebeleştirme esasını
kullanırsa,
ihraç eden bu tür
finansal
garanti sözleşmelerine
ya TMS 39 ve TMS 32
ya da bu
Standardın uygulanmasını seçebilir.
(h)
Ürün garantileri. Bu TFRS kapsamında
üretici, satıcı veya perakendeci tarafından
satılmış ürünlere ilişkin başka bir tarafça
ihraç eden ürün sertifikaları. Bununla
birlikte, üretici, satıcı veya perakendeci
tarafından doğrudan ihraç edilen ürün
sertifikaları bu TFRS kapsam dışında kalır,
çünkü bunlar “TMS 18 Hasılat” ve “TMS 37
Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve
Koşullu Varlıklar” Standartları
kapsamındadır.
(i)
Tapu sigortası (yani, sigorta
sözleşmesi düzenlendiğinde görünmeyen ve
arsa-arazi için alınan tapulardaki
eksikliklerin ortaya çıkmasına karşı yapılan
sigorta). Bu durumda sigorta konusu olay
eksikliğin kendisi değil, tapudaki
eksikliğin ortaya çıkmasıdır.
(j)
Seyahat sigortası (yani, seyahat
edenlerin seyahat sırasında başlarına gelen
zararların ayni ya
da nakdi olarak ödenmesi). B6 ve B7
paragrafları bazı sözleşmelerde ayni ödemeyi
konu almaktadır.
(k)
Belirli bir olayın bonoyu ihraç edeni
olumsuz olarak etkilemesi halinde anapara,
faiz veya her ikisinin birden eksik
ödenmesini sağlayan afet poliçeleri
(tanımlanmış olayın, örneğin bu olayın faiz
oranlarındaki veya kurlardaki bir değişiklik
olması gibi önemli bir sigorta riski
yaratması durumunda).
(l)
Sözleşmenin bir tarafı için özgü olan
iklimsel, jeolojik veya fiziki
değişkenlerdeki değişikliklere dayalı bir
ödeme öngören sigorta
swapları ve diğer sözleşmeler.
(m)
Reasürans sözleşmeleri.
B19.
Aşağıdakiler, sigorta sözleşmesi olmayan
sözleşme örnekleridir :
(a)
Sigortacıyı önemli bir sigorta riski
altına sokmadığı halde sigorta sözleşmesinin
yasal şekline sahip olan yatırım
sözleşmeleri, örneğin, sigortacının önemli
bir ölüm riski taşımayan hayat sigortası
sözleşmeleri (bu tür sözleşmeler sigorta
olmayan finansal
araçlar veya hizmet sözleşmeleridir.
Bakınız: B20 ve B21 Paragrafları).
(b)
Yasal şekli itibariyle sigorta
sözleşmesi biçimine sahip olmakla birlikte,
sigortalı, gelecekte sigortacıya yapacağı
ödemelerin iptal edilemez ve uygulanabilir
mekanizmalarla yapılacak hasar ödemelerine
göre ayarlanarak önemli tüm riskini
sigortalıya geri döndüren
sözleşmeler, örneğin, bazı
finansal
reasürans sözleşmeleri veya grup
sözleşmeleri (bu tür sözleşmeler sigorta
olmayan finansal
araçlar veya hizmet sözleşmeleridir,
bakınız: B20 ve B21 Paragrafları).
(c)
Kendi kendini sigorta etmek, başka
bir deyişle sigorta edilebilecek bir riski
sigorta etmeden kendi üzerinde tutmak
(sigorta sözleşmesi değildir, çünkü bir
başka tarafla anlaşma yoktur).
(d)
Tanımlanmış gelecekteki belirsiz bir
olayın gerçekleşmesi halinde bir ödeme
yapmayı gerektiren, ancak, ödeme için
sözleşmeye dayalı bir önkoşul olarak bu
olayın poliçe sahibini olumsuz etkilemesini
gerektirmeyen sözleşmeler (kumar
sözleşmeleri gibi). Bununla birlikte, bu
durumda, ölüm veya kaza gibi tanımlanmış bir
olaydan kaynaklanan zararın hesaplanma
işleminin yapılması, önceden tanımlanmış bir
ödeme yapılmasına engel değildir. (bakınız:
Paragraf B13).
(e)
Bir tarafı
finansal riske maruz bırakan, ancak
sigorta riskine maruz bırakmayan türev
ürünler,; çünkü bu ürünler, değişkeni
sözleşmenin taraflarından birine özgü
olmayan finansal
olmayan bir değişken durumunu hesaba katan
belirli bir faiz oranı,
finansal araç fiyatı, mal fiyatı,
döviz kuru, faiz veya fiyat endeksleri,
kredi notu ya da
kredi endeksi veya diğer değişkenlerin bir
veya daha fazlasındaki yalnızca
değişikliklere dayanan ödemeyi yapmayı
öngörürler (bakınız TMS 39).
(f)
Sözleşme sahibi, borçlunun
ödemelerini vadesinde yapmamasından dolayı
bir zarar oluşmasa bile poliçe sahibine
ödeme yapmayı gerektiren bir kredi-ilişkili
garantiler (veya akreditif –L/C-, ödenmeme
riskine karşı geliştirilen alacak türev ürün
sözleşme veya kredi sigorta sözleşmeleri)
(bakınız: TMS 39).
(g)
Sözleşmenin taraflarından birine özgü
olmayan iklimsel, jeolojik veya diğer
fiziksel değişkenlere dayanan bir ödemeyi
gerektiren sözleşmeler (genellikle iklime
dayalı türev ürünleri olarak tanımlanır)
(h)
Sözleşmenin taraflarından birine özgü
olmayan iklimsel, jeolojik veya diğer
fiziksel değişikliklere dayalı olarak faiz,
anapara ya da
her ikisinde eksik ödemeleri telafi eden
afet poliçeleri.
B20.
Paragraf B19’da tanımlanan sözleşmelerin,
finansal varlık
veya finansal
borç yaratması durumunda, ilgili sözleşmeler
TMS 39 kapsamındadır. Bu, ayrıca,
sözleşmenin taraflarınca, bazen birikim
muhasebesi olarak da adlandırılan
aşağıdakileri içeren bir yöntemin
kullanılması anlamına gelmektedir:
(a)
Taraflardan biri alınan bedeli
gelirden ziyade
finansal borç olarak
muhasebeleştirir.
(b)
Diğer taraf ödenen tutarı giderden
ziyade finansal
bir varlık olarak muhasebeleştirir.
B21.
Paragraf B19’da tanımlanan sözleşmelerin
finansal varlık
veya finansal
borç yaratmaması durumunda, TMS 18
uygulanır. TMS 18’e göre, eğer işlemin
sonucu güvenilir bir şekilde tahmin
edilebiliyorsa, hizmetlerin yerine
getirilmesi ile ilgili işlemlere bağlı
gelirler işlemin tamamlanma aşamasına göre
muhasebeleştirilir .
Önemli sigorta riski
B22.
Bir sözleşme, eğer önemli bir sigorta
riskini devrediyorsa, sigorta sözleşmesidir.
B8-B21 inci Paragraflar sigorta riskinden
bahsetmektedir. Aşağıdaki Paragraflar
sigorta riskinin önemli olup olmadığının
değerlendirmesine değinmektedir.
B23.
Sigorta riski, ancak ve ancak ticari özden
yoksun olan senaryolar (yani, ticari işlemin
ekonomisi üzerinde fark edilebilir sonuçları
olmayan) hariç, sigorta konusu olay
sigortacıya her senaryoda önemli ilave
menfaatleri ödemesine yol açan durumlarda,
önemlidir. Eğer önemli ilave menfaatleri
ticari öze sahip senaryolarda ödeyebilir
olacaksa, bir önceki cümledeki koşul,
beklenen şarta bağlı nakit akışların şimdiki
değeri, geri kalan sözleşmeye dayalı tüm
nakit akışların küçük bir kısmı olsa bile
veya sigorta konusu olay önemli oranda olası
değilse bile, karşılanmış olur.
B24.
Paragraf B23’te tanımlanan ilave
menfaatleri, sigorta konusu olayın
olmadığında ödenecek tutarları (ticari özü
olmayan senaryolar) aşan tutarlara atıfta
bulunur. Bu ilave menfaatler hasarlara
ilişkin olan giderleri ve inceleme
giderlerini kapsar, ancak aşağıdaki
giderleri kapsamaz :
(a)
Sigortalıya gelecekteki hizmetlere
ilişkin gider yükleme imkanının kaybı.
Örneğin, yatırım bağlantılı bir hayat
sigortası sözleşmesinde, sigortalının ölümü,
sigortacının yatırım yönetim hizmetleri
verememesi ve bu hizmetler karşılığında
ücret alamaması anlamına gelmektedir.
Bununla birlikte, sigortacının bu ekonomik
kaybı sigorta riskini yansıtmaz, sadece
mütüel fon
yöneticisi olarak müşterisinin muhtemel
ölümüne karşı sigorta riskini almamış olur.
Bu yüzden, gelecekte yatırım yönetim
ücretlerinin potansiyel kaybının, bir
sözleşmeyle ne kadar sigorta riskinin
devredildiğinin değerlendirmesinde ilgisi
yoktur.
(b)
İptal veya iştira halinde alınacak
olan ücretlerden ölüm durumunda feragat
etme. Çünkü, sözleşme bu ücretleri
yaratmıştır, bu ücretlerden feragat etmek
poliçe hamilini daha önceden var olan bir
riski nedeniyle tazmin etmek anlamına
gelmez. Dolayısıyla, onların, sözleşmeyle ne
kadar sigorta riskinin devredildiğinin
değerlendirilmesiyle ilgisi yoktur.
(c)
Sözleşme hamiline önemli bir zarar
vermeyen bir olayın gerçekleşmesi koşuluna
bağlı bir ödeme. Örneğin, sigortacının, bir
varlığın maddi hasara uğraması nedeniyle
poliçe hamiline 1 birim para gibi önemsiz
bir ekonomik zarar vermesi durumunda bir
milyon para birimi ödeme yapmasını
gerektirecek bir sözleşme olduğunu
varsayalım. Bu sözleşme hamili, sigortacıya
1,- parasal birimlik önemsiz bir riski-
devretmiştir. Aynı zamanda bu sözleşme,
sigortacının, belli bir olayın gerçekleşmesi
halinde 999.999 para birimi ödeme yapmasını
gerektirecek, sigorta riski olmayan, bir
risk yaratacaktır. Sözleşme sahibi, sözleşme
hamilinden kayda değer bir risk devir
almadığı için, bu sözleşme sigorta
sözleşmesi değildir.
(d)
Muhtemel reasürans geri kazanımları.
Sigortacı bunları ayrı bir şekilde
muhasebeleştirir.
B25. Sigortacı
sigorta riskinin önemini,
finansal
tabloların önemliliğini referans alarak
değil, her bir sözleşme bazında
değerlendirir.
Bu nedenle tüm sözleşmelere ilişkin asgari
maddi hasar olasılığı varsa bile sigorta
riski önemli olabilir. Bu sözleşme bazında
tek tek yapılan
değerlendirme, sözleşmelerin sigorta
sözleşmesi olarak sınıflandırılmasını da
kolaylaştırır. Bununla birlikte, eğer
homojen yapıya sahip oransal olarak küçük
sözleşmelerin tüm sigorta riskinin
devredildiği sözleşmelerden oluştuğu
biliniyorsa, sigortacının, önemsiz sigorta
riskini devreden, türev ürünü olmayan
sözleşmelerin birkaç tanesini belirlemek
için o kitap içindeki her bir sözleşmeyi
incelemesine gerek yoktur.
B26.
B23-B25 arasındaki paragraflardan
anlaşılmaktadır ki, eğer bir sözleşme ölüm
halinde ödenecek tazminat sigortalının
yaşaması durumunda ödenecek olandan daha
fazla ise, ilave ölüm menfaatleri önemsiz
olmamak koşuluyla bu sözleşme bir sigorta
sözleşmesidir (kayıtlı tüm sözleşmelere
bakılarak değil, sözleşme bazında karar
verilmelidir). Paragraf B24 (b)’de
belirtildiği gibi, ölüm nedeniyle iptal veya
iştira masraflarından
feragatı, sigortalının önceden var
olan bir riskini karşılamıyorsa, bu
değerlendirmelerde dahil edilmez. Benzer
şekilde, sigortalının geri kalan yaşam
süresinde ona düzenli ödeme sağlayan yıllık
gelir sigorta sözleşmesi de yaşam koşullu
ödemelerin toplamının önemsiz olmaması
koşuluyla hayat sigortası sözleşmesidir.
B27.
Paragraf B23 ilave menfaatlere
değinmektedir. Bu ilave menfaatler, eğer
sigorta konusu olay erken gerçekleşirse ve
ödemelerde paranın zaman değeri nedeniyle
düzeltme yapılmazsa, bu ilave menfaatlerin
erken ödenmesi koşulunu içerebilir. Sabit
bir tutarlı ömür boyu hayat sigortası bir
örnektir (başka bir deyişle, teminata
ilişkin bitim tarihi olmayan ve sigortalının
herhangi bir anda ölümünde sabit bir ölüm
tazminatı ödemesi sağlayan sözleşmeler).
Sigortalının öleceği kesindir, ancak ölüm
tarihi belli değildir. Sigortacı,
sözleşmelerin tamamından toplam bir zararı
olsa bile, sigortalının erken öldüğü
zamanlarda bu bireysel sözleşme dolayısıyla
zarara katlanacaktır.
B28.
Eğer bir sigorta sözleşmesi, birikim unsuru
ve sigorta unsuru şeklinde ayrıştırılırsa,
devredilen sigorta riskinin önemliliğinin
değerlendirmesi sigorta riski referans
alınarak yapılır. Gömülü bir türev ürünü
tarafından devredilen sigorta riskinin
önemliliği, gömülü türev ürünü referans
alınarak değerlendirilir.
Sigorta risk
düzeyindeki değişiklikler
B29.
Bazı sözleşmeler, daha sonra devretmesine
rağmen, sözleşme başlangıcında sigortacıya
hiçbir sigorta risk devretmez. Örneğin,
belirli bir yatırım getirisi sağlayan bir
sözleşme dikkate alınsın ve sigortalı
opsiyon kullandığında diğer yeni
katılımcılara sigortacı tarafından uygulanan
cari gelir sigortası oranlarından yaşam
koşullu yıllık sigorta almak için vade
gelimindeki
yatırım gelirlerini kullanmasına ilişkin
sigortalının bir opsiyonu dahil edilsin. Bu
sözleşme, opsiyon kullanılana kadar
ihraççıya sigorta riski devretmemiştir,
çünkü, sigortacı, yıllık gelir sigortası
fiyatını söz konusu opsiyon kullanıldığı
zaman devredilen sigorta riskini yansıtacak
bir esas üzerinden hesaplama konusunda özgür
olmayı sürdürüyor. Bununla birlikte, eğer
sözleşme, yıllık gelir oranlarını (veya
yıllık gelir oranlarının belirlenmesine
ilişkin bir esası) saptamışsa, bu sözleşme
sigorta riski sigortacıya başlangıçta
devreder.
B30.
Sigorta sözleşmesi olarak düzenlenen bir
sözleşme, tüm hak ve yükümlülükler ortadan
kalkmadıkça veya sona ermedikçe sigorta
sözleşmesi olarak kalır.
|