Türkiye
Muhasebe Standartları Kurulundan
TFRS 7
FİNANSAL ARAÇLAR: AÇIKLAMALARA
İLİŞKİN
TÜRKİYE FİNANSAL RAPORLAMA STANDARDI
(TFRS 7) HAKKINDA TEBLİĞ SIRA
NO: 42 (30.01.2007)
Amaç
MADDE 1 –
(1) Bu Tebliğin amacı; "TFRS 7
Finansal Araçlar: Açıklamalar" (TFRS
7) Standardının yürürlüğe
konulmasıdır.
(2) Adı geçen Türkiye
Finansal Raporlama Standardı bu
Tebliğin 1 no’lu ekinde yer
almıştır.
Kapsam
MADDE 2 –
(1) Bu Tebliğin kapsamı TFRS 7
Standardının Ek/1’de yer alan
metninde belirlenmiştir.
Hukuki dayanak
MADDE 3 –
(1) Bu Tebliğ, 28/7/1981 tarih ve
2499 sayılı Sermaye Piyasası
Kanununun Ek-1 inci maddesi ile
24/2/2004 tarihli ve 2004/6924
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
yürürlüğe giren Türkiye Muhasebe
Standartları Kurulunun Çalışmalarına
İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında
Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin (b)
bendine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 –
(1) Bu Tebliğde geçen;
(a) TMSK ve Kurul:
Türkiye Muhasebe Standartları
Kurulunu,
(b) TMS: Türkiye
Muhasebe Standartlarını,
(c) TFRS: Türkiye
Finansal Raporlama Standartlarını,
ifade eder.
Yürürlük ve uygulamaya ilişkin
hükümler
MADDE 5 –
(1) Bu Tebliğin 1 no’lu ekinde yer
alan TFRS 7 Standardı 1/1/2007
tarihinden sonra başlayan hesap
dönemlerinde uygulanmak üzere
yürürlüğe girer. TFRS 7 Standardının
uygulanmasıyla "TMS 30 Bankalar ve
Benzeri Finansal Kuruluşların
Finansal Tablolarında Yapılacak
Açıklamalar" Standardı yürürlükten
kalkar. İsteyen işletmeler bu
hükümler çerçevesinde TFRS 7’yi
31/12/2006 tarihli finansal
tablolarında uygulayabilirler.
(2) TFRS 7 Standardını,
31/12/2006 tarihli finansal
tablolarında uygulamayan işletmeler
31/12/2006 tarihli finansal
tablolarında;
(a) "TMS 32 Finansal
Araçlar: Sunum" Türkiye Muhasebe
Standardını, bu Tebliğin 2 no’lu
ekinde yer alan şekliyle,
(b) "TMS 39 Finansal
Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme"
Türkiye Muhasebe Standardının 1, 9,
45, 48 ve UR 29 no’lu maddelerini bu
Tebliğin 3 no’lu ekinde yer alan
şekliyle,
uygularlar.
Yürütme
MADDE 6 –
(1) Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye
Muhasebe Standartları Kurulu
yürütür.
EK 1
Türkiye Finansal Raporlama Standardı
(TFRS 7)
Finansal
Araçlar: Açıklamalar
Amaç
1. Bu TFRS’nin amacı,
finansal tablo kullanıcılarının
aşağıdaki hususları
değerlendirebilmeleri için gerekli
olan bilgilerin işletme finansal
tablolarında kamuoyuna açıklanmasını
sağlamaktır:
(a) Finansal araçların
işletmenin finansal durumu ve
performansı açısından önemi; ve
(b) İşletmenin dönem
içerisinde ve raporlama tarihinde
finansal araçlar nedeniyle maruz
kaldığı risklerin niteliği ve düzeyi
ile işletmenin sözü edilen riskleri
yönetme şekli.
2. Bu TFRS’de yer alan
ilkeler, "TMS 32 Finansal Araçlar:
Sunum" ve "TMS 39 Finansal Araçlar:
Muhasebeleştirme ve Ölçme"
Standartlarında yer alan finansal
varlık ve borçların
muhasebeleştirilmesi, ölçülmesi ve
sunumuna ilişkin ilkeleri tamamlar.
Kapsam
3. Bu Standart, tüm
işletmeler tarafından aşağıda
sayılan istisnalar haricinde tüm
finansal araçlara uygulanır:
(a) "TMS 27 Konsolide
ve Bireysel Finansal Tablolar", "TMS
28 İştiraklerdeki Yatırımlar" ve
"TMS 31 İş Ortaklıklarındaki Paylar"
Standartları kapsamında
muhasebeleştirilen bağlı ortaklık,
iştirak ve iş ortaklıklarındaki
paylar. Diğer taraftan, bazı
durumlarda, TMS 27, TMS 28 ve TMS 31
Standartları bağlı ortaklık, iştirak
ve iş ortaklıklarındaki payların TMS
39’a göre muhasebeleştirilmesine
izin vermektedir. Bu hallerde,
işletme, bu Standartta yer alanlara
ek olarak, TMS 27, TMS 28 veya TMS
31’de yer alan kamuoyuna açıklama
hükümlerini de uygulamak
durumundadır. Bu Standart, ilgili
türev ürün TMS 32’de yer alan
özkaynağa dayalı finansal araç
tanımına girmediği sürece, bağlı
ortaklıklardaki, iştiraklerdeki ve
iş ortaklıklarındaki paylarla
ilişkilendirilmiş her türlü türev
ürüne de uygulanır.
(b) "TMS 19 Çalışanlara
Sağlanan Faydalar" Standardının
uygulandığı emeklilik fayda planları
kapsamındaki işveren hak ve
yükümlülükleri.
(c) İşletme
birleşmelerindeki koşullu ödemeler
için yapılan sözleşmeler (bakınız:
"TFRS 3 İşletme Birleşmeleri"
Standardı). Söz konusu istisna
sadece edinen açısından uygulanır.
(d "TFRS 4 Sigorta
Sözleşmeleri" Standardında
tanımlanan sigorta sözleşmeleri.
Ancak, TMS 39 Standardının sigorta
sözleşmelerinde saklı türev
ürünlerin ayrı ayrı
muhasebeleştirilmesini gerektirdiği
durumlarda, anılan türev ürünler
için bu Standart uygulanır. Diğer
yandan, ihraççının, finansal teminat
sözleşmelerine ilişkin
muhasebeleştirme ve ölçme
işlemlerinde TMS 39’u uygulamakta
olması durumunda da bu Standart
uygulanır. İhraççının, anılan
sözleşmelere ilişkin
muhasebeleştirme ve ölçme
işlemlerinde TFRS 4’ün 4(d)
Paragrafı uyarınca TFRS 4’ü
uygulamayı seçmesi durumunda ise
TFRS 4 uygulanır.
(e) TMS 39’un 5-7 nci
Paragrafları kapsamındaki
sözleşmeler hariç olmak üzere, "TFRS
2 Hisse Bazlı Ödemeler" Standardı
uygulanan hisse bazlı ödeme
işlemleri kapsamındaki finansal
araçlar, sözleşmeler ve
yükümlülükler.
4. Bu TFRS,
muhasebeleştirilmiş ve
muhasebeleştirilmemiş finansal
araçlar için uygulanır.
Muhasebeleştirilmiş finansal
araçlar, TMS 39 kapsamındaki
finansal varlık ve finansal borçları
içerir. Muhasebeleştirilmemiş
finansal araçlar ise, TMS 39’un
kapsamı dışında olmalarına rağmen bu
TFRS kapsamında olan bazı finansal
araçları içerir (bazı kredi
taahhütleri gibi).
5. Bu TFRS, finansal
olmayan bir kalemin alımı veya
satımına ilişkin olarak düzenlenen
TMS 39 kapsamındaki sözleşmelere
(bakınız: TMS 39 Paragraf 5 – 7)
uygulanır.
Finansal araç sınıfları ve
açıklanacak bilgilerin düzeyi
6. Bu TFRS’nin finansal
araç sınıfları itibariyle kamuoyuna
açıklama yapılmasını gerektirdiği
durumlarda, işletme, açıklanan
bilginin niteliğine uygun bir
şekilde ve finansal araçların
özelliklerini de dikkate almak
suretiyle finansal araçları
sınıflara ayırır. İşletme, bilançoda
sunulan kalemlerle gerekli
mutabakatın yapılmasına yönelik
yeterli düzeyde bilgi sunar.
Finansal araçların finansal durum ve
performans açısından önemi
7. Finansal tablo
kullanıcılarının işletmenin finansal
durum ve performansı açısından
finansal araçların önemini
değerlendirmelerine imkan veren
bilgiler kamuoyuna açıklanır.
Bilanço
Finansal varlık ve finansal borç
sınıfları
8. TMS 39’da tanımlanan
aşağıdaki sınıflardan her birine
ilişkin defter değeri, bilanço veya
dipnotlarda kamuoyuna açıklanır:
(a) Gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılan
finansal varlıklar; (i) ilk
muhasebeleştirmede bu şekilde
sınıflananlar ile (ii) TMS 39’a göre
alım satım amaçlı elde tutulan
olarak sınıflananlar ayrı ayrı
gösterilmek suretiyle;
(b) Vadeye kadar elde
tutulacak yatırımlar;
(c) Kredi ve alacaklar;
(d) Satılmaya hazır
finansal varlıklar;
(e) Gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılan
finansal borçlar; (i) ilk
muhasebeleştirmede bu şekilde
sınıflananlar ile (ii) TMS 39’a göre
alım satım amaçlı elde tutulan
olarak sınıflananlar ayrı ayrı
gösterilmek suretiyle; ve
(f) İtfa edilmiş
maliyetinden ölçülen finansal
borçlar.
Gerçeğe uygun değer farkı kâr veya
zarara yansıtılan finansal varlıklar
ya da finansal borçlar
9. Bir kredi veya
alacağın (veya kredi ya da alacak
grubunu) gerçeğe uygun değer farkı
kâr veya zarara yansıtılan olarak
sınıflanmış olması durumunda aşağıda
belirtilen hususlara ilişkin olarak
kamuoyuna açıklama yapılır:
(a) İlgili kredi veya
alacağa (veya kredi ya da alacak
grubuna) ilişkin raporlama tarihi
itibariyle maruz kalınan azami kredi
riski tutarı (bakınız: Paragraf 36
(a).
(b) Sözü edilen azami
kredi riski tutarının herhangi bir
kredi türevi veya benzeri bir araçla
azaltılabilecek kısmı.
(c) Aşağıdaki
şekillerden biriyle tespit edilen,
ilgili kredi veya alacağın (veya
kredi ya da alacak grubunun) gerçeğe
uygun değerinde meydana gelen ve
finansal varlığın kredi riskiyle
ilişkilendirilebilen değişikliğin
dönem içerisinde gerçekleşen tutarı
ve birikmiş tutarı:
(i) Gerçeğe uygun
değerde meydana gelen ve piyasa
riskine yol açan piyasa
koşullarındaki değişiklikler ile
ilişkilendirilemeyen değişiklik
tutarı olarak; veya
(ii) Bir varlığın
gerçeğe uygun değerinde meydana
gelen değişikliğin ilgili varlığın
kredi riskindeki değişmelerden
kaynaklanan kısmını daha doğru bir
şekilde yansıttığı düşünülen
alternatif bir yöntem aracılığıyla
Piyasa riskine yol açan
piyasa koşullarındaki değişiklikler;
gözlemlenen (gösterge) faiz oranı,
mal fiyatı, döviz kuru veya fiyat ya
da oran endeksindeki değişiklikleri
içerir.
(d) İlgili herhangi bir
kredi türevi veya benzeri bir aracın
gerçeğe uygun değerinde dönem
içerisinde meydana gelen değişim
tutarı ile kredi veya alacağın
sınıflandığı tarihten bu yana söz
konusu türev ürün veya aracın
gerçeğe uygun değerinde meydana
gelen birikmiş değişim tutarı.
10. Bir finansal
borcun, TMS 39’un 9 uncu Paragrafı
uyarınca gerçeğe uygun değer farkı
kâr veya zarara yansıtılan olarak
sınıflanmış olması durumunda aşağıda
belirtilen hususlara ilişkin olarak
kamuoyuna açıklama yapılır:
(a) Bir finansal borcun
kredi riskindeki değişmelerden
kaynaklanan gerçeğe uygun değer
değişikliğinin aşağıda belirtilen
iki yöntemden biri kullanılmak
suretiyle tespit edilecek dönem
içerisinde gerçekleşen tutarı ile
birikmiş tutarı:
(i) Gerçeğe uygun
değerde meydana gelen ve piyasa
riskine yol açan piyasa
koşullarındaki değişiklikler ile
ilişkilendirilemeyen değişiklik
tutarı olarak; veya
(ii) Bir borcun gerçeğe
uygun değerinde meydana gelen
değişikliğin ilgili borcun kredi
riskindeki değişmelerden kaynaklanan
kısmını daha doğru bir şekilde
yansıttığı düşünülen alternatif bir
yöntem aracılığıyla.
Piyasa riskine yol açan
piyasa koşullarındaki değişiklikler;
gösterge faiz oranı, diğer bir
işletmenin finansal aracının fiyatı,
mal fiyatı, döviz kuru veya fiyat ya
da oran endeksindeki değişiklikleri
içerir. Birim birleştirici özelliği
bulunan sözleşmeler açısından,
piyasa koşullarındaki değişiklikler,
ilgili dahili veya harici yatırım
fonunun performansındaki
değişiklikleri içerir.
(b) Finansal borcun
defter değeri ile işletmenin
sözleşme hükümlerine göre vade
tarihinde hak sahibine ödemek
zorunda olduğu tutar arasındaki
fark.
11. İşletme aşağıda
belirtilen hususlara ilişkin olarak
kamuoyuna açıklamada bulunur:
(a) Paragraf 9 (c) ve
10 (a)’da yer alan hükümlerin yerine
getirilmesinde kullanılan yöntemler.
(b) İşletmenin,
Paragraf 9 (c) ve 10 (a)’da yer alan
hükümlerin yerine getirilmesi
amacıyla yaptığı açıklamanın ilgili
finansal varlık veya finansal borcun
gerçeğe uygun değerinde meydana
gelen ve anılan kalemlerin kredi
riskindeki değişikliklerle
ilişkilendirilebilen değişimi doğru
olarak göstermediğine inanması
durumunda, bu sonuca ulaşılmasındaki
sebepler ve ilgili olduğu düşünülen
etkenler.
Yeniden sınıflandırma
12. İşletmenin bir
finansal varlığı:
(a) Gerçeğe uygun değer
yerine maliyetinden veya itfa
edilmiş maliyetinden; ya da
(b) Maliyeti veya itfa
edilmiş maliyeti yerine gerçeğe
uygun değerinden
ölçmek suretiyle
yeniden sınıflandırması durumunda,
ilgili sınıflara eklenmek ve
çıkarılmak suretiyle her bir sınıf
itibariyle yeniden sınıflanan tutar
ve söz konusu yeniden
sınıflandırmanın nedeni hakkında
kamuoyuna açıklamada bulunulur
(bakınız: TMS 39 Paragraf 51–54).
Bilanço dışı bırakma
13. İşletme, finansal
varlıklarını, devredilen finansal
varlıkların bir kısmı veya tamamının
bilanço dışı bırakılma hükümlerini
(bakınız: TMS 39 Paragraf 15-37)
karşılamadığı bir biçimde devretmiş
olabilir. İşletme, bu türden her bir
finansal varlık sınıfı için
aşağıdakiler hakkında kamuoyuna
açıklamada bulunur:
(a) Varlıkların
niteliği;
(b) Mülkiyetten
kaynaklanan risk ve yararlardan
işletmenin elinde bulundurmaya devam
ettiği kısmın niteliği;
(c) İşletmenin anılan
varlıkların tamamını finansal
tablolarına yansıtmaya devam etmesi
halinde, sözü edilen varlıkların ve
bunlardan kaynaklanan borçların
defter değeri; ve
(d) İşletmenin anılan
varlıkları devam eden ilgisi
oranında finansal tablolarına
yansıtmaya devam etmesi halinde,
başlangıçtaki varlıkların toplam
defter değeri, finansal tablolara
yansıtılmaya devam edilen
varlıkların tutarı ve bunlardan
kaynaklanan borçların defter değeri.
Teminat
14. İşletme aşağıda
belirtilen hususlarda kamuoyuna
açıklamada bulunur:
(a) TMS 39 Paragraf
37(a) uyarınca yeniden
sınıflandırılmış bulunan tutarlar da
dahil olmak üzere, işletmenin
borçları veya koşullu borçları için
teminat olarak verdiği finansal
varlıkların defter değeri; ve
(b) Verilen teminata
ilişkin kayıt/kural ve koşullar.
15. İşletme, elinde
teminat bulundurması (finansal veya
finansal olmayan) ve teminat sahibi
temerrüde düşmeksizin anılan
teminatı satma veya yeniden
teminat/rehin olarak verme hakkına
sahip olması durumunda,
aşağıdakilere ilişkin kamuoyuna
açıklamada bulunur:
(a) Sahip olunan
teminatın gerçeğe uygun değeri;
(b) Satılan veya
yeniden rehin verilen söz konusu
teminatın gerçeğe uygun değeri ve
işletmenin ilgili teminatı geri
verme konusunda herhangi bir
yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı;
ve
(c) İşletmenin sözü
edilen teminatı kullanma kayıt/kural
ve koşulları.
Kredi zararlarına ilişkin karşılık
hesabı
16. Finansal
varlıkların kredi zararları
neticesinde değer düşüklüğüne
uğraması ve işletmenin ilgili
varlığın defter değerini doğrudan
düşürmek yerine oluşan değer
düşüklüğünü ayrı bir hesaba
kaydetmesi durumunda (bireysel değer
düşüklüklerini kaydetmek için
kullanılan bir karşılık hesabı veya
varlıklarda topluca meydana gelen
değer düşüklüğünü kaydetmekte
kullanılan benzer bir hesap gibi),
sözü edilen hesapta dönem içerisinde
her bir finansal varlık sınıfına
ilişkin olarak meydana gelen
değişimlerin mutabakatı hakkında
kamuoyuna açıklamada bulunulur.
Çoklu saklı türev ürün içeren
bileşik finansal araçlar
17. İşletmenin, hem bir
borç hem de bir özkaynak bileşeni
içeren bir araç ihraç etmesi
(bakınız: TMS 32 Paragraf 28) ve
sözü edilen aracın, değerleri
birbirine bağlı olan çoklu saklı
türev ürünler içermesi durumunda
(alım opsiyonlu dönüştürülebilir
borçlanma aracı gibi), anılan
özelliklerin varlığına ilişkin
kamuoyuna açıklamada bulunulur.
Temerrüt ve ihlaller
18. İşletme, raporlama
tarihi itibariyle finansal
tablolarında yer almakta olan kredi
borçları için aşağıdaki
açıklamalarda bulunulur:
(a) Anapara, faiz ve
borç itfa fonu (sinking fund)
ödemelerinde dönem içerisinde
meydana gelen temerrütlere ilişkin
detaylı bilgiler veya sözü edilen
borçların itfa koşulları;
(b) Raporlama tarihi
itibariyle temerrüde düşülmüş
bulunan kredi borçlarının defter
değeri; ve
(c) Finansal tabloların
yayınlanmak üzere onaylanmasından
önce söz konusu temerrüdün giderilip
giderilmediği veya anılan kredi
borçlarına ilişkin şartların yeniden
görüşülüp görüşülmediği.
19. Dönem içerisinde
ilgili kredi anlaşmasının
koşullarında 18 inci Paragrafta
açıklananlar dışında bir ihlalin
meydana gelmesi ve anılan ihlallerin
borç verenin hızlandırılmış geri
ödeme talep etmesine imkan vermesi
durumunda (bu ihlaller giderilmediği
veya ilgili kredi anlaşmasının
koşulları yeniden görüşülmediği
taktirde), işletme 18 inci
Paragrafta açıklanması istenen
bilgilerin aynıları hakkında
kamuoyuna açıklamada bulunur.
Gelir tablosu ve özkaynak
Gelir, gider, kazanç ve kayıp
kalemleri
20. İşletme aşağıda yer
alan gelir, gider, kazanç ve kayıp
kalemleri hakkında finansal
tablolarında veya dipnotlarda
kamuoyuna açıklamada bulunur:
(a) Aşağıdakilerden
elde edilen net kazanç veya
kayıplar:
(i) İlk
muhasebeleştirme sırasında gerçeğe
uygun değer farkı kâr veya zarara
yansıtılan olarak sınıflandırılmış
finansal varlıklar veya finansal
borçlar ile TMS 39 uyarınca alım
satım amaçlı elde tutulan olarak
sınıflandırılan finansal varlık veya
finansal borçlar ayrı ayrı
gösterilmek suretiyle, gerçeğe uygun
değer farkı kâr veya zarara
yansıtılan finansal varlık veya
finansal borçlar;
(ii) Dönem içerisinde
doğrudan özkaynaklarda
muhasebeleştirilmiş kazanç veya
kayıplar ile özkaynaklardan
çıkarılıp döneme ilişkin kâr veya
zararda muhasebeleştirilen tutarlar
ayrı ayrı gösterilmek suretiyle,
satılmaya hazır finansal varlıklar;
(iii) Vadeye kadar elde
tutulacak yatırımlar;
(iv) Kredi ve
alacaklar; ve
(v) İtfa edilmiş
maliyetinden ölçülen finansal
varlıklar;
(b) Gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılmayan
finansal varlıklar veya finansal
borçlara ilişkin toplam faiz geliri
ve toplam faiz gideri (etkin faiz
yöntemi kullanılarak hesaplanan);
(c) Aşağıdakilerden
kaynaklanan ücret gelir ve gideri
(etkin faiz oranının belirlenmesinde
kullanılan tutarların dışında
kalan):
(i) Gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılmayan
finansal varlıklar veya finansal
borçlar; ve
(ii) Varlıkların
bireyler, vakıflar, emeklilik fayda
planları ve kurumlar adına
saklanması veya yatırım olarak
değerlendirilmesi sonucunu doğuran
emanet ve diğer saklama
faaliyetleri;
(d) Değer düşüklüğüne
uğramış finansal varlıklara ilişkin
olarak TMS 39 Paragraf UR 93
uyarınca tahakkuk ettirilen faiz
geliri; ve
(e) Her bir finansal
varlık sınıfına ilişkin değer
düşüklüğü zararı tutarı.
Diğer açıklamalar
Muhasebe politikaları
21. İşletme, önemli
muhasebe politikalarının özetinde,
finansal tabloların hazırlanmasında
kullanılan ölçüm esası (veya
esasları) ile finansal tabloların
anlaşılması için gerekli diğer
muhasebe politikalarını "TMS 1
Finansal Tabloların Sunuluşu"
Standardının 108 inci Paragrafı
uyarınca kamuoyuna açıklar.
Finansal riskten korunma muhasebesi
22. İşletme TMS 39’da
yer alan her bir finansal riskten
korunma işlemi itibariyle (diğer bir
ifadeyle, gerçeğe uygun değer
riskinden, nakit akış riskinden ve
yurtdışındaki işletmede bulunan net
yatırım riskinden korunma işlemleri
itibariyle) aşağıdakileri ayrı ayrı
kamuoyuna açıklar:
(a) Her bir finansal
riskten korunma işleminin niteliği;
(b) Finansal riskten
korunma aracı olarak belirlenmiş
olan finansal araçların niteliği ve
raporlama tarihindeki gerçeğe uygun
değerleri; ve
(c) Korunulan riskler.
23. İşletme nakit akış
risklerine ilişkin olarak aşağıdaki
açıklamalarda bulunur:
(a) Nakit akışlarının
meydana gelmesi beklendiği dönemler
ile kâr veya zararı etkilemelerinin
beklendiği zaman;
(b) Daha önce finansal
riskten korunma muhasebesi
uygulanmış ancak meydana gelmesi
artık beklenmeyen tahmin işlemlerin
niteliği;
(c) Dönem içerisinde
özkaynaklarda muhasebeleştirilen
tutar;
(d) Gelir tablosunda
ilgili her bir kaleme dâhil edilen
tutar ayrıca gösterilmek suretiyle,
özkaynaklardan çıkarılan ve dönem
kâr veya zararına dâhil edilen
tutar; ve
(e) Dönem içerisinde
özkaynaklardan çıkarılan ve edinimi
veya yüklenimi finansal riskten
korunan gerçekleşme olasılığı yüksek
tahmini işlemin konusunu oluşturan
finansal olmayan varlık veya borcun
başlangıç maliyetine veya diğer bir
defter değerine eklenen tutar.
24. İşletme
aşağıdakiler hakkında ayrı ayrı
açıklamada bulunur:
(a) Gerçeğe uygun değer
riskinden korunma işlemleri
açısından aşağıda yer alanlardan
kaynaklanan kazanç veya kayıplar:
(i) Finansal riskten
korunma aracına ilişkin kazanç veya
kayıplar; ve
(ii) Finansal riskten
korunma konusu kalemde meydana gelen
ve korunan riskle
ilişkilendirilebilen kazanç veya
kayıplar.
(b) Nakit akış
riskinden korunma amaçlı işlemlerden
kaynaklanan ve kâr veya zararda
muhasebeleştirilen etkin olmama
durumu/etkinsizlik; ve
(c) Yurtdışındaki
işletmede bulunan net yatırım
riskinden korunma amaçlı işlemlerden
kaynaklanan ve kâr veya zararda
muhasebeleştirilen etkin olmama
durumu/etkinsizlik.
Gerçeğe uygun değer
25. 29 uncu Paragrafta
belirtilenler haricinde, her bir
finansal varlık ve finansal borç
sınıfının (bakınız: Paragraf 6)
gerçeğe uygun değeri, anılan değerin
bunlara ilişkin defter değeriyle
karşılaştırılmasını sağlayacak
şekilde kamuoyuna açıklanır.
26. Gerçeğe uygun
değerlerin kamuoyuna açıklanması
sırasında, işletme, ilgili finansal
varlık ve borçları sınıflarına göre
gruplandırır. Ancak anılan finansal
varlık ve borçlar bunlara ilişkin
defter değerlerinin bilançoda
netleştirildiği oranda
netleştirilir.
27. İşletme
aşağıdakiler hakkında kamuoyuna
açıklamada bulunur:
(a) Kullanılan
yöntemler ve bir değerleme
yönteminin kullanılmış olması
durumunda, her bir finansal varlık
ve finansal borç sınıfının gerçeğe
uygun değerinin belirlenmesinde
kullanılan varsayımlar. Örneğin
işletme, mümkün ise, peşin ödeme
oranları, beklenen kredi
zararlarının oranı ve faiz veya
indirim oranlarına ilişkin
varsayımlar hakkında kamuoyuna
açıklamada bulunur.
(b) Gerçeğe uygun
değerlerin, tamamen veya kısmen,
doğrudan aktif bir piyasada kayıtlı
fiyatlar referans alınmak suretiyle
mi yoksa bir değerleme yöntemi
kullanılarak mı belirlendiği
(bakınız: TMS 39 Paragraf UR 71–UR
79).
(c) Finansal tablolarda
muhasebeleştirilen veya kamuoyuna
açıklanan gerçeğe uygun değerlerin,
tamamen veya kısmen, aynı araca
ilişkin gözlemlenebilir cari piyasa
işlemlerinde oluşan fiyatlarla
(diğer bir ifadeyle,
değiştirilmeksizin veya yeniden
düzenlenmeksizin) desteklenmeyen
varsayımları temel alan ve mevcut
gözlemlenebilir piyasa verilerine
dayanmayan bir değerleme yöntemi
kullanılarak mı tahmin edildiği.
Finansal tablolarda
muhasebeleştirilen gerçeğe uygun
değerler açısından anılan
varsayımlardan biri veya daha
fazlasının yeterli düzeyde olası
alternatif varsayımlarla
değiştirilmesinin gerçeğe uygun
değeri önemli ölçüde etkileyecek
olması durumunda, işletme sözü
edilen hususu ve anılan
değişikliklerin etkilerini kamuoyuna
açıklar. Burada sözü edilen "önem"
kavramı, kâr veya zarar ve toplam
varlıklar ve toplam borçlara göre
değerlendirilir. Gerçeğe uygun
değerde meydana gelen
değişikliklerin özkaynakta
muhasebeleştirildiği durumlarda ise
toplam özkaynaklar açısından
değerlendirilir.
(d) (c) alt
Paragrafının geçerli olması
durumunda, bu tür bir değerleme
tekniğini kullanarak tahmin edilen
gerçeğe uygun değerde meydana gelen
ve dönem içerisinde kâr veya zararda
muhasebeleştirilmiş bulunan toplam
değişiklik tutarı.
28. Bir finansal araca
ilişkin piyasanın aktif olmaması
durumunda, işletme ilgili finansal
aracın gerçeğe uygun değerini bir
değerleme yöntemi aracılığıyla
belirler (bakınız: TMS 39 Paragraf
UR 74–UR 79). Diğer yandan TMS 39
Paragraf UR 76’da yer alan koşullar
karşılanmadığı sürece, ilk
muhasebeleştirmede gerçeğe uygun
değere ilişkin en iyi gösterge
yapılan işlemin fiyatıdır (diğer bir
ifadeyle, alınan veya ödenen bedelin
gerçeğe uygun değeridir).
Dolayısıyla, ilk
muhasebeleştirmedeki gerçeğe uygun
değer ile anılan tarihte değerleme
yöntemi kullanılarak belirlenen
tutar arasında bir fark oluşabilir.
Bu tür bir farkın bulunması
durumunda, işletme, finansal araç
sınıfı itibariyle aşağıdaki
açıklamalarda bulunur:
(a) Fiyatın
belirlenmesi sırasında piyasa
katılımcılarının göz önünde
bulunduracağı etkenlerde (zaman da
dahil olmak üzere) meydana gelen
değişiklikleri yansıtmak amacıyla
söz konusu farkın kâr veya zararda
muhasebeleştirilmesine ilişkin
muhasebe politikası (bakınız: TMS 39
Paragraf UR 76A); ve
(b) Dönem başı ve sonu
itibariyle henüz kâr veya zararda
muhasebeleştirilmemiş bulunan toplam
fark tutarı ve sözü edilen tutarın
bakiyesinde meydana gelen
değişikliklerin mutabakatı.
29. Aşağıdaki
durumlarda gerçeğe uygun değerin
açıklanması gerekmez:
(a) Kısa vadeli ticari
alacaklar ve borçlar gibi finansal
araçlarda olduğu üzere, defter
değerinin gerçeğe uygun değere
yeterince yakın olduğu durumlar;
(b) Gerçeğe uygun
değeri güvenilir olarak
ölçülemediğinden TMS 39’a göre
maliyetinden ölçülen aktif bir
piyasada kayıtlı bir fiyatı
bulunmayan özkaynağa dayalı finansal
araçlara veya bu türden özkaynağa
dayalı finansal araçlara bağlı
bulunan türev ürünlere yapılan
yatırımlar; veya
(c) İçerdiği isteğe
bağlı katılım özelliğinin (TFRS 4’te
açıklanan şekilde) gerçeğe uygun
değeri güvenilir olarak ölçülemeyen
sözleşmeler.
30. Paragraf 29(b) ve
(c)’de yer alan durumlarda, işletme,
finansal tablo kullanıcılarının
ilgili finansal varlık veya finansal
borçların defter değerleri ile
gerçeğe uygun değerleri arasındaki
olası farklılıkların düzeyi hakkında
değerlendirmede bulunabilmelerine
yardımcı olacak bilgiyi de sunar.
Anılan bilgi aşağıdakileri içerir:
(a) Sözü edilen
araçların gerçeğe uygun değerinin
güvenilir olarak ölçülememesi
nedeniyle bunların gerçeğe uygun
değerlerine ilişkin bilgi
verilemediği;
(b) Sözü edilen
finansal araçların niteliği, defter
değerleri ve neden gerçeğe uygun
değerlerinin güvenilir olarak
ölçülemediği;
(c) Sözü edilen
araçların piyasası hakkında bilgi;
(d) İşletmenin anılan
finansal araçları elden çıkarma
niyetinde olup olmadığı ve nasıl
elden çıkaracağı; ve
(e) Gerçeğe uygun
değerleri önceden güvenilir olarak
ölçülemeyen finansal araçların
bilanço dışı bırakılmış olmaları
durumunda, anılan husus ve bilanço
dışı bırakıldıkları zamanki defter
değerleri ile muhasebeleştirilen
kazanç veya kayıp tutarı.
Finansal araçlardan kaynaklanan
risklerin niteliği ve düzeyi
31. İşletme, raporlama
tarihi itibariyle finansal
araçlardan kaynaklanan risklerin
niteliği ve düzeyini finansal tablo
kullanıcılarının değerlendirmelerine
olanak sağlayan bilgiyi kamuoyuna
açıklar.
32. Paragraf 33-42
uyarınca yapılması gereken
açıklamalarda, finansal araçlardan
kaynaklanan riskler ile bunların
nasıl yönetildiği üzerinde
durulmaktadır. Anılan riskler,
bunlarla sınırlı olmamakla birlikte,
genellikle, kredi riski, likidite
riski ve piyasa riskini içerir.
Niteliksel açıklamalar
33. İşletme, finansal
araçlardan kaynaklanan her bir risk
türü için aşağıdakileri kamuoyuna
açıklar:
(a) Maruz kalınan
riskler ve ortaya çıkma şekilleri;
(b) İlgili risklerin
yönetimine ilişkin hedefler,
politikalar ve süreçler ile bunların
ölçümünde kullanılan yöntemler; ve
(c) Bir önceki dönemden
bu yana (a) veya (b)’de meydana
gelen değişiklikler.
Sayısal açıklamalar
34. İşletme, finansal
araçlardan kaynaklanan her bir risk
türü için aşağıdakileri kamuoyuna
açıklar:
(a) Raporlama tarihi
itibariyle ilgili risklere maruz
kalma durumuna ilişkin özet sayısal
veriler. Sözü edilen açıklamada,
yönetim kuruluna veya icra kurulu
başkanına yapılan raporlamalar gibi,
işletmenin kilit yönetici
personeline (TMS 24 İlişkili Taraf
Açıklamaları Standardında tanımlanan
şekilde) sağlanan bilgiler esas
alınır.
(b) İlgili riskin
önemli olması koşuluyla, (a)’ya göre
yapılan açıklamalarda hakkında bilgi
sunulmamış Paragraf 36-42’de yer
alan diğer açıklamalar (önemlilik
konusundaki açıklamalar için
bakınız: TMS 1 Paragraf 29–31).
(c) (a) ve (b)’de
belirgin olmaması durumunda, risk
yoğunlaşmaları.
35. Raporlama tarihi
itibariyle açıklanan sayısal
verilerin işletmenin dönem
içerisinde maruz kaldığı risk
düzeyini göstermemesi durumunda,
maruz kalınan risk düzeyini daha iyi
yansıtan ek bilgiler sunulur.
Kredi riski
36. İşletme, finansal
araç sınıfları itibariyle
aşağıdakileri kamuoyuna açıklar:
(a) Elde bulundurulan
hiçbir teminat veya kredi
güvenilirliğinde artış sağlayan
diğer bir unsur (örneğin TMS 32’ye
göre netleştirilmeleri mümkün
olmayan netleştirme anlaşmaları)
dikkate alınmaksızın, raporlama
tarihi itibariyle maruz kalınan
azami kredi riskini en iyi gösteren
tutar;
(b) (a) kapsamında
açıklanan tutara karşılık, güvence
olarak elde bulundurulan teminat ve
kredi güvenilirliğinde artış
sağlayan diğer unsurların niteliği;
(c) Vadesi geçmemiş ya
da değer düşüklüğüne uğramamış
finansal varlıkların kredi
kalitesine ilişkin bilgi; ve
(d) Koşulları yeniden
görüşülmüş bulunan, aksi taktirde
vadesi geçmiş veya değer düşüklüğüne
uğramış olacak finansal varlıkların
defter değeri.
Vadesi geçmiş veya
değer düşüklüğüne uğramış finansal
varlıklar
37. İşletme, finansal
araç sınıfları itibariyle
aşağıdakileri kamuoyuna açıklar:
(a) Raporlama tarihi
itibariyle vadesi geçmiş ancak değer
düşüklüğüne uğramamış bulunan
finansal varlıkların yaşlarına
ilişkin açıklamalar;
(b) İşletmenin finansal
varlıkların değer düşüklüğüne
uğradığının tespiti sırasında göz
önünde bulundurduğu etkenler de
dahil olmak üzere, raporlama tarihi
itibariyle bireysel olarak değer
düşüklüğüne uğradığı tespit edilen
finansal varlıklara ilişkin
açıklama; ve
(c) (a) ve (b)
kapsamında açıklanan tutarlara
ilişkin olarak işletme tarafından
güvence olarak tutulan teminat ve
kredi güvenilirliğinde artış
sağlayan diğer unsurların niteliği
ve mümkün ise bunların tahmini
gerçeğe uygun değerleri.
Edinilen teminatlar
ve kredi güvenilirliğinde artış
sağlayan diğer unsurlar
38. İşletmenin dönem
içerisinde, güvence olarak elinde
bulundurmakta olduğu teminatın
mülkiyetini üzerine almak veya kredi
güvenilirliğinde artış sağlayan
diğer unsurları (garantiler gibi)
kullanmak suretiyle finansal veya
finansal olmayan varlıklar edinmesi
ve anılan varlıkların diğer
Standartlarda yer alan
muhasebeleştirme koşullarını
karşılamaları durumunda, işletme
aşağıdaki açıklamalarda bulunur:
(a) Edinilen
varlıkların niteliği ve defter
değeri; ile
(b) Anılan varlıkların
halihazırda nakde dönüştürülebilir
nitelikte olmamaları durumunda,
işletmenin söz konusu varlıkların
elden çıkarılması veya işletme
faaliyetlerinde kullanılmasına
ilişkin yaklaşımı.
Likidite riski
39. İşletme
aşağıdakileri kamuoyuna açıklar:
(a) Finansal borçların
geriye kalan sözleşmeye dayalı
vadelerini gösteren bir vade
analizi; ve
(b) (a) ya göre ortaya
çıkan likidite riskini yönetme
şekli.
Piyasa riski
Duyarlılık analizi
40. İşletme 41 inci
Paragrafta yer alan hükümleri
karşılamadığı sürece aşağıdaki
açıklamalarda bulunur:
(a) Anılan tarih
itibariyle ilgili risk
değişkenlerine ilişkin yeterli
düzeyde olası değişimlerin kâr veya
zarar ile özkaynakları nasıl
etkileyeceğini gösteren, raporlama
tarihi itibariyle maruz kalınan her
bir piyasa risk türüne ilişkin
duyarlılık analizi;
(b) Duyarlılık
analizinin hazırlanmasında
kullanılan yöntemler ve varsayımlar;
ve
(c) Kullanılan yöntem
ve varsayımlarda bir önceki döneme
göre meydana gelen değişiklikler ve
anılan değişikliklerin nedeni.
41. İşletmenin, örneğin
riske maruz değer gibi, ilgili risk
değişkenlerinin (faiz oranları ve
döviz kurları gibi) birbirine olan
bağımlılığını yansıtan bir
duyarlılık analizi oluşturması ve
bunu finansal risklerin yönetiminde
kullanması durumunda, sözü edilen
duyarlılık analizi 40 ıncı
Paragrafta yer verilen analizin
yerine kullanılabilir. İşletme aynı
zamanda aşağıdaki açıklamalarda
bulunur:
(a) Anılan duyarlılık
analizinin hazırlanmasında
kullanılan yöntem ile sağlanan
verilerin dayandırıldığı temel
parametre ve varsayımlar; ve
(b) Kullanılan yöntemin
amacı ile sunulan bilginin ilgili
varlık ve borçların gerçeğe uygun
değerini tam olarak yansıtamamasına
sebep olabilecek sınırlamalar.
Diğer piyasa riski
açıklamaları
42. Paragraf 40 ve 41
uyarınca kamuoyuna açıklanan
duyarlılık analizlerinin finansal
aracın yapısında var olan bir riski
içermemesi durumunda (örneğin
yılsonu risk tutarı, yıl içerisinde
maruz kalınan risk tutarını
yansıtmamaktadır), işletme, anılan
hususu ve duyarlılık analizlerinin
ilgili riski içermeme nedenini
kamuoyuna açıklar.
Yürürlük tarihi ve geçiş hükümleri
43. "-"
44. Bu TFRS’nin 1 Ocak
2006 tarihinden önce başlayan yıllık
dönemler için uygulanması durumunda,
finansal araçlardan kaynaklanan
risklerin niteliği ve düzeyine
ilişkin olarak Paragraf 31-42
uyarınca yapılması gereken
açıklamalara ilişkin karşılaştırmalı
bilgi sunulmasına gerek yoktur.
TMS
30 Standardının yürürlükten
kaldırılması
45. Bu TFRS, "TMS 30
Bankalar ve Benzeri Finansal
Kuruluşların Finansal Tablolarında
Yapılacak Açıklamalar" Standardının
yerine geçer.
Ek A
Terimlere ilişkin tanımlar
Bu Ek, TFRS’nin
ayrılmaz bir parçasıdır.
Kredi riski
Finansal aracın taraflarından
birinin yükümlülüğünü yerine
getirmemesi nedeniyle diğer tarafta
finansal bir kayıp/zarar meydana
gelmesi riski.
Yabancı para riski
Döviz
kurlarında meydana gelen değişimler
nedeniyle bir finansal aracın
gerçeğe uygun değerinde veya
gelecekteki nakit akışlarında
dalgalanma olması riski.
Faiz
oranı riski
Faiz
oranlarında meydana gelen değişimler
nedeniyle bir finansal aracın
gerçeğe uygun değerinde veya
gelecekteki nakit akışlarında
dalgalanma olması riski.
Likidite riski
Bir işletmenin
finansal borçlardan kaynaklanan
yükümlülükleri yerine getirmekte
zorlanması riski.
Kredi borçları
Kredi
borçları, normal kredi koşulları
kapsamındaki kısa vadeli ticari
borçlar dışında kalan finansal
borçlardır.
Piyasa riski
Piyasa fiyatlarında meydana gelen
değişimler nedeniyle bir finansal
aracın gerçeğe uygun değerinde veya
gelecekteki nakit akışlarında
dalgalanma olması riski. Piyasa
riski üç türlü riskten oluşur:
yabancı para riski, faiz oranı riski
ve diğer fiyat riski.
Diğer fiyat riski
Meydana gelen değişimin ilgili
finansal aracın kendisinden veya
ihraç edenden ya da piyasada işlem
gören benzeri finansal araçların
tamamını etkileyen faktörlerden
kaynaklanıp kaynaklanmadığına
bakılmaksızın, piyasa fiyatlarında
oluşan değişimler nedeniyle bir
finansal aracın gerçeğe uygun
değerinde veya gelecekteki nakit
akışlarında dalgalanma olması (faiz
oranı riski veya yabancı para
riskinden kaynaklananlar dışında)
riski
Vadenin geçmesi
Karşı tarafın sözleşmeye göre vadesi
gelmiş bir ödemeyi yapmaması
durumunda, ilgili finansal varlık
vadesi geçmiş olarak nitelendirilir.
Aşağıdaki terimler TMS
32’nin 11 inci Paragrafında veya TMS
39’un 9 uncu Paragrafında
tanımlanmış ve bu TFRS’de TMS 32 ve
TMS 39 Standartlarında belirtilen
anlamlarda kullanılmıştır.
• Finansal varlık veya
finansal borcun itfa edilmiş
maliyeti
• Satılmaya hazır
finansal varlıklar
• Bilanço dışı bırakma
• Türev ürün
• Etkin faiz yöntemi
• Özkaynağa dayalı
finansal araç
• Gerçeğe uygun değer
• Finansal varlık
• Finansal araç
• Finansal borç
• Gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılan
finansal varlık veya finansal borç
• Finansal teminat
sözleşmesi
• Alım satım amaçlı
olarak elde tutulan finansal varlık
veya finansal borç
• Tahmini işlem
• Finansal riskten
korunma aracı
• Vadeye kadar elde
tutulacak yatırımlar
• Kredi ve alacaklar
• Normal yoldan alım
veya satım
Ek B
Uygulama rehberi
Bu Ek, TFRS’nin
ayrılmaz bir parçasıdır.
Finansal araç sınıfları ve
açıklanacak bilgilerin düzeyi
(Paragraf 6)
B1. Paragraf 6,
finansal araçların, açıklanan
bilgilerin niteliğine uygun bir
şekilde ve ilgili finansal araçların
özellikleri de dikkate alınmak
suretiyle sınıflara ayrılmasını
gerektirir. Paragraf 6’da yer
verilen sınıflar işletme tarafından
belirlenmeleri nedeniyle TMS 39’da
yer alan finansal araç sınıflarından
farklıdırlar (TMS 39 Standardı
finansal araçların nasıl ölçülmeleri
gerektiği ve gerçeğe uygun değerde
meydana gelen değişimlerin
muhasebeleştirilmeleri gereken
durumları belirler).
B2. Finansal araç
sınıflarının belirlenmesi sırasında
işletme en azından aşağıdaki
işlemlerde bulunur:
(a) İtfa edilmiş
maliyetinden ölçülen araçları
gerçeğe uygun değerinden
ölçülenlerden ayırır.
(b) Bu TFRS’nin kapsamı
dışında bulunan finansal araçları
ayrı bir sınıf ya da ayrı sınıflar
olarak dikkate alır.
B3. İşletme, içinde
bulunduğu koşulları da dikkate almak
suretiyle, bu TFRS’nin hükümlerini
karşılamak için sunacağı bilgilerin
detayını, ilgili hükümlerde yer alan
farklı unsurlara vereceği önemi ve
mevcut durumunu ortaya koymak için
bilgileri nasıl birleştirmesi
(farklı özellikteki bilgileri
birleştirmeksizin) gerektiğini
belirler. Çok fazla detay
içerdiklerinden kullanıcılarına
hiçbir fayda sağlamayan finansal
tablolarla, çok fazla bilginin
birleştirilmiş olmasından ötürü
önemli bilgilerin arada kaybolduğu
finansal tablolar arasında bir denge
kurulması gerekir. Örneğin, önemli
bir bilginin gereksiz çok fazla
ayrıntının arasında gösterilmesi
nedeniyle arada kaybolmasına sebep
olunmamalıdır. Aynı şekilde,
kamuoyuna açıklanan bilgiler, ilgili
bireysel işlemler veya bunlara bağlı
riskler arasındaki önemli
farklılıkların anlaşılmasını
önleyecek düzeyde birleştirilmiş
olmamalıdır.
Finansal araçların finansal durum ve
performans açısından önemi
Gerçeğe uygun değer farkı kâr veya
zarara yansıtılan finansal borçlar
(Paragraf 10 ve 11)
B4. Paragraf 10(a) bir
finansal borcun gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılan
olarak sınıflanması durumunda,
anılan finansal borcun gerçeğe uygun
değerinde meydana gelen ve ilgili
borcun kredi riskindeki
değişikliklerle ilişkilendirilebilen
değişim tutarının kamuoyuna
açıklanmasını gerektirir. Paragraf
10(a)(i) işletmenin bu tutarı,
ilgili finansal borcun gerçeğe uygun
değerinde meydana gelen ve piyasa
riskine yol açan piyasa
koşullarındaki değişiklikler ile
ilişkilendirilemeyen değişiklik
tutarı olarak belirlemesine izin
verir. Borç ile ilgili olarak piyasa
koşullarında meydana gelmiş olan tek
değişikliğin gösterge faiz oranına
ilişkin olması durumunda, bu tutar
aşağıdaki şekilde tahmin edilebilir:
(a) İşletme, ilk
olarak, borcun dönem başındaki
gözlemlenen piyasa fiyatını ve
sözleşmeye dayalı nakit akışlarını
kullanmak suretiyle ilgili borcun
dönem başındaki içsel getiri oranını
(internal rate of return) hesaplar.
Anılan getiri oranından dönem
başındaki gözlemlenen (gösterge)
faiz oranını çıkarmak suretiyle
içsel getiri oranının araca özgü
bileşenine ulaşır.
(b) Daha sonra, borcun
dönem sonundaki sözleşmeye dayalı
nakit akışlarını ve (i) dönem
sonundaki gözlemlenen (gösterge)
faiz oranı ile (ii) (a)’da
belirlenen içsel getiri oranının
araca özgü bileşeninin toplamına
eşdeğer bir iskonto oranını
kullanarak borç ile ilişkili nakit
akışlarının bugünkü değerini
hesaplar.
(c) Borcun dönem
sonundaki gözlemlenen piyasa fiyatı
ile (b)’de hesaplanan tutar
arasındaki fark, gerçeğe uygun
değerde meydana gelen ve gözlemlenen
(gösterge) faiz oranlarındaki
değişikliklerle ilişkilendirilemeyen
değişiklik tutarıdır. Açıklanacak
olan tutar bu tutardır.
Bu örnekte, gerçeğe
uygun değerde meydana gelen
değişimlerden aracın kredi
riskindeki veya faiz oranlarındaki
değişimler dışındaki faktörlerden
kaynaklananların, önemli düzeyde
olmadıkları varsayılmıştır.
Örnekteki aracın saklı türev ürün
içermesi durumunda, ilgili saklı
türev ürünün gerçeğe uygun değerinde
meydana gelen değişimler, Paragraf
10(a) uyarınca açıklanacak tutarın
belirlenmesinde dikkate alınmazlar.
Diğer açıklamalar– muhasebe
politikaları (Paragraf 21)
B5. 21 inci Paragraf,
finansal tabloların hazırlanmasında
kullanılan ölçüm esası (veya
esasları) ile finansal tabloların
anlaşılması için gerekli diğer
muhasebe politikalarının kamuoyuna
açıklanmasını gerektirir. Finansal
araçlar açısından bu açıklamaların
aşağıdakileri içermesi mümkündür:
(a) Gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılan
olarak sınıflandırılan finansal
varlıklar veya finansal borçlar
açısından:
(i) Gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılan
olarak sınıflandırılan finansal
varlıklar veya finansal borçların
nitelikleri;
(ii) Sözü edilen
finansal varlıkların ve finansal
borçların ilk muhasebeleştirme
sırasında bu şekilde
sınıflanmalarında göz önüne alınan
kriterler; ve
(iii) İşletmenin bu tür
bir sınıflamanın yapılmasına ilişkin
olarak TMS 39’un, 9, 11A veya 12 nci
Paragraflarında yer alan koşulları
nasıl karşıladığı. TMS 39’un gerçeğe
uygun değer farkı kâr veya zarara
yansıtılan finansal varlık veya
finansal borçların tanımının yer
aldığı bölümünün (b)(i) Paragrafı
uyarınca sınıflanan araçlar
açısından yapılacak olan açıklamada
aksi halde ortaya çıkacak ölçüm ve
muhasebeleştirme tutarsızlığının
ardındaki nedenlere de yer verilir.
TMS 39’un gerçeğe uygun değer farkı
kâr veya zarara yansıtılan finansal
varlık veya finansal borçların
tanımının yer aldığı bölümünün
(b)(i) Paragrafı uyarınca sınıflanan
araçlar açısından yapılacak
açıklamada, gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılan
olarak yapılan sınıflamanın
işletmenin belgelendirilmiş risk
yönetimi ve yatırım stratejisiyle
tutarlılığına ilişkin açıklamalara
da yer verilir.
(b) Finansal
varlıkların satılmaya hazır finansal
varlık olarak sınıflanmalarında göz
önünde bulundurulan kriterler.
(c) Finansal
varlıkların normal yoldan alımı veya
satımı işlemlerinin ticari işlem
tarihinde mi yoksa teslim tarihinde
mi muhasebeleştirildiği (bakınız:
TMS 39 Paragraf 38).
(d) Kredi zararları
nedeniyle değer düşüklüğüne uğramış
bulunan finansal varlıkların defter
değerlerinin azaltılmasında bir
karşılık hesabının kullanılmış
olması durumunda:
(i) Değer düşüklüğüne
uğramış finansal varlıkların defter
değerlerinin ne zaman doğrudan
azaltıldığı (veya azaltma işleminin
tersine çevrildiği durumlarda,
doğrudan yükseltileceği) ve ne zaman
buna yönelik bir karşılık hesabı
kullanıldığına ilişkin kriterler; ve
(ii) Karşılık hesabına
kaydedilen tutarların değer
düşüklüğüne uğramış finansal
varlıkların defter değerlerinden
düşülmesinde kullanılan kriterler
(bakınız: Paragraf 16).
(e) Her bir finansal
araç sınıfı itibariyle net kazanç
veya net kayıpların nasıl
belirlendiği (bakınız: Paragraf
20(a)) Örneğin, gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarar yansıtılan
olarak sınıflanan kalemlere ilişkin
net kazanç veya net kayıpların faiz
ya da temettü geliri içerip
içermediği.
(f) Değer düşüklüğü
zararının meydana geldiğine yönelik
tarafsız delil bulunduğunun
belirlenmesinde kullanılan kriterler
(bakınız: Paragraf 20(e)).
(g) Aksi halde vadesi
geçmiş ya da değer düşüklüğüne
uğramış olacak finansal varlıklara
ilişkin koşulların yeniden
görüşüldüğü durumlarda, koşulları
yeniden görüşülen söz konusu
finansal varlıklara ilişkin muhasebe
politikası (bakınız: Paragraf
36(d)).
TMS 1 Standardının 113
üncü Paragrafı, muhasebe
politikalarının uygulanması
sürecinde yönetimin yaptığı
değerlendirmelerden tahmin içermeyen
ve finansal tablolara yansıtılan
tutarlar üzerinde en önemli etkiye
sahip olanların, önemli muhasebe
politikalarının özetinde veya diğer
türden dipnotlarda kamuoyuna
açıklanmalarını gerektirir.
Finansal araçlardan kaynaklanan
risklerin niteliği ve düzeyi
(Paragraf 31- 42)
B6. Paragraf 31-42’de
yapılması öngörülen açıklamalara
doğrudan finansal tablolarda yer
verilebileceği gibi, finansal
tablolar aracılığıyla kullanıcılar
işletme finansal tablolarıyla aynı
koşul ve zamanlarda elde
edebilmelerinin mümkün olduğu,
yönetim görüşü veya risk raporu gibi
diğer bazı belgelere de
yönlendirilebilirler. Bu tür bir
atıfta bulunmak suretiyle gerekli
bilginin sunulmadığı finansal
tablolar eksik olarak düzenlenmiş
sayılırlar.
Sayısal açıklamalar (Paragraf 34)
B7. Paragraf 34(a),
işletmenin kilit yönetici
personeline yapılan işletme içi
raporlamalarda kullanılan bilgiler
esas alınmak suretiyle, maruz
kalınan risklere ilişkin özet
sayısal verilerin kamuoyuna
açıklanmasını gerektirir. İşletmenin
maruz kaldığı bir riski yönetmede
farklı yöntemler kullanması
durumunda, en geçerli ve güvenilir
bilgiyi sağlayan yöntem ya da
yöntemlerin verdiği bilgiler
kamuoyuna açıklanır. "TMS 8 Muhasebe
Politikaları, Muhasebe Tahminlerinde
Değişiklikler ve Hatalar" Standardı
geçerlilik ve güvenilirlik
konularını ele alır.
B8. Paragraf 34(c) risk
yoğunlaşmalarına ilişkin açıklama
yapılmasını gerektirir. Risk
yoğunlaşmaları, benzer özelliklere
sahip olan ve ekonomik ya da diğer
koşullardaki değişikliklerden benzer
şekilde etkilenen finansal
araçlardan ortaya çıkar. Risk
yoğunlaşmalarının tespit edilmesi
işlemi, işletmenin içinde bulunduğu
koşulları göz önünde bulunduran bir
muhakemede bulunmasını gerektirir.
Risk yoğunlaşmalarına ilişkin olarak
yapılması gereken açıklamalar
aşağıdakileri içerir:
(a) İşletme yönetiminin
yoğunlaşmaları tespit şekli;
(b) Her bir risk
yoğunlaşmasını belirleyen ortak
özellikler (örneğin karşı taraf,
coğrafi alan, para birimi veya
piyasa); ve
(c) Söz konusu
özellikleri taşıyan tüm finansal
araçlara ilişkin risk düzeyi.
Azami kredi riski (Paragraf 36(a))
B9. Paragraf 36(a),
işletmenin karşı karşıya olduğu
azami kredi riskini en iyi gösteren
tutarın kamuoyuna açıklanmasını
gerektirir. Genellikle, bir finansal
varlık açısından söz konusu tutar
ilgili varlığın brüt defter
değerinden aşağıdakiler düşüldükten
sonra geriye kalan tutarı ifade
eder:
(a) TMS 32 uyarınca
mahsup edilen tutarlar; ve
(b) TMS 32 uyarınca
muhasebeleştirilen değer düşüklüğü
zararları.
B10. Kredi riskine
sebebiyet veren eylemler ile
bunlardan kaynaklanan azami kredi
riskleri, bunlarla sınırlı olmamakla
birlikte aşağıdakileri içerir:
(a) Müşterilere
sağlanan kredi ve alacaklar ile
diğer işletmelere verilen avanslar.
Bu durumlarda, azami kredi riski
ilgili finansal varlıkların defter
değeri tutarıdır.
(b) Döviz kuruna
ilişkin sözleşmeler, faiz oranı swap
sözleşmeleri ve kredi türevleri gibi
türev sözleşmeler yapmak. Sonuçta
ortaya çıkan varlık gerçeğe uygun
değerden ölçüldüğünde, raporlama
tarihindeki azami kredi riski defter
değerine eşdeğer olacaktır.
(c) Finansal teminat
sağlanması. Bu durumda, azami kredi
riski, işletmenin sağladığı teminatı
yerine getirmesi gerektiğinde
ödemesi gerekecek azami tutardır.
Ödenmesi gerekecek söz konusu
tutarın borç olarak
muhasebeleştirilmiş bulunan tutardan
önemli ölçüde yüksek olması da
mümkündür.
(d) Bir tesisin ömrü
boyunca vazgeçilemeyecek/gayri
kabili rücu olan veya sadece önemli
düzeyde olumsuz bir değişiklik
olması durumunda
vazgeçilebilecek/kabili rücu olan
bir kredi taahhüdünde bulunulması.
Taahhütte bulunanın anılan kredi
taahhüdünü nakit veya diğer bir
finansal araçla net olarak ödeme
hakkının bulunmaması durumunda,
azami kredi riski tutarı taahhüt
edilen tutarın tamamıdır. Bunun
nedeni, kullanılmamış kısmın
gelecekte kullanılıp
kullanılmayacağının belirsiz
olmasıdır. Anılan kısmın borç olarak
muhasebeleştirilen tutardan önemli
ölçüde fazla olması mümkündür.
Sözleşmeye dayalı vade analizi
(Paragraf 39(a))
B11. Finansal borçlar
için Paragraf 39(a)’da öngörülen
sözleşmeye dayalı vade analizlerinin
yapılması/hazırlanması sırasında,
işletme, uygun sayıda zaman
aralığının tespitine yönelik bir
değerlendirmede bulunur. Örneğin,
işletme aşağıdaki zaman
aralıklarının uygun olduğu sonucuna
varabilir:
(a) Bir aydan az;
(b) Bir aydan fazla üç
aydan az;
(c) Üç aydan fazla bir
yıldan az; ve
(d) Bir yıldan fazla
beş yıldan az.
B12. Karşı tarafın ne
zaman ödemede bulunulacağına karar
verme hakkının olduğu durumlarda,
ilgili borç, işletmenin ödemede
bulunmasının istenebileceği en erken
tarih itibariyle dikkate alınır.
Örneğin, işletmenin talep üzerine
geri ödemesinin istenebileceği
finansal borçlar (vadesiz mevduat
gibi) en erken zaman aralığına dahil
edilir.
B13. İşletmenin
taksitler halinde ödemede bulunmayı
taahhüt etmiş olması durumunda,
ilgili her bir taksit, işletmenin
ödeme yapması istenebilecek en erken
dönemde dikkate alınır. Örneğin,
henüz kullanılmamış bir kredi
taahhüdü, kullanılabileceği en erken
tarihi içeren zaman aralığına dahil
edilir.
B14. Vade analizinde
açıklanan tutarlar, sözleşmeye
dayalı indirgenmemiş (iskonto
edilmemiş) nakit akışlarıdır.
Örneğin:
(a) Finansal kiralama
yükümlülüklerinin brüt tutarı
(finansman giderleri düşülmeden
önce);
(b) Finansal
varlıkların nakden satın
alınmalarına yönelik forward
anlaşmalarda yer alan fiyatlar;
(c) Net tutarların el
değiştirdiği, ödemelerin değişken
faizli, tahsilatların sabit faizli
olduğu faiz oranı swaplarına ilişkin
net tutarlar;
(d) Brüt nakit
akışlarının el değiştirmesine
yönelik bir türev finansal araçta
(döviz swapı gibi) el değiştirecek
sözleşmeye dayalı tutarlar; ve
(e) Kredi
taahhütlerinin brüt tutarı.
Sözü edilen
indirgenmemiş nakit akışları,
bilançoya yansıtılmış tutarlar
indirgenmiş nakit akışlarını esas
aldıklarından, bilançoya yansıtılan
tutarlardan farklılık arz
etmektedir.
B15. Uygun olduğu
taktirde, işletme, finansal borçlar
için Paragraf 39(a) uyarınca
kamuoyuna yaptığı sözleşmeye dayalı
vade analizi açıklamasında, türev
finansal araçlara ilişkin analizi
türev olmayan finansal araçlara
ilişkin analizden ayrı olarak
sunar. Örneğin, türev finansal
araçlardan kaynaklanan nakit
akışlarının brüt olarak ödenmeleri
durumunda, türev finansal araçlara
ilişkin nakit akışları ile türev
olmayan finansal araçlara ilişkin
nakit akışları arasında bir ayrım
yapılması uygun olur. Nitekim, brüt
nakit çıkışına bununla ilişkili bir
nakit girişinin eşlik etmesi de
mümkündür.
B16. Borç tutarının
sabit olmaması durumunda,
açıklanacak tutara raporlama
tarihinde mevcut olan koşullara göre
karar verilir. Örneğin, borç
miktarının bir endekste meydana
gelen değişikliklere göre
farklılaşması durumunda, açıklanacak
tutar için raporlama tarihindeki
endeks seviyesi esas alınabilir.
Piyasa riski – duyarlılık analizi
(40 ve 41 inci Paragraflar)
B17. Paragraf 40(a),
işletmenin maruz kaldığı her bir
piyasa risk türü için bir duyarlılık
analizi yapılmasını gerektirir.
Paragraf B3’e uygun olarak, işletme,
önemli ölçüde farklı ekonomik
çevrelerden kaynaklanan risklere
ilişkin farklı karakterlerdeki
bilgileri birleştirmeksizin,
işletmenin mevcut durumunun
kamuoyuna açıklanmasında kullanılan
bilgilerin nasıl birleştirilmeleri
gerektiğine karar verir. Örneğin:
(a) Finansal araç alım
satımıyla uğraşan bir işletme, sözü
edilen bilgileri alım satım amaçlı
olarak elde tutulan finansal araçlar
ile alım satım amaçlı olarak elde
tutulmayan finansal araçlar
itibariyle ayrı ayrı açıklayabilir.
(b) İşletme, yüksek
enflasyonlu alanlardan kaynaklanan
piyasa riskleri ile aynı piyasa
risklerine ilişkin düşük enflasyonlu
alanlardan kaynaklanan tutarları
birleştirmez.
Sadece tek bir ekonomik
çevrede tek türde bir piyasa riskine
maruz bulunan bir işletme, bilgileri
ayrıştırılmış şekilde sunmaz.
B18. Paragraf 40(a),
yapılan duyarlılık analizinin,
ilgili risk değişkenlerine (mevcut
piyasa faiz oranları, döviz kurları,
hisse senedi fiyatları veya mal
fiyatları gibi) ilişkin makul
düzeyde olası değişimlerin kâr veya
zarar ile özkaynaklar üzerindeki
etkilerini göstermesini gerektirir.
Bu amaçla işletmelerin:
(a) İlgili risk
değişkenleri farklı olması durumunda
dönem kâr veya zarar tutarının ne
olacağını tespit etme yükümlülükleri
bulunmaz. Bunun yerine, işletmeler,
kâr veya zarar ile özkaynak
üzerindeki söz konusu etkiyi,
bilanço tarihi itibariyle ilgili
risk değişkeninde makul düzeyde
olası bir değişiklik meydana
geldiğini ve anılan değişikliğin
bilanço tarihinde var olan risklere
uygulandığını varsaymak suretiyle
açıklarlar. Örneğin yılsonu
itibariyle değişken faizli bir borcu
bulunan bir işletme, faiz
oranlarının makul düzeyde olası
miktarlarda değişmesi durumunda
bunun cari yılın kâr veya zararı
üzerindeki etkisi (diğer bir
ifadeyle, faiz gideri) hakkında
kamuoyuna açıklamada bulunur.
(b) İlgili risk
değişkenine ilişkin makul düzeyde
olası değişiklik aralığında yer alan
her bir değişikliğin kâr veya zarar
ile özkaynak üzerindeki etkilerini
açıklama yükümlülüğü bulunmaz. Söz
konusu makul düzeyde olası
değişiklikleri gösteren aralığın
sınırlarında yer alan
değişikliklerin etkilerinin
açıklanması yeterlidir.
B19. İlgili risk
değişkenine ilişkin makul düzeyde
olası değişikliğin ne olduğunun
tespitinde, işletme aşağıdakileri
dikkate alır:
(a) Faaliyet gösterdiği
ekonomik çevreler. Makul düzeyde
olası değişiklik, uzak veya "en
kötü" senaryoları ya da "stres
testleri"ni içermemelidir. Ayrıca
ilgili risk değişkenindeki değişim
oranının sabit olması durumunda,
işletmenin risk değişkeninde yapmış
olduğu makul düzeyde olası
değişiklik seçimini değiştirmesi
gerekmez. Örneğin faiz oranlarının
yüzde 5 olduğunu ve işletmenin faiz
oranlarında ±50 baz puanlık bir
dalgalanmanın makul düzeyde olası
olduğunu tespit ettiğini varsayalım.
İşletme, faiz oranlarının yüzde 4.5
veya yüzde 5.5 olacak şekilde
değişmesinin kâr veya zarar ile
özkaynaklar üzerinde meydana
getireceği etkiyi açıklar. Faiz
oranları bir sonraki dönemde yüzde
5.5’e çıkmıştır. İşletme faiz
oranlarına ilişkin makul düzeyde
olası değişikliğin halen ±50 baz
puanlık bir dalgalanma olduğuna
(diğer bir ifadeyle, faiz
oranlarındaki değişiklik oranının
sabit olduğuna) inanmaktadır.
İşletme, faiz oranlarının yüzde 5
veya yüzde 6 olacak şekilde
değişmesinin kâr veya zarar ile
özkaynaklar üzerinde meydana
getireceği etkiyi açıklar. Faiz
oranlarının çok daha hareketli bir
yapıya büründüğüne dair bir gösterge
bulunmadığı sürece, işletmenin faiz
oranlarına ilişkin yeterli düzeyde
olası değişim miktarı olarak dikkate
aldığı ±50 baz puanlık dalgalanma
öngörüsünü değiştirmesi gerekmez.
(b) Değerlendirmenin
içerdiği zaman süreci. Duyarlılık
analizi, sözü edilen açıklamaların
yeniden yapılacağı döneme kadar olan
ve genellikle bir sonraki yıllık
raporlama dönemini ifade eden süre
boyunca yeterince olası olduğu
düşünülen değişimlerin etkilerini
gösterir.
B20. 41 inci Paragraf
söz konusu duyarlılık analizinin
finansal risklerin yönetiminde
kullanması durumunda, örneğin riske
maruz değer gibi ilgili risk
değişkenlerinin birbirlerine karşı
olan bağımlılığını yansıtan bir
duyarlılık analizinin kullanılmasına
izin vermektedir. Bu durum, sözü
edilen yöntemin sadece zarar
potansiyelini ölçüp kazanç
potansiyelini ölçme imkanının
bulunmadığı durumlarda dahi
geçerlidir. Bu tür bir işletme,
kullanılan riske maruz değer
modelinin türünü (örneğin anılan
modelin Monte Carlo simülasyonlarına
dayandırılıp dayandırılmadığını),
modelin nasıl işlediğini ve temel
varsayımlarını (elde tutma süresi ve
güvenilirlik düzeyi gibi) açıklamak
suretiyle Paragraf 41(a)’da yer alan
gereklilikleri yerine getirebilir.
İşletmeler gözlemlenen geçmiş dönemi
ve anılan dönem içerisinde elde
edilen gözlemlerin nasıl
ağırlıklandırıldığını, opsiyonların
hesaplamalarda nasıl dikkate
alındığını ve hangi dalgalanma ve
korelasyonların (veya alternatif
olarak Monte Carlo olasılık dağılım
simülasyonlarının) kullanıldığını da
açıklayabilir.
B21. İşletme
faaliyetlerinin tamamı için
duyarlılık analiz bulunur. Ancak,
farklı finansal araç sınıfları için
farklı türde duyarlılık analizinde
bulunulması mümkündür.
Faiz oranı riski
B22. Faiz oranı riski,
bilançoya yansıtılmış bulunan faiz
içeren finansal araçlardan (örneğin,
kredi ve alacaklar ile ihraç edilmiş
borçlanma araçları gibi) ve
bilançoya yansıtılmamış bulunan
diğer bazı finansal araçlardan (bazı
kredi taahhütleri gibi) kaynaklanır.
Yabancı para riski
B23. Yabancı para riski
(veya döviz kuru riski), yabancı bir
para biriminden, diğer bir ifadeyle
ölçüldükleri geçerli para birimi
dışında bir para biriminden ihraç
edilmiş olan finansal araçlarda
ortaya çıkar. Bu TFRS’nin amaçları
açısından, parasal olmayan finansal
araçlarda veya geçerli para
biriminden düzenlenmiş bulunan
finansal araçlarda yabancı para
riski bulunmaz.
B24. İşletmenin önemli
düzeyde ilişkisi bulunduğu her bir
yabancı para için bir duyarlılık
analizi yapılır ve kamuoyuna
açıklanır.
Diğer fiyat riski
B25. Diğer fiyat riski,
finansal araçlar için, mal veya
özkaynak araçlarının fiyatları gibi
etkenlerdeki değişiklikler
neticesinde ortaya çıkar. 40 ıncı
Paragrafa uyulması amacıyla,
işletme, belirli bir borsa
endeksindeki, mal fiyatındaki veya
diğer risk değişkenlerindeki
azalmanın etkisini kamuoyuna
açıklayabilir. Örneğin, kalıntı
değer garantisi/teminatı (ki bir
finansal araçtır) verilmesi
durumunda, işletme, verilen
garantinin kapsadığı varlıkların
değerindeki artış veya azalışları
kamuoyuna açıklar.
B26. Fiyat riski
bulunan özkaynak aracı içeren
özkaynağa dayalı finansal araçlara
ilişkin iki örnek; diğer bir
işletmenin özkaynaklarına sahip
olunması ve özkaynağa dayalı
finansal araçlara yapılan
yatırımları bulunan bir yatırım
ortaklığına yatırım yapılmasıdır.
Forward sözleşmeler, belirli tutarda
özkaynağa dayalı finansal aracın
alımı veya satımına ilişkin
opsiyonlar ve özkaynak araçlarının
fiyatına endeksli swaplar buna
ilişkin diğer örnekleri oluşturur.
Sözü edilen finansal araçların
gerçeğe uygun değerleri, içerdiği
özkaynak aracının piyasa fiyatındaki
değişimlerden etkilenir.
B27. Paragraf 40(a)
uyarınca, kâr veya zarardaki
duyarlılık (örneğin, gerçeğe uygun
değer farkı kâr veya zarara
yansıtılan olarak sınıflandırılan
araçlardan ve satılmaya hazır
finansal varlıklardaki değer
düşüklüklerinden kaynaklanan),
özkaynaktaki duyarlılıktan (örneğin,
satılmaya hazır olarak
sınıflandırılan araçlardan
kaynaklanan) ayrı olarak kamuoyuna
açıklanır.
B28. İşletmenin
özkaynağa dayalı finansal araç
olarak sınıflandırdığı finansal
araçlar yeniden ölçülmez. Söz konusu
araçlarda yer alan özkaynak aracına
ilişkin fiyat riskinden kâr veya
zarar ya da özkaynakların
etkilenmesi söz konusu değildir.
Dolayısıyla, herhangi bir duyarlılık
analizinde bulunulması gerekmez.
EK 2
TFRS 7
Standardını 31/12/2006 tarihli
finansal tablolarında uygulamayan
işletmeler için, TMS 32 Standardının
sadece 31/12/2006 tarihli finansal
tablolarda uygulanacak olan şekli
Türkiye
Muhasebe Standardı
(TMS 32)
Finansal
Araçlar: Açıklamalar ve Sunum
Amaç
1. Bu Standardın amacı;
finansal araçların bir işletmenin
finansal durumu, performansı ve
nakit akışları üzerindeki
etkilerinin finansal tablo
kullanıcıları tarafından anlaşılması
imkanının geliştirilmesidir.
2. Bu Standardın amacı,
finansal araçların borç veya
özkaynak olarak sunulmaları ile
finansal varlık ve borçların
netleştirilmelerine ilişkin ilkeleri
belirlemektir. Bu Standart, ihraç
eden (ihraçcı) açısından finansal
araçların, finansal varlık,
finansal borç ve özkaynağa dayalı
finansal araç olarak
sınıflandırılması, bunlara ilişkin
faiz, temettü, kayıp ve kazançların
sınıflandırılması ve finansal varlık
ve borçların netleştirilmeleri
gereken durumlara uygulanır.
Standart, işletmenin finansal
araçlarla ilişkili nakit akışlarının
tutarını, zamanını ve kesinliğini
etkileyen faktörler ile anılan
araçlara uygulanan muhasebe
politikaları hakkında kamuoyuna
açıklamada bulunulmasını gerektirir.
Bu Standart, işletmenin kullandığı
finansal araçların niteliği ve
düzeyi, hizmet ettikleri işletme
amaçları, ilişkili oldukları riskler
ve yönetimin söz konusu risklerin
kontrol edilmesine yönelik
politikaları hakkında da kamuoyuna
açıklamada bulunulmasını gerektirir.
3. Bu Standartta yer
alan ilkeler, "TMS 39 Finansal
Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme"
Standardında yer alan finansal
varlık ve borçların
muhasebeleştirilme ve ölçümüne
ilişkin ilkeleri tamamlar.
Kapsam
4. Bu Standart, tüm
işletmeler tarafından aşağıda
sayılan istisnalar haricinde tüm
finansal araçlara uygulanır:
(a) "TMS 27 Konsolide
ve Bireysel Finansal Tablolar", "TMS
28 İştiraklerdeki Yatırımlar" ve
"TMS 31 İş Ortaklıklarındaki Paylar"
Standartları kapsamında
muhasebeleştirilen bağlı ortaklık,
iştirak ve iş ortaklıklarındaki
yatırımlar. Öte yandan, bazı
durumlarda, TMS 27, TMS 28 ve TMS
31’de bağlı ortaklık, iştirak ve iş
ortaklıklarındaki payların TMS 39’a
göre muhasebeleştirilmesine izin
verilmektedir; bu tür durumlarda,
işletme, bu Standartta yer alanlara
ek olarak TMS 27, TMS 28 veya TMS
31’de yer alan kamuoyuna açıklama
hükümlerini de uygular. İşletmeler,
bu Standardı bağlı ortaklıklardaki,
iştiraklerdeki ve iş
ortaklıklarındaki yatırımlarına
ilişkin tüm türev ürünlere
uygularlar.
(b) "TMS 19 Çalışanlara
Sağlanan Faydalar" Standardının
uygulandığı emeklilik fayda planları
kapsamındaki işveren hak ve
yükümlülükleri.
(c) İşletme
birleşmelerindeki koşullu ödemeler
için yapılan sözleşmeler (bakınız:
"TFRS 3 İşletme Birleşmeleri"
Standardı). Söz konusu istisna
sadece edinen açısından uygulanır.
(d) "TFRS 4 Sigorta
Sözleşmeleri" Standardında
tanımlanan sigorta sözleşmeleri.
Ancak, sigorta sözleşmelerinde saklı
türev ürünler için, TMS 39
Standardının işletmenin söz konusu
işlemleri ayrı ayrı
muhasebeleştirmesini gerektirmesi
durumunda bu Standart uygulanır.
Bunun dışında ihraççının, finansal
teminat sözleşmeleri için,
muhasebeleştirme ve ölçme
işlemlerinde TMS 39’u uyguluyor
olması durumunda bu Standart; TFRS
4’ün 4(d) Paragrafına uygun olarak
muhasebeleştirme ve ölçme
işlemlerinde TFRS 4’ü uygulamayı
seçmesi durumunda ise TFRS 4
uygulanır.
(e) İsteğe bağlı
katılım şekli içermeleri nedeni ile
TFRS 4 kapsamındaki finansal
araçlar. Anılan araçları ihraç
edenler, söz konusu araçlara
finansal borçlar ve özkaynağa dayalı
finansal araçlar arasındaki ayrım
konusunda Standardın 15-32 ve UR
25-UR 35 Paragraflarını uygulamaktan
muaftırlar. Ancak, bu araçlar
Standardın diğer bütün hükümlerine
tabidir. Ayrıca, Standart anılan
araçlarda saklı türev ürünler için
de uygulanır (bakınız: TMS 39).
(f) Aşağıdaki
istisnalar haricinde, "TFRS 2 Hisse
Bazlı Ödemeler" Standardının
uygulandığı hisse bazlı ödeme
işlemlerindeki finansal araçlar,
sözleşmeler ve yükümlülükler;
(i) Bu Standardın
uygulandığı, bu Standardın 8-10 uncu
Paragrafları kapsamındaki
sözleşmeler,
(ii) Bu Standardın 33
ve 34 üncü Paragraflarının
uygulandığı, çalışanlara hisse
edinme opsiyonu sağlayan planlar,
çalışanların hisse satın alma
planları ve diğer bütün hisse bazlı
ödeme düzenlemeleri ile bağlantılı
olarak satın alınan, satılan, ihraç
edilen veya iptal edilen işletmenin
geri satın alınan kendi hisseleri.
5. Bu TFRS,
muhasebeleştirilmiş ve
muhasebeleştirilmemiş finansal
araçlar için uygulanır.
Muhasebeleştirilmiş finansal
araçlar, işletme tarafından ihraç
edilmiş bulunan özkaynağa dayalı
finansal araçlar ile TMS 39
kapsamındaki finansal varlık ve
finansal borçları içerir.
Muhasebeleştirilmemiş finansal
araçlar ise, TMS 39’un kapsamı
dışında olmalarına rağmen bu TFRS
kapsamında olan bazı finansal
araçları içerir (bazı kredi
taahhütleri gibi).
6. "-"
7. Belirli finansal
araç çeşitlerine özgü bulunan diğer
bazı Standartlar, ilave birtakım
sunum ve açıklama hükümleri içerir.
Örneğin, "TMS 17 Kiralama İşlemleri"
ve "TMS 26 Emeklilik Fayda
Planlarında Muhasebeleştirme ve
Raporlama" Standartları, sırasıyla,
finansal kiralamalar ile emeklilik
fayda planlarına ilişkin
yatırımlarla ilgili olarak kamuoyuna
yapılması gereken açıklamaları
içerir. Buna ek olarak, başta "TMS
30 Bankalar ve Benzeri Finansal
Kuruluşların Finansal Tablolarında
Yapılacak Açıklamalar" Standardı
olmak üzere, diğer bazı
Standartlarda yer alan birtakım
hükümler de finansal araçlar
açısından uygulanır.
8. Bu Standart,
işletmenin beklenen alış, satış ya
da kullanım gerekliliklerine uygun
olarak finansal olmayan bir kalemin
alınması veya teslimi amacı ile
düzenlenmiş olan ve elde tutulmaya
devam edilen sözleşmeler hariç olmak
üzere, net ödemenin nakit ya da
başka bir finansal araçla ya da
finansal araç sözleşmesi gibi
finansal araçların takası yoluyla
yapıldığı finansal olmayan bir
kalemin alım ya da satım
sözleşmelerine uygulanır.
9. Net ödemenin nakit
ya da başka bir finansal araçla ya
da finansal araçların takası yoluyla
yapıldığı finansal olmayan bir
kalemin alım veya satım
sözleşmelerini düzenlemenin birçok
yolu vardır. Bunlar aşağıdakileri
içerir:
(a) Sözleşme
hükümlerinin her iki tarafa da net
ödemeyi nakit karşılığı, başka bir
finansal araç ya da finansal
araçların takası yoluyla yapma izni
vermesi,
(b) Net ödemenin nakit
karşılığı, başka bir finansal araç
ya da finansal araçların takası
yoluyla yapılacağının sözleşme
hükümlerinde açık olarak
belirtilmemesi; ancak işletmenin
pratikte benzer sözleşmelere ilişkin
net ödemeyi nakit karşılığında,
başka bir finansal araçla ya da
finansal araçların takası yoluyla
yapması (karşı tarafa veya başka bir
tarafa, netleştirme sözleşmesinin
düzenlenmesi ya da sözleşmenin
kullanılması veya vadesinin
gelmesinden önce satılması yoluyla),
(c) Benzer
sözleşmelerde, işletmenin fiyattaki
ya da satıcının kâr marjındaki kısa
dönemli dalgalanmalardan kâr
sağlamak amacı ile sözleşmeye konu
malı teslim alıp teslimden kısa bir
süre sonra satma uygulamasının
bulunması,
(d) Sözleşme konusu
finansal olmayan kalemin kolaylıkla
nakde çevrilebilmesi.
(b) veya (c)
maddelerinin uygulandığı
sözleşmeler, işletmenin beklenen
alış, satış ya da kullanım
gereksinimlerine uygun olarak,
finansal olmayan kalemin alınması ya
da teslimatı amacı ile düzenlenmez
ve dolayısıyla anılan sözleşmeler bu
Standart kapsamındadır. 8 inci
Paragrafın uygulandığı diğer
sözleşmeler, finansal olmayan
kalemin işletmenin beklenen alış,
satış ya da kullanım
gerekliliklerine uygun olarak
alınması ya da teslimatı amacı ile
yapılıp yapılmadıkları ya da elde
tutulmaya devam edilip edilmedikleri
ve dolayısıyla bu Standart
kapsamında olup olmadıklarının
belirlenmesi açısından
değerlendirilir.
10. Net ödemenin nakit
karşılığı, başka bir finansal araç
ya da finansal araçların takası
yoluyla yapıldığı finansal olmayan
bir kalemin alınması ya da
satılmasına yönelik yazılı bir
opsiyon, Paragraf 9 (a) ve (d)
uyarınca bu Standart kapsamındadır.
Bu tür bir sözleşme, işletmenin
beklenen alış, satış ve kullanım
gereklilikleri çerçevesinde finansal
olmayan bir kalemin alınması ya da
teslimatı amacı ile düzenlenemez.
Tanımlar (bakınız: Uygulama Rehberi
Paragraf UR 3 - UR 24)
11. Bu Standartta geçen
terimlerin anlamları aşağıdaki
gibidir:
Finansal araç:
Bir işletmenin finansal varlığı ile
diğer bir işletmenin finansal
borcunda
ya da özkaynağa dayalı finansal
aracında artışa neden olan herhangi
bir sözleşmedir.
Finansal varlık:
Aşağıdaki varlıklardan herhangi
biridir:
(a) Nakit;
(b) Başka bir
işletmenin özkaynağına dayalı
finansal araç;
(c) (i) Başka bir
işletmeden nakit ya da başka bir
finansal varlık almak için
veya
(ii) Potansiyel olarak
işletmenin lehine olan koşullarda
finansal varlık veya borçların başka
bir işletme ile takas edilmesi için
düzenlenen sözleşmeden doğan hak;
veya
(d) İşletmenin
özkaynağına dayalı finansal aracıyla
ödenecek ya da ödenebilecek olan ve:
(i) İşletmenin değişken
sayıda özkaynağına dayalı finansal
aracını almak zorunda olduğu ya da
olabileceği bir türev olmayan
sözleşme; veya
(ii) İşletmenin belirli
sayıda özkaynağına dayalı finansal
aracını, belirli bir nakdini ya da
başka bir finansal varlığını takas
etmesi dışındaki şekillerde ödenecek
ya da ödenebilecek bir türev
sözleşme. Bu amaçla, işletmenin
özkaynağına dayalı finansal araçlar,
söz konusu araçların gelecekte
yapılacak tahsilatları ya da
teslimatlarına ilişkin sözleşmeler
olarak düzenlenen araçları içermez.
Finansal borç:
Aşağıdaki borçlardan herhangi
biridir:
(a) (i) Başka bir
işletmeye nakit ya da başka bir
finansal varlık verilmesi için
veya
(ii) Potansiyel olarak
işletmenin aleyhine olan koşullarda
finansal varlık veya borçların başka
bir işletme
ile takas edilmesi için
düzenlenen sözleşmeden doğan
yükümlülük; veya
(b) İşletmenin
özkaynağına dayalı finansal aracıyla
ödenecek veya ödenebilecek olan ve:
(i) İşletmenin değişken
sayıda özkaynağına dayalı finansal
aracını vermek zorunda olduğu ya da
olabileceği bir türev olmayan
sözleşme; veya
(ii) işletmenin belirli
sayıda özkaynağına dayalı finansal
aracını, belirli bir nakdini ya da
başka bir finansal varlığını takas
etmesi dışındaki şekillerde ödenecek
ya da ödenebilecek bir türev
sözleşme. Bu amaçla, işletmenin
özkaynağına dayalı finansal araçlar,
söz konusu araçların gelecekte
yapılacak tahsilatları ya da
teslimatlarına ilişkin sözleşmeler
olarak düzenlenen araçları içermez.
Özkaynağa (Hisse senedine) dayalı
finansal araç:
İşletmenin tüm borçları
çıkarıldıktan sonra varlıklarında
bir payı/hakkı gösteren sözleşmedir.
Gerçeğe uygun değer:
Karşılıklı pazarlık ortamında,
bilgili ve istekli gruplar arasında
bir varlığın el değiştirmesi ya da
bir borcun ödenmesi durumunda ortaya
çıkması gereken tutardır.
12. Aşağıdaki kavramlar
TMS 39 Standardının 9 uncu
Paragrafında tanımlanmış ve bu
Standartta TMS 39 da belirtilen
anlamları ile kullanılmıştır:
• Finansal varlık veya
finansal borcun etkin faiz
yöntemiyle hesaplanan itfa edilmiş
maliyeti
• Satılmaya hazır
finansal varlıklar
• Bilanço dışı bırakma
• Türev ürün
• Etkin faiz yöntemi
• Gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılan
finansal varlık veya finansal
borçlar
• Finansal teminat
sözleşmeleri
• Kesin taahhüt
• Tahmini işlem
• Finansal riskten
korunma işleminin etkinliği
• Finansal riskten
korunma konusu kalem
• Finansal riskten
korunma aracı
• Vadeye kadar elde
tutulacak yatırımlar
• Kredi ve alacaklar
• Normal yoldan alım
veya satım
• İşlem maliyetleri
13. Bu Standarttaki
"sözleşme" ve "sözleşmeye dayalı"
terimleri, iki veya daha fazla taraf
arasında açık ekonomik sonuçları
olan, genellikle anlaşmanın kanunen
yaptırımı nedeniyle tarafların
kaçınma ihtimallerinin çok az olduğu
veya hiç olmadığı bir anlaşmayı
ifade eder. Sözleşmeler ve
dolayısıyla finansal araçlar çok
değişik biçimlerde olabilirler ve
yazılı olmaları gerekmez.
14. Bu Standartta ifade
edilen "işletme" terimi; bireyleri,
ortaklıkları, anonim şirketleri,
vakıfları ve devlet kurumlarını
içerir.
Sunum
Borçlar ve özkaynak (bakınız:
Paragraf UR 25 – UR 29)
15. İhraçcı ilgili
finansal aracı ya da finansal aracın
bileşenlerini ilk defa
muhasebeleştirirken sözleşmedeki
düzenlemelerin özüne uygun ve
finansal borç, finansal varlık ve
özkaynağa dayalı finansal araç
tanımlarıyla uyumlu bir
sınıflandırma yapar.
16. İhraççı, bir
finansal aracın finansal borçtan
ziyade özkaynağa dayalı finansal
araç olup olmadığını belirlemek için
Paragraf 11 deki tanımları
uyguladığında, araç sadece ve sadece
aşağıdaki (a) ve (b) koşullarını
taşıyorsa anılan araç özkaynağa
dayalı finansal araçtır:
(a) Araç sözleşmeye
dayalı aşağıdaki yükümlülükleri
içermemektedir:
(i) Başka bir işletmeye
nakit veya diğer bir finansal araç
vermek; veya
(ii) Potansiyel olarak
ihraç edenin aleyhine olan
koşullarda başka bir işletmeyle
finansal varlık ya da finansal borç
takası yapmak.
(b) Eğer aracın ödemesi
ihraççının özkaynağına dayalı
finansal aracıyla yapılacak ya da
yapılabilecekse, bu:
(i) İhraççının
özkaynağına dayalı finansal
aracından değişken sayıda vermesine
dair sözleşmeye dayalı yükümlülük
içermeyen bir türev olmayan araç; ya
da
(ii) Yalnızca ihraççı
tarafından sabit tutarda bir nakit
ya da başka bir finansal varlık
karşılığında özkaynağına dayalı
finansal aracını takas etmesi
yoluyla ödenen bir türev araçtır. Bu
amaçla, işletmenin özkaynağına
dayalı finansal araçlar; söz konusu
araçların gelecekte yapılacak
tahsilatları ya da teslimatlarına
ilişkin sözleşmeler olarak
düzenlenen araçları içermez.
Gelecekte ihraççının
özkaynağına dayalı finansal
araçlarının alınması ya da
verilmesiyle sonuçlanacak veya
sonuçlanabilecek ancak yukarıdaki
(a) ve (b) koşullarına uymayan türev
finansal araçtan doğan bir
sözleşmeye dayalı yükümlülük,
özkaynağa dayalı finansal araç
değildir.
Nakit ya da başka bir finansal
varlığın verilmesine ilişkin
sözleşmeye dayalı bir yükümlülüğünün
bulunmaması (Paragraf 16(a))
17. Finansal borcu
özkaynağa dayalı finansal araçtan
ayıran önemli bir özellik, finansal
aracın taraflarından birinin
(ihraççı) diğer tarafa (hamil) nakit
ya da başka bir finansal araç
vermesi ya da potansiyel olarak
ihraççının aleyhine olan koşullar
altında hamil ile finansal varlık
veya finansal borç takasına ilişkin
olarak yapılan sözleşmeye dayalı bir
yükümlülüğünün bulunmasıdır.
Özkaynağa dayalı finansal aracı
elinde bulunduran (hamil) temettünün
veya diğer özkaynak dağıtımlarının
oransal bir payını alma hakkına
sahip olsa bile, ihraççının bu tür
dağıtımlarda bulunmak için
sözleşmeye dayalı bir yükümlülüğü
bulunmaz; çünkü diğer tarafa nakit
ya da başka bir finansal araç
vermesi zorunlu kılınamaz.
18. Finansal aracın
işletmenin bilançosunda
sınıflandırılmasında yasal şeklinden
ziyade özü belirleyici olur. Öz ve
yasal şekil genellikle uyumludur;
ancak bu durum her zaman için
geçerli değildir. Bazı finansal
araçlar yasal şekilleri itibariyle
özkaynağa dayalı araçlardır, ama
özleri itibariyle yükümlülüktürler;
bazıları ise özkaynağa dayalı
finansal araçlarla ilişkilendirilen
özelliklerle finansal borçla
ilişkilendirilen özellikleri
birlikte taşırlar. Örneğin:
(a) İhraççının sabit ya
da belirlenebilir bir tarihte sabit
ya da belirlenebilir bir tutar
karşılığı geri satın almasını
zorunlu kılan veya hamile,
ihraççının aracı belirli ya da daha
sonraki bir tarihte sabit veya
belirlenebilir bir tutar karşılığı
geri satın almasını talep etme
hakkını veren imtiyazlı hisse
senedi, bir finansal borçtur.
(b) Hamile, ihraççıya
nakit ya da başka bir finansal
varlık karşılığı satma hakkı veren
("satılabilir araç") finansal araç
bir finansal borçtur. Söz konusu
nakit ya da diğer finansal varlık
tutarının bir endeks veya artma ya
da azalma potansiyeli olan bir başka
kalem bazında belirlenmesi ya da
satılabilir aracın yasal şeklinin
hamile ihraççının varlıklarında
geriye kalan paydan hak verdiği
durumda bile böyledir. Hamilin aracı
ihraççıya nakit ya da başka bir
finansal varlık karşılığı satma
seçeneğinin varlığı, satılabilir
aracın finansal borç tanımını
karşıladığı anlamına gelir. Örneğin,
açık uçlu yatırım fonları, menkul
kıymetler yatırım fonları,
ortaklıklar ve bazı kooperatif
işletmeleri, mutasarrıflarına ya da
üyelerine, ihraç edendeki paylarını
herhangi bir zamanda ihraç edenin
varlık değerinin payı oranına eşit
tutarda nakit karşılığı geri satın
alma hakkını verir. Ancak, finansal
borç olarak sınıflandırma,
"mutasarrıflarına dağıtılabilir net
varlık değeri" ve "mutasarrıflara
dağıtılabilir net varlık değerindeki
değişim" gibi tanımların ortaklarca
oluşturulan sermayesi olmayan bir
işletmenin (bazı yatırım fonları ve
menkul kıymet yatırım fonları gibi,
bakınız: Açıklayıcı Örnek 7)
finansal tablolarında kullanılmasını
ya da üyelerin toplam paylarının
ihtiyatlar gibi özkaynak tanımını
karşılayan ve satılabilir araçlar
gibi karşılamayan kalemleri
içerdiğini göstermek için ilave
açıklamalar yapılmasına engel olmaz.
(bakınız: Açıklayıcı örnek 8).
19. İşletmenin nakit ya
da başka bir finansal varlıkla
ödemekten kaçınma konusunda koşulsuz
bir hakkının bulunmadığı bir
sözleşmeye dayalı finansal
yükümlülük, finansal bir borçtur.
Örneğin:
(a) Yabancı paraya
erişememe ya da bir düzenleyici
makamdan ödeme için onay alma
gereksinimi gibi, işletmenin
sözleşmeye dayalı yükümlülüğünü
yerine getirme kabiliyetine yönelik
bir sınırlama, işletmenin sözleşmeye
dayalı yükümlülüğünü ya da hamilin
araç üzerindeki sözleşmeye dayalı
hakkını ortadan kaldırmaz.
(b) Karşı tarafın geri
satma hakkını kullanmasına bağlı
olan sözleşmeye dayalı yükümlülük
finansal bir borçtur; çünkü işletme
nakit ya da başka bir finansal araç
vermekten kaçınma konusunda koşulsuz
bir hakka sahip değildir.
20. Sözleşmeye dayalı
nakit ya da başka bir finansal
varlık verme yükümlülüğünü açık
olarak içermeyen finansal araç,
kayıt ve koşullarıyla dolaylı olarak
bir yükümlülük oluşturabilir.
Örneğin:
(a) Bir finansal araç,
sadece ve sadece, işletmenin
dağıtımda veya aracı geri satın
almada başarısız olması durumunda
yerine getirilmesi gereken finansal
olmayan bir yükümlülük içerebilir.
Eğer işletme, nakit ya da başka bir
finansal varlık ile ödeme yapmaktan
sadece finansal olmayan bir
yükümlülüğü yerine getirerek
kaçınabiliyorsa, söz konusu finansal
araç bir finansal borçtur.
(b) İşletmenin ödeme
aşamasında aşağıdakilerden herhangi
birini vermesini sağlayan bir
finansal araç, finansal bir borçtur:
(i) Nakit ya da başka
bir finansal varlık; veya
(ii) Nakit ya da başka
finansal varlığın değerini önemli
ölçüde aştığı belirlenen değerde
kendi hissesi.
İşletmenin nakit ya da
başka bir finansal varlık
vereceğinin açık olarak belirtildiği
bir sözleşmeye dayalı yükümlülüğü
olmamasına rağmen, hisseyle ödeme
alternatifinin değeri işletmenin
nakitle ödeme yapmasına eşdeğerdir.
Esasen hamil, her koşulda, en
azından nakit ödeme opsiyonu
tutarına eşit bir tutarı elde etme
konusunda garanti edilmiştir
(bakınız: Paragraf 21).
İşletmenin özkaynağına dayalı
finansal araçlarıyla yapılan ödeme
(Paragraf 16/b)
21. Bir sözleşmenin,
özkaynağa dayalı finansal araç
olması için, sadece, işletmenin
özkaynağına dayalı finansal
araçlarının alınması ya da
verilmesiyle sonuçlanması yeterli
değildir. Bir işletmenin alınacak ya
da verilecek özkaynağına dayalı
finansal araçlarının gerçeğe uygun
değerinin sözleşmeye dayalı hak ya
da yükümlülüğe eşit olması için
kendi hisse senetlerini ya da diğer
özkaynağa dayalı finansal araçlarını
değişen sayılarda almak ya da vermek
için sözleşmeye dayalı bir hak ya da
yükümlülüğü olabilir. Bu tür bir
sözleşmeye dayalı hak ya da
yükümlülük sabit bir tutar ya da
işletmenin özkaynağına dayalı
finansal araçlarından başka bir
değişkendeki (örneğin bir faiz
oranı, bir mal fiyatı veya finansal
araç fiyatı) değişimlerle bütünüyle
veya kısmen dalgalanan bir tutar
olabilir. İki örnek (a) 100 PB1 ’ye
eşit değerde işletmenin özkaynağına
dayalı finansal aracından veren bir
sözleşme ve (b) 100 ons altın
değerine eşit değerde işletmenin
özkaynağına dayalı finansal
aracından veren bir sözleşme. Bu tür
bir sözleşme, işletme özkaynağına
dayalı finansal araçlarını vererek
ödemek zorunda ya da ödemesi mümkün
olsa dahi, işletmenin finansal
borcudur. Söz konusu sözleşme
özkaynağa dayalı finansal araç
değildir; çünkü işletme bir
sözleşmenin ödenmesi için
özkaynağına dayalı finansal
araçlarından değişken miktarlarda
kullanmaktadır. Diğer yandan
sözleşme, tüm borçlar düşüldükten
sonra işletmenin kalan varlıklarında
bir hak ifade etmemektedir.
22. İşletmenin sabit
bir tutarda nakit ya da başka bir
finansal varlık karşılığında
özkaynağına dayalı finansal
araçlarından vermesiyle (almasıyla)
ödenecek olan bir sözleşme, öz
kaynağa dayalı finansal araçtır.
Örneğin, karşı tarafa işletmenin
hisselerini sabit bir fiyat ya da
bir tahvilin sabitlenmiş nominal
anapara tutarı karşılığında alma
hakkı veren hisse senedi opsiyonu,
özkaynağa dayalı finansal araçtır.
Sözleşmeyi ödemede, alınacak ya da
verilecek nakit ya da diğer finansal
varlıkların tutarını ya da alınacak
veya verilecek özkaynağa dayalı
finansal araç miktarını etkilemeyen
piyasa faiz oranlarındaki değişimler
nedeniyle sözleşmenin gerçeğe uygun
değerinde oluşan değişimler,
sözleşmenin özkaynağa dayalı
finansal araç olmasını engellemez.
Alınan her karşılık (yazılı opsiyon
için alınan prim ya da işletmenin
kendi hisselerindeki rehin gibi)
doğrudan özkaynağa eklenir. Ödenen
her karşılık (satın alınan opsiyon
için ödenen prim gibi) doğrudan
özkaynaktan düşülür. Özkaynağa
dayalı finansal aracın gerçeğe uygun
değerindeki değişimler finansal
tablolarda muhasebeleştirilmez.
23. Bir işletmenin
özkaynağına dayalı finansal
araçlarını nakit ya da başka bir
finansal varlık karşılığında satın
alması yükümlülüğünü içeren bir
sözleşme, geri satın alınan tutarın
bugünkü değeri kadar (örneğin,
forward geri satın alma fiyatı,
opsiyon kullanma fiyatı veya diğer
geri satın alım tutarının bugünkü
değeri) bir finansal borç doğurur.
Bu durum, sözleşmenin kendisinin
özkaynağa dayalı finansal araç
olduğu durumlarda bile geçerlidir.
İşletmenin forward sözleşmesi
çerçevesinde özkaynağına dayalı
finansal araçlarını nakit karşılığı
satın alma yükümlülüğü buna bir
örnektir. TMS 39’a göre, anılan
finansal borç ilk
muhasebeleştirilmesi sırasında
gerçeğe uygun değeri (geri satın
alma tutarının bugünkü değeri)
özkaynaktan çıkarılmak suretiyle
yeniden sınıflandırılır. Bunu
takiben, finansal borcun değerlemesi
TMS 39 ile uyumlu olarak yapılır.
Sözleşmenin teslim işleminin
gerçekleştirilmesinden önce
zamanaşımına uğraması durumunda,
finansal borcun defter değeri
yeniden özkaynaklar içerisinde
sınıflandırılır. Bir işletmenin
özkaynağına dayalı finansal
araçlarını satın almasına yönelik
sözleşmeye dayalı yükümlülüğü,
anılan yükümlülük karşı tarafın
satış hakkını (örneğin karşı tarafa
işletmenin özkaynağına dayalı
finansal araçlarını sabit bir tutar
karşılığında işletmeye satma hakkı
veren bir yazılı satım opsiyonu)
kullanmasına bağlı olsa bile, geri
satın alım tutarının bugünkü değeri
kadar bir finansal borç doğurur.
24. İşletmenin değişken
bir nakit tutar ya da başka bir
finansal varlık karşılığında
özkaynağına dayalı finansal
araçlarından sabit bir miktarda
alması ya da vermesiyle ödenecek
olan bir sözleşme, finansal varlık
ya da finansal borçtur. İşletmenin
100 ons altın değerine eşit olacak
şekilde hesaplanan bir nakit
karşılığında özkaynağına dayalı
finansal araçlarından 100 adet
vermesine ilişkin sözleşme buna bir
örnektir.
Koşullu ödeme hükümleri
25. Bir finansal araç,
işletmenin borsa endeksi, tüketici
fiyat endeksi, faiz oranı veya vergi
yükümlülükleri ya da ihraççının
gelecekte gerçekleşecek olan
gelirleri, net kâr veya borcun
özkaynağa oranındaki değişiklikler
gibi, gelecekte ihraççı ve hamilin
kontrolü dışında bazı olayların
olması veya olmaması durumunda,
nakit veya başka bir finansal varlık
verilmesi veya finansal borç teşkil
edecek bir şekilde ödemede
bulunulmasını gerektirebilir. Bu tür
bir araç ihraç edenin, nakit ya da
başka bir finansal varlık vermekten
kaçınmak (veya bir finansal borç
olacak şekilde ödemek) konusunda
koşulsuz bir hakkı yoktur. Bu
nedenle söz konusu araç, aşağıdaki
durumların oluşması haricinde
ihraççının finansal borcudur:
(a) Koşullu ödeme
hükmünün nakit ya da başka bir
finansal varlıkla (veya bir finansal
borç olacak şekilde) takasını
gerektiren kısmının gerçekleşebilir
mahiyette olmaması; veya
(b) İhraççının, ilgili
yükümlülüğü nakit ya da başka bir
finansal varlık (veya finansal borç
olacak şekilde) olarak sadece
tasfiyesi durumunda ödemesinin
zorunlu olması.
Ödeme seçenekleri
26. Bir türev finansal
araç, taraflardan birine ödemenin
nasıl yapılacağına (örneğin ihraççı
veya hamil ödemeyi net nakit veya
nakit karşılığı hisse senedi takası
olarak yapmayı seçebilir) dair bir
seçenek vermesi durumunda, tüm ödeme
alternatiflerinin aracın özkaynağa
dayalı finansal araç olmasıyla
sonuçlanması durumu haricinde, bir
finansal varlık veya finansal
borçtur.
27. Finansal borç olan
ödeme seçenekli türev finansal araca
örnek; ihraççının nakit karşılığında
kendi hisse senetlerini takas etmek
veya netleştirme yaparak nakden
ödemede bulunmak konusunda karar
verme imkanının bulunduğu hisse
senedi opsiyonudur. Benzer olarak,
işletmenin özkaynağına dayalı
finansal araçları karşılığında
finansal olmayan bir kalemin alımı
ya da satımına ilişkin sözleşmelerin
bir kısmı da bu Standart
kapsamındadır; çünkü anılan
sözleşmeler finansal olmayan bir
araç veya net tutarda bir nakit ya
da başka bir finansal aracın
verilmesi suretiyle ödenebilir
(bakınız: Paragraf 8-10). Bu tür
sözleşmeler bir finansal varlık veya
finansal borçtur; yani özkaynağa
dayalı finansal araç değildir.
Bileşik finansal araçlar (bakınız:
Paragraf UR 30-UR 35 ve Açıklayıcı
Örnek 9-12)
28. Türev olmayan bir
finansal araç ihraç eden, anılan
aracın borç ve özkaynak
bileşenlerinin her ikisini birden
taşıyıp taşımadığını belirlemek için
ilgili finansal aracın koşullarını
değerlendirir. Paragraf 15’e göre bu
gibi bileşenler; finansal borç,
finansal varlık ya da öz kaynağa
dayalı finansal araç olarak ayrı
ayrı sınıflandırılır.
29. Bir işletme (a)
işletmenin finansal borcunu yaratan
ve (b) hamiline, işletmenin
özkaynağına dayalı finansal aracına
çevirebilme imtiyazı sağlayan
finansal araç bileşenlerini ayrı
ayrı dikkate alır. Örneğin; hamili
tarafından işletmenin belirli sayıda
adi hisse senedine çevrilebilme
özelliğine sahip bir bono ya da
benzeri bir araç, bileşik bir
finansal araçtır. İşletmenin bakış
açısından, bu tür bir araç iki
unsurdan oluşur: finansal borç
(nakit ya da diğer bir finansal
varlık verilmesine ilişkin
sözleşmeye dayalı düzenleme) ve
özkaynağa dayalı finansal araç
(belirlenmiş bir zaman süresince,
hamile, ilgili aracı işletmeye ait
belirli sayıda adi hisse senedine
çevirebilme hakkını veren alım
opsiyonu). Bu tür bir finansal araç
ihraç etmenin ekonomik etkisi, aynı
anda erken ödeme hükmü bulunan bir
borçlanma aracı ve adi hisse alım
garantisi veren bir finansal araç
ihraç etmekle veya ayrılabilir hisse
alım garantisi olan bir borçlanma
aracı ihraç etmekle büyük ölçüde
aynıdır. Bu çerçevede, tüm hallerde
işletme, bilançosunda borç ve
özkaynak bileşenlerini ayrı ayrı
sunar.
30. Değiştirme hakkının
kullanılmasının bazı hamiller
açısından ekonomik olarak daha
avantajlı hale gelmesi durumunda
dahi hakkın kullanım olasılığında
meydana gelen değişiklik nedeniyle
dönüştürülebilir araçların borç ve
özkaynak bileşenlerinin yeniden
sınıflandırılması gerekmez.
Hamiller, her zaman beklenen şekilde
davranmayabilir; örneğin, dönüşümden
kaynaklanan vergisel sonuçlar
hamiller arasında farklılık
gösterebilir. Buna ek olarak,
dönüşüm olasılığı zaman içinde
değişiklik gösterir. İşletmenin
gelecekte yapacağı ödemeler ile
ilgili sözleşmeye bağlı
yükümlülükleri; dönüştürme, aracın
vadesinin gelmesi ya da başka bir
işlemle ortadan kalkana kadar
mevcudiyetini sürdürür.
31. TMS 39 finansal
varlık ve borçların ölçümünü
açıklar. Özkaynağa dayalı finansal
araçlar, işletmenin tüm borçları
düşüldükten sonra kalan varlıkları
üzerindeki pay hakkın gösteren
araçlardır. Dolayısıyla, bileşik
finansal aracın ilk defter değeri
özkaynak ve yükümlülük bileşenlerine
ayrıldığında, yükümlülük bileşeni
için ayrıca belirlenen tutarın
aracın toplam gerçeğe uygun
değerinden düşülmesinden sonra kalan
tutar özkaynak bileşenine
devrolunur. Bileşik bir finansal
araçta saklı her türlü türev ürünün
(örneğin: alım opsiyonu) değeri
özkaynak bileşeni (özkaynak
değiştirme hakkı gibi) yerine borç
bileşenine dahil edilir. İlk
muhasebeleştirme işleminde borç ve
özkaynak bileşenlerine dağıtılmış
defter değerlerinin toplamı, her
zaman, aracın tamamına atfedilecek
gerçeğe uygun değere eşittir. Aracın
bileşenlerinin ilk başta ayrı olarak
muhasebeleştirilmesinden herhangi
bir kazanç ya da kayıp oluşmaz.
32. Paragraf 31’de yer
alan yaklaşıma göre, adi hisse
senedine çevrilebilir bir bono ihraç
eden, öncelikle, müşterek bir
özkaynak bileşenine sahip olmayan
benzer bir borç bileşeninin
(özkaynakla ilgili olmayan saklı
türev işlemlerin tamamı dahil olmak
üzere) gerçeğe uygun değerini ölçmek
suretiyle ilgili borç bileşeninin
defter değerini belirler. Bunu
takiben, özkaynağa dayalı finansal
aracın adi hisse senedine
dönüştürülme seçeneğini gösteren
defter değeri, bileşik finansal
aracın toplam gerçeğe uygun
değerinden finansal borcun gerçeğe
uygun değerinin düşülmesi suretiyle
tespit edilir.
İşletmenin geri satın alınan kendi
hisseleri (bakınız: Paragraf 36)
33. İşletmenin,
özkaynağına dayalı finansal
araçlarını yeniden edinmesi
durumunda, bu araçlar ("işletmenin
geri satın alınan kendi hisseleri")
özkaynaktan düşülür. İşletmenin
özkaynağına dayalı finansal
araçlarının alışından, satışından,
ihracından ya da iptalinden dolayı
gelir tablosuna herhangi bir kazanç
ya da kayıp yansıtılmaz. Bunun gibi,
işletmenin geri satın alınan kendi
hisseleri, işletme tarafından ya da
konsolide edilmiş şirketler grubunun
diğer üyeleri tarafından geri
alınabilir ya da elde tutulabilir.
Alınan ya da ödenen tutarlar
doğrudan özkaynakta
muhasebeleştirilir.
34. "TMS 1 Finansal
Tabloların Sunuluşu" Standardı
uyarınca, işletmenin geri satın
alınan kendi hisselerinin elde
bulundurulan tutarı ya bilançoda ya
da dipnotlarda ayrı ayrı kamuoyuna
açıklanır. İşletme, özkaynağına
dayalı finansal araçlarını ilişkili
taraflardan geri satın alması
durumunda, "TMS 24 İlişkili Taraf
Açıklamaları" Standardı ile uyumlu
olarak kamuoyuna açıklamada bulunur.
Faizler, temettüler, kayıp ve
kazançlar (bakınız: Paragraf UR 37)
35. Bir finansal araca
bağlı veya finansal borç unsuru
teşkil eden faizler, temettüler,
kayıp ve kazançlar, kâr ya da
zararda gelir veya gider olarak
muhasebeleştirilir. Özkaynağa dayalı
finansal araç sahiplerine yapılan
ödemeler, işletme tarafından, her
türlü gelir vergisi indiriminden
arındırılmış olarak doğrudan
özkaynağa borç olarak
muhasebeleştirilir. Özkaynak
işlemlerinden kaynaklanan işlem
maliyetleri, her türlü gelir vergisi
indiriminden arındırılmış şekilde
özkaynaktan indirilerek
muhasebeleştirilir.
36. Bir finansal
aracın, finansal borç veya özkaynağa
dayalı finansal araç olarak
sınıflandırılması, bu finansal araca
bağlı faiz, temettü, kayıp ve
kazançların kâr ya da zararda gelir
veya gider olarak
muhasebeleştirilmesini belirler. Bu
suretle, tamamı borç olarak
muhasebeleştirilen hisselere ait
temettü ödemeleri, bono faizleri
gibi gider olarak
muhasebeleştirilir. Benzer biçimde,
finansal borçların geri satın
alınması ya da yeniden finanse
edilmesi ile bağlantılı kazanç ve
kayıplar kâr ya da zararda
muhasebeleştirilirken, özkaynağa
dayalı finansal araçların geri satın
alınması ya da yeniden finanse
edilmesi özkaynakta meydana gelen
değişim olarak muhasebeleştirilir.
Özkaynağa dayalı finansal aracın
gerçeğe uygun değerinde meydana
gelen değişiklikler finansal
tablolara yansıtılmaz.
37. İşletme özkaynağına
dayalı finansal araç ihraç etmesi ya
da anılan aracı geri satın alması
sırasında çeşitli maliyetlere
katlanır. Bu maliyetler, tescil ve
diğer mevzuata dayalı ücretleri,
yasal, mali ve diğer profesyonel
danışmanlık ücretlerini, basım
maliyetlerini ve damga vergilerini
kapsayabilir. Özkaynak işleminin
işlem maliyetlerinin, doğrudan
özkaynak işlemine atfedilebilen,
aksi halde katlanılmasına gerek
olmayan ek maliyetler olmaları
durumunda, anılan maliyetler
özkaynaktan indirilerek
muhasebeleştirilirler (ilgili gelir
vergisi etkisinden arındırılmış
olarak). Vazgeçilen özkaynak
işlemleri ile ilgili maliyetler
gider olarak muhasebeleştirilir.
38. Bir bileşik
finansal aracın ihracına ilişkin
işlem maliyetleri, elde edilen
tutarların ilgi araca dağıtımı
oranında araca ait borç ve özkaynak
bileşenlerine dağıtılır. Birden
fazla işlemle ilgili işlem
maliyetleri (örneğin bazı hisse
senetlerinin arz edilmesi işlemleri
ile diğer bazı hisselerin borsaya
kaydedilmesi işlemlerinin eş zamanlı
olarak gerçekleştirilmesi ile ilgili
maliyetler), makul ve benzer
işlemlerle tutarlılık arz eden bir
tahsis yöntemi esas alınmak
suretiyle ilgili işlemlere
dağıtılır.
39. Dönem içinde
özkaynaktan indirilerek
muhasebeleştirilen işlem
maliyetlerinin tutarı, "TMS 1
Finansal Tabloların Sunuluşu"
Standardı kapsamında ayrıca
kamuoyuna açıklanır. Doğrudan
özkaynakta muhasebeleştirilen gelir
vergisi tutarı, "TMS 12 Gelir
Vergileri" Standardı kapsamında
kamuoyuna açıklanan ve özkaynağa
borç veya alacak kaydedilen toplam
cari ve ertelenmiş gelir vergisine
dahil edilir.
40. Gider olarak
sınıflandırılmış temettüler, gelir
tablosunda, diğer borçların faizleri
ile birlikte veya ayrı bir kalem
olarak gösterilebilir. Bu Standart
hükümlerine ek olarak, faiz ve
temettülerin kamuoyuna açıklanması
TMS 1 ve "TMS 30 Bankalar ve Benzeri
Finansal Kuruluşların Finansal
Tablolarında Yapılacak Açıklamalar"
Standartlarının hükümlerine de
tabidir. Bazı durumlarda, vergisel
uygulamadaki farklılıklar nedeniyle
faiz ve temettülerin gelir
tablosunda ayrı ayrı kamuoyuna
açıklanması tercih edilebilir. Vergi
etkileri ise TMS 12 uyarınca
kamuoyuna açıklanır.
41. Bir finansal borcun
defter değerindeki değişikliklerden
kaynaklanan kazanç ve kayıplar,
nakit ya da başka bir finansal
varlığın verilmesi karşılığında
işletme aktifinde arta kalan bakiye
üzerinde bir hak sağlayan araçlara
ilişkin olmaları durumunda dahi, kâr
ya da zararda gelir veya gider
olarak muhasebeleştirilir (bakınız:
Paragraf 18(b)). TMS 1’e göre,
işletme, bu tür bir aracın yeniden
ölçülmesinden kaynaklanan her türlü
kazanç veya kaybı, işletmenin
performansının açıklanması açısından
önemli olması durumunda gelir
tablosunda sunar.
Finansal varlık ve borçların
birbirinden mahsup edilmesi
(netleştirilmesi) (bakınız:
Paragraf UR 38 ve UR 39)
42. Bir finansal varlık
ve borcun birbirine mahsup edilerek
(netleştirilerek) net tutarın
bilançoda gösterilmesi ancak ve
ancak işletmenin;
(a) Muhasebeleştirilen
tutarları netleştirme konusunda
yasal bir hakkının bulunması; ve
(b) Net esasa göre
ödemede bulunma ya da varlığı elde
etme ve borcu ödeme işlemlerini eş
zamanlı olarak gerçekleştirme
niyetinde olması durumunda mümkün
olabilir.
İşletme, bilanço dışı
bırakılma koşullarını taşımayan bir
finansal varlığın devrini
muhasebeleştirmesi sırasında,
devrolunan varlığı ve buna ilişkin
borçları netleştiremez (bakınız: TMS
39 Paragraf 36).
43. Bu Standart,
finansal varlık ve borçların net
esasına göre sunumunu, bu sunum
esnasında iki ya da daha fazla
sayıda farklı finansal aracın
ödenmesinin işletmenin gelecekteki
tahmini nakit akışını yansıtması
durumunda zorunlu tutar. İşletmenin
tek bir net tutarda ödeme yapma veya
alma hakkı olduğunda ve işletme bu
yönde hareket etme niyeti
taşıdığında, tek bir finansal varlık
ya da finansal borcu var demektir.
Diğer durumlarda finansal varlıklar
ve finansal borçlar, işletmenin
kaynak veya yükümlülüklerini
gösterme nitelikleri dolayısıyla
birbirlerinden ayrı olarak sunulur.
44. Muhasebeleştirilmiş
bir finansal varlığın ve
muhasebeleştirilmiş bir finansal
borcun netleştirilmesi ve net
tutarın sunulması, bir finansal
varlığın veya finansal borcun
bilanço dışı bırakılması işleminden
farklıdır. Mahsup işlemi, kazanç ya
da kaybın muhasebeleştirilmesine
neden olmamasına rağmen; finansal
bir aracın bilanço dışı bırakılması
önceden muhasebeleştirilmiş kalemin
bilançodan çıkarılmasının yanında,
bir kazanç ya da kayıp
muhasebeleştirilmesine yol
açabilir.
45. Netleştirme hakkı,
borçlunun alacaklıya olan borcunu
ilgili alacaklıdan olan alacağıyla
takas etme veya alacaklıdan olan
alacağının tamamından ya da bir
kısmından mahsup etme imkanı veren,
sözleşmeden veya başka bir sebepten
kaynaklanan yasal bir haktır. Bazı
istisnai durumlarda, her üç taraf
arasında, borçlunun borcunu
alacaklısından mahsup etmesine
açıkça imkan veren bir anlaşma
olması durumunda, borçlu üçüncü bir
taraftan olan alacağını
alacaklısından mahsup eder.
Netleştirme yasal bir hak olduğu
için bu hakkı düzenleyen kurallar ve
tarafların ilişkilerine uygulanan
kurallar, farklı mevzuatlara göre
değişiklik gösterebilir ve
tarafların arasındaki ilişkiyi
düzenleyen kuralların dikkate
alınması gerekebilir.
46. Finansal bir
varlığı ve finansal bir borcu
netleştirmenin yasal bir hak olması,
finansal varlık ve finansal borca
ilişkin hak ve yükümlülükler ile
işletmenin maruz kaldığı kredi ve
likidite riskini etkileyebilir.
Ancak söz konusu hakkın varlığı,
netleştirme işlemi için tek başına
yeterli temel oluşturmaz.
İşletmenin, hakkın uygulanması veya
eş zamanlı olarak netleştirme
yapılması yönünde niyetinin olmaması
durumunda, gelecekteki nakit
akışının zamanı ve tutarı
etkilenmez. İşletmenin söz konusu
hakkın uygulanması veya eş zamanlı
netleştirme yapılması yönünde bir
niyetinin bulunması durumunda,
varlık ve borçların net esasa göre
sunumu, gelecekte beklenen nakit
akışının tutarını ve zamanını ve de
anılan nakit akışının maruz kaldığı
riskleri daha sağlıklı bir biçimde
yansıtır. Taraflardan biri veya her
ikisinin herhangi bir yasal hak
olmaksızın sözleşmeyi net esasına
göre yerine getirmeyi istemeleri,
netleştirme hakkının tanınması için
yeterli değildir; çünkü münferit
finansal varlık ya da borca ait
haklar ve yükümlülükler
değişmeyecektir.
47. İşletmenin belirli
varlık ve borçlarının elde
edilmesi/ödenmesine yönelik niyeti,
normal işletme alışkanlıklarından,
finansal piyasaların gereklerinden
ve net tutarı elde etme/ödeme veya
eş zamanlı elde etme/ödeme imkanını
kısıtlayan diğer durumlardan
etkilenebilir. İşletme, netleştirme
hakkına sahip olmakla birlikte net
tutarı elde etme/ödeme veya varlık
ve borçlarını eş zamanlı olarak elde
etme ve ödeme niyetinde değilse, bu
hakkın işletmenin maruz kaldığı
kredi riskine olan etkileri 76 ncı
Paragrafa göre kamuoyuna açıklanır.
48. İki finansal araç,
örneğin organize bir finansal
piyasadaki takas odası işlemi veya
birebir takas işlemi yoluyla eş
zamanlı olarak ödenebilir. Bu gibi
durumlarda nakit akışları tek bir
net tutara eşittir ve maruz kalınan
kredi ve likidite riski yoktur.
Diğer durumlarda, işletme, tüm
varlık tutarı kadar bir kredi
riskine veya tüm finansal borç
tutarı kadar bir likidite riskine
maruz kalarak ayrı tutarlar ödemek
ya da elde etmek suretiyle her iki
aracı birden yerine getirebilir. Bu
gibi risk tutarları, kısa süreli
bile olsa önem taşıyabilir.
Dolayısıyla, sadece işlemlerin aynı
anda olmaları halinde, finansal
varlığın elde edilmesi ve finansal
borcun ödenmesinin eş zamanlı olarak
gerçekleştiği kabul edilir.
49. Aşağıda belirtilen
durumlarda, genellikle, Paragraf
42’de yer alan koşullar yerine
getirilmemiş olur ve netleştirme
yapılması genellikle uygun olmaz;
(a) Birçok farklı
finansal aracın, tek bir finansal
aracın özelliklerini taşıyacak
şekilde kullanılması (sentetik türev
ürün);
(b) Aynı temel riske
maruz (örneğin bir forward sözleşme
portföyüne ya da başka bir türev
araç portföyüne dahil bulunan varlık
ve borçlar) fakat farklı taraflar
içeren finansal araçlardan doğan
finansal varlık ve borçlar;
(c) Rücu edilemeyen
finansal borçlar için, finansal veya
diğer varlıkların teminat olarak
verilmesi;
(d) Borcun ödenmesinde
alacaklı tarafından geçerli kabul
edilmeksizin, finansal varlıkların
bir yükümlülüğün ifası amacıyla
borçlu tarafından bir yed-i emine
tevdii edilmesi (örneğin, geri satın
alma/itfa fonuna ilişkin
anlaşmalar);
(e) Zarara yol açan
olaylar nedeniyle ortaya çıkan
yükümlülüklerin tazmininin bir
sigorta sözleşmesi aracılığıyla
üçüncü bir taraftan talep edilmesi.
50. Tek bir tarafla
birden çok finansal araç işlemi
gerçekleştiren bir işletme, karşı
taraf ile karşılıklı işlemlerin
netleştirilmesine imkan veren bir
anlaşmaya girebilir. Bu tür bir
anlaşma, anlaşma kapsamındaki tüm
finansal araçların, herhangi bir
sözleşmenin, sözleşmeye ilişkin
temerrüde düşülmesi ya da iptal
olması halinde, tek seferde net
olarak ödenmesine imkan verir. Bu
düzenlemeler, genellikle, finansal
kuruluşlar tarafından, iflas veya
karşı tarafın yükümlülüklerini
yerine getirmesini engelleyen diğer
durumlardan kaynaklanan zararlardan
korunmak için kullanılır. Karşılıklı
işlemlerin netleştirilmesine imkan
veren anlaşma; genellikle, özel bir
temerrüt halinde veya normal
koşullarda ortaya çıkması
beklenmeyen durumlar sonrasında
işlerlik kazanan ve finansal bir
varlığın ya da borcun tahsil
edilmesini veya ödenmesini etkileyen
bir mahsup hakkı yaratır. Karşılıklı
işlemlerin netleştirilmesine imkan
veren anlaşma, Paragraf 42’de yer
alan koşulların ikisi de
sağlanmadığı takdirde netleştirme
için temel oluşturmaz. Karşılıklı
işlemlerin netleştirilmesine imkan
veren anlaşmaya konu olan finansal
varlık ve borçlar netleştirilmemiş
ise, bu anlaşmanın işletmenin kredi
riskine olan etkisi 76 ncı Paragrafa
göre kamuoyuna açıklanır.
Açıklama
51. Bu Standartta yer
alan açıklama hükümlerinin amacı;
finansal araçların işletmenin
finansal durumu, performansı ve
nakit akışı üzerindeki etkilerinin
anlaşılması imkanının geliştirilmesi
ve bu araçlar ile ilişkili
gelecekteki nakit akışlarının
tutarı, zamanı ve kesinliğine
ilişkin değerlendirmelerde yardımcı
olmaktır.
52. Finansal araçlarla
yapılan işlemler, aşağıda belirtilen
finansal risklerden birinin veya
daha fazlasının işletme tarafından
üstlenilmesine veya karşı tarafa
aktarılmasına sebep olabilir.
Kamuoyuna yapılması gereken
açıklamalar, finansal araçlara
ilişkin risk düzeyinin finansal
tablo kullanıcıları tarafından
değerlendirilmesine yardımcı olan
bilgi sağlar.
(a) Piyasa riski
üç çeşit riskten oluşur;
(i) Yabancı para
riski: Döviz kurlarında meydana
gelen değişimler nedeniyle finansal
aracın değerinde dalgalanma olması
riski.
(ii) Gerçeğe uygun
değer faiz oranı riski: Piyasa
faiz oranlarında meydana gelen
değişimler nedeniyle finansal aracın
değerinde dalgalanma olması riski.
(iii) Fiyat riski:
Meydana gelen değişimin ilgili
finansal aracın kendisinden veya
ihraç edenden ya da piyasada işlem
gören araçların tamamını etkileyen
faktörlerden kaynaklanıp
kaynaklanmadığına bakılmaksızın,
piyasa fiyatlarında oluşan
değişimler nedeniyle finansal aracın
değerinde dalgalanma olması riski.
Piyasa riski, sadece
kayıp potansiyeli değil kazanç
potansiyeli de ihtiva eder.
(b) Kredi riski:
Finansal aracın taraflarından
birinin yükümlülüğünü yerine
getirmemesi ve bunun sonucunda diğer
tarafta finansal bir kayıp/zarar
oluşmasına sebep olması riski.
(c) Likidite riski
(fonlama riski olarak da
adlandırılır): İşletmenin finansal
araçlarla ilgili taahhütlerini
karşılayacak fon bulmakta zorluk
çekmesi riski. Likidite riski,
finansal varlığın hızlı bir biçimde
gerçeğe uygun değerine yakın bir
değerden satılamamasından
kaynaklanabilir.
(d) Nakit akış faiz
oranı riski: Piyasa faiz
oranındaki dalgalanmalar nedeni ile
finansal aracın gelecekteki nakit
akışının dalgalanması riski. Örneğin
değişken faizli bir borçlanma aracı
için bu tür dalgalanmalar aracın
etkin faiz oranında değişime yol
açarken, buna paralel olarak gerçeğe
uygun değerinde değişikliğe yol
açmayabilir.
Finansal araçların şekli, yeri ve
sınıflandırılması
53. Bu Standart
kamuoyuna açıklanması gereken
bilginin şeklini veya açıklamanın
finansal tabloların hangi bölümünde
yapılması gerektiğini belirlemez.
Gerekli bilgilere finansal
tablolarda yer verildiği sürece,
aynı bilgiyi dipnotlarda tekrarlamak
gerekmez. Kamuoyuna yapılan
açıklamalar, aracın niteliği ve
işletme için olan göreceli önemine
uygun olarak yapılan sözel ve
sayısal açıklamaları birlikte
içerebilir.
54. Belirli finansal
araçlara ilişkin olarak kamuoyuna
açıklanacak detayların düzeyinin
belirlenmesinde, anılan araçların
göreceli önemini hesaba katan bir
muhakemede bulunulur. Finansal
tabloların kullanıcılara fayda
sağlamayacak şekilde gereğinden
fazla detay içermesi ile özet
bilgiler vermesi suretiyle önemli
bilgilerin anlaşılmasını
zorlaştırması arasında bir denge
kurulmalıdır. Örneğin, işletmenin
benzer özelliğe sahip çok sayıda
finansal araca taraf olması ve
hiçbir sözleşmenin işletme açısından
tek başına önem arz etmemesi
durumunda, araçların sınıflarına
göre özetlenmesi uygun olur. Diğer
taraftan, örneğin aracın işletmenin
sermaye yapısının önemli bir unsuru
olması durumunda, tek bir araca
ilişkin bilgi önemli hale gelebilir.
55. İşletme yönetimi,
finansal araçları, ilgili araçların
niteliği ve uygulanan ölçüm esası
gibi hususları da dikkate almak
suretiyle, kamuoyuna açıklanan
bilgilerin niteliğine uygun bir
şekilde gruplandırabilir. Anılan
sınıflamalar, genel olarak,
maliyetinden veya itfa edilmiş
maliyetinden ölçülen kalemlerin
gerçeğe uygun değerinden ölçülen
kalemlerden ayrıştırılması suretiyle
oluşturulur. Bilançoda yer alan
ilgili kalemlerle mutabakat
sağlamaya yeter düzeyde bilgi
verilir. İşletmenin bu Standardın
kapsamı haricindeki bir finansal
araca taraf olması durumunda, anılan
araçlar bu Standardın kapsamında yer
alanlardan ayrı bir finansal varlık
ya da finansal borç sınıfı veya
sınıfları oluşturur. Bu finansal
araçların kamuoyuna açıklanması
diğer TFRS’lerde ele alınmaktadır.
Risk
yönetim politikaları ve finansal
riskten korunma (hedging)
faaliyetleri
56. Bir işletme
finansal risk yönetimi hedeflerini
ve buna ilişkin politikalarını,
finansal riskten korunma
muhasebesinin kullanıldığı tüm
tahmini işlemlerine ilişkin finansal
riskten korunma politikalarını da
içerecek şekilde kamuoyuna açıklar.
57. İşletme, finansal
araçlara ilişkin belirli bazı bakiye
ve işlemlere ilişkin bilgi
vermesinin yanı sıra, hangi finansal
araçların ne ölçüde kullanıldığı,
bunlara ilişkin riskler ve kullanım
amaçları hakkında da bilgi verir.
Finansal araçlara ilişkin risklerin
kontrol edilmesine yönelik olarak
yönetim tarafından uygulanan
politikaların açıklanması
kapsamında, risk tutarından korunma,
risk yoğunlaşmasından kaçınma ve
kredi riskinin azaltılmasına yönelik
teminat alma politikalarına da yer
verilir. Bu açıklamalar, belirli bir
zamanda elde bulundurulan veya
bakiyesi bulunan araçlardan bağımsız
olan önemli bir ek bakış açısı
sağlar.
58. Bir işletme gerçeğe
uygun değer, nakit akış ve yurtdışı
bir işletmedeki net yatırım
risklerinden korunma işlemlerini
aşağıdaki biçimde ayrı ayrı
kamuoyuna açıklar (TMS 39 da
belirtildiği üzere):
(a) Finansal riskten
korunma işleminin tanımı,
(b) Finansal riskten
korunma aracı olarak kullanılan
finansal araçlar ve bunların bilanço
tarihindeki gerçeğe uygun değerleri,
(c) Korunulan riskin
niteliği,
(d) Nakit akış
riskinden korunma işlemleri
açısından, nakit akışlarının
gerçekleşmesi beklenen dönemler,
anılan nakit akışlarının kâr veya
zararın tespitinde ne zaman dikkate
alınmalarının beklendiği ve daha
önce finansal riskten korunma
muhasebesi uygulanan ancak tekrar
ortaya çıkması beklenmeyen tahmini
işlemler.
59. Nakit akış
riskinden korunma aracından
kaynaklanan kazanç veya kaybın
özkaynaklar değişim tablosu yoluyla
doğrudan özkaynaklarda
muhasebeleştirilmesi durumunda,
aşağıdakiler hakkında kamuoyuna
açıklamada bulunulur:
(a) Dönem içinde
özkaynakta muhasebeleştirilen tutar;
(b) Dönem içinde
özkaynaktan çıkarılıp kâr veya
zarara aktarılan tutar; ve
(c) Dönem içinde
özkaynaktan çıkarılan ve finansal
riskten korunma konusu yapılmış
gerçekleşmesi muhtemel tahmini
işlemdeki finansal olmayan varlık ya
da borcun edinme maliyetinin
başlangıçtaki ölçümüne ya da diğer
bir defter değerine eklenmiş bulunan
tutar.
Kayıtlar (Kurallar), koşullar ve
muhasebe politikaları
60. İşletme, her bir
finansal varlık, finansal borç ve
özkaynağa dayalı finansal araç
sınıfı için aşağıdaki hususlara
ilişkin olarak kamuoyuna açıklamada
bulunur:
(a) Gelecekteki nakit
akışlarının tutarı, zamanı ve
kesinliğini etkileyebilecek önemli
kayıt ve koşulları da içerecek
şekilde, finansal araçların düzeyi
ve niteliği; ve
(b) Muhasebeleştirme
koşulları ve uygulanan ölçüm
esaslarını da içerecek şekilde,
uygulanan muhasebe politikaları ve
yöntemleri.
61. Muhasebe
politikalarının kamuoyuna
açıklanması işleminin bir parçası
olarak, her bir finansal varlık
sınıfı için, finansal varlıkların
normal yoldan alımı ve satımı
işlemlerinin ticari işlem tarihinde
mi yoksa teslim tarihinde mi
muhasebeleştirildiği hususunda
kamuoyuna açıklama yapılır (bakınız:
TMS 39 Paragraf 38).
62. Finansal aracın
sözleşmeye bağlı kayıt ve koşulları,
finansal araca taraf olanların
gelecekteki nakit tahsil ve
ödemelerinin tutarını, zamanını ve
kesinliğini etkiler. Finansal
araçların tek başına veya sınıf
olarak, işletmenin finansal durumu
ya da gelecekteki faaliyet sonuçları
açısından önemli olmaları durumunda
bunların kayıt ve koşulları
kamuoyuna açıklanır. Araçlardan
hiçbirinin tek başına işletmenin
gelecekteki nakit akışları açısından
önemli olmaması durumunda, anılan
araçların temel özellikleri, ilgili
benzer araç gruplarına atıfta
bulunulmak suretiyle gösterilir.
63. İşletmenin elinde
bulundurduğu veya ihraç ettiği
finansal araçların, tek başına veya
sınıf olarak, Paragraf 52’de
belirtilen riskler açısından önemli
bir potansiyel yarattığı durumlarda,
araçlara ilişkin kayıt ve
koşullardan kamuoyuna açıklanması
gerekenler aşağıdaki gibidir:
(a) Vadeli faiz oranı
takası (swapı) gibi bazı türev
işlemlerinde olduğu gibi gelecekteki
ödemelere esas teşkil eden (bazen
türev ürün tutarı olarak da
adlandırılır) anapara tutarı,
kayıtlı tutar, itibari tutar veya
benzeri tutarlar;
(b) Vade tarihi,
işlemin geçersiz kalacağı tarih veya
işlemin gerçekleştirileceği tarih;
(c) Kullanılabileceği
tarih veya tarih aralığı ile
kullanım fiyatı veya fiyat aralığını
da içerecek şekilde, finansal araca
taraf olanların sahip oldukları
erken ödeme opsiyonları;
(d) Kullanılabileceği
tarih veya tarih aralığı ile
dönüştürme veya değişim/takas
oranını da içerecek şekilde,
finansal araca taraf olanlardan
herhangi birinin ilgili finansal
aracı başka bir finansal araca veya
diğer bazı varlık veya borçlara
dönüştürme veya bunlarla
dağiştirme/takas opsiyonları;
(e) Taksitler halinde
yapılanlar ve her türlü borç itfa
fonu (sinking fund) veya benzeri
gereklilikler de dahil olmak üzere,
aracın belirli bir takvime bağlanmış
gelecekteki anapara nakit tahsilat
veya ödemelerinin tutarı ve zamanı;
(f) Kayıtlı/nominal
oran ya da faiz tutarı, temettü
tutarı ya da diğer dönemsel anapara
getirileri ve ödemelerin zamanı;
(g)
Finansal varlıklara karşılık alınan
ve finansal borçlara karşılık
rehnedilen teminatlar;
(h) Araca ilişkin nakit
akışlarının işletmenin geçerli para
biriminden farklı bir para
biriminden tespit edilmiş olması
durumunda tahsilatın ya da ödemenin
yapılacağı para birimi;
(i) Aracın
değişim/takas sağlaması durumunda,
takas sonucunda edinilecek araca
ilişkin olarak (a)-(h) maddelerinde
açıklanan bilgiler;
(j) İhlali halinde
diğer kuralları/kayıtları önemli
ölçüde değiştirecek doğrudan veya
dolaylı koşullar (örneğin bir
tahvildeki azami borç/öz kaynak
oranının ihlali halinde tüm anapara
borcunun muaccel olması ve derhal
ödenmesinin talep edilebilmesi).
64. Finansal aracın
yasal şeklinin aracın bilançodaki
sunumundan farklılık göstermesi
durumunda, işletmenin aracın
niteliğini dipnotlarda açıklaması
beklenir.
65. Finansal araçların
niteliği ve kapsamına ilişkin olarak
açıklanan bilgilerin sağlayacağı
fayda, araçlar arasında olup
işletmenin gelecekteki nakit
akışlarının tutarını, zamanını veya
kesinliğini önemli ölçüde
etkileyebilecek ilişkilerin
gösterildiği durumlarda artar.
Örneğin, işletmenin elinde
bulundurduğu hisse senetlerine
ilişkin olarak satın aldığı satım
opsiyonunda olduğu gibi, finansal
riskten korunma ilişkilerinin
kamuoyuna açıklanması önemli
olabilir. Varlık ve borçlar
arasındaki ilişkiler nedeniyle risk
tutarlarının hangi düzeyde değiştiği
63 üncü Paragraf kapsamında
açıklanan türdeki bilgiler sayesinde
finansal tablo kullanıcıları
açısından anlaşılabilir olmakla
birlikte bazı durumlarda daha fazla
açıklamada bulunulması gerekir.
66. TMS 1’e göre,
benimsenen genel ilkeler ve anılan
ilkelerin işletmenin
faaliyetlerinden kaynaklanan
işlemler ile diğer olay ve koşullara
uygulanması da dahil olmak üzere,
önemli muhasebe politikalarının
tamamının kamuoyuna açıklanması
gerekir. Bu çerçevede finansal
araçlar açısından yapılması gereken
açıklamalar aşağıdakileri içerir:
(a) Finansal varlık
veya borçların bilançoya yansıtılma
ve bilanço dışı bırakılma
zamanlarının belirlenmesinde
kullanılan kriterler;
(b) Finansal varlık ve
borçların ilk muhasebeleştirme
sırasında ve sonrasında uygulanan
ölçüm esasları;
(c) Finansal varlık ve
borçlardan kaynaklanan gelir ve
giderlerin muhasebeleştirilme ve
ölçüm esasları;
(d) Gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılan
olarak sınıflanmış finansal varlık
ve borçlar açısından:
(i) Anılan finansal
varlık ve borçların ilk
muhasebeleştirme sırasında bu
şekilde sınıflanmasında kullanılan
kriterler;
(ii) TMS 39
Standardının 9, 11A veya 12 nci
Paragraflarındaki koşulların bu tür
sınıflamalar açısından nasıl yerine
getirildiği. TMS 39’un 9(b)(i)
Paragrafına göre sınıflanan araçlar
açısından yapılacak olan bu türden
açıklamalarda, aksi halde ortaya
çıkacak ölçüm ve muhasebeleştirme
tutarsızlığının ardındaki nedenlere
de yer verilir. TMS 39’un 9(b)(i)
Paragrafı uyarınca sınıflanan
araçlar açısından yapılacak söz
konusu açıklamada, gerçeğe uygun
değer farkı kâr veya zarara
yansıtılan olarak yapılan
sınıflamanın işletmenin
belgelendirilmiş risk yönetimi ve
yatırım stratejisiyle tutarlılığına
ilişkin açıklamalara da yer verilir.
(iii) İşletmenin
gerçeğe uygun değer farkı kâr veya
zarara yansıtılan olarak
sınıflandırdığı finansal varlık ve
borçların niteliği.
Faiz
oranı riski
67. İşletme, her bir
finansal varlık ve borç sınıfı
açısından maruz kalınan faiz oranı
riskini aşağıdakileri de içerecek
biçimde kamuoyuna açıklar:
(a) Sözleşmede yer alan
yeniden fiyatlandırma/faiz yenileme
veya vade tarihinden önce olanı; ve
(b) Mümkün ise, etkin
faiz oranı.
68. İşletme, mevcut
faiz oranlarının seviyesinde ileride
oluşabilecek değişikliklerden
etkilenme durumuna ilişkin bilgi
verir. Piyasa faiz oranında meydana
gelen değişimlerin, bazı finansal
varlık ve borçların sözleşmeyle
belirlenmiş nakit akışları üzerinde
(nakit akış faiz oranı riski) ve
diğer bazılarının gerçeğe uygun
değerleri üzerinde (gerçeğe uygun
değer faiz oranı riski) doğrudan
etkisi bulunur.
69. Vade tarihlerine
(ya da daha önce olması durumunda
faiz yenileme tarihlerine) ilişkin
bilgi faiz oranlarının sabit olduğu
süreyi, etkin faiz oranına ilişkin
bilgi ise faizlerin sabitlendiği
seviyeyi gösterir. Bu bilgilerin
kamuoyuna açıklanması, finansal
tablo kullanıcılarının, işletmenin
maruz kaldığı gerçeğe uygun değer
faiz oranı riski ve dolayısıyla
potansiyel kayıp ve kazancı
değerlendirmeleri açısından bir
temel sağlar. Vade tarihinden önce
piyasa faiz oranına göre faiz oranı
yenilenen araçlar için bir sonraki
faiz yenileme tarihine kadar olan
sürenin kamuoyuna açıklanması vade
tarihine kadar olan sürenin
açıklanmasından çok daha önemlidir.
70. İşletme, beklenen
faiz yenileme ya da vade
tarihlerinin sözleşmedeki
tarihlerden önemli ölçüde farklılık
göstermesi durumunda, sözleşmede yer
alan faiz yenileme tarihleri ve vade
tarihleri ile ilgili bilgileri
tamamlamak için bu bilgileri
kamuoyuna açıklamayı tercih
edebilir. Örneğin işletmenin,
vadesinden önce ödenecek sabit
faizli konut kredilerinin tutarını
makul düzeyde güvenilir bir biçimde
önceden tahmin etmesi ve maruz
olduğu faiz oranı riskini yönetmede
anılan bilgiyi esas alması
durumunda, söz konusu bilginin
kamuoyuna açıklanması özellikle
uygun olabilir. Verilen ilave
bilgide, yönetimin gelecekteki
olaylarla ilgili beklentisinin esas
alındığına ilişkin bir açıklamaya,
faiz yenileme ya da vade tarihleri
ile ilgili olarak yapılan
varsayımlara ve söz konusu
varsayımların sözleşmedeki
tarihlerden nasıl farklılık
gösterdiğine yer verilir.
71. İşletme hangi
finansal varlık ve borçlarının;
(a) Sabit faiz oranlı
finansal varlık ve borçlardaki gibi,
gerçeğe uygun değer faiz oranı
riskine maruz olduğunu;
(b) Piyasa oranları
değiştikçe faiz oranları yeniden
belirlenen değişken faizli finansal
varlık ve finansal borçlardaki gibi,
nakit akım faiz oranı riskine maruz
olduğunu; ve
(c) Özkaynağa dayalı
finansal araçlara yapılan bazı
yatırımlarda olduğu gibi, doğrudan
herhangi bir faiz oranı riskine
maruz olmadığını belirtir.
72. Paragraf 67(b)’de
yer alan hüküm, gelecekte ödeme
yapılmasını gerektiren ve paranın
zaman değerine göre hamili açısından
bir getiri, ihraççısı açısından ise
bir maliyet yaratan tahviller,
senetler, krediler ve benzeri
finansal araçlar için uygulanır.
Anılan hüküm, özkaynağa dayalı
finansal araçlara yapılan yatırımlar
ve türev araçlar gibi belirlenebilir
bir etkin faiz oranı taşımayan
finansal araçlar için uygulanmaz.
Örneğin faiz oranı türevleri
(swaplar, forward oranı anlaşmaları
ve opsiyonlar dahil) piyasa faiz
oranlarındaki değişiklikler
nedeniyle gerçeğe uygun değer ya da
nakit akış riskine maruz olmalarına
rağmen bunlara ilişkin etkin faiz
oranı açıklamasında bulunulması
gerekmez. Ancak işletme, etkin faiz
oranına ilişkin bilgi sunması
sırasında, vadeli faiz oranı
swapları gibi finansal riskten
korunma işlemlerinin işletmelerin
maruz kaldığı faiz oranı riskine
olan etkilerini kamuoyuna açıklar.
73. İşletme,
bilançosunda finansal varlık ya da
finansal borç oluşturmayan bir işlem
sonucunda da faiz oranı riskine
maruz kalabilir. Bu tür durumlarda
işletme, maruz kaldığı riskin
niteliği ve kapsamının finansal
tablo kullanıcıları tarafından
anlaşılmasına imkan veren bilgiyi
kamuoyuna açıklar. Örneğin sabit
faizli fon kullandırma taahhüdünde
bulunan bir işletme tarafından
kamuoyuna yapılacak açıklamalar,
normal koşullarda,
kayıtlı/belirlenmiş anapara
tutarını, faiz oranını, verilecek
borç tutarının vadesine kadar olan
dönemi ve faiz oranı riskine neden
olan işlemin önemli
kurallarını/kayıtlarını içerir.
74. Faiz oranı riskine
ilişkin bilgilerin yazılı olarak mı,
tablolar aracılığıyla mı yoksa her
ikisini birlikte içeren bir şekilde
mi sunulacağını işletme
faaliyetlerinin niteliği ve finansal
araçlarla olan işlemlerinin düzeyi
belirler. Bir işletmenin gerçeğe
uygun değer ya da nakit akış faiz
oranı riskine maruz farklı türde
birçok finansal araca sahip olması
durumunda, bilgilerin sunulmasında
aşağıdaki yaklaşımlardan biri ya da
daha fazlası kullanılabilir:
(a) Faiz oranı riskine
maruz bulunan finansal araçların
defter değerleri, bilanço tarihinden
sonraki vadeleri veya faiz yenileme
sürelerine göre aşağıdaki dönemler
itibariyle gruplandırılmak suretiyle
tablo halinde sunulabilir:
(i) 1 yıl ya da daha
kısa;
(ii) 1 yıldan uzun 2
yıldan kısa;
(iii) 2 yıldan uzun 3
yıldan kısa;
(iv) 3 yıldan uzun 4
yıldan kısa;
(v) 4 yıldan uzun 5
yıldan kısa;
(vi) 5 yıldan uzun.
(b) İşletme
performansının faiz oranı riskine
maruz kalma düzeyinden veya maruz
kalınan riskteki değişiklikten
önemli ölçüde etkilenmekte olması
durumunda, daha ayrıntılı bilgiler
gerekli olabilir. Örneğin bir banka,
finansal araçların defter
değerlerini, vadeleri ya da faiz
yenileme sürelerine göre aşağıdaki
dönem itibariyle ayrı ayrı gruplar
halinde kamuoyuna açıklayabilir.
(i) Bilanço tarihinden
sonra 1 ay ya da daha kısa;
(ii) Bilanço tarihinden
sonra 1 aydan uzun 3 aydan kısa; ve
(iii) Bilanço
tarihinden sonra 3 aydan uzun 12
aydan kısa.
(c) Benzer olarak
işletme, maruz bulunduğu nakit akış
faiz oranı riskini, gelecekte farklı
dönemlerde vadeleri dolacak olan
değişken oranlı finansal varlık ve
borçların toplam defter değerlerini
gruplar halinde gösteren tablolar
aracılığıyla sunabilir.
(d) Faiz oranı bilgisi
finansal araçlar için münferiden
kamuoyuna açıklanabilir. Alternatif
olarak, her bir finansal araç sınıfı
için ağırlıklı ortalama oranlar ya
da belirli bir oran aralığı
sunulabilir. Farklı para birimi
cinsinden düzenlenmiş olmaları ya da
kredi risklerinde önemli
farklılıklar bulunması gibi
etkenlerin ilgili araçların etkin
faiz oranlarında önemli
farklılıklara yol açması durumunda,
işletme, sözü edilen araçları farklı
sınıflarda gruplandırabilir.
75. Bazı durumlarda
işletme, piyasa faiz oranlarında
meydana geldiği varsayılan
(hipotetik) bir değişimin finansal
araçlarının gerçeğe uygun değerleri
ve gelecekteki kâr veya zarar ile
nakit akışları üzerindeki etkilerini
göstermek suretiyle, maruz olduğu
faiz oranı risklerine ilişkin
kullanışlı bilgiler verme imkanına
sahip olabilir. Bu tür bir bilgi,
örneğin, bilanço tarihi itibariyle
piyasa faiz oranında yüzde 1’lik
(100 baz puan) bir değişim olduğu
varsayımına dayanabilir. Faiz
oranlarında meydana gelen
değişikliklerin etkisi, değişken
faizli finansal araçlarla ilgili
faiz gelir ve giderlerindeki
değişiklikleri ve sabit oranlı
araçların gerçeğe uygun
değerlerindeki değişimlerden
kaynaklanan kazanç ve kayıpları
kapsar. Raporlanan faiz oranı
duyarlılığı, faiz oranı
değişikliğinin, bilanço tarihi
itibariyle muhasebe kayıtlarında yer
alan faiz içeren finansal araçlar
üzerindeki doğrudan etkileri ile
sınırlandırılmış olabilir; çünkü
oran değişikliğinin finansal
piyasalar ile işletmeler üzerindeki
dolaylı etkilerinin normal
koşullarda güvenilir olarak tahmin
edilmesi mümkün değildir. Faiz oranı
duyarlılığına ilişkin bilginin
kamuoyuna açıklanması sırasında,
ilgili her türlü önemli varsayım da
dahil olmak üzere, bilginin
hazırlanmasında esas alınan
unsurlara yer verilir.
Kredi riski
76. İşletme her bir
finansal varlık sınıfı ve kredi
riski bulunan diğer kalemler için
maruz kaldığı kredi riskine ilişkin
aşağıdaki bilgileri kamuoyuna
açıklar:
(a) Diğer tarafların
finansal araçlara ilişkin
yükümlülüklerini yerine
getirememeleri durumunda, hiçbir
teminatın gerçeğe uygun değeri
dikkate alınmaksızın bilanço tarihi
itibariyle maruz bulunulan azami
kredi riskini en iyi gösteren tutar;
ve
(b) Kredi riskindeki
önemli yoğunlaşmalar.
77. İşletme, kredi
riskine ilişkin olarak sunduğu
bilgilerde, karşı tarafların
yükümlülüklerini yerine
getirememeleri durumunda, bilanço
tarihi itibariyle
muhasebeleştirilmiş bulunan finansal
varlıklardan elde edilecek
gelecekteki nakit girişlerinde
meydana gelebilecek azalışların veya
kredi riski bulunan diğer kalemlerde
(kredi türevi veya üçüncü tarafın
yükümlülüklerine ilişkin verilmiş
teminat gibi) oluşacak nakit
çıkışlarının finansal tablo
kullanıcıları tarafından
değerlendirilmesine imkan sağlayan
bilgilere yer verir. Söz konusu
yerine getirilmeyen yükümlülükler,
işletmenin zarar
muhasebeleştirmesine neden olur. 76
ncı Paragraf bir işletmenin
gelecekte ortaya çıkması muhtemel
zararlarına ilişkin
değerlendirmelerini kamuoyuna
açıklamasını gerektirmez.
78. Kredi riskine maruz
tutarların, teminatın paraya
çevrilmesinden/kullanılmasından elde
edilecek olası geri kazanımları
dikkate alınmaksızın (işletmenin
maruz bulunduğu azami kredi riski)
açıklanmasının nedenleri:
(a) Finansal tablo
kullanıcılarına, finansal
varlıkların kredi riskine maruz
bulunan tutarları ile kredi riskine
maruz diğer tutarların tutarlı bir
ölçümünü sunmak; ve
(b) Maruz bulunan azami
zararın bilanço tarihi itibariyle
muhasebe kayıtlarında yer alan
finansal varlıkların defter
değerlerinden farklı olma
olasılığını dikkate almaktır.
79. Kredi riski bulunan
finansal varlıklar açısından,
varlığa ilişkin zararlar için
ayrılan karşılıklar sonrasında
bilançodaki net defter değeri
genellikle kredi riskine maruz
tutarı ifade eder. Örneğin,
kayıtlarda gerçeğe uygun değeriyle
yer alan bir faiz oranı swapı
açısından bilanço tarihi itibariyle
maruz bulunan azami zarar, karşı
tarafın temerrüde düşmesi durumunda
piyasadaki oranlara göre işlemin
yenileneceği maliyeti
gösterdiğinden, normalde defter
değeridir. Bu tür durumlarda
bilançoda yer alanlar dışında bir
hususun kamuoyuna açıklanması
gerekmez. Diğer yandan, işletmenin
bazı finansal araçlara ilişkin
olarak maruz kalabileceği azami
zarar söz konusu finansal araçların
defter değerinden ve anapara tutarı
veya
gerçeğe uygun değer gibi kamuoyuna
açıklanan diğer tutarlarından önemli
ölçüde farklı olabilir. Bu
tür durumlarda 76 ncı Paragrafın (a)
maddesinin gereklerinin karşılanması
için kamuoyuna ilave açıklamalar
yapılması gerekir.
80. Hukuken bir
finansal borçla netleştirilebilecek
olan bir finansal varlık, ödemenin
net esasa göre ya da eş zamanlı
olarak yapılması düşünülen durumlar
dışında, bilançoda finansal borçla
netleştirilerek gösterilmez. Bununla
birlikte, işletme, 76 ncı Paragrafa
göre yapacağı açıklamalar sırasında,
yasal olarak netleştirme hakkının
bulunduğunu kamuoyuna açıklar.
Örneğin, bir işletmenin finansal
varlığı elden çıkarması sonucunda
elde edeceği tutarı/kazanımları bu
tutara eşit veya bundan daha büyük
ve yasal olarak netleştirme hakkı
bulunan bir finansal borcun
ödenmesinden önce elde etmesi
durumunda, işletme, karşı tarafın
temerrüde düşmesi durumunda oluşacak
zararı önlemek için netleştirme
yapma hakkına sahiptir. Ancak,
işletmenin, karşı tarafın temerrüde
düşmesi durumunda, finansal varlığın
ödenme koşullarını, ilgili
kazanımların elde
edilmesini/tahsilini finansal borcun
ödeneceği tarihten sonraya
erteleyecek şekilde yeniden
belirlemesi veya belirleyeceğinin
beklenmesi durumunda kredi riski
devam edecektir. Finansal varlığın
belirlenen koşullarda tahsil
edilmesinin beklenmesi durumunda,
işletme, netleştirme hakkını ve
etkilerini, belirli bir zaman
itibariyle maruz kalınan kredi
riskinin azaldığı düzey konusunda
finansal tablo kullanıcılarını
bilgilendirmek amacıyla kamuoyuna
açıklar. Karşılığında netleştirme
hakkının bulunduğu bir finansal
borcun ilgili finansal varlığın
tahsilinden önce ödenecek olması
durumunda, borç ödendikten sonra
karşı tarafın temerrüdü halinde
işletme, varlığın defter değerinin
tamamı kadar bir kredi riskiyle
karşı karşıyadır.
81. İşletme, maruz
bulunduğu kredi riskini azaltmaya
yönelik olan ancak netleştirme
koşullarına uymayan, bir veya birden
fazla karşılıklı işlemin
netleştirilmesine imkan veren bir
anlaşma yapmış olabilir. Karşılıklı
işlemlerin netleştirilmesine imkan
veren anlaşmanın, anlaşmanın karşı
tarafına olan finansal borçla
netleştirilmeyen finansal varlıklara
ilişkin kredi riskini önemli ölçüde
azaltması durumunda, işletme,
anlaşmanın etkilerine ilişkin ek
bilgiler verir. Kamuoyuna
açıklanacak söz konusu bilgiler
aşağıdakileri içerir:
(a) Karşılıklı
işlemlerin netleştirilmesine imkan
veren anlaşmanın ilgili bulunduğu
finansal varlıklara ilişkin kredi
riskinin, sadece, karşı tarafa olan
finansal borcun ilgili varlıkların
elde edilmesinden sonra yerine
getirilecek olan kısmı dışındaki
bölümüne kadar olan tutarının
bertaraf edilebileceği; ve
(b) Karşılıklı
işlemlerin netleştirilmesine imkan
veren anlaşma aracılığıyla
işletmenin toplam kredi riskinin
azaltıldığı düzeyin bilanço tarihini
takip eden kısa bir dönem içerisinde
önemli ölçüde değişebileceği.
Nitekim sözü edilen kredi riski,
anlaşma konusu her bir işlemden
etkilenir.
Karşılıklı işlemlerin
netleştirilmesine imkan veren
anlaşmanın kredi riskindeki
azalmanın düzeyini belirleyen
hükümlerinin işletme tarafından
kamuoyuna açıklanması da yerinde
olur.
82. İşletme, finansal
teminat ya da kredi türev sözleşmesi
gibi, bilançoya bir finansal varlık
yansıtılmasıyla sonuçlanmayan bir
işlem dolayısıyla kredi riskine
maruz kalmış olabilir. Başka bir
tarafın yükümlülüğünün garanti
edilmesi, garantiyi veren açısından
bir borç oluşmasına sebep olur ve
anılan şahsı/işletmeyi 76 ncı
Paragraf uyarınca kamuoyuna yapılan
açıklamalarda dikkate alınması
gereken bir kredi riskine maruz
bırakır.
83. Karşı tarafların
temerrüde düşmeleri durumunda önemli
ölçüde zarara yol açacak olup
işletme faaliyetlerinin niteliği ve
işletmenin finansal durumu hakkında
kamuoyuna açıklanan bilgilerden
anlaşılamayan kredi risk
yoğunlaşmaları ayrıca kamuoyuna
açıklanır. Bu türden risk
yoğunlaşmalarının belirlenmesi
işlemi, işletme yönetiminin, işletme
ve borçlularının içinde bulunduğu
koşulları dikkate alan bir
muhakemede bulunmasını gerektirir.
"TMS 14 Bölümlere Göre Raporlama"
Standardı, kredi risk
yoğunlaşmalarının olaşabileceği
faaliyet alanları ve coğrafi
bölümlerin belirlenmesinde yol
gösterir.
84. Kredi risk
yoğunlaşmaları, tek bir borçluya ya
da ekonomik veya diğer koşullardaki
değişikliklerin yükümlülüklerini
yerine getirmelerini benzer şekilde
etkileyeceği borçlu gruplarına
ilişkin risklerden oluşabilir.
Faaliyet gösterilen sektör, coğrafi
alan ve borçlu gruplarının kredi
değerliliği, risk yoğunlaşmalarını
belirleyen özelliklerdir. Örneğin,
petrol sektörü için makine/teçhizat
üreten bir firmanın, normal olarak,
satışlarından kaynaklanan ticari
alacakları olacaktır. Bu durumda,
petrol sektöründeki ekonomik
değişiklikler anılan ticari
alacakların ödenmeme riskini
etkiler. Uluslararası ölçekte kredi
kullandıran bir bankanın az gelişmiş
ülkelere kullandırdığı krediler
olabilir ve bankanın söz konusu
kredileri tahsil kabiliyeti yerel
ekonomik koşullardan olumsuz şekilde
etkilenebilir.
85. Kredi risk
yoğunlaşmalarına ilişkin olarak
kamuoyuna yapılan açıklamalar, her
bir risk yoğunlaşmasını belirleyen
ortak özellikler ve söz konusu ortak
özellikleri taşıyan finansal
varlıkların tamamına ilişkin azami
kredi risk tutarlarına ilişkin
bilgileri içerir.
Gerçeğe uygun değer
86. Paragraf 90 ve
91A’da belirtilen durumlar
haricinde, işletme, her bir finansal
varlık ve borç sınıfının gerçeğe
uygun değerini, anılan değerin
bilançoya yansıtılan defter
değeriyle karşılaştırılmasına imkan
verecek şekilde kamuoyuna açıklar
(TMS 39 gerçeğe uygun değerin
belirlenmesinde yol gösteren
hükümler içerir).
87. Gerçeğe uygun değer
bilgisi, işletmenin nihai finansal
durumunun belirlenmesinde ve
finansal araçlarla ilgili münferit
kararlar alınmasında işletmeler
tarafından yaygın olarak kullanılır.
Gerçeğe uygun değer, çoğu zaman
finansal piyasaların araca ilişkin
gelecekteki tahmini nakit
akışlarının bugünkü değerine yönelik
görüşlerini yansıttığından, finansal
tablo kullanıcılarının aldığı birçok
karar açısından da kullanışlıdır.
Gerçeğe uygun değer bilgisi, sahip
olduğu ekonomik özellikler neredeyse
birbirinin aynı olan finansal
araçların, bunların hangi amaçla
elde tutuldukları ve ne zaman ve kim
tarafından ihraç edildikleri ya da
edinildiklerine bakılmaksızın
birbirleriyle karşılaştırılmalarına
imkan verir. Gerçeğe uygun değer,
işletme yönetiminin finansal varlık
satın alma, satma veya elde
bulundurmayı sürdürmeye yönelik
kararları ile finansal borç
yüklenme, bu borçları yüklenmeye
devam etme veya anılan borçları
ödemeye yönelik kararlarının
etkilerini gösterdiğinden, yönetimin
idarecilik yeteneğinin
değerlendirilmesinde doğal bir temel
oluşturur. İşletme bilançosunda
gerçeğe uygun değerinden ölçülmemiş
bir finansal varlık veya borç
bulunması durumunda, gerçeğe uygun
değer bilgisine, yapılacak
tamamlayıcı açıklamalarda yer
verilir.
88. Kısa vadeli ticari
alacak ve borçlar gibi finansal
varlıklar açısından, ilgili defter
değerinin gerçeğe uygun değere makul
düzeyde yakın olduğu durumlarda
herhangi bir gerçeğe uygun değer
bilgisinin kamuoyuna açıklanması
gerekmez.
89. Gerçeğe uygun
değerlerin kamuoyuna açıklanması
sırasında, işletme, finansal varlık
ve borçları sınıflar itibariyle
gruplandırır ve bunları ilişkili
oldukları defter değerlerinin
bilançoda netleştirildiği ölçüde
netleştirir.
90. Piyasada kayıtlı
bir fiyatı bulunmayan özkaynağa
dayalı finansal araçlara yapılan
yatırımların veya bu tür özkaynağa
dayalı finansal araçlarla
ilişkilendirilmiş bulunan (bunlara
bağlı) türev ürünlerin gerçeğe uygun
değerlerinin güvenilir olarak
ölçülememeleri nedeniyle TMS 39
çerçevesinde maliyetlerinden
ölçülmeleri durumunda, anılan
hususun, finansal araçların
özellikleri, defter değerleri,
gerçeğe uygun değerlerinin güvenilir
olarak ölçülememesinin nedeni ve
mümkünse gerçeğe uygun değerin
gerçekleşeceği beklenen tahmini
değer aralığı ile birlikte kamuoyuna
açıklanması gerekir. Buna ek olarak,
gerçeğe uygun değeri daha önce
güvenilir olarak ölçülemeyen bir
finansal varlığın satılması
durumunda, anılan husus, söz konusu
finansal varlığın satıldığı zamanki
defter değeri ve muhasebeleştirilen
kazanç veya kayıp tutarı kamuoyuna
açıklanır.
91. Piyasada kayıtlı
bir fiyatı bulunmayan özkaynağa
dayalı finansal araçlara yapılan
yatırımların veya bu tür özkaynağa
dayalı finansal araçlarla
ilişkilendirilmiş bulunan türev
ürünlerin gerçeğe uygun değerlerinin
güvenilir olarak ölçülememeleri
nedeniyle TMS 39 çerçevesinde
maliyetlerinden ölçülmeleri
durumunda, bunlar açısından, 86 ve
92 nci Paragraflarda yer alan
gerçeğe uygun değer bilgisinin
kamuoyuna açıklanması gerekmez.
Bunun yerine, söz konusu finansal
varlık ve borçların defter değerleri
ile gerçeğe uygun değerleri
arasındaki muhtemel farkların boyutu
konusunda finansal tablo
kullanıcılarının kendilerinin
yapacakları değerlendirmelerde
bunlara yardımcı olacak bilgiler
sunulur. Finansal araçların
değerleriye bağlantılı temel
özellikleri ile gerçeğe uygun
değerlerinin kamuoyuna açıklanmama
nedenlerine ilişkin olarak yapılması
gereken açıklamalara ek olarak, söz
konusu araçların piyasası hakkında
da bilgi verilir. Bazı durumlarda,
araçların kayıt ve koşullarına
ilişkin olarak 60 ıncı Paragraf
uyarınca yapılan açıklamalar yeterli
düzeyde bilgiyi sağlayabilir.
İşletme yönetimi, makul bir
dayanağının bulunduğu durumlarda,
gerçeğe uygun değerini güvenilir
olarak tespit edemediği finansal
varlık ve borçların defter değeri
ile gerçeğe uygun değerleri
arasındaki ilişkiye dair görüşlerine
de yer verebilir.
91A. Bazı finansal
varlık ve borçlar, "TFRS 4 Sigorta
Sözleşmeleri" Standardında
açıklandığı üzere isteğe bağlı
katılım özelliği içerirler. Söz
konusu özelliğin işletme tarafından
güvenilir olarak ölçülememesi
durumunda, anılan hususun, ilgili
sözleşmenin özellikleri, defter
değeri, gerçeğe uygun değerinin
güvenilir olarak ölçülememesinin
nedeni ve mümkünse gerçeğe uygun
değerin gerçekleşeceği beklenen
tahmini değer aralığı ile birlikte
kamuoyuna açıklanması gerekir.
92. İşletme, aşağıda
yer alan hususlarda kamuoyuna
açıklamada bulunur:
(a) Önemli finansal
varlık ve borç sınıfları açısından
ayrı ayrı olmak üzere, finansal
varlık ve borçların gerçeğe uygun
değerinin belirlenmesinde kullanılan
yöntemler ve önemli varsayımlar
(Paragraf 55 finansal varlık
sınıflarının belirlenmesinde yol
gösteren hükümler içerir).
(b) Finansal varlık ve
borçların gerçeğe uygun
değerlerinin, bütünüyle veya kısmi
olarak, aktif bir piyasada kayıtlı
bulunan fiyatlar aracılığıyla mı
belirlendiği ya da bir değerleme
tekniği kullanılarak mı tahmin
edildiği (bakınız: TMS 39 Paragraf
UR 71–UR 79).
(c) İşletme finansal
tablolarında, gerçeğe uygun
değerlerinden ölçülen ancak ilgili
gerçeğe uygun değerleri, kısmen veya
tamamen, gözlemlenebilir piyasa
fiyatları ya da oranlarıyla
desteklenmemiş varsayımlara dayanan
bir değerleme yöntemi kullanılarak
tespit edilmiş finansal araçlar
bulunup bulunmadığı. Söz konusu
varsayımlarda makul düzeyde olası
bir değişiklik yapılması durumunda
gerçeğe uygun değerin önemli ölçüde
farklılaşacak olması halinde,
işletme anılan hususu ve makul
düzeyde olası alternatif
varsayımların gerçeğe uygun değer
üzerindeki etkilerini kamuoyuna
açıklar. Söz edilen önemlilik, kâr
veya zarar ile toplam varlık veya
toplam borçlara göre belirlenir.
(d) Kullanılan
değerleme yöntemine göre tahmin
edilen gerçeğe uygun değerdeki
toplam değişimin dönem kâr veya
zararına yansıtılan tutarı.
93. Kamuoyuna açıklanan
gerçeğe uygun değer bilgisi, gerçeğe
uygun değeri belirlemede kullanılan
yöntem ve yöntemin uygulanmasında
kullanılan önemli varsayımları
içerir. Örneğin işletme, önemli
olmaları durumunda, peşin ödeme
oranlarına, tahmini kredi zarar
oranlara ve faiz veya iskonto
oranlarına ilişkin varsayımlarını
kamuoyuna açıklar.
Açıklanacak diğer hususlar
94.
Bilanço dışı bırakma
(a) İşletme, bir
finansal varlık devretmiş (bakınız:
TMS 39 Paragraf 18) veya ilgili
anlaşmanın finansal varlığın
devredilmesi işlemi olarak
nitelendirilme koşullarını
taşımadığı TMS 39 Paragraf 19’da
belirtilen türde bir anlaşma yapmış
olabilir. İşletmenin anılan varlığın
tamamını ya da varlık üzerinde devam
eden ilgisi kadarlık kısmını
(bakınız: TMS 39 Paragraf 29 ve 30)
muhasebeleştirmeye devam etmesi
durumunda, her bir finansal varlık
sınıfına ilişkin olarak aşağıdaki
hususlarda kamuoyuna açıklama
yapılır:
(i) Varlıkların niteği;
(ii) İşletmenin
halihazırda maruz bulunduğu,
mülkiyetten kaynaklanan risk ve
yararlar;
(iii) İşletmenin
varlığın tamamını muhasebeleştirmeye
devam etmesi durumunda, varlığın ve
bununla ilişkili borcun defter
değeri; ve
(iv) İşletmenin varlık
üzerinde devam eden ilgisi
tutarındaki bölümü
muhasebeleştirmeye devam etmesi
durumunda, varlığın toplam tutarı,
varlığın işletme tarafından
muhasebeleştirilmeye devam edilen
tutarı ve bununla ilişkili borcun
defter değeri.
Teminat
(b) İşletme, borçları
ve koşullu borçları açısından
teminat/rehin olarak vermiş
bulunduğu finansal varlıkların
defter değerleri ile söz konusu
varlıkların önemli kayıt ve
koşullarını (Paragraf 60 (a) ve 63
(g) ile tutarlı olarak) kamuoyuna
açıklar.
(c) İşletmenin teminat
sahibi temerrüde düşmeksizin ilgili
teminatı satma veya yeniden
teminat/rehin olarak verme hakkının
bulunduğu bir teminat kabul etmesi
durumunda, aşağıdaki hususlara
ilişkin olarak kamuoyuna açıklamada
bulunulur:
(i) Kabul edilen
teminatın (finansal veya finansal
olmayan varlıklar) gerçeğe uygun
değeri;
(ii) Satılan veya
yeniden teminat/rehin olarak verilen
bu tür teminatın geçeğe uygun değeri
ve işletmenin ilgili teminatı geri
verme yükümlülüğünün bulunup
bulunmadığı; ve
(iii) Söz konusu
teminatın işletme tarafından
kullanımına ilişkin önemli kural ve
koşullar (60 (a) ve 63 (g)
Paragrafları ile tutarlı olarak)
Çoklu saklı türev ürünler içeren
bileşik finansal araçlar
(d) İşletmenin hem bir
borç hem de bir özkaynak bileşeni
içeren bir araç ihraç etmesi
(bakınız: Paragraf 28) ve anılan
aracın, değerleri birbirine bağlı
olan çoklu saklı türev ürün
özelliğinin bulunması (alım
opsiyonlu dönüştürülebilir borçlanma
aracı gibi) durumunda, işletme, söz
konusu özelliklerin varlığını ve
borç kalemine (ayrı bir şekilde
muhasebeleştirilen saklı türev
ürünler hariç) ilişkin etkin faiz
oranını kamuoyuna açıklar.
Gerçeğe uygun değer farkı kâr veya
zarara yansıtılan finansal varlıklar
ve finansal borçlar (bakınız:
Paragraf UR40)
(e) İşletme,
aşağıdakilerin defter değerlerini
kamuoyuna açıklar:
(i) Alım satım amaçlı
elde tutulan olarak sınıflandırılan
finansal varlıklar;
(ii) Alım satım amaçlı
elde tutulan olarak sınıflandırılan
finansal borçlar;
(iii) İlk
muhasebeleştirme sırasında, işletme
tarafından, gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılan
olarak sınıflandırılan finansal
varlıklar (diğer bir ifadeyle,
bunlardan, alım satım amaçlı elde
tutulan olarak sınıflanan finansal
varlıklar dışındakiler).
(iv) İlk
muhasebeleştirme sırasında, işletme
tarafından, gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılan
olarak sınıflanan finansal borçlar
(diğer bir ifadeyle, bunlardan, alım
satım amaçlı elde tutulan olarak
sınıflanan finansal borçlar
dışındakiler).
(f) İşletme, gerçeğe
uygun değer farkı kâr veya zarara
yansıtılan olarak sınıflanan
finansal varlık ve borçlara ilişkin
net kazanç ve kayıpları ayrı ayrı
kamuoyuna açıklar.
(g) Bir kredi veya
alacağın (veya kredi ya da alacak
grubunu), gerçeğe uygun değer farkı
kâr veya zarara yansıtılan olarak
sınıflanmış olması durumunda aşağıda
belirtilen hususlara ilişkin olarak
kamuoyuna açıklama yapılır:
(i) İlgili kredi veya
alacağa (veya kredi ya da alacak
grubuna) ilişkin raporlama tarihi
itibariyle maruz kalınan azami kredi
riski tutarı (bakınız: Paragraf
76(a)).
(ii) Sözü edilen azami
kredi riski tutarının herhangi bir
kredi türevi veya benzeri bir araçla
azaltılabilecek kısmı.
(iii) Anılan kredi veya
alacağın (veya kredi ya da alacak
grubunun) gerçeğe uygun değerinde
meydana gelen değişimin kredi
riskindeki değişimlerle
ilişkilendirilebilen kısmının,
ilgili varlığın gerçeğe uygun
değerinde meydana gelen değişimin
piyasa riskine yol açan piyasa
koşullarındaki değişimler ile
ilişkilendirilemeyen kısmının
belirlenmesi suretiyle ya da
varlığın gerçeğe uygun değerinde
meydana gelen değişimin kredi
riskindeki değişimlerle
ilişkilendirilebilen kısmını daha
doğru bir şekilde yansıtan
alternatif bir yöntem aracılığıyla
tespit edilen, dönem içerisinde
gerçekleşen tutarı ve birikmiş
tutarı.
(iv) İlişkili olduğu
herhangi bir kredi türevi veya
benzeri bir aracın gerçeğe uygun
değerinde dönem içerisinde meydana
gelen değişim tutarı ile kredi veya
alacağın sınıflandığı tarihten bu
yana söz konusu türev ürün veya
aracın gerçeğe uygun değerinde
meydana gelen birikmiş değişim
tutarı.
(h) Bir finansal
borcun, gerçeğe uygun değer farkı
kâr veya zarara yansıtılan olarak
sınıflanmış olması durumunda aşağıda
belirtilen hususlara ilişkin olarak
kamuoyuna açıklama yapılır:
(i) Anılan finansal
borcun gerçeğe uygun değerinde
meydana gelen değişimin kredi
riskindeki değişimlerle
ilişkilendirilebilen kısmının,
ilgili borcun gerçeğe uygun
değerinde meydana gelen değişimin
piyasa riskine yol açan piyasa
koşullarındaki değişimler ile
ilişkilendirilemeyen kısmının
belirlenmesi suretiyle (bakınız:
Paragraf UR 40) ya da borcun gerçeğe
uygun değerinde meydana gelen
değişimin kredi riskindeki
değişimlerle ilişkilendirilebilen
kısmını daha doğru bir şekilde
yansıtan alternatif bir yöntem
aracılığıyla tespit edilen, dönem
içerisinde gerçekleşen tutarı ve
birikmiş tutarı;
(ii) Finansal borcun
defter değeri ile işletmenin
sözleşmeye bağlı olarak yükümlülük
sahibine vadesinde ödemesi gereken
tutar arasındaki fark.
(i) İşletme,
aşağıdakilere ilişkin olarak
kamuoyuna açıklamada bulunur:
(i) (g) (iii) ve (h)
(I) deki hükümlerin yerine
getirilmesinde kullanılan yöntemler;
(ii) İşletmenin (g)
(iii) ve (h) (I) deki hükümlerin
yerine getirilmesi amacıyla
kamuoyuna yaptığı açıklamaların,
ilgili finansal varlık veya borcun
gerçeğe uygun değerindeki
değişikliğin bunlara ilişkin kredi
riskinde meydana gelen
değişikliklerden kaynaklanan kısmını
güvenilir olarak göstermediği
kanısına varması durumunda, anılan
kanıya ulaşılmasının nedenleri.
Yeniden sınıflandırma
(j) İşletmenin bir
finansal varlığı, gerçeğe uygun
değer yerine (bakınız: TMS 39
Paragraf 54) maliyetinden veya itfa
edilmiş maliyetinden ölçmek
suretiyle yeniden sınıflandırmış
olması durumunda, söz konusu işlemin
nedeni hakkında kamuoyuna açıklamada
bulunulur.
Gelir tablosu ve özkaynak
(k) Finansal varlık ve
borçlardan kaynaklanan gelir, gider,
kazanç ve kayıplara ilişkin önemli
kalemler, anılan kalemlerin kâr veya
zararda ya da özkaynağın ayrı bir
unsuru olarak dikkate alınmış olup
olmadıklarına bakılmaksızın
kamuoyuna açıklanır. Bu amaçla
kamuoyuna yapılacak açıklamada en
azından aşağıdaki hususlara yer
verilir:
(i) Gerçeğe uygun değer
farkı kâr veya zarara yansıtılmayan
finansal varlıklar ve finansal
borçlara ilişkin toplam faiz geliri
ve toplam faiz gideri (etkin faiz
yöntemi kullanılarak hesaplanan);
(ii) Satılmaya hazır
finansal varlıklar için dönem
içerisinde doğrudan özkaynaklarda
muhasebeleştirilmiş bulunan kazanç
veya kayıplar ile özkaynaklardan
çıkarılıp döneme ilişkin kâr veya
zararda muhasebeleştirilen tutarlar;
ve
(iii) Değer düşüklüğüne
uğramış finansal varlıklara ilişkin
olarak TMS 39 Paragraf UR 93
uyarınca tahakkuk eden faiz
geliri.
Değer düşüklüğü
(l) İşletme, önemli her
bir finansal varlık sınıfı için ayrı
ayrı olmak üzere, finansal
varlıklara ilişkin olarak kâr veya
zararda muhasebeleştirdiği değer
düşüklüğü zararının niteliği/içeriği
ve tutarını kamuoyuna açıklar
(Paragraf 55 finansal varlık
sınıflarının belirlenmesinde yol
gösteren hükümler içerir).
Temerrüt ve ihlaller
(m) Bilanço tarihi
itibariyle muhasebe kayıtlarında yer
almakta olan kredi borçlara ilişkin
olarak dönem içerisinde anapara,
faiz, itfa fonu (sinking fund) veya
itfa hükümlerinde meydana gelen
temerrütler ile kredi anlaşmalarına
ilişkin olarak dönem içerisinde
meydana gelen ve borç verene ilgili
borcun geri ödenmesini talep etme
imkanı veren diğer her türlü ihlal
(bilanço tarihinde veya daha
öncesinde giderilmiş bulunan
temerrütler ya da anılan tarihler
içerisinde şartları yeniden
görüşülmüş/belirlenmiş bulunan
krediler hariç) için aşağıdaki
hususlarda kamuoyuna açıklamada
bulunulur:
(i) Anılan ihlallere
ilişkin ayrıntılar;
(ii) İhlallerin olduğu
kredi borçlarına ilişkin olarak
bilanço tarihi itibariyle finansal
tablolarda yer alan tutar;
(iii) (ii)’de kamuoyuna
açıklanan tutarların ilişkili
bulunduğu temerrüdün finansal
tabloların yayınlanmak üzere
onaylanmasından önce giderilip
giderilmediği veya anılan
işlem/tarih öncesinde ilgili kredi
borçlarına ilişkin şartların yeniden
görüşülüp görüşülmediği.
95. Kredi anlaşmalarına
ilişkin ihlallerin Paragraf 94 (j)
çerçevesinde kamuoyuna
açıklanmasında, kredi borçları
ifadesi, borçlanma araçlarını ve
normal kredi koşullarına sahip kısa
vadeli ticari borçlar dışındaki
finansal borçları içerir. Bu tür bir
ihlalin dönem içerisinde ortaya
çıkmış olması ve bilanço tarihi
itibariyle ilgili ihlalin
giderilmemiş veya ilgili kredi
borçlarına ilişkin koşulların
yeniden görüşülmemiş olması
durumunda, söz konusu ihlalin,
borcun kısa veya uzun vadeli olarak
sınıflandırılmasına olan etkisi TMS
1’e göre belirlenir.
Yürürlük tarihi
96. Bu Standart, 1 Ocak
2005 tarihinden sonra başlayan
yıllık dönemler için uygulanacak
olup, anılan tarihten önce
uygulanması teşvik edilir. İşletme,
Mart 2004 tarihinde yayımlanan
değişiklikleri de içeren TMS 39
Standardını (…) uygulamadığı sürece,
1 Ocak 2005 tarihinden önce başlayan
yıllık dönemler için bu Standardı
uygulayamaz. İşletmenin bu Standardı
1 Ocak 2005 tarihinden önce başlayan
bir dönemde uygulaması durumunda,
anılan durum kamuoyuna açıklanır.
97. Bu Standart geriye
dönük olarak uygulanır.
Diğer bildirilerin iptali
98. "-"
99. "-"
100. "-"
Ek
Uygulama Rehberi
TMS 32 Finansal Araçlar: Sunum
Bu Ek, Standardın
ayrılmaz bir parçasıdır.
UR1. Bu Uygulama
Rehberi, Standardın belirli
yönlerinin uygulanmasına ilişkin
açıklamalarda bulunur.
UR2. Söz konusu
Standart, finansal araçların
muhasebeleştirilmesi veya ölçülmesi
ile ilgilenmez. Finansal varlık ve
borçların muhasebeleştirilmesi ve
ölçülmesine ilişkin hükümler "TMS 39
Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme
ve Ölçme" Standardında yer alır.
Tanımlar (Paragraf 11-14)
Finansal varlıklar ve finansal
borçlar
UR3. Para (nakit) bir
finansal varlıktır; çünkü bir
değişim aracını temsil eder ve
dolayısıyla bütün işlemlerin
ölçülmesi ve finansal tablolara
yansıtılmasında esas teşkil eder.
Bir banka ya da benzeri bir finansal
kuruluş nezdindeki nakit mevduat bir
finansal varlıktır, çünkü sahibine,
sözleşmeden doğan, kuruluştan nakit
çekme veya bakiyesine karşılık kredi
veren lehine bir finansal borcun
ödenmesinde kullanılacak çek veya
benzer bir araç keşide etme hakkını
temsil eder.
UR4. Gelecekte
sözleşmeden doğan nakit alma hakkını
temsil eden finansal varlıklar ile
gelecekte sözleşmeye bağlı nakit
ödeme yükümlülüğünü temsil eden
finansal borçların bilinen örnekleri
şunlardır:
(a) Ticari alacaklar ve
borçlar;
(b) Alacak ve borç
senetleri;
(c) Kredi alacak ve
borçları; ve
(d) Alacak ve borç
tahvilleri.
Her durumda, bir
tarafın sözleşmeden doğan nakit alma
hakkı (veya ödeme yükümlülüğü) diğer
tarafın buna karşılık gelen ödeme
yükümlülüğü (veya alma hakkı) ile
eşleştirilir.
UR5. Finansal aracın
diğer bir çeşidi, nakit dışındaki
bir finansal varlığın elde edilecek
veya vazgeçilecek ekonomik fayda
olarak kararlaştırıldığı araçlardır.
Örneğin, devlet tahvili olarak
ödenecek bir borç senedi, hamiline,
sözleşmeye bağlı olarak nakit değil
devlet tahvili alma hakkı verir.
Senedi düzenleyene ise sözleşmeye
bağlı olarak nakit değil devlet
tahvili verme yükümlülüğü doğurur.
Tahviller finansal varlıklardır;
çünkü tahvili çıkaran devletin nakit
ödeme yükümlülüğünü temsil ederler.
Bu nedenle senet, senet hamilinin
finansal varlığı, senedi
düzenleyenin ise finansal borcudur.
UR6. Daimi borçlanma
araçları (daimi bonolar, tahviller
ve sermaye senetleri gibi)
genellikle hamiline sözleşmeden
doğan, belirsiz bir gelecekte sabit
tarihlerde faiz ödemeleri elde etme
hakkı sağlar. Bu hak; anaparayı geri
alma hakkını ya hiç içermez ya da
anaparayı geri almayı mümkün
kılmayan veya ancak çok uzak bir
gelecekte gerçekleşebilir hale
getiren koşulları içerir. Örneğin,
işletme, 1000 PB2 tutarında
anaparaya uygulanacak %8 faiz oranı
üzerinden hesaplanan daimi yıllık
ödemelerde bulunmayı zorunlu kılan
bir finansal araç ihraç edebilir.
İlgili araç ihraç edildiğinde %8’in
piyasa faiz oranı olduğunun
varsayılması durumunda, ihraççı, ilk
muhasebeleştirildiğinde gerçeğe
uygun değeri (bugünkü değer) 1000 PB
olan gelecekteki faiz ödemelerine
ilişkin sözleşmeden doğan bir
yükümlülük üstlenir. Anılan finansal
aracın hamili ve ihraççısı,
sırasıyla, bir finansal varlık ve
finansal borca sahiptir.
UR7. Finansal araçların
alınmasına, verilmesine veya
değiştirilmesine ilişkin sözleşmeden
doğan hak ya da sözleşmeye dayalı
yükümlülüğün kendisi bir finansal
araçtır. Sözleşmeden doğan haklar
veya sözleşmeye dayalı yükümlülükler
zinciri, sonucunda bir nakit elde
edilmesine veya ödemesine ya da
özkaynağa dayalı bir finansal araç
edinilmesine veya ihraç edilmesine
neden olması durumunda finansal araç
tanımına uyar.
UR8. Sözleşmeden doğan
bir hakkın kullanılması veya
sözleşmeye dayalı bir yükümlülüğün
yerine getirilmesi kesin olabilir
veya gelecekte koşullu bir olayın
meydana gelmesine bağlı olabilir.
Örneğin bir finansal teminat, borç
alanın yükümlülüğünü yerine
getirmemesi durumunda borç verenin
garantörden nakit almasını sağlayan
sözleşmeden doğan bir haktır ve aynı
şekilde garantörün, borç verene
ödeme yapmak için sözleşmeye bağlı
bir yükümlülüğüdür. Borç verenin
hakkını kullanması ve garantörün
yükümlülüğünü yerine getirmesi
koşulu, borçlunun yükümlüğünü yerine
getirmemesi gibi gelecekteki bir
olaya bağlı olsa da, sözleşmeden
doğan hak ve yükümlülük geçmişteki
bir işlemden veya olaydan
(garantinin üstlenilmesi) dolayı
mevcuttur. Her zaman finansal
tablolarda gösterilmeseler bile,
koşullu hak ve yükümlülükler
finansal varlık ve finansal borç
tanımına uyarlar. Sözü edilen
koşullu hak ve yükümlülüklerden
bazıları TFRS 4 kapsamındaki sigorta
sözleşmeleri olabilir.
UR9. "TMS 17 Kiralama
İşlemleri" Standardına göre finansal
kiralama işlemi, esas olarak, kiraya
verene bir kredi sözleşmesinde
olduğu gibi anapara ve faiz
ödemelerinin bileşiminden oluşan bir
ödemeler serisini elde etmeye
ilişkin bir hak, buna karşılık
kiracıya ise söz konusu ödemelerde
bulunma yükümlülüğü veren bir işlem
olarak nitelendirilir. Kiraya veren,
kiraladığı finansal kiralama konusu
varlığın kendisini değil finansal
kiralama sözleşmesinde yer alan
alacak tutarındaki yatırımını
muhasebeleştirir. Diğer yandan
faaliyet kiralaması esasen, kiraya
verenin, herhangi bir hizmet
karşılığında yapılan ücret ödemesine
benzer şekilde, ödenen tutar
karşılığında gelecekte bir varlığın
kullanımını sağlamayı taahhüt
ettiği, tamamlanmamış bir sözleşme
olarak kabul edilir. Kiraya veren,
sözleşmede yer alan gelecekteki
alacak tutarının yerine kiralama
konusu varlıkları muhasebeleştirmeye
devam eder. Dolayısıyla finansal
kiralama bir finansal araç olarak
kabul edilirken, faaliyet kiralaması
bir finansal araç olarak kabul
edilmez (halihazırda muaccel hale
gelmiş ve ödenecek olan taksitler
hariç).
UR10. Maddi varlıklar
(stoklar ve maddi duran varlıklar
gibi), kiralama konusu varlıklar ve
maddi olmayan duran varlıklar
(patentler ve ticari markalar gibi)
finansal varlık değillerdir. Söz
konusu maddi varlıkların ve maddi
olmayan duran varlıkların kontrolü,
bir nakit girişi sağlamaya veya
başka bir finansal varlık elde
etmeye imkan yaratır; fakat nakit
veya başka bir finansal varlık elde
etmeye yönelik mevcut bir hak
sağlamaz.
UR11. Gelecekte
sağlayacağı ekonomik fayda, nakit
veya başka bir finansal varlık elde
etme hakkı yerine hizmet veya mal
alımı olan varlıklar (peşin ödenmiş
giderler gibi) finansal varlık
değildir. Benzer şekilde, ertelenmiş
gelir ve teminat yükümlülükleri gibi
kalemler de finansal borç değildir.
Bunun nedeni, söz konusu
yükümlülüklere ilişkin ekonomik
faydaların, nakit veya başka bir
finansal varlığın ödenmesine ilişkin
sözleşmeden doğan bir yükümlülük
olarak değil, mal veya hizmet
verilmesi şeklinde işletmeden
çıkmasıdır.
UR12. Sözleşmeye bağlı
olmayan varlık ve yükümlülükler
(devlet tarafından konulan yasal
zorunlulukların bir sonucu olarak
ortaya çıkan gelir vergileri gibi)
finansal varlık veya finansal borç
değildir. Gelir vergilerine ilişkin
muhasebe işlemleri "TMS 12 Gelir
Vergileri" Standardı kapsamındadır.
"TMS 37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar
ve Koşullu Varlıklar" Standardında
tanımlanan zımni kabulden doğan
yükümlülükler de sözleşmeden
doğmazlar ve finansal borç
değillerdir.
Özkaynağa dayalı finansal araçlar
UR13. Özkaynağa dayalı
finansal araçlara örnek olarak;
satılamayan adi hisse senetleri,
bazı imtiyazlı hisse senetleri
(bakınız: Paragraf UR 25 ve UR 26),
hisse alım hakkı veren finansal
araçlar, veya bir finansal varlık
veya sabit tutarda bir nakit
karşılığında, bir işletmenin ihraç
ettiği sabit sayıdaki satılamayan
adi hisse senedine alım için
başvurmak veya satın almak konusunda
hamiline imkan veren yazılı alım
opsiyonları gösterilebilir.
İşletmenin, sabit tutarda bir nakit
veya finansal varlık karşılığında
belirli miktarda özkaynağına dayalı
finansal araç satın alma veya ihraç
etme yükümlülüğü, anılan işletmenin
özkaynağına dayalı finansal
aracıdır. Bununla birlikte, bu tür
bir sözleşmenin işletme için nakit
veya başka bir finansal varlık verme
yükümlülüğünü içermesi durumunda,
anılan sözleşme geri satın alınan
tutarın bugünkü değerine ilişkin bir
borç da yaratır (bakınız: Paragraf
UR 27 (a)). Satılamayan adi hisse
senedi ihraç eden bir işletme,
dağıtım yapmak için resmi olarak
harekete geçtiğinde bir yükümlülük
üstlenir ve hissedarlara karşı buna
uygun olarak davranması kanunen
zorunlu hale gelir. Bu durum temettü
dağıtımında bulunulacağının
duyurulmasından sonra veya
işletmenin tasfiye edilip
borçlarının ödenmesinden sonra kalan
aktiflerin ortaklara dağıtılabilir
olması durumunda geçerli olabilir.
UR14. İşletmeye sabit
tutarda bir nakit veya başka bir
finansal varlık karşılığında belirli
miktarda özkaynağına dayalı finansal
araçı yeniden edinme hakkı veren
satın alınmış bir alım opsiyonu veya
benzer diğer bir sözleşme, işletme
için bir finansal varlık değildir.
Bu tür bir sözleşme için ödenen
tutar özkaynaktan düşülür.
Türev finansal araçlar
UR15. Finansal araçlar,
asıl araçlar (alacaklar, borçlar ve
hisse senedine dayalı finansal
araçlar gibi) ile türev finansal
araçları (finansal opsiyonlar,
vadeli işlem sözleşmeleri-futures
sözleşmeler ve forward sözleşmeler,
vadeli faiz oranı takasları ve döviz
takasları gibi) içerir. Türev
finansal araçlar, finansal araç
tanımına uyar ve dolayısıyla bu
Standart kapsamında yer alır.
UR16. Türev finansal
araçlar, aracın tarafları arasında
üzerine yazıldığı asıl finansal
aracın bir veya daha fazla finansal
riskini nakletme etkisine sahip hak
ve yükümlülükler yaratır.
Başlangıçta türev finansal araçlar
bir tarafa, potansiyel olarak lehte
koşullarda, finansal varlık veya
borçların karşı tarafla sözleşmeye
dayalı olarak el değiştirme hakkını
veya potansiyel olarak aleyhte
koşullarda, finansal varlık veya
borçların karşı tarafla sözleşmeye
dayalı olarak el değiştirme
yükümlülüğünü verir. Ancak,
genellikle3 söz konusu hak ve
yükümlülükler sözleşmenin başında
üzerine yazıldığı asıl finansal
aracın devrine yol açmadığı gibi bu
devrin mutlaka sözleşmenin vadesinde
olmasını da gerektirmez. Bazı
araçlar hem takas yapma hakkını hem
de takas yapma yükümlülüğünü içerir.
Takasın koşulları, türev aracın
oluşumunda belirlendiğinden finansal
piyasalarda fiyatlar değiştikçe bu
koşullar lehte veya aleyhte
olabilir.
UR17. Finansal varlık
veya borçların takasına dayalı bir
satım veya alım opsiyonu (yani
işletmenin özkaynağına dayalı
finansal araçları dışındaki finansal
araçlar) opsiyon sahibine
sözleşmenin üzerine yazıldığı
finansal aracın gerçeğe uygun
değerindeki değişimlerden
kaynaklanan muhtemel gelecek
ekonomik faydayı elde etme hakkı
verir. Bunun tersine, opsiyonu
yazan, ilerideki potansiyel ekonomik
yarardan feragat etme yükümlülüğünü
veya üzerine yazıldığı finansal
aracın gerçeğe uygun değerindeki
değişmelerden doğan ekonomik
yararların potansiyel kaybına
katlanmayı kabul eder. Opsiyon
hamilinin sözleşmeye dayalı
haklarıyla opsiyonu yazanın
sözleşmeye dayalı yükümlülükleri,
sırasıyla, finasal varlık ve
finansal borcun tanımına karşılık
gelir. Bir opsiyon sözleşmesinin
üzerine yazıldığı finansal araç,
diğer işletmelerdeki hisseler ve
faizli araçlar da dahil olmak üzere
her türlü finansal varlık olabilir.
Opsiyon, opsiyon yazıcısının bir
finansal varlık devretmesi yerine
bir borçlanma aracı ihraç etmesini
gerektirebilir; fakat opsiyonun
kullanılması halinde opsiyonun
üzerine yazılı olduğu araç opsiyon
hamilinin bir finansal varlığı
haline gelecektir. Opsiyon hamilinin
potansiyel olarak lehte koşullarda
finansal varlıkları takas hakkı ve
opsiyonu yazanın potansiyel olarak
aleyhte koşullarda finansal varlığı
takas etme yükümlülüğü, opsiyonun
kullanılmasıyla takas edilen
opsiyonun üzerine yazıldığı finansal
varlıktan bağımsızdır. Opsiyon
hamilinin hakkı ve opsiyonu yazanın
yükümlülüğü opsiyonun kullanıp
kullanmama olasılığından etkilenmez.
UR18. Türev finansal
araçların bir diğer örneği; altı ay
vadeli ve bir tarafın (satın alan)
1.000.000 PB nominal tutarlı sabit
faizli devlet tahvili karşılığında
1.000.000 PB nakit vermeyi taahhüt
ettiği; diğer tarafın (satıcı) ise
1.000.000 PB nakit karşılığında
1.000.000 PB nominal tutarlı sabit
faizli devlet tahvili vermeyi
taahhüt ettiği bir forward
sözleşmesidir. Altı ay süresince iki
tarafın da finansal araçların takası
için sözleşmeye dayalı hak ve
yükümlülükleri vardır. Devlet
tahvillerinin piyasa fiyatının
1.000.000 PB’nin üzerine çıkması
durumunda, söz konusu durum
satıcının aleyhine alıcının ise
lehine olacaktır; piyasa fiyatının
1.000.000 PB’nin altına düşmesi
durumunda ise, bunun tersi
olacaktır. Alıcının, elde tutulan
alım opsiyonundaki hakka benzer
sözleşmeye dayalı bir hakkı (bir
finansal varlığı) ve yazılan satım
opsiyonundaki yükümlülüğe benzer
sözleşmeye dayalı bir yükümlülüğü
(bir finansal borcu) vardır.
Satıcının ise elde tutulan satım
opsiyonundaki hakka benzer
sözleşmeye dayalı bir hakkı (bir
finansal varlığı) ve yazılan alım
opsiyonundaki yükümlülüğe benzer
sözleşmeye dayalı bir yükümlülüğü
(bir finansal borcu) vardır.
Opsiyonlarda olduğu gibi söz konusu
sözleşmeye dayalı hak ve
yükümlülükler üzerlerine
yazıldıkları finansal araçlardan
(takas edilecek tahvil ve nakit)
ayrı ve bağımsız olarak finansal
varlık ve finansal borç meydana
getirirler. Bir opsiyon
sözleşmesindeki yükümlülüğün yerine
getirilmesi, sadece opsiyon
hamilinin opsiyonu kullanmayı tercih
etmesiyle gerçekleşirken; bir
forward sözleşmesinin tarafları
işlemi kararlaştırılan zamanda
yerine getirme yükümlülüğü taşırlar.
UR19. Vadeli faiz oranı
ve döviz swapları, faiz oranı
tavanları, oran makasları (collars)
ve taban oranlar, kredi taahhütleri,
bono ihraç imkanları ve akreditifler
de dahil olmak üzere, birçok diğer
türev araç gelecekteki bir takas
işlemi için bir hak veya yükümlülük
içerir. Bir vadeli faiz oranı swap
sözleşmesi, birisi değişken diğeri
sabit faiz oranlarını referans alan
gelecekteki bir dizi nakit
değişimlerini gerçekleştirmek için
tarafların anlaştığı bir forward
sözleşmesi türü gibi görülebilir.
Futures sözleşmeler, esas farkları
sözleşmelerin Standart olması ve bir
pazarda alınıp satılmaları olmak
üzere forward sözleşmelerinin bir
diğer türüdür.
Finansal olmayan kalemlerin alım
satımına ilişkin sözleşmeler
(Paragraf 8–10)
UR20. Finansal olmayan
kalemlerin alım satımına ilişkin
sözleşmeler finansal araç tanımına
uymaz; çünkü taraflardan birinin
finansal olmayan bir varlık veya
hizmet alınmasına yönelik sözleşmeye
dayalı hakkı ile karşı tarafın buna
tekabül eden borcu, taraflardan
hiçbirine bir finansal varlığın
alınması, verilmesi veya takasına
ilişkin mevcut bir hak veya
yükümlülük doğurmaz. Örneğin, sadece
finansal olmayan bir varlığın
alınmasına veya verilmesine dayanan
sözleşmeler (örneğin gümüş üzerine
yazılı opsiyon, futures veya forward
sözleşmeleri) finansal araç
değildir. Birçok ticari mal
sözleşmesi bu türdendir. Bazıları
standart yapıdadır ve tıpkı bazı
türev finansal araçlar gibi organize
pazarlarda alınıp satılırlar.
Örneğin, bir ticari mal vadeli işlem
(futures) sözleşmesi hemen nakit
karşılığı alınıp satılabilir, çünkü
bir pazarda alınıp satılmak üzere
kayıtlıdır ve birçok kez el
değiştirebilir. Ancak sözleşmeyi
alıp satan taraflar esasen
sözleşmenin üzerine yazıldığı ticari
malı alıp satmaktadır. Bir mal
sözleşmesinin nakit karşılığında
alınıp satılabilmesi, anılan
sözleşmenin alım satım kolaylığı,
malın alım ya da satımına ilişkin
yükümlülüğün nakit olarak yerine
getirilmesine ilişkin pazarlık
imkanının olması, sözleşmenin ana
özelliğini bir finansal araç meydana
getirecek biçimde değiştirmez. Öte
yandan, net tutar üzerinden veya
finansal araçların takası şeklinde
ödenebilen ya da içerisindeki
finansal olmayan kalemin halihazırda
nakte dönüştürülebildiği bazı
finansal olmayan kalem alım satım
sözleşmeleri sanki finansal
araçlarmış gibi bu Standart
kapsamında yer alırlar (bakınız:
Paragraf 8).
UR21. Maddi varlıkların
alınmasını veya verilmesini içeren
bir sözleşme, anılan varlıkların
devredildiği tarihin ötesine
ertelenmiş bir ödeme olmadıkça, bir
tarafın finansal varlığı ve diğer
tarafın finansal borcu sayılmaz.
Ticari krediyle yapılan mal alım
satımında da durum bu şekildedir.
UR22. Bazı sözleşmeler
ticari mala bağlıdır; ancak bir
malın fiziki olarak alınması veya
teslimi yoluyla yerine
getirilmezler. Söz konusu
sözleşmeler, sözleşmedeki bir
formüle göre belirlenen nakit
ödemeler yoluyla yerine
getirilirler. Örneğin, bir tahvilin
anapara tutarı, petrolün tahvilin
vade tarihindeki piyasa fiyatı ile
sabit bir petrol miktarının çarpımı
ile hesaplanabilir. İlgili anapara
tutarı bir ticari mal fiyatına
endekslenmiştir; fakat ödeme sadece
nakit şeklinde olur. Böyle bir
sözleşme bir finansal araçtır.
UR23. Finansal araç
tanımı, finansal varlık veya
finansal borç doğuran sözleşmelere
ek olarak, finansal olmayan bir
varlık veya finansal olmayan bir
borç doğuran sözleşmeleri de kapsar.
Bu tür finansal araçlar genellikle
bir tarafa finansal bir varlığı
finansal olmayan bir varlıkla takas
etme opsiyonu verir. Örneğin,
petrole endeksli bir bono, hamiline,
anapara tutarını sabit bir petrol
miktarıyla takas etme opsiyonu ile
birlikte, periyodik olarak sabit
faiz ödemeleri elde etme ve vade
sonunda sabit bir nakit tutar alma
hakkını verebilir. Bu opsiyonun
kullanılma isteği, petrolün gerçeğe
uygun değeri ile petrolün bonoda
yazılı nakit karşılığı takas
oranının (takas fiyatı) göreceli
değerlerine bağlı olarak zaman
içerisinde değişiklik gösterecektir.
Bono hamilinin opsiyonu kullanıp
kullanmama eğilimi, opsiyonu
oluşturan aktif kalemlerin varlığını
etkilemez. Bono hamilinin finansal
varlığı ve ihraççının finansal
borcu, yaratılan diğer varlık ve
borçların çeşidine bakılmaksızın,
ilgili bonoyu bir finansal araç
yapar.
UR24. Bu Standart
finansal araç tanımına girmeyen veya
Paragraf 8 kapsamında yer almayan
ticari mal sözleşmeleri veya diğer
sözleşmelere uygulanmak için
oluşturulmuş olmasa da, işletmeleri
bu Standardın uygun olan açıklama
hükümlerini anılan türden
sözleşmeler için de uygulamayı uygun
bulabilirler.
Sunum
Borçlar ve özkaynak (Paragraf 15-27)
Nakit veya başka bir finansal
varlığın verilmesine ilişkin
sözleşmeye dayalı bir yükümlülüğünün
bulunmaması (Paragraf 17-20)
UR25. İmtiyazlı hisse
senetleri değişik haklarla ihraç
edilebilirler. Bir imtiyazlı hisse
senedinin finansal borç mu yoksa
özkaynağa dayalı finansal araç mı
olduğunun belirlenmesinde, ihraççı,
hissenin finansal borcun temel
özelliklerini sergileyip
sergilemediğini belirlemek için
hisseye bağlı olan özel hakları göz
önünde bulundurur. Örneğin, belirli
bir tarihte ya da hisse senedi
hamili tarafından belirlenen bir
tarihte geri satın alınan bir
imtiyazlı hisse senedi finansal borç
içerir; çünkü ihraççının hisse
senedi hamiline finansal varlık
devretme yükümlülüğü vardır.
İhraççının fon eksikliği, yasal bir
sınırlama olması veya kâr ya da
yedeğin yetersizliği dolayısıyla,
imtiyazlı hisse senedinin geri satın
alınmasına ilişkin yükümlülüklerini
yerine getirememe olasılığının
bulunması, sözleşmeden doğan
yükümlülüğü ortadan kaldırmaz.
İhraççının hisseyi nakit karşılığı
geri satın alması opsiyonu finansal
borç tanımı için yeterli değildir,
çünkü ihraççının hissedarlara
finansal varlıkların devri için
mevcut bir yükümlülüğü yoktur. Bu
durumda, hisselerin geri satın
alınması tamamen ihraççının
elindedir. Ancak, ihraççının,
genellikle hisseleri geri satın alma
niyetine ilişkin olarak hissedarları
resmi bir biçimde bilgilendirmesi
yoluyla opsiyonunu kullanması
durumunda, bir yükümlülük doğabilir.
UR26. İmtiyazlı hisse
senetlerinin geri satın alınamaz
olmaları durumunda, uygun
sınıflandırma şekli imtiyazlı senede
bağlı diğer haklara göre belirlenir.
Yapılan sınıflandırmada, sözleşmeye
bağlı düzenlemelerin özü ile
finansal borç ve özkaynağa dayalı
finansal aracın tanımı esas alınır.
Birikimli olsun ya da olmasın,
imtiyazlı hisse senedi sahiplerine
yapılacak ödemelerin ihraççının
isteğine bağlı olması durumunda,
anılan hisseler özkaynağa dayalı
finansal araçtır. Bir imtiyazlı
hisse senedinin özkaynağa dayalı
finansal araç ya da finansal borç
olarak sınıflandırılmasında
aşağıdakilerin etkisi bulunmaz;
örneğin:
(a) Geçmişte yapılan
ödemeler;
(b) Gelecekte ödeme
yapma niyeti;
(c) Ödeme yapılmaması
durumunun (adi hisse senetlerine
temettü ödemesindeki sınırlamalar
dolayısıyla, imtiyazlı hisse
senetlerine temettü ödenmemesi
durumunda) ihraççının adi hisse
senetlerinin fiyatına olası negatif
etkisi;
(d) İhraççının
yedeklerinin tutarı;
(e) İhraççının bir
döneme ilişkin kâr ya da zarar
tahmini; veya
(f) İhraççının dönem
kâr ya da zararının tutarına etki
edebilmesi veya edememesi.
İşletmenin
özkaynağına dayalı finansal
araçlarıyla yapılan ödeme (Paragraf
21-24)
UR27. Aşağıda yer alan
örnekler, işletmenin özkaynağına
dayalı finansal araçlarına ilişkin
farklı türden sözleşmelerin nasıl
sınıflandırılacağını gösterir:
(a) İşletmenin belirli
sayıdaki kendi hissesini gelecekte
başka bir ödeme olmaksızın alması ya
da vermesi; veya belirli sayıdaki
kendi hissesini nakit ya da başka
bir finansal varlık karşılığında
değiştirmesi ile yerine getirilecek
olan bir sözleşme, özkaynağa dayalı
bir finansal araçtır. Buna göre, bu
tür bir sözleşme için alınan ya da
ödenen herhangi bir bedel doğrudan
özkaynağa eklenir veya özkaynaktan
düşülür. Karşı tarafa sabit tutarda
bir nakit karşılığı işletmenin
belirli sayıda hissesini alma hakkı
veren ihraç edilmiş bir hisse
opsiyonu buna örnek olarak
gösterilebilir. Ancak, sözleşmenin
işletmenin kendi hisselerini belirli
ya da belirlenebilen bir tarihte
veya talep edildiğinde geri satın
almasını (bedelini ödeyerek geri
almasını) gerektirmesi durumunda,
işletme için aynı zamanda geri satın
alma tutarının bugünkü değeri kadar
bir finansal borç doğmuş olur.
İşletmenin, bir forward sözleşmesi
uyarınca belirli miktar bir nakit
karşılığında kendi hissesinin
belirli bir ksımını geri alma
yükümlülüğü buna örnek olarak
verilebilir.
(b) İşletmenin geri
satın alma yükümlülüğü olan
hisselerin adedi sabitlenmemiş ya da
yükümlülük karşı tarafın geri satma
hakkını kullanmasına bağlı dahi
olsa, bir işletmenin nakit karşılığı
kendi hisselerini satın alma
yükümlülüğü geri satın alma
tutarının bugünkü değeri kadar bir
finansal borç doğurur. Karşı tarafın
opsiyonu kullanması durumunda
işletmenin kendi hisselerini nakit
karşılığı geri satın almasını
gerektiren ihraç edilmiş bir
opsiyon, koşullu yükümlülük için bir
örnektir.
(c) Alınacak ya da
verilecek nakit veya başka bir
finansal varlık tutarı işletmenin
kendi hisse senedinin piyasa
fiyatındaki değişikliklere bağlı
olsa dahi, nakit ya da başka bir
finansal varlık olarak yerine
getirilecek olan sözleşme bir
finansal varlık veya bir finansal
borçtur. Net nakit ödemeli hisse
opsiyonu buna bir örnektir.
(d) Bir işletmenin,
değeri sabit bir tutara ya da
sözleşmede yazılı olan değişkene
(örneğin bir ticari mal fiyatına)
endeksli bir tutara eşit olan
değişken sayıdaki kendi hissesi
aracılığıyla yerine getirilecek olan
bir sözleşme, bir finansal varlık ya
da bir finansal borçtur.
Kullanılması halinde, işletmenin
sözleşmenin değerine eşit miktarda
kendi aracını vermesiyle net olarak
ödenen altın satın alım opsiyonu
buna bir örnektir. Bu tür bir
sözleşme, sözleşme konusu değişken,
altın yerine işletmenin kendi hisse
fiyatı olsa dahi bir finansal varlık
ya da finansal borçtur. Benzer
şekilde, işletmenin sabit sayıda
kendi hissesiyle ödenecek olan,
ancak bu hisselere bağlı hakların
ödeme değerinin sabit bir tutara ya
da sözleşme konusu değişkendeki
değişikliklere dayanan bir tutara
eşit olacak şekilde
çeşitlendirileceği sözleşme, bir
finansal varlık ya da bir finansal
borçtur.
Koşullu ödeme hükümleri (Paragraf
25)
UR28. Paragraf 25’e
göre, nakit ya da başka bir finansal
varlıkla (ya da aracın finansal bir
borç olması sonucunu doğuracak başka
bir yolla) ödenmesi gereken bir
koşullu ödeme hükmünün bir bölümünün
gerçekleşebilir mahiyette olmaması
durumunda, ilgili ödeme hükmünün
finansal aracın sınıflandırmasını
etkilememesi gerekir. Dolayısıyla
nakden ya da işletmenin değişken
sayıda hissesiyle ödeme yapılmasını,
sadece, oldukça nadir, çok anormal
ve gerçekleşme olasılığı çok az olan
bir olayın gerçekleşmesi halinde
gerektiren bir sözleşme özkaynağa
dayalı finansal araçtır. Benzer
şekilde, ödemenin işletmenin sabit
sayıda hissesiyle yapılması
işletmenin kontrolü dışındaki
durumlarda sözleşmeyle engellenmiş
olabilir; ancak anılan durumların
gerçekte meydana gelme olasılığı
bulunmaması durumunda, hisse
senedine dayalı finansal araç olarak
sınıflandırma yapılması uygundur.
Konsolide finansal tablolardaki
uygulama
UR29. İşletme, azınlık
haklarını-yani diğer tarafların
özkaynaklarındaki ve iştiraklerinin
geliri üzerindeki paylarını- "TMS 1
Finansal Tabloların Sunuluşu" ve
"TMS 27 Konsolide ve Bireysel
Finansal Tablolar" Standartlarına
uygun olarak sunar. İşletme, bir
finansal aracını (ya da bunun bir
unsurunu) konsolide finansal
tablolarında sınıflandırması
sırasında, grubun tümünün nakit ya
da araçla ilgili başka bir finansal
varlık verme veya ilgili aracın
yükümlülük olarak sınıflandırmasıyla
sonuçlanacak bir şekilde ödeme yapma
yükümlülüğünün bulunup bulunmadığını
belirlerken, grup ile aracın hamili
arasında üzerinde anlaşılan tüm
kayıt ve koşulları dikkate alır.
Gruptaki bir iştirakin finansal bir
araç ihraç etmesi ve ana ortaklık ya
da başka bir grup işletmesinin
doğrudan bu aracın sahipleriyle
birtakım ek koşullar (örneğin
garanti) üzerinde mutabakata varması
durumunda, grubun ödeme ya da geri
satın alma konusunda tek başına
karar verme yetkisi bulunmayabilir.
İştirak anılan ek koşulları dikkate
almaksızın kendi finansal
tablolarında aracı doğru olarak
sınıflandırsa dahi, konsolide
finansal tabloların grupça girişilen
sözleşme ve işlemleri bir bütün
olarak yansıtmasını teminen, grup
üyeleriyle araç sahipleri arasındaki
diğer anlaşmaların etkisi de dikkate
alınır. Bu tür bir yükümlülük veya
ödeme karşılığı olması halinde araç
(ya da aracın yükümlülük konusu
unsuru) konsolide finansal
tablolarda finansal borç olarak
sınıflandırılır.
Bileşik finansal araçlar (Paragraf
28-32)
UR30. Paragraf 28
yalnızca türev olmayan bileşik
finansal araçları ihraç edenler için
uygulanır. Paragraf 28 finansal
aracın hamili yönünden bileşik
finansal araçlara değinmez. TMS 39
saklı türev ürünlerin, borç ve
sermaye bileşeni içeren bileşik
finansal araçların hamilleri
açısından ayrıştırılmasını gösterir.
UR31. Adi hisseye
dönüştürülebilir bono gibi saklı
değiştirme hakkı olan ve başka
hiçbir saklı türev özelliği olmayan
borçlanma araçları, bileşik finansal
araçların sık rastlanan bir türüdür.
Paragraf 28, bu tür bir finansal
araç ihraç edenin, ilgili işlemin
borç ve özkaynak bileşenini
aşağıdaki belirtildiği üzere ayrı
ayrı bilançoda sunmasını gerektirir:
(a) İhraççının plana
bağlı faiz ve anapara ödemelerini
gerçekleştirme yükümlülüğü, ilgili
araç dönüştürülmediği sürece var
olan bir finansal borçtur. Borç
bileşeninin ilk muhasebeleştirmedeki
gerçeğe uygun değeri, sözleşmeyle
belirlenmiş gelecekteki nakit
akışlarının, karşılaştırılabilir
kredi statüsünde olan ve aynı
koşullar altında büyük ölçüde aynı
miktar nakit akışı sağlayan,
dönüştürme hakkı olmayan araçlara
piyasada uygulanan faiz oranı ile
iskonto edilmesi sonucunda
belirlenen bugünkü değeridir.
(b) Özkaynağa dayalı
finansal araç, borcu, aracı ihraç
edenin hisse senedine dönüştüren
saklı bir opsiyondur. Opsiyonun
gerçeğe uygun değeri, varsa, zaman
değerini ve uygulama fiyatı ile
piyasa fiyatı arasındaki farkı
(intrinsic value) içerir. Bu
opsiyon, asli değersiz (işleme
konulması halihazırda rasyonel
olmayan/out of money) olsa dahi ilk
muhasebeleştirmede bir değere
sahiptir.
UR32. Dönüştürülebilir
bir aracın vadesinde dönüştürülmesi
işleminde, işletme, aracın borç
bileşenini bilanço dışı bırakır ve
özkaynak olarak muhasebeleştirir.
Orjinal özkaynak bileşeni özkaynak
olarak kalır (özkaynak altındaki bir
kalemden bir diğerine aktarılmış
olsa dahi). Vade tarihinde
gerçekleştirilen dönüşüm işlemi bir
kazanç ya da kayıp doğurmaz.
UR33. Bir işletme
dönüştürülebilir bir aracı,
vadesinden önce erken geri satın
alma yoluyla ya da orjinal dönüşüm
imtiyazlarının değişmediği bir geri
satın alma işlemiyle sonlandırırsa,
işlem tarihinde, ödeme ya da geri
satın alma işlemindeki işlem
maliyetlerini ve ödenen karşılığı,
aracın borç ve özkaynak
bileşenlerine dağıtır. Ödeme
tutarının ve işlem maliyetlerinin
farklı bileşenlere dağıtımında
kullanılan yöntem, Paragraf 28-32
ile uygun şekilde, çevrilebilir araç
ilk ihraç edildiğinde işletmece elde
edilen tutarların ayrı bileşenlere
orjinal dağıtımında kullanılan
yöntemle uyumludur.
UR34. Ödeme tutarı bir
kez dağıtıldığında, ortaya çıkan
kazanç ya da kayıp, ilgili kaleme
uygulanan muhasebe ilkeleriyle
uyumlu olarak aşağıdaki şekilde
işlem görür:
(a) Borç bileşeni ile
ilgili kazanç ya da kayıp, kâr veya
zararda muhasebeleştirilir; ve
(b) Özkaynak bileşeni
ile ilgili olarak ödenen tutar,
özkaynakta muhasebeleştirilir.
UR35. İşletme, örneğin
belirlenen günden daha önce dönüşüm
halinde daha iyi bir dönüşüm oranı
teklif etmek ya da ek teminat vermek
gibi erken dönüşümü teşvik eden
unsurlar aracılığıyla
dönüştürülebilir aracın koşullarında
değişiklik yapabilir. Araç
hamilinin, koşulların değiştirildiği
tarih itibariyle, yeni koşullar
çerçevesinde aracın dönüşümünden
elde edeceği ödemenin gerçeğe uygun
değeriyle orjinal koşullarda elde
edeceği ödemenin gerçeğe uygun
değeri arasındaki fark, kayıp olarak
kâr veya zararda muhasebeleştirilir.
İşletmenin geri satın alınan kendi
hisseleri (Paragraf 33 ve 34)
UR36. Her ne sebeple
geri alınmış olursa olsun, bir
işletmenin özkaynağına dayalı
finansal araçlar finansal bir varlık
olarak dikkate alınmaz. Paragraf 33
özkaynağına dayalı finansal araçları
yeniden satın alan bir işletmenin
söz konusu araçları özkaynaktan
düşmesini gerektirir. Ancak örneğin
müşterisi adına kendi hisse senedini
elinde tutan finansal bir kurum
gibi, bir işletmenin başkaları adına
kendi hisse senedini elinde tutması
durumunda ortada bir acentelik
ilişkisi vardır ve dolayısıyla elde
tutulan söz konusu araçlar
işletmenin bilançosuna dahil
edilmez.
Faizler, temettüler, kayıp ve
kazançlar (Paragraf 35-41)
UR37. Takip eden örnek,
35 inci Paragrafın bir bileşik
finansal araca uygulanmasını
gösterir. Birikimli olmayan bir
imtiyazlı hisse senedinin beş yıl
içinde nakden geri satın alınmasının
zorunlu olduğunu, ancak geri satın
alma tarihinden önce temettü
ödenmesinin işletmenin tercihinde
olduğunu varsayalım. Bu tür bir
araç, borç bileşeninin geri satın
alma değerinin bugünkü değeri olduğu
bir bileşik finansal araçtır. Anılan
bileşendeki iskontonun itfası kâr ya
da zararda muhasebeleştirilir ve
faiz gideri olarak sınıflandırılır.
Ödenen her türlü temettü özkaynak
bileşeni ile ilgilidir ve
dolayısıyla kâr dağıtımı ya da zarar
olarak muhasebeleştirilir. Benzer
türden bir işlem, geri satın almanın
zorunlu olmadığı ancak araç
hamilinin ihtiyarında olduğu ya da
hissenin, sabit bir miktara ya da
sözleşme konusu değişkendeki
(örneğin ticari mal) değişikliklere
dayanan bir miktara eşit olacak
şekilde hesaplanan değişken sayıda
adi hisse senedine zorunlu olarak
çevrilebilir olduğu durumda da
uygulanır. Ancak ödenmeyen herhangi
bir temettü tutarının geri satın
alma tutarına eklenmesi durumunda,
aracın tamamı bir borçtur. Bu tür
bir durumda, tüm temettüler faiz
gideri olarak sınıflandırılır.
Finansal varlık ve borçların
birbirinden mahsup edilmesi
(netleştirilmesi) (Paragraf 42-50)
UR38. Finansal varlık
ve finansal borcun netleştirilmesi
için, işletmenin muhasebeleştirilmiş
tutarları netleştirebilmesi için
halihazırda uygulanabilir yasal bir
hakkının olması gerekir. Karşılıklı
işlemlerin netleştirilmesine imkan
veren anlaşmalarda ya da bazı rücu
edilmeyen borç türlerinde olduğu
gibi, işletmenin muhasebeleştirilen
tutarları netleştirmesi için koşullu
bir hakkı olabilir; fakat bu tür
haklar, genellikle karşı tarafın
yükümlülüğünü yerine getirememesi
gibi, ancak gelecekteki bir olayın
olması halinde uygulanabilir.
Dolayısıyla, bu tür anlaşmalar
netleştirme koşullarını sağlamaz.
UR39. Bu Standart,
"sentetik türev ürünler" olarak
nitelendirilen ve başka bir aracın
özelliklerini göstermesi için
edinilen ve elde tutulan birbirinden
bağımsız finansal araç grupları
açısından özel bir uygulama
gerektirmez. Örneğin, değişken
ödemeler elde edilmesini ve sabit
ödemelerde bulunulmasını içeren bir
vadeli faiz oranı takasıyla
birleştirilmiş uzun vadeli değişken
faizli bir borç, uzun vadeli sabit
faizli bir borç oluşturur. Birlikte
"sentetik türev ürün" oluşturan
finansal araçların her biri, kendi
kayıt ve koşulları olan, sözleşmeye
dayalı bir hak ya da yükümlülük
oluşturur ve her biri ayrı ayrı
devredilebilir ya da ödenebilir. Her
bir finansal aracın maruz kaldığı
risk, diğer finansal araçların maruz
kaldığı risklerden farklı olabilir.
Bu çerçevede, "sentetik türev
ürün"de yer alan finansal
araçlarından biri varlık diğeri borç
ise, anılan araçlar Paragraf 42’de
yer alan netleştirme kriterlerini
karşılamadıkları sürece
netleştirilmez ve işletme
bilançosunda net esasta gösterilmez.
Her bir finansal aracın önemli kayıt
ve koşulları hakkında kamuoyuna
açıklamada bulunulması gerekmekte
olup, işletmenin, bu açıklamalara ek
olarak, bireysel bazda araçlar
arasındaki ilişkinin niteliğine
yönelik açıklamada bulunması da
mümkündür.
Açıklama
Gerçeğe uygun değer farkı kâr veya
zarara yansıtılan finansal varlıklar
veya finansal borçlar (bakınız:
Paragraf 94(f))
UR40. İşletmenin bir
finansal borcu veya kredi ya da
alacağı (veya kredi ya da alacak
grubunu) gerçeğe uygun değer farkı
kâr veya zarara yansıtılan olarak
sınıflandırması durumunda, ilgili
finansal varlığın gerçeğe uygun
değerinde meydana gelen değişimlerin
kredi riskindeki değişimlerle
ilişkilendirilebilen kısmının
kamuoyuna açıklanması gerekir. Söz
konusu tutarı daha güvenilir olarak
gösteren alternatif bir yöntem
bulunmadığı sürece, ilgili tutarın,
finansal varlığın gerçeğe uygun
değerinde meydana gelen değişimin
piyasa riskine yol açan piyasa
koşullarındaki değişimlerle
ilişkilendirilemeyen kısmının
hesaplanması suretiyle belirlenmesi
gerekir. Piyasa riskine yol açan
piyasa koşullarındaki değişimler;
gösterge faiz oranları, mal
fiyatları, döviz kurları, veya fiyat
ya da oran endekslerinde meydana
gelen değişimleri içerir. Birim
birleştirici özelliği bulunan
sözleşmeler açısından, piyasa
koşullarındaki değişimler, ilgili
dahili veya harici yatırım fonunun
performansındaki değişimleri içerir.
Piyasa koşullarında meydana gelen
değişimlerden finansal borcu
ilgilendiren tek değişimin
gözlemlenen (gösterge) faiz oranında
meydana gelen değişim olması
durumunda, bu tutar aşağıdaki
şekilde hesaplanabilir:
(a) İşletme, ilk
olarak, borcun dönem başındaki
gözlemlenen piyasa fiyatını ve
sözleşmeye dayalı nakit akışlarını
kullanmak suretiyle ilgili borcun
dönem başındaki içsel getiri oranını
(internal rate of return) hesaplar.
Anılan getiri oranından dönem
başındaki gözlemlenen (gösterge)
faiz oranını çıkarmak suretiyle
içsel getiri oranının araca özgü
bileşenine ulaşır.
(b) Daha sonra, borcun
dönem sonundaki sözleşmeye dayalı
nakit akışları ile dönem sonundaki
gözlemlenen (gösterge) faiz oranı ve
(a)’da belirlenen içsel getiri
oranının araca özgü bileşeninin
toplamına eşdeğer bir iskonto
oranını kullanarak borç ile ilişkili
nakit akışlarının bugünkü değerini
hesaplar.
(c) Ardından, (b)’de
tespit edilen tutar, dönem
içerisinde söz konusu borca ilişkin
olarak ödenen veya elde edilen nakit
tutarlara göre düzeltilir ve
sözleşmeye dayalı nakit akışlarının
vadelerine bir dönem daha yaklaşmış
olmaları nedeniyle ilgili borcun
gerçeğe uygun değerinde meydana
gelen artışı yansıtmak üzere
arttırılır.
(d) Borcun dönem
sonundaki gözlemlenen piyasa fiyatı
ile (c)’de hesaplanan tutar
arasındaki fark, gerçeğe uygun
değerde meydana gelen değişimlerin
gözlemlenen (gösterge) faiz
oranlarındaki değişimlerle
ilişkilendirilemeyen
kısmı/tutarıdır. Açıklanacak olan
tutar bu tutardır.
Bu örnekte, gerçeğe
uygun değerde meydana gelen ve
aracın kredi riskindeki ya da faiz
oranlarındaki değişimlerden
kaynaklanmayan değişimlerin önemli
düzeyde olmadıkları varsayılmıştır.
Örnekteki aracın saklı türev ürün
içermesi durumunda, ilgili saklı
türev ürünün gerçeğe uygun değerinde
meydana gelen değişim, Paragraf 94
(h) (i) uyarınca açıklanacak tutarın
belirlenmesinde dikkate alınmaz.
EK 3
TFRS 7
Standardını 31/12/2006 tarihli
finansal tablolarında uygulamayan
işletmeler için, TMS 39 Standardının
sadece 31/12/2006 tarihli finansal
tablolarda uygulanacak olan
Paragrafları
Paragraf 1
"1. Bu Standardın
amacı; finansal varlıkların,
finansal borçların ve finansal
olmayan kalemlerin alım veya
satımına ilişkin sözleşmelerin
muhasebeleştirme ve ölçülmesine
yönelik ilkeleri belirlemektir.
Finansal araçlarla ilgili bilgilerin
sunumu ve açıklanmasına ilişkin
hükümler "TMS 32 Finansal Araçlar:
Sunum ve Açıklamalar" Standardında
yer almaktadır."
Paragraf 9’un
"gerçeğe uygun değer farkı kâr veya
zarara yansıtılan finansal varlık ve
finansal borçlar" alt başlığının (b)
(ii) den sonra gelen ilk Paragrafı
"TMS 32’nin 66, 94 ve
UR 40 ıncı Paragrafları, bir
işletmenin gerçeğe uygun değer farkı
kâr veya zarara yansıtılan olarak
sınıfladığı finansal varlık veya
finansal borçları hakkında, bunların
gerekli koşulları ne şekilde yerine
getirdiği de belirtilmek suretiyle,
kamuoyuna açıklamada bulunmasını
gerektirir. Anılan kamuoyuna
açıklamada bulunma yükümlülüğü,
yukarıda yer alan (ii) numaralı alt
Paragraf kapsamındaki araçlar
açısından, gerçeğe uygun değer farkı
kâr veya zarara yansıtılan şeklinde
yapılan bir sınıflamanın işletmenin
belgelendirilmiş risk yönetim veya
yatırım stratejisi ile ne kadar
uyumlu olduğuna ilişkin açıklamada
bulunulmasını da içerir."
Paragraf 45’in son
cümlesi
"İşletme, TMS 32
uyarınca kamuoyuna açıklanması
gereken bilgileri dipnotlarında
kamuoyuna açıklar."
Paragraf 48
"48. Bu Standart veya
TMS 32 Standardının uygulanması
açısından, bir finansal varlık veya
finansal borcun gerçeğe uygun
değerinin tespit edilmesi sırasında
işletme, Ek A Paragraf UR 69-UR
82’de yer alan açıklamaları dikkate
alır."
Ek A Uygulama
Rehberi Paragraf UR 29
"UR 29. Tek bir araçta
bulunan çoklu saklı türev ürünler,
genellikle, tek bir bileşik saklı
türev ürün olarak kabul edilirler.
Buna karşılık, özkaynak olarak
sınıflandırılan saklı türev ürünler
(bakınız: TMS 32 Finansal Araçlar:
Açıklamalar ve Sunum) varlık veya
borç olarak sınıflandırılanlardan
ayrı olarak muhasebeleştirilirler.
Buna ek olarak, bir finansal aracın
birden fazla saklı türev ürün
içermesi ve söz konusu türev
ürünlerin farklı risklerle ilgili
olmaları ve istenildiğinde
ayrıştırılabilir ve birbirlerinden
bağımsız olmaları durumunda,
birbirlerinden ayrı olarak
muhasebeleştirilirler."
————————
1 Bu
Standartta yer alan parasal tutarlar
“para birimi (PB)” olarak ifade
edilmiştir.
2 Bu
Rehberde yer alan parasal tutarlar
“para birimi (PB)” olarak ifade
edilmiştir.
3 Bu
durum türev ürünlerin tamamı için
değil ancak çoğunluğu için böyledir;
orneğin farklı para birimlerine
ilişkin bazı vadeli faiz oranı
swaplarında anapara başlangıçta el
değiştirir (ve vadesi geldiğinde
yeniden el değiştirir). |