Türkiye'nin Muhasebe Rehberi   I  Yayınlanan En Son Mevzuatlar  I  2010 Vergi Takvimi  I   2010 Yılı Muhasebe Uygulamaları  I  Beyanname Rehberi  
Ana sayfa Yasal Uyarı Künye Danışma Hattı Güncel Bilgi Arşivi

      Çalışma Hayatı Rehberi

 MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   18 EKİM 2010

  Vergi Rehberi 

  2010 Çalışmaları 
  2010 Pratik Bilgiler 
  Staj - Stajyer Rehberi
  Maliye Rehberi
  BEŞ DAKİKA ARA !...
  Makale Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi  

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

 

 
   

HİLE NEDİR, ENGELLENEBİLİR Mİ? ÇALIŞAN HİLELERİ VE HİLE DENETİMİ

İşletmeler günümüzde -beyaz yakalı suçları da denilen- bir takım mesleki hile ve güveni kötüye kullanma yöntemleriyle çalışanları tarafından çeşitli kayıplara uğratılmaktadır.

Yapılan araştırmalara göre bu kayıplar her yıl işletme karlarının takriben %3 ila %7’si’ne tekabül eden ciddi rakamlara ulaşmaktadır. Bu duruma düşen işletmeler, hilenin varlığını uzun zaman sonra fark etmekte ve pek çokları da hiçbir zaman ortaya çıkaramayacakları bir hile ve suiistimal girdabında kaybolup gitmektedirler.

Bütün bu gerçeklere ve hile ve suiistimalin işletmeleri neredeyse iflasın eşiğine sürüklemesine rağmen bu tip beyaz yakalı suçlarının ortaya çıkarılamama nedeni ne olabilir?

En kısa ve öz şekliyle bu sorunun cevabı, ‘hilenin varlığına dair en ufak bir şüphenin ve belirtinin görülmemesidir’. Zira çalışan faaliyetleri, işletme yöneticileri ve ya sahipleri tarafından itinayla ve sürekli olarak izlenmesine rağmen var olan hile görülememekte ve ortaya çıkarılamamaktadır. Bunun en önemli nedeni hile yapan çalışanın bulunduğu konum itibariyle her türlü donanım ve bilgiye sahip olması ve bu sebeple kendisini denetleyen yöneticisine karşı çok daha avantajlı bir durumda bulunmasıdır. Ayrıca konumunu suiistimal eden bu gibi çalışanlar gece gündüz hile faaliyetini planlamak ve yeni stratejiler oluşturmakla meşguldürler. Şimdiye kadar sayılan nedenler hep hileyi irtikap eden çalışanın faaliyetleriyle bağlantılı olmakla beraber, iş sahibinin ve ya yöneticilerin hilenin ortaya çıkarılması için bu konuda ehliyetli adli muhasebe uzmanlarınca hile odaklı bir denetim gerçekleştirmemesi de hilenin gizli kalmasının bir başka nedenidir.

Hile denetimi, işletmenin insan kaynakları, satın alma, pazarlama ve muhasebe gibi tüm bileşenlerini içine alan ve hali hazırdaki vergisel denetimlerden çok daha farklı bir denetimdir. Vergi odaklı ve tamamen eldeki verilerle işletme kar ve zararını –ki bu veriler çoğu zaman hile yapan çalışan tarafından sağlanmaktadır- hesaplamaya yönelik geleneksel denetim ve muhasebe sistemi, maalesef hileyi ortaya çıkarmakta yeterli olamamaktadır.

‘O benim en yakın adamımdı.’
‘Ona her şeyimi emanet etmiştim.’
‘O, bunu yapabilecek son kişi bile değildi.’

İşte hile denetimleri neticesinde ortaya çıkarılan acı gerçeklerden sonra işletme sahiplerinden en çok duyulan sözler.

Toplumumuzun kültürü geçmişten gelen sadakat, iyi niyet, hoşgörü ve burada sayılamayacak kadar çok erdemle bezendiğinden, profesyonellikten uzak esnaflık yapısı aşırı güven duygusunu desteklemekte, hile ve suiistimal gibi olayların konuşulması dahi bir utanç vesilesi sayılmaktadır. İnsanımız böyle durumları mevzu bahis etmekten mümkün olduğunca uzak durmaktadır. Ancak bugün, profesyonel çalışmalar ve yapılan hile denetimleri ispatlamıştır ki, ‘Güvenin olmadığı yerde, zaten hile de olamaz’. O halde körü körüne güven duymak, zaman içinde istemeden canavar yaratmaktır. Elbette ki güven, iş dünyasının en başta gelen gereksinimlerindendir. Fakat güveni sürekli olarak bir denetleme mekanizmasından süzerek hile riskini minimum seviyelerde tutmak gerekmektedir. Amerika ve Avrupa’da uzun yıllardan beri gündemde olan ve işletmelerin ayrılmaz bir unsuru olan hile denetimi, artık ülkemizde de iş dünyasının vazgeçilmez bir yardımcısı olmakta, hile ve suiistimallere maruz kalan firmalar için adeta cankurtaran vazifesi üstlenmektedir.

Hile ve suiistimallerin gerçekleşmesinin önüne geçmek, bu olayları ortaya çıkarmak kadar önemlidir. Sağlam bir iç kontrol sistemi ile dışarıdan sağlanacak bağımsız ve tarafsız bir denetimin varlığı şirketlerde hileyi asgari seviyelere çekmeye hizmet edecektir. www.muhasebenet.net

Kurulacak iç kontrol sistemi, çalışanların anlayabilecekleri ve uygulayabilecekleri açıklıkta, işletmenin yapısına ve amaçlarına uygun bir standartlar dizisi şeklinde makul olmalıdır. Zira standartların çok yüksek tutulması farkında olmadan çalışanlara iki seçenek bırakılmasına neden olacaktır: İşi savsaklamak ya da yalanlar uydurmak.

Çalışanlara hile yaptığında elde edeceği menfaatlerin, hilesi ortaya çıkarıldığında kaybedeceklerinden daha büyük olmadığı yönünde bir kanaat kazandırılırsa, işletmenin hileye maruz kalma olasılığı ve riski daha da azalır.

ACFE (Association of Certified Fraud Examiners), iki yılda bir yayınladığı hile raporuna bu yıl Türkiye’yi de dahil etmiş ve hile vakaları açısından kıtalar bazında yaptığı sıralamada ülkemiz Asya ülkeleri arasında 20 vaka ile 6. sırada yer almıştır. Bu sıralamanın tespit edilen hileler arasından sadece ACFE’ye bildirilen hilelerden teşekkül etmiş olduğu gerçeği, dikkat edilmesi gereken bir husustur. Ülkemizde henüz tam anlamıyla yaygın bir hile denetimi olmadığı da göz önüne alındığında, bu rapor sonuçları daha anlamlı bir hal alacaktır. www.muhasebenet.net

İş ve finans dünyası’nda konuya vakıf uzmanlar gözetiminde yapılacak çalışmalar hileye karşı işletmeleri daha dirençli hale getirecektir.

İsmail AKI
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Adli Muhasebeci
ismailaki@fcsconsultancy.com
Yasal Uyarı
 
   

 
 

 

 

 
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght  © 2005-2010 www.muhasebenet.net www.muhasebenet.com. Her hakkı saklıdır.