Muhasebe  

Maliye

Vergi

Yasal Uyarı

Vergi Takvimi

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :  23 Aralık  2009

   Ana sayfa

   2010 Çalışmaları

   2010 Pratik Bilgiler

   Staj - Stajyer Rehberi

   Kanun-Mevzuat Rehberi

   Sosyal Güvenlik Rehberi

   Muhasebe Bilgi Rehberi

  Tekdüzen Hesap Planı

 

 

 


 

BİNEK OTOMOBİLLERİNİN ALIMINDA YER ALAN ÖTV VE KDV’NİN DÖNEM SONU İŞLEMLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
 

I- GİRİŞ

Bilindiği üzere dönem sonu işlemleri, belli bir tarih itibariyle işletmenin mali tablolarının doğru oluşturulması ve işletmenin ticari ve mali karının yasalar uygun tespiti açısından varlık ve kaynakların envanteri ila bu varlık ve kaynakların değerleme işlemine tabi tutulmasıdır. Değerleme işlemine bu açıdan bakıldığında iki aşamadan geçtiği görülmektedir. Birinci aşamada değerlemeye konu iktisadi kıymetlerin tespiti, ikinci aşama ise bu tespit edilen iktisadi kıymetlerin değerleme günü itibariyle değerinin takdir ve tespitidir.

Gelir ve Kurumlar vergileri gibi kazanç ve irat üzerinden alınan vergilerde, iktisadi kıymetlere ait değerler, vergi matrahının oluşumunu doğrudan etkiler. Özellikle, vergi sistemimizde olduğu gibi, kazancın tespitini öz sermaye mukayesesine bağlayan sistemlerde vergi matrahı, dönem sonu ve dönem başında işletmeye dâhil iktisadi kıymetlerin değerleri esas alınmak suretiyle tespit edilir.

Muhasebe ve işletmecilik yönünden iktisadi kıymetlerin değişik ölçülerde değerlenmesi mümkündür. Ancak bunlar vergi uygulaması bakımından dikkate alınmazlar. Değerlemenin vergi matrahının tespiti ve dolayısıyla alınacak vergi yönünden arz ettiği önem paralel olarak, değerleme esas ve ölçüleri vergi hukukunda belli ve özel kurallara bağlanmıştır.

Vergi Usul Kanunu’nun 258 ve 259. maddelerinde değerleme, “vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilin gün ve zamanlardaki değerlerin tespiti ’’ şeklinde tamamlanmıştır. Vergi Usul Kanunu’nun 258 ve devam eden maddelerinde her bir aktif ve pasif kıymetin nasıl değerleneceği hüküm altına alınmıştır. VUK’nın 260. maddesine göre; değerlemede iktisadi kıymetlerden her biri tek başını dikkate alınır. Teamülen aynı cinsten sayılan malların ve düşük kıymetli müteferrik eşyanın topluca değerlenmesi mümkündür.

Vergi Usul Kanunu’nun 261. maddesinde, değerleme; iktisadi kıymetin nevi ve mahiyetine göre, maliyet bedeli, borsa rayici, tasarruf değeri, mukayyet değer, itibari değer, vergi değeri, rayiç bedel ve emsal bedeli ve ücreti ölçülerden biri ile yapılır.

Binek otomobilleri maliyet bedeli ile değerlenir. Binek otomobillerinin alımında Katma Değer Vergisi Kanunu ve Özel Tüketim Vergisi Kanunu çerçevesinde hesaplanan ve fatura üzerinde yer alan ÖTV ve KDV’yi maliyet veya gider unsuru olarak dikkate almak suretiyle değerlendirmelerine ilişkin hususlar makalemizin konusunu oluşturmaktadır.

II- BİNEK OTOMOBİLLERİNDE DEĞERLEME

Vergi Usul Kanunun 269. maddesine göre; iktisadi kıymetlere ait bilumum gayrimenkullerle, gayrimenkullerin mütemmim cüzü ve teferruatı ile tesisat ve makineler, gemiler ve diğer taşıtlar, gayri maddi haklar maliyet bedeli ile değerlenir. Maliyet bedeli, VUK’nın 262. maddesinde, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder. Maliyet bedeli ile değerlenecek iktisadi kıymetler; Arazi ev arsalar, yeraltı ve yerüstü düzenleri, binalar, tesis, makine ve cihazlar, demirbaşlar, diğer maddi duran varlıklar, yapılmakta oturan yatırımlar ve taşıtlardır. Maliyet bedelinin oluşumu ile maliyet bedeline eklenmesi gereken giderler açısından binalar, gemiler, tesisat ve makinelerle taşıtlar aynı hükümleri taşır . Gayrimenkullerin, satın alma bedeli yanında; makine ve tesisatta gümrük vergiler, nakliye ve montaj giderler, mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsanın tesviyesinden doğan giderler, maliyet bedelini oluşturur.

V.U.K.’nun 272. maddesine göre; gayrimenkulü genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak, ömrünü uzatmak suretiyle yapılan giderler maliyet bedeline eklenir .
Ancak, normal bakım, onarım ve temizleme giderleri maliyet bedeline eklenmez direk gider olarak dikkate alınır.
Binek otomobiller, taşıt olarak maliyet bedeli ile değerlenir, diğer maliyet bedeli ile değerlenen iktisadi kıymetlerde olduğu gibi, binek otomobilin alınması sırasında ödenen kur farkları ve kredi faizleri iktisadi kıymetin aktife girdiği tarihe ait dönemde maliyetine eklenir . Takip eden dönemlerde ise maliyete eklenmesi veya doğrudan gider yazılması ihtiyaridir.

Söz konusu madde çerçevesinde, noter giderleri, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon giderleri, emlak vergisi, özel tüketim vergisi, faaliyet konusu bunların işletilmesi ile ilgisi olmayan binek otomobili KDV’si maliyet bedeline eklenmesi veya dorudan gider yazılması serbestliği bulunmaktadır.

Binek otomobillerine ilişkin KDV ve ÖTV gider yazılması veya maliyet bedeli olarak dikkate alınması açısından durum özellik arz etmektedir.

III- BİNEK OTOMOBİLLERİNE İLİŞKİN ÖTV VE KDV’NİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Katma değer vergisinde esas itibariyle indirim mekanizmasına dayanan bir vergilendirme şekli olup, taşıtların alımı sırasında ödenen Katma Değer Vergisi, KDVK’nın 29. maddesine göre ve bu maddede belirtilen şartlar çerçevesinde, ilgili dönem KDV beyannamesinde indirim olarak dikkate alınır. Aynı kanunun 30/b maddesinde ise faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi faaliyeti kapsamında satın alınan binek otomobilleri hariç işletmelerin aktiflerine kaydettikleri binek otomobillerine ait KDV indirim konusu indirim konusu yapılamamaktadır.

Bu kapsamda indirilemeyen Katma Değer Vergisi, V.U.K.’nun 270. maddesi çerçevesinde, maliyet veya gider unsur olarak dikkate almaları ihtiyari olup, mükelleflerin seçimine bırakılmıştır. Maliye Bakanlığı, binek otomobillerine ait olup indirilemeyen KDV’nin doğrudan gider yazılması veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmasının bir sakınca olmadığı görüşündedir .

Binek otomobillerin satın alınması sırasında faturada ayrıca hesaplanan ve KDV’ninde matrahını oluşturan ÖTV’nin gider yazılması veya maliyete ilave edilmesi hususunda 5035 sayılı yasa ile V.U.K.’nun 270. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklikle mükelleflere ihtiyarilik getirilmiştir. Bu doğrultuda mükellefler binek otomobillerine ait ÖTV’yi gider yazabilecekleri gibi maliyete eklemek suretiyle amortismana da tabi tutabileceklerdir.

IV- SONUÇ

İşletmelerin dönem sonunda yapacağı işlemler açısından, dönem başında “vergi planlaması” yapması, vergi kaçırmaya teşebbüs etmek yerine vergi avantajlarını kullanmak suretiyle son düzenlemeler çerçevesinde yapılan vergi oranlarındaki indirimlerini de dikkate alarak dönem içerisinde de “vergi yönetimi” yapması dönem mali karının tespiti açısından önem arz etmektedir. Bu çerçevede değerlendirildiğinde, mükelleflerin binek otomobillerine ait ÖTV ve KDV’yi seçimlik olarak gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alması, otomobilin satın alındığı dönemde çıkan mali karın büyüklüğüne bağlı olacaktır.

Bugün vergi mükellefleri, Maliye Bakanlığı’nın hızlı bir şekilde vergi oranlarındaki indirimlerine göstereceği en önemli yaklaşım vergi avantajlarını en iyi şekilde kullanarak vergi kaçırmaya yönelik davranışlarına en geniş manada son vermeleri beklenmektedir.

KAYNAKÇA
KIRIKTAŞ, İlhan; “Yıl Sonu İşlemlerinde KDV Yönünden Özellik Taşıyan Durumlar” Yaklaşım Yayımları, Yıl:15, Say:169, Ocak–2007

KÜÇÜK, Sema; “Değerleme ve Dönem Sonu işlemleri” Yaklaşım Yayımları, Yıl:15, Say:169, Ocak–2007

TUĞLU, Ali; “Amortismanlarda Özellik Arzeden Durumlar” Yaklaşım Yayımları, Yıl:15, Say:169, Ocak–2007


Mükelleflerin söz konusu madde çerçevesinde ÖTV’yi gider yazmaları veya maliyete atmaları sadece binek otomobilleri için değil ÖTV’ye tabi diğer iktisadi kıymetleri içinde geçerlidir.

Yrd. Doç. Dr. Keramettin TEZCAN
Ç.Ü. Hukuk Fakültesi Dekan Yrd.
www.muhasebenet.net

23.12.2009

    
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2010  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.