Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE MAKALELER :   25 Aralık 2009

  Ana sayfa

  2010 Yılı Çalışmaları

  Pratik Bilgiler

  Staj - Stajyer Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

  Muhasebe Bilgi Rehberi 

 Tekdüzen Hesap Planı

 

 

 


Mahmut SUÇİÇEK

Vergi Denetmeni


mahmutsucicek@gmail.com

www.vergisigorta.com

 

Maliye’de KOD Uygulaması

 

İlk bakışta kayıtdışılığı azaltmak amacıyla uygulamaya konulan  “Vergide KOD Sistemi”, özellikle olumsuz  yönleri vurgulanarak son zamanlarda medyada sıklıkla yer almaktadır. Kod’a alınan firmalarla iş yapan diğer firmalar da riskli gruba gireceklerinden ticari ilişkilerini bu mükelleflerle kesme yoluna gitmektedir. Bu yüzden iş dünyası temsilcilerinden uygulamaya yönelik sert eleştiriler gelmektedir. 

Yapılan incelemelerde sahte belge faaliyetlerinin esas amacının, yersiz KDV indirimleri yaparak vergi ödememek, diğer taraftan iadeye tabi işlemlerde KDV’leri ödenmiş gibi gösterip haksız iade almak  olduğu ortaya çıkmaktadır. İşte Kod sisteminin merkezinde,  KDV iade ve indirim işlemleri yer almaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki buna benzer düzenlemeler daha önce yapılmıştı. KDV indirim ve iade sistemini ayrıntılı olarak düzenleyen 84 nolu KDV Genel Tebliği’nde,  alt firmalarında olumsuz tespit bulunan mükelleflerin iade taleplerinin ancak inceleme sonucu yerine getirileceği ve buna benzer  kısıtlamalar-düzenlemeler başlıklar halinde yer almaktaydı. Şimdi ise adı geçen tebliğ esas alınmak suretiyle pratikte uygulamaya geçilmiştir. Şu an sadece birkaç Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından uygulanmakta olup, sistemin, alınacak neticelere göre diğer vergi dairesi başkanlıklarında da devreye girmesi beklenmektedir.  

Uygulama özetle şu şekilde olmaktadır;  mükelleflere gönderilen yazılarda kullanmış oldukları fatura ve belgeler yüzünden KOD’a alındıklarını, kullandıkları belgelerdeki KDV’leri beyan edip ödemeleri gerektiği, aksi taktirde KDV iade alacağı olanların iadelerinin ödenmeyeceği, diğer mükelleflerin ise  incelemeye sevk edilecekleri belirtilmektedir. Bunun sonucunda, mükelleflerin bu belgeleri kayıtları arasından çıkarmaları ve KDV beyanlarını düzeltmeleri halinde iade taleplerinin yerine getirilmesi sağlanmaktadır. İade talebi olmayan diğer mükelleflerin de, daha önce indirim konusu yapılan KDV’leri düzeltme şartıyla, herhangi bir incelemeye sevk işlemi yapılmamaktadır. 

Kod sistemi uygulamaya ilk girdiğinde üniversite yıllarındaki makro iktisat derslerini ve bu derslerde incelediğimiz ekonomik istikrar için uygulanan programları hatırladım. Özellikle enflasyonla mücadelede hızlı ve kalıcı sonuç elde etmek isteyen bazı ülkeler sıkı politikaları ve sert tedbirleri içeren  heterodoks programları uygulamaktaydı. Bu programları yüksek ve devamlı seyreden  enflasyonun yaşandığı ülkeler tercih etmekteydi ve bu yönüyle bakıldığında,  ülkemizde de kronik bir hal almış sahte belge düzenleme ve kullanımının üstesinden gelebilmek için benzeri politikaların devreye sokulması doğaldı. 

Uygulamanın ilk sonuçlarına baktığımızda ilk problemlerini de müşahade etmek olanak dahilinde olmaktadır.  

Herşeyden önce Kod uygulamasında hukuki bir zemin aksaklığı gözlemlenmektedir. Mükellefleri belirli kıstaslara göre kategorize ederek Kod’a almak için herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle yasal dayanağı olmayan bir uygulama hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmamaktadır.  

Bu konuyla ilgili olarak kendileri ile görüşme yapılan ve genellikle vergi sistemine uyum gösteren mükelleflerin endişelenme riski vardır. Bugüne kadar edinilen izlenimlere göre, bu mükellefler gerçekten endişelenmektedirler. 

Sırf adresinde bulunamayan bir mükellef dolayısıyla, bundan alış yapan firmaların kod’a alınması mükelleflerin ticari işlemlerini aksatmaktadır. Hatta mükelleflerin ticari hayatı bile risk altına girmektedir.  

Diğer önemli bir hususta; mükellefler, mal aldıkları kişilerin Kod’da olup olmadıklarını bilmemektedirler. Mükelleflerin bunu bilmelerine imkan tanıyacak düzenlemelerin idare tarafından yapılması gerekmektedir.   

Sistem genel olarak yukarıda saydığımız sorunları barındırmaktadır. Akademisyenler ve uzmanların bu konudaki görüşleri de, genellikle yukarıda bahsettiğimiz konular çerçevesinde tartışılmaktadır.  Zaten Gelir İdaresi’den son dönemde uygulamada aksaklıkların giderileceği ve esnekliğin sağlanacağı noktasında, konuyu tekrar ele alacağı şeklinde sinyaller gelmektedir.  

Özetle Kod uygulamasının çok dikkatli ve gerekli esnekliği içerecek şekilde uygulanmasının uygun olacağı kanaatindeyiz. Aksi takdirde, tarımda DDT kullanılan dönemleri hatırlamak durumunda kalıyoruz. Haşerelerle mücadele için bu tür zehirlerin kullanılmış ve sonunda zararlıların yok edilmesiyle birlikte tüm canlı hayatının yok olması kabilinden sonuçlar doğmuştur. 

 Vergi sistemimizdeki Kod türü sert tedbirlerin de, sahtecilerin yanında dürüst mükellefleri yok edici sonuçlar doğurması olasılık dahilindedir. Bunun için ekonomik taraflarla gereken müzakereler yapılmalı, mükellef temsilcilerinin ve meslek mensuplarının görüşleri dikkate alınarak mükellef hakları bildirgesinin gerekleri yerine getirilmelidir.

Mahmut SUÇİÇEK

Vergi Denetmeni
mahmutsucicek@gmail.com

www.muhasebenet.net

www.vergisigorta.com

25.12.2009

Diğer makaleleri

 
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2010  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.