Muhasebe  

Maliye

Vergi

İletişim

Vergi Takvimi

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :  09 Haziran 2009

   Ana sayfa

   2009 Çalışmaları

   2009 Pratik Bilgiler

   Staj - Stajyer Rehberi

   Kanun-Mevzuat Rehberi

   Sosyal Güvenlik Rehberi

   Muhasebe Bilgi Rehberi

  Tekdüzen Hesap Planı

 

 

 


 

Vergi incelemeleri ve aramaları
 

Tarafıma gelen sorulara uzun zamandır cevap veremedim. Gelen soruların çeşitliliğine bakıldığında zaten hepsine de cevap vermem maalesef mümkün değil. Bununla birlikte, mümkün olduğunca, ortak nitelikteki soruları bir araya getirmeye çalışarak cevap vermek istiyorum. Biraz şaşırtıcı olmakla birlikte ortak noktalardan bir tanesi daha önce de çeşitli vesilelerle belirttiğimiz arama ve inceleme konularında. Anlaşılan bu konu yapılan çalışma ve açıklamalara rağmen uygulamada problem yaratmaya devam ediyor.

Mükellefler konuyu doğal olarak iki açıdan merak ediyor. Bir tanesi hukuken nelerin doğru olduğu, ikincisi ise yapılan bazı uygulamalara karşı ne gibi hukuk yolları olduğu ve kendi haklarının hukuken korunup korunmadığı. Uygulamada karşılaşılan sorunlar, mükelleflerce anlaşılabildiği ve anlatılabildiği ölçüde, genellikle inceleme sırasında görevlilerin davranışları üzerine odaklanıyor. Bu davranışlara karşı sorulan sorular ve verilen cevaplar da konunun yeniden açıklanmaya muhtaç olduğunu gösteriyor.

Her şeyden önce vergi inceleme ve aramaları hem idare hem de mükellefler bakımından bazı ödevler getirmektedir. Amaç vergi yükümlülüğünün doğru bir biçimde yerine getirilmesini sağlamak ve bu amaçla bilgi birikimi sağlamak olduğuna göre bu konuda doğruları gösterecek temel düzenlemeler de esas alınmalıdır. Bu düzenlemeler başta uluslararası sözleşmeler olmak üzere, anayasa, uluslararası anlaşmalar ve kanunlarla bağlayıcı yargı kararlarıdır. Bunların yanında çeşitli talî kurallar da bulunmaktadır.

Bu düzenlemeler kapsamında inceme sırasında mükellefler idare tarafından kendilerinden talep edilen bilgi ve belgeleri inceleme elemanına sağlamak zorundadır. Bu konuda Vergi Usul Kanunu'nun inceleme konusundaki 134 vd. maddeleri ile arama konusundaki 142 vd. maddeleri hükümleri çerçevesinde hareket edilmesi gerekmektedir. İnceleme kural olarak 139. madde çerçevesinde işyerinde yapılacağından gerekli uygun mekânı da kendilerine tahsis etmelidirler. Kanunda incelemelerin ne zaman işyerinde değil, idarenin binasında yapılacağı belirlenmiş bulunmaktadır. Bu durumlar dışında mükellefin inceleme için idareye gitme zarureti bulunmamaktadır. Bununla birlikte uygulamada idarenden çekindikleri için bu taleplerini söyleyemediklerini belirtenler için yapacak bir şey yok. Kanundan doğan bir hakkınızı kullanmak tamamen size bağlı. Ama genel olarak Maliye ile mükellefler arasında korkuya dayalı bu ilişki mevcut. Bu konuda mükellef odaklı olma iddiasında olan idarenin de durumu yeniden değerlendirmesi gerekmektedir.

İnceleme konusunda inceleme elemanları mükellefe neden söz konusu işlemin yapıldığını açıklamak zorundadır. Mükellefe ayrıca uluslararası sözleşme ve yargı kararları çerçevesinde inceleme ve aramalar sırasında haklarının da açıklanması zarureti bulunmasına rağmen şu anda bu konu ülkemiz için maalesef lüks olarak görülmektedir. İnceleme elemanları idarenin kendi iç yazışmalarında da açıkladığı üzere mükellefe karşı olan davranışlarında özenli olmak zorundadır. Mükellefe sanki vergi kaçırmış gibi davranmamalıdır. Bu durum ancak bir yargı kararı ile belirlenecek olup, yapılan iş sadece bir tespitten ibarettir. Ayrıca mevcut şartların da dikkate alınması ve işyerinde mükellefi rencide edecek söz ve davranışlardan kaçınılması gerekmektedir. Bu konuda sanırım, her iki taraf bakımından da, toplumda gerekli asgari nezaket kurallarına uymak sorunları önleyecektir. Hukuki bir değeri olmasa da mükellef hakları bildirgesinde de bazı ifadeler bulunmasına rağmen uygulamaya yansımadığı doğrudur. Bu konuda gerekli önlemleri idare alacaktır.

Aramalar bakımından daha farklı sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Öncelikle şahsi eşyalara el konması mükellefler bakımından her zaman problem yaratmaktadır. Arama yapanların davranışlarındaki farklılıklar idare bakımından da sonradan onarılamayacak sonuçlara yol açmaktadır. Aramalar esnasında alınması gerektiğine karar verilen şeylerin alınma yöntemleri bazen açıklanamayacak kadar hatalıdır. Bu durum karşısında idarenin bu konuda gerekli eğitimleri ne şekilde ve kimler tarafından verdiğinin de sorgulanması gerekmektedir. Arama sırasında uyulacak kuralların belirlenmesinde uluslararası düzenlemelerde belirtilen ilkelerin bu işlemleri yapanlara öğretilip öğretilmediğinin ve öğretilenlerin doğru olup olmadığının da kontrol edilmesi gerekmektedir. El konulan eşyaların saklanması konusunda ise bırakın uluslararası kuralları kendi düzenlemelerimizin bile yerine getirilmediği görülmektedir. Anlatılanlar her defasında benzer noktalara işaret etmektedir.

Arama ve incelemeler sırasında gerek davranış kuralları ve izahatlar, gerekse yapılan işlemler bakımından istenmeyen ve hoş olmayan bir davranıla karşılaşıldığında veya kanun hükümlerine aykırı bir uygulama görüldüğünde ne yapılmalıdır? Bu konuda birkaç davranış şekli tercih edilebilir. Mektuplardan anladığım kadarıyla hiçbir şey yapmamak en fazla tercih edileni. Bu durumda zaten bir şey söylemenin de yararı yok. Siz kanundan doğan ödevlerinizi yerine getirdiyseniz yine kanundan doğan haklarınızı da gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz. Aksi halde saklayacak bir şeyiniz var ve bu nedenle haklarınızı kullanmıyorsunuz intibaı yatarmış olursunuz. İdareye şikâyette bulunmak bir başka yol. Eğer ilgili görevlinin davranışlarının doğru olmadığını düşünüyorsanız bunu bildirebilirsiniz. Mükellef hakları ile ilgili birimler yanında şikâyet telefonları da var. Sonuç alıp almayacağınızı bilemem. Bu tamamen karşı tarafın iradesine bağlı. Ama denemek gerek. Bunun yanında yargı yolu da her zaman açık. Arama ve incelemeler sırasında bazı haklarınız ihlal edilmiş ise, inceleme elemanın ile sorunlar yaşıyorsanız ve diğer yollardan bir sonuç alamadıysanız veya kullanmak istemiyorsanız yargı her zaman bir seçenek. Tek sorun uzun zaman alması. Ayrıca şartları varsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi uluslararası koruma yolları da kullanılabilmektedir.

Son olarak inceleme görevinde bulunan kişilerin yetiştirilmesi meselesi yoruma açık. Her meslekte olduğu gibi iyiler ve kötüler olması mümkün. Görevini kötüye kullananlar veya üslubu doğru olmayanlar hep olacaktır. Bunun yanında dürüst, mesleğini seven, mükellef haklarına saygı duyan, alanında iyi insanlar daha fazla, en azından benim bildiklerim. Bu bir zaman, gelişme, eğitim meselesi. Mükellef ve idare vergi ilişkisini hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı çerçevesinde yürüttüğü, karşılıklı ödev ve haklarını yerine getirdiği ölçüde vergi ilişkisi de gelişecektir. Burada mükelleflere düşen ödevlerini yerine getirip haklarını talep etmesi, idareye düşen ise hem mükelleflerin bu haklarının korunması hem de sağlıklı bir vergi sistemi kurabilmesi bakımından teori ve uygulamayı birbirine uydurabilmesi, kendi yapılanmasını yeniden gözden geçirmesi ve çalışanlarına verdiği eğitimleri yeniden düşünmesi gerekmektedir. Belirtilen problemler bütünüyle dikkate alındığında uygulamada vergi idaresine karşı ciddi bir güvensizlik olduğu görülmektedir. Bu durum da ancak haklara saygı ve bunun eğitimi ile düzeltilebilecektir.

Hakan ÜZELTÜRK

Dünya/09.06.2009

 

  
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2009  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.