

|

|
Sevk
İrsaliyesi ve Özellikli Durumlar |
Sevk irsaliyesi müessesi 2365 sayılı kanunla
Vergi Usul Kanununun 230 maddesinin 5. bendine
parantez içinde eklenen bir hükümle ihdas
edilmiştir. Söz konusu parantez içi hükme göre:
“Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı
tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı
hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı
tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde
alıcının, taşınan veya taşıttırılan mallar için
sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta
bulundurması şarttır.” denilmektedir. İlgili
maddenin gerekçesinde ise; “Fatura nizamının
maddi mal hareketi vasıtası ile kontrolünü temin
için, satılan malın teslim tarihinin yazılması
ve bu amaçla sevk irsaliyesinin
düzenlenmesidir.” Denilmektedir. |

Mustafa ORHAN |
Vergi denetmeni |
|
|
Maliye
Bakanlığı sevk irsaliyesi kullanımıyla ilgili
uygulamanın usul ve esaslarını daha sonra yayımladığı
167, 173, 206, 232, 246, 253, 345 ve 379 Sıra No’lu
V.U.K Genel Tebliğlerinde belirlemiştir. Biz bu
yazımızda sevk irsaliyesi müessesi ile ilgili genel
düzenlemelere yer verecek, ayrıca bazı özellikli
durumları mukteza ve Danıştay karar örnekleri ile
beraber değerlendireceğiz.
A- GENEL DÜZENLEMELER
1- Sevk İrsaliyesini Düzenleyecekler:
Sevk irsaliyesini düzenleyecek olanlar Vergi Usul
Kanunu’nun 230. maddesinin 5 numaralı bendinde
belirtilmiştir. Buna göre; malın alıcıya teslim edilmek
üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı
hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından
taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan
veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi
düzenlemesi ve taşıtta bulundurması şarttır.
Malın alıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı
durumda sevk irsaliyesi düzenleme zorunluluğu alıcıya
aittir. Ancak, tarafların (alıcı-satıcı) bu konuda
uzlaşmaları halinde, sevk irsaliyesi satıcı tarafından
da düzenlenebilecektir. Bu durumda alıcının ayrıca sevk
irsaliyesi düzenlenmesi gerekmemektedir. Bu hususta 246
sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yapılan
düzenlemede; taşımanın alıcı tarafından yapılması
durumunda, yapılan denetimlerde sevk irsaliyesi
düzenlenmediğinin tespiti halinde ceza alıcı adına
kesilecektir. Alıcı ile satıcı arasında varılan
mutabakat neticesinde taşımanın alıcı tarafından
yapılması ancak sevk irsaliyesinin satıcı tarafından
düzenlenmesi halinde sevk irsaliyesinde tarih,
müşterinin adı veya ticaret ünvanı, adresi, vergi
dairesi, vergi numarası, malın cinsi ve miktarına
ilişkin bilgilerden herhangi birinin yer almadığının
veya yanlış yazıldığının tespit edilmesi halinde, bu
belgeye ilişkin ceza belgeyi düzenleyen satıcı adına
kesilecektir. Yine denetim sırasında fiilen araçta
bulunan malların cins ve miktarları ile sevk
irsaliyesinde yer alan malların cins ve miktarları
arasında tutarsızlık tespit edildiği takdirde ise
öncelikle tutarsızlığın sebebi araştırılacak; düzenlenen
sevk irsaliyesine, sevk edilen malların cins ve
miktarlarına ilişkin bilgiler, satıcı tarafından eksik
veya yanlış yazılmış ise ceza, belgeyi düzenleyen satıcı
adına, satıcı tarafından sevk irsaliyesi doğru olarak
düzenlendiği halde araca sonradan alıcı, taşıyıcı veya
diğer şahıslar tarafından başka mallar yüklenmiş
olmasından dolayı tutarsızlığın ortaya çıktığı
durumlarda araca sonradan yüklenen malları taşıtan
adına, malların sevk irsaliyesinde belirtilenden farklı
bir güzergahta seyrettiği tespit edilir ise yine malları
taşıtan adına ceza kesilecektir.
Yine malın bir mükellefin birden çok iş yerleri ve
şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir
komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği durumda
malı gönderen tarafından sevk irsaliyesi düzenlenmesi
gereklidir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus; sevk irsaliyesinin
satışa konu olan ticari mal hareketinin izlenmesi için
düzenlenen bir belge olmasıdır. Dolayısıyla ticari bir
mal hareketi söz konusu değilse sevk irsaliyesi
düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Konya Vergi
Dairesi Başkanlığının B.07.1.GİB.4.42.17.02/ VUK-2-18122
sayılı muktezasında, elbise kuru temizleme ve halı
yıkama işi ile iştigal eden mükellefin; halı ve
kilimlerin temizlenmesi amacıyla işyerine getirilmesi ve
yıkanıp temizlendikten sonra tekrar evlere teslim
edilmesinin ticari bir mal hareketi olmamasından bahisle
söz konusu sevkiyat sırasında sevk irsaliyesi
düzenlenmesine gerek bulunmadığı belirtilmiştir. Yine
Danıştay 3. Dairesinin E:1997/3719, K:1999/1616 sayılı
ve 29/04/1999 tarihli kararında, Vergi Usul Kanununun
230/5. maddesinde; fatura düzenlenmesi zorunlu ticari
malların sevki durumunda sevk irsaliyesi
düzenleneceğinin öngörüldüğü, sebze ve meyvelerin
taşınmasında kullanılan ve boşaldığında iade edilen boş
kasaların sahibine iade edilmek üzere gönderilmesi
halinde sevk irsaliyesi düzenlemesi gerekmediği yönünde
hüküm verilmiştir.
Vergi Usul Kanununun 230. maddesinin son bendinde ise
nihai tüketicilerin tüketim amacıyla perakende olarak
satın aldıkları malları kendilerinin taşıması veya
taşıttırması halinde bu mallara ait fatura ve perakende
satış fişinin bulunması şartıyla sevk irsaliyesi
aranmayacağı belirtilmiştir.
2- Sevk İrsaliyesinin Düzenleme Şekli ve Bulunması
Zorunlu Bilgiler:
Vergi Usul Kanunu’na göre mal sevkinde kullanılması
zorunlu olan sevk irsaliyesi 206 Sıra No’lu V.U.K. Genel
Tebliği uyarınca en az üç nüsha olarak düzenlenecek ve
iki nüshası mutlaka emtiayı taşıyan taşıtta
bulundurulacaktır. En az üç nüsha düzenlenmeyen sevk
irsaliyesi hiç düzenlenmemiş sayılacaktır. Yoklama ve
denetimlerde sevk irsaliyesinin iki nüshası da denetim
elemanına ibraz edilecektir. Denetim elemanı ibraz
edilen sevk irsaliyesinin bir nüshasına adını, soyadını
ve ünvanını yazdıktan sonra tarih belirterek mühürleyip
imzalayacak ve ilgiliye iade edecektir. Her ne kadar
sevk irsaliyesinin üç nüsha düzenleneceği ve iki
nüshasının araçta bulundurulacağı hüküm altına alınmışsa
da Danıştay muhtelif kararlarında nakledilen emtia ile
birlikte taşıtta bulundurulan sevk irsaliyesinin tek
nüsha olmasının hiç düzenlenmemiş sayılması dolayısıyla
kesilen usulsüzlük cezasında isabet bulunmadığını
belirterek iptal etmiştir. Danıştay 9. Dairesinin
E:2000/407, K:2001/3712 sayılı ve 18/10/2001 tarihli
kararı bu yöndedir. Yine Danıştay 4. Dairesi
E:1997/4768, K:1997/5076 sayı ve 22/12/1997 tarihli
kararında, tek nüsha olarak bulundurulan sevk
irsaliyesinin hiç bulundurulmamış sayılarak işyeri
kapatma cezasına esas alınamayacağına hükmetmiştir.
Sevk irsaliyesinde fiyat ve bedel haricinde faturada
bulunması gereken bilgilerin bulunması zorunludur. Buna
göre; gönderilen malın nev'i ve miktarı ile satıcının
veya malı sevk edenin; adı, soyadı, varsa ticaret
unvanı, adresi, bağlı bulunduğu vergi dairesi ve hesap
numarasının; müşterinin adı, soyadı, ticaret unvanı,
adresi, varsa vergi dairesi hesap numarasının
(mükellefin diğer işyerine veya satılmak üzere bir
alıcıya gönderildiği hallerde malın kime ve nereye
gönderildiğinin) bulunması mecburidir. Burada dikkat
edilmesi gereken husus, irsaliyeye yazılacak miktarın
herkesçe bilinen ve genel kabul görmüş birimlerle
yazılmasıdır. Kasa, koli, sandık gibi kesin olmayan
ifadelerin ölçü olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının vermiş olduğu B.07.1.GİB.4.06.18.02/32230
sayılı muktezada, sevk irsaliyesinde bulunması gereken
zorunlu bilgiler arasında yer alan emtia miktarının koli
cinsinden yazılmış olmasının malın miktarının tespitine
imkan vermeyeceğinden bahisle söz konusu durum için
düzenlenen usulsüzlük cezasının uygun bulunduğu
belirtilmiştir. Ancak Gelirler Genel Müdürlüğünün
09/11/1989 tarih ve 95276 sayılı yazısında, sebze ve
meyve ticareti yapanların müstahsilden bahçede aldığı
ancak miktarını tam olarak bilemedikleri ürünlerin
taşınması durumunda söz konusu ürünler tartı yerine
gelinceye kadar kasa birimi ile şerh verilmesini yeterli
bulmuştur. Ürünlerin tartılmasından sonra sevk
irsaliyesine kilogram cinsinden miktarın yazılması
gerekmektedir.
Sevk irsaliyesinde tanzim tarihinin mutlaka bulunması
gerekir. 253 Sıra No’lu V.U.K. Genel Tebliği ile sevk
irsaliyelerinde tanzim tarihi yanında ayrıca bir sevk
tarihinin yer alması uygun görülmüştür. Buna göre,
tanzim tarihi ile fiili sevk tarihi sevk irsaliyeleri
üzerinde ayrı ayrı yer alacaktır. Tanzim tarihi ile sevk
tarihinin aynı gün olması durumunda ise bu tarihler sevk
irsaliyesine ayrı ayrı kaydedilecektir. Bu tarihlerden
herhangi birine yer verilmeden düzenlenen sevk
irsaliyeleri hiç düzenlenmemiş sayılacaktır. Sevk
irsaliyesinin merkezde bilgisayarla düzenlenmesi ve
düzenleme tarihinden sonra emtianın sevk edilmesi
durumunda, fiili sevk tarihi bu belge üzerine elle
yazılabilecektir. Söz konusu düzenlemenin mükelleflerin
lehine bir düzenleme olduğu açıktır. Zira sevkiyatlar
araç, şoför v.b. sorunlarla sevk irsaliyesinin
düzenlendiği ve malın yüklendiği tarihlerde
yapılamamakta, ilerleyen günlere kalabilmektedir. Ancak
Danıştay söz konusu tebliği kanuna aykırı bulmamakla
birlikte, Danıştay 4. Dairesi, E:1997/5782, K:1998/4152
sayılı ve 13/11/1998 tarihli kararında düzenleme tarihi
ile fiili sevk tarihinin aynı olduğu bir işlemde fiili
sevk tarihinin yazılmamış olmasının sevk irsaliyesinin
hiç düzenlenmemiş olduğu anlamına gelmeyeceğinden
bahisle kesilen usulsüzlük cezasının kaldırılmasına
hükmetmiştir. Danıştay 4. Dairesinin E:1998/770,
K:1998/3214 sayılı ve 22/09/1998 tarihli kararı da yine
bu yöndedir. 345 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliği ile uygulamaya yön verilmiş, söz konusu tebliğde
müstakar hale gelmiş yargı kararları dikkate alınarak,
sevk irsaliyelerinde fiili sevk tarihinin bulunmadığının
tespiti halinde özel usulsüzlük cezası yerine Vergi Usul
Kanununun 352/II-7 nci maddesine göre "ikinci derece
usulsüzlük" cezası kesilmesi uygun görülmüştür.
Bunlarla beraber taşıtta sevk edilen malla birlikte sevk
irsaliyelerinin asıllarının bulundurulması
gerekmektedir. İrsaliyenin fotokopisinin veya faksının
bulundurulması ceza uygulanmasına engel teşkil
etmemektedir.
Denetim elemanlarınca araçta sevk irsaliyesinin bulunup
bulunmadığının sorgulanması ancak aracın trafiğe çıkması
ile mümkündür. Yükleme yapılmış olsa dahi hareket
etmemiş araçta sevk irsaliyesi bulunmadığına dair işlem
yapılamaz.
B- ÖZELLİKLİ DURUMLAR
1- Alıcıların kimler olacağı ve ne miktarda mal
alacakları belli olmayan ve alıcılara iş yerlerinde
teslim edilmek üzere, satıcı tarafından kendi nakil
vasıtası ile mal gönderilmesi halinde; nakil vasıtasına
yüklenen tüm mallar için tek bir sevk irsaliyesi
düzenlenmesi ve düzenlenen sevk irsaliyesinin müşterinin
adı ve adresi bölümüne "Muhtelif Müşteriler" ibaresi ile
nakil vasıtasının plaka numarası ve sürücünün veya
araçta bulunan satışa yetkili kimsenin adının yazılması
mümkündür. Bu tür sevk irsaliyesi ile alıcılara
gönderilen ve alıcının talep ettiği miktarda teslim
edilen malların faturaları malın teslimi anında
düzenlenecek ve bu faturalara sevk irsaliyesinin
numarası kayıt edilecektir. Ayrıca, her satış için sevk
irsaliyesi düzenlenmeyecek, ancak, faturaya işyerinde
teslim edildiğine ilişkin şerh verilecektir.
Bu şekilde düzenlenmiş sevk irsaliyesi ile sevk edilen
mallar için yedi günlük süre beklenilmeksizin faturanın
malın teslimi anında düzenlenmesi zorunludur. Ancak
Danıştay 3. Dairesi E:1996/2159, K:1998/285 sayılı ve
05/12/1998 sayılı kararında, toplu sevk irsaliyesi ile
pazarlanan emtiaya ilişkin faturaları on günlük yasal
sürede (01.01.2004 tarihinden itibaren yedi gün)
düzenlemekle birlikte teslim anında düzenlememek
suretiyle usule aykırı sevk irsaliyesi düzenlemiş olan
davacı şirket adına özel usulsüzlük cezası
kesilemeyeceğine hükmetmiştir.
Yine muhtelif müşteriler başlıklı toplu sevk irsaliyesi
ile satışa çıkan ancak faturaların merkez işyerinde
düzenleniyor olması nedeniyle mal teslimi anında fatura
düzenleme imkanı bulunmayan mükelleflerin, malın teslimi
anında yeni bir sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve bu
irsaliye ile teslim edilen mallara ilişkin faturanın ise
merkezde bilgisayar aracılığı ile azami yedi gün içinde
düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır. Adana Vergi Dairesi
Başkanlığının 18/04/2006 tarih ve B.07.1.GİB.4.01.17.02/2521
sayılı muktezası bu yöndedir ve bu yönde muhtelif
başkanlıklarca verilen muktezalar mevcuttur.
Uygulamada bazı mükelleflerin aktiflerine kayıtlı
araçlarla şehir dışına satışa çıktıkları, işyerlerine
geri dönüşlerinin birkaç haftayı bulduğu bilinmektedir.
Bu gibi durumlarda mükelleflerin ceza uygulaması ile
karşılaşmamak için şehir dışı turları süresince her gün
için araçta bulunan tüm malları gösteren yeni bir sevk
irsaliyesi düzenlemesi gerekmektedir. İstanbul Vergi
Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 14/03/2007 tarih
ve .07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-1/230-5-12748 sayılı mukteza
da bu yöndedir.
2- 345 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile
bir işyeri ve deposu bulunmadan pazar takibi veya
köy-köy kendi namına taşıtıyla emtia satan kimselerin,
bağlı bulundukları vergi dairesinden alacakları faaliyet
durumlarını gösteren bir yazıyı taşıtlarında
bulundurmaları kaydıyla, sevk irsaliyesi düzenleme
zorunluluklarını kaldırılmıştır. Burada dikkat edilmesi
gereken husus bu imkandan yararlanmak isteyen
mükelleflerin herhangi bir işyeri veya deposunun
bulunmaması gerektiğidir.
3- Malın tesliminden önce faturanın düzenlendiği ve
malın daha sonra sevkedildiği durumlarda; faturayı
düzenleyen mükellefler faturada malın daha sonra sevk
edileceğini belirtecektir. Faturada bulunması zorunlu
bilgilerden malın teslim tarihi ve irsaliye numarası ise
malın tesliminden sonra alıcı ve satıcı kendilerinde
kalan sevk irsaliyesi suretlerinden yararlanarak
faturaya şerh düşecektir. Bu şekilde fatura ve sevk
irsaliyesi arasındaki uyum sağlanmış olacaktır.
4- 173 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel tebliğinde,
bazı mükelleflerin iş yaptıkları firmalara talimat
vermek suretiyle mal sevkettirmesi durumunda belge
düzeninin nasıl olacağını bir örnekle açıklamıştır.
Toptancı (A) müşterisi olan perakendeci (C) ye teslim
edilmek üzere imalatçı (B) ye talimat vererek kendi
adına mal sevkiyatı yapılmasını istemektedir. Bu örnekte
(C) ye karşı esas satıcı (A) dır. (B) ise (A) ya karşı
satıcı durumundadır. Ancak, malı (A) yerine (C) ye
teslim etmektedir. Buna göre, 167 sıra sayılı Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinin 6/a maddesinde açıklandığı gibi,
malın alıcı (C) ye teslim edilmek üzere (B) tarafından
taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde (B), bir nüshası
kendinde kalacak ve diğer nüshası (C) ye gönderilecek
şekilde sevk irsaliyesi düzenleyecek ayrıca kendinde
kalan nüshasının bir (örneğini) fotokopisini de (A) ya
gönderecektir. Sevk irsaliyesinin müşteriler bölümüne
ise "(A) adına (C) ye teslim edilmek üzere" ibaresini
yazacaktır. Daha sonra, (B) tarafından (A) ya ve (A)
tarafından da (C) ye düzenlenecek satış faturalarına,
(B) tarafından düzenlenmiş sevk irsaliyesinin tarih ve
numarası yazılmak suretiyle, mal alım satımına ilişkin
belgeler düzenlenmiş olacaktır.
5- Mükelleflerin, yarı mamül veya mamül mallarını, bazı
işlemler yapılmak üzere, diğer mükelleflere göndermeleri
ve bu mükelleflerden malları geri getirmeleri durumunda
götürülen ve geri getirilen mallar için gidiş ve geliş
taşımaları sırasında ayrı ayrı sevk irsaliyesi
düzenlemeleri zorunludur. Malların götürülmesinde
düzenlenecek sevk irsaliyelerinin müşteriler bölümüne
işlemi yapacak kimsenin adı ve soyadı, varsa ticaret
ünvanı, vergi dairesi ve hesap numarası ile, yapılacak
işin türü (Mesela : "Boyatılmak, tamir ettirilmek, parça
değiştirmek üzere" şeklinde bir ibare) yazılacak, işlem
gördükten sonra malın tekrar taşınmasında düzenlenecek
sevk irsaliyelerinin müşteriler bölümüne ise, işlem türü
ile işlemi yapana ilişkin bilgiler yazılacaktır.
6- Numune üzerine veya tecrübe ve muayene şartıyla satım
yapılmak üzere mal sevk edilmesi durumunda sevk edilen
mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi zorunludur. Bu
tür sevkiyatlarda, malı satıcı taşıyor veya taşıtıyorsa
irsaliye satıcı tarafından, alıcı taşıyor veya
taşıtıyorsa irsaliye alıcı tarafından düzenlenecektir.
Ancak, kabule bağlı olan ve bunun için yazılı bir
sözleşme bulunan bu tür satışlarda, fatura
düzenlenmesindeki yedi günlük süre kabul tarihinden
itibaren başlayacaktır. İstanbul Vergi Dairesi
Başkanlığı, vermiş olduğu 04.10.2005 tarih ve VUK-230/5-11761/399
sayılı muktezasında; Muhtelif boru kesim makineleri ve
el aleti tipi boru kesim makinelerinin alım ve satım
işleri ile iştigal eden firmanın, alımını yapmakta
olduğu malzemelerin bir kısmını şirket bünyesinde
panelvan tipi minibüsler ile il il dolaştırarak
tanıtımını yapması hususunda; sipariş toplamak ve
tanıtım amacıyla gönderilen mallar için sevk irsaliyesi
düzenlenmesi ve bu irsaliye üzerine malların numune
olduğunun belirtilmesi gerektiği yönünde görüş
belirtmiştir.
7- Belediye, Et ve Balık Kurumu, Orman İşletmeleri,
Tekel İdareleri ve benzeri kamu kurum ve kuruluşları
tarafından satılan emtiaların taşınmasında, sevk için
düzenlenen belgelerde malın cinsi, miktarı, alıcının
adı-soyadı veya varsa ticaret ünvanı, vergi dairesi ve
vergi numarası bulunması durumunda bu belgeler sevk
irsaliyesi olarak kabul edilecektir. Ayrıca, 3213 sayılı
Maden Kanunu’na göre maden sevkiyatında düzenlenen maden
sevk fişi ile uluslararası taşımacılıkta kullanılan
hamule senedi, konşimento, gümrük girişi sırasında
Gümrük İdarelerince düzenlenip verilen resmi belgeler ve
buna benzer belgelerde alınan ürünün alıcı veya satıcı
tarafından taşınıp taşınmadığına bakılmaksızın sevk
irsaliyesi olarak kabul edilecek ve satın aldığı malı
kendi araçlarıyla veya bir nakliyeci vasıtasıyla
taşıttıran mükelleflerden ayrıca sevk irsaliyesi
düzenlemesi istenmeyecektir. Söz konusu emtiaların kamu
kurumlarından alımından sonra tekrar satılmak üzere sevk
edilmesi durumunda sevk irsaliyesinin genel kurallar
çerçevesinde düzenleneceği tabiidir.
www.muhasebenet.net
8- Gerçek usulde vergilendirilen bir mükelleften
vergiden muaf esnaf tarafından satın alınan malın alıcı
tarafından taşınmasında sevk irsaliyesi
düzenlenmeyecektir. Ancak fatura malın satıldığı anda
satıcı tarafından düzenlenecektir. Satıcı tarafından
satış anında düzenlenecek faturaya alıcı tarafından
taşındığı şerhi konulacak ve taşımalar sırasında
yetkililerce istenildiğinde ibraz edilecektir. Tersi
durumda yani gerçek usulde vergilendirilen mükellefler
tarafından vergiden muaf esnaftan satın alınan malın
alıcı tarafından taşınması halinde sevk irsaliyesinin
alıcı tarafından düzenlenecektir.
9- 379 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde
ticari mal niteliğinde olmayan broşür, bloknot, kalem
gibi promosyon ürünleri ile numune ilaçların, hekimlere
verilmek üzere firmaların satış mümessilleri tarafından
taşınması sırasında (ticari mal sevkiyatı izlenimi
verecek büyüklükte veya mahiyette olmamak şartıyla) sevk
irsaliyesi düzenlenmesine gerek bulunmadığı
belirtilmiştir. Ancak söz konusu tebliğde genel olarak
promosyon ürünlerle alakalı bir belirleme olmadığı için,
mükelleflerin buna benzer sevkiyatları için ilgili vergi
dairesi başkanlığından mukteza almaları uygun olacaktır.
10- Uygulamada bazı firmaların fazla sayıda emtianın
ticaretini yaptıklarından, düzenledikleri belgelere
malın nevi yerine kod numarasını yazdıkları
bilinmektedir. Bu gibi durumlarda vergi idaresi sevk
irsaliyesinin ekinde kodların anlamını gösteren ve
doğruluğundan belgeyi düzenleyenlerin sorumlu olduğunu
belirten bir listenin olması şartıyla malın nevi yerine
kod numarası yazılan sevk irsaliyelerini kabul
etmektedir.
C- SONUÇ
Sevk irsaliyesi müessesesi ile ilgili genel düzenlemeler
ve bazı özellikli durumlara yer verdiğimiz bu çalışmada
idarenin uygulamalarına ve mahkeme kararlarına yer
verdik. Yapılan düzenlemelerle mükelleflere kolaylıklar
sağlanmış olsa dahi özellikle yoğun sevkiyat yapan
işletmelerde sevk irsaliyesi düzenlenmesi ile ilgili
sıkıntılar görülebilmektedir. Gelişen teknoloji ve
değişen piyasa şartları ile birlikte ilerleyen
zamanlarda yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulacağı
tabidir.
Kaynak: Vergi Denetmenleri Derneği, Vergi Raporu
Dergisi, Ocak 2009 sayısı
Mustafa
Orhan
Vergi Denetmeni
23.07.2009 |
|
|


|
|