Maliye Bakanı: Yeni
vergiler koymayı düşünmüyoruz
Maliye Bakanı Unakıtan 12 Mart Çarşamba günü açıkladı:
"Biz, vergi sayısını artırmayı, yeni vergiler koymayı
düşünmüyoruz."
Tesadüfün bu kadarı
Bu açıklamadan 24 saat önce bu köşedeki yazımızı şöyle
bitirmiştik: "Çok sayıda yorumda, meşhur fıkrada olduğu
gibi vergilerini zamanında ödeyen ve mali durumları iyi
olmayan vatandaşlar aynı soruyu soruyor: Bunca zamandır
bütün ekonomik zorluklara rağmen vergilerimizi ödedik.
Geçim derdi içerisinde yarınımızı düşünürken yeni
vergiler gelmeye başladı. Artık halkın oynama vakti
gelmedi mi? Bu sorunun cevabını bilemem. Ama fıkrada
kral "o zaman durum ciddi, başka vergi koymayalım"
demişti."
Kral değil ama bu sefer Maliye Bakanı sanki halkın
serzenişlerine cevap vermiş oldu. Bu arada Meclis'te
bekleyen kanun tasarıları var. Vergi sayısı artmayacak,
yeni vergiler konmayacak ifadesi bunları kapsamaz, bu
ifade mevcut vergilerin içeriklerinin yeniden düzenlenip
artırılmayacağı anlamına gelmez denilebilir. Bakalım
göreceğiz.
Beyana davet
Bilindiği üzere Gelir İdaresi Başkanlığı, yaklaşık 40
bin serbest meslek mensubuna birer yazı gönderdi. Mart
ayı başından itibaren bu yazılar ya da mükelleflerin
tabiriyle uyarı yazıları başta avukat ve doktorlar olmak
üzere, mühendis, mimar ve sanatçı gibi serbest meslek
sahiplerine yollandı. Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Akif
Ulusoy, yaptığı açıklamada bu kişilere, "Kendinize
çekidüzen verin. Dikkat edin. Sizi takip ediyoruz"
mesajı verildiğini açıkladı.
Gönderilen yazılarda öncelikle Gelir İdaresi
Başkanlığı'nın görevlerine değinildikten sonra
mükelleflerin vergi kanunlarına gönüllü uyumunu temin
ederek vergilerin tahsilinin amaçlandığı
açıklanmaktadır. Mükelleflerin 2007 yılı gelir vergisi
beyannamesi ile bu beyannameye esas teşkil eden 2006
yılına ait bankalardan temin edilen mevduat hesaplarına
yatan nakit tutarları, senet-çek suretiyle yapılan
tahsilat tutarlarının ve hesaba gelen havale
tutarlarının toplamı karşılaştırılarak aralarında
100.000.- YTL ve üzerinde fark tespit edildiği
belirtilen yazılarda, ayrıca 2007 yılı KDV beyannameleri
bakımından da benzer farklara rastlandığı açıklaması yer
almaktadır.
Bu açıklamaların sonucunda yazının son kısmında 2008
yılına ait gelir vergisi beyannamesinin verilmeden önce
vergilendirmeye esas hususların bir kez daha gözden
geçirilerek doğabilecek uyumsuzluğun en aza indirilmesi
yönünde azami özen göstermeniz beklenmektedir denilmekte
ve bu bilgilerin daha sonraki izleme, denetim ve
inceleme çalışmalarında esas alınacağı ifade
edilmektedir.
Bu uygulamaya tepkiler de gelmeye başladı. İstanbul
Barosu, Gelir İdaresi Başkanlığı'na gönderdiği mektupta
bakanlığın ciddi bir yaklaşım yanlışlığı içinde olduğunu
bu uygulama ile vergi gelirlerinin artırılmasının mümkün
olmadığı, avukatların hesaplarında bulunan tüm paraların
gelir olarak nitelendirilemeyeceğini, bu kapsamda
örneğin dava harçlarını yatırmak için alınan dava
masraflarının gelir olarak tanımlanamayacağı
belirtilerek, banka hesaplarının incelenmesinin yasal
koşulları taşımadığı ifade edildi. Bu uygulamanın
kayıtdışı işlemlerin çoğalmasına sebep olacağına dikkat
çekilen mektupta avukatların banka hesabını boşaltma
gibi eylemlere gidebileceği bildirildi.
Gelir İdaresi çağdaş ülkelerde olduğu gibi banka
kayıtlarından yola çıkarak mükelleflerin beyanlarının
kontrolünü yapabilir. Fakat yapılan işlemlerde hukuka
uygun davranmak şartıyla. Burada mükellefler bakımından
gösterilen hassasiyet hesaplarda yer alan her rakamın
gelir olmadığı noktasındadır. Bankalarda tespit edilen
her meblağ mükellefin gelirini göstermediği için
beyanlarla bu rakamlar arasında fark olması da gayet
doğaldır. Mükelleflerin gerçek dışı beyannameler vermesi
ne kadar doğru değilse, idarenin sadece bu nedenle
hesaplarınızda fark var, daha fazla beyan edin demesi de
doğru değildir. Bu durumda yapılan her inceleme bir
servet incelemesine dönüşmektedir. Çok dikkatli olmak
gerekir.
Hakan ÜZELTÜRK
VERGİ
ve HUKUK
huzelturk@superonline.com
Dünya / 14.03.2008 |