KDV indiriminin acısı işçiden çıktı
Günümüzde pek çok işyerinde
ya çalışanlara işyerlerinde yemek verilmekte veya
onlara yemek bedeli adı altında bir ödeme yapılarak
izin saatlerinde dışarıda yemek yemeleri kabul
edilmektedir. Bazı işyerinde yemek çıkarılmasına
rağmen dışarıda çalışan ve yemek saatlerinde
işyerine dönme olanağı olmayan servis elemanı yahut
pazarlamacı gibi ücretliler için de yemek bedeli
olarak ödeme yapılmaktadır.
Vergi mevzuatımız hizmet erbabına işverenlerce yemek
sağlanmasını, hizmet erbabına yapılan bir ayni ücret
ödemesi olarak kabul etmektedir. Yani ücretlinin
yiyeceği iki kap yemek, onun için gelirdir ve
vergilendirilmesi gerekmektedir.
Ancak bir sosyal devletin işçinin yiyeceği iki kap
yemekten vergi geliri elde etmek gibi bir düşüncesi
olamayacağından, hizmet erbabının bu ayni ücret
geliri, Gelir Vergisi'nden istisna edilmiştir.
Gelir Vergisi Kanunu'nun 23/8. maddesinde düzenlenen
bu istisna, son derece ayrıntılı kurallara
bağlanmıştır. Bu ayrıntılara bakarak düzenlemenin,
istisna amaçlı mı olduğunu, yoksa istisnayı
sınırlandırarak buradan da vergi alma amaçlı mı
olduğunu anlamak pek güçtür.
İşverenlerce hizmet erbabına işyerinde yemek
yedirtilmesi suretiyle sağlanan menfaatlerin tamamı
vergiden istisnadır. Yemeğin dışarıda mı yoksa
işyerinde mi pişirildiği, istisna uygulaması
açısından önem taşımamaktadır. Önemli olan yemeğin
yenildiği yerdir. Yemek işyerinde veya
eklentilerinde yeniliyorsa yemek bedeli için ücretli
nezdinde bir vergilendirme yapılmaz, işveren yemek
harcamasının tamamını gider yazabilir.
Buna karşılık işverenlerce, işyerinde veya
müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda, hizmet
erbabının yemek bedeli için ödeme yapılıyorsa,
istisna sınırlıdır. Belli tutarın üzerinde ödeme
yapılması halinde, bu tutarı aşan kısmın bordroda
ücrete eklenmesi ve ücret gibi vergilendirilmesi
gerekmektedir.
Bu istisna sınırı son derece önemlidir. Çünkü
işverenlerin çoğu yemek bedelini bu istisna ile
sınırlı olarak ödemektedir.
İstisnadan yararlanılabilmesi için yemek bedeli
tutarının bu sınırın altında kalması da yeterli
değildir. Ayrıca ödemenin işverenlerce yemek yenilen
kuruluşa yapılması ve yemek faturasının işveren
adına tanzimi gerekmektedir. Yani işçi hangi büfeden
tost veya hangi simit sarayından bir bardak çayla
simit ve peynir yemişse, işverenin oraya gidip ödeme
yapması gerekmektedir. Neyse ki bu konuda ülkemizde
yemek kartı veya yemek fişi dağıtımı yaparak
büfelere veya simit saraylarına bunlarla ödeme
yapılmasını sağlayan şirketler faaliyete
geçmişlerdir. Maliye Bakanlığı da büyük bir anlayış
göstererek, yemek kartı veya yemek fişi dağıtımı
yapan bu şirketlere yapılan ödemeleri, yemek yenilen
kuruluşa yapılan ödeme olarak kabul etmiştir.
Gelir Vergisi Kanunu'nun 23/8. maddesinde belirlenen
bu istisna sınırı, 259 sayılı Gelir Vergisi Genel
Tebliği uyarınca 2007 yılında günlük 8.80 Yeni Türk
Lirası olarak uygulanmıştır. Bu tutar KDV hariç
istisna miktarını göstermektedir. Bu nedenle
işverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek
verilmeyen durumlarda, hizmet erbabına dışarıda
yemek verme hizmeti sağlayan kurumlara yapılan
ödemeler için ücretlerde istisna tutarı KDV dahil
olarak 10.38 YTL şeklinde ödenmiştir. Yani işçiler
işyerleri dışında, günde 10.38 YTL tutarında öğle
yemeği yiyebilmişlerdir.
Öte yandan Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 123.
maddesine göre bu kanunun 23/8'inci maddesinde yer
alan maktu haddin her yıl yeniden değerleme oranında
artırılarak uygulanması gerekmektedir. Ayrıca
bakanlar kuruluna, bu surette tespit edilen haddi
yarısına kadar artırma veya indirme yetkisi
verilmiştir.
Maliye Bakanlığı bakanlar kurulu kararı önerisine bu
haddi dahil etmeyince 2007 yılında 8.80 YTL olan
istisna, yeniden değerleme oranı hesabına göre 2008
yılında 9 YTL’ye çıkmıştır.
Yani hizmet erbabının yemek bedelleri için yapılan
ödemelerde istisna tutarı, geçen ocak ayında
uygulanan tutara nazaran 0.20 YTL, bir başka deyişle
20 Yeni Kuruş artmıştır. Oysa geçen ocak ayından bu
yana enflasyon artışı yaklaşık yüzde 10’dur.
Gözlemlerimiz pazardaki fiyat artışının yüzde 15
olduğu yolundadır.
Şimdi diyeceksiniz ki, hiç olmazsa 20 Yeni Kuruş
artmış. Buna da şükret. Ancak artmış mı, azalmış mı?
Biraz daha inceleyelim.
Yukarıda dediğimiz gibi bu tutar KDV’siz tutardır. 1
Ocak'tan itibaren yiyecek işlerinde KDV yüzde 18’den
yüzde 8’e düşmüştür. Dolayısıyla 2008 için istisna
tutarı KDV dahil 9.72 YTL olarak karşımıza
çıkmaktadır.
İşverenlerce yemek bedeli istisna rakama göre
hesaplanarak ödenen hizmet erbabı 2007 yılında
dışarıda 10.38 YTL’lik yemek yiyebilirken bu yıl
9.72 YTL’lik yemekle idare edecektir. Geçen yıla
göre fiyatlar arttığına ve KDV oranı düştü diye
kimse fiyatlarını indirmediğine göre demek ki hizmet
erbabı daha az yemek yiyecektir.
Görüldüğü üzere istisna haddi KDV hariç yüzde 2,27
artmışsa da KDV dahil yüzde 6,36 azalmıştır. Eğer
2008 yılı başında KDV oranı yüzde 18'den yüzde 8'e
düşmeseydi had KDV dahil 10.62 YTL olacaktı. Yemek
KDV’li yendiğine göre, istisna tutarı artmamış,
azalmıştır.
KDV indiriminin acısı, hizmet erbabının yiyeceği iki
tosttan veya iki kap yemekten çıkarılamaz. Bu duruma
bakanlar kurulunca müdahale edilmeli ve bir
kararname ile istisna tutarı günün koşullarına göre
yeniden belirlenmelidir.
Bumin Doğrusöz
Referans / 03.01.2008
|