Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   04.03.2008
    

  Ana Sayfa 

  Muhasebe Forum 

  2008 Çalışmaları

  Asgari Geçim İndirimi Rehberi

  Transfer Fiyatlandırması Reh.

  Staj-Stajyer Rehberi

  2008 Pratik Bilgiler

 MuhasebeNet Yasal Uyarı

 

 

 


 

Sosyal Güvenlik Reformu “olmazsa olmaz”!

 

Bugün sosyal güvenlik, emeklilik ve sağlık konusundaki düşüncelerimizi kısaca özetleyeceğiz.

Birincisi, Türkiye 1991 yılında S. Demirel’in erken emeklilik seçim vaadini yerine getirmesi sosyal güvenlik sistemini perişan etmiştir. Bugün ortalama emeklilik 46 ve ortalama hayat beklentisi (bebek ölümleri çıktıktan sonra) 77 yıl civarındadır. Yani hiçbir sosyal güvenlik ve emeklilik sistemi bu tür emekliliği kaldıramaz. Kaldı ki bir de kayıtdışılık olgusu var. Sağlık tarafı da zaten büyük bir sorun oluşturmakta idi.

Ancak Türkiye burada da durmamış, 1999 ve 2006 yıllarında da Sosyal Güvenlik Sistemi Reformu’nu uzlaşmasız bir yaklaşımla dondurmuş ve sistemin açıklarının yılda 25-30 milyar dolara gelmesine neden olmuştur. Burada akademisyenlerin ideolojisi, sendikaların uzun vadeli değil fırsatçı yaklaşımı, medyadaki konuyu anlamayan kişilerce yapılan ajitasyon, siyasi partilerin sosyal güvenliğe toplumun en önemli meselesi değil, birbirini hırpalama aracı olarak siyasi şekilde yaklaşmaları, açıkların daha da büyümesine neden olmuştur.

Kimse şu anda gerçek emekli olan kişilerin (38 yaşında olanların değil) konu hakkındaki fikrini sormuyor. Emekli insanların hiçbiri emekli ödemeleri ile yaşayamazlar. Sosyal Güvenlik Reformu tehir edildiği sürece, durum iyileşmeyecek, kötüleşecektir ve sistem giderek daha fazla açık verip çökecektir. Bu böyle devam edemez.

Acıdır, medyada uzman olarak vitrine çıkanlar kamu tarafından hesaplanan, kümülatif 850 milyar YTL veya kümülatif 500 milyar doları aşan 1991 sonrası açığın nasıl oluştuğunu hesaplamaktan bile acizdirler. Çünkü faiz hesabı yapmayı bile anlamamaktadırlar.

Türkiye resmi kamu borç sayılarını yayınlıyor ama esas büyük ve sosyal güvenlik sistemi kaynaklı iç borcun tahmini büyüklüğünü yayınlamaz. Şu anda çalışanlara sosyal güvenlik sisteminin oluşan ve biriken gelecekte ödenecek borçları ve şu anda emekli olan kimselere kalan yaşamlarında ödenecek borçların sayılarının büyüklüğü dudak uçurtacak kadardır ama kimse bu gerçekleri ne hesaplamaktadır ne de dikkatle düşünmektedir. Sonuçta fatura giderek çalışan ve emekliye çıkacaktır, zaten de çıkmakta. Artan açıklar, çözüm getirilmezse, hizmet ve ödemelerin iyice kısılması ve sistemin çökmesini getirir.

Önerilen sosyal güvenlik ve sağlık sistemi reformu aslında dünyada sosyal güvenlik ve sağlık konusundaki yeni teorik yaklaşımlar ve uygulamaları aksettirmemektedir. Reform mevcut sistemi daha mantıklı hale getirmeye çalışmakta ve bazı eklemeler yapmaktadır.

İki gündür anlatmaya çalıştık. İsveç gibi bir refah devleti ortamında bile 1994 sosyal güvenlik sisteminde bireyin katkıları gündeme alınmaktadır. Ama biz hâlâ modası geçmiş gelir dağılımı düzeltme yaklaşımı içindeyiz.

Ancak bilinmeli ki yapılmaya çalışılan reform birçok iyi unsuru içermektedir. Mesela primli sağlık sistemine karşılık, 18 yaşına kadar tüm çocuklara şartsız bedava sağlık hizmeti verilmesi çok büyük bir hizmet adımıdır.

Vatandaşların emeklilik ve sağlığını etkileyecek reformun küçük, bireysel veya ideolojik çıkarlara kurban edilmesi ve sistemin kısmi de olsa reforme edilmesinin engellenerek çökertilmesi, altından kalkılamayacak sorunlar ve acılar üretme potansiyeline sahiptir. Hepimiz sosyal güvenlik sorununa ideolojik değil, siyasi değil, çok zor ama çözülmesi acilen gereken bir büyük toplumsal sorun olarak bakmalıyız! Ama çok uzun zamandır böyle bakmıyor ve sorunların büyümesine yol açıyoruz.
 

Deniz Gökçe / Akşam / 04.03.2008

 

 


Copyrıght © 2005 -2008  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.