Dikkat ; Para ile ilgili her şey SGK'nın
takibine alınıyor
Ali TEZEL; Sır
kalmayacak !
Kredi kartı bilgilerinden
banka hesaplarına kadar vatandaşların attığı her adım
artık Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından izlenebilecek.
Bunun yasal olmadığını söyleyen Sosyal Güvenlik Uzmanı
Tezel, “Uygulama McCarthy dönemini çağrıştırıyor” dedi.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 28 Eylül’de çıkarttığı
iki tebliğ, vatandaşların banka hesaplarından kredi
kartı harcamalarına kadar bütün bilgilerinin SGK’ya
bildirilmesini zorunlu hale getiriyor. Tebliğlerin
Türkiye’de bir ilk olduğunu belirten Sosyal Güvenlik
Uzmanı Ali Tezel, bunun yasal olmadığını ve bu yüzden de
gizlenmeye çalışıldığını söyledi ve “Hiç haberimiz
yokken bankadaki hesabımızın Sosyal Güvenlik Kurumu’na
elektronik olarak aktarıldığını göreceğiz. Borsadaki
hisselerimizi SGK da takip edecek. Peki bu bilgileri ne
yapacak? Nasıl kullanacak?” dedi. Tezel ABD’deki
McCarthy dönemini çağrıştıran düzenlemelerin bir an önce
iptal edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Mezarda emeklilik olarak
adlandırılan 5510 Sayılı Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık
Sigortası ile ilgili tebliğ ve yönetmeliklerin bir
kısmı, 28 Eylül Pazar günü Resmi Gazete’de yayınladı.
Ali Tezel, özellikle yayınlanan iki tebliğle ilgili
önemli uyarılarda bulundu. Tezel, bütün vatandaşları
ilgilendiren Genel Sağlık Sigortası ile ilgili primlerin
tahsilini takip için vatandaşların her türlü bilgisini
kendinde toplayacak bir düzenlemeye giden SGK’nın
yetkisini aştığını belirtti.
NTVMSNBC’ye konuyla ilgili bilgi veren Tezel,
tebliğlerin uygulanması halinde doğabilecek tehlikelere
ve sorunlara dikkat çekti. Tezel’in açıklamaları şöyle:
HER TÜRLÜ İŞLEM SGK’YA
BİLDİRİLECEK
Diyelim, vatandaş bankaya gitti, elektrik faturası
yatıracak. Bunu SGK’ya bildirecekler. Su parası yatırdı,
SGK’ya bildirecekler. Bankaya havale yapıldı SGK’ya
bildirecekler. Kredi kartı talebinde bulundu, tapu
dairesinde mal sattı, mal aldı yine SGK’ya
bilidirecekler. Yani aklımıza gelen her türlü iş ve
işlem SGK’ya bildirilecek. Bildirilecek diyorum ama daha
bundan bankaların, resmi kurumların dahi haberi yok.
Çünkü tebliğin içeriği henüz fark edilemedi. Başlık da
içeriği anlatmıyor.
TÜRKİYE’DE BİR İLK
28 Eylül Pazar günü Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğin
adı “5510 Sayılı Kanun’un 8. Maddesi’nin 7. Fıkrasının
Uygulanması Hakkında Tebliğ”... Tebliğe isim verilmemiş,
maddeye atıf yapılmış. Ancak “Bankalar ile kamu kurum ve
kuruluşlarının tümünün her türlü bilgiyi Sosyal Güvenlik
Kurumu’na aktarmasıyla ilgili tebliğ” denmesi daha doğru
olurdu. Sanırım bunu kamuoyundan kaçırmak ve gizlemek
için tebliğin başlığını madde başlığı ile vermişler.
Türkiye’de bu ilk defa oluyor. Yani “Falan maddeyle
ilgili tebliğ” ifadesi ilk kez kullanılıyor. Oysa
tebliğin bir ismi olur. Bu tebliğin gerçek adının
“bankalar ile kamu kurum ve kuruluşlarıyla diğer
kuruluşların Sosyal Güvenlik Kurumu’na bilgi aktarma
zorunluluğu hakkında tebliğ” olmalıydı. Ama bu tebliğ
kamuoyunu ajite edici, biraz da zorlayıcı bir tebliğ
olduğu için, tepki çekmekten korktukları için isim
vermemişler.
SGK’NIN ELİ HERKESİN
CEBİNDE
Genel Sağlık Sigortası 1 Ekim’de yürürlüğe girdi. SGK,
bundan sonra GSS (Genel Sağlık Sigortası) primini hemen
herkesten tahsil etmeye çalışacak. Bu sadece işverenleri
değil bütün vatandaşlarımızı kapsıyor. Bundan böyle SGK
çatısı altında ayda 30 günden az çalışanlar, isteğe
bağlı sigortalılar veya işsizler veya hiç kaydı
olmayanlar, tarımda çalışan 20 milyon kişi her ay SGK’ya
GSS primi ödemek zorunda. Bu pirimi öderlerken de
ailenin gelirleri tespit edilecek. Bu gelir aile
üyelerinin sayısına bölünerek kişi başına düşen gelir
belirlenecek. Kişi başına düşen gelir 212,90 YTL’den
fazlaysa herkes GSS primini ödeyecek. Ben şimdi SGK’ya
gidip, “Benim gelirim yok” desem bile, “Falan gün falan
bankaya şu kadar para yatırmışsın” veya “10 dönüm fındık
dikim izni almışsın” veya “120 YTL doğalgaz fatura
ödemesi yapmışsın” deyip hayatımızda yaptığımız bütün
işlemleri karşımıza çıkaracak ve ona göre geliri tespit
edip herkesten GSS primi tahsil edecek. Bu yetmiyor,
GSS’den yararlanmak isteyen vatandaşların bankalardaki
tüm mevduatları da SGK’ya bildirilecek. Böylece hangi
bankada ne kadar paramız olduğunu da öğrenecek.
TEBLİĞ YASAL OLMADIĞI
İÇİN GİZLEMEYE ÇALIŞILIYOR
Getirilen tebliğ yasal olmadığı için gizlemeye
çalışıyorlar. Yasal değil derken; yasada böyle bir hüküm
var ama şunu diyor: “Bankalar ve kamu idareleriyle diğer
kuruluşlar, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık
bakımından tescilinin olup olmadığını kontrol ederler.
Tescil yoksa Sosyal Güvenlik Kurumu’na ihbar ederler.”
Şimdi vatandaş bankaya gidecek. İşlem yapılırken önce
kişiye vatandaşlık numarasını soracaklar. Bu numaraya
göre SGK’nın bilgisayarına girip bu kişinin sosyal
güvenliği var mı yok mu kontrol edecekler. Varsa
işlemlere devam edecekler. Yoksa da devam edecekler ama
bu durumu SGK’ya ihbar edecekler. “Filan gün, filan kişi
geldi, araştırdık sosyal güvenliği yokmuş. Kredi başvuru
talebinin ekinde işyerinden aldığı ücret bordrosu da
vardı” diyecekler. Sosyal Güvenlik Kurumu haklarında
işlem yapacak. Fakat bu tebliğle Sosyal Güvenlik Kurumu
bunu düzenlemiyor. Özel, kamu ayrımı olmaksızın tüm
bankalar kamu kurum ve kuruluşlarıyla kamu kurumu
niteliğinde sayılan bazı özel kuruluşlarının yaptıkları
bütün işlemleri her ayın beşine kadar SGK’ya elektronik
ortamda veya istenirse yazıyla bildirme yükümlülüğü
geliyor.
MCCARTHY DÖNEMİ GİBİ
Bu tebliğ dava edilirse, Danıştay’a giderse dönme
ihtimali yüzde 100 diyebilirim. Çünkü yasadaki yetkiyle
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun istediği işlemler arasında
dağlar kadar fark var. SGK’nın istediği yetkisiz bir
işlem. Hatta bu tebliğin son maddesinde de bu açık açık
yazılmış. Diyor ki, “SGK tarafından gerekli bilgisayar
altyapısı sağlanıncaya kadar sigortalının kontrolü
banka, kamu idareleri ve diğer kuruluşların SGK’ya
yaptığı bildirimlerle yapılır.” Yani, “Siz araştırmayın,
bana bütün bilgileri verin, ben araştırayım” deniliyor.
Bu da şu demek: ABD’deki McCarthy dönemi gibi, bütün
bilgiler toplanacak, içinden istenilen bilgiler
kullanılacak. Tıpkı telefonların dinlenildiği hissi
gibi, bundan sonra vatandaşlarımız her türlü bilgi ve
işlemlerimiz SGK’ya bildiriliyor diye düşünecek ve ister
istemez kayıtdışılığa yönelecek.
HER TÜRLÜ BİLGİ ANINDA
SGK BİLGİSAYARINA DÜŞECEK
Sadece bankaları değil, Milli Eğitim, Tarım, Köyişleri,
Sağlık, Sanayi, İçişleri ve Kültür bakanlıkları gibi,
aklınıza gelen bütün bakanlık ve kamu kuruluşlarını
bağlıyor. “Ne işimiz var Çalışma Bakanlığı ile Sağlık
Bakanlığı ile” demeyin. Mesela çocuğunuzu okula
kaydettirdiniz; kaydederken veli bilgilerini
isteyecekler ve okullar veli bilgilerini Sosyal Güvenlik
Kurumu’na bildirecek. “Falancanın çocuğu okula yılda 10
milyara kaydoldu” denilecek. Özel okul-devlet okulu hiç
fark etmiyor; anında veli ile ilgili bilgiler SGK’ya
bildirilecek. Bir örnek daha: Spor salonuna
yazılmışsanız, sizin 150 liraya spora verecek kadar
paranız var ve SGK’ya GSS priminizi ödemiyorsunuz
diyebilecekler. Mesela Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
zirai ürünlerle ilgili koçanlar, yani üretim izni
veriyor; tütün, fındık, çay koçanı gibi. Tarım Bakanlığı
verdiği bütün zirai ürün koçanlarını bildirecek; falan
köydeki filan kişi, 10 dönümlük toprağında tütün ekmek
için koçan aldı diye... Falan kişi tarım kredi
kuruluşundan şu kadar kredi çekti diye, bütün bu
bilgiler anında SGK bilgisayarına düşecek.
BİLGİLERİN GİZLİLİĞİ
NASIL KORUNACAK?
Peki, SGK bu bilgileri ne yapacak? Nasıl kullanacak?
Birincisi, işverenlerin prim borçlarını buradan otomatik
olarak icra edecek. Yani hiç haberimiz yokken borcumuz
var diye bankadaki hesabımızın Sosyal Güvenlik Kurumu’na
elektronik olarak aktarıldığını göreceğiz. Borsadaki
hisse senetlerimizin yok olduğunu, bankadaki
altınlarımızın SGK’ya gönderildiğini öğrenebileceğiz.”
AİLE HAYATININ
GİZLİLİĞİNİ İÇEREN BİLGİLER...
SGK bu bilgilerin gizliliğini sağlayabilecek mi? Aile
hayatının gizliliğini içeren bilgiler konusunda neler
yapılacağını bilmiyoruz. Bu konuda bir düzenleme yok.
Mesela gizli kalmasını istediğimiz, aile hayatına
ilişkin bir sırrı nasıl saklayacak? Kamu kurumları,
bankalar SGK’nın istediği bilgileri veremem diyebilecek
mi? Bu konuda bir düzenleme yok. Düzenleme olmayınca da
bu bilgilerin ortaya saçılması, kişilerin fişlenmesi
gibi olaylar ortaya çıkabilecek. Hatta telefon
dekontundan hangi gün kiminle konuştuğumuz SGK’nın
bilgisayarına düşecek. Veya hangi gün, hangi mağazadan
kredi kartıyla alışveriş yaptığımız SGK bilgisayarına
düşecek. Hayatımızda gizli hiçbir şey kalmayacak. Ne
zaman sinemaya gittiğimizi, ne zaman otoparka girdiğimi,
ne zaman nerede ne iş yaptığımızı anında görebilecek
Sosyal Güvenlik Kurumu. Bunun kötüye kullanılması da
mümkün. Üstelik siyasi iradenin bunu kötüye kullanıp
kullanmayacağını bilmiyoruz ki. Bu bilgiler siyasi
rakipler aleyhine de kullanılabilir. Bilgiler çarşaf
çarşaf basına da yansıyabilir. SGK’nın yasal olmayan
şekilde çıkardığı bu tebliğin bir an önce durdurulması
gerekiyor. İş bankalara düşüyor.
BANKALARIN HABERİ YOK
Bir tebliğ daha var. Yine 28 Eylül 2008 günü Resmi
Gazete’de yayınlandı, “5510 sayılı Kanununu 100.
maddesinin uygulanması hakkında tebliğ”... Burada da
madde numarası vermişler. Böylece arada kaynasın gitsin,
dava açma süresi aşılsın istiyorlar. Bu maddenin 6. ve
7. maddesi çok önemli. 6. madde bir dereceye kadar
tolere edilebilir ama 7. madde çok kötü. Bankalardaki
bütün mevduatların, yapılan havalelerin, ödenen kredi
kartı ekstrelerinin, bankacılıkla ilgili aklımıza gelen
bütün iş ve işlemlerin, hatta internetten yaptıklarımız
da dahil olmak üzere her parasal işlemin SGK tarafından
elektronik ortamda izlenebilmesi. Bu madde bir de
döküman alma yetkisini veriyor. Özel hayatın
gizliliğinin ihlalinin yanında ticari sırlarımızın
ortaya çıkması da sözkonusu. Ayrıca tüketici kredisi
talebinde bulunan kişinin bütün bilgileri anında SGK’ya
düşecek. Çalışanla- çalıştıran arasındaki bütün ilişki
SGK’nın bilgisayarına düşecek. Kuruma borçlu olanların
hesaplarının elektronik ortam üzerinden haciz
konulabilecek. Yani SGK bankaların ana bilgisayara girip
işlem yapma yetkisine sahip olacak. Bankaların bundan
haberi yok. SGK, bankanın işlemlerine girecek,
elektronik ortam üzerinden oradaki işlemleri alabilecek.
Bunun ne kadar kötüyü kullanılabileceğini düşünebiliyor
musunuz? Hesaplara girip o parayı kişinin SGK hesabına
değil de kendi hesabına aktarmayacağını nasıl
garantileyebilecekler?
BANKALAR SGK’YA VERDİĞİ
YETKİYİ NASIL KONTROL EDECEK?
Biliyorsunuz bazı bankaların mevduatları çalan müdürleri
vardı. Kendi müdürlerini kontrol edemeyen bir banka
SGK’ya verdiği yetkiyi nasıl kontrol edecek? Bu nedenle
bu tebliğ de yargı tarafından iptal edilmeye mahkum bir
yetki. Bu da yasal değil; yasanın verdiği yetkileri aşan
bir tebliğ. Bu tebliğlerin iptal edilmesi gerekiyor.
Danıştay umarım en kısa sürede bu konuda karar vererek
kişisel bilgilerin kötü niyetlilerin eline geçmesine
engel olur.
KAYNAK:
www.ntvmsnbc.com
09.10.2008 |