Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   14.02.2008
    

  Ana Sayfa 

  Muhasebe Forum 

  2008 Çalışmaları

  Asgari Geçim İndirimi Rehberi

  Transfer Fiyatlandırması Reh.

  Staj-Stajyer Rehberi

  2008 Pratik Bilgiler

 MuhasebeNet Yasal Uyarı

 

 

 


 

5728 Sayılı Kanun ile Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile 213 Sayılı Vergi Usul Kanununda Yapılan Değişiklikler

 

 
8 Şubat 2008 Tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve aynı tarih itibariyle yürürlüğe giren  5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile  vergi kanunları da dahil olmak üzere  ile 154 adet kanun ve nizamnamede değişiklik yapılmıştır.
 
Bu sirkülerimiz 213 sayılıVergi Usul Kanununda yapılan değişiklikler ile ilgilidir.
 
5728 sayılı Kanunun, 271, 272, 273,274, 275, 276, 277, 278, 279, 280, 281 nci maddeleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunun aşağıda sayılan maddelerinde değişiklikler yapılmış; bu değişiklikler, maddenin önceki hali ile mukayeseli olarak bilgilerinize sunulmuştur.
 
Vergi Usul Kanununun;
 
1-      “Gümrük ve Tekel Vergileri” ile İlgili 2 nci Maddede Yapılan Değişiklik;
 
5728 sayılı Kanunun 271 nci maddesi ile VUK.nun 2 nci maddesine ilave hüküm eklenmiş ve maddede yapılan değişiklik ile Gümrük Vergilerinin 4458 sayılı kanuna göre tahsil edileceği açıklanmıştır.
 
Maddesinin eski ve yeni şekli aşağıdaki gibidir.
 
 
ESKİ HALİ
Gümrük ve Tekel Vergileri
Madde No 2
Gümrük ve tekel idareleri tarafından alınan vergi ve resimler bu kanuna tabi değildir.
 
 
YENİ HALİ
Gümrük ve Tekel Vergileri
Madde No 2
(5728 sayılı Kanunun 271 nci maddesi ile değişen madde) Gümrük idareleri tarafından alınan vergi ve resimler bu Kanuna tabi değildir. Bu vergi ve resimlerle ilgili olarak 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 242 nci maddesi hükümleri uygulanır.”
  
2-      “Vergi Mahremiyeti” ile İlgili 5 nci Maddede Yapılan Değişiklik;
 
5728 sayılı Kanunun 272 nci maddesi ile VUK.nun 5 nci maddesinin 6 nci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilerek cezalandırma sistemi yeni Ceza Kanunu ile uyumlu hale getirilmiştir. Değişen hüküm maddenin yeni şeklinde koyu olarak yazılmıştır.
 
ESKİ HALİ
 
 
Vergi Mahremiyeti
Madde No 5
Aşağıda yazılı kimseler görevleri dolayısiyle, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine müteallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazımgelen diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef'ine kullanamazlar;  1. Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar;  2. (2686 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle değişen bent) Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştayda görevli olanlar;  3. Vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler;  4. Vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler. Bu yasak, yukarıda yazılı kimseler, bu görevlerinden ayrılsalar dahi devam eder. (2365 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle değişen fıkra) Ancak, vergi güvenliğini sağlamak amacıyla Gelir Vergisi mükelleflerinin yıllık Gelir Vergisi, sermaye şirketlerinin Kurumlar Vergisi beyannamelerinde gösterdikleri matrahları (zarar dahil) ve beyanları üzerinden tarh olunan Gelir ve Kurumlar Vergileri ile mükelleflerin ad ve unvanları, bağlı oldukları vergi dairelerince beyannamelerinin verildiği yıl içinde dairenin münasip yerlerine asılacak cetvellerle ilan olunur. Mükellefin bağlı bulunduğu teşekkül varsa, bu ilan orada da yapılır.
(2365 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle değişen fıkra) Gelir Vergisi mükellefleri (4369 sayılı Kanunun 81/A-1 nci maddesiyle değiştirilen ibare) (Kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) ile sermaye şirketleri her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde asmak zorundadırlar. İlan ve levhalara ilişkin diğer hususlar Maliye Bakanlığınca belli edilir. (4369 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle eklenen fıkra) Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir.(4962 sayılı Kanunun 17/A-a maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 07.08.2003)Ayrıca, kamu görevlilerince yapılan adlî ve idarî soruşturmalar ile ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgiler verilebilir. Bu bilgilerin verilmesine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu takdirde kendilerine bilgi verilen kişi ve kurumlar da bu maddede yazılı yasaklara uymak zorundadırlar.
Maliye Bakanlığı bilgilerin açıklanmasıyla ilgili usulleri belirlemeye yetkilidir.  (485 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle eklenen fıkra) Açıklanan bu bilgiler ele alınarak, mükelleflerin haysiyet, şeref ve haklarına tecavüz edilemez. Aksine hareket edenler hakkında T. Ceza Kanununun 480, 481 ve 482'inci maddelerindeki cezalar üç misli olarak hükmolunur. 
YENİ HALİ
 
 
Vergi Mahremiyeti
Madde No 5
 
Aşağıda yazılı kimseler görevleri dolayısiyle, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine müteallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazımgelen diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef'ine kullanamazlar;  1. Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar;  2. (2686 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle değişen bent) Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştayda görevli olanlar;  3. Vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler;  4. Vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler. Bu yasak, yukarıda yazılı kimseler, bu görevlerinden ayrılsalar dahi devam eder. (2365 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle değişen fıkra) Ancak, vergi güvenliğini sağlamak amacıyla Gelir Vergisi mükelleflerinin yıllık Gelir Vergisi, sermaye şirketlerinin Kurumlar Vergisi beyannamelerinde gösterdikleri matrahları (zarar dahil) ve beyanları üzerinden tarh olunan Gelir ve Kurumlar Vergileri ile mükelleflerin ad ve unvanları, bağlı oldukları vergi dairelerince beyannamelerinin verildiği yıl içinde dairenin münasip yerlerine asılacak cetvellerle ilan olunur. Mükellefin bağlı bulunduğu teşekkül varsa, bu ilan orada da yapılır.
 
(2365 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle değişen fıkra) Gelir Vergisi mükellefleri (4369 sayılı Kanunun 81/A-1 nci maddesiyle değiştirilen ibare) (Kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) ile sermaye şirketleri her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde asmak zorundadırlar. İlan ve levhalara ilişkin diğer hususlar Maliye Bakanlığınca belli edilir. (4369 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle eklenen fıkra) Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir.(4962 sayılı Kanunun 17/A-a maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 07.08.2003)Ayrıca, kamu görevlilerince yapılan adlî ve idarî soruşturmalar ile ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgiler verilebilir. Bu bilgilerin verilmesine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu takdirde kendilerine bilgi verilen kişi ve kurumlar da bu maddede yazılı yasaklara uymak zorundadırlar.
 
Maliye Bakanlığı bilgilerin açıklanmasıyla ilgili usulleri belirlemeye yetkilidir. 
(5728 sayılı Kanunun 272 nci Maddesi ile değişen fıkra) Açıklanan bu bilgiler ele alınarak mükelleflerin haysiyet, şeref ve haklarına tecavüz edilemez .
 
 
3-      “Komisyonlara Seçilecek Üyelerde Aranan Vasıflar” ile İlgili 87 nci Maddede Yapılan Değişiklik;
 
5728 Sayılı Kanunun 273 ncü maddesi ile VUK.nun 87 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, bu değişiklik ile komisyonlara seçilecek üyelerin daha önce Türk Ceza Kanununa göre ceza almamış olmaları kuralı getirilmiştir.
 
ESKİ HALİ     
Komisyonlara Seçilecek Üyelerde Aranacak Vasıflar Madde No 87
 
(2365 sayılı Kanunun 14'üncü maddesiyle değişen fıkra) Takdir, tadilat ve zirai kazançlar il komisyonları ile özel komisyonlara, memurların dışında, seçilecek kimselerde aşağıdaki vasıflar aranır: 
1. İyi ahlak sahibi olmak ve ikamet ettiği veya iş gördüğü muhitin emniyet ve itimadını kazanmış bulunmak; 
2. Kamu hizmetlerinden memnu olmamak ve medeni haklardan ıskat edilmiş bulunmamak; 
3. Ağır hapis veya şeref ve haysiyeti muhil bir suçtan dolayı hapis cezasiyle hükümlü olmamak; 
4. Vergi kaçakçılığından dolayı cezalandırılmış olmamak;  5. (2365 sayılı Kanunun 14'üncü maddesiyle değişen bent) Takdir ve özel komisyonlara seçileceklerde, ayrıca 30 yaşını bitirmiş olmak; 
6. (2365 sayılı Kanunun 14'üncü maddesiyle değişen bent) Tadilat ve zirai kazançlar il komisyonlarına seçileceklerde ayrıca mensup olduğu şehir veya kasabanın iktisadi şartlarına ve emlak ve ziraat işlerine vukufu olmak ve yirmibeş yaşını bitirmiş bulunmak; 
7. (2365 sayılı Kanunun 14'üncü maddesiyle kaldırılmıştır.)
 
 
YENİ HALİ
Komisyonlara Seçilecek Üyelerde Aranacak Vasıflar Madde No 87
 
(5728 sayılı Kanunun 273 ncü maddesi ile değişen madde)
Takdir, tadilat ve zirai kazançlar il komisyonları ile özel komisyonlara, memurların dışında, seçilecek kimselerde aşağıdaki vasıflar aranır:
1. İyi ahlak sahibi olmak ve ikamet ettiği veya iş gördüğü muhitin emniyet ve itimadını kazanmış bulunmak.
2. Medeni haklardan ıskat edilmiş bulunmamak.
3. Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde  belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık veya vergi kaçakçılığı suçlarından mahkûm olmamak.
4. Takdir ve özel komisyonlara seçileceklerde, ayrıca otuz yaşını bitirmiş olmak.
5. Tadilat ve zirai kazançlar il komisyonlarına seçileceklerde ayrıca mensup olduğu şehir veya kasabanın iktisadi şartlarına ve emlak ve ziraat işlerine vukufu olmak ve yirmibeş yaşını bitirmiş bulunmak.” 
 
Yapılan değişiklik ile atıfta bulunulan 5237 sayılı TCK’nun 53 ncü maddesi hükmü de aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.
 
Türk Ceza Kanunu
 
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma 
Madde 53- (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak; 
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, 
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan, 
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan, 
d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,  yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.   
(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir. 
(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz. 
(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar. 
(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.
 
4-      “Ücret ve Sorumluluk” ile İlgili 246 ncı Maddede Yapılan Değişiklik;
 
5728 sayılı Kanunun 274 ncü maddesi ile VUK.nun 246 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilerek yeni ceza kanununa uyum sağlanmıştır.
 
ESKİ HALİ
Ücret ve Sorumluluk
Madde No 246  
 
Muhtar ve ihtiyar heyetleri üyelerine Maliye Bakanlığınca takdir ve tayin edilecek miktarda ücret verilir. Görevlerini kısmen veya tamamen yerine getirmeyen muhtar ve ihtiyar heyetleri ücrete müstehak olmazlar.    Görevini ihmal veya suistimal eden muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri hakkında Türk Ceza Kanununun 230 ve 240'ıncı maddelerine göre takibat yapılır.
 
YENİ HALİ
Ücret ve Sorumluluk
Madde No 246  
 
Muhtar ve ihtiyar heyetleri üyelerine Maliye Bakanlığınca takdir ve tayin edilecek miktarda ücret verilir. Görevlerini kısmen veya tamamen yerine getirmeyen muhtar ve ihtiyar heyetleri ücrete müstahak olmazlar. 
(5728 sayılı Kanunun 274 ncüi maddesi ile değişen fıkra) Görevini ihmal veya suiistimal eden muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri Türk Ceza Kanununun görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır.”
 
Yapılan değişiklik ile atıfta bulunulan 5237 sayılı TCK’nın 257 nci maddesinde düzenlenen “Görevi Kötüye Kullanma” ile ilgili madde aşağıda bilgilerinize sunulmuştur. 
Türk Ceza Kanunu
 
Görevi kötüye kullanma 
Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 
(3) İrtikap suçunu oluşturmadığı takdirde, görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
  
5-      “Vergi Ziyaı Suçu ve Cezası” ile İlgili 344 ncü Maddede Yapılan Değişiklik
 
5728 sayılı Kanunun 275 nci maddesi ile VUK.nun  344 ncü maddesinin başlığı”Vergi Ziyaı Cezası” olarak değiştirilmiş ve vergi ziyaı cezasının tanımı yeniden yapılmıştır. Buna göre maddenin son hali aşağıdaki gibidir.
 
ESKİ HALİ
Vergi Ziyaı  Suçu ve Cezası
Madde No 344
 
(4369 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle, madde başlığı ile birlikte değişen madde Yürürlük: 01.01.1999) Vergi ziyaı suçu, mükellef veya sorumlu tarafından 341 inci maddede yazılı hallerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesidir. 
(5479 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle 01.01.2006 tarihinden geçerli olmak üzere değişen fıkra. Yürürlük; 08.04.2006.) Vergi ziyaı suçu işleyenlere, ziyaa uğrattıkları verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir.
Vergi ziyaına 359 uncu maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu ceza üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulanır.  Vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için bu madde uyarınca kesilecek ceza yüzde elli oranında uygulanır.
(4444 sayılı Kanunun 14/B-1 maddesiyle yürürlükten kaldırılan fıkra. Yürürlük; 14.08.1999)
YENİ HALİ
Vergi Ziyaı Cezası
Madde No 344
 
  ( 5728 sayılı Kanunun 275 nci maddesi ile değişen fıkra ) 341 inci maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir.
 Vergi ziyaına 359 uncu maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu ceza üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulanır.  Vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için bu madde uyarınca kesilecek ceza yüzde elli oranında uygulanır.
(4444 sayılı Kanunun 14/B-1 maddesiyle yürürlükten kaldırılan fıkra. Yürürlük; 14.08.1999)
 
 
 
 
 
 
6-      “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” ile İlgili 359 ncu Maddede Yapılan Değişiklik;
 
5728 sayılı kanunun 276 ncı maddesi ile VUK.nun;
 
  • Dördüncü kitap, ikinci kısmın üçüncü bölüm başlığı “Suçlar ve Cezaları” şeklinde değiştirilmiş,
  • 359 ncu maddenin (a) fıkrasına göre verilecek hapis cezasının alt sınırı 6 aydan bir yıla çıkarılmış,
  • 359 ncu maddede ceza uygulmasında cezanın paraya çevrilmesindeki “Asgari Ücret” endeksinden vazgeçilmiş,
  • 359 ncu maddenin (b) fıkrasına göre verilecek ceza değiştirilerek üç yıldan beş yıla kadar çıkarılmış
  •  359 ncu maddeye (c) fıkrası eklenmiştir.
Maddenin mukayeseli değişik şekli aşağıdaki gibidir.
 
ESKİ HALİ
Kaçakçılık Suçları ve Cezaları
Madde No 359
4369 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle değişen madde)
a) Vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan; 
1) Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler, 
2) Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler (varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi gizleme demektir.) veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar (Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge, gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belgedir.), 
Hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis cezası hükmolunur. 
Hükmolunan hapis cezasının para cezasına çevrilmesinde, hapis cezasının her bir günü için, sanayi sektöründe çalışan 16 yaşından büyük işçiler için(12.10.2000 tarih ve 24198 sayılı R.G.'de yayımlanan E.1990/10; K.1999/22 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı ile iptal edilen sözcükler) yürürlükte bulunan asgari ücretin bir aylık brüt tutarının yarısı esas alınır ve hükmolunan bu para cezası ertelenemez. 
b) Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan; 
1) Defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar (Sahte belge, gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgedir.), 
2) Belgeleri Maliye Bakanlığı ile anlaşması olmadığı halde basanlar ile sahte olarak basanlar veya bu belgeleri kullananlar, 
Hakkında on sekiz aydan üç yıla kadar ağır hapis cezası hükmolunur. 
371 inci maddedeki pişmanlık şartlarına uygun olarak durumu ilgili makamlara bildirenler hakkında bu madde hükmü uygulanmaz. 
Kaçakçılık suçlarını işleyenler hakkında bu maddede yazılı cezaların uygulanması 344 üncü maddede yazılı vergi ziyaı cezasının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez.
YENİ HALİ
Kaçakçılık Suçları ve Cezaları
Madde No 359
(5728 sayılı Kanunun 276 ncı maddesi ile değişen madde)  a) Vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan; 1) Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler,
2) Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, 
Hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir. Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir.
b) Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir.
c) Bu Kanun hükümlerine göre ancak Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, Bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek kullananlar iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.  371 inci maddedeki pişmanlık şartlarına uygun olarak durumu ilgili makamlara bildirenler hakkında bu madde hükmü uygulanmaz. Kaçakçılık suçlarını işleyenler hakkında bu maddede yazılı cezaların uygulanması 344 üncü maddede yazılı vergi ziyaı cezasının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez.”
 
 
 
 
7-      “İştirak” Başlıklı 360 nci Maddede Yapılan Değişiklik;
 
5728 sayılı Kanunun 277 nci maddesi ile VUK.nun 360 ncı maddesi başlığı “Cezadan İndirim” olarak değiştirilmiş ve cezalarda yapılacak indirim için Türk Ceza Kanunu hükümlerinin uygulanacağı açıklanmıştır.
 
ESKİ HALİ
İştirak 
Madde No 360
(4369 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle değişen madde) Birden fazla kişi 359 uncu maddede sayılan fiillerin icrasına iştirak ettikleri takdirde fiili irtikap edenlerden veya doğrudan doğruya beraber işlemiş olanlardan her biri bundan ayrı ayrı maddi menfaat gözetmek şartıyla o fiile mahsus ceza ile cezalandırılır. Söz konusu fiilleri işlemeye azmettirenlere de aynı cezalar hükmolunur.  Bu fiillere maddi menfaat gözetmeksizin iştirak edenlere fiile mahsus cezanın dörtte biri hükmolunur.
YENİ HALİ
Cezadan indirim 
Madde No 360
  (5728 sayılı Kanunun 277 nci maddesi ile değişen madde) 359 uncu maddede yazılı suçların işlenişine iştirak eden suç ortaklarının bu suçların işlenmesinde menfaatinin bulunmaması halinde, Türk Ceza Kanununun suça iştirak hükümlerine göre hakkında verilecek cezanın yarısı indirilir.”
 
 
 
 
 
 
Maddenin yeni şeklinde, Türk Ceza Kanununun suça iştirak hükümlerine atıfta bulunulmuş olup,  5237 sayılı TCK’nın İştirak hükümleri aşağıda bilgilerinize sunulmuştur. 
 
Türk Ceza Kanunu
 
Suça İştirak
Faillik
Madde 37- (1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
(2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır.
Azmettirme
Madde 38- (1) Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.
(2) Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme halinde, azmettirenin cezası üçte birden yarısına kadar artırılır. Çocukların suça azmettirilmesi halinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmaz.
(3) Azmettirenin belli olmaması halinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilir. Diğer hallerde verilecek cezada, üçte bir oranında indirim yapılabilir.
 
 
Yardım etme
Madde 39- (1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
(2) Aşağıdaki hallerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:
a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak.
Bağlılık Kuralı
Madde 40- (1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
(3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir.
İştirak hâlinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme
Madde 41- (1) İştirak halinde işlenen suçlarda, sadece gönüllü vazgeçen suç ortağı, gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanır.
(2) Suçun; a) Gönüllü vazgeçenin gösterdiği gayreti dışında başka bir sebeple işlenmemiş olması,
b) Gönüllü vazgeçenin bütün gayretine rağmen işlenmiş olması, Hallerinde de gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır.
 
8-      “Vergi Mahremiyetinin İhlali” Başlıklı  362 nci Maddede Yapılan Değişiklik;
 
5728 sayılı Kanunun  278 nci maddesi ile  VUK.nun  Kanunun 362 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilerek Yeni Türk Ceza Kanunundaki ceza maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir.
 
 
ESKİ HALİ
Vergi Mahremiyetinin İhlali
Madde No 362
Bu kanunda yazılı vergi mahremiyetine uymağa mecbur olan kimselerden bu mahremiyeti ihlal edenlere Türk Ceza Kanununun 198'inci maddesinde yazılı cezanın iki katı hükmolunur. Bu ceza iki aydan az olmaz.  Suçları tekerrür edenler bir daha devlet hizmetinde kullanılmazlar. 
YENİ HALİ
Vergi Mahremiyetinin İhlali
Madde No 362
(5728 sayılı Kanunun 278 nci maddesi ile değişen madde) Bu Kanunda yazılı vergi mahremiyetine uymaya mecbur olan kimselerden bu mahremiyeti ihlal edenler, Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesi hükümlerine göre cezalandırılır.
 
 
362 nci maddede yapılan değişiklik ile atıfta bulunulan 5237 sayılı TCK’nun 239 ncu maddesinde düzenlenen “Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması” ile ilgili  madde aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.  
 
Türk Ceza Kanunu
 
Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması
Madde 239- (1) Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikayet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi halinde de bu fıkraya göre cezaya hükmolunur.
(2) Birinci fıkra hükümleri, fenni keşif ve buluşları veya sınai uygulamaya ilişkin bilgiler hakkında da uygulanır. (3) Bu sırlar, Türkiye'de oturmayan bir yabancıya veya onun memurlarına açıklandığı takdirde, faile verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. Bu halde şikayet koşulu aranmaz.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi bu madde kapsamına giren bilgi veya belgeleri açıklamaya mecbur kılan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
 
9-      “Mükelleflerin Özel İşlerini Yapan Memurlar” ile İlgili 363 ncü Maddede Yapılan Değişiklik;
 
5278 sayılı Kanunun  279 ncu maddesi ile  VUK.nun 363 ncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilerek, Yeni Türk Ceza Kanunundaki ceza maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir.
 
ESKİ HALİ
Mükelleflerin Özel İşlerini Yapan Memurlar
Madde No 363  
Bu kanunun altıncı maddesinin son fıkrası gereğince mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini yapmaları yasak edilen memurlardan bu yasağa aykırı harekette bulunanlar Türk Ceza Kanununun 240'ıncı maddesine göre ceza görürler. (4369 sayılı Kanunun 81 nci maddesiyle değişen cümle Yürürlük;01.01.1999) Bu hareketler kaçakçılık suçu cezasını gerektiren bir fiile iştirak mahiyetinde olduğu takdirde haklarında ayrıca bu Kanunun 344 ncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanır.
YENİ HALİ
Mükelleflerin Özel İşlerini Yapan Memurlar
Madde No 363  
(5728 sayılı Kanunun 279 ncu maddesi ile değişen madde) Bu Kanunun 6 ncı maddesinin son fıkrası gereğince mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini yapmaları yasak edilen memurlardan bu yasağa aykırı harekette bulunanlar Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre cezalandırılır.  Bu hareketlerle vergi ziyaına neden olunması halinde, kişiye ayrıca bu Kanunun 344 üncü maddesine göre vergi ziyaı cezası kesilir.
 
363 nci maddede yapılan değişiklik ile atıfta bulunulan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 257 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.
 
 
Türk Ceza Kanunu
 
Görevi kötüyeKullanma
 
Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
 
 
 
10-  “Bazı Kaçakçılık Suçlarının Cezalandırılmasında Usul” İle İlgili 367 nci Maddede Yapılan Değişiklik;
 
5278 sayılı Kanunun  280’inci maddesi ile   VUK.nun 367 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilerek, yeni ceza kanununa uyum sağlamıştır.
 
ESKİ HALİ
 Bazı Kaçakçılık Suçlarının Cezalandırılmasında Usul Madde No 367
(2686 sayılı Kanunun 40'ıncı maddesiyle değişen madde)
Yaptıkları inceleme sırasında (4369 sayılı Kanunun 81/A-20 nci maddesiyle değiştirilen ibare. Yürürlük; 01.01.1999) 359 ve 360 ıncı maddelerde yazılı kaçakçılık veya iştirak suçlarını tespit eden maliye müfettişleri, hesap uzmanları ile bunların muavinleri ve gelirler kontrolörleri (4108 sayılı Kanunun 10'uncu maddesiyle eklenen ibare.Yürürlük; 02.06.1995) ile stajyer gelirler kontrolörleri tarafından doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili vergi dairesinin bağlı bulunduğu
(4369 sayılı Kanunun 81/A-20 nci maddesiyle değiştirilen ibare.Yürürlük; 01.01.1999) (5615 sayılı Kanunun 20 nci maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 04.04.2007)vergi dairesi başkanlığının veya defterdarlığın mütalaasıyla, keyfiyetin yetkili Cumhuriyet Savcılığına bildirilmesi mecburidir. 
Yukarıda belirtilen kaçakçılık suçunun işlendiğine sair suretlerle ıttıla hasıl eden Cumhuriyet Savcılığı hemen ilgili vergi dairesini haberdar ederek inceleme yapılmasını talebeder. 
Amme davasının açılması, inceleme neticesinin Cumhuriyet Savcılığına bildirilmesine talik olunur.
  (4369 sayılı Kanunun 82 nci maddesiyle değişen fıkra.Yürürlük; 01.01.1999) 359 ve 360 ıncı maddeler uyarınca uygulanan hapis cezaları, vergi ziyaı cezası veya usulsüzlük cezalarının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez.
Ceza mahkemesinden sadır olacak kararlar, bu kanunun dördüncü kitabının ikinci kısmında yazılı vergi cezalarını uygulayacak makam ve merciler muamele ve kararlarına müessir olmadığı gibi bu makam ve mercilerce ittihaz edilecek kararlar da ceza yargıcını bağlamaz
 
YENİ HALİ
 Bazı Kaçakçılık Suçlarının Cezalandırılmasında Usul Madde No 367 
 (5728 sayılı Kanunun 280 nci maddesi ile değişen madde) Yaptıkları inceleme sırasında 359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğini tespit eden maliye müfettişleri, hesap uzmanları ile bunların yardımcıları ve gelirler kontrolörleri ile stajyer gelirler kontrolörleri tarafından doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili vergi dairesinin bağlı bulunduğu vergi dairesi başkanlığının veya defterdarlığın mütalaasıyla, keyfiyetin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi mecburidir.
359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğine sair suretlerle ıttıla hasıl eden Cumhuriyet başsavcılığı hemen ilgili vergi dairesini haberdar ederek inceleme yapılmasını talep eder.
Kamu davasının açılması, inceleme neticesinin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesine talik olunur.
359 uncu maddede yazılı suçlardan dolayı cezaya hükmedilmesi, vergi ziyaı cezası veya usulsüzlük cezalarının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez.
Ceza mahkemesi kararları, bu Kanunun dördüncü kitabının ikinci kısmında yazılı vergi cezalarını uygulayacak makam ve mercilerin işlem ve kararlarına etkili olmadığı gibi, bu makam ve mercilerce verilecek kararlar da ceza hâkimini bağlamaz.
 
11-  “Pişmanlık ve Islah” ile İlgili 371 nci Maddede Yapılan Değişiklik;
 
5278 sayılı  Kanunun  281 nci maddesi ile VUK.nun  371 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilerek, madde üzerinde daha önce yapılan değişiklikler, dil kurallarına göre yeniden düzenlenmiştir.
 
ESKİ HALİ
Pişmanlık ve Islah
Madde No 371 
(2365 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesiyle değişen fıkra) Beyana dayanan vergilerde (4369 sayılı Kanunun 81/A-21 inci maddesiyle değiştirilen ibare. Yürürlük ; 01.01.1999) vergi ziyaı cezasını gerektiren (360 ıncı maddede yazılı iştirak şeklinde yapılanlar dahil) kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber veren mükelleflere aşağıda yazılı kayıt ve şartlarla (4369 sayılı Kanunun 81/A-21 inci maddesiyle değiştirilen ibare.Yürürlük ; 01.01.1999) vergi vergi ziyaı cezası kesilmez.
1. Mükellefin keyfiyeti haber verdiği tarihten önce bir muhbir tarafından herhangi resmi bir makama dilekçe ile veya şifahi beyanı tutanakla tevsik edilmek suretiyle haber verilen husus hakkında ihbarda bulunulmamış olması (Dilekçe veya tutanağın resmi kayıtlara geçirilmiş olması şarttır.) 2. (2455 sayılı Kanunun 4'üncü maddesiyle değişen bent) Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde herhangi bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın takdir komisyonuna intikal ettirildiği günden evvel (4369 sayılı Kanunun 81/A-21 inci maddesiyle değiştirilen ibare.Yürürlük ; 01.01.1999) (kaçakçılık suçu teşkil eden fiillerin işlendiğinin tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması; 3. Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin mükellefin haber verme dilekçesinin verildiği tarihten başlıyarak 15 gün içinde tevdi olunması;4. Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının mükellefin keyfiyeti haber verme tarihinden başlıyarak 15 gün içinde tamamlanması veya düzeltilmesi; 5. (3239 sayılı Kanunun 30'uncu maddesiyle değişen bent) Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödenmenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak 15 gün içinde ödenmesi.  (2365 sayılı Kanunun 90'ıncı maddesiyle değişen fıkra) Yukarıdaki şartların yerine getirilmesi halinde (4369 sayılı Kanunun 81/A-21 inci maddesiyle değiştirilen ibare.Yürürlük ; 01.01.1999) kaçakçılık suçlarını işleyenler hakkında 360 ıncı madde hükmü uygulanmaz. 
(2365 sayılı Kanunun 90'ıncı maddesiyle eklenen fıkra) Bu madde hükmü Emlak Vergisinde uygulanmaz.
 
YENİ HALİ
Pişmanlık ve Islah
Madde No 371
  (5728 sayılı Kanunun 281 nci maddesi ile değişen madde) Beyana dayanan vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren fiilleri işleyen mükelleflerle bunların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi hâlinde, haklarında aşağıda yazılı kayıt ve şartlarla vergi ziyaı cezası kesilmez.
1. Mükellefin keyfiyeti haber verdiği tarihten önce bir muhbir tarafından her hangi resmi bir makama dilekçe ile veya şifahi beyanı tutanakla tevsik edilmek suretiyle haber verilen husus hakkında ihbarda bulunulmamış olması (Dilekçe veya tutanağın resmi kayıtlara geçirilmiş olması şarttır.)
2. Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde her hangi bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın takdir komisyonuna intikal ettirildiği günden evvel (Kaçakçılık suçu teşkil eden fiillerin işlendiğinin tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması.
 
 
3. Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin mükellefin haber verme dilekçesinin verildiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde tevdi olunması.
4. Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının mükellefin keyfiyeti haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde tamamlanması veya düzeltilmesi.
5. Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde ödenmesi. Bu madde hükümleri, emlak vergisi ile ilgili olarak uygulanmaz.” 
 
  
 

KAYNAK: Deloitte Türkiye

14.02.2008
 

 


Copyrıght © 2005 -2008  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.