5736 SAYILI BAZI KAMU
ALACAKLARININ UZLAŞMA USULÜ İLE TAHSİLİ
HAKKINDA KANUN GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 1)
27/2/2008 tarihli ve 26800 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan 5736 sayılı Bazı Kamu
Alacaklarının Uzlaşma Usulü İle Tahsili
Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde;
"MADDE 1-
(1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önceki dönemlere (beyana dayanan vergilerde bu
tarihten önce verilmesi gereken beyannamelere)
ilişkin olup bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla; 4/1/1961 tarihli ve 213
sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre
ikmalen, re'sen ve idarece tarh edilen vergi,
resim, harçlar, fon payı ve bunlara bağlı
vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel
usulsüzlük cezalarından, vergi mahkemeleri,
bölge idare mahkemeleri ve Danıştay nezdinde
dava açma, ilgisine göre itiraz ve temyiz
süreleri geçmemiş veya ihtilaflı olup kanun
yolu tüketilmemiş bulunanlar için bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın
sonuna kadar aynı Kanunun uzlaşmaya ilişkin
hükümlerine göre uzlaşma talep edilmesi ve
uzlaşma sonucu tahakkuk eden vergi, resim,
harçlar, fon payları ile bunlara bağlı vergi
ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel
usulsüzlük cezalarının ve bu madde kapsamında
yapılan uzlaşma tarihine kadar hesaplanacak
gecikme faizlerinin, ilk taksidi uzlaşma
tutanağının düzenlendiği ayı takip eden aydan
başlamak ve 18 ayda 18 eşit taksitte, taksit
tutarları ilk taksit ödeme süresinin başlangıç
tarihinden itibaren her ay ve kesri için ayrı
ayrı binde iki oranında hesaplanacak faiziyle
birlikte tamamen ödenmek şartıyla uzlaşmaya
konu tutardan kalan alacakların tahsilinden
vazgeçilir.
(2)
213 sayılı Kanunun 344 üncü ve geçici 27 nci
maddeleri uyarınca vergi ziyaı cezası üç kat
(iştirak halinde bir kat) olarak uygulanan
tarhiyata ilişkin vergi ve cezalar ile bunlara
bağlı usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları
ve il özel idareleri ile belediyelere ait
vergi, resim ve harçlar hakkında bu madde
hükmü uygulanmaz.
(3)
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla
uzlaşma veya tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde
bulunulmuş ancak tarhiyat öncesi uzlaşma
taleplerinde uzlaşma günü verilmiş olmakla
birlikte henüz uzlaşma günü gelmemiş, diğer
uzlaşma taleplerinde ise henüz uzlaşma günü
verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş talepler
ile uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağa
yazılan nihai teklifin kabulü için henüz
süresi geçmemiş alacaklara ilişkin uzlaşma
talepleri, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre
sonuçlandırılır. Şu kadar ki mükelleflerin, bu
madde hükmünden yararlanmak istemeleri halinde
kendilerine tayin edilen uzlaşma gününde bu
taleplerini yazılı olarak beyan etmeleri
zorunludur. Uzlaşmanın vaki olmadığına dair
tutanağa yazılan nihai teklifin kabulü için
henüz süresi geçmemiş olan mükellefler ise
dava açma süresi içinde yazılı başvuruda
bulunmak, dava açmamak ve nihai teklifte
yazılı tutarı kabul etmek koşuluyla bu madde
hükmünden yararlanabilir.
(4)
Mükelleflerin bu madde hükmünden
yararlanabilmeleri için tarh edilen vergi,
resim, harçlar ve fon payları ile kesilen
cezalara karşı dava açmamaları, açılmış
davalardan uzlaşma tutanağını imzaladıkları
tarihte vazgeçmeleri şarttır. Uzlaşma
tutanağını imzalayan mükelleflerce davadan
vazgeçme dilekçeleri uzlaşma komisyonuna
verilir ve bu dilekçelerin komisyona verildiği
tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih
sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine
gönderilir.
(5)
Bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan
vazgeçen mükelleflerin, ihtilafları ile ilgili
olarak daha önce verilmiş ve kanun yolu
tüketilmemiş kararlar uyarınca, taraflara
tebliğ edilip edilmediğine bakılmaksızın işlem
yapılmaz. İhtilafa ilişkin nihai kararın
kesinleşmiş olması halinde bu madde hükmünden
yararlanılamaz. Bu takdirde kesinleşmeye
ilişkin kararların bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla taraflardan birine
tebliğ edilmiş olması şarttır.
(6)
Bu madde kapsamında uzlaşma sağlanan
alacaklara ilişkin taksitlerin, süresinde
ödenmemesi ya da eksik ödenmiş olması halinde,
süresinde ödenmemiş veya eksik ödenmiş taksit
tutarı; son taksit ödeme süresi sonuna kadar,
ödenmeyen ya da eksik ödenen taksitin son
taksite ait olması halinde ise bu tutara son
taksiti izleyen ayın sonuna kadar her ay ve
kesri için ayrı ayrı % 5 oranında, tahsil
tarihine kadar geçen süre için ise 21/7/1953
tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre
gecikme zammı tatbik edilerek ödeme emri
tebliğine gerek kalmaksızın aynı Kanun
hükümlerine göre cebren takip ve tahsil
edilir.
(7)
Bu madde kapsamına giren tutarlara karşılık
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
yapılmış tahsilâtlar, bu madde kapsamında
uzlaşılan tutarlara ve hesaplanan gecikme
faizlerine 6183 sayılı Kanunun 47 nci
maddesine göre mahsup edilir ve fazla tahsil
edilen tutarlar red ve iade edilir.
(8)
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye ve madde kapsamında
yapılacak başvuruların süresini bir aya kadar
uzatmaya Maliye Bakanı yetkilidir."
hükmüne yer verilmiş olup hükmün uygulanmasına
ilişkin açıklamalar, bu Tebliğin konusunu
oluşturmaktadır.
I- KAPSAM
A. Vergi veya Cezanın
Türü İtibarıyla:
5736
sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü
İle Tahsili Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin
kapsamına Devlete ait olup 4/1/1961 tarihli ve
213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre
ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen
vergi, resim, harçlar, fon payı ve bunlara
bağlı vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve
özel usulsüzlük cezaları girmektedir. Bundan
böyle kapsama giren alacaklar, vergi ve ceza
olarak anılacaktır.
Dolayısıyla, 213 sayılı Kanun kapsamına
girmeyen gümrük vergileri, ithalde alınan
katma değer vergisi ile özel tüketim vergisi,
kaynak kullanımını destekleme fonu
kesintileri, trafik para cezaları gibi idari
para cezaları ve benzeri alacaklar için 5736
sayılı Kanun hükümlerinden yararlanılması
mümkün bulunmamaktadır.
Ayrıca, 5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin
ikinci fıkrası gereğince, 213 sayılı Kanunun
344 üncü ve geçici 27 nci maddeleri uyarınca
vergi ziyaı cezası üç kat (iştirak halinde bir
kat) olarak uygulanan tarhiyata ilişkin vergi
ve cezalar ile bunlara bağlı usulsüzlük ve
özel usulsüzlük cezaları ve il özel idareleri
ile belediyelere ait vergi, resim ve harçlar
hakkında madde hükmü uygulanmayacaktır.
213
sayılı Kanunun 344 üncü ve geçici 27 nci
maddeleri uyarınca üç kat kesilen vergi ziyaı
cezasının yargı kararı ile bir kat olarak
değiştirilmek suretiyle onanmış olması halinde
de bu tarhiyata konu vergi ve cezalar ile
bunlara bağlı usulsüzlük ve özel usulsüzlük
cezaları 5736 sayılı Kanun kapsamına
girmeyecektir.
B. Vergi veya Cezanın
Dönemi İtibarıyla:
5736
sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü
ile Tahsili Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin
kapsamına, maddenin yürürlüğe girdiği
27/2/2008 tarihinden önceki dönemlere (beyana
dayanan vergilerde bu tarihten önce verilmesi
gereken beyannamelere) ilişkin olan
tarhiyatlar girmektedir.
Örneğin, Aralık/2007 ayına ait olup 24/1/2008
tarihi mesai saati bitimine kadar verilmesi
gereken katma değer vergisi beyannameleri
nedeniyle yapılmış ve maddenin yürürlüğe
girdiği 27/2/2008 tarihi itibarıyla ilgilisine
tebliğ edilmiş olan tarhiyatlar Kanun
kapsamına girmekte, Mart/2008 ayında verilecek
2007 yılı yıllık gelir vergisi beyannameleri
için yapılacak tarhiyatlar ise anılan Kanunun
kapsamına girmemektedir.
Diğer
taraftan, 5736 sayılı Kanunun 1 inci
maddesinin birinci fıkrası uyarınca bir vergi
aslına bağlı olmaksızın kesilen ve maddenin
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilgilisine
tebliğ edilmiş ancak kesinleşmemiş olan
usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları Kanun
kapsamına girmektedir.
C. Vergi veya Cezanın
Bulunduğu Safha İtibarıyla:
5736
sayılı Kanunun 1 inci maddesi, kapsama giren
vergi ve cezaların kesinleşmemiş olması
şartını getirmektedir.
Buna
göre, maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla;
-
Vergi mahkemelerinde
dava açma süresi geçmemiş olan,
-
Vergi mahkemelerinde
davası devam eden,
-
Vergi mahkemeleri
kararı üzerine itiraz veya temyiz başvuru
süreleri geçmemiş olan,
-
Bölge idare
mahkemeleri ve Danıştay nezdinde ihtilaflı
olan veya karar düzeltme başvuru süreleri
geçmemiş olan
vergi
ve cezalar Kanun kapsamına girmektedir.
İhtilafa ilişkin nihai kararın kesinleşmiş
olması halinde ise bu madde hükmünden
yararlanılamayacaktır. Kesinleşmiş nihai yargı
kararı, nihai yargı kararı üzerine tarafların
kanun yollarına süresinde başvurmamaları veya
kanun yollarının tüketilmesine ilişkin kararın
maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla
(bu tarih dahil) taraflardan herhangi birine
tebliğ edilmiş olmasıdır.
Ancak, 5736 sayılı Kanun kesinleşmeye ilişkin
yargı kararlarının bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih olan 27/2/2008 tarihi itibarıyla
taraflardan hiçbirine tebliğ edilmemiş olması
halinde Kanundan yararlanılabileceğini
öngörmektedir.
Örneğin, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce Danıştay tarafından karar düzeltme
başvurusu üzerine verilmiş bir kararın, vergi
dairesine tebliğ edilmiş ancak mükellefe
tebliğ edilmemiş olması halinde mükellef, 5736
sayılı Kanundan yararlanamayacaktır.
Diğer
taraftan, ikmalen, re'sen veya idarece yapılan
tarhiyata ilişkin ihbarnamenin tebliği üzerine
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce
tarhiyata dava açılmaması suretiyle veya 213
sayılı Kanunun 376 ncı maddesine ya da uzlaşma
hükümlerine göre kesinleşen vergi ve cezaların
Kanun kapsamına girmediği tabiidir.
213
sayılı Vergi Usul Kanununun 124 üncü
maddesinden hareketle açılmış olan davalar ile
yargı kararları kesinleştikten sonra
kullanılabilen kanun yolu olan yargılamanın
yenilenmesi başvurusu yapılmış ihtilaflara
konu vergi ve cezalar, kesinleşmiş alacak
oldukları için Kanun kapsamına girmemektedir.
Öte
yandan, maddenin yürürlüğe girdiği 27/2/2008
tarihi itibarıyla;
-
Tarhiyat öncesi uzlaşma taleplerinde uzlaşma
günü verilmiş olmakla birlikte henüz uzlaşma
günü gelmemiş,
-
Diğer uzlaşma taleplerinde ise henüz uzlaşma
günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş
uzlaşma talepleri 213 sayılı Kanun hükümlerine
göre sonuçlandırılacaktır.
5736
sayılı Kanun, bu safhada bulunan vergi ve
cezaların, talep edilmesi halinde Kanunda
öngörülen sürede 18 taksitte ödenebilmesine
imkân tanımaktadır. Bu nedenle, uzlaşma
talepleri 213 sayılı Kanun hükümlerine göre
sonuçlandırılan mükelleflerin, bu maddede yer
alan taksitlendirme hükümlerinden yararlanmak
istemeleri halinde kendilerine tayin edilen
uzlaşma gününde bu taleplerini yazılı olarak
komisyona beyan etmeleri
(Ek:1)
gerekmektedir.
-
Uzlaşmanın vaki
olmadığına dair tutanağa yazılan nihai
teklifin kabulü için henüz süresi geçmemiş
olan mükellefler ise dava açma süresi
içinde tarha yetkili vergi dairesine
yazılı başvuruda bulunmak, dava açmamak ve
nihai teklifte yazılı tutarı kabul etmek
koşuluyla
(Ek:2) bu
maddede yer alan taksitlendirme
hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
213
sayılı Kanun hükümlerine göre tarhiyat öncesi
uzlaşma talebinde bulunan ve uzlaşma
görüşmelerinde 5736 sayılı Kanun kapsamında
taksitlendirme talep eden mükellefler ile
uzlaşma vaki olmadığı takdirde, bu
mükelleflerin vergi ve ceza tarhiyatından
sonra 213 sayılı Kanunun uzlaşma hükümlerinden
yararlanması mümkün bulunmamaktadır.
Maddenin yürürlüğe girdiği 27/2/2008 tarihi
itibarıyla tarhiyat öncesi uzlaşma talep
edilmesine rağmen gün verilmemiş (uzlaşma
gününü belirten davetiye yazısı mükellefe
tebliğ edilmemiş) vergi incelemelerine ilişkin
olan talepler, 5736 sayılı Kanun kapsamında
bulunmamaktadır.
II- BAŞVURU SÜRESİ VE
ŞEKLİ
A. Başvuru Süresi:
Mükelleflerin 5736 sayılı Kanunun 1 inci
maddesinden yararlanabilmesi için esas
itibarıyla 31 Mart 2008 tarihi mesai saati
bitimine kadar Vergi Usul Kanununun uzlaşmaya
ilişkin hükümlerine göre uzlaşma talep
etmeleri gerekmektedir.
Ancak, 5736 sayılı Kanun kapsamına giren vergi
ve cezalar, bulundukları safhalar itibarıyla
farklılık gösterdiğinden başvuru süreleri ve
başvurulacak merciler alacakların bulundukları
safhalar itibarıyla aşağıda belirtilmiştir:
1) Vergi mahkemelerinde
dava açma, vergi mahkemeleri kararı üzerine
itiraz veya temyiz başvuru süreleri ve bölge
idare mahkemeleri ve Danıştay nezdinde karar
düzeltme başvuru süreleri geçmemiş olanlar:
5736
sayılı Kanuna göre mükelleflerin vergi ve
cezalar için uzlaşma başvurularını, 31/3/2008
tarihine kadar (bu tarih dahil) yapmaları esas
olmakla birlikte bu Kanun, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanununda yer alan dava açma,
itiraz, temyiz ve karar düzeltme başvuru
sürelerini değiştirmemektedir.
Maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla
vergi mahkemeleri nezdinde dava açma süresi
geçmemiş mükelleflerin adlarına tarh edilen
vergi ve kesilen cezalar için dava açma süresi
içerisinde başvuruda bulunmaları menfaatleri
gereğidir. Zira, 5736 sayılı Kanun kapsamında
uzlaşma sağlanamadığı takdirde, mükellefler
213 sayılı Kanunun Ek 7 nci maddesi hükmüne
göre dava açma yoluna gidebileceklerdir.
Örneğin, tarh edilen vergi ve kesilen cezaya
ilişkin ihbarnamenin 25/2/2008 tarihinde
mükellefe tebliğ edildiği varsayıldığında, bu
tarhiyata karşılık mükellefin 26/3/2008 tarihi
mesai saati sonuna kadar vergi mahkemesinde
dava açma hakkı bulunmaktadır. 5736 sayılı
Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen
mükellefin dava açma süresi içerisinde yaptığı
başvuru üzerine uzlaşma sağlanamaması halinde
213 sayılı Kanunun Ek 7 nci maddesi hükmüne
göre dava açma yoluna gidebilecektir. 5736
sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuru süresi 31/3/2008 tarihinde sona
erdiğinden mükellefin 27-31 Mart 2008
tarihleri arasında Kanundan yararlanmak üzere
başvuruda bulunması mümkündür. Ancak, bu
tarihler arasında yapılan başvuru üzerine
uzlaşma sağlanamaması halinde dava açma
hakkını kaybetmiş olacaktır.
Diğer
taraftan, 5736 sayılı Kanunun 1 inci
maddesinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda
yer alan itiraz, temyiz ve karar düzeltme
başvuru süreleri ile cevap verme süreleri de
değişmediğinden, mükelleflerin madde hükmünden
yararlanmak için başvurularını söz konusu
süreleri dikkate alarak yapmaları icap
etmektedir.
Kanun
uygulamasından yararlanabilmek için yapılacak
başvuruların tarha yetkili vergi dairesine
ekteki örneğe uygun dilekçe
(Ek:3)
ile yazılı olarak yapılması gerekmektedir.
2) Vergi mahkemeleri,
bölge idare mahkemeleri ve Danıştay nezdinde
devam eden davalar:
5736
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin yürürlüğe
girdiği 27/2/2008 tarihi itibarıyla tarh
edilen vergi ve kesilen cezaya ilişkin
ihtilafın, vergi mahkemeleri, bölge idare
mahkemeleri ve Danıştay nezdinde devam ediyor
olması halinde, mükelleflerin bu madde
hükmünden yararlanmak üzere başvurularını;
tarha yetkili vergi dairesine dilekçe
(Ek:3)
ile 31/3/2008 tarihi mesai saati bitimine
kadar yazılı olarak yapmaları gerekmektedir.
3) Uzlaşma veya tarhiyat
öncesi uzlaşma safhasında bulunan vergi ve
cezalar:
5736
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla uzlaşma ve tarhiyat
öncesi uzlaşma talebinde bulunulmuş ancak;
a.
Tarhiyat öncesi uzlaşma taleplerinde uzlaşma
günü verilmiş olmakla birlikte henüz uzlaşma
günü gelmemiş vergi ve cezalar için bu
Kanundan yararlanılmak üzere yapılacak
başvuruların, en geç uzlaşma gününde uzlaşma
komisyonuna dilekçe
(Ek:1)
ile yapılması gerekmektedir.
b.
Uzlaşma taleplerinde henüz uzlaşma günü
verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş vergi ve
cezalar için bu Kanundan yararlanılmak üzere
yapılacak başvuruların; en geç uzlaşma gününde
uzlaşma komisyonuna dilekçe
(Ek:1)
ile yapılması gerekmektedir.
4) Uzlaşmanın vaki
olmadığına dair tutanağa yazılan nihai
teklifin kabulü için henüz süresi geçmemiş
olan vergi ve cezalar:
5736
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla uzlaşmanın vaki
olmadığına dair tutanağa yazılan nihai
teklifin kabulü için henüz süresi geçmemiş
olan mükellefler ise dava açma süresi içinde
tarha yetkili vergi dairesine yazılı başvuruda
(Ek:2)
bulunmak, dava açmamak ve nihai teklifte
yazılı tutarı kabul etmek koşuluyla bu madde
hükmünden yararlanabileceklerinden,
başvurularını en geç dava açma süresinin bitim
tarihinde yapmaları gerekmektedir.
Mükelleflerin yukarıda belirtilen safhalarda,
uzlaşma görüşmesi yapılmadan önce taleplerini
yaptıkları mercilere yazılı başvuruda
bulunarak uzlaşma taleplerinden vazgeçmeleri
mümkündür.
B. Başvuru Şekli:
5736
sayılı Kanundan yararlanacak mükelleflerin,
Tebliğin II/A bölümünde açıklanan sürelerde
başvuru dilekçelerini, ilgili mercie elden
vermeleri veya taahhütlü posta ile
göndermeleri gerekmektedir. Başvuruların
taahhütlü posta ile yapılması halinde evrakın
postaya verildiği tarih ilgili mercie başvuru
tarihi olarak kabul edilecektir. Başvurunun
adi posta ile yapılması halinde ise, postanın
ilgili merci kayıtlarına giriş tarihi başvuru
tarihi olarak kabul edilecektir.
Uzlaşma talebine ilişkin başvuruların,
uzlaşmaya konu edilen vergi ve cezaya ilişkin
ihtilafın tamamı için yapılması gerekmekte
olup ihtilafın bir kısmı için uzlaşma talep
edilmesi mümkün değildir. Ancak mükelleflerin,
idare ile birden fazla ihtilafı var ise
bunların bir kısmı için 5736 sayılı Kanun
hükümlerinden yararlanmayı talep etmeleri,
diğer ihtilaflarını ise yargı sürecinde
sonuçlandırmayı tercih etmeleri mümkündür.
III- UZLAŞMA
KOMİSYONLARI
5736
sayılı Kanun kapsamında yapılacak uzlaşma
başvuruları, 213 sayılı Kanuna göre kurulmuş
olan uzlaşma komisyonları tarafından
sonuçlandırılacaktır.
5736
sayılı Kanunun 1 inci maddesi kapsamında
yapılacak uzlaşmalarda da talep edilen
tarhiyata konu vergi ve ceza miktarı üzerinden
görüşmeler yapılacaktır.
Uzlaşma komisyonlarının 213 sayılı Kanun
uyarınca belirlenmiş yetki sınırları, 5736
sayılı Kanunun uygulanması bakımından da
geçerlidir. Uzlaşma komisyonlarının yetki
sınırları belirlenirken sadece tarhiyata konu
edilen vergi miktarı dikkate alınacaktır.
Bir
mükellef adına, muhtelif yıllar için veya aynı
yıl için birden fazla tarhiyat yapılması ve
tarhiyatların bir kısmının uzlaşma yetkisi
düşük uzlaşma komisyonunun, bir kısmının ise
yetkisi daha yüksek uzlaşma komisyonunun yetki
sınırları içinde kalması halinde uzlaşmada
birliğin sağlanması bakımından bu tür
taleplerin tümü, yetkisi daha yüksek olan
uzlaşma komisyonunda incelenecektir.
Kanun
kapsamındaki başvurunun sadece vergi ziyaı
cezasını kapsaması halinde ise, yetkili
uzlaşma komisyonunun tespiti için cezanın
hesaplanmasına esas teşkil eden vergi miktarı
dikkate alınarak, vergi miktarı hangi uzlaşma
komisyonunun yetkisi içerisinde kalıyor ise
kesilen ceza için yapılan uzlaşma talebi bu
komisyonca görüşülecektir.
Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları
bakımından yetkili uzlaşma komisyonu ise,
-
Sadece bunların uzlaşmaya konu edilmesi
halinde bağlı bulundukları vergi dairesi
(bağlı vergi daireleri dahil) bünyesinde
kurulan uzlaşma komisyonu,
- Bu
cezaların, vergi ve/veya diğer cezalar ile
birlikte uzlaşmaya konu edilmiş olması
halinde, vergi miktarı hangi uzlaşma komisyonu
yetkisine giriyor ise bu uzlaşma komisyonu,
olacaktır.
Uzlaşma komisyonları, mükellef başvurularını
alan vergi dairesinin gönderdiği başvuru
dilekçesi ve ihtilafla ilgili gerekli bilgi ve
belgeleri de dikkate alarak uzlaşma
taleplerini sonuçlandıracaklardır. Uzlaşma
tutanaklarında, "Uzlaşma, 5736 sayılı
Kanunun 1 inci maddesi kapsamında
yapılmıştır." ifadesine yer
verilecektir.
5736
sayılı Kanun kapsamında uzlaşma tutanağını
imzalayan mükelleflerce davadan vazgeçme
dilekçeleri üç örnek olarak
(Ek:4) uzlaşma
komisyonuna verilecektir. Bu dilekçelerin
komisyona verildiği tarih, ilgili yargı
merciine verildiği tarih sayılarak
dilekçelerin bir örneği uzlaşma komisyonunun
dosyasında muhafaza edilecek, iki örneği ise
vergi dairesine gönderilecektir.
5736
sayılı Kanun hükümlerinden, ihtilafı devam
eden vergi ve cezalar için yararlanmak isteyen
mükelleflerle uzlaşma sağlanamadığı takdirde,
bu safhadaki vergi ve cezalar için uzlaşmanın
vaki olmadığına dair tutanakta nihai teklife
yer verilmeyecektir. Dolayısıyla tutanakta,
tarh edilmiş vergi ve kesilmiş ceza tutarı
uzlaşılamayan tutar olarak yer alacaktır.
IV- VERGİ DAİRELERİNCE
YAPILACAK İŞLEMLER
Mükellef başvurularını alan ilgili vergi
dairesi, yetki sınırını dikkate alarak en kısa
sürede başvuru dilekçesi ve ihtilafla ilgili
olarak gerekli bilgi ve belgeleri yetkili
uzlaşma komisyonuna intikal ettirecektir.
Uzlaşma komisyonundan uzlaşmanın vaki
olmadığına dair tutanakların alınması üzerine,
ihtilafı devam eden vergi ve cezalar için
ihtilafın sonlandırılmasına ilişkin herhangi
bir işlem yapılmayacaktır. Dava açma süresi
geçmemiş olan vergi ve cezalar için ise
mükellefin dava açıp açmadığı hususu göz
önünde bulundurularak işlem yapılacaktır.
Uzlaşma komisyonundan uzlaşmanın vaki olduğuna
dair uzlaşma tutanağının ve varsa açılmış
davalardan vazgeçildiğine dair dilekçelerin
iki örneğinin alınması üzerine vergi dairesi
dilekçenin bir örneğini mükellefin dosyasında
muhafaza edecek, bir örneğini ise yargı
merciine gönderecektir.
Uzlaşmanın vaki olması üzerine, uzlaşmaya konu
alacaklarla ilgili olarak idarece sürdürülen
ihtilaflardan da vazgeçilecektir.
A. Taksitlerin
hesaplanması:
5736
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci
fıkrasında "...uzlaşma sonucu tahakkuk eden
vergi, resim, harçlar, fon payları ile bunlara
bağlı vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve
özel usulsüzlük cezalarının ve bu madde
kapsamında yapılan uzlaşma tarihine kadar
hesaplanacak gecikme faizlerinin, ilk taksidi
uzlaşma tutanağının düzenlendiği ayı takip
eden aydan başlamak ve 18 ayda 18 eşit
taksitte, taksit tutarları ilk taksit ödeme
süresinin başlangıç tarihinden itibaren her ay
ve kesri için ayrı ayrı binde iki oranında
hesaplanacak faiziyle birlikte tamamen ödenmek
şartıyla uzlaşmaya konu tutardan kalan
alacakların tahsilinden vazgeçilir." hükmü yer
almaktadır.
Bu
hüküm uyarınca, uzlaşılan tutarlar ile uzlaşma
tutanağının imzalandığı tarih esas alınarak
hesaplanan gecikme faizlerinin 18 ayda ve 18
eşit taksit halinde ve her taksit için binde
iki faiz alınmak suretiyle ödenmesi
gerekmektedir.
Diğer
taraftan, anılan maddenin yedinci fıkrasında,
"Bu madde kapsamına giren tutarlara karşılık
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
yapılmış tahsilâtlar, bu madde kapsamında
uzlaşılan tutarlara ve hesaplanan gecikme
faizlerine 6183 sayılı Kanunun 47 nci
maddesine göre mahsup edilir ve fazla tahsil
edilen tutarlar red ve iade edilir." hükmü yer
almaktadır.
Buna
göre, uzlaşmanın vaki olduğu alacaklara
karşılık maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce tahsil edilmiş tutarlar, madde kapsamında
uzlaşılan tutarlara ve gecikme faizlerine 6183
sayılı Kanunun 47 nci maddesine göre mahsup
edildikten sonra tahsili gereken bir tutar
bulunması halinde bu tutar 18 eşit taksite
bölünecektir.
5736
sayılı Kanun kapsamında ödenecek tutarlar 18
ayda 18 eşit taksitte, ilk taksit uzlaşmanın
sağlandığı ayı takip eden aydan başlayacak
şekilde ödeme planına bağlanacaktır.
Taksitler, ayın birinci günü ila son günü
dahil ay içerisinde her hangi bir günde
ödenebilecektir.
Örnek 1-
Manisa Vergi Dairesi Başkanlığı Demirci Vergi
Dairesi mükelleflerinden (G), 5736 sayılı
Kanundan yararlanmak üzere tarha yetkili
Demirci Vergi Dairesine 14/3/2008 tarihinde
müracaatta bulunmuştur. Mükellefle yetkili
uzlaşma komisyonu, uzlaşma günü olarak tayin
edilen 25/3/2008 tarihinde 10.000,-YTL gelir
vergisi ve 5.000,-YTL vergi ziyaı cezası
üzerinde uzlaşmaya vararak, uzlaşma tutanağını
imzalamıştır. Mükellef uzlaşılan tutarlara
ilişkin açmış olduğu davadan vazgeçtiğine dair
dilekçelerini komisyona üç örnek olarak teslim
etmiştir.
Uzlaşma komisyonu, uzlaşma tutanağını ve
mükellefin davalarından vazgeçtiğine ilişkin
dilekçesinin iki örneğini vergi dairesine
göndermiştir.
Demirci Vergi Dairesi, uzlaşılan toplam
(10.000+5.000=) 15.000,-YTL ile uzlaşma
tutanağının imzalandığı tarih itibarıyla
hesaplanan 3.000,-YTL'lik gecikme faizinin
toplamı olan 18.000,-YTL'yi 18 eşit taksite
bölmüş ve (18.000/18=) 1.000,-YTL'yi taksit
tutarı olarak tespit etmiştir.
Mükellef (G)'nin, ilk taksiti (1.000,-YTL) ve
taksit tutarı üzerinden hesaplanacak binde
ikilik faizi Nisan/2008 ayı sonuna kadar vergi
dairesine ödemesi gerekmektedir. 5736 sayılı
Kanun kapsamında kalan 17 taksitin ise izleyen
aylarda ödenmesi gerektiği tabiidir.
B. Binde ikilik
faizlerin hesaplanması:
5736
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci
fıkrası gereğince, ödenmesi gereken her bir
taksit tutarı üzerinden, ilk taksit ödeme
süresinin başlangıç tarihinden itibaren her ay
ve kesri için ayrı ayrı binde iki oranında
faiz hesaplanması gerekmektedir.
Binde
ikilik faiz, (Taksit tutarı x ay sayısı x faiz
oranı) formülüyle hesaplanacaktır.
Formülde yer alan;
Taksit tutarı:
Uzlaşılan tutar ile uzlaşma tarihi itibarıyla
hesaplanan gecikme faizinin toplamının 18
sayısına bölümünü,
Ay sayısı:
Kanundaki "İlk taksit ödeme süresinin
başlangıç tarihinden itibaren her ay ve kesri
için ayrı ayrı" hükmü gereğince, ilk taksitin
ödenmesi gereken ay (bu ay dahil) ile her
taksitin ödenmesi gereken ay (bu ay dahil)
arasında geçen ay sayısını,
Faiz oranı:
Kanundaki "binde iki oranında faiz
hesaplanması" hükmü gereğince "binde iki"
oranını
ifade
etmektedir.
Toplam taksit tutarı
ise taksit tutarı üzerinden hesaplanan binde
ikilik faiz tutarı ile taksit tutarının
toplamını ifade etmektedir.
Örnek 2-
Tebliğin (1) numaralı örneğinde yer alan
tutarlar 18 eşit taksite bölünmüş ve ilk
taksit ödeme süresi Nisan/2008 ayında
başlamıştır.
Bu
örnekte yer alan 1, 9, 15 ve 18 inci
taksitlere uygulanacak binde ikilik faizler
aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
-
1'inci taksit için binde ikilik faiz tutarı;
(Taksit tutarı x ay sayısı x faiz oranı)
=1.000x1x0.002=
2,-YTL'dir.
Buna
göre; mükellefin Nisan/2008 ayında 1'inci
taksit olarak ödeyeceği toplam taksit tutarı
(1.000+2=)1.002,-YTL olacaktır.
-9'uncu taksit için binde ikilik faiz tutarı;
(Taksit tutarı x ay sayısı x faiz oranı)=
1.000x9x0.002=18,-YTL'dir.
Buna
göre; mükellefin Aralık/2008 ayında 9'uncu
taksit olarak ödeyeceği toplam taksit tutarı
(1.000+18=)1.018,-YTL olacaktır.
-15'inci taksit için binde ikilik faiz tutarı;
(Taksit tutarı x ay sayısı x faiz oranı)=
1.000x15x0.002=30,-YTL'dir
Buna
göre; mükellefin Haziran/2009 ayında 15'inci
taksit olarak ödeyeceği toplam taksit tutarı
(1.000+30=)1.030,-YTL olacaktır.
-
18'inci taksit için binde ikilik faiz tutarı;
(Taksit tutarı x ay sayısı x faiz oranı)=
1.000x18x0.002=36,-YTL'dir.
Buna
göre; mükellefin Eylül/2009 ayında 18'inci
taksit olarak ödeyeceği toplam taksit tutarı
(1.000+36=)1.036,-YTL olacaktır.
C. Taksitlerin süresinde
ödenmemesi veya eksik ödenmesi:
5736
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin
altıncı
fıkrasında "Bu madde kapsamında uzlaşma
sağlanan alacaklara ilişkin taksitlerin,
süresinde ödenmemesi ya da eksik ödenmiş
olması halinde, süresinde ödenmemiş veya eksik
ödenmiş taksit tutarı; son taksit ödeme süresi
sonuna kadar, ödenmeyen ya da eksik ödenen
taksitin son taksite ait olması halinde ise bu
tutara son taksiti izleyen ayın sonuna kadar
her ay ve kesri için ayrı ayrı % 5 oranında,
tahsil tarihine kadar geçen süre için ise
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümlerine göre gecikme zammı tatbik edilerek
ödeme emri tebliğine gerek kalmaksızın aynı
Kanun hükümlerine göre cebren takip ve tahsil
edilir." hükmü yer almaktadır.
Bu
hüküm uyarınca, süresinde ödenmemiş veya eksik
ödenmiş toplam taksit tutarları, son taksit
ödeme süresi sonuna kadar (ödenmeyen ya da
eksik ödenen taksitin son taksite ait olması
halinde ise bu tutara son taksiti izleyen ayın
sonuna kadar), taksit tutarı ve binde ikilik
faiz üzerinden her ay ve kesri için ayrı ayrı
%5 oranında zam hesap edilerek tahsil
edilecektir.
Diğer
taraftan, toplam taksit tutarlarının %5
oranında zam uygulanarak tahsil edileceği
sürede de tamamen ödenmemesi halinde, bu
sürenin bitim tarihinden itibaren uzlaşılan
tutarlar içerisinde yer alan vergi aslı ve
vergi ziyaı cezasına, 6183 sayılı Kanun
hükümlerine göre gecikme zammı hesap edilerek
tahsil edilmesi gerekmektedir.
Buna
göre, süresinde ödenmemiş veya eksik ödenmiş
taksit tutarı için hesaplanacak;
-
%5'lik zam tutarı;
(toplam taksit tutarı x ay sayısı x zam
oranı),
-
Gecikme zammı
tutarı; (gecikme zammına tabi alacak
tutarı x süre x gecikme zammı oranı)
formülüyle tespit edilecektir.
5736
sayılı Kanuna göre alınması gereken %5'lik
zammın hesaplanmasında ay kesirleri tam ay
olarak dikkate alınacaktır. Gecikme zamlarının
hesaplanmasında ise 6183 sayılı Kanun
hükümlerinin uygulanacağı tabiidir.
5736
sayılı Kanuna göre uzlaşılan tutarlar ile
gecikme faizlerinin toplamı 18'e bölündüğünde
bulunan taksit tutarı içerisinde gecikme
zammına tabi olmayan alacak türleri de
bulunmaktadır. Bu alacak türlerine, 6183
sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme
zammı tatbik edilmeyeceğinden, taksit tutarı
içerisindeki bu alacak türlerinin ayrılması
gerekmektedir.
Taksit tutarı içindeki gecikme zammına tabi
alacak tutarı;
Taksit Tutarı İçindeki Gecikme Zammına
Tabi Alacak Tutarı |
= |
Taksit Tutarı |
x |
Taksitlendirilen Tutar İçindeki Gecikme
Zammına Tabi Alacak Toplam Tutarı |
|
Taksitlendirilen Tutar (Uzlaşılan
Tutar+Gecikme Faizi) |
formülüyle bulunacaktır.
Örnek 3-
Tebliğin (1) numaralı örneğindeki mükellef
(G), 15'inci taksiti süresinde ödememiştir.
Mükellefin bu taksiti 18'inci taksitin ödeme
süresi olan Eylül/2009 ayı içinde ödemesi
durumunda, toplam taksit tutarı üzerinden
gecikilen her ay ve kesri için aylık %5
oranında zam hesaplanacaktır.
(1)
numaralı örneğimizde 15'inci taksit olarak
ödenmesi gereken toplam taksit tutarı
(1.000+30=)1.030,-YTL olarak hesaplanmıştır.
Bu tutarın Haziran/2009 ayında ödenmeyerek
Eylül/2009 ayında ödenmesi halinde, taksit
tutarı üzerinden gecikilen 3 ay için aylık %5
zam hesaplanması gerekmektedir.
%5
zam tutarı, (toplam taksit tutarı x ay sayısı
x zam oranı)= 1.030 x 3 x %5=154,50
YTL olarak bulunacaktır.
Buna
göre, Haziran/2009 ayında ödenmeyen 1.030,-YTL
tutarlı 15'inci taksit, 18'inci taksitin
ödenme süresi olan Eylül/2009 ayında ödenmesi
halinde, gecikilen her ay için %5'lik zam da
hesaplanarak (1.030 + 154,50=)1.184,50
YTL
olarak ödenecektir.
Örnek 4-
Tebliğin (3) numaralı örneğindeki 15'inci
taksitin 15/12/2009 tarihinde ödendiği
varsayılırsa, mükelleften 15'inci taksit ile
18'inci taksit arasındaki
(Temmuz-Ağustos-Eylül) süre için %5'lik zam,
1/10/2009-15/12/2009 tarihleri arasındaki
süreye de gecikme zammı alınması
gerekmektedir.
(3)
numaralı örnekte de hesaplandığı gibi, 15'inci
taksit için Temmuz-Eylül/2009 ayları
arasındaki 3 ay için
154,50 YTL
zam hesaplanacaktır.
Gecikme zammı tutarı; (Gecikme zammına tabi
tutar x süre x gecikme zammı oranı) formülüyle
hesap edilecektir. (Örnekte aylık gecikme
zammı oranı %2,5 olarak dikkate alınmıştır.)
Örnekteki 15'inci taksit içerisinde gecikme
zammına tabi olan alacak tutarı taksit
içerisinde yer alan vergi aslı ve vergi ziyaı
cezası tutarıdır.
Buna
göre, toplam gecikme zammı tutarı aşağıdaki
şekilde hesaplanacaktır.
a)
Taksit içindeki gelir vergisi tutarı;
Taksit İçindeki Gelir Vergisi Tutarı |
= |
Taksit Tutarı |
x |
Taksitlendirilen Toplam Gelir Vergisi
Tutarı |
|
Taksitlendirilen Tutar (Uzlaşılan
Tutar+Gecikme Faizi) |
formülü ile 555,56 YTL
olarak bulunacak ve bu tutara;
(gecikme zammına tabi tutar x süre x gecikme
zammı oranı) formülü ile
34,73
YTL gecikme zammı hesaplanacaktır[1].
b)
Taksit içindeki vergi ziyaı cezası tutarı;
Taksit İçindeki
Vergi Ziyaı Cezası Tutarı |
|
= |
Taksit Tutarı |
x |
Taksitlendirilen Toplam Vergi Ziyaı Cezası
Tutarı |
|
Taksitlendirilen Tutar (Uzlaşılan
Tutar+Gecikme Faizi) |
formülü ile 277,78 YTL olarak bulunacak ve bu
tutara;
(gecikme zammına tabi tutar x süre x gecikme
zammı oranı) formülü ile
17,36
YTL gecikme zammı hesaplanacaktır.
Toplam gecikme zammı tutarı= (gelir vergisi
için hesaplanan gecikme zammı + vergi ziyaı
cezası için hesaplanan gecikme zammı tutarı =)
34,73+17,36=52,09
YTL
olacaktır.
Bu
itibarla, mükellef (G) 15'inci taksit tutarı
olan 1.030,-YTL'yi Haziran/2009 ayı yerine,
15.12.2009 tarihinde ödemesi halinde; (toplam
taksit tutarı + %5'lik zam + gecikme zammı=)
(1.030 + 154,50
+
52,09=)1.236,59
YTL
ödeyecektir.
D. Taksitlerin Ödeme
Süresinden Önce Ödenmesi:
Mükellefler tarafından, ödeme planlarında yer
alan taksitlerin, taksit ödeme aylarından
önceki aylarda ödeme yapılmak istenilmesi
halinde, ödeme planında ilgili taksit için
öngörülen ödeme ayına göre hesaplanan binde
ikilik faiz tutarı yerine, ödemenin yapıldığı
ay itibarıyla binde ikilik faiz tutarının
hesaplanması ve buna göre tahsilatın yapılması
gerekmektedir.
Örnek 5-
Tebliğin (2) numaralı örneğinde yer alan
15'inci taksitinin süresinde ödenmesi halinde,
taksit tutarı üzerinden binde ikilik faiz
olarak 30,-YTL faiz hesaplanmıştır. Ancak,
mükellef (G)'nin bu taksitini 14'üncü taksitle
birlikte ödediği varsayıldığında 15'inci
taksitin toplam tutarı aşağıdaki şekilde
olacaktır.
15'inci taksit için binde ikilik faiz
tutarının hesaplanmasında 15 ay yerine 14 ay
üzerinden faiz hesaplanacaktır.
Bu
takdirde faiz tutarı; (Taksit tutarı x ay
sayısı x faiz oranı)= 1.000x14x0.002=28,-YTL
olacaktır.
Buna
göre, mükellef 15'inci taksiti Haziran/2009
yerine Mayıs/2009 ayında ödemesi durumunda,
(30 - 28=)2,-YTL
daha az faiz ödemiş olacaktır.
V- DİĞER HUSUSLAR
1)
Bu tebliğde düzenleme bulunmayan hallerde, 213
sayılı Kanunun uzlaşma müessesesine ilişkin
düzenlemeleri geçerli olacaktır.
213
sayılı Kanunun uzlaşma hükümlerine göre
uzlaşma talep edilen 5736 sayılı Kanun
kapsamındaki vergi, resim, harçlar, fon payı
ve bunlara bağlı vergi ziyaı cezaları ile
usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları
hakkında üzerinde uzlaşılan ve tutanakla
tespit olunan hususlarla ilgili olarak dava
açılamayacağı ve hiçbir mercie şikâyette
bulunulamayacağı tabiidir.
2)
5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesi
hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda
bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen
mükelleflerin, ihtilafları ile ilgili olarak
daha önce verilmiş ve kanun yolu tüketilmemiş
kararlar uyarınca, taraflara tebliğ edilip
edilmediğine bakılmaksızın işlem
yapılmayacaktır.
3)
5736 sayılı Kanunun 1
inci maddesi kapsamında taksitlendirilen
alacaklar için mükelleflere; ödenecek taksit
tutarını, faiz tutarını ve taksitlerin ödeme
süresinin son günlerini (vade tarihlerini)
gösteren ödeme planı verilecektir. Taksitlerin
ödeme süresinin son gününün resmi tatile
rastlaması halinde süre, tatili takip eden ilk
iş gününe kadar uzayacaktır.
4)
5736 sayılı Kanun kapsamında yapılan
taksitlendirmelerde herhangi bir teminat
istenmeyecektir.
Uzlaşma neticesinde borçları taksitlendirilen
mükelleflerin mal varlığına daha önce
taksitlendirilen borçlar için tatbik edilmiş
bulunan hacizler, bu malların bölünebilir
nitelikte olması ve haczin devam edeceği
malların kamu alacağını karşılayacak değerde
olması halinde, yapılan ödemeler nispetinde
kaldırılacaktır.
Daha
önce tatbik edilen hacizlerin kaldırılmasını
isteyen mükelleflerin talepleri ise borcu
karşılayacak tutarda teminat gösterilmesi
suretiyle yerine getirilebilecektir. Aynı
uygulamanın istihkak ve alacak hacizleri için
de yapılacağı tabiidir.
Diğer
taraftan, 5736 sayılı Kanun kapsamında
alacaklar taksitlendirildiğinden, taksitler
süresinde ödendiği müddetçe bu alacaklar için
takip işlemleri yapılmayacaktır. Ancak,
taksitlerin süresinde ödenmemesi halinde, 5736
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin altıncı
fıkrası gereğince, takip muamelesine ödeme
emri düzenlenmeksizin haciz varakasına
istinaden başlanacaktır.
Uzlaşma neticesinde tahakkuk eden kamu
alacakları için daha önce tatbik edilen
ihtiyati hacizler, alacağın tahakkuk etmesi
nedeniyle kati hacze çevrilecektir.
5)
5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre
borçları taksitlendirilen mükellefler
tarafından, "vergi borcu olmadığına dair" yazı
istenilmesi halinde, vergi dairelerince bu
borçlar muaccel borç olarak
değerlendirilmeyerek başka muaccel borcunun
bulunmaması kaydıyla gerekli yazı
verilecektir.
6)
5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin yedinci
fıkrası hükmü gereğince, uzlaşılarak
taksitlendirilen tutarlara karşılık Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış
tahsilatların uzlaşılan tutarlara ve
hesaplanan gecikme faizlerine 6183 sayılı
Kanunun 47 nci maddesine göre mahsup edilmesi
ve fazla tahsil edilen tutarların 6183 sayılı
Kanunun 23 üncü maddesi de dikkate alınarak
red ve iade edilmesi gerekmektedir.
7)
5736 sayılı Kanun, 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda yer
alan dava açma, itiraz, temyiz ve karar
düzeltme başvuru süreleri ile cevap verme
sürelerini değiştirmediğinden, uzlaşma vaki
olmadıkça, idarece bu süreler esas alınmak
suretiyle ihtilaflara ilişkin gerekli işlem ve
başvuruların mükellefin uzlaşma başvurusunun
bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yapılması
gerekmektedir.
Ancak, 5736 sayılı Kanun kapsamında uzlaşarak
ihtilaflarına son veren mükelleflerle ilgili
olarak idarece yaratılmış ihtilaflardan da
vazgeçileceği tabiidir.
8)
5736 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
önce, 6183 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde
yapılmış olan teciller uzlaşma üzerine
hükümsüz sayılacak ve yapılan ödemelerin
(tecil faizi dahil) uzlaşılan tutarlara ve
gecikme faizine 6183 sayılı Kanunun 47 nci
maddesine göre mahsup edilmesi ve fazla tahsil
edilen tutarların 6183 sayılı Kanunun 23 üncü
maddesi de dikkate alınarak red ve iade
edilmesi gerekmektedir.
Tebliğ olunur.
[1]
Hesaplamalarda, virgülden sonraki 3. hanedeki
sayının 5 ve üzeri olması halinde 2. hanedeki
sayı bir üst sayıya tamamlanmıştır.