Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   22 Aralık 2008

  Ana sayfa

  2008 Yılı Çalışmaları

  Pratik Bilgiler

  Staj - Stajyer Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

  Muhasebe Bilgi Rehberi 

 Tekdüzen Hesap Planı

 

 

 


Osman F. ÇANAKKALE

Vergi Denetmeni
osman.ferhat@vergianaliz.net
22.12.2008

 

Serbest Meslek Erbabı Kazançlarının Elde Edilmesi Neden Tahakkuk Esasına Bağlanmalıdır ?

 

Geçen haftaki yazımızda serbest meslek faaliyetlerinde katma değer vergisinin doğumunun hizmetin ifası ile (tahakkuk esası ile) gerçekleştiği konusunu ele almış ve bu faaliyetlerden elde edilen kazançlar ve bu kazançlara ilişkin usul hükümlerinde tahsil esasının kabul edildiğine değinmiştik.

Yine yazımızda, her ne kadar kanun hükümleri ve uygulamasında tutarsızlık bulunmadığına değinsek de, vergilendirmede adalet ve eşitsizlik ilkeleri açısından tutarsızlıkların var olduğunu düşündüğümüzden dolayı; serbest meslek kazançlarının tahakkuk esasına bağlanması ve usul hükümlerinin buna göre düzenlenmesi şeklinde bir çözüm önerisinde bulunmuştuk.

Yazımıza birçok meslek mensubu ilgi göstermiş ve sorunun serbest meslek faaliyetlerinde katma değer vergisinin tahsil esasına bağlanarak çözülmesi gerektiği yönünde eleştirilerini belirtmişlerdir.

Neden bu şekilde düşündüğümüzü aşağıda ifade etmeye çalışacağız.

Bir Anayasa Mahkemesi Kararında* vergilendirmede eşitlik ilkesi (yargı ve doktrinde kabul edildiği şekilde); benzer durumda bulunanlara eşit muamele, farklı koşullar altında bulunanlara ise farklı muamele olarak tanımlanmaktadır. Bu ilke vergilendirmede adalet ilkesinin tamamlayıcısı ve hatta olmazsa olmazıdır.

Bu noktada şu sorunun cevabının araştırılması gereklidir:

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunumuz(GVK)** neden ticari kazançlar için tahakkuk esasını kabul ederken serbest meslek kazançları için tahsil esasını öngörmektedir? Serbest meslek faaliyeti bir hizmet ifasıdır. Ancak, yine bir hizmet ifası olan ve ticari kazanç olarak değerlendirilen hizmet işletmelerinin kazançlarında neden tahsilat esası geçerli değildir? Örneğin, özü itibariyle aynı faaliyeti sunan bir mali müşavir ile faaliyet konusu mali müşavirlik hizmetleri olan bir sermaye şirketinin vergi kanunları karşısındaki durumları neden farklılaşmaktadır?

213 Sayılı Vergi Usul Kanununun ve GVK’nın, gerekçelerinde serbest meslek kazançlarında neden tahsil esasının kabul edildiğine dair herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Yani, kanun koyucu açısından tahsil esası öteden beri kabul edilmiş ve bu güne kadar korunmuş bir olgudur.

Doktrinde ise tahsil esasının kabulüne ilişkin iki ana görüş mevcuttur. Şöyle ki (Görüşler özetlenerek aktarılmaya çalışılmıştır.);

1-) “Elde etme hukuki ve ekonomik tasarrufun oluşmasıdır. Tasarruf ise gelirin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesi demektir. Serbest meslek kazançlarında ise bazı durumlarda kazancın ne zaman kesinleşeceği belli edilememektedir. Bu nedenle de serbest meslek kazançları için tahsil esası uygundur.”

Aynı durum hizmet işletmeleri için de kaçınılmazdır. Uygulamada bu tür işletmeler ifa ettikleri hizmetleri belirli aralıklarla tahakkuk ettirmektedirler. Örneğin hizmet öncesi yapılan sözleşmelerin gerçekleşmelerine göre aylık bazda sınırlandırabilmektedirler.

2-) “Ticaret maddi sermayeye dayanmaktadır. Dolayısıyla, ticari işletmeler ilerideki alacaklarını kullanarak (sermaye etkisi ile) kazanç elde edebilirler. Bu nedenle ticaret işletmelerinin her zaman ödeme gücünün var olduğu kabul edilir. Ancak serbest meslek faaliyeti mesleki bilgiye ve şahsi sermayeye dayanmaktadır. Bu nedenle serbest meslek kazançlarında ödeme gücü tahsilatla doğar. Dolayısıyla serbest meslek faaliyetlerinde kazancı elde etme tahsil esasına bağlanmıştır.”

Ticari işletmelerde ödeme gücünün var olduğu düşüncesi bir varsayımdır. Varsayımın geçerli olduğu durumlar için yukarıdaki görüşe katılmak mümkündür. Ancak, sermaye her zaman ödeme gücünün göstergesi olmayabilir. İşletmelerde borçlar varlıkların üstünde çıkabilir. Bu durumda sermaye etkisi kazanç doğursa da, varlıklar borçları karşılamadıkça işletmenin ödeme gücü vardır ve yeterlidir denilebilir mi? Ödeme gücü yetersiz olan bu işletmeler için tahakkuk esasının uygulanması yukarıdaki görüşe ne kadar uygundur?

Sonuç itibariyle; serbest meslek kazançlarında tahsil esasının uygulanmasının ne mevzuatta ne de doktrinde açık ve ika edici bir nedenini bulamamaktayız. Bu durumda benzer durumda bulunan serbest meslek kazançları ile faaliyet konusu hizmet sunulması olan ticari kazançların vergilemede eşitlik ilkesi gereği aynı esaslara bağlanması ve bu yolla Gelir ve Vergi Usul kanunlarının Katma Değer Vergisi Kanununun mantığı ile paralel hale getirilmesi ile bilinen tutarsızlığın giderilmesi gerektiği görüşündeyiz.

*20.03.2008 Tarihli ve 2004/94 Esas, 2008/83 Karar Sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı.
**Eski ve yeni kurumlar vergisi kanunlarımız, kurum kazancının tespitinde 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazançlara ilişkin hükümlerinin uygulanacağını belirttikleri için kazancın elde edilmesi konusunda kurumlar vergisi mükellefleri ayrıca açıklanmamıştır.
 

Osman F. ÇANAKKALE

Vergi Denetmeni

22.12.2008

www.muhsebenet.net

Diğer makaleleri

-Serbest Meslek Kazançlarında Tahsilat Olmasa da Katma Değer Vergisi (KDV) Doğar (16.12.2008)

-Sahte belgeyi Ba formunda bildirmemenin ağır sonucu (03.12.2008)

-Serbest Meslek Makbuzu Yerine Geçen Pos Cihazı Fişine İlişkin Ceza Uygulaması  (24.11.2008)

 

  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2008  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.