Transfer fiyatlandırması müessesesinde ertelenme
zorunluluğu
5422 sayılı Kurumlar
Vergisi Kanunu'nun yerini alan 5520 sayılı Kurumlar
Vergisi Kanunu ile önemli ölçüde değişiklik geçiren
düzenlemelerden birisi de örtülü kazanç dağıtımına
ilişkin düzenlemedir. Yeni kanunda “Transfer
Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” adı
altında yer alan düzenlemeyle örtülü kazanç dağıtımı
müessesesinin unsurları değiştirilmiş, ticari
bilançoya etki eder hale dönüştürülmüş ve
saptanması, raporlanması, incelenmesi ve sonuçları
son derece karmaşık hale getirilmiştir. Müesseseye,
kendine özgü belgeleme düzeni, düzeltme gibi yeni
elemanlar eklenmiştir.
Yeni kanun düzenlemesinde, normlar hiyerarşisinin
gereği olarak, bu müesseseye ilişkin esaslı unsurlar
yer almıştır. Kanunların soyut ve üst düzey
düzenlemeleri içermesi gereği ve sonucu, müessesenin
asıl uygulama unsurları ve ayrıntılarının
belirlenmesi alt düzenlemelere bırakılmıştır.
Kanun koyucu alt düzenlemelerin yapılması ve teknik
konuların belirlenmesinde bakanlar kurulunu yetkili
kılmıştır. Kanun maddesinde uygulamayı asıl
ilgilendirecek ayrıntılı düzenlemeler konusunda
Maliye Bakanlığı'na dahi yetki verilmemiştir. Bu
şekildeki düzenlemede hareket noktası, kanunun
hazırlanması sırasında yapılan tartışmalarda ortaya
çıkan ve “Maliye Bakanlığı'nın konuya ilişkin teknik
düzenlemeleri belirleyecek bakanlar kurulu kararı
ile yetkilendirilmesinin uygun olacağı” şeklindeki
düşüncedir.
5520 sayılı kanunun hazırlık çalışmaları etkin
olarak 2005 yılında başlamıştır. Buna karşılık
kanun, kamuoyundaki tartışma süreci ve yasamanın
gündeminin yoğunluğu nedeniyle ancak 13.6.2006
tarihinde kabul edilebilmiş ve 21.6.2006 tarihli
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Kanunun 2006 yılı ortasında yayımlanmasına karşılık,
yeni örtülü kazanç dağıtımı müessesesinin yıl
ortasında yürürlüğe girmesi uygun olmayacağından,
müesseseyi düzenleyen “Transfer Fiyatlandırması
Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” başlıklı 13.
maddesinin 1.1.2007 tarihinde yürürlüğe girmesi
kabul edilmiştir.
Kanunun yayımından bu yana 17 ay geçmesine, maddenin
yürürlüğe girmesinden bu yana 11 ay geçmesine rağmen
gerekli teknik düzenlemeleri yapacak ve Maliye
Bakanlığı'nı da daha teknik ve ayrıntı düzenlemeleri
yapmaya yetkilendirecek bakanlar kurulu kararı henüz
yayımlanmamış, yürürlüğe konulmamıştır.
Hukuki aykırılıklar
Ancak bu arada ilginç hukuki gelişmeler oluşmuştur.
Bakanlar kurulu kararını beklemeyen ve dolayısıyla
yetkisi olmayan Maliye Bakanlığı 18.11.2007 tarihli
Resmi Gazete’de “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla
Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında 1 Seri No’lu Genel
Tebliğ”i yayımlamıştır.
Bu genel tebliğ ile getirilen bağlayıcı ve yeni
kurallar ihdas eden hukuki düzenlemelerin, “yetki
unsuru” sebebiyle hukuka aykırı olduğunu, yargıya
taşınması halinde iptale mahkûm olduğunu daha önce
yazmıştık.
Bunun üzerine Gelir İdaresi Başkanlığı, konuya
ilişkin bakanlar kurulu kararının yayımlanmak üzere
Resmi Gazete’ye gönderildiğine ilişkin bir garip
açıklamayı web sayfasına koymuştur. Bu açıklamayı
okuyunca, bakanlar kurulu kararının ihdas merci
Gelir İdaresi Başkanlığı, yayım mercii ise
Başbakanlık imiş gibi bir intiba doğuyor.
Neyse, bakanlar kurulu kararı, diyelim ki yayımlandı
ve yürürlüğe girdi. Bu kararname, Genel Tebliğ’deki
hukuka aykırılığı ortadan kaldırmayacaktır. Çünkü
idare hukukunda, özel hukuktaki gibi, “icazet” söz
konusu değildir. Yani yapılan hukuka aykırı idari
düzenlemelere, sonradan yapılan idari işlemlerle
hukuki geçerlilik kazandırılamaz.
Üstelik genel tebliğ ile getirilen düzenlemeler,
hukuka aykırılıklar bir yana, 1 Ocak 2007’den bu
yana uygulanması gereken düzenlemelerdir. Bu konuda
geçici vergi ve KDV beyanlarının düzeltilip
düzeltilmeyeceği sorusu açıktadır. Şirketler arası
ilişkilerde ve grupların birbirlerine verdikleri
hizmetlerde belki yeniden fiyat belirlemeleri ve
geçmişe doğru düzeltmeleri, hatta bu konuda belki
mal veya bedel iade faturaları kesmeleri
gerekecektir.
Transfer fiyatlandırması müessesesi zaten bünyesinde
pek çok sorunu barındırmakta, hatta bu konuda benzer
düzenlemelerin yer aldığı OECD ülkelerinde dahi
karşılaşılan sorunların pek çoğu henüz çözümsüz
durumdadır.
Erteleme zorunluluğu
Öte yandan alt hukuki düzenlemelerin kanunun
yayımından 17 ay, maddenin yürürlüğe girmesinden 11
ay sonra, 11 ay öncesini etkileyecek hukuki
düzenlemelerin yapılması, mükellef haklarını olumsuz
etkilemiş ve hukuk devletinin temel ilkelerinden
biri olan hukuki güvenlik ilkesini de ihlal
etmiştir.
Bu konuda bizim görüşümüz, bu müessesenin yeterince
anlaşılması ve irdelenmesi, alt hukuki
düzenlemelerin tam olarak ve hukuka uygun şekilde
oluşturularak dönem başı itibariyle yürürlüğe
girmesinin sağlanabilmesi için, Kurumlar Vergisi
Kanunu'nun 13. maddesinin yürürlüğe girişinin
ertelenmesinde yarar olduğu yönündedir. Aksi halde
maddenin uygulamasından pek çok sorun ve ihtilafın
çıkacağı bu günden bellidir ve bunların madde
uygulamasını olumsuz etkileyeceği aşikârdır. Bu
arada çeşitli çalıştaylar düzenlenerek, sektörlerle
toplantılar yapılarak ve ekonomik etki analizi
gerçekleştirilerek, çıkabilecek pek çok soruna da
baştan çözümler öngörülerek, düzenlemenin uygulama
başarısı da yükseltilebilir.
Bu konuda, ilişkili kişi kavramının yorumunda da
kullanılabilecek bağlı şirket, iştirak ve grup
şirketi gibi kavramları kanun bazında hukukumuza
getirecek olan Ticaret Kanunu tasarısının
yasalaşmasının beklenmesi de uygulama başarısını
artıracaktır.
Galiba en akılcı çözüm, müessesenin yürürlüğe
girişini 1.1.2009’a ertelemek.
Bumin Doğrusöz
Referans / 06.12.2007
|