Hizmet çakışmasına çare: Prim
mahsuplaşması
Sosyal güvenlik sitemimizin en önemli kurallarından
birisi “sosyal güvenlikte teklik ilkesi”dir. Daha açık
bir ifadeyle bir kişi aynı zaman dilimi içinde birden
fazla statüde veya birden fazla kurumdan hizmet
kazanamıyor. Örneğin, bir kişi aynı zaman dilimi içinde
hem SSK hem de Bağ-Kur’lu olarak prim ödeyerek hizmet
kazanamaz...
Bu açıklama doğrultusunda bize yazan bir okuyucumuzun
sorusu ile birlikte konuyu değerlendirelim. 1 Temmuz
1987 tarihinde çalışmaya başlayıp bugüne kadar 5281 gün
ödeme yapmış. 44 yaşında SSK’dan emekli olacağını
düşünürken, 1993-1995 yılları arasında vergi
mükellefiyetinden dolayı Bağ-Kur kaydının olduğu
anlaşılmış. Bugüne kadar borç işlemiş.
Daha sonra 2003 yılında Limitet Şirkete ortak olmuş ve
halen devam ediyor. SSK’lı olduğu için Bağ-Kur’la ilgili
hiçbir şey yapılmamış...
Okurumuz Deniz Hanımın sorusunu oldukça kısaltarak
sizlerle paylaştım. Öncelikle belirtelim ki; bir iş akdi
ile bir işveren yanında çalışırken aynı zamanda ticari
faaliyette bulunmak ya da bir ticaret şirketine ortak
olmak mümkün. Ancak Türk Sosyal Güvenlik Sistemindeki
“teklik ilkesi” gereği kişi adına sadece bir
sigortalılık statüsü için prim ödenmesi gerekir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu’na sigortalılık hallerinin çakışması halinde
öncelik 4/c sigortalılığına (memur) tanınır. 4/c
sigortalılığı yoksa 4/a veya 4/b sigortalılığından
hangisi önce başlamışsa o statüdeki sigortalılık geçerli
olur. Önce başlayan sigortalılığın sona erdiği günden
sonraki gün sonra başlayan sigortalılık aktif hale
gelir. Dikkat edilirse okuyucumuz 1993-1995 arasında
ticari faaliyette bulunduğu için zorunlu olarak bu
dönemde 4/b sigortalılığı tescil edilmiş. Dolayısıyla
1995 yılındaki 4/a sigortalılığı geçerli olmayacaktır.
Ödenen primler boşa gitmez
Üç temel sosyal güvenlik kurumumuzun tek çatı altında
birleşmesinin en önemli sonuçlarından bir tanesi de hiç
kuşku yok ki çakışma halinde yanlış sigortalılık türüne
yatırılan primlerin mahsubunun yapılabilmesidir.
SGK’nın kurulmasıyla birlikte âdeta kanayan bir yaraya
dönüşen sigortalılık çakışması sorunu sigortalı lehine
çözüme kavuşmuştur. Bu doğrultuda zorunlu 4/b sigortalı
olduğu halde 4/a sigortalısı olarak prim ödemiş
olanların ödediği primler 4/b sigortalılık prim borcuna
sayılmakta fark çıkması halinde sigortalı sadece çıkan
fark prim ile gecikme zammını ödemektedir. Okurumuz
adına Bağ-Kur’lu olması gerektiği halde SSK’ya ödenen
primler Bağ-Kur’a aktarılacak ancak arada fark oluşursa
fark prim gecikme cezası ile birlikte sigortalından
istenecektir. Bu işlem için SGK İl Müdürlüklerine
dilekçeyle başvurulması yeterli olur.
Emeklilikte son üç buçuk yıl hesabı
1 Mayıs 2008 tarihinden önce işe giren sigortalılar
açısından son 7 yıla ait primlerin ayrı bir önemi
bulunmaktadır. 2829 sayılı “Sosyal Güvenlik Kurumlarına
Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Kanunu’na”
göre, “Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden,
ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde
fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet
sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet
sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi
mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir.”
Dikkat edilirse, hangi statüden emekli olunacağı
hesabında son 7 yıla değil, fiilen prim ödenen son 7
yıla bakılmaktadır. Buradan şunu anlıyoruz, prim
ödenmeden boşta geçen süreler son yedi yıl hesabına
dahil edilmeyecektir. Sadece primleri ödenen süreler
dikkate alınarak hesaplama yapılır.
Okuyucumuza tavsiyemiz, şirketteki hissesini bir an önce
devretmesi, prim mahsuplaşması için SGK İl Müdürlüğüne
yazılı başvuruda bulunması ve mahsuplaşma sonucunda prim
borcu çıkmışsa bu borcu da ödemesi.
Şerif AKÇAN / Türkiye |