İŞVERENLER AÇISINDAN
BAĞ-KUR PRİMİ
Hepimizin bildiği gibi Yeni Sosyal Güvenlik uzun bir
erteleme sürecinden sonra hayatımızda yerini aldı. Fakat
kamuoyunda bir çok nokta hala daha soru işareti
uyandırmakta. İşverene bağlı olarak çalışan sigortalılar
için bu değişiklikler pek fazla hissedilmese de,
işverenler açısından durumlar biraz farklılıklar
göstermektedir.
İşverenlerimiz için Bağ-Kur primleri önem arz
etmektedir. Çünkü yıllardır ödedikleri primlerin hakkı
olarak emekliliği yaşamak şüphesiz en büyük
mutluluklarından biridir. Günümüzün ekonomik şartlarına
baktığımızda işletmelerin bir takım sabit giderleri
olmakta ve işverenler bu sabit giderlerin hesabını
yaparlarken Bağ-Kur primini en üst sıraya
koymaktadırlar.
www.muhasebenet.net
1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 50. maddesi primlerin ne
şekilde ödeneceğini belirlemiştir. Söz konusu maddeye
göre Bağ-Kur primleri 24 basamak üzerinden belirli
şartlar dahilinde belirlenecek basamak üzerinden
hesaplanıp alınmaktadır. 1479 Sayılı Kanun hükümlerine
göre sigortalıların tabi olacakları basamaklar aksi bir
talep yoksa ve başka bir sosyal güvenlik kurumunda kaydı
yoksa 1. basamaktan başlamakta ve 12. basamağa kadar
zorunlu yükseltilmeke, 12. basamaktan sonra ise isteğe
bağlı olarak iki yılda bir olmak üzere basamak
yükseltilmesi talebinde bulunulabilmekteydi.
Yeni sosyal güvenlik güvenlik kanunu ise getirdiği
uygulama ile tüm bu sistemi yıkmış yerine yeni bir
sistem getirmiştir.
Nedir bu yeni sistem?
5510 Sayılı Kanunun 80. maddesinde 4/b kapsamında
sigortalı olanların ödeyecekleri prim tutarlarının ne
şekilde hesaplanacağını açıklamıştır. Söz konusu madde
hükmü bize;
“Aylık prime esas kazanç, 82’nci maddeye göre belirlenen
prime esas günlük kazanç alt sınırı ile üst sınırı
arasında kalmak kaydıyla sigortalının kendisinin
belirleyeceği günlük kazancın otuz katıdır.” Demektedir.
Yani 638,70 YTL. ile 4.151,55 YTL. (01.07.2008 ila
31.12.2008 tarihinde uygulanmakta olan prime esas
kazancın asgari ve azami tutarlarıdır.) arasında
belirleyeceği bir tutar üzerinden primlerini
ödeyecektir. 4/b kapsamındaki sigortalılar primlerini
kurumun belirleyeceği tarihlerde ödemekle yükümlüdürler.
Buradan anlayacağımız gibi Bağ-Kur Sigortalısına kendi
istediği rakkamı ödeme serbestiliği getirilmiştir. Fakat
bu durumun bazı aksaklıkarı ve işverenler açısından bazı
eşitsizlikleri söz konusu olmuştur.
Madde hükmünün devamına baktığımızda farklı bir tablo
karşımıza çıkmaktadır. 4-b (Bağ-Kur) sigortalısı eğer
işveren konumunda olursa sigortalılar istediği tutar
üzerinden prim ödeyememekte en yüksek tutarda ücret
ödediği personelinin maaşından düşük bir prime esas
kazanç bildiremeyecektir.
5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin (b) bendi
kapsamında çalışanların ödeyecekleri prim oranları
81’inci maddesinin (g) bendinde düzenlenmiştir.
Söz konusu düzenlemeye göre;
- Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı %
20,
- İş kazası ve meslek hastalığı (işin tehlike derecesine
göre) % 1 ila % 6,5,
- Genel sağlık sigortası primi % 12,5
olarak belirlenmiş olup toplam prim oranı işin tehlike
derecesine göre % 33,5 ila % 39 arasında değişmektedir.
Konuyu bir örnekle açacak olursak;
C Tekstil San. Tic. Ltd. Şti.’nde çalışan muhasebe
müdürünün aldığı ücret tutarı 3.500,00 YTL olduğunu
varsayalım ve işyerini tehlike derecesinin %3,5 olduğunu
varsayalım. Bu durumda C Tekstil San. Tic. Ltd. Şti.’
nin kurucu ortaklarının ödeyecekleri Bağ-Kur Prim tutarı
3.500,00 x %36 = 1.260,00 YTL olacaktır.
Fakat bunun yanında aynı durumda olan fakat yanında
asgari ücretli işçi çalıştıran işverenin ise ödeyeceği
prim tutarı;
638,70 x %36= 229,68 YTL olacaktır.
Evet, aradaki farka baktığımızda çok yüksek farkların
oluştuğunu görmekteyiz. Özellikle 10 ve üzeri personel
çalıştıran işverenlerin ücretleri bankaya yatıracağını
düşündüğümüzde işverenlerimizin Bağ-Kur açısından
ödeyecekleri prim tutarları da artacaktır.
Durum böyle olunca, yanında işçi çalıştıran işverenler
ağır prim yükünden kurtulmak için yüksek maaş ödedikleri
elemanlarını işten çıkararak kayıt dışına itecek ya
açıktan ücret ödeyerek sigortalı yapmadan eleman temin
edecek veya tüm işçilerini asgari ücret veya biraz
üzerinde ücret ödüyor gibi göstererek çalıştıracaktır.
Buda hem Sosyal Güvenlik Kurumunun prim kaybına hemde
Gelir İdaresinin vergi kaybına neden olacaktır.
Son olarak 4-b kapsamındaki Bağ-Kur Sigortalıları hangi
oranda prim ödeyecekerini 01.10.2008 – 31.12.2008
tarihleri arasında kuruma verecekleri bir dilekçe ile
bildirmek zorundadırlar. Aksi takdirde bu kişiler
01.01.2009 tarihinden itibaren ödedikleri prim
basamağının gelir tutarı üzerinden prim ödemekle yükümlü
olacaklardır.
AYTAÇ ACARDAĞ
Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Ekonomi Yazarı /
Kırklareli
aytacacardag@hotmail.com
10.11.2008
-Yazarın diğer makaleleri;
-Sosyal
Güvenlikte işverenler için yapılan yenilikler
-İndirilemeyen
KDV'nin gider yazılması
-İş
sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenlerle derhal
feshi
-VERGİ
USUL KANUNUNDA BİLGİ VERME
-VERGİYİ
DOĞURAN OLAY
-ÇALIŞMA
YAŞAMINDA İŞ SÖZLEŞMESİNİN ÖNEMİ
-Sponsorluk
Harcamaları
-İSKONTOLARIN KDV AÇISINDAN
DEĞERLENDİRİLMESİ
|