Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :  22.08.2007
    

                                           Ana Sayfa 

                             Muhasebe Forum 

                                      SSK Mevzuat

                                    Danışma Hattı 

                      2007 Yılı Uygulamaları

                         Staj-Stajyer Rehberi

                     2007 Yılı Pratik Bilgiler

 

 

 


 

Vergide cebri takibat

 

Bugünkü yazımda mükellef hukukuyla ilgili bazı konulara değinmek istiyorum. Vergiyi kabaca; devletin, egemenlik hakkına ve gücüne dayanarak, mükelleflerden karşılıksız olarak topladığı gelir olarak tanımlayabiliriz. Ancak bu tanım iki noktada açıklamaya muhtaç kalıyor: Birincisi devletin, buradaki hakkı ve gücü, sınırsız ve sonsuz değildir. İkincisi de buradaki karşılıksız ifadesi, sadece doğrudan vergi veren kişiye bir karşılık öngörmediği anlamındadır. Yoksa bu ifade, vergilerin bir şekilde toplumun bütününe hizmet olarak geri dönmeyeceği anlamına gelmiyor. Bunun içindir ki, Anayasamızın 73. maddesinde; vergiler, "kamu giderlerini karşılamak üzere" toplanır ve vergiler ancak, "kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır" denilmektedir. Dolayısıyla; vergilerin, mutlaka hukuk içerisinde toplanması ve toplanan bu vergilerin vatandaşa doğrudan veya dolaylı hizmet olarak geri dönmesi, vergilendirmenin temel meşruiyetini oluşturuyor.

Son zamanlarda gittiğim yerlerde, vergide cebri takibatla ilgili mükelleflerin artan şikâyetlerini dinliyorum. Bunların başında kesinleşmemiş tarhiyatlara karşı yapılan haciz işlemleri, yasal dayanağı olmadan konan yurt dışına çıkma yasakları ve vergide zaman aşımını kesmek için mali idarenin kendi içinde yaptığı işlemler oluşturuyor. Elbette mali idare vergisini ödemeyenin yakasına yapışacaktır. Çünkü elde edilen kazancın vergisini vermek, vatandaş olmanın olmazsa olmaz birinci koşuludur. Ancak vergi toplayacağım diye, mükellefe karşı hukuk dışına çıkılarak tutum geliştirilemez.

1- Kesinleşmemiş tarhiyatlara karşı yapılan haciz işlemleri

Mükellef hakkında vergi incelemesi yapılıyor. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullandığına dair her hangi bir tespit yok. İnceleme elemanı da, mükellef için ihtiyati haciz öngörmemiş. Bu durumda, mükellefin mali idareyle uzlaşma ya da yargı yoluna gitme hakkı bulunuyor. Mükellef yargıya gittiği anda, vergi dairesi harekete geçiyor. Vergi alacağını teminat altına alacağım diye, mükellefin faaliyetini durduracak boyutta neyi var, neyi yoksa haciz ediliyor. Oysa, 6183 Sayılı Kanunun 9., VUK’nun 359. ve 344. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, bu uygulamaya ait yasal dayanağın olmadığı anlaşılır.

2- Yurt dışına çıkma yasağı

Pasaport Kanunu’nun 22. Maddesi uyarınca, vergi borcunu ödemeyenlere yurt dışına çıkma yasağı konulmaktadır. Bu suretle mükellef, vergi borcunu ödemeye zorlanmış oluyor. Ancak burada sorun, yurt dışına çıkma yasağı konan mükellef; ya gerçekte o verginin mükellefi değil, ya da söz konusu vergi yasal dayanağı olmadan kesinleştirilmiş oluyor. Uygulamayı bir cümleyle özetlemem gerekirse; genellikle burada "vergi borcunu tahsil ette kimden edersen et" yöntemi çalıştırılıyor. Çünkü nasıl olsa mükellefi mağdur etmenin cezası bulunmuyor.

3- Zaman aşımını kesmek için yapılan işlemler

Vergi hukukunda iki tür zaman aşımı bulunuyor: Bunlar; tarh (tahakkuk) ve tahsil zaman aşımlarıdır. Zaman aşımı; süre geçmesi suretiyle vergi alacağının ortadan kalkmasını ifade eder. Vergi, doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından itibaren başlayarak 5 yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmezse, tarh zaman aşımına uğruyor. Keza; vergi, ödeme vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılın başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse, tahsil zaman aşımına uğruyor. Öte yandan, mevzuatımızda gerek tarh zaman aşımını, gerekse tahsil zaman aşımını kesen birçok neden de bulunuyor. Şikâyet konusu olan, mali idarenin zaman aşımını kesmek için, hukuku zorlamasıdır. Örneğin matrahları belli olan birçok kazanç ve irat, tam zaman aşımının dolduğu yılın sonunda, dayanaksız olarak Takdir Komisyonlarına sevk edilirler. Ya da tahsil zaman aşımını kesmek için yıl sonlarında birer liralık tahsilâtlar yapılır. Sizce bu toptancılık garip gözükmüyor mu?
 

İ.Hüseyin Yıldız

Akşam / 22.08.2007
 

 

@ MuhasebeNet Mail Listesine Kayıt Olun

  Mevzuat değişiklikleri, güncel bilgi haber ve yorumlar Sizin mailinize de gelsin

(Ücretsiz üyelik için tıklayınız)

 


Copyrıght © 2005 -2007  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.