Damga vergisinde bilinmesi gerekenler
Merkezi yönetim bütçelerinin
gelirleri içinde yaklaşık yüzde 1,8 gibi bir yer tutan
damga vergisi ile ilgili olarak, son yıllarda, ortaya
çıkan ekonomik ve sosyal gelişmeler paralelinde, gerek
yasalarla gerekse yasaların verdiği yetkiler
çerçevesinde tebliğlerle önemli değişiklikler
yapılmıştır. Ticari hayatın işleyişi içinde çoğu zaman
mükelleflerin yeterince önemsemedikleri ve göz ardı
ettikleri bu vergiye ilişkin temel bilgileri ve bu
verginin ödenme şekillerini hatırlamakta fayda olduğu
düşüncesindeyiz.
Bilindiği üzere, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'na
göre; kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar
damga vergisine tabidir. Kanuna ekli (2) sayılı tabloda
yazılı kağıtlar ise damga vergisinden müstesnadır.
Kanundaki kağıtlar terimi, yazılıp imzalamak veya imza
yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve
herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz
edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza
kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik
veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade eder.
Yabancı memleketlerde ya da Türkiye'deki yabancı elçilik
ve konsolosluklarda düzenlenen kağıtlar, Türkiye'de
resmi dairelere ibraz edildiği, üzerine devir veya ciro
işlemleri yürütüldüğü veya herhangi bir suretle
hükümlerinden faydalanıldığı takdirde vergiye tabi
tutulur.
Damga vergisinin mükellefi kağıtları imza edenlerdir.
Resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait
kağıtların damga vergisini kişiler öder. Yabancı
memleketlerle Türkiye'deki yabancı elçilik ve
konsolosluklarda düzenlenen kağıtların vergisini,
Türkiye'de bu kağıtları resmi dairelere ibraz eden,
üzerlerinde devir veya ciro işlemleri yapanlar veya
herhangi bir suretle hükümlerinden faydalananlar
öderler.
Bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kağıtların her
nüshası ayrı ayrı aynı miktar veya nispette damga
vergisine tabidir. Bir kağıtta biribirinden tamamen ayrı
birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların
herbirinden ayrı ayrı vergi alınır. Bir kağıtta toplanan
akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma
oldukları takdirde damga vergisi, en yüksek vergi
alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınır.
Kağıtlara konulan imzanın birden fazla olması verginin
tekerrürünü gerektirmez. Bir resmi daire veya bir gerçek
veya tüzel kişi adına kağıtlara konulan birden fazla
imza bir imza hükmündedir.
Kanunda yazılı resmi daireden maksat, genel ve katma
bütçeli daire ve idarelerle, il özel idareleri,
belediyeler ve köylerdir. Bu dairelere bağlı olup ayrı
tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmeler resmi daire
sayılmaz.
Damga vergisi nispi veya maktu olarak alınır. Nispi
vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu
kağıtlarda yazılı belli para, maktu vergide kağıtların
mahiyetleri esastır. Belli para terimi, kağıtların
ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl
edeceği parayı ifade eder. Nispi damga vergisine tabi
kağıtların muhtevasında katma değer vergisi yönünden
herhangi bir düzenleme olup olmadığına bakılmaksızın,
katma değer vergisi, damga vergisi matrahına dahil
edilmeyecektir.
Damga vergisine tabi kağıtlarda yazılı yabancı paralar
kağıtların düzenlenip imzalandığı gün için Merkez
Bankası'nca ilan edilen döviz satış kuru üzerinden Türk
parasına çevrilerek ona göre damga vergisi alınır.
Damga vergisi makbuz karşılığı, istihkaktan kesinti
yapılması veya basılı damga konulması şekillerinden
biriyle ödenir. Bu ödeme şekillerinin hangi işlemler
için ne suretle uygulanacağını tesbite Maliye Bakanlığı
yetkilidir. Daha önce uygulanmakta olan, pul
yapıştırılması suretiyle damga verginin ödenmesi,
01.01.2005 tarihinden itibaren kaldırılmıştır. Damga
Vergisi Kanunu'nun 18'inci maddesinde yapılan değişiklik
ile makbuz karşılığında ödeme şekli asıl ödeme usulü
olarak belirlenmiş ve Maliye Bakanlığı'na makbuz
verilmesi şekliyle ödemeye ilişkin usul ve esasları
belirleme yetkisi verilmiştir. Maliye Bakanlığı bu
yetkisini kullanarak, 04.02.2005 tarihli Resmi Gazete'de
yayımlanan 43 seri no'lu Damga Vergisi Kanunu Genel
Tebliği'nde konuya ilişkin düzenlemeler yapmıştır.
Makbuz karşılığı ödemelerde;
a) Maliye Bakanlığı'nca belirlenen mükellefler, kurum ve
kuruluşlar tarafından bir ay içinde düzenlenen
kağıtların vergisinin, ertesi ayın yirmi üçüncü günü
akşamına kadar vergi dairesine bir beyanname ile
bildirilmesi ve yirmialtıncı günü akşamına kadar
ödenmesi,
b) (a) Bendi dışındaki hallerde, kağıdın düzenlendiği
tarihi izleyen onbeş gün içinde vergi dairesine bir
beyanname ile bildirilmesi ve aynı süre içinde ödenmesi
gerekmektedir.
16 seri no'lu Damga Vergisi Genel Tebliği'nde, aşağıdaki
kurum ve kuruluşların sürekli damga vergisi
mükellefiyetinin olması gerektiği ifade edilmiştir:
Katma bütçeli idareler
İl özel idareleri-belediyeler
Döner sermayeli kuruluşlar
Bankalar
Kamu iktisadi keşebbüsleri
Devlet ve kamu iktisadi teşebbüsleri iştirakleri
Özerk kuruluşlar
Diğer kamu kurumları
Anonim şirketler
Yukarıdaki kurum ve kuruluşların damga vergisi defteri
tutması ve bu defterleri notere veya ticaret sicil
memurluğuna tasdik ettirmesi gerekmektedir. Damga
Vergisi Kanunu 16 seri no'lu Genel Tebliği'nde
sayılanların yanısıra bu statüye sonradan dahil olanlar
da aynı uygulamaya tabi olacaktır.
Yukarıda belirtilen listeye 32 eri no'lu Damga Vergisi
Genel Tebliği ile aşağıda yer alan kişi ve kuruluşlar da
eklenmişti:
"5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'na tabi diğer
mükellefler
(Limited şirketler de bu kapsam içindedir).
Kollektif ve adi komandit şirketler.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde
bilanço esasına göre defter tutanlar.
Maliye Bakanlığı'nca 43 no'lu tebliğ ile, 32 seri no'lu
Damga Vergisi Genel Tebliği'nde yer alan listeye 12'nci
sıradan sonra gelmek üzere '213 sayılı Vergi Usul Kanunu
hükümleri çerçevesinde işletme hesabı esasına göre
defter tutanlar" da eklenmiştir.
Ancak, Damga Vergisi Kanunu 32 seri no'lu Genel
Tebliği'nde sayılan kurum ve kuruluşlar (örneğin limited
şirketler) ile listeye yeni eklenenlerin (işletme hesabı
esasına göre defter tutanların) sürekli damga vergisi
mükellefiyeti tesis ettirmesi ve defter tutmaları
ihtiyaridir. Bu mükelleflerden sürekli mükellefiyet
tesis ettirmek istemeyenlerin, damga vergisine ilişkin
kayıtlarını Vergi Usul Kanunu'na göre tutmak zorunda
oldukları defterlerinde ayrıntılı olarak göstermek şartı
ile ayrıca damga vergisi defteri tutmalarına gerek
bulunmamaktır. Bu şekilde ihtiyarilik hakkını kullanarak
sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis ettirmeyen
mükellefler, düzenledikleri veya taraf oldukları
kağıtlara ilişkin damga vergilerini 488 sayılı kanunun
22/b bendine göre kağıdın düzenlendiği tarihi izleyen
onbeş gün içinde ilgili vergi dairesine damga vergisi
beyannamesi ile bildirecek ve aynı süre içinde
ödeyeceklerdir.
Sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmesi
durumunda, damga vergisinin gelir veya kurumlar vergisi
yönünden bağlı olduğu vergi dairesine beyan edilip
ödenmesi uygulamasına devam edilecektir. Diğer taraftan,
bankalar, anonim şirketler gibi merkezleri dışında başka
il veya ilçelerde faaliyet gösteren şubelerin
düzenledikleri kağıtlara ait damga vergileri ise,
şubeler tarafından, muhtasar beyannamelerinin verildiği
vergi dairelerine sürekli damga vergisi mükellefiyeti
tesis ettirerek beyan edilip ödenecektir.
488 sayılı kanunun 22'nci maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendi dışındaki hallerde ise, süreksiz mükellefiyet
çerçevesinde,
-Tek vergi dairesi bulunan il ve ilçelerde mevcut vergi
dairelerine,
-Bağımsız vergi dairesi olmayan ilçelerde bağlı vergi
dairesine (Malmüdürlüklerine),
-Birden fazla vergi dairesi bulunan il ve ilçelerde
süreksiz yükümlülüklerle ilgili iş ve işlemleri yürüten
vergi dairelerine, damga vergisi beyannamesi ile beyan
edilip ödenecektir.
43 no'lu tebliğle bazı kağıtlara ait damga vergisinin
aşağıdaki şekilde ödenmesi uygun görülmüştür:
1. Genel bütçeli daireler ile kişiler arasında
düzenlenen kağıtlara (ihale kararları hariç) ait damga
vergileri, anılan dairece kağıdın mahiyeti ve nispi veya
maktu vergi tutarını gösteren formüle edilmiş bir
yazıyla, kişinin tabi olduğu ödeme usulüne
bakılmaksızın, kişiler tarafından, kağıdın
düzenlenmesinden önce peşin olarak, kağıtların
düzenlendiği yerdeki ilgili vergi dairesine makbuz
karşılığı ödenmesi sağlanacak, verginin ödendiğine dair
mükellefçe getirilecek makbuzun aslı ilgili iş kağıdına
bağlanacak, makbuzun onaylı bir örneği de ilgiliye
verilecektir. Düzenlenen makbuza, verginin hangi işe ve
kağıda ait olduğuna dair bilginin yazılması da
gerekmektedir.
Söz konusu kağıtların noterliklerde düzenlenmesi
halinde, bu kağıtlara ait damga vergilerinin 1512 sayılı
Noterlik Kanunu çerçevesinde noterler tarafından makbuz
karşılığı tahsil ve beyan edilmesi uygulamasına devam
edilecektir.
2. Genel bütçeli daireler tarafından alınan ihale
kararlarına ait damga vergilerinin, ihale kararının
müteahhide tebliğinden itibaren en geç 15 gün içinde,
verginin mükellefi olan müteahhitlerce, ilgili vergi
dairesine beyanname verilmeksizin ödenmesi uygulamasına
devam edilecektir.
3. Sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis ettiren
mükellefler tarafından vergi dairelerine tasdik için
getirilen bilançolar, gelir tabloları ve işletme hesabı
özetlerinin üzerinde ".... YTL damga vergisi
tarafımızdan makbuz karşılığı ödenecektir. Defter sıra
no ...." kaşesinin bulunması ve kağıdı düzenleyen
mükellefin imzaya yetkili elemanları tarafından
onaylanması halinde tasdik işlemi yapılacaktır.
Ancak, sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis
ettirmeyen mükellefler tarafından vergi dairelerine
tasdik için getirilen bilançolar, gelir tabloları ve
işletme hesabı özetlerine ait damga vergileri vergi
dairesi tarafından makbuzla tahsil edildikten sonra
tasdik işlemi yapılabilecektir. Söz konusu makbuzlara
".... tarihli bilanço", veya ".... tarihli gelir
tablosu" gibi bir ibare konularak makbuzun hangi kağıda
ait olduğunun belirtilmesi gerekmektedir.
4. Mükelleflerin, damga vergisinin ödendiğine ilişkin
makbuzu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri
çerçevesinde saklaması ve istenildiğinde yetkililere
ibraz etmesi zorunludur.
5. Makbuz karşılığı ödenecek damga vergisi yoksa damga
vergisi beyannamesi verilmesine gerek bulunmamaktadır.
Daha önceleri, 488 sayılı kanunun 22'nci maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sürekli damga
vergisi mükellefiyeti tesis ettiren mükelleflerin, bu
durumu bir yazı ile beyanname verme süresi içinde vergi
dairesine bildirmesi istenilirken bu uygulamadan da
vazgeçilmiş olup, böyle bir yazı verilmesine de gerek
bulunmamaktadır.
6. Noterliklerde düzenlenen veya tasdik için noterlere
getirilen kağıtların damga vergilerinin noterler
tarafından tahsil edilmesi uygulamasına devam
edilecektir.
Vergi ve cezada sorumluluk:
Zorunlu veya ihtiyari olarak sürekli damga vergisi
mükellefiyeti tesis ettiren mükellefler ile diğer
kişiler arasında düzenlenen ve damga vergisine tabi olan
kağıtlara ait verginin tamamı sürekli damga vergisi
mükellefiyeti tesis ettiren mükellefler tarafından
kanunun 22'nci maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirlenen süre içinde beyan edilip
ödenecektir. Verginin zamanında beyan edilip ödenmemesi
veya eksik ödenmesi durumunda, vergi, ceza ve fer'ileri
işleme taraf olan ve damga vergisini sürekli makbuz
verilmesi şekliyle ödemek zorunda olan mükelleflerden
alınacaktır. Ancak, bu mükelleflerin vergi aslı için
karşı tarafa rücu hakkı saklıdır. Örneğin, bir anonim
şirket ile gerçek kişi arasında düzenlenen sözleşmenin
damga vergisinin beyan edilip ödenmesinden anonim şirket
sorumludur. Sözkonusu beyan ve ödemenin anonim şirket
tarafından yerine getirilmemesi durumunda, vergi, ceza
ve fer'ileri işleme taraf olan ve damga vergisini
sürekli makbuz verilmesi şekliyle ödemek zorunda olan
anonim şirketten aranacaktır. Ancak, anonim şirket
yalnızca karşı tarfın payına düşen vergi aslı için
sözleşmenin diğer tarafı olan gerçek kişiye rücu ederek,
ödediği damga vergisini yasal yollardan tahsil etme
hakkına sahiptir.
Zorunlu veya ihtiyari olarak sürekli damga vergisi
mükellefiyeti tesis ettirenler dışında kalan kişiler,
imzalarını taşıyan kağıtların damga vergilerinin,
kanunun 22'nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
hükmü çerçevesinde kağıdın düzenlendiği tarihi izleyen
onbeş gün içinde vergi dairesine damga vergisi
beyannamesi ile bildirilmesi ve aynı süre içinde
ödenmesinden sorumludurlar.
Diğer kurum ve kuruluşlar ile
kişilerin mecburiyeti:
5281 sayılı kanunla 488 sayılı kanunun 27'nci maddesinde
yapılan değişiklikle, noterlerin damga vergisi ödenmemiş
veya noksan ödenmiş kağıtları vergi ve cezası usulüne
göre ilgili vergi dairesine ödenmedikçe tasdik
edemeyecekleri veya bunların suretlerini çıkarıp
veremeyecekleri; bu hükme aykırı olarak işlem yapılması
halinde, mükellef hakkında Vergi Usul Kanunu hükümleri
uygulanmakla birlikte, noterlerden de tasdik ettikleri
veya üzerinde işlem yaptıkları her kağıt için kanunen
alınması gereken cezası ayrıca alınacağı hükme
bağlanmıştır.
488 sayılı kanunun 27'nci maddesinin üçüncü fıkrası ile,
bankalar ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile
iştiraklerinin yanısıra 22'nci maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi uyarınca zorunlu veya ihtiyari
olarak sürekli mükellefiyet tesis ettirenlere de vergiye
tabi kağıtları işleme koymadan önce damga vergisinin
ödenip ödenmediğini arama zorunluluğu getirilmiştir.
Damga vergisini makbuz karşılığı veya istihkaktan
kesinti yapmak suretiyle ödeyecek olanlar tarafından
düzenlenen vergiye tabi kağıtlar üzerine ".... YTL damga
vergisi tarafımızdan makbuz mukabili ödenecektir. Defter
sıra no..." veya ".... YTL damga vergisi tarafımızdan
istihkaktan kesinti şekliyle ödenecektir. Defter sıra
no..." kaşesi bulunması ve kağıdı düzenleyen kuruluşun
imzaya yetkili elemanları tarafından onaylanması halinde
bu kağıtları işleme koyanlar ayrıca damga vergisinin
ödenip ödenmediğini araştırmak mecburiyetinde
değillerdir.
Daha önce yapılmış olan yasal düzenlemelerle getirilen
istisna uyarınca, anonim, eshamlı komandit ve limited
şirketler ile yatırım fonlarının kuruluşları, sermaye
artışları ve süre uzatımlarına ilişkin olarak düzenlenen
kağıtlar damga vergisine tabi olmayacaktır. Keza,
kambiyo senetleri (bono ve poliçeler) de damga vergisine
tabi tutulmayacaktır.
Belli parayı ihtiva eden sözleşmeler binde 7,5 oranında,
kira sözleşmeleri ise binde 1,5 oranında damga vergisine
tabidir. Ancak, iktisadi işletmelere dahil olmayan
gayrimenkullerin dernek ve vakıflarca yerleşim yeri
olarak veya gerçek kişilerce mesken olarak kiralanmasına
ilişkin kira mukavelenameleri damga vergisinden istisna
edilmiştir. Örneğin, bir tüccarın iktisadi işletmesine
dahil olmayan gayrimenkulunu bir gerçek kişiye
kiralaması durumunda, buna ilişkin kira sözleşmesi damga
vergisinden istisna olacak, ancak iktisadi işletmesine
dahil bir gayrimenkulunü bir gerçek kişiye kiralaması
durumunda söz konusu kira sözleşmesi damga vergisine
tabi olacaktır.
Keza, iktisadi işletmelere dahil olmayan
gayrimenkullerin gelir vergisinden muaf esnaf, gelir
vergisinden muaf serbest meslek erbabı ve basit usulde
vergilendirilen ticari kazanç sahipleri tarafından
işyeri olarak kiralanması durumunda buna ilişkin kira
sözleşmeleri de damga vergisine tabi olmayacaktır.
Damga vergisine ilişkin bilinmesi gerekenler yalnızca
bunlarla sınırlı olmayabilir. Ancak, yazımızın boyutunu
daha fazla aşmamak amacıyla, verilen bilgiler
sınırlandırılmaya çalışılmış olup, gerektiğinde sonraki
yazılarımızda da zaman zaman bu konulara değinilecektir.
Akif Akarca
akif.akarca@alfaymm.com
Dr.Mehmet Şafak
mehmet.safak@alfaymm.com
Dünya gazetesi / 01.11.2007
|