Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   04.08.2007
    

                                           Ana Sayfa 

                             Muhasebe Forum 

                                      SSK Mevzuat

                                    Danışma Hattı 

                      2007 Yılı Uygulamaları

                         Staj-Stajyer Rehberi

                     2007 Yılı Pratik Bilgiler

 

 

 


 

KOBİ ve Esnaf

 

    KÜÇÜK sanayici, bayiler ve esnaf, halk üzerinde etkili kesimdir... Bu kesim her zaman topun ağzındadır. Ekonomide bir sorun olunca önce bunlar çekiyor. Bugüne kadar bu kesim için elle tutulur bir şey yapılmadı. Bu nedenle,
İki farklı piyasa oluştu...

Birisi, alıcı olarak, gelir düzeyi yüksek olanların, spekülatif kâr edenlerin ve devletten yüksek reel faiz alanların olduğu, satıcı olarak da lüks mallar üreten, lüks mallar ithal eden, lüks konutlar üretenlerin hakim olduğu bir piyasa...
Diğeri, alıcı olarak gelir düzeyi düşük olan ve tüketimi gerileyen çoğunluğun olduğu, satıcı olarak da bu düşük gelir guruplarına mal ve hizmet üreten esnaf ve küçük sanayicinin olduğu ikinci bir piyasa.
Lüks konut ve villaların satılması, buna karşılık ucuz ve halk tipi konutların satılmıyor olması, bu ikili yapıyı gösteriyor.
İkinci piyasa için mal ve hizmet üreten Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ) bir yandan finansman, diğer yandan düşük kur nedeniyle ucuz ithalat malı karşısında sıkıntı içindeler.

Mevzuat çok dağınık
1) KOBİ’lerle ilgili mevzuat çok dağınıktır.
Her kurumun kendine göre bir KOBİ tanımı var. Ayrıca bu tanım AB Komisyonu’nun KOBİ tanımına da uymuyor.
Örneğin, KOSKEB, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Devlet İstatistik Enstitüsü, Devlet Planlama Teşkilatı ve KOBİ’lerle ilgili vakıfların ayrı ayrı ve farklı tanımları var.
Bu farklı tanımlardan dolayı KOBİ’ler kamuda nasıl işlem yürüteceğini bilemiyor.
2) Türkiye 6 Ocak 2003’ten itibaren AB’nin 4 çok yıllık programına katılmıştır. Bu programda KOBİ’lerde istihdamın geliştirilmesi finans ve kaynaklarının iyileştirilmesi gibi hususlar, “genel politikalar” olarak belirlenmişti. Oysa ki mevcut durumda, AB ülkelerine göre, Türkiye’de KOBİ’lerin finansman imkânları ve istihdam yaratma imkânları çok sınırlıdır.
KOBİ’lerin kredilerden aldıkları pay

ALMANYA 64.0 35.0
İNGİLTERE 36.0 27.2
FRANSA 49.4 48.0
TÜRKİYE 45.6 4.0
Türkiye’de faaliyet gösteren KOBİ’lerin finansman imkânları genellikle kendi öz varlıkları ile sınırlıdır. Devletin borç verebilir fonları kullanması ve mevcut kredi imkânlarının çok sınırlı olması nedeniyle KOBİ’ler ürün geliştirme, teknoloji transferi ve bilişim teknolojileri gibi rekabet gücünü arttıran alanlara yeterince yatırım yapamıyolar. Oysa Avrupa Birliği içerisinde KOBİ’lere finansal açıdan katkıda bulunulması amacıyla oluşturulan Avrupa Sosyal Fonu, Avrupa Bölge Kalkınma Fonu, Avrupa Tarımsal Yönlendirme Ve Garanti Fonu ve Avrupa Yatırım Bankası gibi kuruluşlar KOBİ’lerin karşılaştıkları çeşitli maddi sorunların aşılmasında gereken kolaylık ve desteği göstermektedirler.
Yatırım yapamıyorlar
3) TÜRK KOBİ’lerinin risk sermayesi ve leasing gibi modern finansal araçları kullanabilme yeteneklerinin çok düşük olması ve yıl içerisinde çeşitli kamu kuruluşlarından sağlanan ortalama devlet yardımı tutarının AB’dekine kıyasla beş kat daha aşağıda bulunması, KOBİ’lerimizin rekabet gücünü azaltmaktadır.
4) KOBİ belgesi almanın formalitesi ve bürokrasisi fazladır.
5) KOBİ teşviklerine, popülist yaklaşım hakimdir... Selektif nitelikte değildir.
Oysa ki, rekabet açısından sıkça gündeme gelen Çin’de, şirket kurma, finans, altyapı ve teknoloji konusunda devlet tarafından önemli destekler verilmektedir.
6) KOBİ’lerin kuruluş yerleri olan, Organize Sanayi Bölgeleri de mevcut imar ve bürokratik sorunlar içindedir.


ESFENDER KORKMAZ

04.08.2007

 

 


Copyrıght © 2005 -2007  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.