Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   12.07.2007
    

                                           Ana Sayfa 

                             Muhasebe Forum 

                                      SSK Mevzuat

                                    Danışma Hattı 

                      2007 Yılı Uygulamaları

                         Staj-Stajyer Rehberi

                     2007 Yılı Pratik Bilgiler

 

 

 


Kur farklarında katma değer vergisi

Bilindiği üzere, döviz ile ilgili hususlar Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karar ve bu karara istinaden çıkarılan Tebliğler ve Merkez Bankası Genelgeleri'nde düzenlenmiştir. Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karar hükümlerine göre;

- Türkiye'de yerleşik kişilerin beraberlerinde döviz bulundurmaları, bankalar, yetkili müesseseler, PTT ile kıymetli maden aracı kuruluşlarından döviz satın almaları, dövizleri bankalarda açacakları döviz hesaplarında tutmaları, efektif olarak kullanmaları, bankalar ve vasıtasıyla yurtiçinde ve yurtdışında tasarruf etmeleri serbesttir.

- Keza, Türkiye'de yerleşik kişilerin, dışarıda yerleşik kişilerden, Türkiye'de yapacakları işlemler nedeniyle döviz kabul etmeleri serbesttir.

Kambiyo düzenlemeleri olarak adlandırılan bu düzenlemelerde, Türkiye'de yerleşik kişilerin yine Türkiye'de yerleşik kişilerden yapacakları mal ve hizmet alım bedellerini döviz olarak ödeyebilecekleri belirtilmemiştir.

Öte yandan, Vergi Usul Kanunu'nun 215'nci maddesinde; bazı sınırlı istisnalar dışında, vergi kanunlarına göre tutulacak defterlerin Türkçe tutulması zorunluluğu getirilmiş ve kayıt ve belgelerde Türk Para biriminin kullanılacağı vurgulanmıştır.

Geçmişte konuyla ilgili olarak Yargıtay'ca alınan bir kararda ise, yukarıda belirtilen hususlar ve 32 sayılı karardaki yasal düzenlemeler dikkate alınarak, Türkiye'de yerleşik kişilerin, Yurtdışında yerleşik olmayan kişilerle yapacakları işlemlerde döviz kullanamayacakları belirtilmiştir. Bu karar sonrasında, Maliye Bakanlığı, geçmişte mukteza bazında verdiği görüşlerde; Türkiye'de yerleşik kişilerin yine Türkiye'de yerleşik kişilerden yapacakları mal ve hizmet alımlarında döviz esas alınarak yapılan işlemleri "dövize endeksli işlem" olarak değerlendirmiş ve katma değer vergisi açısından da, bu işlemler neticesinde ortaya çıkan kur farklarının katma değer vergisi matrahına dahil olması gerektiğini bildirmiştir. Ancak, 105 no'lu genel tebliğin yayımlanmasına kadar, bu hususta bir tebliğ düzenlemesi yapılmamış ve kur farklarının gerek katma değer vergisi karşısındaki gerekse gelir vergisi karşısındaki durumu teoride çok tartışılmış ve farklı yargı kararlarına da konu olmuştur.

Bilindiği üzere, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 24'üncü maddesi hükmüne göre;

"Aşağıda yazılı unsurlar matraha dahildir:

a) Teslim alanın gösterdiği yere kadar satıcı tarafından yapılan taşıma, yükleme ve boşaltma giderleri,

b) Ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi unsurlar,

c) Vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan hertürlü menfaat, hizmet ve değerler."

 

30.06.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 105 seri no'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nde, konuyla ilgili olarak açıklamalar yapılmıştır. Yapılan açıklamalara göre, vade farkları, kur farkları ve matrahta değişikliğe yol açan işlemlerde, katma değer vergisi uygulamaları şu şekilde olacaktır:

1. Vade farklarında KDV uygulaması

Teslim ve hizmet işlemlerine ait faturada ayrıca gösterilen vade farkları matraha dahil edilecek ve işlemin tabi olduğu KDV oranı üzerinden vergilendirilecektir.

Öte yandan, vadeli işlemlerde bedelin zamanında ödenmemesi nedeniyle ortaya çıkan yeni vade farkları da vadeli satışa konu teslim ve hizmete ilişkin matrahın bir unsuru olduğundan, bu vade farkları ayrıca fatura edilecek ve vadeli satışa konu teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemlerin tabi olduğu oran üzerinden KDV hesaplanarak, vade farkı faturasının düzenlendiği döneme ilişkin beyannamede beyan edilecektir.

2. Kur farklarında KDV uygulaması

Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibariyle vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilecektir.

Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenecek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanacaktır. (Tebliğde, kur farkları için katma değer vergisi hesaplanırken, oluşan kur farkı tutarı üzerinden iç yüzde ile mi katma değer vergisi hesaplanacağı, yoksa kur farkı tutarı üzerinden katma değer vergisi hesaplanıp kur farkı tutarına ilave mi edileceği konusunda bir açıklama yapılmamıştır. Kanımızca, borçlanılan mal veya hizmet bedeli katma değer vergisi tutarını da içerdiğinden, bu gibi durumlarda oluşacak kur farkları da katma değer vergisi tutarını da içeriyor kabul edilmeli ve katma değer vergisi iç yüzde yöntemi ile hesaplanmalıdır. Alım bedelinin bir kısmı ya da katma değer vergisine isabet eden kısmı alım esnasında peşin olarak ödenmiş olsa bile oluşacak kur farkı üzerinden iç yüzde yöntemiyle katma değer vergisi hesaplanmalıdır. Örneğin; katma değer vergisi oranı yüzde 18 olan bir mal 1000 dolar karşılığı satın alınmış ve satın alınma tarihindeki kur 1,30000 YTL, ödeme tarihindeki kur 1,50000 YTL ise, satıcı lehine oluşacak kur farkı tutarı 200,00 YTL olacaktır. Bu durumda oluşan 200,00 YTL kur farkı hem mal bedelini hem de katma değer vergisi tutarını içerdiğinden, düzenlenecek faturada kur farkı tutarı 169,49 YTL, katma değer vergisi tutarı ise 30,51 YTL olarak yer almalıdır).

Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanacaktır.

 

3. Malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi veya işlemden vazgeçilmesi hallerinde KDV uygulaması

KDV Kanunu'nun 35'inci maddesinde, "Malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükellef bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükellef ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzeltir. Şu kadar ki, iade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması ve bu girişin defter kayıtları ile beyannamede gösterilmesi şarttır" hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, matrahta değişikliğin vuku bulduğu tarihte işlemin tabi olduğu KDV oranının değişmiş olması halinde düzeltme işlemi, ilk teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan KDV oranı esas alınmak suretiyle yapılacaktır.

 

Akif AKARCA

Dünya online / 12.07.2007

 


Copyrıght © 2005 -2007  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.