Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   16.09.2007
    

                                           Ana Sayfa 

                             Muhasebe Forum 

                                      SSK Mevzuat

                                    Danışma Hattı 

                      2007 Yılı Uygulamaları

                         Staj-Stajyer Rehberi

                     2007 Yılı Pratik Bilgiler

 

 

 


 

Kapalı telefona çeşit çeşit vergi ödeniyor
 

Cep telefonunda, Dünya rekorunun Türkiye’de olduğunu biliyorsunuz. Türkiye’deki verginin oranı yüzde 56’yı buluyor.

Bizden sonra Uganda (yüzde 30) ve Zambia (yüzde 28) geliyor.
Dünyada cep telefonundan alınan vergilerin ortalaması yüzde 17.
Türkiye’de yüzde 56...
Demek ki dünya ortalamasının üç katından bile fazla!..
Bu arada vergi oranı sadece yüzde 3 olan Suriye ve Çin gibi ülkeler de var. Yüzde 5 olan ülkeler de...

KAPALI TELEFONA DA VAR
Cep telefonunuz, borcu ödenmediği için kapandı diyelim.
“Oh kurtuldum. Vergi mergi yok.” demeyin.
Vergi de var, mergi de...
Ödemediğiniz borcun, her ay itibariyle gecikme faizi isteniyor.
Devamı var...
Gecikme faizi tutarı üzerinden, yüzde 18 “Katma Değer Vergisi” ve yüzde 25 “Özel İletişim Vergisi” isteniyor.
Telefon kapalı...
İstenen vergi; İletişim Vergisi!..
Fıkra gibi bir olay. İletişim yok ki vergisi olsun!..
Hadi “İletişimsizlik Vergisi” olsa neyse...

BİTMEDİ DEVAMI VAR
Vergi benzeri ücret ve paylar da var.
Örneğin, faturalı abonelerden, yıl sonuna kadar eşit taksitte, “Telsiz Kullanım Ücreti” isteniyor.
Faturasız aboneler, bir yıllık kullanım ücretini, peşin ödüyorlar. Faturasız aboneler, aboneliklerini iptal ettirmeleri halinde de peşin ödedikleri kullanım ücretinin, kullanılmayan kısmını geri alamıyorlar.
İşletmeciler de elde ettikleri brüt gelirin yüzde 15’ini, her ay “Hazine Payı” olarak ödüyorlar.
Halk arasında kullanılan “Ancak uçanla kaçan kurtulabiliyor” diye bir söz var.
Cep telefonunda bu söz de geçerli değil. Konuşan da konuşmayanlar da çeşit çeşit vergi ödüyorlar...

GÜNÜN SÖZÜ
Açlıktan ölen bir köpeği alıp, onu doyurursanız, sizi ısırmaz; köpekle insan arasındaki en temel farklılık budur.
Mark Twain

MÜHENDİS

YARISI su dolu bardağa,
İyimser: “Ne güzel, bardağın yarısı dolu” der.
Kötümser: “Ne kötü, bardağın yarısı boş” der.
Mühendis: “Bardak, olması gerektiğinden iki kat daha büyük” der.
(Teşekkürler İsmet DAYIOĞLU)

ERKEKLER

40 yaşına kadar “Sevgililerini”
40-60 yaş arası “Hangi restoranda yemek yediklerini”
60’dan sonra “Hangi doktor ve hangi hastanenin iyi olduğunu” konuşurlar.
(Teşekkürler Mehmet YAZAR)

HAYRET!..

Oy kullanmayana ilginç bir af

MİLLETVEKİLİ Seçim Kanunu’nun 63. maddesine göre; seçmen kütüğünde kaydı ve listede adı bulunan seçmenlerin, meşru mazereti olmadan, oy kullanmamaları halinde, “5 YTL para cezası” ödemeleri gerekiyor.
22 Temmuz’daki son seçimde 6 milyon civarında seçmen oy kullanmadı. Buna göre yaklaşık 30 milyon YTL (30 trilyon lira), ceza tahsil edilmesi gerekiyor.
Öte yandan, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesine göre; 8 YTL’ye kadar olan alacaklar, terkin olunabiliyor yani silinebiliyor. Gerekçesi de tahsili için yapılacak giderlerin, alacaktan fazla olması gösteriliyor. Sonuçta, 5 YTL’ler tahsil edilmiyor.
Peki o zaman bu 5 YTL’lik “oy kullanmama cezası” niye getirildi?

Kayserili
TEBESSÜM

KÜÇÜK bir kasabada yaşayan Yahudi, daha büyük bir şehre yerleşip, ticaret yapmak için, eşeğine binip Kayseri’ye gitmiş.
Bir hana yerleşen Yahudi, getir-götür işlerine bakan çocuğu çağırıp, para vermiş ve;
“Oğlum, git bana öyle bir şey alıp getir ki, hem ben yiyeyim, hem eşeğim yesin. Hem de sabaha kadar eğleneyim” demiş.
Parayı alan çocuk, “Peki amca” diyerek, çarşıya gitmiş. On dakika sonra, kucağında bir karpuz ile gelmiş. Yahudiye;
“Al Amca, bu karpuzun içini sen ye, kabuğunu eşeğin yesin. Çekirdeği ile de sabaha kadar eğlenirsin.”
demiş. Bunu gören Yahudi;
“Bu şehirden bana ekmek çıkmaz. Küçük çocuğu böyleyse, kim bilir büyükleri nasıldır?” demiş ve sabahleyin erkenden, eşeğine binip Kayseri’den başka şehre gitmek üzere ayrılmış.

Bekaret kemeri

ŞÖVALYELERİN gözüpek olduğu eski zamanlarda, bu şövalyelerden biri Haçlı Seferlerine çıkmaya karar verir. Yola çıkmadan önce kahyayı yanına çağırır:
- Haçlı Seferlerine katılacağım. Karımın bekaret kemerini sana veriyor ve sana güveniyorum. Eğer 10 yıl içinde dönmezsem, anahtarı kullanabilirsin.
Şövalye baştan aşağı donanır, tozlu yollara revan olmadan önce dönüp son bir kez şatosuna bakar. Birden kahyanın, bağırarak nefes nefese şatodan dışarı koştuğunu görür.
- Durun, durun Majesteleri!.. Oh, iyi ki size yetişebildim. Yanlış anahtar vermişsiniz.
(Teşekkürler Ferda İSPİR)

1961 yılının özelliği

1961 yılı, ilginç bir özelliğe sahip. Benzeri bir özellik ancak 4002 yıl sonra meydana gelebilecek.
Merak ettiniz mi nedir bu özellik?
YANIT: 1961 ters çevrilip okunduğunda, yine aynı yıl olarak okunur. Benzeri durum, 6009 yılında ortaya çıkacak.
Özellikle 1961 doğumluların hoşuna gidebilecek bir olay...

En fazla doğuran kadın

BUGÜNE kadar, en çok çocuk doğuran kadının, çocuk sayısı 69.
Rusya’da 1702-1782 yılları arasında yaşayan bir Rus kadını, 16 ikiz, 7 üçüz ve 4 dördüz olmak üzere 69 çocuk dünyaya getirmiş.

Kaynak: Hürriyet

Şükrü Kızılot

16.09.2007

 

 


Copyrıght © 2005 -2007  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.