Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   18.07.2007
    

                                           Ana Sayfa 

                             Muhasebe Forum 

                                      SSK Mevzuat

                                    Danışma Hattı 

                      2007 Yılı Uygulamaları

                         Staj-Stajyer Rehberi

                     2007 Yılı Pratik Bilgiler

 

 

 


 

Faturaya nasıl itiraz edilir?
 

Prensip olarak fatura, bir malın satıldığı ya da hizmetin ifa edildiği anda düzenlenir. Ancak bu durum zorlayıcı bir kural değil. Vergi Usul Kanunu’nda, fatura düzenlemesi yönünden, “asgari bir süre” yer almakta olup, faturanın, malın teslimi ya da hizmetin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içerisinde düzenlenmesi gerekir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar, hiç düzenlenmemiş sayılıyor.
İtiraz süresi 8 gün


Faturaya itiraz konusunda, Vergi Usul Kanunu’nda herhangi bir hüküm yer almıyor. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa, münderecatını kabul etmiş sayılır” şeklindeki hükümden, faturaya, alındığı tarihten itibaren 8 gün içinde itiraz etme hakkının bulunduğu sonucuna varılıyor. Faturaya itiraz, genellikle, faturada yazılı olan satılan malın ya da yapılan hizmetin tutarına yönelik oluyor. Ayrıca; faturada yazılı malın hiç teslim edilmemesi ya da eksik teslim edilmesi veya faturada yazılı mal ile teslim edilen malın farklı olması faturaya itirazın başlıca nedenleri olabilir. Bunun yanı sıra, malın tutarının ya da yapılan hizmetin bedelinin yüksek gösterilmesi de, faturaya itirazı gerektiren diğer nedenler.


Türk Ticaret Kanunu’nda, “Faturanın düzenlendiği tarihten itibaren” değil, “Faturanın alındığı tarihten itibaren” 8 gün içinde itiraz edilmesinden söz edildiğinden, 8 günlük sürenin hesaplanmasında, faturanın düzenlendiği tarih önemli değil. Kanun koyucunun, faturanın düzenlendiği değil de, alındığı tarihi, “itirazın başlangıç tarihi” olarak belirlemesinin nedeni, geriye doğru 8 günden önceki tarihin yazılması ya da faturanın 8 gün bekletildikten sonra gönderilerek, itiraz hakkının engellenmesine yönelik eylemleri önlemek olduğu anlaşılıyor.


Faturayı alan müşteri veya iş yaptıran kimse, kanuni süresi içerisinde, faturaya karşı itiraz hakkını kullanmışsa, faturayı düzenleyen kimse, bu belgenin doğruluğunu ispat etmekle mükelleftir. Faturaya karşı alıcının sekiz günlük itiraz süresinin başlayabilmesi için, faturanın satıcı tarafından alıcıya “tebliğ” edilmiş olması şarttır. Faturaya süresi içerisinde itiraz etmeyenler, faturanın içeriğini kabul etmiş sayılırlar.
İtiraz yazılı şekle tâbi


FATURAYA itirazın ne şekilde yapılacağına dair herhangi bir açıklık olmamakla birlikte, itirazın noter aracılığıyla veya iadeli taahhütlü bir mektupla ya da telgrafla yapılmasında fayda var. Faturaya karşı yapılan itiraz, hem bir “ihbar” ve “kanuni karine”yi bertaraf (ıskat) anlamı taşıdığı için, yazılı olmalı. Ayrıca, fatura içeriğinde yazılı bulunan miktar bakımından da yine tebliğ ve itirazın yazılı olması ve muhatabın eline geçebilecek bir tarzda gönderilmeli. Faturaya karşı ileri sürülen itirazın, yapılmış olması tek başına yeterli değil. Bunun için faturanın, onu düzenleyen tarafın eline de geçmesi gerekir. Faturaya itiraz olayında, “faturanın içeriğine itiraz” ile faturanın verilmesine neden olan “işi ve hizmetin yapıldığının kabulü” olayı birbirinden tamamen ayrı ve farklı şeyler.


Sonuç olarak faturanın içeriğine, yapılan itirazın satıcı tarafından kabul edilip gereği yerine getirilirse sorun yok. Aksi halde çözüm için yargıya gitmekten başka bir yol görünmüyor.

ARİF ŞİMŞEK

Tercuman

 

 

 


Copyrıght © 2005 -2007  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.