Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   30.07.2007
    

                                           Ana Sayfa 

                             Muhasebe Forum 

                                      SSK Mevzuat

                                    Danışma Hattı 

                      2007 Yılı Uygulamaları

                         Staj-Stajyer Rehberi

                     2007 Yılı Pratik Bilgiler

 

 

 


 

Geçici vergide yanılma payı sorunu ve bir özelge
 

Vergi dairesi başkanlıklarınca verilen özelgeleri tararken İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nca 30.10.2006 tarihinde B.07.1.GİB.4.34.16.01/GVK-Mük.120-12893 / 20667 sayı ile verilmiş ilginç bir özelgeye rastladık. Bu yazımızda hem bu özelgeyi aktarmak hem de irdelemek istiyoruz.

Bu özelge, geçmiş yıllarda daha önce vermiş olduğu geçici vergi beyannameleri için ek beyanname veren bir mükellefin, ek beyanname ile beyan ettiği matraha tekabül eden vergi üzerinden hesaplanacak gecikme faizinin, yüzde 10 yanılma payının toplam matrah üzerinden hesaplanıp bulunan miktarın matrahtan düşülüp kalanı üzerinden hesaplanıp hesaplanmayacağı sorusu dolayısıyla verilmiştir. İdarenin verdiği yanıtı aktarıp irdelemeden önce konuya ilişkin mevzuatı aktaralım.

Bilindiği gibi geçmiş yıllarla ilgili olarak beyan olunan geçici vergi matrahlarında bir matrah farkı bulunması halinde, geçici vergi yine hesaplanmakta, ancak mahsup dönemi geçmiş olduğundan terkin edilmekte, buna karşılık verginin mahsup edileceği döneme kadar geçen süre için gecikme faizi (16.5.2000 tarih ve 2000/6 sayılı uygulama iç genelgesi) ile ceza alınmaktadır.

Öte yandan, geçici vergi matrahının mükelleflerce dönem sonu işlemlerine ilişkin kayıtlar yapılmadan ve dönem sonu işlemlerinden bir kısmı ihmal edilerek belirlenebilmesi dolayısıyla, mükelleflerin hata yapma olasılıkları yüksek olduğunu nazara alan kanun koyucu geçici vergi matrahlarında ileride bulunacak matrah farkları ilgili olarak yüzde 10 oranında bir hoşgörü veya yanılma payı öngörmüştür. Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 120 maddesinde yer alan yasal düzenlemeye göre, "yapılan incelemeler sonucunda, geçmiş dönemlere ait geçici verginin yüzde 10'u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re'sen veya ikmalen geçici vergi tarh edilir. "Demekki bu hükme göre, geçici verginin yüzde 10'dan eksik beyan edildiği hallerde re'sen veya ikmalen tarhiyat yapılmayacaktır.

Bu maddenin yorumu geçmişte tartışma konusu olmuştur. Maliye Bakanlığı, 217 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği'nde, "geçici verginin yüzde 10'u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, yüzde 10'u aşan kısım re'sen veya ikmalen tarhiyata konu olacaktır" şeklinde görüş açıklamıştır. Maliye Bakanlığı'nın konuya ilişkin olarak verdiği 27635 sayı ve 7.6.2000 tarihli muktezasında, geçici vergi beyannamesi vermeyen mükellefler için, yüzde 10'luk hoşgörü uygulamasının söz konusu olmadığı, ancak beyanname vermekle birlikte matrah beyan etmeyen mükellefler için yüzde 10 uygulamasının yine yapılması gerektiği açıklanmıştır.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı yukarıda tarih ve sayısını aktardığımız özelgesinde mükellefin söz konusu sorusunu, "geçmiş dönemlere ait geçici verginin yüzde 10'u aşan tutarda eksik beyan edildiği hallerde, vergi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi uygulamasının eksik beyan edilen kısmın bu oranı aşan kısmı için yapılmasının, sadece re'sen veya ikmalen tarhiyata konu matrah farkları için geçerli olduğu, geçici vergilerin düzeltme beyannamesi ve ek beyanname ile beyan edilmiş olduğu hallerde, söz konusu uygulamadan mükelefin yararlanmasının mümkün bulunmadığı" şeklinde yanıtlamıştır.

Ancak bu özelgeyi farklı hukuki gerekçeyle doğru bulmakla birlikte, özelgedeki idari görüşe katılma olanağı bulamadık. Her şeyden önce, yüzde 10'luk yanılma payını aşan kısım üzerinden gecikme faizi hesaplanmasını, sadece ikmalen ve re'sen tarhiyat halleri ile sınırlayıp, bu konuda kendiliğinden beyanname verenleri bu uygulamadan yararlandırmayan görüş, mükellefleri kendiliklerinden beyanda bulunmaktan caydırıcı nitelik taşımaktadır. Zira kendiliğinden beyanda bulunmaya nazaran, fiilin idarece tespiti ve ikmalen yahut re'sen tarhiyata konu edilmesi hali daha avantajlı kılınmaktadır. Bu ikinci durumda mükellef (mahsup dönemi geçmemişse vergi de dahil olmak üzere), ceza ve gecikme faizini her birinde ve birinci duruma nazaran yüzde 10 az ödeyecektir. Bu durumda, yakalanmama ihtimalinin yüksekliği de nazara alınırsa, hataen eksik beyanda bulunan mükellefler niçin kendiliklerinden ek beyanname versinler. İdari görüşler, "mükellef zaten ek beyanname vermiş, ne koparırsak k‰rdır anlayışı ile" verilmez. İdarece yakalanma halinde mükelleflere tanınan olanakları, kendiliğinden gelen mükelleften esirgeyip, sonra da mükellef haklarından söz etmek, sadece samimiyetsizliği gösterir.

Öte yandan bu idari görüş, Maliye Bakanlığı'nca genel tebliğ ve sirküler bazında savunulan "geçici verginin yüzde 10'u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, yüzde 10'u aşan kısım re'sen veya ikmalen tarhiyata konu olacaktır" görüşünü de sürdürmektedir. Oysa bu görüşün yanılgınlığını daha önce yazdık ve kanun koyucunun iradesinin, "geçici vergi matrahının yüzde 10'dan az oranda eksik beyan hallerinde tarhiyat yapılmaması, aşan oranda eksik beyan halinde tarhiyatın eksik beyan edilen kısmın tamamı üzerinden yapılması gerektiği" şeklinde anlaşılması gerektiğini, aksi halde bu yorumun bütün mükelleflere yüzde 10'a kadar eksik beyan etme hakkının tanınması anlamına geleceğini daha önce de söyledik. Kaldı ki bu görüşümüzün doğruluğu daha sonraki yargı kararlarıyla da ortaya çıktı. Daha önceki yazımızda değerlendirdiğimiz danıştay kararı, hem görüşlerimizin haklılığını teyit etmiş, hem de genel tebliğ açıklamasının hukuka aykırılığını tescil etmiştir. Danıştay 3. Dairesi E.2005/1149 K.2005/1925 sayı ve 20.9.2005 tarihli bu kararı ile, yüzde 10'dan fazla oranda eksik beyan edilen geçici vergi tarhiyatının yüzde 10'luk kısma tekabül eden bölümünü kaldıran Malatya Vergi Mahkemesi kararını bozarak yüzde 10'luk kısım üzerinden de yapılan tarhiyatın yasaya uygun olduğuna hükmetti. Kararda yer alan "Verginin yasallığı ilkesi, vergilendirmeye ilişkin temel öğelerin yasada öngörülmesini gerektirdiğinden ve bu alanda vergi idaresine düzenleme yapma yetkisi tanınmadığından, mükerrer 120'nci maddenin 4369 sayılı yasa ile değişik kuralının uygulanmasına ilişkin Maliye Bakanlığı görüşünü duyuran tebliğlerde, geçici vergi matrahının yüzde 10'unu aşan tutarda noksan beyan edilmesi halinde bu oranı aşan kısmın vergilendirmeye konu yapılacağı yönündeki açıklamanın, yasadaki düzenleme karşısında etkili olmayacağı açıktır" şeklindeki gerekçe, bence son derece önemli bir gerekçedir.

Eğer söz konusu özelgede, "geçici vergi matrahının yüzde 10'dan fazla oranda eksik beyanı edildiğinin tespiti halinde eksik beyan olunan matrahın tamamı üzerinden tarhiyat yapılması gerektiği, bu nedenle mükellefin bu oranı aşan tutarda eksikliği içeren ek beyanında da faiz ve ceza tarhiyatının eksik beyan olunan tutarın tamamı üzerinden hesaplanacağı" şeklinde gerekçe oluşturulsa idi, hem eşitlik sağlanmış olurdu, hem de yargısal görüşe uygun bir görüş oluşurdu.

Aslında bütün bu tereddütler ve tartışmalar, yukarıda aktardığımız bakanlık görüşlerinin yargı kararları doğrultusunda gözden geçirilmesi ile ortadan kalkabilecek konulardır. Yeter ki, birileri bu konulara el atsın.

Dr. A. Bumin Doğrusöz

Dünya online

 


Copyrıght © 2005 -2007  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.