Türkiye'nin Muhasebe Rehberi   I  Yayınlanan En Son Mevzuatlar  I  2010 Vergi Takvimi  I   2010 Yılı Muhasebe Uygulamaları  I  Beyanname Rehberi  
Ana sayfa Yasal Uyarı Künye Danışma Hattı Güncel Bilgi Arşivi

      Kurumlar Vergisi Rehberi

 MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   18 Haziran 2010

  Vergi Rehberi 

  2010 Çalışmaları 
  2010 Pratik Bilgiler 
  Staj - Stajyer Rehberi
  Maliye Rehberi
  BEŞ DAKİKA ARA !...
  Makale Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi  

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

 

 
   

Sigortadan Alınan Tazminatların Vergisel Boyutu

 
   
Ticaret yapmanın her zaman bir takım riskleri vardır. Satış yaptığımız müşterinin iflas etmesi, alacakların vadesinde tahsil edilememesi veya müşteri çeklerinin karşılıksız çıkması ilk aklımıza gelen risklerin başındadır. Riskler kimi zaman yangın, sel, deprem vb. doğal afetlerden kaynaklanabileceği gibi kimi zaman da, trafik kazası, hırsızlık, dikkatsizlik vb. üçüncü şahıslardan kaynaklı olabilmektedir. Karşılaşılan her riskin firmalara maddi manevi bir maliyeti vardır.

Beklenmedik zamanda karşılaşılması muhtemel bu riskler, maddi boyutu ile firmaları zora sokmakta, hatta kimi zaman firmaların ticari hayatlarını dahi bitirebilecek boyutlara ulaşabilmektedir.

Ticari hayatın gereği olarak firmalar başlarına gelebilecek riskler için tedbir alırlar. Bu tedbirlerin başında da risklerin sigortalatılması gelmektedir. Ülkemizdeki sigorta yapısı ve anlayışı her ne kadar gelişmiş dünya ülkeleriyle kıyaslanamayacak ölçülerde olsa da, en genel manada tabi afetlerden, trafik ve sağlık sigortalarından tutun da, hırsızlık, emtia, emtia taşıma, para taşıma, mali mesuliyet, makine kırılması vb. birçok alanda sigortalama hizmeti satın almak mümkün.

Vergi kanunlarımızda, iş ile ilgili olan her türlü sigortalama bedelleri dönemsellik ilkesine göre vergi matrahından indirim konusu yapılmaktadır (sağlık sigortası ve bireysel emeklilik sigortalarında vergiye tabi kazanç üzerinden, asgari ücretin yıllık tutarı ile sınırlı olarak, sırasıyla %10 ve %5). Vergi kanunlarımızda, sigorta ödemelerinin, vergi matrahını aşındırıcı yönde gider boyutu olduğu gibi, bir hasar neticesinde alınan tazminat bedellerinin de vergisel boyutu vardır.

Alınan sigorta hasar tazminatları ile ilgili düzenleme Vergi Usul Kanunu (VUK) ‘nun 329’uncu ve 330’uncu maddelerinde yapılmıştır.

VUK 329’uncu maddeye göre kısaca, yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen ziyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetler(ATİK) için alınan sigorta tazminatı bunların net aktif değerinden fazla veya eksik olduğu takdirde farkı kar veya zarar hesabına geçirilir. Ancak, alınan sigorta tazminatı ile ziyaa uğrayan malların yenilenmesi işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde tazminat fazlası, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir. Bu süre içinde kullanılmamış olan tazminat farkları kara ilave olunur. Üç yıldan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi halinde bu tazminat fazlası, o yılın matrahına eklenir. Yukarıdaki esaslar dâhilinde yeni değerlerin iktisabında kullanılan tazminat fazlası, yeni değerler üzerinden bu kanun hükümlerine göre ayrılacak amortismanlara mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunur.

VUK 330’uncu madde emtia sigorta tazminatlarını düzenlemiştir, “Emtia ve zirai mahsul ve hayvan kıymetlerinde vukua gelen zayiat dolayısıyla alınan sigorta tazminatları bunların değerlerinden fazla olursa bu fazlalık kara alınır.” Denmek sureti ile olumlu farkların gelir olarak kaydedileceği belirtilmiş olmakla birlikte, alınan sigorta tazminatının emtianın bedelinden düşük olması halinde oluşan zararın nasıl değerlendirileceği hususuna yer verilmemiştir. Bu durumda “emsal bedel” üzerinden gidecek olursak, emtia değer düşüklüğünü düzenleyen VUK’nu 278’inci maddeye göre değeri düşen emtia “emsal bedel” ile değerlenir denilmektedir. Emsal bedel ortalama fiyat esası, maliyet bedeli esası ve takdir esasına göre belirlenir. Değeri düşen emtianın emsal bedeli yalnızca takdir esası yöntemiyle takdir komisyonu tarafından belirlenebilir. Bu durumda meydana gelen değer düşüklüğü “yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller dışında kaynaklanıyorsa, ortaya çıkan zarar kanunen kabul edilmeyen gider olarak kabul edilir. Alınan tazminatlar ise döneminde gelir olarak kaydedilir.

Sigorta sistemimiz her geçen gün gelişmekte ve buna paralel olarak da mevzuatımızda gerekli düzenlemeler yapılmaktadır. Vergi kanunlarımız sigortalar için ödenen bedellerin türüne göre tamamının veya belli bir kısmının vergi matrahımdan indirilmesine izin verdiği gibi, daha sonra karşılaşılan hasarlar sonucu alınan tazminatların da, hasar kaynağının ”atik” veya “emtia” olmasına göre gelir ve gider hesaplarına kaydını istemektedir.

İ.Burak OĞUZ
S.M.M.M.

burak@noktax.com
muhasebenet.net

Yasal Uyarı

Diğer makaleleri

-İşyeri Bildirgesini Zamanında Vermemenin Cezası Asgari Ücretin Üç Katı

-Kira ödemiyorsanız stopaj ödemek zorunda değilsiniz

-Yabancı kimlik numaraları vergi numarası olarak kullanılacak

-Yıllara sari olmayan inşaatlarda vergilendirme

-Çalışanlarınız istirahat raporu alırsa dikkat! Bu ceza çok can yakar!

-Konsinye Olarak İhracat Yapılabilir mi?

-Yabancı para birimi ile fatura düzenlenebilir mi?

-Raporlu Çalışana Ücreti Nasıl Ödenir ?

-Bağış ve Yardımların Vergiden İndirilmesi

-Damga Vergisinde “Nüsha” ve “Suret” ayrımı!

-Serbest Bölgelerde Stopaj Karmaşası

-Tarım projelerine 200.000 TL'ye kadar hibe destek

-Kâğıt Fatura Tarih Oluyor!

-Kira Gelirlerinin Beyan Dönemi Başladı

-Ücretlerde Gelir Vergisi Düştü

-Yurt dışından kullanılan kredilerde stopaj ve KDV

-Ücretlerde Gelir Vergisi Düştü

 

 
    Yasal Uyarı
 
 

    
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght  © 2005-2010 www.muhasebenet.net www.muhasebenet.com. Her hakkı saklıdır.